Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Perşembe 8 Aralık 2016 TASARIM: SERPİL ÜNAY yorum 13 Yeni başkan başka ne yapmalı? Hava tahminleri bazen tutuyor, bazen de tam tersi oluyor. “Kar yağacak” diyorlar, bakıyoruz, ne kar ne tipi, sulusepken bile yağmıyor. İçimizde kazak, sırtımızda palto, sıcaktan bunalıyoruz. “Sıcak olacak, meltem esecek” diyorlar, sereserpe çıkıp bakıyoruz ki bilmem kaçıncı buz devri başlamış. Sonra yok derece bilmem ne olacakmış da biz bilmem ne hissedecekmişiz! Yahu bizim ne hissedeceğimizi ne biliyorsunuz? Fırtınalı bir günde sokağa çıktım, gördüklerime, “Siz şimdi kaç derece hissediyorsunuz” diye sordum. Herkes başka bir şey söyledi: Biri “Bence on!” dedi. Başkası sinirlendi, “Yok deve!” dedi, “en fazla yedi!” Aynı dereceyi hissetmeyenler (Farkında mısınız?) giderek birbirlerinden uzaklaşıyorlar ve aralarında zamanla husumet beliriyor. İşte bölücülük budur! Bu kargaşadan kurtulmamız için yeni başkanlık sisteminde hava tahminlerini de sadece başkan yapmalıdır. Sonra benim ayaklarım kolay üşür. Çocukluğumdan beri ayaklarım ısıyı, hep gövdemden en aşağı beş derece az hissetmiştir. Rahmetli büyükbabama çekmişim; onun da hep ayakları üşürmüş. Bu meteoroloji uzmanları yanlış yapıyorlar: Isı bilmem kaçken “insan şu kadar hisseder” diyeceklerine, “insanın başı şu derece, gövdesi ise bu derece hisseder, ayakları da havanın falan derecede olduğuna inanır” demeliler. Bu görevin başkana verilmesi, memlekette hüküm süren bu kargaşaya kuşkusuz bir son verecektir. Başka bir konu: Denizlerimizde balık bitiyor. Balıkların avlanma zamanlarının doğru saptanması gerekir. Kofana ve mezgitin vb ne zaman ve kaç santimken yakalanacaklarını da artık başkan saptamalıdır. Ayrıca, deprem olduğunda TV’de her kafadan başka bir ses çıkıyor: Biri beş buçuk derken diğeri altı oldu diyor. Gelecekte İstanbul, Adapazarı gibi yerlerde bilmem kaç derece deprem olacağını yazıp vatandaşların ömür boyu kaygılanmasına yol açan gazeteler de var; bunlar kayyıma devredilmeli ve olmuş depremlerin de gelecektekilerin de derecelendirmesini sadece başkan yapabilmelidir! Başkanlar da insandırlar; onlar da yorulabilir, onların da motoru bazen su kaynatabilir. Bu durumlarda desteklenmeleri, alkışlanmaları, “Sen bir tanesin!” gibi sözlerle yüreklendirilmeleri gerekir . İşte ‘o’, ne kadar çok şeyi üstlenirse omuzlarımızdaki yük o kadar hafifler ve biz de günlerimizi ‘o’nu en iyi nasıl öveceğimizi, en görkemli güzellemelere nasıl kafiyeler bulacağımızı düşünmekle geçirebiliriz. Safitürk suikastı ile ilgili 29 kişi adliyede Mardin’in Derik ilçesine kayyım olarak atanan kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’ün 10 Kasım’da makam odasına konulan el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu şehit edilmesiyle ilgili gözaltına alınan kaymakamlık yazı işleri müdürü T.E.’nin de aralarında bulunduğu 6’sı kadın 71 kişiden 29’u dün geniş güvenlik önlemleri alınarak adliyeye sevk edildi. Saldırıyla ilgili Jandarmada gözaltında bulunan 42 kişinin ise işlemlerinin sürdüğü belirtildi. l DHA ŞANS TOPU 06, 10, 17, 24, 30 + 04 5+1 BİLEN: 347 bin 468 TL (4 kişi) 5 bilen: 2 bin 191’er TL 4+1 bilen: 215’er TL 4 bilen: 23.65’şer TL 3+1 bilen:14.90’ar TL 3 bilen: 3.30’ar TL 2+1 bilen: 5.25’şer TL 1+1 bilen: 3.10’ar TL 8 ARALIK 2016 SAYI: 33300 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.36 06.19 06.39 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08.09 13.03 15.22 07.50 12.47 15.10 08.09 13.10 15.37 Akşam 17.44 17.32 17.59 Yatsı 19.1 1 18.57 19.22 Sanki bir el “bağımsız yargı”nın düğmesine basmıştı. Farklı kentlerdeki savcılar, farklı fezlekelerle ilgili olarak aynı gün, aynı saatte HDP’li milletvekillerine operasyon düzenlenmesine karar verdi. 4 Kasım gecesi yapılan baskınlarla HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 10 milletvekili gözaltına alınıp tutuklandı. HDP’lilerin neden cezaevinde olduğu sorusunu 7 Haziran seçimleri öncesi yaşanan süreci anlatarak yanıtlıyor Mithat Sancar: “Suçlandığımız pek çok konu o dönemde devletin çeşitli kademelerinin bizlerle açıkça görüştüğü konulardı. Bizlerden yapmamızı talep ettiği konulardı. Örneğin bugün terör örgütü üyesi olarak suçlanan arkadaşlarımızın bizzat hükümet ya da Cumhurbaşkanı tarafından sorunların çözümü için her yerle görüşebilecekleri şekilde ellerinin açık tutulduğu bir süreçti. O sürecin başarıya ulaşması için ülkeye barış ve demokrasinin gelmesi için canla başla çalışan arkadaşlarımız o dönemde söyledikleri sözlerden dolayı örgüt üyesi ve de terörizm propagandası yapmakla suçlanıyorlar.” HDP’li vekiller hakkında fezlekeleri hazırlayan pek çok savcının ise şu anda terör örgütü üyesi olmaktan içeride olduğunu anımsatalım. Bir anayasa hukukçusu olarak tutuklamalardaki hukuksuzlukları da sıralıyordu Sancar: Savcının ifade vermeye gitmeyi reddeden şahısları zorla götürme gibi bir mecburiyeti yok. İfadeye gitmeyen şahıs hakkında doğrudan dava açabilir. Zorla ifadeye götürülse bile bu bir tutuklama gerekçesi olamaz. Bir ayı aşkındır tutuklu olan milletvekillerine uygulanan tecrit ise başka bir hukuksuzluk. Sadece Selahattin Demirtaş’ın yaşadığı birkaç örneği anlatırsak tecritin boyutu daha açık ortaya çıkacaktır. Partisinin grup toplantısı için göndermek istedi HDP’ye ‘olağanüstü tecrit’ ği konuşma metni sansürlendi. Aslına el konuldu. Gazetelerin röportaj talebine verdiği cevabı içeren evrak reddedildi. Bu konuda Edirne Birinci İnfaz Hâkimliği’ne yapılan itirazlar reddedildi. Parti ve yasama çalışmalarına dair sorumlulukları nedeniyle HDP Hakkâri milletvekili Abdullah Zeydan ile aynı odada kalma isteği reddedildi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks’e gönderilmek üzere iletmek istediği 2 ayrı mektuba cezaevi görevlileri tarafından el konuldu. Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından “...Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşürebilecek, kişi ve kuruluşları paniğe yöneltebilecek yalan yanlış bilgilere yer verildiği...” gerekçesiyle mektupları alıkonuldu. “Şüphelinin avukatları ile görüşmesi sırasında, toplum ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürülmesi, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirilmesi, bunlara emir ve talimat verilmesi veya yo rumlarıyla gizli açık ya da şifreli mesajlar iletmesi ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılmıştır” denilerek avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin teknik cihazla, sesli veya görüntülü olarak kaydedilmesine, avukatıyla birbirlerine verecekleri belge örneklerine, dosyalara ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tutacakları kayıtlara da el konulmasına karar verildi. Bununla da kalmadı, görüşme devam ederken “belirtilen amaçla yapıldığı anlaşılırsa” görüşme derhal sonlandırılacak ve durumla ilgili de not tutulacak. Demirtaş’ın el yazısı ile yazdığı ve avukatına vermek istediği 17 sayfalık iki ayrı notu inceleyen cezaevi disiplin kurulu, notların savunmaya ilişkin evraklar olmadığına karar verdi ve Demirtaş’a iade etti. Milletvekillerinin görüşme başvurularının reddedilmesini saymıyorum bile. Daha dün Figen Yüksekdağ’ı ziyaret etmek isteyen İsveç Sol Parti üyelerine izin verilmediği gibi. TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında bu tecrit şartlarını anlatan Sancar, halk ozanı Âşık İhsani’nin dizeleriyle durumu açıklamaya çalışırken “Bu tabloyu görse daha beterini söylerdi” diyor. Sonra Âşık İhsani’den birkaç dize okuyor: “Odun kırıcıydı adı İlyas’tı. ‘Bana bak arkadaş’ dedim. Dedi ‘Ne.’ Dedim ‘Sen bir vatandaşsın.’ Dedi ‘He.’ Dedim ‘Kanun var.’ Dedi ‘Çekil be.’ Arkasından baltasını biledi. Dedim ‘Gidiş.’ Dedi ‘Onlara göre.’ Dedim ‘Kötü mü?’ Dedi ‘Bin kere.’ Dedim, ‘Hak, hukuk, adalet.’ ‘Tuu’ dedi yere.” Biz de bu dizeleri okuyan Sancar gibi soralım bir kez daha: “Şimdi haksız mı Âşık İhsani Allah için?” Terör ve başkanlıkOlaylar ve GOrUSler EDİTÖR:NAZANÖZCAN posta@cumhuriyet.com.tr EFE KERİM SÖZERİ Araştırmacı RedHack’in sızdırdığı Berat Albayrak’ın epostalarında, son bir yılda AKP için yaptırılmış kamuoyu araştırmaları var. Bazı sonuçları halka açıklanmayan bu araştırmalara göre Türkiye’de bugün halkın öncelikli sorunu “terör” ve “darbe girişimi”. Halkın yüzde 40.5’i hükümetin terör politikasını başarısız buluyor, yüzde 52.4’ü darbe girişiminde hükümetin istihbarat zaafı olduğunu söylüyor. Buna rağmen havuz medyasında sürekli başkanlık sistemi gündemde tutuluyor. AKP’nin başkanlık sistemindeki ısrarının altındaysa, kendisini iktidara getiren 2001 krizi gibi bir ekonomik krizle iktidarı kaybetmekten çekinmesi yatıyor. ‘Başkanlık olursa Türkiye bölünür’ 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra yapılan kamuoyu araştırmaları, halkın “başkanlık sistemi”ne verdiği desteğin en fazla yüzde 30’larda olduğunu gösteriyordu. Seçmenler, başkanlık sistemiyle Erdoğan’ın daha da otoriterleşeceğini, bu sisteme geçilirse Türkiye’nin bölüneceğini düşünüyordu. Bu endişeler Osmanlı’dan kalan bölünme korkularından ibaret değil. Mart 2015’te TBMM Araştırma Merkezi’nin yayımladığı “Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Başkanlık Sistemi (ABD, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya Örnekleri)” başlıklı kitaptaki beş devletin dördü federal yapıya sahip. Zira Başkanlık sistemi, tarihsel olarak sömürgeciliğe başkaldıran bölgelerin özerklik talebinden doğmuş. Federal olmayan Azerbaycan ise, pek çok postkomünist Orta Asya ülkesi gibi, istikrarlı bir diktatörlük. Parlamenter sistemden başkanlığa geçen rejimler de diktatörlüğe dönüşmüş. Fay hatları kullanımı 5 Kasım’da Adıyaman milletvekili Adnan Boynukara tarafından Berat Albayrak’a gönderilen bir belge, AKP’nin Türkiye siyasetini kendine göre tasarlamak için halkın fay hatlarını nasıl kullanacağını anlatıyor. Boynukara’nın önerilerine göre önce Kürtlerle Aleviler ayrıştırılmalı, bunlar içinden din KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI AKP’nin yoğun propagandasına rağmen Türkiye’deki seçmenin asıl sorunu hâlâ “terör”. Buna rağmen televizyonlarda halkın hangi sorunlara öncelik verdiğini değil, başkanlık sistemine desteğinin arttığı konuşuluyor. Davutoğlu hükümeti başkanlık sistemine en gel olarak görüldüğü için Berat Albayrak’ın fi nanse ettiği bir grup tarafından mayıs ayın da devrildi. Aynı grup, “tamolsun.com” ad lı propaganda sitesinde halkın başkanlık sis temi istediğini iddia ediyor, fakat sitede gö rüşlerine yer verilenlerin çoğu, Saray tara fından 3 Mayıs’ta kurulan “Anayasa Çalışma Grubu”nun üyeleri. AKP’nin yoğun propagan dasına rağmen Türkiye’deki seçmenin asıl so runu hâlâ “terör”. Darbe girişiminden sonra yaptırılan araştırmalara göre seçmenin yüzde 65’i Türkiye’nin en önemli sorununun “terör” olduğunu söylemiş, yüzde 58’i de “darbe giri şimi” demiş. Seçmenlerin yüzde 52’si darbe girişiminde hükümetin istihbarat zaafı oldu Türkiye’de halkın sorunu terör ama yorumcular Başkanlık diyor. ğunu söylüyor, yüzde 41’i ise hükümetin terör politikasını başarısız buluyor. dar olan “makul Alevi ve Kürtler” sürece dahil edilmeli; CHP “orta çizgiye” çekilmeli ve parti yönetimi değişime zorlanmalı, HDP ise “Kürt milliyetçilerinin sistem içinde tutulmasını sağlayacak bir ayarda tutulmalı”. Başkanlık sistemine giden yolda tüm bunlar adım adım sağlanırken, AKP bir yandan da halka “Tam başkanlık” sisteminin propagandasını yapıyordu. Hem de patlayan bombalara rağmen. ‘Terör’ ve ‘başkanlık’ Tüm bunlara rağmen Adil Gür bugün televizyonlara çıkıp halkın hangi sorunlara öncelik verdiğini değil, başkanlık sistemine desteğinin arttığını söylüyor. Adil Gür bu duruma epostayla şöyle yanıt veriyor: “30 yıldır sektörün içinde yer alan birisi olarak yaptığımız araştırmalarla hiçbir zaman kamuoyunu yönlendirmek gibi bir tutum içerisine girmedik, giremeyiz. Başkanlık tartışmalarına gelince 15 Temmuz’a kadar yaptığımız araştırmalarda hayır’ların evet’lerden hep fazla olduğunu her defasında dile getirdim. 2016 yılı içinde AKP, Adil Gür’ün A&G araştırma şirketine kapsamlı araştırmalar yaptırmış. Anayasa ve başkanlık sistemi hakkında olması planlanan Ancak 15 Temmuz’dan sonra yapılan araştırmalarda Türkiye’de sistem değişikliğine evet diyenlerin hayır diyenlerden fazla olduğunu görüyor.” araştırmalar, terör saldırılarının etkilerini taşıyor. Ocak ayında seçmenin yüzde 55’i Türkiye’nin çözülmesi gereken en önemli sorununu “terör” olarak ifade etmiş, şubat sonunda bu oran yüzde 67’ye, nisan sonunda yüzde 71’e çıkmış. Seçmenin yüzde 63’ü terör sorununa doğrudan siyasi çözüm veya operasyonlarla birlikte yürütülecek siyasi çözüm isterken, Davutoğlu da PKK silahı ‘2001’deki ekonomik krizin nedeni’ Adil Gür’e yaptırılan ve halkın taleplerini anlamaktan çok seçmeni yönlendirmek için kullanılan araştırmanın anketi, AKP’nin başkanlık sisteminde neden ısrar ettiğini anlatıyor. Nisan ayındaki ankette başkanlıkla ilgili soruların ardından “2001 yılındaki ekonomik krizin ne bırakırsa barışı konuşabiliriz demişti. Buna rağmen deni nedir?” diye sorulmuş, ‘doğru’ cevaplar “Ana yasa kitapçığının fırlatılması” ve “Hükümet ile Cumhurbaşkanı arasındaki gerginlik” olarak ta nımlanmış, “Bankacılık krizi” diyenler yanlış cevap behicak@yahoo.com.tr sayılmış. Böylece, halkın koalisyon hükümetlerinin zararını bilmediği iddia ediliyor. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Nec det Sezer’in Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlat masının sebebi, yolsuzlukları araştırmak için Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kuru lu yetkilerini kullanmasına EcevitYılmazBahçeli hükümetinin karşı çıkmasıydı. Siyasi krizi, ekono mik krize dönüştüren şey ise, açıkla büyüyen eko nominin iyi denetlenmeyen, hükümete yakın özel bankalara yaslanmasıydı. Bugün Türkiye ekonomisi hâlâ dışa bağımlı, bizzat devlet bankaları hükümete yakın şirketlere kredi veriyor: Havuz medyası böyle finanse ediliyor; ‘özelleştirilen’ Türk Telekom, Tür kiye bankalarına olan borcunu böyle ödemiyor. Fa kat artık 1725 Aralık’ta bankacıların evinden kutu kutu para çıksa bile siyasi kriz çıkmıyor. Çünkü he sap verme mekanizmaları ortadan kaldırılınca siya si kriz çıkmaz, istikrar sürdükçe yabancı yatırımcı ların demokrasi gibi bir talebi de olmaz. Seçimle ge len diktatörlükleri sürdürebilir yapan şey bu. İki ucu keskin kılıç kamilmasaraci@gmail.com.tr 2001 krizi demokrasi içinde çözülmüştü, yargı denetimine karşı çıkan koalisyon, hatasının bedelini 2002 seçimlerinde ödedi; AKP iktidara böyle geldi. Fakat artık tamamen kontrol altında tutulan yargı ve medya yüzünden AKP’nin hatalarının bedelini sandıkta ödemesi mümkün değil. Seçimle gelen, seçimle gitmeyebiliyor, bir daha seçim kaybetmeyecek şartları kendisi üretebiliyor. Siz bir seçmen olarak yarın yapılacak bir referandumda ekonomik istikrar için başkanlık sistemini seçebilirsiniz. Fakat istikrar iki ucu keskin bir kılıç, krizlerden etkilenmediği gibi, halkın meşru taleplerinden de etkilenmiyor. Başkanlık sistemiyle sağladığınız istikrar, Türkiye’nin en önemli sorunlarına çözüm getirmezse, iktidarı değiştirmek rejimi değiştirmek kadar zor olabilir. C MY B