23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 19 Ekim 2015 12 haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Valla, bir sonraki pazar seçim var gün sonra yani önümüzdeki pazar günü değil, bir sonraki pazar seçim var. Valla var, billa var… Görüyorsunuz sonunda yemin etmek zorunda kaldım. Yoksa kimi okurlar inanmayabilirdi. Yazıyı okuyup dalga geçebilirlerdi, “Yok yav! Dalga mı geçiyorsun gazeteci. Seçim olsa haberimiz olurdu. Çarşıda, pazarda, yolda fark ederdik bir seçim olduğunu” derlerdi. Haklı olurlardı. Bu ülke, on iki gün sonra seçim, hem de ülkenin geleceğini belirleyecek önemde, yakıcı ya da yıkıcı sonuçlar doğurabilecek bir seçim yaşayacağa benziyor mu? Tamam, CHP ve HDP, 10 Ekim’deki “kanlı Cumartesi”nden sonra barış için yürürken din adına, öldürülenlere saygı gereği çalgılı, şenlikli mitingleri iptal ettiler. AKP mitingleri de Davutoğlu sayesinde “miting müsameresi”ne benziyor. Yani 1 Kasım arifesinde alışılagelmiş seçim mitingleri yok. Tamam, kentlerin ana caddelerinde, meydanlarında iğrenç bir plastik kirliliği yaratan seçim afiş, pankart ormanları da yok. Tamam, caddeleri, sokakları ne dendiği anlaşılmaz müziklerle gümbürdetip ses kirliliğinin daniskasını yaratan seçim otobüs ve minibüsleri de ortalıkta görünmüyor… Yani bunca yıllık alışkanlıklarımıza pek benzemeyen bir seçim arifesindeyiz. Ama bütün bunlar 1 Kasım günü bu ülkenin kaderini, geleceğini, yarınını belirleyecek bir genel seçim yaşanacağı gerçeğini değiştirmiyor. Miting yok, afiş yok, otobüs yok… Ancak yurttaşlarda da bir seçim havası, hareketliliği, merakı, heyecanı yok. Art arda yayımlanan seçim anketleri bile gazetelerin okunmayan, TV’lerin seyredilmeyen haberleri arasına girdi. hhh Bütün bu verilerden yola çıkarak “Ülke derin bir seçim rehavetine girdi, seçmen uykuya yattı” sonucunu çıkarabilir miyiz? Hayır. Bin defa hayır. Bakmayın siz sönük geçen AKP mitinglerine. AKP seçim çalışmasını hiçbir zaman (yani taa Refah Partisi zamanından bu yana), evet hiçbir zaman miting etkinliklerine bağlamadı. Mitingler belki Tayyip Erdoğan’ın “Ne konuşuyorum be! Ne biçim alkışlanıyorum ama” demesine yol açacak görsel etkinliklerdi ama hiçbir zaman AKP kadro ve ekiplerinin asıl seçim çalışması değildi. Onlar her zaman ev ev dolaşmaya, kapıları çalmaya, terslendikleri yere bir kerre daha gitmekten çekinmemeye ağırlık verdiler. Kimilerinin “İki paket bulgur, bir paket çay, yarım okka şekere fit olan koyun kafalı seçmenler” diye alay edip yürek soğuttuğu bu ev ziyaretleri AKP oylarının ana kaynağı oldu… Şimdi de, 1 Kasım öncesinde de özellikle kıl payı milletvekili kazandıkları ya da kaybettikleri seçim bölgelerinde AKP ekipleri fır dönmekte… Ortada rehavet içindeki partililerden, seçim öncesi tatlı uykulara yatmış seçmenlerden söz edilecekse bunları kendi içimizde, aramızda ve hatta kendimizde arasak iyi olacak… Kılıçdaroğlu’nun oradan oraya koşuşturmasıyla, Demirtaş’ın her zaman seçmenin yüreğini ısıtan konuşmaları ile seçim kazanılamaz. Dört yılda bir sandık başına gidip oy kullanana seçmen denir, ama bununla yetinene yurttaş denmese yeridir. Çağdaş demokrasilerde yurttaşlık zor zenaattır… 12 Vapurlardan ‘sirenli’ selam Başbakan Davutoğlu, Alman mevkidaşına daha sonra İstanbul ve tarihi yarımadayı anlattı. Bu sırada Boğazdan geçen Şehir Hatları vapurları, Davutoğlu ve Merkel’i siren çalarak selamladı. AB üyeliği için söz verdi Türkiye’nin AB üyeliğine defalarca karşı çıkan Merkel, sığınmacı krizine çözüm bulmaya geldiği İstanbul’da AB müzakerelerini canlandırıp vizesiz seyahat sürecini hızlandırma sözü verdi I ALTIN VARAKL ŞIRTTI KOLTUKLAR ŞA Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Mabeyn Köşkü’ndeki görüşmesine hilalli altın varaklı koltuklar damga vurdu. İki liderin yaptığı açıklamalardan çok oturdukları koltuklar sosyal medyada gündem oldu. Merkel’in de koltuklara şaşırdığı gözlendi. Twitter kullanıcıları, Merkel ve Erdoğan’ın görüşmesine ilişkin fotoğrafları ilginç yorumlarla paylaştı. O yorumlardan bazıları: “@lilyumdream Varak koltuk o kadar rahat gelmiş ki sevgi pıtırcıkları destekleşmişler!!”, “@ SedefErken tabii şimdi bu koltuk noktasında Avrupa’nın da BM’nin de zihniyetini değiştirmesi şarttır, koltuk 5 ten büyüktür”, “@ilhantasci Kişi başına düşen gelirleri 50 bin doları geçmiş bir koltuk alamayan Alamanlar. Fakirsiniz”. Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank ise yapılan eleştirilere “Evet biz ecdadımızın eserlerine, tarihimize sahip çıkıyoruz” tweetiyle yanıt verdi. Ozan Demircan ‘Enerjisini boşa harcıyor’ ığınmacı krizinin “Sefillerin Başbakanı” kıldığı Merkel’e kendi partisi CDU içindeki muhalefet giderek büyürken, seçmeni ikna etmesi de gitgide zorlaşıyor. Köln’de belediye başkan adayını bıçaklayan zanlı buna sebep Merkel’in açık kapı politikasını gösterdi. Merkel şimdi sonuç elde etmesi gerektiğini biliyor. Suriyeli sığınmacı akınını durdurmak için Türkiye’ye bağımlı. Oysa Türkiye ve AB arasındaki ilişkiler yıllardır gergin. Üyelik müzakereleri uzun süredir askıda, Avrupalı liderler nadiren yollarını şaşırıp Ankara’ya gidiyor. S Demokrat Partili Lambsdorff, Merkel’i Ankara’ya gerçekleşmeyecek vaatler vermemesi konusunda uyararak “Zamanı ve enerjiyi boşa harcıyorlar” dedi üyeliği hakkında konuşanlar, gerçek sorunların çözümünde kullanacakları zamanı ve enerjiyi boşa harcıyorlar” diyor. Af Örgütü’nden tepki Almanya Başbakanı Merkel’in İstanbul ziyareti Uluslararası Af Örgütü’nün de tepkisini çekti. Deutsche Welle’ye konuşan örgütün Türkiye uzmanlarından Marie Lucas, Türkiye’nin “güvenli bölge” ilan edilmesi halinde AB’nin sığınma hakkı tanıması gereken göçmenleri de geri göndereceğini belirtti. Bu tanımın Türkiye’deki insan hakları ihlallerini meşrulaştıracağını savunan Lucas, “Merkel, Erdoğan’dan insan haklarına riayet etmesini istemeli” dedi. CDU/CSU blokunun Avrupa Parlamentosu Grup Başkanı Herbert Reul, Gezi Parkı protestolarının şiddetle bastırıldığı 2013 sonbaharında “Kanın aktığı yerde AB Komisyonu aynı hamam aynı tas çalışamaz” demişti. Özgür Demokrat Partili (FDP) dış politika ‘Pragmatizmden ibaret’ uzmanı Alexander Graf Lambsdorff’a göre “askeri diktatörlük dönemleri hariç” Türkiye o günlerde Avrupa’nın değerlerinden hiç olmadığı kadar uzaktı. Ancak Suriyelilerin Avrupa’ya akını karşısında AB realpolitike dönüyor. Merkel’in AB liderler zirvesinden sonra ifade ettiği “Mültecilerin masraflarını kendi ülkemizde karşılayacağımıza, memleketlerine daha yakın bir yerde barındıralım” sözleri pragmatizmden ibaret. Lambsdorff, ortak sığınmacı politikası müzakerelerinde Ankara’ya gerçekleşmeyecek vaatler verilmemesi gerektiğini söylüyor. “Türkiye’nin AB Müzakerelerin sebepsiz yere dondurulmadığını, Türkiye’nin iç siyasetinin AB değerlerinden çok uzakta olduğunu, Brüksel’in aday ülkelere dürüst davranmadığını belirtiyor. Yeşiller’den AP üyesi Terry Reintke Türkiye’nin açık bir üyelik sürecine ihtiyaç duyduğunu savunsa da, Merkel’in müzakerelere karşı ani açıklığının olabilecek en kötü zamanda geldiği kanaatinde. “Merkel’in ziyareti Erdoğan’ın antidemokrat siyasetini destekliyor” diyen Reintke, Merkel’in insan haklarını mülteci krizine kurban ettiğini savunuyor. “Merkel AKP’yle flört edeceğine muhalefetle buluşup Hukukun Egemenliği ve İnsan Hakları fasıllarını açsaydı” diyor. ‘Türkiye dürüst değil’ olmabahçe Sarayı bir işaret olmalı. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yanında gülümsemesini zorla bastıran Başbakan Ahmet Davutoğlu olduğu halde söyledikleri, 159 yıl önce bu Avrupai sarayı inşa ettiren Osmanlı sultanlarının arzularını aşar nitelikteydi. Sığınmacı krizine çözüm arayışıyla İstanbul’a gelen Merkel, Türkiye’nin sürüncemede kalan AB’ye üyelik sürecini hızlandırma sözü verdi. Ekonomik ve Parasal Politikalar fasılının açılabileceğini belirten Alman lider, Türk yetkililerin nefret ettiği “imtiyazlı ortaklık” tabirini hiç kullanmadı. Türkiye’nin sınırlarında kaçak geçişlere engel olması ve sığınmacıların iadesi karşılık kendi vatandaşlarının vizesiz seyahati için “süreci hızlandıracakları” sözü veren Merkel, bunun ilk etapta yalnızca Almanya için geçerli olabileceğini vurguladı. İki ülkenin bu konuda ortak çalışma grubu kurduğunu eklese de tarih belirtmedi. Davutoğlu ise “Geri kabul anlaşmasının olabilmesi için aynı zamanda Türk vatandaşlarıİstanbul’a çalışna Schengen uyguma ziyareti gerçeklamasının başlamaleştiren Merkel’in aracının bulundusı lazım” diyerek, ğu konvoy, havaliiki anlaşmanın da manından DolmaTemmuz 2016’da bahçe’deki Başdevreye gireceğini bakanlık Çalışma umduğunu söyledi. Ofisi’ne gelirken D Trafiğe takıldı İşte masadaki eylem planı DUYGU GÜVENÇ Türkiye’de iki milyonu aşkın Suriyeli bulunmasına karşın çok az uluslararası yardım geldiğini belirten Merkel,“Kontrolsüz bir kriz söz konusu. Bu yüzden mali anlamda daha yakın ilişkiler kuracağız” dedi. Avrupa’nın nihayet Türkiye’nin yüzleştiği sorunları tanıdığını belirten Davutoğlu ise “Aslolan adil külfet paylaşımı. Rakamlar 2. derecede önemli” dedi. Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması teklifinde ısrarcı olduğunu, İdlip ve Halep’teki gelişmelerin yeni göç dalgası başlatabileceğini de belirtti. Haliç Köprüsü’nde meydana gelen hasarlı bir trafik kazası nedeniyle bir süre beklemek zorunda kaldı. Merkel’in konvoyundaki araçların güzergâhtaki trafik ışıklarına da riayet ettiği gözlendi. Görüşme planlandığı saatte, tam 13.00’te başladı. Burada bir süre sohbet eden Davutoğlu ile Merkel, birlikte fotoğraf çektirdi. Mali yardım Guardian’dan başyazı manın hedeflendiği belirtiliyor. Britanya’nın saygın gazetelerinden Guardian’ın pazar nüshası Observer başyazısını “AB’nin Türkiye’yle uygunsuz flörtüne” ayırdı. “Bedeli ne olursa olsun, AB Erdoğan’ı saygıdeğer göstermeye çalışmamalı” spotuyla verilen yazıda “Avrupa için daha tehlikelisi Erdoğan’ın üstü kapalı talebi: Ayırıcı cumhurbaşkanlığı ve AKP iktidarı altında ürkmüş, vahşi ve otoriter bir polis devletine dönüşen ülkesinde rutin hal alan hak ihlallerini AB’nin görmezden gelmesi. Merkel ve AB bunda rol almamalı, tavır almalı. 200 bin kişi Avrupa’ya Financial Times gazetesi, Avrupa Komisyonu’nun hazırlık aşamasındaki “AB Yapısal Yeniden Yerleştirme Programı”nın Türkiye, Ürdün ve Lübnan’daki kamplardan 200 bin kişiyi Avrupa’ya kabul etmeyi öngördüğünü yazdı. Komisyonun planı martta uygulamaya hazırlandığı belirtildi. Komisyon’un göçmenlerden sorumlu üyesi Dimitris Avramopoulos, Türkiye ile Suriye’ye komşu diğer ülkelerin ağır bir göçmen yükü altında kaldığını vurguladı. uriyelilerin Türkiye’de kalması için AnkaraBrüksel hattında büyük bir pazarlığa neden olan Eylem Planı’nın nihai halinde AB Komisyonu, Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar Avro’ya atıfta bulunmadı. AB sadece ‘külfet paylaşımı’nda bulunacağını bildirdi. Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun, ‘ad referanda’ olarak tanımladığı yani, “imzalanmış ancak onaylanması için üzerinde çalışılacak” metne Cumhuriyet ulaştı. 16 Ekim tarihli nihai metne göre, AB ve Türkiye, krize karşı ‘külfet paylaşımı ruhuyla’ birlikte hareket edecek. Ancak AB’nin ne kadarlık maddi bir katkıda bulunacağı metinde yer almıyor. Metinde, AB’nin 4.2 milyar Avro’yu Lübnan, Ürdün, Irak’taki ve Suriye içerisinde yerlerinden edilmişlere ayırdığına ve ayırmaya devam edeceğine de işaret ediliyor. Bu miktar ile Türkiye’ye geçme nedenlerini azalt S IPA yerine Güven fonu AB, Türkiye’nin kabul ettiği gibi IPA fonları dışında para ayırma sözü verirken, “Ayrılacak fonlar mümkün olan en esnek ve hızlı şekilde, özellikle de sığınmacılar için oluşturulan AB Güven fonundan harekete geçirilecek” denildi. Fonların kullanımı konusunda önceliklerin belirlenmesi ve nereye kullanılacağına ise AB ve Türkiye birlikte karar verecek. Öncelik insani yardım ve yasal, idari ve psikolojik destek, Suriyelilerin kendine kendine yetebilmesi ve ekonomi ve sosyal hayata katılımı, tüm düzeyde eğitim olanaklarına ulaşımlarının artırılmasının yanı sıra yaşadıkları bölgelerde altyapı ve servislerin iyileştirilmesi oluşturacak. AB, yeni eylem planında kendi hukukunda kabul ettiği ‘mülteci’ statüsünden de vazgeçti. İlk taslakta ‘mülteci ve göç yönetimi’ olarak yer alan ifadeler, Türkiye’nin çekinceleri nedeniyle ‘geçici koruma ve göç yönetimi’ne dönüştü. Metinde, Türkiye’nin mültecilere ilişkin 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekinceye atıfta bulunuldu. Türkiye, Avrupa ülkelerinin birinden kaçan insanları mülteci olarak kabul ederken, doğudan gelip sığınma talep edenlere bu hakkı tanımıyor. Yani Suriyelilere ‘mülteci’ statüsü tanımıyor. Buna karşın, sağlık, eğitim, barınma gibi hizmetleri veriyor. Türkiye, ilk etapta ‘misafir’ olarak tanımladığı Suriyelilere 4 Nisan 2013’te çıkarttığı yönetmelikle “Geçici Koruma Statüsü” verdi. Metinde, Türkiye vatandaşlarına AB kapısı da açılmadı. AB ile daha önce şartı olarak imzalanan Vize Serbestisi Anlaşması ve Geri Kabul Anlaşmaları’na değinilip, iki tarafın karşılıklı taahhütleri anımsatılarak yer verildi. İlk taslak, AB’nin ve Türkiye’nin 201516 için yapacaklarını hükme bağlarken, son metinde Türkiye Europol ve FRONTEX’e birer irtibat görevlisi atayacak. l ANKARA Erdoğan yardım istedi Davutoğlu’yla görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile bir araya gelen Merkel, özellikle terörle mücadele konusunu değerlendirdiklerini ve seçimlerden sonra Kürtlerle barış sürecinin canlanmasını umduğunu söyledi. Alman başbakanla Türkiye’nin AB sürecini değerlendirdiklerini kaydeden Erdoğan ise “Gerek Almanya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin, İspanya’nın, bu tür ülkelerin bu konudaki desteğini kendilerinden özellikle rica ettim” dedi. dü? Atatürk burada mı öl an l, Başbak Görüşme öncesi Merke atını burada mı hay rk, atü “At , ’na ğlu Davuto ti. Davutoğlu da elt yön nu kaybetti?” sorusu lmabahçe Sarayı’nda Merkel’e, “Atatürk, Do burası sarayın başka hayatını kaybetti fakat n gibi önemli kosizi ayı bur Biz bir bölümü. bakanlık Ofisi olanukları ağırladığımız Baş ı verdi. ıtın yan ” rak kullanıyoruz C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear