25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 15 Kasım 2015 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 3 Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli Çarşaflı soyguncu tersane işçisi çıktı Kocaeli’de çarşaf giyerek banka soymak isteyen ve Suriyeli sanılan kişinin Türk ve tersane işçisi olduğu, borçlarını ödemek için soygun girişiminde bulunduğu ortaya çıktı İstanbul 15/10 Ankara 16/4 İzmir 20/12 Antalya 25/16 Mersin 25/15 Trabzon 18/10 Kars 6/6 Diyarbakır 18/4 Bursa Adana Artvin Çanakkale Balıkesir Sivas Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 19/6 26/9 14/3 19/10 18/6 15/1 9/5 14/3 25/11 19/7 17/5 21/14 Atina 15/8 Berlin 22/16 Girne 16/13 Londra 0/2 Moskova 14/10 Paris 20/5 Madrid Amsterdam 16/11 20/8 Roma 14/10 New York 19/9 Tokyo S’il vous plaît, qu’estce qui se passe? (*) (Lütfen söyleyin, neler oluyor?) ocaeli’nin Gölcük ilçesinde çalışanları ve müşterileri rehin alarak bankayı soymaya kalkışan ve Arapça konuştuğu için Suriyeli olduğu sanılan çarşaflı soyguncu Türk çıktı. e Monde muhabiri Daniel Psenny, oturduğu apartmanın penceresinden çekmiş Bataclan katliamının görüntülerini... Hayata açılan daracık kapıdan çığlık çığlığa çıkan rehineler... Pencerede asılı bir kadın... Yerde can çekişenler... Kanlar içinde sürüklenen yaralılar... Yaşanan kâbusun kanıtı adeta... Dehşeti kaydeden videoda, can havliyle kaçışan insanlara bağıran Psenny’nin sesi duyuluyor: “S’ilvousplaît, qu’estce qui se passe?” “Neler oluyor, lütfen söyleyin?” Bu “rica”daki “lütfen” vurgusu, Fransızların ölüm karşısında bile nezaketi elden bırakmayan tarzının göstergesi... Binanın içindeki vahşetle dışarıdaki nezaketi kıyasladığınızda savaşın, insanlıkla barbarlık arasında olduğunu düşünebilirsiniz. Nitekim katliam yerlerine baktığımızda da, Paris renkli hayatının gözde mekânlarını görüyoruz hep: Restoranlar, stadyumlar, konser salonları... Adeta bir yaşam biçimi cezalandırılıyor. Son dönem moda olan duvar yazısında “Hayaller Paris, hayatlar Silvan” diyordu ya... Şimdi Paris’te de hayatlar Silvan... Geçerli tek hayal kaldı: Canlı bombaların cennet hayali... HHH Ancak rasyonel gibi görünen bu, “Barbarlar kibarlara saldırıyor” yaklaşımında eksik bir nokta var: K L Suriyeli sanılmıştı Banka şubesine önceki gün saat 16.45 sıralarında giren soyguncu, silahını çekip tehditle tabancasını aldığı güvenlik görevlisi ile banka çalışanlarını ve müşterileri rehin aldı. Bankanın üst katına çıkarak pencereden atlayan 4 kişi yaralanırken hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. 2 stajyer ise bankanın üst katındaki evrak odasına kendilerini kilitledi. Soyguncu 800 bin lira para ve bankanın önüne bir otomobil getirilmesini istedi. Keskin nişancının ilk ateşi ile soyguncu göğsünden vurulurken, karşılık vermek istemesi üzerine ikinci kez ateş edildi. Arapça ve Türkçe konuştuğu için Suriyeli olduğu sanılan soyguncu ağır yaralandı. Polis, soyguncunun tersane işçisi 43 yaşındaki İsmail İ. olduğunu ve Gölcük’te oturduğunu saptadı. İsmail İ.’nin 3 yıl önce boşandığı eşinin, 2 çocuğunu da alıp memleketi Konya’ya yerleştiği ortaya çıktı. Ailevi sorunları nedeniyle bunalımda olduğu ileri sürülen İsmail İ.’nin ameliyattan çıktığı ve yoğun bakımda olduğu belirtildi. l DHA F Manisa’da 3 zanlı cezaevinde ethullah Gülen Cemaati’ne yönelik geçen hafta içi başlatılan operasyonda gözaltına alınan 23 kişi önceki gece saatlerinde mahkemeye çıkarıldı. Zanlılardan Recep Kumcular, Mehmet Kaya ve Yüksel Arslan tutuklanırken 12’si adli kontrol koşuluyla olmak üzere 20 kişi ise serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar arasında, gözaltı işlemi sırasında ellerine kelepçe takılan başörtülü kadınlar da bulunuyor. l MANİSA/Cumhuriyet F Akit önünde ‘10 Kasım’ protestosu “Uygar Batı”nın on yıllardır Ortadoğu’yu kendi çıkarları için kana bulamaktan hiç çekinmediği gerçeği... Petrol için işgal edilen ülkeler, kışkırtılan mezhepler, yönetimi devirmesi için silahla beslenen radikal örgütler, sürekli sil baştan çizilen sınırlar, bölünerek yönetilen topraklar... Paris’teki “kibar” Fransa ile bir dönem Çanakkale’deki, sonra Cezayir’deki hoyrat Fransa arasında dağlar var. Bir ülkeye şiddet ihraç ederseniz, bir süre sonra beterini ithal etmek zorunda kalabilirsiniz. O zaman da bütün bunlardan habersiz, günahsız, masum insanlara sormak düşer: “Neler oluyor, lütfen söyleyin!” HHH Olan şu: Çıkar hesaplarıyla “Büyük Ortadoğu”ya ekilen kin tohumları, yıl lardır o topraklarda kanlı meyveler veriyordu. Oralarda yaşanan korkunç iç savaş, Batı başkentlerinden soğukkanlılıkla izleniyordu. Şimdi o ateş, Ortadoğu’dan taşıp o başkentleri de yakıyor. Bütün dünya savaşın cephesi haline geliyor. Batı başkentleri, terörle, sıkıyönetimle, sokağa çıkma yasağıyla, “güvenlik devleti”yle tanışıyor. Çare, Ortadoğu’ya daha çok bomba yağdırmak, içeride ırkçılığı tırmandırmak, halkları birbirine kırdırmak değil... Çare, bu barbarlığı doğuran öfkeyi, onun nedeni olan emperyalist hırsları, işgalcilerin adaletsizliğini görmek ve bölge halklarını hiçe sayan hiçbir hesabın tutmayacağını idrak etmek... Vahşetin gölgesinde toplanan G20, keşke buna vesile olsa... Zamanlamaya dair bir detay İlginç bir şekilde, son birkaç yıldır ne zaman Suriye masaya yatırılacak olsa, dünyanın bir yeri patlıyor, en büyük can kaybı da o zaman yaşanıyor: l 2012 Mart’ında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Suriye gündemiyle toplanacaktı. Hemen öncesinde Humus’ta Mevlit kandili gecesi katliam yaşandı; 337 kişi öldü. l Aynı yılın temmuzunda Güvenlik Konseyi, Suriye’deki BM misyonunun görev süresinin uzatılmasını görüşecekti, Hama’da Esad’a bağlı güçler katliama girişti; 305 kişi öldü. l Ankara’dan önce, Cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısı sayılan Reyhanlı katliamı ne zamandı? 11 Mayıs 2013’te... Yani 16 Mayıs’taki Suriye gündemli ErdoğanObama görüşmesinden hemen önce... l Bu kez de Suriye’nin de masaya yatırılacağı G20 zirvesinden bir gün önce yaşandı Paris katliamı... Tesadüf mü? Neyin gözdağı ya da davetiyesi bu? acebook’ta “Akit’i protesto ediyoruz’’ ismi ile açılan sayfada örgütlenen grup 10 Kasım’da “Zulüm 1938’de son buldu” başlığıyla yaptığı yayına tepki göstermek için dün akşam saatlerinde Akit Medya Grubu’nun bulunduğu binaya geldi. Akit Medya Grubu ise protestocuları “Mehter marşı’ ile karşıladı. Protesto göterisi bir saat sürdü. Çevik kuvvet polisi binanın önünde önlem aldı. Akit internet sitesinde haberi Atatürk’ün “Geldikleri gibi gittiler” sözüyle verdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear