26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 28 Ekim 2016 2 Proje, 140 dönümlük bir alanı kapsıyor. Ataköy’de yat limanı mühürlendi Ataköy’de deniz doldurularak yapılan ‘Mega Yat Limanı’ projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Bakırköy Belediyesi zabıta ekipleri inşaatı mühürledi. Hürriyet internet sitesinin haberine göre, Ataköy’de 140 dönüm deniz doldurularak yapılan ve içerisinde 3 katlı ticaret ve eğlence merkezi, 2 katlı lokanta ve gazino, 2 katlı kongre merkezi, 5 katlı yönetim ofisi, 724 ve 320 araçlık açık otopark, tekne onarım ofisleri, yüzme havuzu yer alan projenin inşaatına başlamak için DATİ Holding, Bakırköy Belediyesi’ne ruhsat başvurusu yaptı. Belediye süresi içinde ruhsat vermeyince DATİ Holding, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ofis ve işyeri olarak ruhsatları aldı. Belediye dava açtı Bakırköy Belediyesi ruhsat iptali için “Ruhsat verme yetkisi belediyemizde olması gerekirken 564 ada 142 parsel yanı diye parseli belli olmayan bir yere iksa, ofis ve işyeri olarak iki ay içinde yetkili idarelerce ruhsatlandırma yapılmadığı bahane edilerek yapı ruhsatının tanzim edilmesi hukuka uygun değildir” itirazında bulunarak dava açtı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi ruhsatların yasal dayanağı ve sebep unsurlarının bilgi ve belgelerinin tekrar istenilmesine ve yeniden karar verilene dek yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, “Yargı bizi haklı buldu. Karar çıktığı gün inşaatları mühürledik” dedi. haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Cinsel istismarda 12 yaş ayrımına tepki Başbakanlık tarafından geçen hafta TBMM’ye sunulan “Ceza Mahakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”yla getirilen “12 yaş” ayrımı çocuk hakları alanında çalışan kurumların tepkilerine sebep oldu. TCK’nin, “çocukların cinsel istismarı” başlıklı 103. maddesiyle ilgili AYM tarafından verilen iptal kararları ve maddenin yeniden düzenlenmesini talep etmesinin ardından Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarının, AYM’nin düzenleme talebine yönelik gerekçelerini karşılamadığına dikkat çekildi. Çocuk Vakfı tarafından yapılan açıklamada, TBMM’ye sunulan tasarıda mağdurun 12 yaşından küçük olması halinde ceza artırımı istenirken, bunun AYM’nin talep ettiği “suçun, yaş gruplarına göre kategorilendirilmesi” istemini tam olarak karşılamadığı belirtildi. Açıklamanın devamı şöyle: “Tasarıda yer verilen madde AYM kararlarında belirtilen sadece bir gerekçeyi göz önüne almış, bu yapılırken de tam cevap sağlamayan bir anlayışla meseleye yaklaşılmıştır. Mağdurun yaşına göre ceza kademelendirmesi sadece 12 yaşını tamamlamamış çocuklar ile diğer çocuklar arasında bir ayrım gözetmiştir. AYM’nin tasarıda hiç yer verilmeyen gerekçesi ise failin de çocuk olduğu durumlardır. Çözümü en zor meselelerden biri olan cinsel davranışı gerçekleştiren iki tarafın da çocuk olması hali üzerine eğilmek gerekirken bu konu görmezden gelinmiş ve eskiden olduğu gibi çözümsüzlüğe terk edilmiştir.” 15 yaş kararı Tasarı, AYM’nin Bafra Ağır Ceza Mahkemesi’nin temmuz ayında Bafra’da bir ağır ceza mahkemesinin başvurusu üzerine, “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü iptal etmesiyle ortaya çıkmıştı. AYM kararının gerekçesinde “söz konusu suçlarda mahkemelere olaya özgü takdir marjı tanımaması ve onarıcı hukuk kurumları öngörmemesini” göstermişti. Tasarı yasalaşırsa 12 yaşından büyük çocuklara istismarda bulunanlar daha az ceza ile yargılanacak İstismar tasarısındaki eksikler 4 Tasarı çocukların cinsel istismarı ile mücadele” cezaları artırma anlayışı ile sınırlandırıldı 4 İptal edilen düzenlemeden farklı olarak sadece 12 yaşını doldurmamış çocuklara yönelik istismar hâli için ceza miktarının yükseltilmesi ile yetinildi. 4 AYM’nin iptal gerekçelerinden de olan iki tarafın çocuk olması hâli üzerinde durulmamış, soruna çözüm getirilmedi. 4 Tasarı, sosyal koruma ve rehabili tasyon boyutundan yoksun bir anlayışla düzenlendi ve “çocuğun öncelikli yüksek yararı”nı göz önüne almadı. 4 Tasarı yasalaşırsa çocuğun cinsel istismarı konusu acı bir haberle tekrar ülke gündemine geldiğinde maddenin yeniden düzenlenmesi kaçınılmaz olacak. 4 Tasarı, mevcut hâli ile yasalaşır ve Anayasa Mahkemesi iptal gerekçelerine dayalı tutumunu sürdürürse TCK 103. maddeye ilişkin yeni iptal kararları çıkabilir. Proje okul yargıya taşınıyor Aralarında Türkiye’nin en başarılı liselerinin olduğu proje okullarda çocukları okuyan veliler, proje okul uygulamasını yargıya taşıyor. Kabataş Erkek, İstanbul Erkek, Kadıköy Anadolu ve Cağaloğlu Anadolu liselerinin de yer aldığı ve bu okullarda görev yapan çok sayıda öğretmenin, norm fazlası ilan edilerek, başka okullara tayin edildiği okulların velileri, yürütmenin durdurulması ve iptali için bugün mahkemeye başvuracak. Saat 11.00’de Bağcılar’daki böl ge idare mahkemesi önünde toplanacak olan veliler, başvurularını yaptıktan sonra bir de basın açıklaması yapacak. Eylemde, bu okulların mezunları da velilere destek verecek. 2014’te yürürlüğe konulan proje okul uygulamasında yer alan okullarda 8 yılını dolduran öğretmenler, eylül ayında çıkan KHK ile norm fazlası ilan edilmişti. Atama tebliğleri kendilerine geçen hafta ulaşan öğretmenler yıllardır ders verdikleri okullarına veda etmek zorunda kalmıştı. Yabancıöğrenciye seviye sınavı YÖK, Türkiye’de okuyacak yabancı uyruklu ve yurtdışında öğrenim görmüş Türk öğrenciler için yeni yaptırımlar getiriyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yabancı öğrencilerin Türk yükseköğretim sistemine kabulü ile sistemin yeniden gözden geçirilmesi gündeme gelirken bunun sebebi olarak ise yurtdışında FETÖ ve diğer terör örgütleriyle bağlantılı lise düzeyindeki okullar gösteriliyor. Yeni düzenleme çerçevesinde, üniversitelerin inisiyatifinde, yabancı öğrencilere yılda bir ya da iki kez olmak üzere belli standartları içeren bir sınav yapılması öngörülüyor. YÖK’ün öngördüğü değişiklikler şöyle: 4 Yabancı öğrenciye sınav, 4 Akademisyene kolay ikamet, 4 Bilgi paylaşımı AKP’liler görmüyor mu? Empati yapabilmek en önemli erdemdir uygar insan için: İnsan kendini karşısındakilerin yerine koyabildiği, onların duygularını, düşüncelerini anlayabildiği oranda, başkalarına da kendisine istediği saygıyı gösterebilir. Muhtemelen annemin ve babamın öğütleri, birbirlerine ve bize karşı tutum ve davranışları kadar ağabeyimin yumuşak ama eğitici olan tavrı da, empati yeteneğini ailede kazanmamda etkili olmuştu: Derken, akademik kariyer; bilginin değerini ve inancın önemini öğrenme yılları... Siyasetin içinde yaşarken felsefi planda Bülent Ecevit’le yapılan ve Erdal İnönü ile devam eden bilgi ve inanç arasındaki çelişki tartışmaları... Hep empati yeteneğimin gelişmesine yardım etti. HHH AKP’li yöneticileri, politikacıları, AKP’ye ve Erdoğan’a en ağır (benim asla söyleyemeyeceğim, hakaret gibi) eleştirileri yöneltmiş ama sonradan partiye katılmış olan bugünkü ve eski bakanları... Partili olmayan ama AKP’ye oy, Erdoğan’a destek veren İkinci Cumhuriyetçileri, solcuları, liberalleri... Özellikle de, AKP’ye oy veren sıradan seçmenleri... Anlamaya çalışıyorum. HHH Hiç kuşkusuz sıradan seçmenle profesyonel politikacıların bir partiyi destekleme nedenleri farklıdır ama bunlar genel olarak, kabaca, şöyle özetlenebilir: Bir bölümü aileden öyle gördükleri için... Bir bölümü kimlikleri, inançları için... Bir bölümü iktidarın nimetleri, para, makam, mansıp, çıkar uğruna... Bir bölümü lidere inandıkları için... Bir bölümü iktidarla özdeşleşmek, başarı duygusunu tatmak için... Bir bölümü (söylemlerine bakarsanız, iktidarı destekleyenlerin hepsi, her zaman) gerçekten vatan, millet uğruna... Bir bölümü yukardakilerden farklı nedenlerle. HHH İçlerinde mutlaka, uygar, eğitimli, dünyayı bilen, evrensel değerlere saygı duyan pek çok kişinin bulunduğu AKP’nin yönetici kadroları, bakanları, milletvekilleri, belediye başkanları, yani Türkiye’yi yönetenler... Ve yine içlerinde, mutlaka eğitimin önemini bilen, demokrasiye, laikliğe, barışa, adalete inanan, çağdaş nitelikli milyonlarca insanın bulunduğu AKP’ye oy veren seçmenler: Ülkenin nereye sürüklendiğini görmüyorlar mı? Demokrasinin, insan haklarının, adaletin, ifade ve medya özgürlüğünün, eleştirinin bu kadar baskı altında olduğu... Eğitimin gittikçe evrensellikten uzaklaştığı bir düzenin... Sadece parçası değil, o düzenin yaratıcısı ve koruyucusu olmaktan rahatsızlık duymuyorlar mı? Gerçekten çok merak ediyorum! Erdoğan’a videolu çıkış 36 Kasım LütŞ Kırdar Rumeli Salonu İstanbul Kongre Merkezi contemporaryistanbul.com Ana Sponsor Ortak Sponsorlar Sponsorlar CoSponsor Resmi Havayolu CI Design Sponsoru Medya Sponsorları BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. Boğaziçili öğrenciler ‘Rektör seçimine saygı duy’ dedi Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bir video yayımlayarak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın rektörlük seçimlerine saygı duymasını ve kampusun özgür ve özerk ortamına müdahale etmemesini istedi. Facebook’tan paylaşılan videoda, seçimlerin üstünden 4 ay geçmesine rağmen hâlâ üniversitelerine rektör atanmamasına tepki gösterildi. Videoda, Boğaziçi Üniversitesi’nin 153 yıllık ta rihinde ilk kez kuşatma altında olduğu, baskı altındaki akademisyenlerin yurtdışına gitmek istediği ve öğrencilerin kampustaki sivil polislerden rahatsız oldukları dile getirildi. Videoda, akademisyenlerin yüzde 86 oy oranı ile seçtiği Gülay Barbarosoğlu’nun 4 aydır Erdoğan tarafından atanmadığı kaydedilerek, “Tüm akademisyenler, öğrenciler ve idari personel olarak talebimiz Erdoğan’ın seçimlere saygı duyması ve Erdoğan’ın kampusun özgür ve özerk ortamına müdahale etmemesidir” denildi. l Haber Merkezi Önce baskın sonra gözaltı Eğitim Sen’li 6 öğretmen sabaha karşı evlerinden alındı Didim’de açığa alınan ve basın açıklaması yapmaya hazırlanan 6 Eğitim Sen’li öğretmen gözaltına alındı. Eğitim Sen’den yapılan açıklamada, “Didim’de, basın açıklaması gerekçesiyle dün Aydın Valiliği’nin onayıyla açığa alınan 6 üyemiz bugün (dün)sabaha karşı evlerine baskın yapılarak gözaltına alındı. Hükümetin muhalif olan her kesimi susturmaya yönelik politikasının deva mı olarak, sendikal faaliyetleri suç kapsamına alınarak gözaltına alınan üyelerimiz, emniyete götürüldü” denildi. ‘Sendikal faaliyet suç’ Eğitim Sen Aydın Şube Başkanı Ali Gün, gözaltıların Didim Emek ve Demokrasi Platformu’nun dün saat 13.00’te yapacağı basın açıklaması öncesinde gerçekleştiğine dikkat çekti. Gözaltıları “Sendikal faaliyetler krimina lize edilmek isteniyor” ifadeleriyle değerlendiren Gün, valiliğin bir yıldır yaptıkları her eylemi engelleme çabasında olduğunu ve muhalif tüm eylemlere müdahale ettiğini söyledi. Gün, “Arkadaşlarımızın neden açığa alındığı belli olmadığı gibi neden gözaltına alındıkları da belli değil. Sendikal faaliyetlerimiz engellenemez. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear