22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Arınç: Fidan’ın istifası Başbakan’ın takdiri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekilliği adaylığı için istifası ile ilgili yaşanan kriz için “Başbakanımızın takdiri. Onun takdirinin söz konusu olduğu bir yerde de artık hiçbirimizin yorum yapmasına gerek bulunmamaktadır” yorumunu yaptı. Bakanlar Kurulu’nun ardından soruları yanıtlayan Arınç’a, eski MİT Müsteşarı Fidan’ın AKP’den milletvekili aday adayı olması üzerinden AKP ile Cumhurbaşkanlığı arasında bir kriz olduğu yönündeki tartışmalarla ilgili görüşü soruldu. Arınç, konuşmasında “kriz yok” dedi, ancak konunun “Başbakanın takdiri” olduğunu tekrar tekrar söyleyerek altını çizdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu da Fidan’ın milletvekilliği adaylığı için istifası ile ilgili AKP ile Cumhurbaşkanlığı arasında kriz yaşandığı tartışmalarına ilişkin, “Fidan’ın kendisiyle ilgili karar verme hakkı var” dedi. Davutoğlu, TRT canlı yayınında, Erdoğan’ın Fidan’ın istifası ile ilgili sözleri ile “Fidan’a ve MİT Müsteşarlığı’na verdiği önemi ortaya koyduğunu” ifade etti. Erdoğan’ın Fidan ile ilgili kanaatini kendisine söylediğini, kendisinin de Fidan ile paylaştığını aktaran Davutoğlu, “Ama Fidan’ın kendisi ile ilgili kararı verme hakkı var. Bende olan yetki itibarıyla bu karara saygı duydum ve gereken adımlar atıldı” dedi. Başka anlamlar çıkarmanın doğru olmadığını dile getiren Davutoğlu, “Tüm çalışmalarda katkısı oldu, yine katkı verecek” ifadelerini kullandı. Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki gerilimde Fidan’ın istifası cepheleri belirginleştirdi Haber Merkezi MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinden istifa ederek siyasete adım atması bir süredir alttan alta süren ErdoğanDavutoğlu kavgasını su yüzüne çıkardı. Erdoğan’ın “Hakan Fidan’ın adaylığına olumlu bakmadım” sözlerine Davutoğlu “Bu konudaki görüşlerim değişmedi” diye yanıt verdi. Şimdi Ankara’da Davutoğlu’nun “bu savaşı nereye kadar tırmandıracağı” ve yanındaki “güç dengeleri” konuşuluyor. AKP kanadında ise savaş denildiğinde akla Uhud Savaşı ve orada “ganimet için mevziyi terk ederek yenilmeye sebep olan okçular” geliyor. Tarih 24 Haziran 2014. Yani 10 Ağustos’ta yapılacak seçimlere yaklaşık 40 gün var. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, AKP teşkilatını uyarıyor. Bu uyarı ertesi gün iktidara yakın Yeni Şafak gazetesinin manşetinde de yer alıyor: Uhud uyarısı. Erdoğan teşkilata o tarihte şunları söylüyor: “Uhud’daki gibi ganimet paylaşımı peşinde olmayalım. Hedefimizde cumhurbaşkanlığı seçimi var. 2015’i şimdiden konuşmak yanlış olur. Biz büyük davanın neferleriyiz, leke sürdürmeyeceğiz.” Erdoğan o günlerde kendisinden sonra AKP’yi yönetecek kadroların oluşması aşamasında ortaya çıkan “çekişmelerin” önünü kesmek AKP’de Uhud korkusu için bunları söylemişti. Çekişmeleri önlemede başarılı da oldu. İstediği ismi partinin başına getirdi, kabinenin oluşumunda etkili oldu. Aradan 7 ay geçti. Türkiye’nin önünde bu kez 4 ay sonra yapılacak genel seçimler var. Ancak son zamanlarda AKP kulislerinde ve iktidara yakın kalemlerde yeniden “Uhud” göndermelerinin yoğun olduğu bir süreç yaşanıyor. HABER ANALİZ İki örnek dikkat çekiyor. Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi geçen hafta “Erdoğan ile Davutoğlu uyumlu olduğu sürece anayasayı da değiştiririz, başkanlık sistemini de getiririz. Yeter ki Uhud’daki okçular gibi ganimet peşine düşüp yerlerimizi terk etmeyelim” diye yazdı. Dün Akşam gazetesinden Turgay Güler de “Henüz Savaş Bitmedi” başlıklı yazısında Uhud Savaşı göndermesi yaparak “komutan tamam demeden savaşı kazandık diyemezsin” vurgusu yaptı. AKP içinde şu sıralar en çok savaş ve ganimet için “mevzisini” terk etmek konuşuluyor. Bunun tekrar gündeme gelmesinde de Fidan’ın “Erdoğan’a rağmen” “mevziyi” terk etmesinin payı büyük. Tabii bu ‘Yerimizi terk etmeyelim’ Süreçte kırılma olmaz MAHMUT LICALI ANKARA Çözüm sürecinde devlet heyetinin İmralı’daki görüşmelerini yürüten Hakan Fidan’ın MİT’ten istifasının süreçte herhangi bir kırılmaya neden olmayacağı, uzlaşı zemini bulunan müzakere heyetinin oluşturulup çalışmalarına başlamasıyla birlikte sürecin herhangi bir tıkanıklığa karşı izleme kuruluyla kendi denetim mekanizmasını da oluşturacağı belirtiliyor. Ekim ayından bu yana Çözüm Süreci Kurulu’nun yasallık kazanmasıyla birlikte devlet heyetinde daha etkin bir şekilde yer almaya başlayan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın (KDGM) etkinliğinin ise daha da artması bekleniyor. HDP kanadında da Fidan’ın istifasının sürece herhangi bir etkisinin olmayacağı görüşü öne çıkıyor. Fidan, özellikle diyalog aşamasında ortaya çıkan pek çok tıkanıklıkta Öcalan ile doğrudan görüşmeler yaparak sürecin tekrar rayına oturtulması konusunda rol üstlenmişti. Kulislerde konuşulan bilgilere göre, süreçte ikinci aşama olan müzakere aşamasında ise Fidan’ın olası tıkanıklık ve krizlerde sürecin rayına oturtulması rolünü doğrudan müzakere heyetinde yer alacak izleme heyeti üstlenecek. İzleme heyeti, Fidan’ın bugüne kadar İmralı’daki görüşmelerde arabulucu rolünün yerini alacak. Çözüm Süreci Kurulu’nun resmi olarak kurulmasının ardından hem İmralı’daki görüşmelere hem de Ankara’da yapılan toplantılara katılmaya başlayan KDGM’nin bundan sonra etkinliğinin daha da artacağı ifade ediliyor. KDGM’nin başındaki isim olan MİT kökenli Muhammed Dervişoğlu’nun Fidan’ın yerine MİT Müsteşarı olarak devlet heyetinde yer alabileceği de konuşuluyor. HDP kaynakları da Fidan’ın istifasının süreçte herhangi bir kırılmaya neden olmadığı görüşünde. HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Fidan’ın istifasının sürece nasıl etkisi olacağı konusunda, Fidan’ın devletin sözcüsü olarak İmralı’daki görüşmelere katıldığını, bundan sonra süreçle ilgili yetkisinin olmadığını ifade etti. Kürkçü, Fidan’ın yeni hükümette bir görev alması durumunda süreçle ilgili etkinliğinin olabileceğine işaret etti. Kürkçü, “Fidan’ın istifasının bizi üzen ya da sevindiren bir tarafı yok” dedi. l HDP kanadı: rada şu sorular gündeme geliyor: Neyin savaşı, mevzi ne, ganimet nedir? Erdoğan’ın “sır küpüm” olarak nitelendirdiği Fidan’ın ayrılışının ardından Latin Amerika yolunda yaptığı şu açıklama, aslında net bir tabloyu ortaya koyuyor: Milletvekilliği ötesinde planlar yapmış, hatta kendisine bazı vaatler verilmiş olabilir. Erdoğan görevinden ayrılarak siyasete adım atan Fidan’a sitemlerini açıkça dile getirirken verilen “vaat”ten bahsederek Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “şimdilik” üstü kapalı bir göndermede bulunuyor. Aslında Fidan’ın istifası alttan alta süren “savaşın” ortaya dökülen hali. Evveliyatı var. Ve bitecek gibi gözükmüyor. Ahmet Davutoğlu’nun Fidan’ın adaylığıyla ilgili Hürriyet’ten Deniz Zeyrek ve Milliyet’ten Serpil Çevikcan’a söylediği “görüşüm değişmedi” cümlesi geri adım atılmayacağının göstergesi. Şimdi Ankara’da şu soru soruluyor: Bu iş nereye gider? Rivayet çok... Erdoğan’ın “demir yumruğunu” vuracağını söyleyenler... Ki bunlar azınlıkta. Bir de Davutoğlu yanında güçlü bir ekip oluşuyor görmüyor musunuz diyenler... Bunlar şöyle konuşuyor: AKP’nin “başarıları” sayılırken çö züm süreci ve ekonomi ilk iki sırada gelir. Çözümde Hakan Fidan, ekonomide Ali Babacan ile son dönemde Erdem Başçı. Bu isimler şimdi Davutoğlu’nun yanında. Erdoğan’ın çözümde de ekonomide başta faiz olmak üzere yaptığı çıkışlarda da sadece kendi bildiğini okuması ilişkilere zarar verdi. Gerçekten de Erdoğan’ın yanlış zamanda ve ısrarla kullandığı “faiz indir” baskısının yıllık tahvilleri 1 puan artırması, doları 2.50’ye fırlatması ekonomi yönetiminde moral bozukluğu yarattı. Hürriyet’in haberinden öğrendiğimize göre Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı lojmanını “çocukların okuluna yakın olsun” diye boşalttı. Piyasalar buna değil de 24 Şubat’ta yapılacak Merkez Bankası toplantısına endekslendi. O gün kritik. Başçı arkasına Davutoğlu ve Babacan’ın desteğini almış durumda “piyasa şartları neyi gerektirirse yapma” niyetinde. Olmazsa, hedefe konulursa “gereğini yapmaktan da” çekinmeyecek kararlılıkta. l Kılıçdaroğlu’ndan Fidan yorumu Senar’ın yakınlarına ziyaret Kılıçdaroğlu, yaşamını yitiren Türk sanat müziğinin usta ismi Müzeyyen Senar’ın yakınlarını ziyaret ederek başsağlığı dileğinde bulundu. Senar’ın oğlu Ömer Işıl ve kızı Feraye Işıl’la bir süre sohbet eden Kılıçdaroğlu, daha sonra aile üyeleriyle fotoğraf çektirdi. (AA) ‘MİT’in siyasallaştığı gözler önüne serildi’ HAZAL OCAK Birinci sınıf demokrasiyi istiyoruz bu ülkede” diye konuştu. Toplantı ve gösteri yürüyüşünün bütün ülkelerde temel bir hak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bizim anayasamıza göre de haktır. Anayasası çalışmayan, askıya alınan, hukuku askıya alınan, yasama organı yani TBMM yürütme organının arka bahçesi haline dönüşen, yargıyı siyasallaştıran bir sistem doğru bir sistem değildir. Bu sisteme karşı direnmek hepimizin temel görevidir” dedi. Gül ‘zamanını’ bekliyor Tüm bu gelişmeleri uzaktan izleyen ve konuşmak için zamanını bekleyen bir isim var: Abdullah Gül. Seçime kadar AKP içinde işler daha da karışabilir. Savaş, okçu, ganimet üçgeninde denklem değişebilir. UHUD’DA NE OLMUŞTU? Müslümanlardan Bedir Savaşı’nda uğradıkları yenilginin öcünü almak isteyen Ebu Süfyan komutasındaki Mekkelilerle, Medine’deki Müslümanlar Uhud Dağı’nda karşı karşıya geldi. Dağdaki geçidin iki tarafında okçularını yerleştiren ve yerlerini terk etmemelerini isteyen Hz. Muhammed, Mekkelilerin dağın etrafını dolaşarak Müslüman ordusuna saldırmasını engelledi. Ancak Mekkelilerin yenildiğini gören okçular mevzilerini terk ederek ganimetleri yağmalamaya başladı. Bundan yararlanan Mekke ordusu, okçuların terk ettiği bölgeden Müslümanlara saldırarak savaşı kazandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın’ı ziyaret ederek il yönetimi üyeleri, belediye başkanları ve ilçe başkanlarıyla genel seçim öncesi toplantı yaptı. Kılıçdaroğlu eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın istifasına ilişkin “MİT’in siyasallaştığının göstergesidir. Zaten biz bunu daha önce ifade ediyorduk ama onlar inkâr ediyorlardı. Böylece gerçekler gün yüzüne çıkmış oldu” yorumunu yaptı. Levent’teki CHP il binasında bir kısmı basına kapalı gerçekleşen toplantıda partililere seslenen Kılıçdaroğlu, demokrasinin özellikle son 3 yılda hukuken ve ahlaken ağır yaralar aldığını belirterek “Demokrasi gidiyor, ahlaksızlık diz boyu, en kutsal değerlerimiz siyasete kurban edilmiş durumda, etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılıyor, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılıyor. Buna ‘dur’ demek lazım” dedi. Kılıçdaroğlu “Hukukun üstünlüğü anayasasında yazılı bir ülkeyi düşünün. Cumhurbaşkanı olarak seçilen kişi, anayasaya uymuyor, ettiği yemine bağlı kalmıyor, anayasayı ‘dinlemem’ diyor. Adı yolsuzluğa karışmış 4 bakanın, TBMM’de AKP milletvekilleri tarafından aklandığını düşünün. Ahlaken sıfırlanmış bir süreci yaşıyoruz. Hukuken sıfırlanmış bir süreci yaşıyoruz. ‘Fidan Roboski’nin hesabını verecek mi?’ Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtlarken MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın AKP’den milletvekili aday adayı olmak için istifa etmesi konusunda “Meclis’te Roboski’nin hesabını verecek mi?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Sayın Erdoğan ‘Benim sır küpüm’ diyor, ‘devletin sır küpü’ demiyor. Böyle bir anlayışı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Siz MİT müsteşarısınız ama bir kişinin sır küpüsünüz... Şimdi gelecek, Roboski’nin hesabını verecek mi? Dönemin Genelkurmay Başkanı açıklamıştı. ‘Milli kaynaklardan bilgiyi aldık, onun üzerine gidip bombaladık’ demişti. Bu milli kaynak neresi? Herhalde CHP Genel Merkezi değil. Milletvekili olarak kürsüye çıkıp bunun yanıtını verecek mi?” Bahçeli, Erdoğan’ın sözlerini inandırıcı bulmadı: Hakan Fidan Başbakan Ahmet Davutoğlu Seçim sonrası için pozisyon alınıyor ERDEM GÜL ANKARA MİT Müsteşarlığı görevinden, siyaset kararı alarak istifa eden Hakan Fidan’ın AKP’de yarattığı sarsıntısı sürüyor ve “neden” sorusuna yanıt aranıyor. AKP kulislerine göre Fidan’ın istifası Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim sonrası siyasi geleceğiyle doğrudan bağlantılı. Davutoğlu’nun parti içinde ekipsizliğine ve yalnızlığına dikkat çekilerek, “Davutoğlu’nun seçim öncesi yapabileceği en etkili hamle Abdullah Gül’e adaylık teklif ederek partiye çağırmaktı. Ancak Gül bunu kabul etmeyeceği için Fidan hamlesini yaptı. Seçim sonrasına pozisyon aldı” yorumu yapılıyor. Fidan’ın istifası konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olumsuz çıkışı, AKP kulislerinde yeni senaryoların ortaya atılmasına neden oldu. Muhalefette daha güçlü olmasına karşın AKP içinde de, “Erdoğan’la Davutoğlu arasında danışıklı dövüş oynanıyor” diyenler hâlâ var. Ancak ortada gerçek bir kriz bulunduğunu kabul ederek senaryoları da bunun üzerine kuranların sayısında gözle görülür bir artış bulunuyor. Senaryoların ortak noktasını Davutoğlu’nun parti ve hükümet içindeki yalnızlığı ve siyasi geleceğinde kendisinin de söz sahibi olabileceği hamleleri oluşturuyor. Parti kulislerinde şunlar konuşuluyor: Partide tek başına: Davutoğlu, seçim sürecine ekipsiz ve yalnız yakalandı. Parti içinde Erdoğancı ezici bir çoğunluk bulunuyor. Geçen süre içinde Erdoğan tarafından sayıları azaltılmasına karşın belli bir oranda Gülcüler de var. Bülent Arınç’ı destekleyenler hatta Numan Kurtulmuşçular dahi bir grup oluşturabiliyor. Ancak Davutoğlu tek başına. Bu tablo, Bakanlar Kurulu’nda da aynı şekilde. Şimdi seçime gidilirken tüm isimler ve gruplar pozisyon alma peşinde. Davutoğlu’nun Fidan hamlesi de bu yalnızlıktan kurtulmak için seçim sonrasına yönelik bir hamledir. Gül’ü çağırabilirdi: Davutoğlu, 3 dönem kuralına takıldıkları için yeniden aday olamayacak “kıdemli” AKP’lilerle, “yeniyetme” diye tanımlanan AKP’nin genç ekibinin arasında kaldı. Davutoğlu’nun aslında bir süre önceye kadar Gül’ü adaylık teklif ederek partiye çağırması beklenirdi. Bu yapabileceği en güçlü hamle olurdu. Ancak Gül, seçim öncesi partiye gelmeyeceğinden, hamlesini Fidan’la yaptı. Yeni denklemde Gül: Davutoğlu, Fidan hamlesiyle bir anda yeni dönem siyasette gücünü artırmış oldu. Başkanlık sistemine geçilmezse Davutoğlu, Fidan’ı da yanına almanın avantajıyla siyasi varlığını korur ve güçlendirebilir. Üstelik o noktada denklemin bir yerlerinde Gül’ün konumuna ilişkin formül arayışları da gündeme gelebilir. Ancak (Fidan krizi) asla aday listelerinin oluşumunda Erdoğan’ın devre dışı kalmasına ya da seçim öncesi Davutoğlu ile yol ayrımına neden olmaz. Çünkü halen partide adaylığa hazırlananların çok büyük çoğunluğu Saray’ın nabzını yokluyor. Aday adaylarının en çok vize istedikleri adresler hâlâ Erdoğan’ın doktoru ve danışmanları. AKP listelerini çok büyük oranda Erdoğan’ın şekillendireceği bir gerçek. l Fidan’ın tartışılan istifası, AKP’de Davutoğlu’nun ‘siyasi geleceğiyle ilgili hamlesi’ olarak algılanıyor Çatı başbakan SELDA GÜNEYSU ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinden AKP’den milletvekilliği aday adaylığı için istifa etmesini “çözüm süreci” ve “başkanlık sistemi” ile ilişkilendirerek, “7 Haziran sonrası, başkanlık sistemini sağlayabilecek çoğunluğa temel teşkil eden bir hükümet geldiğinde, çatı başbakan acaba Hakan Fidan mı olacak?” diye sordu. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Fidan’ın adaylığını arzulamıyorum” sözlerini “inandırıcı bulmadığını” belirtti. TBMM’deki makamında gazetecilerle bir araya gelen Bahçeli, sorulara şu yanıtları verdi: İki 7 Şubat tesadüf müdür? 7 Şubat’ta MİT Müsteşarı’yla ilgili bir sorgulamanın başlatılmasına Sayın Cumhurbaşkanı, dönemin başbakanı olarak müsaade etmemişti. Şimdi 7 Şubat’ta istifa ettiğini açıkladı. Bu 7 Şubat tesadüf müdür? Bazı mesajlar mı verilmektedir? Siyasette ‘sır küpü’ kolay olmaz (Erdoğan’ın Fidan için ‘Sır küpümdür’ sözlerinin sorulması üzerine): Oslo’dan bu yana beraberce pek çok şeyi düşündükleri için Fidan’ın Cumhurbaşkanı’nın “sır küpü” olması normal. Böyle bir tabiri kullanması, “Bazı kararları ben alırken, bana katkıda bulunan en yakınım budur” anlamı taşır. Çünkü siyasette sır küpü çok nadirdir, kolay olmaz. Demek ki Türkiye’de bir çözüm süreci var. Bu çözüm sürecinin sonuna doğru gelindiği kanaatindeyim. Mücadelelerden müzakerelere dönüş var. PKK’nin siyasallaşma süreci gittikçe artırılmak Fidan mı olacak? ta ve bazı gelişmelerde PKK’nin hedefleri, talepleri doğrultusunda geliştirilmektedir. Eğer bu müzakere sürecinde bilmediğimiz bir uzlaşma zemini varsa, bu uzlaşma zeminini 7 Haziran seçimlerinden sonra hayata geçirebilmek için bu manada müzakereyi çok iyi bilen, Cumhurbaşkanı’nın kafasını çok iyi okuyan, hangi hedefler doğrultusunda birlikte hareket edebilmesini bilen birisinin bir siyasi misyon yüklenmesi mi düşünülüyor acaba? Çatı başbakan Fidan mı olacak? 7 Haziran sonrası oluşabilecek seçim sonuçlarını dikkate aldığımızda, bir hükümet istemini sağlayabilecek bir çoğunluğa temel teşkil eden bir hükümet geldiğinde o zaman çatı başbakan acaba Hakan Fidan mı olacak? Burada bir çatı başbakan var. Bu başbakanın altında işbirliğini oluşturan 3 temel de bulunuyor. AKP, PKK ve HDP. PKK, Avrupa’dan tutun Kandil’e, İmralı’ya kadar bir süreci, HDP’yi ise siyasallaşmış bir şekliyle Meclis’i temsil eden bir unsur olarak dikkate aldığımızda böyle bir gelişme olacaksa bu bir tuzak. Yeni bir senaryonun hayata geçirilmesi konusudur. Başta Başbakan olmak üzere Cumhurbaşkanı’nın da net açıklamalarda bulunmasında yarar vardır. Yoksa kendisinin bilgisi olmadan Ahmet Sani Bey’in (Davutoğlu’nu kast ediyor) herhangi bir uygulaması söz konusu olamayacağına göre bu konuda da Cumhurbaşkanlığı’nın bilgisinin olmaması büyük bir çelişkidir. Ya Cumhurbaşkanı Ahmet Sani’leşiyor, ya da bugüne kadar Ahmet Sani’nin bilgisi yoktu. Öneş: İktidarla bağımlı görüntü doğru olmadı Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Fidan’ın istifasıyla yaşanan krizi Cumhuriyet’e değerlendirdi. Öneş şunları söyledi: İktidarla bağımlı görüntü: Ben siyasetin içinde olmadığım için böylesine siyasi algılamalar yaratan meselelerde bir şey söylemek istemiyorum. Yalnız şunu söyleyebilirim; devletin merkezi istihbarat teşkilatının ve müsteşarının böylesine siyasi polemikler içinde süreklilik taşıyan şekilde kamuoyunun gündemine gelmesi doğru değildir. İstihbarat teşkilatı müsteşarı her vatandaş gibi tabii ki istifa ederek siyaseti tercih edebilir. Ama her vatandaşın eşitlik açısından durumu böyle olmasına rağmen MİT yöneticilerinin siyasi konularda siyasi partiyle veya siyasi iktidarla bağlımlılık içinde görülmesi ve böyle algılanması doğru değildir. Çözüm süreci: Fidan’ın istifasından çözüm süreci olumsuz etkilenmez çünkü çözüm süreci şahıslarla bağlantılı bir olay değil. Ama sanıyorum ki Sayın Fidan siyasete atılmakla belki de devlet istihbarat sektöründeki başlatıldığı ifade edilen yeniden yapılandırmaların sorumlusu olarak seçimlerden sonra karşımıza çıkabilir. Şahsen ben bunu büyük bir ihtimal olarak düşünüyorum. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear