14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 5 Ekim 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 11 O.. zgürlüğe mühürPolisekiplerikapatılanİMCTV’ninkapısınamühürvurdu. Çalışanlar ise birbirlerine sarılarak gözyaşı döktü. İMC TV, Hayatın Sesi TV, TV 10 ve Özgür Radyo polis baskınıyla kapatıldı OHAL kararnamesi kapsamında hakkında kapatma kararı alınan İMC TV, Hayatın Sesi TV ve TV 10 dün polisler tarafından mühürlendi. Özgür Radyo’ya da giden polis, aralarında HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın eşi Sedat Şenoğlu’nun da bulunduğu 18 kişiyi gözaltına aldı. RedHack, İMC TV ve Hayat TV’ye yapılan baskınlara misilleme olarak RTÜK’ün sitesini çökertti. İMC TV’nin İstanbul Eyüp’te bulunan merkezine dün öğle saatlerinde gelen polisler canlı yayını durdurmak istedi. Bunun üzerine stüdyoda toplanan kanal çalışanları “Susma haykır, özgür basın haktır”, “Özgür basın susturulamaz” sloganları attı. Polisler ile o sırada canlı yayın porgramının konuğu olan İMC TV İMZA KAMPANYASI Radyo ve televizyon kanallarının polis baskınlarıyla yayınlarının karartılmasına karşı Birleşik Haziran Hareketi’nin daveti ile gazeteci ve yazarlar imza kampanyası başlattı. ‘Halkın haber alma hakkına sahip çıkıyoruz’ başlıklı imza kampanyasına birçok gazeteci ve yazar desteğini açıkladı. Yayımlanan “Sesler ve renkler susturulamaz” başlıklı çağrı metninde, “OHAL’e dayanarak kapatma kararları, polis baskınları, gözaltılarla halkın haber alma hakkı engellenmeye, AKP’ye karşı olan herkes susturulmaya çalışılıyor. Susmayacağız ! Özgürlükten, Demokrasiden, Laiklikten, Barıştan Yana Seslerin Susturulmasına Seyirci Kalmayacağız” denildi. (Kampanya linki: www. seslersusmayacak.org) Genel Yayın Koordinatörü Eyüp Burç arasındaki tartışmalar ekrana yansıdı. ‘KaRA BİR GÜN’ Burç, yayını durdurmak isteyen polislere “Yüzünüzü neden kapatıyorsunuz. Zalimler için yaşasın cehennem” dedi. İlerleyen dakikalarda kanal çalışanlarına destek için DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve Basınİş Genel Başkanı Faruk Eren de stüdyoya geldi. Periscope’a da müdahale Kanalın kapatıldığı sırada İMC TV haber spikeri Banu Güven, Periscope üze Beyoğlu’nda Protesto 12televizyon kanalı ve 11 radyonun kapatılması Galatasaray Meydanı’nda dün akşam yapılan eylemle protesto edildi. “Tek sese biat etmeyeceğiz”, “OHAL mi darbe mi adını sen koy” dövizleri ve “#TvmeRadyomaDokunma” pankartının açıldığı eylemde kapatılan radyo ve televizyonların çalışanları da açıklamalar yaptı. Gazeteci meslek örgütlerinin de katıldığı eylemde, kapatılan TV’ler ve radyoların, emekçilerin, Alevilerin, Kürtlerin sesini taşıyan kanallar olduğu vurgulandı. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, kapatılan İMC TV ile Hayatın Sesi TV’yi ziyaret etti. Kanal yöneticileri ve çalışanlarıyla görüşen Yarkadaş, “4 Ekim, tarihe kara bir gün olarak geçecek” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan yapılan açıklamada ise “Hükümet, basın özgürlüğünün kırıntılarını da yok etmek için var gücüyle çalışıyor. Bu mühürler halkın haber hakkına vurulmuş mühürlerdir” denildi. rinden canlı yayın yaptı. Tepkilerini dile getiren Güven, “Burdaki insanları, yayıncılık ideallerinden böyle faşist uygulamalarla koparamazsınız. Biz öyle ya da böyle işimizi yapmaya devam edeceğiz. Numan Kurtulmuş’u aradım, kendisine ulaşamıyoruz” dedi. Güven’in Mesleğimi öldürmemÖzgür Gündem’e destek veren Gazeteci Celal Başlangıç, yargıç karşısına çıktı polislere ne yapıyorsunuz yönündeki sorusuna bir polis, “Kararnameyi uyguluyoruz. Reji ve ana kumandayı mühürlüyoruz” yanıtını verdi. Güven’in cep telefonu ile reji odasına girmesi üzerine bir polis, “Burada polislerin ve sivil memurların görüntülerini almanız yasaktır. Kapatın telefonlarınızı” diyerek müdahalede bulundu. Bunun üzerine Güven, Periscope yayınını sonlandırdı. Gerçeğe mühür vurulamaz Hayatın Sesi TV’nin Kocamustafapaşa’da bulunan merkezine ise sabah 11.00 sıralarında polis ekipleri geldi. Mühürleme sırasında, ziyaret için gelen DİSK heyeti ve EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da binada bulunuyordu. Hayatın Sesi TV’den yapılan açıklamada ise, “İşçi sınıfı ve emekçilerin sesi olan televizyonumuza yönelik bu saldırının hiçbir hukuki gerekçesi yoktur. Bugün yayınımıza ve kapımıza vurulan mühür, patronların yüzünü güldürmüş olabilir. Bu mühür savaş tamtamları çalanların sevincine sevinç katmış olabilir. Ama biz bu mührün gerçeklere vurulamayacağını biliyoruz” denildi. Yüksekdağ’ın eşi gözaltında Özgür Radyo’nun kapatılması için dün polisler öğlen saatlerinde Kadıköy’de bulunan binaya geldi. Çalışanlarının direnmesi üzerine koçbaşı ile kapıyı kırarak binaya giren polisler, destek için gelenlerin de aralarında bulunduğu 18 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanla azeteci Celal Başlangıç, Özgür G CeZAEVİNDE Darbe uygulaması VARGündem gazetesine yönelik baskı lar nedeniyle başlatılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldığı gerekçesiyle hâkim karşısına çıktı. Başlangıç savunmasında, söz konusu “Cezaevinde darbeciler başarılı olsa devreye koyacakları uygulamaya maruz kalıyoruz” diyen Kızılkaya ise ağır ğımız 16 Ağustos tarihinde polisler, gözaltı aracında ‘Sizi Musa Anter gibi öldüreceğiz, asit kuyularına atacağız’ diyerek tehdit etti” yargılamaların konjonktürel olduğunu, tecrit şartlarında kaldığını belirterek savun dedi. Mahkeme duruşmayı 24 Kasım’a erte dayanışmayı sürdüreceğini ifade etti. masını yapmak için mahkemeden süre ta ledi. Kızılkaya duruşma sonrası jandarmalar İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya gazeteci Celal lep etti. Kızılkaya mahkemeye sunduğu di tarafından götürülürken salona “Arkadaşlar lekçede şunları aktardı: “Gözaltına alındı tecrit devam ediyor” diye seslendi. Başlangıç ve gazetenin tutuklu Sorum lu Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya katıldı. Yargılanan gazetecilere destek olmak için çok sayıda meslektaşı da duruşma salonunda yer aldı. Duruşmada savunma yapan Başlangıç, söz konusu yargılamanın konjonktürel oldu de Kandil’e giderek Cemil Bayık’la röportaj yaptığını aktaran Başlangıç, Kürt sorunu ile ilgili yazdığı yazılar ve kitaplarla ilgili tek bir mahkumiyetinin olmadığını belirtti. “Bütün meslek hayatımda binlerce yazıyla, 4 kitapla, ver den suç işlemeye alenen tahrik edip, suçu suçluyu övüp, terör örgütü propagandası yapıp kendi mesleğim olan gazeteciliği öldüreyim ki” diye sordu. Baskı çemberini kırmak için Özgür Gündem’le dayanışmak gerektiğini vurgulayan Başlangıç, “Artık nöbetçi genel ğuna vurgu yaparak, “41 yıllık gazeteciyim; bunun en az diğim onca röportajla, yaptığım yayın yönetmenliği yapılacak bir Özgür konuşmalarla, katıldığım tele Gündem gazetesinin bile ortada kalma 30 yılında Kürt sorunu ile ilgili binlerce haber, röportaj, ma vizyon programlarıyla işleye dığını düşünürsek gerek benim gerekmediğim bütün suçları bir tek se de yüze yakın meslektaşımın yaptığı kale yazdım. Şu ana kadar yayımlanmış 8 kitabım var. Bun gün Özgür Gündem gazetesin bu dayanışmanın ne kadar doğru oldude Nöbetçi Genel Yayın Mü ğu ortaya çıkar. Özgür Gündem gibi bas lardan 4’ü doğrudan Kürt sorunu ile ilgili. Örneğin 1993 yılın Celal Başlangıç dürü olunca işlemişim” diyen Başlangıç, bütün suçlamaları kı altına alınan, sesi kısılmak istenen, sonunda susturulan bütün yayın organ da Bekaa Vadisi’ne giderek Abdullah Öcalan’la röportaj yaptım. Bir di reddetti. Başlangıç, “Gazeteciliğin teme larıyla, meslektaşlarımla basın ve ifade linde savaşa ve çatışmalara karşı çıkmak özgürlüğü için halkın haber alma ve ger zi yazı yayımladım. O yıllarda bile de yatar. Çünkü bir savaşta, bir çatışma çekleri öğrenme hakkı için bundan son ğil dava tek bir soruşturma açılmadı” dedi. 7 Haziran 2015 seçimleri öncesin da önce gerçekler ölür. Gerçeğin öldüğü ra da dayanışmayı sürdürmeye kararlıyerde gazetecilik de ölmüş demektir. Ne yım” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Darp edildim, tacize uğradım’ rın arasında HDP Eş Genel Başkanı Fi gen Yüksekdağ’ın eşi Sedat Şenoğlu’nun da bulunduğu öğrenildi. Baskın sırasın Twitter’da Fuat Avni tarafından takip edildiği için tutuklanan gazeteci, yaşadıklarını anlattı da yayında olan Arzu Demir de yayın odasından çıkarılarak gözaltına alındı. Radyo çalışanı Ali Sönmez Kayar’ın kafa travması geçirdiği bildirildi. Kapatma kararı verilen TV 10’un Esenyurt’taki merkezi de dün akşam polis tarafından basıldı. Alevi yurttaşların yoğun olarak izlediği kanalın muharrem ayında kesilmiş olması yurttaşların tepkisini çekti. Diyarbakır’da da baskın ALİCAN ULUDAĞ Darbe girişiminin ardından Fuat Avni’nin kendisini takip ettiği gerekçesiyle tutuklanan gazeteci Ayşenur Parıldak, 19 gündür tecritte olduğunu bildirdi. Gözaltında darp edildiğini, tacize uğradığını belirten Parıldak, cezaevinde bir kadın hâkimin bileklerini kestiğini, 60 yaşındaki bir kadının da iki gözaltında kaldıktan sonra 11 derdiği bir mektupta şöyle anlat Ağustos’ta tutuklandı. Polis sor tı: “Darp edildim, cinsel tacize uğ gusunda Parıldak’a Zaman gaze radım. 8 gün boyunca gece gün tesinde çalışması, Bank Asya’da düz demeden sorgulandım. Alkol hesabı bulunması, Fuat Avni ta lü olarak sorguluyorlardı, bunu da rafından Twitter’da takip edilme açıkça dile getirmekten korkma si ve kaçacağı yönünde bir ihbar, dılar. Sonra mahkeme süreçleri Twitter’da paylaştığı bazı mesajlar A. Parıldak ve buradayım. Burada da 1 ay ko suçlama olarak yöneltildi. Parıldak, Bank ğuşta kaldım. Sonra 20 kişi koğuşlardan Asya’daki hesabı, Zaman gazetesinde ça toplanarak hücrelere alındık. Tecrit ya Diyarbakır’da, OHAL kapsamında çı kez çıplak arandığını kaydetti. lışırken maaşının buraya yatırılması ne ni... Burada unutulacağımdan korkuyo karılan KHK’ye dayanılarak daha ön Zaman gazetesinde çalışan Parıldak, deniyle açtığını söyledi. Adliye muhabi rum.” Fuat Avni’nin kendisini takip et ce yayınları kesilen Zarok TV, Jiyan TV, gazeteye kayyım atanması üzerine “iş ri olarak kamuoyunu ilgilendiren davala mesiyle suçlandığını anımsatan Parıl Azadi TV ve Özgür Gün TV binalarına siz” kaldı. Aynı zamanda Ankara Üniver rı haber yaptığını söyleyen Parıldak, Fu dak, “Cüzdanımdan çıkan Starbucks fi önceki akşam operasyon düzenlendi. Sa sitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyan Parıl at Avni’nin kendisini takip etmesinin ne şini delil olarak sunup “Fuat Avni’ye yım işleminden sonra, televizyon binala dak, bu yaz mezun olup avukatlık yap deninin bu olabileceğini söyledi. Parıl Starbucks’ın wifi’sini kullanarak mı ve rının kilitleri değiştirilerek mühürlendi. mayı planlıyordu. Ancak darbe girişi dak, emniyette ve cezaevinde yaşadık ri aktarıyordun” diye sordular” ifadele l İSTANBUL / Cumhuriyet minin ardından gözaltına alındı. 8 gün larını ise Cumhuriyet muhabirine gön rini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet Ya hapisteyiz ya yeiste Önce adını koyalım. Korkunç bir darbe sürecindeyiz. Bunun şeklen daha önce yaşanmış darbelere benzemiyor olması, gerçeği değiştirmiyor. İçerik eski darbeleri aratmayacak kadar korkunç. Gerçekte ne olup bittiği, hamasi bir kahramanlık yalanına bulanarak hasır altı ediliyor. Faşizm her yeri kendi propagandasıyla donatmış; aksinin söylenmesine fırsat tanımayacak şekilde etrafa gözdağı veriyor. Yağmurdan kaçarken doluya tutulduklarını hâlâ anlamayanlar ya da anlamazdan gelenler var. Onlar çekildikleri güvenli köşelerde kendi küçük hesaplarını yapadursunlar; Bu ülke şu anda gelmiş geçmiş tüm darbe dönemlerinden daha tehditkâr bir süreçten geçiyor. Barış sürecini kullanarak aldığı desteklerle yerini sağlamlaştıran ve zamanı geldiğinde de süreci de o sürece kananları da bir tekmeyle yerle bir eden iktidar hızını alamıyor. Silahlı örgütle girdiği mücadeleyi gölgeleyecek bir hırsla Kürt hareketinin tüm sivil cephelerine vahşice saldırıyor. Barış kelimesinin içini boşalttığı yetmedi boşalan yeri kasti bir biçimde kinle dolduruyor. Barış, tek başına büyülü bir kelime değil. Gerçekleşmesi için, daha önce göze almadığımız birçok şeyi göze almak zorundayız. Barışa... Gerçekten ama gerçekten inanmak gerekiyor. Barışı... Gerçekten ama gerçekten istemek gerekiyor. Ve savaştan... Gerçekten ama gerçekten nefret etmek gerekiyor. Kayıtsız ve şartsız. Amasız ve lakinsiz. Ki barışın pazarlıklara, küçüklü büyüklü hesaplara, kurnazlıklara kurban gitmesine vesile olmayalım. Şu anda bunla ilgili en ağır dersi alıyoruz. Ve muhtemelen yine ve yine aldığımız dersten bir şey anlamıyoruz. Darbeyi bastırdığını iddia ederek darbe yapan sivil iktidar, başarısını verdiği gözdağı, saldığı korku, yaydığı tehdit üzerinden kazanıyor. Kendisine muhalif olan herkes hedefinde. Foyasını ortaya çıkaranı; ağzını aleyhine açanı; kendisine biat etmeyeni; yeni ve yalan Türkiye’yi beğenmeyeni alaşağı ediyor. Kendisinin de düne kadar bir parçası olduğu bir cemaatle ilgili öyle korkutucu ve tehditkâr bir mit yaratıp yaydı ki, onu bahane edip başkalarına yaptıklarına itiraz edecek gazeteci bile parmakla sayılacak kadar az kaldı. Yasaklarla, tutuklamalarla, sansürlerle meseleyi öyle bir noktaya getirdi ki, Kürt sorunu hakkında düşünce ve ifade özgürlüğünü dile getirmek tehlikeli olmaya başladı. Tehditlerle yaşıyoruz ve iktidarın faşizmine hedef olduğumuz anda yanıyoruz. Düne kadar bu ülkede, alnında cihat yazanlarla kalbinde barış yazanların asgari müşterekte anlaşabileceğine kananlar vardı... Ülke şu anda Kürt’üyle Türk’üyle bu kanmanın bedelini çok ağır ödüyor. AKP’nin ve liderinin gelmiş geçmiş tüm sağcı ve solcu hükümetlerden ve liderlerden daha demokrat davrandığına ikna olanlar... İktidarın askeri vesayeti ortadan kaldıracağı, 12 Eylül’le hesaplaşarak demokratik bir düzen kuracağı ihtimaline bel bağlayıp sandıklara koşanlar... Dini referanslarla iktidara gelen bir iktidarın demokratik referansları bir araç olarak tepe tepe kullanmasına göz yumanlar... Hazır olun; Bundan sonra bu ülkede siz de bizde ya hapisteyiz ya yeiste. Bu adı konmamış, hatta adı çarptırılmış darbe, Cumhuriyet rejimini sözde korumak için yapılan ve ülkeye en ağır zararları taammüden veren gelmiş geçmiş tüm darbelerin üzerine tüy dikecek kudrette. Ve şu anda hem kendi çocuklarını hem de elâlemin çocuklarını ağzını şapırdata şapırdata yemekte. ALTAN KARDEŞLER SORUŞTURMASI Nazlı Ilıcak ve Mehmet Baransu ifade verdi Darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Nazlı Ilıcak ve Balyoz kumpası davasında tutuklu bulunan gazeteci Mehmet Baransu, Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlerin tutuklandığı soruşturma kapsamında ifade verdi. Ilıcak ve Baransu, medya mensuplarına yönelik yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Mehmet ve Ahmet Altan kardeşlere ilişkin soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulmak üzere dün tutuldukları cezaevlerinden Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Soruşturma kapsamında Altan kardeşlerin “14 Temmuz’da Can Erzincan TV’de yaptığı konuşmada, darbeyle ilgili ‘sübliminal mesaj’ verdiği, Balyoz davası sürecinde rol oynadığı, Taraf gazetesi kanalı ile TSK’deki milli subayların tasfiye edilip yerine ‘FETÖ’cü subayların ikame edilmesi eylemine iştirak ettiği” iddia edilmişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear