23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2014 SALI 6 Orhan Şallıel, Gezi eylemlerine katılan sanatçıları şikâyet etmişti HABERLER SELDA GÜNEYSU O şefe ödül gibi atama 6 aylık kızı Zeynep’le birlikte cezaevine doğru yola çıkmanın tedirginliğini yaşayan anne Oral, “suçum iki yasal toplantıya katılmak” diyor. Fotoğraflar: UĞUR DEMİR Homo Economicus Olmayan Seçmen Muharrem İnce adaylığını açıkladı.. Hayırlı olsun, çalışkan bir adamdır... CHP’de yeni yönetim tartışmaları olması çok doğal.. Ama, CHP içinde ulusalcılar ve diğerleri biçiminde bir “ideolojik ayrışma” temelinde politika kalıplaşmasını ve üretimini çok fazla anlamlı ve doğru da bulmam. Herkes buna odaklıdır. Vaayyy alçak/arkaik ulusalcıları tasfiye et gitsin.. Veya tersi... Türkiye’yi ileriye, çağdaşlığa taşıyacak; bilim ve teknoloji üretimi temelinde her şeyi yeniden örgütleyecek; su, iklim değişikliği, çevre, eğitim ve fırsat eşitliği, hak, adalet ve özgürlükler politikalarını ön plana çıkartacak, yeni bir gerçek gelecek plan/program üzerinde birleşemeyen bir parti, kendi içinde debelenip durur.. “Ulusalcı” açıklamalar ve çıkışlar da, ulusalcı karşıtlıklar da CHP’ye ve ülkeye ufuk açmaz... Bu karşıtlıklar sadece kin, nefret ve tasfiye planları üretir.. Bugünkü gibi... Birleştirici olan gelecek programlarıdır.. O ortada yoksa, birbirinizi yersiniz... Bu nedenle, CHP yapmadığı bir şeyi yapmalı.. Sağa kaymasola kayma gibi görüntüsel ve ülkeye ve partiye bir yararı olmayacak eksenlerde vuruşma yerine, Türkiye hayal edin ve milleti bu hayale taşıyabilecek politikalar üretin.. Bunlar şüphesiz ki değiştirici ve bu nedenle de solcu içerikli politikalar olacaktır... HHH Kemal Kılıçdaroğlu partiye yöneltilen “sağa yönelme” politikasına yapılan eleştiriye karşılık, ilginç bir yanıt verdi: Evet ne var bunda, çünkü oyunu almak istediğimiz seçmen sağda... Ana politikalara yön veren bu bakışsa, buradan yapılacak mantıki çıkarsama şudur: Toplum sağa kaydıkça sen de sağa kayarsın. Tutuculaştıkça tutuculaşırsın.. Giderek, “tutuculuk” genel karakterin olur. Yooo o kadar değil mi diyorsunuz? Peki ne kadar? Miktarı, ölçüsü, sınırı, belki hacmi?! Bu politikanın düşsel ve geleceğe ilişkin hiçbir yanı yönü yoktur. Meydan okuyacak yanı sıfırdır; halkı sürükleyecek, umut verecek ve geleceğe yönlendirecek yanı da... Var olana boyun eğmek değil, var olanı beğenmeyerek çok daha güzel bir dünya kurmak içini yola çıkmak... HHH AKP, tüm eski merkez sağ partilerin seçmenlerini toplamış/çalmış bir partidir. Yüzde 50’lere dayanmasının sırrı da odur. Erbakan’ın oylarıyla toplayın yüzde 50 çıkar. Geride MHP ve CHP’nin yüzde 2030 arası oyu kalır. Kürt seçmenin HDP oyunu ve ıvır zıvırı de eklersiniz... RTE şakşakçılarının “uzun adamın başarısı” vaveylasının arkasında tek gerçek bu: Ortada 3 sağmerkez parti varken, bu teke indi! Güncel ekonomik koşullar, 350 milyar doları aşan bir dış borcu iç ekonomiye pompalayıp büyük bir tüketim toplumu ve para bolluğu yaratınca ve iktidar da 50 milyar dolarlık özelleştirme ile devletin finans durumunu ve harcamalarını ayakta tutunca, bütün sağ seçmen AKP’ye aktı ve oyu yüzde 50’ye dayandı. Şu doğrudur: AKP’den müthiş hoşnutsuz, ama sosyal demokrasiye meyletmiş (veya etmemiş!) tanınmış isimlere partinizde yer açarsınız... CHP bunu hep yaptı. Bu, AKP’deki eski seçmene göz kırpmaktır aynı zamanda.. Hini hacette kaçacağı bir partinin varlığını anımsatırsınız. CHP bir kitle partisidir. Toplumun bütün kesimlerini kendi politikaları çevresinde toplamaya çalışması doğaldır. Ama dikkat; hangi politikaların çevresinde?! HHH CHP ve daha ötesindeki berisindeki seçmen, insan, yurttaş Homo economicus değil mi? Tabii ki... Ama bu kitlede seçmende, başka belirleyici özellikler de var ve Homo economicus niteliği toplum, kültür, aydınlanmacı özellikler, iyilik ve güzellik anlayışlarıyla, insan hak ve özgürlükleriyle, demokrasi talepleriyle, etikle, baskıcı otoriter yönetim politikalarını reddetme ile birleşmiştir... Ülke sevgisi ve yararı, tarihe ve kuruculara sevgi ve saygı, bunlara eşlik eder. Bir ekonomik ve kültürel bir yoğrulmadır. Ülkenin geleceği bu tür Homo economicus tipinin çoğalmasına artmasına bağlı... İnce, Kılıçdaroğlu ve diğerleri... Neyi geliştireceklerini, artıracaklarını, yükselteceklerini iyi biliyorlar mı? ANKARA Gezi eylemlerinde “Gezi Parkı Filarmoni Orkestrası”na katıldıkları gerekçesiyle Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’ndaki (ADSO) iki sanatçıyı Orkestra Müdürlüğü’ne şikâyet eden, hakkında haberler çıkınca “Korumak için yaptım, gammazlamadım” açıklamasında bulunan şef Orhan Şallıel, Antalya’daki görevinden alınarak Devlet Çoksesli Korosu’na atandı. İdari amir olmasına karşın yaklaşık 140 yönetim kurulu toplantısına katılmadığı belirtilen, daha önce Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından 3 ayrı kınama, 3 ayrı uyarı ve maaş kesme cezası alan Şallıel’in Devlet Çoksesli Korosu’na atanması dikkat çekti. Şef Şallıel, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nda görevi sırasında orkestra üyeleriyle arasında kamuoyuna da yansıyan tartışmalar yaşanmış ve ortaya çıkan gerilimin ardından ADSO’ya getirilmişti. Şallıel’in ADSO’daki görevi sırasında adı bu kez de geçen yıl Gezi Parkı eylemleri sırasında gündeme gelmişti. Şallıel, bizzat kendi el yazısıyla bir dilekçe kaleme almış ve “Gezi Parkı Filarmoni Orkestrası”na katıldıkları gerekçesiyle iki sanatçıyı Orkestra Müdürlüğü’ne şikâyet etmişti. Şallıel, ADSO Müdür Vekili İbrahim Sezer’le de tartışmış ve tartışma karakolda son bulmuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, Şallıel’in bugüne kadar yaklaşık 72 kez soruşturma geçirdiği ancak bu soruşturmaların tümünden aklanarak çıktığı kaydedildi. Ancak Şallıel hakkında bakanlığa çok kez şikâyet geldiği belirtilirken, idari amir olmasına karşın yaklaşık 140 kez yönetim kurulu toplantısına katılmadığı ve daha önce Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından yürütülen soruşturma sonucu 3 ayrı kınama, 3 ayrı uyarı ve maaş kesme cezası aldığı ileri sürüldü. Bakanlık yetkilileri, “Kişi hakkında bakanlığımız Teftiş Kurulu’na ulaşan şikâyetler söz konusuydu. 657 sayılı Devlet Memurları Yasası gereğince bir atama yapmak durumundaydık” açıklamasında bulundu. Şallıel’in hakkında ayrıca “kurumdaki sanatçıları usulsüz dinlediği ve dinlettiği” iddiasıyla ayrıca yine Başbakanlık Teftiş Kurulu’nca da bir soruşturmanın yürütüldüğü ileri sürüldü. Bebeğiyle her an cezaevine girmeyi bekleyen annenin dramı ‘Her kapı zilinde irkiliyoruz’ ERK ACARER 72 kez soruşturma geçirmiş Biberonlar, çocuk bezi, mama ve üst üste konulmuş bebek kıyafetleri… Polisler kapıyı çalarsa hepsi annenin eşyalarıyla birlikte alelacale bir bavula yerleştirilecek. Endişeli bir bekleyiş var. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Arzu Ceylan Oral, belki de birazdan 6 aylık kızı Zeynep Simay’la birlikte hiç istemediği halde evinden ayrılmak zorunda kalacak; parka değil, cezaevine doğru yola çıkacak. Suçu, iki yasal basın açıklamasında bulunmak! İnfazı için Gaziospanpaşa’daki evinde bekleyen Oral’ın gözü ve kulağı ise, Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) gelecek karada. Eğer, AYM yeniden yargılama başvurusunu reddedecek olursa Oral için umutlar tükenecek. “Suçum, 2006’da Ezilenlerin Sosyalist Partisi’yle birlikte birkaç basın açıklamasına katılmış olmak, bunlardan biri de Lübnan Tezkeresiyle ilgiliydi” diyen endişeli anne, sırf bu nedenle 8 ay hapis yattığından söz ediyor. Belki cezaevinde uyanacak Evlerine konuk, endişelerine ortak olduğumuz Oral, o günden sonra yaşadığı süreci şöyle özetliyor: “Hapisteyken de baskılar sürdü. Sürekli evimiz arandı. Suç unsuru elde edememelerine rağmen, hakkımda yasadışı terör örgütü üyesi olmaktan dava açıldı. Dosyaya koydukları tek delil, “savaş” ve “kadına şiddet karşıtı” iki basın açıklamasında çekilen fotoğraflarımdı. Suçumuz; bugün, Filistin için gösterilen duyarlılığa benzer bir duyarlılık göstermekti. 2008’de sona eren dava sonrası, 6 yıl 3 ay cezaya çarptırıldım. Kararın Yargıtay’dan döneceğinden hiç şüphem yoktu. Ne var ki şimdi, ‘4 yıl 8 ay hapiste kalacaksın’ diyorlar. Yakalama kararım var, tek umudum, Anayasa Mahkemesi’nin kararı bozması.” 2011’de, eşiyle tanışıp evlenen Oral, kızının 6 ay önce dünyaya geldiğinden söz ediyor. Oral’ın minik kızı Zeynep Simay, Yargıtay’dan da, onanan cezadan da, “eğer polisler kapıya dayanırsa”, cezaevlerinde bulunan 286. bebek olacağından da habersiz. Annesi “günaydın” diye seslenince gülümseyen Zeynep, belki de bir sonraki gün ilk yaygarayı cezaevinde koparacak. Endişelerini; “Hapishaneyi biliyorum, çıkınca psikolojim bozuldu, tedavi gördüm. Kızımla orada ne yaparız bilmiyorum” sözleriyle anlatan Anne Oral, “Zeynep son iki gündür çok huzursuz. Sanki hissediyor” diye ekiliyor. Endişeli anne, hem aile hem de sosyal yaşamlarında huzursuzluklar yaşadıklarından da söz ediyor: “En yakınımızdakilerin bile, ‘hak etmiş ki bu cezayı almış’ demeleri bizi yaralıyor. Eşim bir tekstil atölyesinde çalışıyor. İşten çıkarılmasın diye durumumu gizliyor. Onun da psikolojisi çok bozuk. Zeynep’in yüzüne bakamıyor, onu kucağına alamıyor. Diken üstündeyiz. Bebeğimle birlikte hapse girmek istemiyorum. Bize bu haksızlığı yapmasınlar.” Endişeli ailenin yaşadıklarını yakından izlerken, biz de her zil çalındığında irkiliyoruz; “Acaba polisler mi geldi?” Günün ilerleyen saatlerinde, Oral’ın avukatı arıyor, Yüksek mahkemeyle konuştuğunu, kendisine ‘yakın zamanda bir sonuç çıkmaz’ denildiğini aktarıyor. Oral, “Çaresizliğimizi görsünler, Anayasa mahkemesinin cezamı bir an önce ertelemesini bekliyor, ardından da yeniden yargılama telep ediyorum. Artık her şey Emniyet’in insiyatifine kalmış. Polisler ne zaman gelecek, bebeğimle birlikte ne zaman cezaevine doğru yola çıkacağız” diye düşünerek yaşamak istemiyorum diyor. ‘Bu haksızlık yapılmasın’ l Dilan’ı Danıştay haklı buldu Vali Mutlu’ya ‘marjinal’ inceleme Haber Merkezi İstanbul’da 1 Mayıs 2013’te biber gazı fişeğiyle başından yaralanan Dilan Alp adlı genç hakkında “marjinal” ve “tam bir radikal mensuptur” ifadelerini kullanan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu hakkında ön inceleme başlatılmasına karar verildi. www.radikal.com.tr’de yayımlanan habere göre Dilan Alp’in avukatlarının itirazını değerlendiren Danıştay 1. Dairesi, İçişleri Bakanlığı’nın şikâyetin işleme konulmamasına ilişkin kararı kaldırdı. Daire, Mutlu’nun ifadeleri için “ön inceleme yaptırılmasını gerektirecek nitelikte olduğu” sonucuna vardı. Bu karardan sonra İçişleri Bakanlığı, Vali Mutlu hakkında ön inceleme yaptırıp buna göre soruşturma izni verip vermeyeceğini hükmedecek. ‘Bu ne biçim yargı’ Oral’ın annesi Süheyla Şabo ve babası Yılmaz Şabo ise, kızlarının yaşadığı sıkıntılı süreçte ona destek olmak için memleketleri Hatay’dan geldiklerini söylüyor. Baba Yılmaz Şabo’nun sözleri oldukça çarpıcı: “Kızımın, basın açıklamasına katıldığı parti, yerel seçimlere girdi. Bu ne karışık iş, bu ne biçim yargı? Ailemizi polis izliyor, kızım evden çıkmadan bebeğini büyütüyor. Herhalde ne yaptığından da haberdardırlar. Bu inat neden? Geçen gün Meclis’te basın açıklaması yapmak istediler ama izin verilmedi. Orası milletin meclisi değil mi?” Anne Şabo ise, kızı ve torunu Zeynep bebeğin akıbetini endişeyle beklediklerini anlatarak: “Bu küçücük bebek hapiste ne yapar, annesi ona nasıl bakar? Aylardır bunları düşünmekten gözümüze uyku girmiyor” diyor. l Zirve Yayınevi katliamı davası Zekeriya Beyaz ve Çatışmadan kaçan Levent Ersöz dinlenecek geliyor, saldırıdan SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Zirve Yayınevi’nin 95. duruşması dün Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gönderilen yazıda, “misyonerlik faaliyetlerinin aşırı sağ faaliyetler kapsamında izlendiğini, 2010 yılından itibaren de misyonerlik faaliyetlerinin kapsam dışı kaldığı” belirtildi. Tutuksuz sanık Orgeneral Hurşit Tolon, “Bir müfterinin iğrenç iftiraları ile yıllardır azap çekiyorum” dedi. Malatya eski il jandarma komutanı Mehmet Ülger de “Bizi derin devlet olarak suçlayanlar, paralel devlet yapısı suçuyla tutuklanmışlardır. Darısı yargıdaki paralel yapının başına” dedi. İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi tutuklu sanık Ruhi Abat ise, “Ramazan Akyürek aklanmaya çalışılmıştır” dedi. Ergenekon davası sanıklarından Levent Ersöz ve Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın tanık olarak dinlenmesine karar veren mahkeme Malatya il Emniyet komisyonundan jandarmanın 20052008 yılları arasında sunduğu raporları istedi. 5 sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 15 Ekim’e erteledi. SURİYELİLER ÇARESİZ Aziz Kocaoğlu, Zeytinköy’de saldırıya uğrayan Alevi mezarlarını ziyaret etti HASANKEYF korkan dönüyor KİLİS / ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Bir yandan ülkelerindeki çatışmalar diğer yandan Türkiye’de karşılaştıkları tepkiler nedeniyle zor durumda olan Suriye halkı yaşayacak güvenli topraklar arıyor. Suriye’nin Halep kentinin Azez ve Afrin ilçelerinde IŞİD militanları ile ortak hareket eden PYD ve Özgür Suriye Ordusu birlikleri arasında çatışmalar yeniden başladı. Zaman zaman patlama seslerinin de duyulması Kilis’te tedirginliğe yol açarken, çok sayıda Suriyeli de pasaportları ile sınırı geçerek Türkiye’ye geldi. Birçok ilde Suriyelilere yönelik saldırı ve protestoların ardından tedirgin olan 500 Suriyeli ise Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde bulunan sınır kapısından özel izinle geçiş yaparak ülkelerine döndü. Suriyelilerin ayrılmaları sırasında güvenlik güçleri yoğun önlem aldı. ‘Ev verelim buradan gidin’ CİVAN DEĞER BATMAN Dicle Nehri üzerinde inşa edilen Ilısu Barajı Hasankeyf’i sular altında bırakırken, baraj nedeniyle yerleşim yerleri yok olan binlerce yurttaş için de TOKİ tarafından konutlar yapılıyor. Kamulaştırma baskısı yapılan bazı köylülere “Trakya veya İç Anadolu’dan ev verelim” teklifinde bulunulduğu iddia edildi. Turizmle uğraşan ve baraj karşıtı aktivistlerden Fırat Argun, “Yakınlarımızın mezarları, hatıraları burada yaşıyor. Biz burayı bırakıp nereye gidelim? Bu sezon kredi çekip 200 bin liralık turizm tesisi yaptım. Bizi rahat bıraksınlar” dedi. Hasankeyf’te yaşayan ve baraja karşı mücadele ettiği için işten çıkarılan arkeolog Necdet Talayhan da “2 katlı, 7590 metrekarelik evler için 100180 bin lira arası para istendi. Arazilerimize, evlerimize yok pahasına el konuldu. İtirazlar üzerine kamulaştırma bedelleri yüzde 30 yükseltildi, ev fiyatları düşürüldü. Yeni de bu paraları ödeyemeyiz” diye konuştu. ‘Oyuna gelmeyin!’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Selçuk’un Zeytinköy Mahallesi’nde Alevi mezarlarına yapılan saldırıyı kınadı. Zeytinköy Mezarlığı’na giden Kocaoğlu, toplumun içine nifak tohumu ekmek için kurulan komplonun içerisine Büyükşehir belediyesinin de çekilmek istendiğini belirterek “Sizlerden soğukkanlı olmanızı ve bu oyuna gelmemenizi istiyorum. Kırılan mezar taşlarını onaracağız. En kısa zamanda eski haline getireceğiz” dedi. Kocaoğlu, saldırının tüm Türkiye’ye ve insanlığa yapıldığını vurguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear