26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Çarşamba 14 Eylül 2016 Pikap başından kalkılıp Kadıköy’e gidiliyor ‘PlaKadıköy’ Kadıköy Plak Günleri, 24 ve 25 Eylül’de Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde. Plak satışı ve değiş tokuş stantları, Plak DJ seçki yayınları ile zenginleşen etkinli ğe pek çok DJ ve eleştirmen ile yazarımız Murat Beşer de katılırken, girişimde akustik konserler de olacak. Bilgi için: plakadikoy.kadikoy.bel.tr Umutlu mevsimEDİTÖR:EVRİMALTUĞ TASARIM:ZARİFESELÇUK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Gidon Kremer Cindy Sherman P.Mendes da Rocha Martin Scorsese Sanatın ‘Nobel’leri Japonya’nın 1989’dan bu yana Japon Sanat Kurumu’nca verilen Praemium Imperiale adlı dünyaca saygın uluslararası sanat ödülleri açıklandı. Çıkış fikri olarak Nobel ödüllerinin verilmediği dallar şeklinde belirlenmiş uluslararası sanat ödüllerinde bu yıl, performans sanatıyla da ilişkilendirilebilecek yapıtlarında kendini bir tür ‘konu kaynağı’ olarak kullanan ABD’li çağdaş fotoğraf sanatçısı Cindy Sherman ‘resim’, Fransız heykeltıraş ve ressam Annette Messager ‘hey kel’, Brezilyalı Paulo Mendes da Rocha ‘mimarlık’ ve Litvanyalı dünyaca tanınmış çağdaş müzik bestecisi Gidon Kremer ‘müzik’ dallarında, Oscar ödüllü ABD’li senarist ve film yönetmeni Martin Scorsese ise ‘sinema ve tiyatro’ dalında ödüle değer bulundu. Ekim ayında, Japon İmparatoru’nun kardeşi ve Japon Sanat Kurumu Onursal Başkanı Prens Hitachi tarafından yapılacak törenle verilecek ödüller, beraberinde her sanatçı için 15 milyon yen para ödülünü de getiriyor. İptal edilen Aspendos Opera ve Bale Festivali’nin ışıksızlığı ile üzüldüğümüz şu günlerde, 17’nci Antalya Piyano Festivali, Borusan İstanbul Filarmoni Orkest rası ve Boğaziçi Albert Long Hall konserleri, yeni mevsimin umudunu taşıyor Türkiye’nin bu zor günlerinde kültürel etkinlikler düzenlemek adeta bir lüks. Oysa sanat, insanı çağlar boyu nice karabasandan kurtarmış; kargaşalar, savaşlar gelip geçmiş ama her bir sanat eseri çağının gerçek tanığı olarak kalmış. Bugünlerde iyi ki müzik var, iyi ki sanat var diyerek bir sığınak gibi düşünüyorum sanat dallarını. Yaz aylarını geride bırakmaya başlarken, müzik dünyamızın yeni mevsimine bakalım: İlk durağım Aspendos Opera ve Bale Festivali oluyor. 23’üncüsü yapılması beklenen, bir zamanlar Akdeniz’in en görkemli festivali olan bu etkinliğin resmî web sayfası, boydan boya çizgilerle çizilmiş, “15 Temmuz kalkışması nedeniyle” iptal edilmiş. Bu festivale otobüsler dolusu turist gelir, Aspendos’un görkemli ortamına konuk olurlardı. Türk opera ve balesi kendini gösterme fırsatını bulurdu. Sırf bu festival için Avrupa’dan Amerika’dan gelen sanatseverlere “kültür birikimimizi” sunarken kıvanç duyardık. Ne yazık ki son yıllarda, Rengim Gökmen ve Remzi Buharalı gibi yöneticilerin dönemine göre, festivalin uluslararası sanat düzeyi çok aşağı çekilmişti. Mevsimin ilerleyen günlerinde diğer sanat etkinlikleri düzenlenirken, Aspendos’un ışıksızlığı, acı veriyor! 17’nci Antalya Piyano Festivali ise, Gürer Aykal yönetimindeki Akdeniz Filarmoni Orkestrası eşliğinde ve piyanist Zhang Zou’nun solistliğinde 21 Eylül akşamı başlıyor. Bir Flamenko konseri, ünlü kemancı Julian Rachlin re sitali, yine Gürer Aykal yönetiminde Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile Roberto Cominati’nin konseri ve Darrel Ang yönetimindeki ADSO ile Gökhan Aybulus ve Emre Şen konserleri, ilk bakışta göze çarpanlar. ‘Butik Sahne’: Süreyya Süreyya Opera Sahnesi, 10’uncu mevsiminde İstanbul’un opera ve bale izleyicilerine yine özenli programlar hazırlamış. Büyük bir opera sahnesine sahip olmayan koskoca İstanbul’a, kendi ‘butik sahne’siyle teselli oluyor. Bu yılki sahne yapıtları arasında Verdi’den “Ernani”, Offenbach’tan “La Belle Heléne”, Stravinski’den “Hovardanın Sonu”, “Bahar Ayini ve Ateş Kuşu” baleleri yer alacak. Opera orkestrasının senfonik konserleri, “lied” dinletileri ve müzikli çocuk oyunları da artık bu salo nun geleneksel etkinlikleri arasında. Borusan İstanbul Filarmoni Or kestrası (BİFO) mevsime erken başlayanlar arasında. 13 Ekim’deki ilk konseri, son zamanların ünlü mezzosopranosu Joyce Didonato solistliğinde ve şef Sascha Goetzel yönetiminde, parlak opera aryalarıyla örülü. İdil Biret’in 75.doğum yıldönümünün de kutlandığı sonbahar sezonunda, 1 Aralık konserini Gürer Aykal yönetiyor. Kate Royal (soprano) ve Zuill Bailey (çello) solist olacakları konserde günümüzün en çok sipariş alan bestecilerinden, Amerikalı Michael Daugherty’nin Hemingway Hikâyeleri’ni ve Mahler’in 4. Senfoni’sini seslendirecekler. Sonraki iki konser art arda şef Goetzel yönetiminde ve “BİFO ile Viyana Müziği” başlığını taşıyor. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Konserleri de her çarşamba düzenlediği dinletilerin yirminci yılını kutlama coşkusunu yaşıyor. 12 Ekim’deki açılışta, Kiev Solistleri’nin parlak programını kemancı Isabelle Van Keulen’in dinletisi, Mersin Akademik Oda Orkestrası’nın konseri, dünyanın en ünlü piyanistlerinden Till Fellner’in resitali izliyor. Joyce Didonato, 13 Ekim’de BİFO konserinde. Perulu genç müzisyen Saadvera’nın (üstte) 2012’deki Cobain (solda) yorumu tartışılıyor. ‘Perulu Kurt Cobain’ Nirvana’yı bile şaşırttı Peru’nun Yo Soy isimli TV müzik yetenek yarışmasında, bugün artık bir arada olmayan Nirvana grubuna ait bir parça seslendiren Perulu müzisyenin sosyal medyada yarattığı tartışmalar üzerine “Kurt Cobain’in yaşadığına dair” üretilen spekülasyonlara, ABD’li Grunge rock müzik grubu Nirvana da kayıtsız kalamadı. Sosyal medyada Ramiro Saavedra’nın Nirvana klasiği ‘Come As You Are’ parçasını 2012’de izleyen kimi hayranlar, müzisyen Cobain’in aslında 1994’te intihar etmedi ği ve hayatta olduğunu ileri sürmeye başlayınca, Nirvana grubunun üyeleri de sosyal medyadaki Facebook hesabından özetle şu kara mizah yüklü mesajı paylaştı: “Evet, Kurt yaşıyor ve hatta gördüğümüz kadarıyla sağ elle çalmayı öğrenmiş; solakların öğrenmesi yılları alır tabii, hem ayrıca kendisinin bize bunca yıldır çektirdiği bütün üzüntüyü de her şeye rağmen yine de hoşgörüyoruz.” Nirvana, çıkardığı albümler ve özellikle Cobain’in ürettiği kimlikle, ‘Grunge’ akımının doğuşunda başrolü oynamıştı. Ş‘ekkıosslpasikrue’nds!e,’ n Tiyatro Keyfi, bu yıl dördüncü sezonunu sürdüren ve Londra’da 10 yıl kapalı gişe sahnelenen “Shakespeare’in Bütün Eserleri Hafif Kısaltılmış” isimli tiyatro projesini bu akşam 20.30’da Kadıköy Ustaların Sahnesi’nde izleyicilere sunuyor. Yapımda, üç kendini bilmez oyuncunun Shakespeare’in bütün eserlerini birden oynama gayretleri, Romeo Juliet, Hamlet, Macbeth ve Othello gibi yapıtlardan içeriklerin birbirine katılmasıyla oldukça sürprizli sahnelere yol açıyor. Yönetmenliği Kemal Başar’a ait ‘etkileşimli’ yapımda, geçen yıllarda en iyi genç erkek oyuncu ödülleriyle alkışlanmış olan aktörler Mesut Yılmaz, Kerem Muslugil ve Kemal Erdurak rol alırken, eser sezon boyunca ayrıca, İstanbul’da Borusan Oto Dolmabahçe Sahne, Ankara’da Cepa AVM Campus Kültür Merkezi’nde düzenli olarak sahnelenecek. Bilgi: 05382722379 C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear