26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 12 Mart 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Bu aceleniz ne ya? haber 5 CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, AYM KARARINA YÖNELİK ELEŞTİRİLERİNİ SÜRDÜRDÜ BÜYÜK ÇELİŞKİ Bozdağ başka bakanlığı başka ALİCAN ULUDAĞ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Can Dündar ve Erdem Gül kararı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ni hedef almasının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da mahkemeyi “hukuk cinayeti” işlemekle suçlamıştı. Bozdağ, mahkemenin başvuru yolları tüketilmeden işin esasına girmesini eleştirmişti. Bozdağ’ın yönettiği Adalet Bakanlığı ise DündarGül kararına ilişkin Yüksek Mahkeme’ye gönderdiği görüşte, bu tür bir itirazda bulunmadı. Bakanlık, başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği konusuyla ilgili takdiri de mahkemeye bıraktı. AYM’nin daha önce AİHM’nin Ahmet Şık ve Nedim Şener’in dosyalarıyla ilgili iç hukuk yolları tüketilmediği iddiasını reddederek esasa girdiğini anımsatan Bakanlık, Dündar ve Gül’ün ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği başvurusunu değerlendirirken de AİHM içtihatlarına yer verdi: “AİHM kriterlerine göre ifade özgürlüğü, sözleşmenin 10. maddesinin ikinci fıkrasına bağlı olarak, yalnızca lehte olduğu kabul edilen ve zararsız ya da orantısız görülen bilgi ve düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya toplumun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir ki; bunlar olmaksızın demokratik toplumdan söz etmek mümkün değildir.” AİHM’ye göre gerçekleşen müdahalenin zorlayıcı toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanması gerektiğini ifade eden Bakanlık, “Bununla birlikte AİHM, ulusal makamların ifade özgürlüğüne müdahale önlemlerini haklı kılacak ‘konuyla ilgili ve yeterli gerekçeler’ ileri sürüp sürmediğini denetleme yetkisine sahiptir” dedi. AYM de ihlal kararında Bakanlığın bu görüşlerini gerekçesinde kullandı. l ANKARA Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burdur’da toplu açılış törenine katıldı ve yurttaşlara seslendi. Erdoğan’a buzağı ve oğlak hediye edildi. SERGÜL CANIGÜR Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile ilgili verdiği karara yönelik eleştirilerini sürdürerek “Bu aceleniz ne ya? Önce kararı, günler sonra da gerekçeyi açıklamıştır. Ne yazık ki şimdi ben bu olayı yaşayınca gerçekten çok üzüldüm ve buradan söylüyorum, çok kırgınım” dedi. Burdur’a giden Erdoğan’ın açıklamaları şöyle: Başörtülüler ve PKK’liler: Yok neymiş, basın hürriyetiymiş. Düşünebiliyor musunuz, gazeteleri var. Suçüstü yakalanıyorlar, emniyet görevlileri gelecek. Toplamışlar oraya başı açık, başı örtülü tüm kardeşlerimizi onlarla polise bariyer oluşturuyorlar. Bunlar o başörtülü kardeşlerimizi, seçimlerde PKK’lilerle sırt sırta getirdiler. Elleri dert görmesin: ‘Sur temizlendi’ dediler. ‘Aman ha dedim, rehavete kapılmayın’. Temizlik memizlik hâlâ devam etmeli. Hemen ertesi gün bodrumdan 8 tane terörist çıktılar. Onları da etkisiz hale getirdiler. Elleri dert görmesin. Yeni bir Güneydoğu: İnşallah, leş kargalarına gerekli cevap, yeni düzenle verilecek. Bir yılı bulmadan bir kısmı, bir yıl içinde diğerleri. Yeni bir Güneydoğu inşa edilecektir” ifadesini kullandı. Anayasa hiçe sayıldı Binlerce başvuru var: Türkiye MİT TIR’ları hadisesi olarak bilinen büyük bir ihanet olayına şahit oldu. Milletimizin menfaatlerine yönelik bu saldırının failleri hesap veriyor. Son olarak bir gazete aynı oyunda figüranlık yapmaya kalkınca sorumluları adalete hesap veriyor. Konu yargı aşamasında fakat bu arada AYM, anayasayı açıkça hiçe sayarak kendini mahkemenin yerine koymuş, bireysel başvuruyla ilgili olmayan bir karar vermiştir. Çok daha önceden yapılmış binlerce başvuruyu görüşmeyi beklerken, bu kişilerin tutukluluk halleri ile ilgili çok hızlı bir süreç işlemiştir. Bu aceleniz ne ya? Dürüstlük yaraşır: Ne yazık ki şimdi ben bu olayı yaşayınca gerçekten çok üzüldüm ve buradan söylüyorum çok kırgınım. Niye? O makamda olana dürüstlük yaraşır da onun için. Önceki başkanı gerekçe hazırlanmadan hızlıca açıklanan kararlarda eleştiren bu arkadaşımız hızlıca kararı açıklama konumuna gelmiştir. Geç de olsa ka muoyuna ilan edilen gerekçedeyse bu olayın izahı yok. Bu kurum başkanın da içinde yer aldığı üyeleri eliyle son dönemde Türkiye’ye yönelik en büyük saldırılardan birisi olan bir konuda ülkesinin aleyhine karar almaktan çekilmemiştir. Casusluktan tutuklamayı isteyen mahkemenin de kararını anlamıyorum. Diren bakalım, AYM ne yapacak bir de onu görelim. Başkana eleştiri Seni de bağlar: Şu ifade de çok çirkin, ‘AYM’nin verdiği karar herkesi bağlar’, doğru seni de bağlar. Ben Cumhurbaşkanı olarak vatana ihanetin dışında hiçbir suçla suçlanmam ama anayasayı korumak benim görevim. Yetki sınırlarının dışına kim çıkarsa beni bulur. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde Mehmet Akif Ersoy Bilim ve Sanat Ödülü Töreni’ne katılan Erdoğan’a “fahri doktora” unvanı verildi. Barış bildirisine imza atan akademisyenleri eleştiren Erdoğan, “Birileri taşeronluk yapmayı gazetecilik, akademisyenlik diye yutturmaya çalışıyor. Huzurunda eğilmeyi borç bildiğimiz akademisyenler var. Onlar vatanseverdir. Ama bazıları Batı’ya ezik, kendi milletine küstahtır” dedi. l BURDUR Erdoğan gelmeden polis geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Burdur’a gidişi öncesi CHP Burdur İl Gençlik Kolları Başkanı Emin Kural, yönetim kurulu üyeleri Ali Tunç, Berkan Serinsövüt ve Selim Çal, Erdoğan’ın Cumhuriyet Meydanı’na asılan posteri önünde fotoğraf çektirerek bunu Facebook’ta paylaştı ve “Kişiye göre muamele, hırsıza hırsız demeye devam edeceğiz. Ve bir kez daha tekrarlıyoruz ki; korkmayacağız, yılmayacağız, sinmeyeceğiz” diye yorum yazdı. Sabaha karşı 02.30’da evleri basılan 4 kişi “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri” iddiasıyla gözaltına aldı. CHP Burdur İl Başkanı Barış Ayten, CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker ve bir grup partili emniyete giderek CHP yöneticilerine destek verdi. Ayten, “Arkadaşlarımızın paylaşımlarında isim belirtilmemiş. Dolayısıyla devlet büyüklerine hakaret yok” dedi. Gözaltına alınan dört kişi akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Namazı geciktirdi Öte yandan, Erdoğan Cuma namazını Ulu Cami’de kıldı. Erdoğan’ın gecikmesi nedeniyle cuma namazı 14 dakika geç kılındı. Tepki gösteren vatandaşların korumalar tarafından susturulduğı ifade edildi. l SERGÜL CANIGÜR ESKİ TBMM BAŞKANI ÇİÇEK, YARGIYA YÖNELİK MÜDAHALELERİN SONUÇLARINA DİKKAT ÇEKTİ Türkiye ders çıkarmalı Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül’e özgürlük yolunu açan kararıyla ilgili çarpıcı açıklamalar geldi. AKP’nin önde gelen isimlerinden eski TBMM Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Cemil Çiçek, karara yönelik tepkileri “Hukuku ikinci plana iterek siyasi değerlendirmeler yapmak, hukuk devletinin tesisini zorlaştırır” diye yanıtladı. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yerel mahkemede dava devam ederken Anayasa Mahkemesi’nin karar vermesi yönündeki yorumlara karşı “AİHM de bir dava devam eder ken, sonuçlanmadan istisnai olarak tutukluluğa itirazı kabul ediyor. Dava yerel mahkemede devam ediyor. Mahkemeyi bağlayan şu anda bir karar yok” değerlendirmesini yaptı. ESKİ TBMM BAŞKANI CEMİL ÇİÇEK: Hukuka siyasi yorum kutuplaşma yaratır Cemil Çiçek, Hürriyet gazetesine AYM kararına yönelik tepkileri değerlendirirken “Hepimiz hukuk devleti kavramına vurgu yapıyoruz. O zaman hepimiz, değerlendirmelerimizi hukuk çerçevesinCemil Çiçek de yapalım. Hukuku ikinci plana iterek siyasi değerlendirmeler yapmak, hukuk devletinin tesisini zorlaştırır, hukuku aşındırır, kutuplaşmaya, ayrışmaya yardım eder” uyarısında bulundu. Görülmekte olan davalarla ilgili herkesin değerlendirme yaptığını söyleyen Çiçek, “Tutuklu milletvekilleri meselesinde, Ergenekon, Balyoz davalarında... Hukuka yerli yersiz müdahalelerin ülkeyi ne hale getirdiğini iyi değerlendirmemiz lazım. Bu hukuksuzlukların hepsi Türkiye’de yaşandı, Türkiye bundan ders çıkarmalı” dedi. ESKİ AYM BAŞKANI HAŞİM KILIÇ: Bir vesayet gitti başka vesayet geldi Yargının bir an önce bağımsız bir yapıya kavuşması gerektiğini söyleyen Haşim Kılıç, “Yargıda 2010’dan önce bir vesayet vardı. Ondan sonra bir başka vesayet geldi” dedi. Ankara FoHaşim Kılıç rumu Derneği’nin düzenlediği forumda konuşan Kılıç, “Tutukluluk, eğer diğer tedbirler yeterli değilse sanığın kaçma, delilleri karartma şüphesi varsa uygulanır. Tutukluluk, en son ve ağır bir tedbir kararıdır. AİHM de bir dava devam ederken, sonuçlanmadan istisnai olarak tutukluluğa itirazı kabul ediyor. Dava yerel mahkemede devam ediyor. Mahkemeyi bağlayan şu anda bir karar yok. Bir tedbir kararına yapılan itiraza yönelik verilen bir karar var. Türkiye’de yargı tutukluluğu ceza haline getirdi” ifadelerini kullandı. TBB BAŞKANI METİN FEYZİOĞLU: Ayarını bozduğunuz tartı sizi de tartar Çanakkale’de temaslarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Anayasa Mahkemesi’nin kararının doğru olduğunu vurguladı. Feyzioğlu, “Ayarını bozduğunuz tartı, gün gelir illa ki Metin Feyzioğlu sizi tartar. O tartıların ayarını bozmamak lazımdır” dedi. Yeni Anayasa çalışmalarına da değinen Feyzioğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin, kuruluş temellerinin ilk üç maddede değişmez bir şekilde mermere kazındığını belirterek şunları söyledi: “O temel ilkeleri askeri darbe zamanlarında bile değiştirmeyi kimse ne aklına getirebilmiştir, aklına getiren de cesaret edememiştir, başına Türk milletinin tokadını yiyeceğini bildiği için. O tokat yine gelir. Bu millet o tokadı atmasını çok iyi bilir” l Haber Merkezi ‘Öfkem beni ayakta tutuyor...’ Sabah uyandığımda bahçeye baktım... Ağaçlar çiçeklenmiş, onların hayata bakışı başkalaşmış. Ağaçların hayata bakışıyla insanların bakışı arasında dağlar kadar fark var... Kahvemi yudumlarken hayatı, aşkı, sevdayı, sevgiyi düşündüm bir süre. Okmeydanı’nda gaz fişeğiyle vurulan 15 yaşındaki Berkin Elvan’ı. Acılarını yüreklerinde saklayan annesini, babasını, yakınlarını. Berkin’i başından vurup ağır yaralayan polis E.Y’nin, savcılığın gönderdiği görüntüleri izleyip “Hayır o ben değilim” dediğinin ortaya çıkması benim için çok önemliydi. Hilal Köse, Cumhuriyet’te “vurulalı bin gün oldu, acı taptaze” demişti haberinde. Polis memurunun o ben değilim demesi, acılı aile, hayat iç içe girmişti... Biz bu ülkede çocukların öldürülmesine, tecavüze uğramasına, falakaya yatırılmasına alışkındık. Biz aşkın, sevginin, barışın, insanlığın önüne kalın bir duvar çekmiştik. Şehitlerimiz birer ikişer bayraklı tabutlarla taşınırken “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diyerek terörü sonlandıracağımızı sanmıştık hep. Oysa o erler, uzman onbaşılar, çavuşlar, astsubaylar, polisler de ölürdü... Kimi polisler ise öldürür... Ali İsmail’i polis, eli sopalı fırın işçileriyle birlikte başına vurup tekmeleyerek öldürmemişler miydi? Ankara’da Ethem Sarısülük polis kurşunuyla vurulmamış mıydı? HHH Yıllar çabuk geçiyor, kimi yaşanan acılar unutuluyor benim ülkemde... Kenan Evren, çocuk yaştaki Erdal Eren darağacında asılırken “Asmayalım da besleyelim mi” demiş, 1982 Anayasası oylamasında yüzde 90 “evet” oyu almıştı... Şimdilerde adı FETÖ’ye çıkan Fethullah Gülen, Nurcuların Yeni Asya kolundan kopup darbecilere destek vermişti. 90’lı yıllarda 80 öncesi olduğu gibi faili meçhul cinayetler ve terör kan gölüne çevirdi ülkeyi... Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Vedat Aydın, Musa Anter, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink, Metin Göktepe... Kıyımlar, katliamlar... Hizbullah’ın devlet eliyle beslenmesi, şehitlerimiz, Güneydoğu’daki demokrat Kürtler... At izinin it izine karıştığı yıllardı... Meclis’te milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı, içeriye alındı... Bugün HDP’li kimi milletvekilleri hakkındaki fezlekeler TBMM’de... Aradan 22 yıl geçmiş... Geriye dönüyoruz... Sahi Tahir Elçi’yi öldüren kim, bilen var mı? Bunu sormam sözün gelişi... Toplumu ötekileştirmek, “çözüm süreci” masalıyla “Akil insanları” yedi bölgeye salıp “ileri demokrasiye geçiyoruz” demek göz boyamak değil miydi? Kendi çocuklarını koruyamıyor bu ülke... 15 yaşında öldürülen Berkin Elvan’ın annesi bakın ne diyor: “Günüm yok, gecem yok, hayatım yok. Öfkem beni hayatta tutuyor.” HHH Çiçeklenmiş erik ağacı, mart güneşinde hüzünlü. Ya soğuklar gelip kurutursa çiçeklerini! Evden çıktığımda, kendi düşlerimi vişneçürüğü sevdalarımla birleştirip masmavi gökyüzüne bırakıyorum. Birgün gazetesinden yazar Barış İnce’ye ve tüm Birgün emekçilerine Cevat Şakir gibi kocaman bir “merhaba” diyorum. Dürüst gazeteciler, baskıya, zulme, kimseye boyun eğmez. Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede gazetecilik yapılmaz, ortada gazeteci kalmaz... Acılar denizindeyiz hep birlikte... Uğur Kaymaz’ı 13, Berkin Elvan’ı 15 yaşında öldürdük. Derin gecelerde karanlık gölgeler, terör belası, dünden bugüne değin geçen süreç, yine şehit cenazeleri... Yoksulların çocukları şehit düşüyor... Yaşamlar altüst oluyor... Hayat böyle bir şey! Sınırda Rus savaş uçakları, İncirlik’te ABD savaş uçakları... CHP’nin delili ‘görülen lüzum üzerine’ belgesi Bitlis Valisi’nin jandarmanın PKK’ye operasyon yapmasına izin vermediğini ortaya koyan belge, devletin zirvesi hakkında yapılan suç duyurusu dilekçesine eklendi. FIRAT KOZOK Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında “teröre yardım ve yataklık” iddiasıyla suç duyurusunda bulunan CHP, başvuru dilekçesine çarpıcı bir belge ekledi. Yaklaşık 200 sayfalık belgeler arasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun valiliklerin çözüm süreci devam ederken askere izin vermediğine yönelik iddiasını destekleyen bazı yazışmalara da yer verildi. Bu çerçevede dosyadaki belgelerden biri, Bitlis Valisi’nin, Bitlis İl Jandarma Komutanlığı’na yazdığı yazı oldu. Jandarmanın valiliğe gönderdiği yazıda operasyonun amacı, “Kapanan Tepe, Bablek Tepe, Kanyadizan Sırtları’nda bulunduğu değerlendirilen PKK sığınaklarının tespit edilmesi için arama kurtarma ve pusu faaliyeti icra edilerek PKK militanlarının öldürülmesi” olarak belirtildi. Bitlis Vali Yardımcısı Salih Altun’un “uygun” görüşüne karşın Vali Orhan Öztürk’ün, talebe “Görülen lüzum üzerine planlanan faaliyet ileri bir tarihe ertelenmiştir” notu düşüldüğü ortaya çıktı. l ANKARA Bahçeli ‘çetele’ tutuyor MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partideki muhaliflerin genel merkez yönetimine yönelik “hakarete varan yorumlarına” sosyal medya üzerinden sert tepki gösterdi. Bahçeli, “İçindeki kini silah gibi kullanan köksüzler” diyerek eleştirdiği muhalifler için, “Tek tek çetelesini tutuyorum” dedi. Bahçeli, internet üzerinden “itibar suikastı” yapıldığını belirtti. MHP yönetimine destek veren kullanıcılara da seslenen Bahçeli, “İçindeki kini silah gibi kullanan köksüzlere karşı, MHP’yi ve Türk milliyetçiliğini savunan kardeşlerimle iftihar ediyorum. Ne trol, ne de troliçe olarak isimlendirilebilecek soylu yüreklere teşekkür ediyorum” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear