28 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 28 Ekim 2016 10 Trump kazansaydı Ankara çok sevinirdi Erdoğan rejimi ve medyasının, bir “antiMüslüman” olmasına rağmen Donald Trump’a gönül düşürmesinin tek nedeni, seçimdeki rakibi Hillary’ye atfettikleri “FETÖ’cülük” değildi. Rejim medyası uzunca bir süredir Trump’a “çakmıyordu” ve bunda Hillary’nin IŞİD’e karşı “Kürtleri silahlandırmaktan” bahsetmesinin de elbette bir payı vardı... Bu iki faktöre rağmen, Trump’ı Hillary’ye tercih etmiş olmalarının basit bir ehveni şer mantığı ile açıklanabileceğini sanmıyorum. Trump’ı utangaç biçimde kabullenmelerinde, zamanla derinleştirerek yaptıkları doğruya yakın gözlemler rol oynamış olmalıydı. Birçok analistin de tespit ettiği gibi Trump içe kapanmacı ve antienternasyonalistti... Bunun neticesinde NATO’ya ve TransAtlantik işbirliğine şüpheyle yaklaşıyordu. Bu faktörler Ankara’daki rejimin Cumhuriyetçi adayı tercih etmesinin bir nedenini oluşturabilirdi. Seçildiği takdirde bu Trump, ABD’yi daha düşük profilli ve daha az müdahaleci bir dış politikaya yöneltecekti ve bu durum da Ankara’daki zevatın hem iç hem de dış politikada elbette işine gelirdi... Ötesinde, muhtemeldir ki bizdeki rejim Trump’a aradan geçen zaman içinde ısınmıştı ve bunu da normal karşılamak gerekirdi. Ne de olsa Trump ile “Reis”leri benzer kumaştandı. İkisi de siyasi varlıklarını yerleşik düzene meydan okuyarak inşa etmişlerdi. İkisi de popülistti. Mağduriyet duygusu içindeki kitlelerin desteğini almak için düzenin elitlerine adeta savaş açtılar. İkisi de otoriter eğilimliydi. Trump, Putin’e olan muhabbetini gizlemiyordu. “Reis” de öyle. Otoriter liderler birbirleriyle iyi anlaşırlar. Trump, kuvvetler ayrılığından hazzetmiyordu, “Reis” ise kuvvetler birliğini şahsında çoktan tesis etmişti. İkisi de basın özgürlüğünden nefret ediyordu. Bizde 2008’den beri yapıldığı gibi Trump da toplantılarında gazetecileri alenen hedef gösterdi, yuhalattı... Trump taraftarları gazeteci tartakladı. Cumhuriyetçi başkan adayı, her fırsatta “Medyaya güvenilmez” diyerek gazetecilere karşı düşmanlığı körükledi. Erdoğan malumunuz, her fırsatta “Manşetlerle savaşarak bugünlere geldik” demesiyle ünlü. Trump da başkan seçilse “Beyaz Saray’a manşetlerle savaşarak geldim” diyecekti muhtemelen... Ama diyemeyecek. Çünkü Trump başkan olamayacak. Trump’tan bahsederken geçmiş zaman kiplerini kullanmamın nedeni bu. Hillary, Trump’ın Beyaz Saray’da oturmaya layık bir Amerikalı olmadığının önemli orandaki Cumhuriyetçi seçmen tarafından da iyice anlaşılması sayesinde arayı açtı ve beklenmedik bir gelişme olmaz ise 12 gün sonra yapılacak seçimleri kazanacak. ABD’de 10 ayrı kamuoyu araştırmasının 25 Ekim’de açıklanan ortalama sonucuna göre Hillary’ye olan destek yüzde 46.4 seviyesinde. Trump yüzde 40.3 ile 6 puan geride. Hillary’nin şu an garantilemiş gibi gözüktüğü eyaletleri kazanması başkan seçilmesine zaten yetiyor. Dolayısıyla Erdoğan rejimi ve medyasının Trump hususundaki munis tutumu da geçmiş zamana ait bir anlam taşıyor artık. Şimdi yakın geleceğe bakarsak, Hillary’nin Obama’nınkinden daha müdahaleci bir dış politika izleyeceğini varsaymak için her türlü nedenin mevcut olduğunu görürüz. Hillary Clinton’ın güçlü uluslararası liderlik vaat etmesi, Ankara’nın Washington ile olan Suriye, Irak ve Rusya bağlantılı sorunlarının daha da ağırlaşmasına yol açabilir. Ocak 2017’den sonra Ankara’nın, Hillary Clinton yönetimi ile çatışmak ya da birlikte çalışmak seçenekleri ile karşı karşıya kalması muhtemeldir. Obama döneminde, “çatışma” ve “birlikte çalışma” seçenekleri arasında ortaya çıkan “gri alan”ın, başka bir deyişle “orta yol”un sonuna geliyor olabiliriz. Güneydoğu’da zehirli gaz paniği IŞİD’in Musul’da yaktığı Mişkar kükürt fabrikasından çıkan zehirli bulutların asit yağmuru yaratacağı endişesi nedeniyle bölgede önlem alınmaya başlandı. Diyarbakır 112 Acil Komuta Merkezi, tüm ekiplerine anons geçerek, görev haricinde dışarı çıkmamalarını, vakaya giderken ekipmansız müdahale edilmemesini, solunum sıkıntısı çeken vakalara dikkat edilmesini istedi. SuriyeIrak sınır boyunda etkili olan toz fırtınası, Mardin’de paniğe yol açtı. Halk toz bulutlarının Musul üzerinden gelen asitli gaz olabileceğini belirterek tedirgin olduklarını söyledi. Mehmet Baran, “Nefes alıp vermekte zorlanıyoruz. Zehirli gaz nedeniyle tedirginlik yaşıyoruz” dedi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden ise “Bu gece (dün gece) tekrar başlaması beklenen yağışın atmosferde bulunan bu gazı ilk etapta yere indirmesi söz konusudur. Daha sonra ise rüzgâr döneceği için bölgeden ülkemiz üzerine gaz taşınımı ve asit yağmuru riski beklenmemektedir” açıklaması geldi l Yurt Haberler haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Rusya’nın gözetiminde ‘federasyon’ toplantısı Rusya, Suriye rejimi ve Kürt partilerini bir araya getirdi. Kürtler federasyon istedi Rusya’nın, geçen ay Suriye rejimi ve PYD öncülüğündeki bir grup Kürt siyasi parti si ile ülkenin federasyonla yönetimi için bir toplantı yaptığı ortaya çıktı. Cumhuriyet’in elde ettiği toplantı tu tanaklarına göre, Kürt tarafı Suriye’nin adı nın “Suriye Demokra tik Cumhuriyeti” ola rak değiştirilmesini, fedarasyon sistemi MAHMUT ORAL ne geçilmesini, kantonların tanınmasını, YPG’nin asayiş gücü olarak meşruiyetinin tanınması nı talep etti. Kürt kaynaklar, Suriyeli yetkililerin bunları kabul edemeyeceklerini söyle mesi üzerine, toplantıdaki Rusla rın “Bunları kabul edeceksiniz, siz etme seniz de başkanınız (Esad) kabul edecek tir” dediğini iddia etti. Cumhuriyet’in elde ettiği belgelere gö re, Rusya arabuluculuğu ile 17 Eylül gü nü, Afrin’in 100 kilometre kadar güne yinde bulunan El Humeyim bölgesinde ki Rus Üssü’nde gerçekleşen toplantı ya, Suriye rejimi temsilcileri, araların da PYD’lilerin de olduğu bir grup siyasi parti temsilcisi ve Rus askeri yetkililer katıldı. Toplantıya ilişkin belgeye göre toplantıya PYD’li Fevziye Yusuf, Suriye Yerel Yönetimler Bakan Yardımcısı Luey Kharita, Suriye’deki Rus güçlerinin genel komutanı olan Albay Olderfornikof Aleksander Aleksandrovidiç katıldı. Heyetlerde 8 Rus yetkili yer alırken, Esad yönetimi ve Kürtleri temsilen 9’ar yetkili yer aldı. Toplantıya PYD dışında bazı Suriye Kürt parti temsilcileri de katıldı. Belgede, Rusya, Suriye Cumhuriyeti hükümeti temsilcileri ve Kürt partilerin temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantının amacının, Suriye’de Kütlerin kontrolündeki bölgeye özel bir statü vermek için, bir siyasi karara ulaşma arayışı olduğu kaydedildi. Belge 9 ayrı üst başlık ve bunlar altında çeşitli alt başlıklar yer aldı. Belgede Kürtlerin siyasi ve sosyal hakları için siyasi ve idari reformlar yapması gerektiği belirtildi. Belgelere göre Kürt tarafı, Esad rejiminden şu taleplerde bulundu: “Suriye, Kürtlerin ulusal ve siyasi haklarını tanımalıdır. Buna paralel olarak diğer etnik grupların da benzer hakları tanımalıdır. Üç kanton yönetimi Suriye rejimi tarafından tanınmalıdır. Buna Suriye anayasasında yer verilmelidir. YPG ve diğer asayiş güçleri meşruiyeti tanınmalı ve bunların Suriye güvenlik güçleri olarak kabul edilmelidir.” Belgeye göre toplantıda her iki tarafın temsilcilerinin katılımıyla bir komitenin oluşturulması önerildi. Bu komitenin görevi ise merkez ile kantonlar arasındaki ilişkileri düzenlemek ve geliştirmek olarak ifade edildi. Kürtler ayrıca başka maddede Suriye Arap Cumhuriyeti’nin adının Suriye Demokratik Cumhuriyeti olarak değiştirilip, idare şeklinin ise federal istem olarak düzenlenmesini talep etti. ‘Kabul edeceksiniz’ Kürk kaynaklar, söz konusu toplantıda Suriye’de federal sistemin önerilmesi üzerine, toplantıya katılan Suriyeli yetkililerin “Biz bunları kabul edemeyiz” diyerek tepki gösterdiğini, ancak toplantıya nezaret eden Rus komutanın, “Bunları kabul edeceksiniz, siz etmeseniz de başkanınız (Esad için söylüyor) kabul edecektir” diyerek tepki gösterdiğini ileri sürdü. Bu tartışmanın ardından Suriye tarafının, siyasi yöneticileri ile görüşmek için bir saatlik izin isteyip, toplantıya ara verdiği iddia edildi. Bu süre sonunda, Suriye tarafının bu önerileri yönetime sunacağını ve sonucunu da Rus yetkililere bildireceğini belirttiği anlatıldı. l DİYARBAKIR Fadiliye köyüne giren bir peşmerge ailesiyle buluştu. Kız kardeşi ve diğer yakınlarına sarılan peşmerge mutluluk gözyaşı döktü. Katliam korkusu Musul operasyonu devam ederken Irak ordusunun güneyde ulaşmaya çalıştığı köylerden biri olan Hammam alAlil’de çok sayıda kişinin IŞİD tarafından infaz edilmiş olmasından korkuluyor. IŞİD’in esir aldığı Irak ordusu ve polisinin onlarca eski mensubunun burada infaz edildiğini sandıklarını belirten Ninova eyalet konseyinden yerel yetkili Abdülrahman el Vaggaa “Amaçları diğerlerini, özellikle de Musul şehrinin içindeki sivilleri terörize etmekti, onlara kaçmamaları ya da operasyon güçleriyle işbirliği yapmamaları için gözdağı vermekti” diye konuştu. Irak Yerinden Olma ve Göç Bakanlığı ise Musul operasyonunun başından bu yana kent ve çevresinden 11 bin 700 kişinin kaçtığını açıkladı. Bu sayının gelecek günlerde 200 bine ulaşabileceği uyarısı yapılırken kamplarda sadece 60 bin kişilik yer olduğuna dikkat çekiliyor. BM’nin Irak’taki insani koordinatörü Lise Grande, “Kentten çıkan ailelerin çoğunun başında kadınların bulunduğunu gördük. Bu yüzden erkeklerin ve oğlanların alıkonulduğundan endişeleniyoruz” dedi. Reuters’in bölgedeki muhabiri ise kentin güneyinde görüştüğü köylülerin, IŞİD’in çekilirken akrabalarını canlı kalkan olarak kullanmak için kaçırdığını anlattığını aktardı. Sakal pazarlığı IŞİD zulmünden kaçanlar ise yaşadıkları baskı ve zulmü anlattı. Musul operasyonu sayesinde eşi ve üç çocuğuyla birlikte IŞİD’den kaçabilen Saddam Dahham, hayatının son iki yılını sakal boyuyla ilgili militanlarla pazarlık yaparak geçirdiğini belirtti. Dahham, “Sigara içmemize, telefon kullanmamıza, TV izlememize izin vermiyorlardı. Sakallarımızı uzatmak ve uzun elbise giymek zorunda bırakılıyorduk. Çenemden uzun ağır bir şeyin sarkması gerekiyordu. Hiç MUSUL merkeze 2 kilometre kaldı Musul operasyonunda Irak ordusu güney ve kuzeyden, peşmerge güçleri ise doğudan kente doğru ilerliyor. Peşmergeler Başika bölgesi Naveran Cephesi’nde dün Derık, Canci ve Fadıliye köylerini kurtardı. Sputnik’e konuşan peşmerge Komutanı Mukameda Maşıd, “Musul’un kuzeydoğusundaki Gorcelil ve Heyr Tehrir köyünde IŞİD ile ordu arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Gorcelil köyü Musul merkeze 2 kilometre uzaklıkta. Irak ordusu Musul’a çok yaklaştı” dedi. BBC ise Irak ordusunun güneyde IŞİD’in sert direnişiyle karşılaştığını ve Musul’a ilerleyişin durduğunu aktardı. Operasyonun yönetildiği Geyyare hava üssünde açıklama yapan ABD’li bin başı Chris Parker, “Irak güçleri Musul’a yaklaştıkça IŞİD’in direnci artıyor” dedi. Musul operasyonu komutanı Tümgeneral Necm Cuburi, IŞİD’in ilerleyişlerini durdurabilmek için çok sayıda bombalı araçla intihar saldırısı düzenlediğini aktarırken 95’ten fazla bombalı aracın imha edildiğini açıkladı. IŞİD’in yola yerleştirilen bombalarla çevirerek bin kişiyi esir aldığı Fadiliye köyüne peşmerge 10 günlük bir savaşın sonunda girebildi. IŞİD’in Kerkük’e düzenlediği saldırıda yaralanan 11 peşmerge, dün uçakla önce Diyarbakır’a getirildi. Buradan da Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürülerek tedavi altına alındı. l Haber Merkezi ‘Türkiye ve ypg, incirlik’te görüştü’ Washington Post’un ünlü köşe yazarı David Ignatius 25 Ekim tarihli makalesinde ABD’nin YPG’lileri İncirlik’e getirip Türk askeri yetkililerle görüştürdüğünü iddia etti. “ABD, TürkKürt düşmanlığını idare etmeyi denedi, ama nafile. Örneğin mayısta Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Mınbiç saldırısı başlamadan önce ABD, İncirlik Üssüne, YPG liderliğindeki SDG’den bir heyet getirdi. Ama TürkKürt farklılıklarının üstü nü örtmeye yönelik bu çaba temmuzdaki darbe girişiminin ardından çöktü” diyen Ignatius “SDG ile görüşen bazı Türk generallerin darbe zanlısı olarak hapse atıldığı söyleniyor” diye ekledi. ABD’nin bölgedeki bütün vekillerine ihanet ettiğini ve Kürtlerin bunu defalarca tecrübe ettiğini belirten köşe yazarı, Türkiye Afrin’e saldırdığında ABD’nin ortada bıraktığı Kürtlerin Rusya’dan yardım istediğini de aktardı. rahat değildi. Üstelik kaşındırıyordu” dedi. Üç yaşındaki kızını göğsüne basan Dahham, “Ölüm yönetimi altında yaşıyorduk. Hiç huzur yoktu. Şimdi bu tentenin altında olmak bile evde olmaktan daha iyi” diye ekledi. Musullu bir köylü kadını olan 36 yaşındaki İsmail Hesen, “6 çocuğumla Tobzava köyünden kaçtım. IŞİD’in zulüm ve baskısı dayanılmazdı. Sigara içmek ve sakal traşı bile yasaktı. Korkudan televizyon izleyemiyorduk, müzik dahi dinleyemiyorduk. IŞİD bize namaz kılmamı zı ve onların kurallarına uymamızı da diretiyordu” dedi. IŞİD’in kadın devriyeleri Zeydani köyünden Murad Hemo ise hep baskı altında yaşadıklarını belirterek, “Giyim ve kuşamımıza çok fazla karışıyorlardı. IŞİD’in kadın devriyeleri köydeki diğer kadınları denetlemeye çıkıyorlardı. Onların giyim kurallarına uymayan bir kadını yakaladıklarında kırbaç cezası veriyorlardı” diye konuştu. l Dış Haberler Şİİ LİDERDEN AÇIKLAMA: Türkiye’yi biz de istiyoruz ama Şii Ulusal Koalisyonu Başkanı Ammar ElHekim ile birlikte ortak basın toplantısı düzenleyen Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı (IKYB) Mesud Barzani, Türkiye’nin Başika harekâtına destek verip vermediği sorusuna “Bu konuda bir bilgim yok. Yapılmış olabilir de” yanıtını verdi. Şii Lider Hekim ise “IŞİD ile mücadelemize Türkiye’nin destek vermesini istiyoruz ama Bağdat’ın onayıyla. Türk askerleri Bağdat’ın rızası dışında geldi. Bu yüzden çekilmelerini istedik” dedi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı (IKYB) Mesud Barzani ve Şii Ulusal Koalisyonu Başkanı Ammar ElHekim, dün Musul yakınlarındaki Zertik Dağı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Rudaw’da yer alan habere göre Barzani, Musul’daki sorunun çözümü için Bağdat hükümeti ile ortak bir komisyon kurduklarını söyledi. Başika’da durumun sakin olduğunu ve aceleci davranmak istemediklerini belirten Barzani, “Peşmerge ve Irak Ordusu’nun konumlanacağı bölgeler yapılan anlaşma çerçevesinde belirlenmiştir. Peşmerge Musul’a girmeyecek. Başika şu an askeri olarak düşmüştür ancak kayıp vermemek için şimdilik kasabaya girmek istemiyoruz” dedi. Türkiye’nin Başika’da IŞİD hedeflerine yönelik top saldırısı düzenleyip düzenlemediği sorusunu Barzani, “Bu konuda bir bilgim yok. Yapılmış olabilir de” yanıtını verdi. Bir gazetecinin “ABD Kürtleri kullanıyor mu?” sorusu üzerine Barzani, “ABD’nin Kürtleri kullandığı ifadesi yanlıştır. Biz onlar için değil, kendimiz için savaşıyoruz. Yardımlarını da memnuniyetle karşılıyoruz” yanıtını verdi. Rakka operasyonuyla ilgilenmediklerini söyleyen Barzani, “Biz kendi cephelerimizdeki savaşla ilgileniyoruz” dedi. Bağdat’tan onay Şii Ulusal Koalisyonu lideri Ammar el Hekim ise IŞİD’in Iraklıları bölmek istediğini ancak tüm Iraklılar’ın ülkeyi birlikte savunduğunu söyledi. El Hekim, “Bu bütün Iraklıların savaşıdır. Musul operasyonuna kimin katılacağına Iraklılar karar verir. IŞİD sadece askeri operasyonla ortadan kaldırılamaz. İdeolojik, ekonomik ve diğer boyutlar da olmalı” dedi. Şii lider, Ankara Bağdat arasında yaşanan Başika krize ilişkin ise, “IŞİD’le mücadelemize Türkiye’nin destek vermesini istiyoruz ama Bağdat’ın onayıyla. Türk askerleri Bağdat’ın rızası dışında geldi. Bu yüzden çekilmelerini istedik” dedi. l Yurt Haberleri C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear