25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 15 Kasım 2015 Paris’te terör EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ECE KURTULUŞ Türkiye’den geçmiş aris saldırganlarıyla ilgili bulunan en önemli ipucu Suriye bağlantısı. Canlı bombalardan birinden Suriye, diğerinden de önceki hafta bir Rus yolcu uçağının düşürüldüğü Mısır’ın pasaportu çıktı. Yunanistan, Suriye pasaportlu bombacının geçen ay Türkiye’den Leros Adası’na gelip AB’ye sığınmacı olarak girdiğini açıkladı. Rus haber sitesi Sputnik de bazı saldırganların Suriye’nin Rakka kentinden saldırı için Paris’e gittiğini iddia etti. Dikkatler Suriye’ye cihata gidenlerin de sığınmacıların da giriş çıkış kapısı olan Türkiye’ye çevrildi. 18 KONUK YAZAR ASLI AYDINTAŞBAŞ En az bir canlı bombadan Suriye pasaportu çıktı. Pasaport sahibi Suriyelinin 3 Ekim’de Türkiye’den Yunanistan’ın Leros Adası’na geçip sığınmacı olarak kayıt yaptırdığı açıklandı Obama G20’de P Paris’e Belçika’dan üç kişi de katıldı F Leros’ta parmak izi var Stade de France’a saldıran canlı bombacılardan çıkan bir Suriye pasaportuyla ilgili Fransa Yunanistan’a başvurdu. Atina’dan militanların sığınmacı gibi görünerek Avrupaya girdiği korkularını körükleyen bir açıklama geldi. Yunan Yurttaş Koruma Bakanı Nikos Toskas “Suriye pasaportu sahibinin 3 Ekim’de Yunan adası Leros’tan AB kurallarına uygun kayıt yaptırarak geçiş yaptığını doğruluyoruz” dedi. Söz konusu kişinin Türkiye’den 69 sığınmacı taşıyan bir tekneyle Leros’a geldiğini, muhtemelen Yunanistan üzerinden Makedonya’ya geçtiğini belirten Yunan yetkililer, Suriye pasaportu sahibinin Leros’ta alınan parmak ve avuç içi izlerini Fransız makamlarına ilettiklerini, bunun üzerinden kimlik sorgulaması yapılacağını, otomatik olarak pasaport üzerinden saldırgan çıkarımı yapmamak gerektiğini söyledi. Dün basın toplantısı düzenleyen Fransız terörle mücadele savcı Francois Molins, Suriye pasaportunun Eylül 1990’da doğan, yani 25 yaşında olan bir Suriyeli adına düzenlendiğini duyurdu. ransız polisi Yunanistan’a sığınmacı olarak kayıt yaptırmış iki sığınmacıyı daha aradıklarını duyururken, Belçika bağlantısı da ortaya çıktı. Fransız savcı François Molins dün sabah üç kişinin gözaltına alındığını, bunlardan birinin FransaBelçika sınırında olduğunu belirtti. Ayrıca Bataclan konser salonu önünde bırakılan siyah Polo kiralık araç üzerinden Brüksel’in yoksul Molenbeek varoşundaki üç adrese baskın düzenlenip üç zanlı gözaltına alındı. Terör soruşturması açan Belçikalı yetkililer, Paris’teki saldırganlardan üçünün Belçika’dan geldiğini, onların yaşadıkları evlerin basıldığını söyledi. Ağustosta Thalys treninde saldırı düzenlenmesi önlenen Eyüp el Hazzani de kızkardeşiyle birlikte Molenbeek’te yaşıyordu. ‘medya özgürlüğü’ ve ‘çözüm süreci’ diyecek ntalya’daki G20 zirvesi, Ankara açısından uzun bir küslük dönemi ve yüzde 49.5’lik seçim başarısından sonra Tayyip Erdoğan’ın dünya sahnesine yeniden dönüşü olarak tasarlanmıştı. Ancak G20’den bir gün önce gerçekleşen Paris saldırısı, ister istemez zirveyi gölgeledi. Dünya liderleri, G20’nin ana konusu olan ekonomik konular yerine, teröre karşı ortak duruş sergilemek ve tüm dünyaya “Fransa’ya destek” mesajı vermek isteyecektir. Paris saldırısı sonrasında topluca ilk kez mikrofonların karşısına geçen liderler, her şeyden fazla Paris ve IŞİD terörü sorularıyla muhatap olmak zorunda kalacaktır. Zirvenin IŞİD, mülteciler ve Suriye odaklı olması, Ankara açısından istenmeyen bir durum değil. Hazırlık aşamasında Türkiye, bu konuları daha fazla gündeme sokmak istemiş, bazı katılımcı ülkeler ise G20’nin aslen ekonomik bir birlik olması nedeniyle isteksiz olmuştu. Bu anlamda Erdoğan, muhtemelen dün Paris sonrası mesajında yaptığı gibi IŞİD’e karşı işbirliği vurgusunu “Gelin tüm teröristlere karşı işbirliği yapalım” diye genişleterek, ikili görüşmelerde PKK’ye karşı destek isteyecektir. Ancak bu teklifin ikinci bölümü, yani Erdoğan’ın G20’de Paris olayını PKK’ye karşı ortak tutuma evirme çabasının, “Hı, hı” diye karşılansa şu anda Batı’da gerçek anlamda destek bulması kolay değil. Son zamanlarda Paris ve Washington’ı ziyaret ettim. Başta bu iki ülke olmak üzere Batı, halihazırda PKK’nin Suriye’deki uzantısı sayılan PYD’yi, IŞİD’e karşı mücadelede en önemli yerel müttefiki olarak görüyor. Mesela Paris katliamının olduğu gün New York Times’da Michael Gordon imzasıyla yayımlanan haber, PYD ve PKK’nin, Barzani’ye bağlı peşmergelerle birlikte Ezidi kenti Sincar’ın IŞİD’den geri alması büyük bir övgüyle anlatılıyordu. Batı için bu Kobane’den sonra IŞİD’e karşı ikinci büyük başarı. New York Times, “PKK liderleri” diye tanımladığı komutanlardan alıntı yaparken, bir yandan örgütün artık şu ya da bu biçimde IŞİD karşıtı bir güç olarak dünya sahnesinde “akredite” olduğunu da gösteriyordu. G20’ye dönersek... Birkaç hafta önce Washington ziyaretimde, Amerikan kamuoyu ve karar vericilerin Türkiye’deki demokratik gidişat ve medyaya yönelik baskılar konusunda hiç olmadıkları kadar kaygılı olduklarını gördüm. Kongre’den medyaya kadar Washington’da Türkiye’nin imajı “otoriter” bir rejim olarak tescillenmiş. Bu ortamda bana fısıldanan ABD Başkanı Barack Obama’nın Erdoğan’la 1.5 saatlik birebir görüşmesinde “medyaya yönelik baskılar” ve ifade özgürlüğü konularını gündeme getireceği oldu. Obama’nın ayrıca münasip bir dille çözüm sürecine yeniden dönülmesi yolundaki görüşlerini de dile getirmesi bekleniyor. Tabii Washington’da, yüzde 50’lik bir seçim başarısından sonra bu tarz tatlı hatırlatmaların Ankara’da çok büyük bir etkisi olacağı beklentisi yok. Amerikalılar pragmatist. Şu anda öncelikleri Suriye ve IŞİD’le mücadele; bu anlamda koskoca bir Türkiye’yi küstürmek niyetinde değiller. Uyarılar kamuoyunun önünde bile olsa sert olmayacaktır. Washington’da sık sık duyduğum İngilizce tabir, “Tabii Erdoğan’la iş yapmak zorundayız.” Aynı Merkel’in son gezisi ve mülteci krizi sonrası Avrupa’yla ilişkilerde olduğu gibi, Ankara artık Batı açısından “bizlerden biri” değil Soğuk Savaş yıllarındakine benzer bir “cephe ülkesi” olarak görülüyor. İlişki biçimi, AB üyeliği gibi ortak dünya tasavvuru değil, bir cins alver. Türkiye yıllardır Suriye’de “tampon bölge” kurulmasını istiyor ve G20 zirvesinde Erdoğan bu teklifini dünya liderleri nezdinde yineleyecektir. Kimsenin farkında olmadığı, aslında Batı açısından zaten bir tampon bölge var; o da maalesef Türkiye’nin kendisi... A Brüksel’in bir varoşunda üç adrese baskın düzenlendi. 3 kişi gözaltına alındı. onayladığı karar uyarınca örgütün dış istihbaratı görevlendirildi. Görevli 10 örgüt üyesinden bir kısmı birkaç kez keşif için Paris’e gitti, bir kısmı Suriye’de canlı bomba eğitimi aldı. Saldırganlardan bazılarının Arap asıllı Fransız vatandaşı olduğu, bazısının daha önce Fransa’da IŞİD için militan toplama çalışması yaptığı öne sürüldü. Fransız savcı Francois Molins, “7 teröristin öldürüldüğünü, teröristlerin üç ayrı ekip halinde koordineli hareket ettiğini” söyledi. Bataclan konser salonunda katliam yapanların Suriye ve Irak’la ilgili sözler sarf ettiklerini aktaran Molins, birinin 21 Kasım 1985’te Fransa’nın Esssonne bölgesinin Courcouronnes kasabasında doğduğunu, 20042006 arasında küçük suçlardan poliste sabıkası bulunduğunu, 2010’da istihbarat servislerinin radikalleştiğini rapor ettiğini, ama örgüt bağlantısının bilinmediğini anlattı. Avrupa çapında ekip çalışması A Bomba yapımcısı kim? Bataclan’daki Fransız Rakka’dan geldiler Sputnik’in özel haberine göre de IŞİD’in bir ay önce Rakka’da düzenlediği toplantıda Fransa’nın Irak ve Suriye’deki saldırılarına misilleme kararı alındı. IŞİD lideri Ebubekir el Bağaddi’nin Şimdi ne olacak 1 Avrupa’da terör tehtidi nasıl olacak? Molins tüm bombacıların birbirinin aynısı patlayıcı yüklü yelekler giydiğini belirtirken, Fransız polisi çok yetenekli bir bomba yapımcısı aradıklarını söyledi. Eski istihbarat şefi Claude Chouet “Patlayıcı uzmanı saldırılara gönderilemeyecek kadar değerlidir. O yüzden dışarlarda bir yerlerde” dedi. lDış Haberler lmanya’nın geçen hafta gözaltına aldığı 51 yaşındaki Karadağ vatandaşının da Paris saldırılarıyla bağlantılı olduğu açıklandı. Karadağlı zanlı Avusturya’dan Mühin’e geçerken Salzburg otoyolunda yakalanmıştı. Bavyera eyaleti Başbakanı Horst Seehofer VW Golf marka arabasında çok sayıda Kalaşnikof, tabanca, el bombası ve 200 gr TNT bulunan Karadağlının istikametinin Paris olduğunu duyurdu. Göözaltındaki zanlı nereden geldiği, niyetinin ne olduğuyla ilgili soruları yanıtlamayı reddediyor. Paris saldırısının ardından, Avrupa’da mülteci politikaları ve Suriye politikası değişir mi ve Fransa’nın siyaseti ne yönde değişecek soruları yanıt bekliyor ? Paris saldırılarının ardından Britanya’nın The Times gazetesine konuşan Batılı istihbarat kaynakları, saldırıları düzenleyenler arasında Avrupa’da doğup büyüyen militanların bulunduğu şüphesini dile getirdi. IŞİD’in yükselişinden beri Suriye ve Irak’taki çatışmalara 30’dan fazla ülkeden on binlerce kişi katıldı. Cihatçı saflarında Avrupa’nın hemen her ülkesinden temsilci var. Britanya’dan en az 700 kişi gitti, bunların yarısı geri döndü; bu rakamlar Fransa için yaklaşık iki katı. Dün Avusturya Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi (BVT) Başkanı Peter Grindling, ülkede 250 silahlı cihatçı olduğunu bildiklerini söyleyip “Bu nedenle Avusturya’da her an Paris’tekinin benzeri saldırıların yaşanabileceği gerçeğini göz ardı edemeyiz” dedi. Suriye, Irak gibi çatışma bölgelerinde eğitilen, kendi ülkelerinde kolaylıkla silah edinebilen militanların artık Batı güvenliğine en vahim tehdidi oluşturduğunu belirten istihbaratçılar, Avrupa’nın kalbi olan Paris’te eşzamanlı olarak pek çok yerde birden saldırı düzenleme becerisi elde ettiklerinin ortaya çıkmasının Batılı terörle mücadele birimlerini alarma geçirdiğini aktardı. Kaidecilerin 4 uçakla ABD’nin simgeleri olan İkiz Kuleler ve Pentagon’u vurup Beyaz Saray’ı gözlerine kestirdikleri 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası gelinen noktada, tüm yönlerden birden saldırı düzenlemenin çok tehlikeli bir savaş manevrası olduğu vurgulandı. Paris saldırısının bu yönü 2008’de Hindistan’ın Mumbai kentindeki saldırıya benzetiliyor. 12 farklı yerden saldıran 10 militan 166 kişiyi öldürmüş, 300’ünü yaralamıştı. Sorumluluğu Pakistan’daki Kaide bağlantılı Leşkeri Tayyibe üstlenmişti. 2013’te Somali’deki Şebab örgütü Kenya’nın başkenti Nairobi’de Westgate alışveriş merkezi hedef alsa da, saldırganlar pek çok yönden birden giriş yapıp ateş açmış, 67 kişiyi öldürüp 175’ini yaralamıştı. Konrad Szymanski, geçen ayki seçimleri kazanan aşırı muhafazakâr Adalet ve Hukuk Partisi tarafından oluşturulan hükümet kapsamında bugün görevine başlayacak. Oysa eylül ayında Polonya, Visegrad grubundan ortakları Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’dan ayrılıp kota planına destek vermişti. 4 Fransa iç siyaseti etkilenir mi? 2 Viyana’daki 6 ayda geçiş hükümeti kararı neyi değiştirir? 3 Suriye krizine siyasi çözüm bulunması amacıyla 3’üncüsü düzenlenen Viyana görüşmelerinde ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları John Kerry ve Sergey Lavrov’un başkanlığında Türkiye dahil 20 ülke, BM ve AB temsilcileri biraraya geldi. Paris saldırılarının gölgesindeki toplantıda, Suriye için yol haritası belirlendi: Devlet Başkanı Beşar Esad’ın hükümeti ile muhalefet arasında görüşmeler 1 Ocak’ta başlayacak, Suriye’de 6 ayda geçiş hükümeti kurulacak, 18 ayda seçimlere gidilecek. Diğer ülkeleri de kanatan Suriye savaşının bitirilmesinin şart olduğunu söyleyen Kerry, Esad’ın geleceğine dair anlaşmaya varılmadığını belirtip “Diğer ülkeler, Esad’ın gerçek anlamda müzakerelere hazır olduğunu söyledi” dedi. Türkiye üzerinden akan Suriyeli sığınmacı selini önce göğüslemeye sonra geri püskürtmeye uğraşan Avrupa Birliği açısından Suriye bağlantılı Paris saldırıları karmaşayı daha da artırdı. Paris katliamının sığınmacılar için yeni bir kötü haber oluşturduğunun ilk işareti Polonya’dan geldi. Sığınmacılara tepki olarak aşırı sağcı milliyetçilerin seçim zaferi kazandığı Polonya, Paris katliamının ardından Avrupa Birliği’nin ‘sığınmacı kabul kotası’nı uygulamayacağını açıkladı. Polonya’nın Avrupa İlişkileri Bakanı olarak atanan Konrad Szymanski, sağ görüşlü “Polityce.pl” portalına, “Yeni hükümet, AB’nin mültecilerin dağıtılması planında Polonya’nın kabul ettiği paya ilişkin taahhüdü kabul etmiyor. Paris’teki trajik eylemlerin ardından, bunu uygulamaya geçirmek için siyasi imkân göremiyoruz” dedi. Mülteci politikası değişir mi? Paris saldırıları sonrası Avrupa çapında aşırı sağın yükselişi kaçınılmaz görünüyor. Fransa’da Sosyalist Partili Cumhurbaşkanı François Hollande’a halk desteği dibe vururken gelecek ayki yerel seçimlerde Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin (FN) büyük kazanım elde etmesi bekleniyor. İki vekili olan ve 12 belediyeyi yöneten FN’nin NordPasdeCalaisPicardie bölgesini kazanması Calais mülteci kampının sakinleri için felaket olur. Bu FN için 1972’de kurulmasından beri en büyük seçim başarısı anlamına gelir. Dün Marine Le Pen “İslamcılıkla bağlantısı olan ülkeler Fransa’nın düşmanıdır. İslamcı köktendinciliğin kökü kazınmalı. İslamcı örgütler yasaklanmalı, radikal camiler kapatılmalı, nefret vaaz edenler kadar ülkemizde işi olmayan göçmenler de sınırdışı edilmelidiye tweetleyerek yangını körükledi. Le Pen “Fransa vatandaşları kendi ülkelerinde tehdit altında. Fransa’nın sınırlarının kontrolünü tümüyle eline alması esastır” diye ekledi. Aşırı sağcı İsveç Demokratları, Danimarka Halk Partisi, Almanya’da İslam karşıtı PEGIDA hareketi ve göçmen karşıtı AfD partisi yükselişte. Aynı zaman AB karşıtı olan bu partilerin iktidar ihtimali, sığınmacılar yüzünden Schengen vizesiz bölge politikasını uygulayamayan AB’yi dağılma noktasına getirebilir. lDış Haberler Ezidi kadınlara ait toplu mezar bulundu rak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) yetkilileri Şengal yakınlarında IŞİD’in öldürdüğü Ezidi kadınların gömülü olduğu bir toplu mezar bulunduğunu açıkladı. IKBY Güvenlik Konseyi yetkililerinin verdiği bilgilere göre, toplu mezarda, yaşları 40 ile 80 arasında olduğu tahmin edilen 78 kadın cesedi bulundu. Şengal 2014’ün Haziran ayında IŞİD tarafından ele geçirilmiş, 5 bin dolayında erkek ve yüzlerce kadın öldürülmüş, binlerce kadın esir alınmıştı. IKBY Peşmerge güçleri ve PKK geçen hafta başlarında 7 bin 500 kişilik bir güç ile koalisyon uçaklarının hava bombardımanı desteğiyle başlattıkları operasyon ile Şengal’i ve bölgeyi IŞİD’den temizledi. lDHA I C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear