23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE 4 HABERLER HDP’nin hükümetten istediği müzakereye geçiş tarihi gelecek hafta Öcalan’la netleştirilecek Düzenin Adı Samuel Beckett’in 1948’de yazdığı “Godot’yu Beklerken”, izlenmesiyle kıyaslanamaz bir üne kavuşmuş, adeta deyim olmuştur. Vladimir ve Estragon’un gelmeyeceği daha baştan belli olan Godot’yu nafile bekledikleri, absürdün mantığını yansıtan oyun, başka türlü cereyan etseydi yine absürd olabilirdi. Örneğin Godot, oyunun başından sonuna kadar sahnede olup da, Vladimir ve Estragon onu yine bekleselerdi de absürdlük açısından aynı olurdu. Sürekli tartışıyoruz: Başkanlık rejimi diktayı getirir mi? 2015 seçimlerinin getireceği rejime ne ad koymak gerekir? Diktaya daha ne kadar kaldı? Yani Godot’yu bekliyoruz. Oysa Godot burada, tepemizde, üstümüzde. Onu görmek için daha ne bekliyoruz ki? Dün yapılan Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay başkanlıkları seçimlerine bakın! Her ikisine de hükümete değil, bizzat Cumhurbaşbakan’a yakın kişiler seçilmiştir. İlk demeci “Yürütme ile ahenkli çalışacağız” olan Yargıtay Başkan’ı İsmail Rüştü Cirit de, sonucunun ne olacağına bile bakmaksızın, anayasal denetimin bizatihi kendisini bile darbe olarak niteleyen eski Polis Akademisi Başkanı Zühtü Arslan da Türk yargısına hayırlı olsunlar! HHH Hiçbir şey bu son seçimlerden daha açık gösteremezdi bugünkü yargının halini. Bütün bunlardan sonra, 2015 seçimlerini falan beklemeden, düzenin adını netlikle koyabiliriz: Güçlendirilmiş zulüm rejimi. Düzen zulüm düzenidir, çünkü adaletin olmadığı düzenler, zulüm düzenleridirler. Kuvvetler ayrılığının yerine Mümtaz Soysal’ın deyimiyle kuvvetler yapışıklığının egemen olduğu sistemlerde bağımsız yargıdan söz etmek mümkün değildir. Bağımsız olmayan yargı da, hiçbir halükârda adil değildir. Adil yargının olmadığı yerde, rejimin adı, ister başkanlık olsun, ister parlamentarizm, aslında özü, zulüm rejimidir. Öyleyse artık düzenin adı konmuştur: Güçlendirilmiş Başkan Baba Zulmü düzeni. Bu düzende kuvvetler birliği sistemiyle, yargıçların yalnızca iktidar yandaşı olması yetmez, ayrıca içlerinden en bağımlılarından oluşturmak gerekir yüksek yargıyı. HHH Sistemlerin adlarını çok tartışıyoruz. Oysa bunların gerekleri yerine getirilmediği, denge mekanizmalarının tümünün eksiksiz çalışmadığı zamanlar hiçbiri bir anlam ifade etmez. Örneğin, Türkiye’de günümüzde, yargının bağımsız olmasının da bir anlamı yoktur. Çünkü iktidar pek de âlâ, işine gelmeyen yargı kararını uygulamayacağını ilan edebilmekte ve keyfince uygulamazlık edebilmektedir. Bu durumda, yargı bağımlı olsa ne olur bağımsız olsa ne olur? Aynı şekilde adaletin tecelli etmediği düzen zulüm düzeni olduğuna göre, başkanlık kılıflı olsa ne olur, parlamenter kılıflı olsa ne olur? Birinde başkancı zulüm düzeni olacaktır, ötekinde parlamenter zulüm düzeni. Düzenimiz, kendine özgülüğü yeni deyimler bulunmasını gerektiriyor. Ve absürdün düzeni, parlamenter zulüm, başkanlıkçı zulüm gibi absürdün deyimlerini gündeme getiriyor. Anayasa Mahkemesi emekli üyesi, Anayasa hocası Prof. Dr. Mehmet Sağlam, bize özgü durumun yarattığı koşullar için iki yeni kavram daha geliştirmiş: “Parlamenter Başkanlık” ve “Tarafsız Yandaşlık”. “Bunlar nedir” derseniz yanıtı açık: Parlamenter başkanlık bugünkü sistemimiz. Tarafsız yandaşlık da bugünkü “tarafsız adil!” yargının konumu. Bu durumda haziranda, kırk katır ile kırk satır arasında seçim yapacağız. Meğer ki iktidar değişe!.. 21 baroya bağlı avukatlar İç Güvenlik Paketi’ni Diyarbakır’da protesto etti. Tarih İmralı’da belirlenecek MAHMUT LICALI ANKARA Çözüm sürecinde müzakerelere geçiş aşamasında hükümetin hızlı adım atmamasından şikâyet eden HDP kanadı, hükümetten müzakerelere geçiş için “net bir tarih belirlenmesi” talebinde bulundu. Hükümet HDP’nin tarih talebine yanıt vermezken, İmralı görüşmelerinin ardından tarihin belirlenebileceğini bildirdi. Bu kapsamda müzakerelere geçiş tarihinin Abdullah Öcalan ile devlet heyeti arasında gelecek hafta yapılması planlanan görüşmelerde belirlenmesi bekleniyor. MİT Müsteşar Vekili Musa’nın ilk toplantısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında toplanan özel güvenlik toplantısında MİT Müsteşarlığı’na vekâleten atanan İsmail Hakkı Musa ilk kez hazır bulundu. Davutoğlu başkanlığında Başbakanlık Resmi Konutu’nda gerçekleştirilen özel güvenlik toplantısı yaklaşık iki saat sürdü. Toplantıda yurtdışındaki okullar, bölgedeki gelişmeler, Esad yönetimi yanlısı olarak bilinen hacker grubu Suriletvekili Sırrı Süreyya Önder’in katıldığı görüşme yaklaşık 25 dakika sürdü. Görüşmenin ardından Başbakanlık’tan hızlı bir şekilde ayrılan HDP heyeti açıklama yapmadı. Edinilen bilgiye göre HDPAkdoğan görüşmesinde müzakereye geçiş ve iç güvenlik paketi olmak üzere iki temel konu ele alındı. ye Elektronik ordusunun Türkiye’ye yönelik siber saldırısının ele alındığı öğrenildi. Toplantıya, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay ve MİT Müsteşar Vekili İsmail Hakkı Musa katıldı. rinin tamamlanmasının ardından müzakereye geçişle ilgili bir tarihin belirlenebileceğine işaret etti. Bu kapsamda müzakereye geçişle ilgili tarihin gelecek hafta İmralı’da devlet heyeti ile Öcalan arasında yapılacak görüşmede belirlenmesi bekleniyor. Görüşmede TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri iki haftadır ertelenen iç güvenlik paketi de ele alındı. calan’ın iç güvenlik paketi tepkisi aktarıldı Ö Çözüm sürecinde müzakerelere geçiş aşamasında yapılan çalışmalarla ilgili son aşamaya gelindiği belirtiliyor. Bu kapsamda geçen hafta İmralı ziyaretinin ardından HDP heyeti dün Başbakanlık’ta Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi. HDP İmralı heyetinde yer alan HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Mil Akdoğan ile görüşme Kesin tarihi sordular Müzakerelere geçiş aşaması olarak tanım lanan çalışmalar kapsamında müzakere heyetlerinin oluşturulması ve heyette görev yapacak isimlerin belirlenmesi konusunda son çalışmaların yapıldığı belirtilirken, dünkü görüşmede müzakereye geçişle ilgili somut tarihin belirlenmesi gündeme geldi. HDP kanadı müzakerelere başlanmasıyla ilgili hükümetten ısrarlı bir şekilde net bir tarih vermesini talep etti. HDP heyetine net bir tarih vermeyen Akdoğan, İmralı görüşmele HDP heyeti iç güvenlik paketine ilişkin Öcalan’ın görüşlerini bir kez daha aktarırken, paketin sürecin ruhuna uymadığını, sürece zarar verebileceği uyarısında bulunarak paketin özellikle polise olağanüstü yetkiler veren maddeler ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerini engelleyici düzenlemelerin paketten çıkarılmasını talep etti. Akdoğan, iç güvenlik paketinin gerekli olduğu yönünde açıklamalar yaptı. HDP heyeti ile hükümet yetkilileri arasında görüşmelerin bu hafta da sürmesi, bu görüşmelerin ardından heyetin önce Kandil’e ardından da İmralı’ya gitmesi bekleniyor. Balbay polis kurşunuyla ölen Tursun’un babası ve gaz fişeğiyle gözünü kaybeden işçiyi Meclis’e getirerek basın toplantısı düzenledi. (Fotoğraf: AA) Yüksekdağ: İki haftada somut adım bekliyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, çözüm süreciyle ilgili olarak iki hafta içerisinde somut bir aşamaya geçileceğini belirterek “Hükümetin çözüm süreciyle ilgili iki hafta içerisinde adım atmasını bekliyoruz” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, TBMM’de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yüksekdağ’ın açıklamalarının satır başları şöyle: Güvenlik paketi süreç için risk: Güvenlik paketi konusunda hükümetle somut, birebir görüşme yapmadık. Paketin çözüm süreci bakımından bir risk teşkil ettiği çok aşikâr. Siyasi iktidar güvenlik paketinin bu kadar tartışılır hale geldiğini görmüştür. Görüşmelerin ertelenmesinde AKP’nin pakete yeterince güvenmediğinin göstergesi olduğunu düşünüyorum. Yüzde 15’i geçersek şaşırmayın: HDP üçüncü odak oldu. AKP ve CHP seçmeninden destek var. Oy oranımız 9.510.5 aralığında gözüküyor. Yüzde 1314 aralığında Yüzde 15’in üzerine de çıkarsak kimse şaşırmasın. Güzel siyasi sürprizlere hazır olunmalı. Darbe, komplo olmazsa barajı geçeriz: HDP’nin TBMM’ye girmesine engel olacak tek güç hükümet eliyle ya da siyasi iktidar eliyle yürütülecek bir darbe olur. Eğer siyasi iktidar halkın çoktan hak ettiği bir siyasi düzeni engellemeye dönük bir komploya başvurmazsa, demokrasiye bir darbe teşebbüsünde bulunmazsa HDP Meclis dışında kalmaz. Somut bir aşamaya geçeceğiz: Heyetimiz önümüzdeki hafta İmralı görüşmesi yapabilir. Olumsuz bir gidiş yok. İleri gitme hazırlığı var. Şu an müzakerelere geçiş aşamasındayız. Önümüzdeki bir iki hafta içerisinde somut bir aşamaya geçeceğiz. Müzakere masasına oturduk ve taslak üzerinde görüşmeye başladık denilmesini bekliyoruz. Bu bilgi bize geldiğinde, müzakereye geçildiğinde paylaşacağız. İki taraf ortak bir açıklama da yapabilir, ayrı ayrı da yapmayı tercih edebilir. Ancak hükümet cephesinden atılan adımların hızlandırılması gerekiyor. Hasta tutsakların bırakılmaması meselesi müzakereye geçilmemesinin temel meselelerinden biri. Demokratikleşmede yasal adımları iki hafta içerisinde bekliyoruz. Öcalan’ın tutsaklık koşulları kaldırılmalı: 15 Şubat, uluslararası komplonun yıldönümüdür. Ama barış ve çözümün ayağa kalkma günüdür. Öcalan çok ciddi bir sorumluluk üstlenmektedir Türkiye halkları üzerinde, onu yalnızca bir Kürt lideri olarak görmemek gerekir. Tutsaklık koşullarının kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Belki de o güzel sürprizlerden biri de Sayın Öcalan için olur. Yüksekdağ, Fidan’ın önemli rol oynayan isimlerden biri olduğunu belirterek, “Ama çözüm süreci kişilerden ve kadrolardan bağımsız oluşur. Devletin ve toplumun gündemi” dedi. Yüksekdağ, Fidan’ın siyasete adım atma kararının çözüm sürecinin yürütülmesinde belirleyici bir etkisinin olmayacağını belirterek, “Ama olumsuz bir etkisi olmaz” dedi. İç Güvenlik Paketi’ne Balbay’dan sert eleştiri: 132 bombalık yasa ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, 20072014 arasında polis şiddetiyle öldürülen kişi sayısının 183’e ulaştığını belirterek “Bu kadar ağır insan hakları ihlallerinin bulunduğu bir ülkede 132 maddelik, hatta 132 bombalık bir yasa geliyor. İç Güvenlik Paketi’yle hepimiz makul şüpheli konumuna düşeceğiz” dedi. Balbay, 2007 yılında İzmir’de “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle aracında polis kurşunuyla can veren Baran Tursun’un babası ve Gezi Direnişi’nde Ankara’da polisin attığı gaz fişeğiyle gözünü kaybeden Çankaya Belediyesi temizlik işçisi Muharrem Dalsüren’le birlikte Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantıda 21 farklı yasada değişiklik öngören 132 maddelik İç Güvenlik Paketi’ne değinen Balbay, CHP’nin yasaya yönelik itirazlarını bugüne kadar kerelerce gündeme getirdiğini söyledi. “Bu yasa her şeyden önce toplumla mücadele yasasından başka bir şey değildir” diyen Balbay, şöyle konuştu: “Mehmet Tursun gibi 183 acılı aile var. Bu aileler, silah kullanma yetkisinin bir doz daha güçleştirilmesini isterken tam tersi yapılıyor. Hepimiz makul şüpheli konumuna düşeceğiz. Bana sorarsanız bu yetkiyi alan polise de yazık. Herkesin bu yetkiyi çok sağlıklı değerlendirme psikolojisi olamaz. Başbakan diyor ki, ‘Bilye atana, molotof atana bir şey demeyecek miyiz?’ İşçi Muharrem Dalsüren görevinin başındayken gözünden gaz fişeğiyle vuruldu. Hani, bulsunlar bilyeyi. Bu kadar ağır insan hakları ihlallerinin bulunduğu bir ülkede 132 maddelik, hatta 132 bombalık bir yasa geliyor. Başbakan sürekli ‘bu yasa çıkacak’ diyor. Başbakan sayıklıyor. Çünkü bu yasanın ne getirdiğinin, götürdüğünün farkında değil.” Toplantıda söz alan Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun, 7 yılda polis şiddetiyle öldürülen 183 kişiden hiçbirinin polise taş, bilye ya da molotof atmadığını vurgulayarak “Bunlardan birinin polise bu malzemeleri attığını ispatlasınlar ben davamdan vazgeçerim. Bunların hepsi numara” dedi. İşçi Dalsüren de polis müdahalesinden kendisi gibi etkilenen ve gözünü kaybeden 30 kişinin bulunduğunu belirtirken polisin yetkilerini artıran paketle birlikte bu sayının katlanarak artacağını ifade etti. ‘Kişilerden bağımsız’ Başbakan Davutoğlu, HDP’nin önünde iki yol olduğunu söyledi ‘Ya silah ya barış’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinde 2013’te verilen sözün yerine getirilmesini, silahlı unsurların çekilmesini beklediklerini belirterek, bunu sürecin ana ekseni olarak gördüklerini kaydetti. HDP’nin önünde silah ve şiddet ile siyaset ve barışçıl yöntemler olarak iki yol olduğunu belirten Davutoğlu bir televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu: Öncelikli adım silah terki: Çözüm serecinin olmasını isteyenler kadar olmamasını isteyenler de var. En kritik darbe 67 Ekim olaylarında yaşandı. Kimsenin emrivakilerle yürümemesi lazım. Çözüm, silahlı mücadelenin terk edilmesi anlamına gelir. Eller tetikteyse provakasyona hazır demektir. 67 Ekim olaylarında olduğu gibi travmaya neden olacak ortamın doğmaması önemli. Kulaklarına fısıldayanlar var: 2013 Nevruzunda verilen sözün yerine getirilmesini bekliyoruz. Silahlı unsurların çekilmesini, silaha son verilmesini bekliyoruz. HDP’nin önünde iki yol var. Ya silah ve şiddet ya da siyaset ve barışçıl yöntemler. Doğru karar verilirse, kendileri için de ülke için de iyi olur. Ama dışardan gelip kulaklarına fısıldanan şeylerle hareket etmeye kalkarlarsa, silahlı yöntemin karşısında devletin geri adım atacağını kimse düşünmemeli. İç Güvenlik Paketi’ne 67 Ekim neden oldu: Başbakan olduktan sonraki 1 Eylül Programı’nda bu reform yoktu. Herkes unutuyor. Hem Kılıçdaroğlu, hem Bahçeli 67 Ekim’de “Nerede devlet?” diye soruyordu. HDP için de aynı, üçü aynı dili kullanıyor. Kı HDP’den demokrasi paketi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri iki haftadır ertelenen iç güvenlik paketine karşı HDP hazırladığı yasa önerisinde seçim barajının kaldırılması, siyasi partiler, toplantı ve gösteri yürüşleri yasalarının kaldırılması ve cemevlerine ibadethane statüsü verilmesini öngören bir düzenlemeyi TBMM Başkanlığı’na sundu. Yasa önerisinde aralarında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın da bulunduğu çekince konulan 4 farklı uluslararası sözleşmenin kabul edilmesi öngörülüyor. HDP tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa önerisinde yüzde 10 seçim barajının tamamen kaldırılmasından Türkiye tarafından çekince konulan BM Yerel Özerklik Şartı’nın onaylanmasına kadar bazı düzenlemeler yer alıyor. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İç Güvenlik Paketi’nin çözüm sürecini olumsuz etkileyeceğini belirterek “İç Güvenlik Paketi’yle Türkiye polis devletine dönecek. Polisin öldürme yetkisinin olacağı, valinin yargıç yetkisine sahip olacağı otoriter bir rejim kurulacak” diye konuştu. TBMM’nin İç Güvenlik Paketi’ne karşı çıkması gerektiğini ifade eden Kürkçü, İç Güvenlik Paketi’nin ertelenmesinde muhalefetin tepkilerinin etkisinin olduğunu kaydetti. Kürkçü, hükümetin içinde de bu konuda bir tartışma olabileceğine işaret ederek, Jandarma’nın itirazlarının iki haftalık gecikmeye neden olmayacağını kaydetti. ‘TOP ONLARIN SAHASINDA’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, çözüm sürecine ilişkin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın “Öcalan’dan ileri bir adım bekliyoruz” sözleri için, “Onlara sormanız gerekir. Top bizim değil onların sahasında” değerlendirmesini yaptı. Arınç, Bakanlar Kurulu’nun ardından soruları yanıtlarken çözüm sürecinin olumlu ilerlediğini belirterek lıçdaroğlu, halkı sandığa çağıracağına sandğa çağırmalı. Yoksa sana 27 Mayıs’ı hatırlatırız. 1 yıl sabredilse belki Menderes idam edilmeyecekti. Gecikme gensorulardan kaynakladı. Gelecek hafta gündemde olacak. Tebessüm ettiğim işaret algılayabilir: Nereye gitsem AKP’den aday olma istekleri bana iletiliyor. Burada önemli olan istişaredir. En iyileri seçmek ahlaki bir sorumluluktur. AKP’de bir nesil yenilenmesi yaşanıyor. Sizin de şansınız olsun: Seçim sonrasında da güçlü anayasa vurgusu yapıyoruz. Türkiye 12 Eylül Anayasası’ndan kurtulmalı. Özgürlükçü, milli mutabakatı yansıtan, toplumun temel hassasiyetine özen gösteren etkin bir model olarak tabiki başkanlık ele alınabilir. Sistemin yenilenmeye ihtiyacı var. Paralelin başı muhbirlik yapıyor: Paralel devletin bütünlüğüne tehdit. Geçen hafta Kılıçdaroğlu, Meclis’te “Herkes sokağa çıksın” diyordu. Aynı saatlerde paralel yaşöyle devam etti: “Olumsuzluk, uyumsuzluk bizim açımızdan yok. Bir olumsuzluk arıyorlarsa kendi içlerine dönüp bakmaları gerekir. Açıklamaların karşı taraf tarafından süratle yerine getirilmesi ve samimi olmaları gerekiyor. Hükümet adına yapmamız gereken her şeyi yapıyoruz. Eğer muhatap HDP ise onların da yapması gerekenler vardır. Top bizim değil onların sahasında.” pının başı, tam da milletin en kiritik aşamalardan geçtiği bir dönemde tüm ABD’deki İslam karşıtlarını harekete geçirecek bir makale yazar mı? 28 Şubat’ta nerdeydin, 12 Eylül’de nerdeydin? 24 Nisan’a 2 ay kala muhbirlik yaparak, bir makale yayımlayıp tüm Amerikan kongrelerini harekete geçireceksin. Biz 100. yılda saldıganlara karşı ne önlem alacağımızı düşünürken, sen tahrik edeceksin. Muhbirlik etmek başka bir gündemin parçası olmak demektir. Davutoğlu daha sonra Ankara Palas’ta gayrımüslim azınlık temsilcileri ve kanaat önderleri ile buluştu. Davutoğlu “Lozan gibi metinlerde azınlık kavramı olabilir. Ama sosyal hayattan kaldıracağız. Dışarıdan gelmediniz, dışarı gitmeyeceksiniz” dedi. Davutoğlu, “azınlık” demek yerine gayrımüslim vatandaşlar demeyi tercih ettiğini vurguladı. Cüppeleriyle yürüdüler MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Diyarbakır, Van, Gaziantep, Erzurum, Mardin, Batman’ın da aralarında bulunduğu 21 baroya bağlı avukatlar hükümetin Meclis’e sunduğu İç Güvenlik Paketi’ne karşı dün Diyarbakır’da cüppeleriyle yürüdü. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, tasarının yasalaşması halinde hukuk devletinin son bulacağını söyledi. Hükümete seslenen Elçi, “Bu yanlıştan dönün. Bu düzenlemeler temsili hak ve özgürlükleri şeklen de ortadan kaldıracak. Yıllardır mücadelesini verdiğimiz demokratik bir ülke ve hukuk devleti özlemi son bulacak” diye konuştu. Öte yandan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İç Güvenlik Paketi’nin Avrupa ülkeleri örnek alınarak hazırlandığını savundu. Bozdağ, paketin Meclis tatile girmeden yasalaşacağını söyledi. ‘Azınlık değil gayrımüslim’ C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear