14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 OCAK 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 TGC’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a: ‘Batı’nın en özgür basını olmaktan mutsuzuz’ Gazetecilerden imalı mesaj İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde “Dünyada medyanın Türkiye’den daha özgür olduğu bir yer olmadığı” yönündeki açıklamasına mesajla yanıt verdi. TGC’nin mesajında, “İktidar Türkiye’de Batı’nın en özgür basını olduğunu düşünüyor. Hukukun üstünlüğünün değer yitirdiği, düşüncelerini yazıp çizdikleri için 200’e yakın gazetecinin cezaevine girip çıktığı bir ülkede Batı’nın en özgür basını olmaktan mutsuzuz” denildi. TGC Yönetim Kurulu, 10 Ocak Çalı u Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Dünyada medyanın Türkiye’den daha özgür olduğu bir yer bulunmadığı” yönündeki sözlerine yanıt verdi. yüzde 80’ine egemen olduğu bir ortamda bağımsız, bağlantısız gazetecilik yapılamadığı için Batı’nın en özgür basını olmaktan mutsuzuz. İktidara muhalif her gazetecinin her yazarçizerin ve aydının düşünceyi ifade özgürlüklerinin kısıtlandığı, temel hak ve özgürlüklerin yasaklarla kuşatıldığı yeni Türkiye’de Batı’nın en özgür basını olmaktan mutsuzuz. İktidarın etkisiyle şan Gazeteciler Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, yalnızca 2014 yılında 700’ü aşkın gazetecinin işten atıldığı anımsatılarak “Yasaklamalarla, haber saklamalarla kamuoyunun bilgilenme kanallarının tıkandığı bir ortamda Batı’nın en özgür basını olmaktan mutsuzuz” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, özetle şöyle denildi: “İktidarın yazılı ve görsel basının gazete sahiplerinin çalışanlara uyguladığı baskılar nedeniyle mutsuzuz. Sahada çalışan muhabir, kameraman, foto muhabiri ve kameramana yönelik polis şiddetinin olağanlaştırılıp cezasız bırakılmasına tanık olmaktan mutsuzuz. Çalışan gazetecilere 5953’le değişen 212 sayılı Basın İş Yasası’nın uygulanmadığı ve sendikalı olmanın işten atılma nedeni sayıldığı bir ülkede Batı’nın en özgür basını olmaktan mutsuzuz. Gazete ve görsel medyada çalışan emekçilerin yoksulluk düzeyinde maaş aldığı Türkiye’de Batı’nın en özgür basını olmaktan mutsuzuz.” Darbeli Matkap Yasaklanır mı? Adalet ve Kalkınma Partisi, 2004 yılından bu yana ceza yargısını, kendi siyaset görüşüne göre şekillendiriyor, uygulayanları ödüllendiriyor, uymayanları da cezalandırıyordu. Cemaatle ortaklığının kutsandığı dönemde yapılan düzenlemeler; Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Odatv davaları başta olmak üzere, düzmece delil ve gizli tanıklarla, bir tür yok ederek hınç alma nedeniyle yapılmıştı. Aynı süreçte istenenleri harfi harfine uygulayanlar hukuksal yönden koruma altına alınmış, kişisel tazminat davalarından da kurtarılmıştı. Vakta ki 1725 Aralık darbesi (!) yaşandı, uygulama tersine döndü. “Demokrasi” ya da “AB’ye uyum” tanımlamalarıyla kimi hukuk alanlarında görece de olsa yapılan iyileştirmeler, darbenin hayınlığına uğrayanları (!) kurtarmak için tersyüz ediliverdi. Haksız kazanca el koymayı zorlaştıran hükümler konulmuşken ya da sevilen yargıç ve savcıları koruyan değişiklikler yapılmışken işler rayına sokulduktan sonra kaldırılıverdi. Nedeni de darbecilerle (!) savaşım olarak açıklandı. Ama bir de baktık ki neredeyse AKP karşıtlarının tümü darbeci oluvermiş. Gazetecisi, yazarı, çizeri, muhalif siyasetçi ile iş insanları sayesinde Türkiye dünyanın darbecisi en çok olan ülkesi olma yönünden de rekor kırdı. Bu kafayla gidilirse korkarım darbeli matkapa da yasak getirilmesi kaçınılmaz olacak! HHH Ceza hukukumuzda yapılan son değişiklikler, yolsuzluk ve rüşvetin uluslararası sözleşmelerde yer alan tanımlarını bir yana koyuverdi. Oysa Türkiye bu tanımları da içeren uluslararası sözleşmeleri imzalamış, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden usulünce geçirerek yasa değeri kazandırmıştı. Dört eski bakanın da yer aldığı yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet iddialarından kurtarma görevi siyasete düştü. AKP’li milletvekilleri de üzerlerine düşen görevi hakkıyla yerine getirdiler. Her ne olduysa, kendilerine iletilen dosyalardaki tüm kanıtlar “hukuka aykırı kanıt” sayıldı. Zaten savcılık da kendi yetkisine giren sanıklar hakkında takipsizlik kararı vermişti. “Hukuka aykırı kanıtlar” yok değerindeydi. Anayasamız dahil, hukuksal belgeler böyle diyor. Diyor, ama uluslararası hukukta kimi ayrıcalıklar belirlenmiş. Yolsuzluk ve rüşvet olayını ortaya koyan hukuka aykırı kanıtlar varsa, bu kanıtlardan yola çıkarak soruşturma ya da kovuşturma yapılmasının gerekliliğinden söz ediliyor. Soruşturma Komisyonu’ndaki çoğunluk, kararını beklendiği yönde verdi. Görev artık TBMM Genel Kurulu’nda... ESKİ MİT MÜSTEŞAR YARDIMCISI ÖNEŞ GÖP ve Emek Partisi yaptıkları eylemlerle Paris saldırısını kınadı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Paris’te 12 kişinin öldüğü saldırı ile İstanbul Sultanahmet’te bir polisin hayatını kaybettiği eylem üzerine Türkiye’ye ilişkin uyarılarda bulundu. “Türkiye, cihatçı militanların geçiş güzergâhı bakımından öncelikli ve önemli bir ülke. Bu bakımdan riskler var” diyen Öneş, ülkede bulunan yerli ve yabancı cihatçılar konusunda da güvenlik kuvvetlerinin “tavizsiz olarak tedbir alması” gerektiğini kaydetti. Paris’teki katliam ve İstanbul Sultanahmet’teki eylem, gözleri Suriye ve Irak’ta savaşan “cihatçıların” Türkiye’ye yönelik faaliyetlerine çevirdi. Öneş, Irak ve Suriye’de savaşan cihatçıların Türkiye zarar verebileceğine işaret ediyor. Cevat Öneş, bu konuda Cumhuriyet’e şunları kaydetti: “Türkiye cihatçı militanların geçiş güzergâhı bakımından öncelikli ve önemli bir ülke. Bu bakımdan risk var. Esas son Suriye’deki gelişmelere paralel olarak Türkiye’nin yabancı unsurlarla iç içeliği önemle dikkate alınması gereken bir konu. Sadece geçiş güzergâhı değil, Türkiye’de bulunan Türkiyeli ve yabancı cihatçılar bakımından da güvenlik kuvvetlerinin tavizsiz olarak tedbirler alması gerekiyor. Türkiye’de, cihatçı Selefi düşüncenin yerleşmesi bakımından belki henüz çok büyük toplumsal tehdit yok. Ama cihatçı kadroların barınabilmesi için müsait ortamlara sahiptir. Bunların riskleri büyük olabilir.” “Sizce, Türkiye’de bu cihatçıların uyuyan hücreleri var mı” sorusuna yanıt veren Cevat Öneş, “Uyuyan hücreler vardır. Özellikle Suriye ve Irak’taki gelişmeler karşısındaki bölgesel çatışmalar içerisinde bu unsurların Türkiye’de de kullanılması kuvvetle muhtemeldir. Güvenlik kuvvetleri ve siyasetin bu konu üzerinde önemle durması gerekir” dedi. Türkiye’nin bu konuda savunma gücünü artırması gerektiğini söyleyen Öneş, “Güvenlik açığı var mı” sorusuna “Bu tip konularda hiç kimse yeterli olduğunu iddia edemez. Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat sisteminin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu söylenebilir” ifadesini kullandı. Charlie Hebdo katliamına tepkiler çığ gibi büyüyor ALİ AÇAR Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yönelik saldırıya karşı dün de gazeteciler ve EMEK Partisi üyeleri yaptıkları ayrı ayrı açıklamalarla tepki gösterdi. GÖP’ün çağrısıyla Cağaloğlu’nda bir araya gelen gazeteciler ellerindeki kalemleri havaya kaldırarak saldırıyı kınarken Taksim’de ise Fransa Konsolosluğu önünde toplanan Emek Partisi üyeleri yere kırık kalem bırakarak üzerine kanı temsilen kırmızı boya döktü. Paris’teki saldırıya yönelik dünyada tepkiler sürerken dün de Cağaloğlu Meydanı’nda Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Basın Konseyi’nin de aralarında bulunduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun (GÖP) çağrısıyla gazeteciler bir araya geldi. Gazetecilerin yaptığı açıklamaya CHP Milletvekili İlhan Cihaner ve sanatçı Hilmi Yarayıcı ile birlikte Prof. İbrahim Kaboğlu da destek verdi. Ellerinde Türkçe ve Fransızca olarak “Hepimiz Charlie’yiz” yazılı dövizler taşıyan gazeteciler adına açıklamayı okuyan GÖP dönem sözcüsü Ahmet Abakay tüm dünya ve özellikle Ortadoğu’nun İslamcı terörizm cenderesi altında olduğunu belirterek, “Türkiye’de de yetkililerin kenardan dolanan açıklamalarla olayı geçiştirmeye çalışması ülkemizdeki gericilik dalgasının yan ‘yaşam ve yaratma hakkının gaspı’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Paris’te Charlie Hebdo mizah dergisi çalışanlarına yönelik katliam İzmir’de protesto edildi. Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın öncülüğünde bir araya gelen demokratik kitle örgütleri, Fransız Kültür Merkezi önünde buluştu. Burada grup adına konuşan Coşkun Üsterci, “Bu saldırı, düşünce ve ifade özgürlüğünün cezalandırılması, yaratma ve yaşam hakkının gasp edilmesidir. Akıl ve vicdan sahibi herkes buna sessiz kalmamalı, düşünce ve ifade özgürlüğünden yana tutum almalıdır” dedi. sımasıdır. Laiklik talebi ve gericilikle mücadele bugün artık varlıkla yokluk mücadelesi haline gelmiştir. Hem fikir, hem düşünce hem de inanç özgürlüğüne yapılan bu saldırı bir katliamdır ve önlem alınamadığı takdirde bundan sonraki olayların habercisidir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dindar gençlik” sözlerini anımsatan Abakay, “Bunlarda dindar gençlikti. İşte tam da bu yüzden Türkiye’deki siyasetçiler sözlerine dikkat etmeli” diye konuştu. da “Özgür basın, özgür düşünce susturulamaz”,“ Irkçı ve mezhepçi politikalara hayır. Dünya halkları kardeştir”, “Je Suis Charlie” yazılı pankart ve dövizler taşıyan grup, “Susma haykır, halklar kardeştir”, “Hepimiz Metin’iz, hepimiz Charlie’yiz” sloganları attı. Burada yere bıraktıkları kırık kalemlerin üzerine kanı simgeleyen kırmızı boya döken grup adına açıklamayı okuyan Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, “Siyasal gericiliğin tüm gericiliklerine, baskı ve şiddetine, ırkçılığına, şovanizmine, din çatışmalarına ve mezhepçiliğine karşı inadına işçi sınıfının enternasyonalist birliği ve dayanışmayı savunuyoruz. Onun için bu saldırıyı kınarken hepimiz Charlie Hebdo’yuz” diye konuştu. ransa konsolosluğu önüne kalem bıraktılar’ EMEK Partisi üyesi bir grup da dün öğlen Taksim İstiklal Caddesi girişindeki Fransa konsolosluğu önünde toplandı. Bura ‘F Fotoğraf: KAAN SAĞANAK ‘Uyuyan hücrelere’ dikkat 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Paris’teki katliama tepki: l KILIÇDAROĞLU’NDAN HOLLANDE’A DESTEK çatışması çıkar Medeniyetler Afganistan Akdeniz’e geldi İstanbul Haber Servisi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Paris’te yaşanan terör saldırısını kınayarak, olayı bütün Müslümanların şiddetle kınaması gerektiğini vurguladı. Gül, “Önce bir terör saldırısı… Bunların Müslümanlıkla hiçbir ilişkisi olmadığını, hiçbir sempati duyulmadığını göstermek gerekir” dedi. Gül, hiç ummadık terör olaylarının gelişmesinin de kaçınılmaz olduğunu kaydederek herkesin dikkatli olması gerektiğini söyledi. Eminönü’deki Nuruosmaniye Camisi’nde cuma namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, 12 kişinin yaşamını yitirdiği Paris’te yayın yapan Charlie Hebdo dergisine yönelik katliama ilişkin, “Önce bir terör saldırısı. Bunun hemen Müslümanlara atfedildiğini de düşünürsek bu tepkiyi çok daha şiddetli olarak hepimizin yapması gerekir. Ve şunu da akılda tutmak gerekir. Avrupa’da yaşayan milyonlarca Müslüman var. Fransa’da, İngiltere’de, Almanya’da… Oranın vatandaşları ve Müslümanlık Avrupa’nın da bir parçası. Dolayısıyla Avrupa’daki Müslümanların Müslümanca yaşayabilmeleri için bizim hepimizin dışarıdan çok güçlü destek vermemiz gerekir. Bunların Müslümanlıkla hiçbir ilişkisi olmadığını, hiçbir sempati duyulmadığını göstermek gerekir” diye konuştu. Terör olaylarının giderek yaygınlaştığını vurgulayan Gül, şöyle devam etti: “Daha önceki yıllarda da gerek Meclis’te, gerek uluslararası platformlarda söyledim. Maalesef Afganistan, Akdeniz’in kıyısına geldi. Suriye’deki kaostan dolayı. Dolayısıyla bu kaosun yarattığı iklimden hiç ummadık çok sürpriz, terör olaylarının gelişmesi de maalesef kaçınılmaz. Onun Paris ve Sultanahmet saldırılarına ilişkin “Çok karmaşık ve önemli gelişmeler” diyen Öneş, IŞİD’in ortaya çıkardığı durum ve bölgedeki yeniden şekillendirme arayışlarının Türkiye’yi de etkileyeceğini kaydetti. Sultanahmet olayının IŞİDEl Kaide ve türevleri ile bağlantılı olabilme ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyen Öneş, her iki olayın güvenlik sorunları yanında ulusal, bölgesel ve küresel gelişmeler içerisinde “medeniyetler çatışması”nı da içinde barındırdığını kaydetti. Üstü kapalı iktidarın söylemlerini eleştiren Öneş şunları söyledi: “Özellikle bu karşı karşıya olduğumuz cihatçı Selefi hareketinin gerek bölgedeki gerek küresel olarak ortaya çıkardığı tehdidi dikkate aldığımızda meselelere İslami kavramlar içerisinden bakarak çözüm aramamız mümkün değildir. Esas bugün karşımıza çıkan soruna, çoğulcu demokratik sisteminin niteliklerini yükselterek, kavramların içini doldurarak çözümler aranmalıdır. Türkiye’de bugün meseleyi İslamın birleştirici unsuru olduğunu iddia edenlerin karşısında meseleye demokrasinin niteliklerinin geliştirilmesi, çözüm üretilmesi gibi bir gerçeklikle karşı karşıya olduğumuzu anlatmamız lazım.” Böylesine ciddi gelişmeler karşısında siyasal ve güvenlik tedbirlerinin yanı sıra bunların dayanacağı toplumsal yapının birlikteliğinin ve mücadele kabiliyetinin artırılması gerektiğine işaret eden eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş, Türkiye’nin son yıllarda içinden geçmekte olduğu sosyopolitik ayrışma ve iktidar mücadelesinin yarattığı siyasal ayrışmaya dikkat çekti. Öneş, “O bakımdan yaklaşan seçim sürecinde geçen kitleleri tahkim etme politikası ve oy kazanabilmek için milliyetçilik duygularını, ayrıştırma duygularını arttıran söylemlerden uzaklaşma ve demokratik sistemin geliştirilmesi istikametinde adımlar atılması gerekiyor. Buna Türkiye’nin çok büyük ihtiyacı var” diye konuştu. İktidara eleştiri için herkesin çok dikkatli olması gerekiyor. Hükümetimizin, bütün güvenlik güçlerinin. Eminim ki bu işi çok ciddiye alıp ‘bu terörün her yerde doğrusu yansımaları olacaktır’ onun için herkesin çok dikkatli olması çok sağlam durması gerekiyor.” Gül, sonra, canlı bomba saldırısının yapıldığı Sultanahmet’teki Turizm Polisi Şube Müdürlüğü’nü ziyaret etti. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’un eşlik ettiği Gül, olay yerini inceledi, bilgi aldı. Çıkışta kısa bir açıklama yapan Gül, “Bundan sonra çok daha müteyakkız olmak gerekiyor. Polis teşkilatı zaten öyle. Çevremizde olanlar, her şey ister istemez tehditleri artırıyor. İnşallah bundan sonra bu tip acılar yaşanmaz” dedi. Gül, şehit olan polis Kenan Kumaş’ın yakınlarına olay akşamı telefonla taziyesini ilettiğini kaydetti. ‘Alçakça ve korkakça’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Paris’te düzenlenen saldırıyı, sert sözlerle kınayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmektir” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a destek mesajı gönderen Kılıçdaroğlu, tüm dinler tarafından lanetlenen bir eylemle karşı karşıya olduklarını söyledi. Saldırıyı, “alçakça ve korkakça” sözleriyle değerlendiren Kılıçdaroğlu, mesajında Fransa’nın yanında olduklarını vurguladı. CHP lideri mesajında “Ortaya çıkışı Fransa tarihi ile bağlantılı olan ‘ifade özgürlüğü’ çağımızın en kıymetli ve en çok ihtiyaç duyulan temel değerlerindendir. Bu suikast da bu değeri hedef almıştır. Bu durum her yerde bu tür terör örgütlerine karşı birlikte mücadele etme gereğini daha da güçlendirmektedir” dedi. Fotoğraf: DHA İSTANBUL GAZİOSMANPAŞA AVM’ye saldırı hazırlığı iddiası İstanbul Haber Servisi İstanbul Gaziosmanpaşa’da, PKK’nin gençlik yapılanması YDGH üyesi oldukları iddia edilen iki kişinin bir alışveriş merkezine saldırı hazırlığı yaparken çantalarındaki bombayla yakalandığını öne sürüldü. Terör örgütü PKK’nin gençlik yapılanması YDGH üyesi oldukları iddia edilen iki kişi, MİT, Emniyet İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin ortak çalışmasıyla Gaziosmanpaşa’da yakalandı. Gözaltına alınan iki şüphelinin çantalarında, fitil ateşlemeli, parça tesirli el yapımı bomba bulundu. Uzman ekipler, bombayı imha etti. İki şüpheli, sorgulanmak üzere Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Haber sosyal medyada büyük yankı buldu. Twitter kullanıcıları uzun süre “Çözüm Süreci’nin devam ettiği bir dönemde PKK böyle bir eylem yapar mı?” sorusunu dillendirerek habere tepki gösterirken YDG H Twitter hesabından böyle bir eylemlerinin olmadığını açıkladı. YDG H “‘İstanbul AVM Saldırısı Manşeti’ tamamıyla dezenformasyon düzmece bir yalandan ibaret olup gündemi değiştirmeye yönelik bir oyundur” tweet’leriyle tepki gösterdi. Öte yandan dün akşam saatlerinde Örnektepe Köprüsü’ne bomba süsü verilmiş bir pankart asıldı. Bomba imha uzmanları pankarta bağlı paketi kontrollü olarak patlattı. Pakette bomba olmadığı belirlenirken bu olaydan kısa süre sonra Okmeydanı Perpa metrobüs durağı yakınlarına ses bombası atıldı. Olay yerine giden polis ekipleri çevrede buldukları şüpheli bir paketi de imha etti. Kağıthane’de akşam saatlerinde yeraltı elektrik kablolarında çıkan yangın büyük gürültüye neden olunca bölgede kısa süreli panik yaşandı. Bir ihbarı değerlendiren polis ekipleri Sütlüce’deki AKP İstanbul İl Başkanlığı önünde yoğun güvenlik önlemleri aldı. Bahçeli: İnsanlığı kurşunladılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fransa’nın başkenti Paris’teki Charlie Hebdo dergisine ve Sultanahmet’te düzenlenen terör saldırılarını, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamayla da kınadı. Bahçeli, “İnsani vasıfların sadece laf ve beyanla sağlanamayacağını” vurguladı. “İnsanlığı kurşunladılar” ifadesini kullanan Bahçeli, “İnsanım demenin manen gerek ve yeter şartları oluşmazsa geriye yalnızca insan suretinde gezen iki ayaklı bir canlı ve canavar kalır. Bu canlı ki, kafası eser Paris’te mizah dergisine saldırır. Bu canlı ki Ortadoğu’da Müslüman ve mazlum kanı döker” dedi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear