22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 ARALIK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Deniz Yıldırım’ı, iki Barış’ı anımsamaz mıyız! KCK davalarını unuttuk mu? Kelepçelenen belediye başkanlarını! Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yı! Pazar günü yapılan operasyon, cemaatin 17/25 Aralık 2013’ten sonra muhalif duruşuna karşı bir gözdağı operasyonu... Bu operasyon Cumhuriyet’in dünkü manşetinde görüldüğü gibi: “Susturma baskını!” Gözaltına 41 kişi alınacaktı... 31 kişi ya kendiliğinden teslim oldu ya da evlerinden alındı... Gözaltılar, daha öncekilere benzemiyordu... Sabaha karşı baskın yapılmamış, evleri didik didik aranmamış, bilgisayarlarına falan el konulmamıştı... Avukatları, fiziki koşulların iyi olduğunu, sanıklara yemek verildiğini, üstelik yatacak yerleri bile olduğunu açıklarken ekledi: “Hidayet Bey, bütün gece Kuran okumuş, dua etmiş!” HHH Bu öç alma operasyonunun temelinde 17/25 Aralık “rüşvet ve yolsuzluk”larının açığa çıkması yatıyor. Şike, MİT’e yönelik eylem planı bile vız geldi RTE’ye... Yolsuzluk insanların çok canını sıktı, öfke patlaması yaptı... Ne demişti Erdoğan: “Ne istedilerse verdik!” Bir iktidar ortaklığı vardı ve bu ortaklık bir iki yıl önceye dek çıkar paylaşımıyla sürüyordu... Merkez medya zaten yola gelmişti... Cemaat nasıl dize getirilirdi? Fethullah Gülen’i aşağıya doğru yuvarlayıp iktidardan düşürmek... Geride kalanlara gelince... Fethullah Gülen cemaatine yapılan operasyon, baskıcılığın, tek adamlığın, daha açıkçası faşizmin göstergesidir... HHH Demokrasi ve özgürlükler herkes içindir... Adalet ve hukuk toplum için vardır... Türkiye’de bunların olmadığını hep birlikte gördük ve yaşadık! Sahi 17 Aralık’a kaç gün kalmıştı! Yarın 17 Aralık... Ne yazacağız? Rüşveti ve yolsuzluğu mu?.. Yeni HSYK, Erdoğan’ın onayladığı yargı paketi uyarınca Yargıtay’a 144, Danıştay’a ise 33 üye atadı AKP hâkim oldu ALİCAN ULUDAĞ ANKARA AKP hükümeti, HSYK seçimlerini kazanmasının ardından yargıda cemaatin etkisini kırmak ve kendi kadrolarını oluşturmak amacıyla yüksek yargıya ilk önemli üye atamalarını gerçekleştirdi. Son yargı paketiyle getirilen düzenleme kapsamında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Yargıtay’a 144, Danıştay’a 33 olmak üzere toplam 177 üye ataması gerçekleştirildi. Atananların önemli çoğunluğunun, ekimdeki HSYK üye seçimlerini kazanan Yargıda Birlik Platformu’nun (YBP) kurucu, üyesi veya adayı olması dikkat çekti. YBP’de oluşturulan ittifak kapsamında bazı milliyetçi ve sosyal demokrat kökenli yargı üyeleri de Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine getirildi. Bu atamalardan sonra Yargıtay ve Danıştay’da yeniden iş bölümü yapılacak ve daire başkanları ve üyelerin görev alanları değiştirilecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cuma günü yüksek yargının yapısını değiştiren düzenlemelerin de yer aldığı yargı paketini onaylamasının ardından HSYK Genel Kurulu, dün olağanüstü toplandı. Genel kurul, 3 bin u Yeni oluşturulan HSYK, Erdoğan’ın onayladığı yargı paketi uyarınca atama yaptı. Atamalarda tek kriter, HSYK seçimlerini kazanan Yargıda Birlik Platformu’nu desteklemek oldu. 825 hâkim ve savcının arasından yaklaşık 6 saat gibi bir sürede Yargıtay’a 144, Danıştay’a ise 33 üye seçti. Bu atamalarla hükümet, yüksek yargıya hâkim olacak çoğunluğa ulaştı. Kararnamede dikkat çeken ayrıntılar şöyle: YBP kurucuları ve adayları çoğunlukta: Her iki kararnameyle atananların çoğunluğunun muhafazakâr, milliyetçi ve sosyal demokrat isimlerin oluşturduğu Yargıda Birlik Platformu’nun kurucu ve üyelerinden oluşması dikkat çekti. Ankara Adliyesi’nde görevli savcılar Hakan Yüksel, Veli Dalgalı, Abbas Özden, yargıçlar Gülsüm Mısır, Hayri Keskin gibi YBP’nin kurucuları Yargıtay üyesi oldu. Bu isimler bizzat Yargıtay’a atanan isimlerin belirlenmesinde de etkili oldu. YBP’nin HSYK adaylarından olan ve yedek üye seçilen Yargıtay Tetkik Hâkimi Zeynel Şahin Yargıtay’a, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cafer Ergin ile yargıç Mehmet Gökpınar ise Danıştay’a atandı. Yine Danıştay üyeliğine atanan 33 isim arasında YBP kurucularından Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Gürsel Özkan, Türkiye Adalet Akademisi hâkimi Hasan Odabaşı dikkat çekti. Bazı YBP üyelerinin ise kendileri yerine hâkim ve savcı olan eşlerini yüksek yargı üyeliğine taşıdığı görüldü. YBP’de yer alıp da yüksek yargı üyeliğine atanmayan diğer isimlerin ise çıkarılacak unvanlılar kararnemesiyle kritik görevlere getirileceği konuşuluyor. Sosyal demokratlara özel kadro: YBP’nin iki önemli unsurlarından olan milliyetçi ve sosyal demokrat kökenli yargı üyelerine de Yargıtay ve Danıştay atamalarında kadro verildi. Ankara Savcısı Abbas Özden, Yargıç Gülsüm Mısır, Yargıtay Tetkik Hâkimi Zeynep Şahin, Savcı Erdoğan İshakoğlu, Savcı Bülent Savtok, Yargıç Ahmet Tevfik Erginbay, Yargıç Mustafa Çakmak Yargıtay’a giden sosyal demokrat isimler arasında başı çekti. İşçi Partisi’nde Ergenekon kapsamında arama yaptığı için daha önce kınama cezası verilen HSYK’de koruma zorbalığı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, HSYK’de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın saldırısına uğradı. HSYK’nin yüksek yargıya yapacağı üye seçimleri öncesi dün hukuk savaşı yaşandı. Yargıçlar Sendikası, cuma günü yayımlanan ve yüksek yargıya yapılacak üye seçimlerinde adayların isimlerinin yayımlanması uygulamasına son veren HSYK Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklere karşı dün Danıştay’da dava açtı. Dava dilekçesinde, “Yargı ve yüksek yargı, hukuki güven için vardı. Ancak yaratılan bu yapı, hukuki güvensizliği öne çekmekte, yargıdan kaçırılan bir süreçle yüksek yargının biçimlenmesine neden olmakta, böyle bir görüntü yaratılmaktadır” denildi. Öte yandan Eminağaoğlu, yüksek yargıya üye seçimlerinin görüşüldüğü HSYK’ye giderek genel kurulu izlemek istedi. Bu sırada Adalet Bakanı Bozdağ ve üyeler, kafeteryada öğle yemeğindeydi. Yasaya göre toplantıların gizli olmadığını belirten Eminağaoğlu, genel kurula girme talebini açıkladı. Bozdağ ise “Sen külhanbeyi misin” diyerek korumalarını çağırdı. Bakanın korumaları, Eminağaoğlu’nu iterek fiziki müdahalede bulunarak kafeteryadan çıkardı. Eminağaoğlu, bu durumu tutanak altına aldı. TALİMAT BOZDAĞ’DAN Cumhurbaşkanı Erdoğan Kocaeli’nde TÜPRAŞ’ın yeni tesis açılışına ve TÜBİTAK’ta imza törenine katıldı. (AA) ‘AB derdimiz yok’ Gülen cemaatine yönelik operasyonu eleştirenlere tepki gösteren Erdoğan, birliği haddini aşmakla suçladı Yurt Haberleri Servisi Fetullah Gülen Cemaati’ne yönelik, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu 32 kişinin gözaltına alındığı operasyonla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun, ister şu olsun, ister bu olsun gerekli cevabı alacaklardır” dedi. Erdoğan AB’den gelen eleştirilerin de “haddini aştığını” savundu. Kocaeli’de TÜPRAŞ Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nın açılışında konuşan Erdoğan, 14 Aralık operasyonunun ardından Avrupa’dan gelen tepkilere sert çıktı. Operasyonun, “bağımsız savcılar ve hâkimler” tarafından yapıldığını savunan Erdoğan, “Dışarıda haddi aşan, insafı aşan asıl niyetleri ortaya koyan bazı tepkiler sergileniyor. Adımlar atıldığı anda AB’den hemen birisi çıkıyor açıklama yapıyor. Sen neye göre bu açıklamayı yapıyorsun? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun, ister şu olsun, ister bu olsun gerekli cevabı alacaklardır. Böyle bir adımı atarken de acaba AB ne der, acaba bizi alır mı, almaz mı? Bizim böyle bir derdimiz yok. Siz kendi aklınızı kendinize saklayın” dedi. “Olay bir basın özgürlüğü meselesi değildir” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “İki gözü görmeyen bir insanı bütün bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeri alanlar bunlardı. O insanların şikâyeti üzerine açılmış bir süreç ve bu sürecin şu anda bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler. Zulüm ve ihanet tarihin hiçbir döneminde karşılıksız kalmamıştır.” Yaşananları, “normalleşme süreci” olarak nitelendiren Erdoğan, “Türkiye’nin eski günlere döneceği umuduyla kirli ilişkilere yeltenenler bunun cevabını alıyorlar, almaya da devam edecekler. Bu kirli odaklara boyun eğenler, kaybetmeye mahkumdur. Bitaraf olan bertaraf olur. Onun için tarafınızı çok iyi belirlemeniz lazım” dedi. TÜRKSAT 6A Haberleşme Uydusu Projesi’nin TÜBİTAK’taki imza törenine de katılan Erdoğan, telefonlarının TÜBİTAK’a sızmış bir çete tarafından dinlendiğini belirterek “TÜBİTAK içine sızmış bu hainler, maalesef yargı içine sızmış haşhaşiler tarafından korunuyordu. Hamt olsun şimdi TÜBİTAK bunlardan arındırılıyor. Tam temizlendi demiyorum, ama temizleneceğinin umudu içerisindeyim” ifadelerini kullandı. Gebze Teknik Üniversitesi’nde konuşan Erdoğan şunları söyledi: “Birikimini sahip olduğu konumu ülkesi için seferber etmek yerine, telefon dinlemeye yoğunlaşanların nasıl bir ihanet içinde olduklarını görüyoruz. Himmet adı altında topladıkları parayla okudular, soru çalarak belli kurumlara sızdılar. Millete çalışmak yerine uluslararası istihbarat örgütlerine çalıştılar. İşte TÜBİTAK en bariz örneğidir. Bilim üretmesi gereken TÜBİTAK gizli bir şekilde bir ihanet şebekesine onun maşası olan çevrelere çalıştı. Bir normalleşme süreci içine girmiştir, normalleşmiştir diyemiyorum, ciddi temizliklerin yapılması gerekiyor.” Arkamızdan hançerlediler ‘Saray’ı aklama çabası ATO: HARCAMA NORMAL ‘Soru çaldılar, sızdılar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Ticaret Odası (ATO), Sayıştay raporlarında inşaat maliyetinin “şişirildiği” saptamasına yer verdiği Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın faturalarını “piyasa rayicine” uygun bulup “onayladı”. ATO Başkanı Salih Bezci, sarayın inşaat, mekanik, elektrik gruplarındaki ürün ve imalatların faturalarının, kamuoyuna yansıdığı kadar “yüksek” olmadığını da savundu. TBMM adına denetim yapan Sayıştay’ın raporlarında, yeni cumhurbaşkanlığı sarayının maliyeti konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın birim fiyatlarının yüzde 2 bine yakın oranlarında ödeme yapıldığı saptamasına yer verirken, ATO’nun maliyet konusunda “piyasa rayiçleri”ne sığınması dikkat çekti. Bezci, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yapımında kullanılan yaklaşık 300 kalem ürün/imalatın piyasanın rayiç fiyatlarına uygunluğu yönünden araştırılıp onaylandığını bildirdi. ATO’nun yasa gereği fatura onayladığı gibi “rayiç bedeli” de belirlediği kaydedilen açıklamada Bezci, diğer kamu binaları gibi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın faturalarının da onaylarına sunulduğunu ifade etti. Bezci’nin, “Çankaya Köşkü Atatürk’ün ileri görüşlülüğünün eseriydi, uzun yıllar kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ileri görüşlülüğünün eseridir” demesi dikkat çekti. CHP’den ‘torpile’ karşı yasa ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, partisinin gündeme getirdiği kamuya açıktan atama skandalları ile ilgili yasa önerisini Meclis Başkanlığı’na sundu. Devlet Memurları Yasası’na istisnai kadrolara atananların başka bir kadroya atanamayacaklarına ve asli memur yapılamayacaklarına dair hüküm konulmasını isteyen Tanal, aksi halde Hazine menfaatlarının zarara uğradığını belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un, AKP’lilerin yakınlarının devlet kadrolarına açıktan sınavsız olarak atandıklarına, böylece memur olduktan sonra başka kadrolara nakil olduklarına ilişkin skandal listeler açıklamasının ardından, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da bunun için TBMM Başkanlığı’na bir yasa önerisi sundu. Önerisinde, Devlet Memurları Yasası’nın 59. maddesinin 1. fıkrasının değiştirilmesini isteyen Tanal, maddeye “İstisnai memur kadro Abbas Özden’in bu cezasının kararname öncesi HSYK tarafından kaldırıldığı tahmin ediliyor. Çünkü, bu ceza kalkmadan HSYK’nin Özden’i Yargıtay’a ataması mümkün değil. Milliyetçi kökenli isimler: Seçimlerde YBP’yi destekleyen milliyetçiler de kararnameden payını aldı. YBP’de milliyetçi grubun yöneticilerinden Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimi Hayri Keskin, Ankara Başsavcı Vekili Hakan Yüksel, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi Mahmut Kaya, savcı Hüseyin Kocabey, Sedat Demirtaş, yargıç Tekman Savaş Nemli, Çetin Durak, Sadi Sarıyıldız, Ahmet Arslan, Füsun Ayaz, Hikmet Onat, Bayazıt Aköz, Veli Özdek, Mehmet Aktif Öndaş bu listede yer alan bazı isimler oldu. Hayri Keskin, Yargıtay’ın santralının yasadışı dinlendiği iddiasıyla TİB’de arama yapan hâkim olarak biliniyordu. Mahmut Kaya ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde çalışma ofislerine böcek konulmasına ilişkin iddianameyi kabul etmiş, 5 polis hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Mahmut Kaya ise böcek iddianamesini kabul ederek, 5 polis hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Yargıç Tekman Savaş Nemli, Mehmet Ağar’ın da arasında bulunduğu çok sayıda kişi hakkında açılan faili meçhul cinayetler davasına bakan mahkemenin başkanlığını yapıyordu. Hakyol’cular: Yargıda muhafazakâr kesime yakın isimlerden Ali Altınkaya, Ankara Başsavcısı Fethi Şimşek, başsavcı vekilleri Veli Dalgalı, Murat Esen, savcılar Sadık Bayındır, Durak Çetin gibi çok sayıda isim Yargıtay üyeliğine getirildi. Bu isimlerden en tanınanı Deniz Feneri soruşturmasında üç savcının görevden alınmasının ardından dosyada örgüt ve dolandırıcılık suçlarına takipsizlik kararı veren Ankara Başsavcı Vekili Veli Dalgalı oldu. Dalgalı, Ethem Sarısülük’ü öldüren polis Ahmet Şahbaz’a meşru müdafaadan dava açan savcıydı. Ankara’da Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’nda görevli savcı Sadık Bayındır, Kozmik Oda soruşturmasını yürütüyor. Aynı büroda görevli savcı Durak Çetin ise son olarak 13 polis hakkında böcek operasyonunu yapıp casusluktan dava açmıştı. 7 TİP’linin öldürülmesine ilişkin Bahçelievler katliamı davası hükümlüsü Ünal Osmanağaoğlu ve Bünyamin Adanalı’yı 3. yargı paketi kapsamında tahliye eden Ankara 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Ali Altınkaya, Deniz Feneri davasını yetkisizlik kararıyla İstanbul’a göndermişti. Bakanlık bürokratları unutulmadı: Adalet Bakanlığı’nda görevli bürokratlardan 11 kişi Yargıtay’a atandı. Bu kişiler arasında Kanunlar Genel Müdürü Yaşar Şimşek, Teftiş Kurulu Başkanı Nadir Güngüneş isimleri dikkat çekti. HSYK’de Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Abdulkadir Güngören de Yargıtay’a atanan şanslı isimler arasında yer aldı. Güngören, Necmettin Erbakan’ın çocukları arasında yaşanan mal varlığı soruşturmasına takipsizlik kararı vermişti. Sarayı savunan başkana terfi: Danıştay üyeliğine atanan 33 kişi arasında idari yargıda hükümet lehine karar veren yargıçlar da yer aldı. Anakara 11. İdare Mahkemesi, üzerine Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapılan AOÇ arazisinin sit statüsünün değiştirilmesi kararını iptal etmişti. Bu muhalefet eden Daire Bakanı Eyüp Kaya da şimdi Danıştay üyesi oldu. Bozdağ’a takipsizlik veren savcı: Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlileri hakkında soruşturma yürüten İstanbul Savcısı Yusuf Hakkı Doğan, İzmir’deki Liman operasyonunda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, dönemin başsavcısını aramasıyla ilgili soruşturmaya takipsizlik kararı veren İzmir Başsavcı Vekili Gökhan Karaburun, Yargıtay’a atandı. Yüksek yargıda dairelere dizayn: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayladığı yargı paketi uyarınca Yargıtay’daki daire sayısı 38’den 46’ya çıkarıldı. Danıştay ise 15’i dava, 2’si idari daire olmak üzere 17 daireden oluşacak. Yargı paketi kapsamında bu atamalardan sonra hem Yargıtay’da hem Danıştay’da iş bölümü yeniden yapılacak, daire başkanları üyelerin yerleri değişecek. Hükümet özellikle Yargıtay’da tazminat, ihaleye fesat karıştırma ve örgüt davalarına bakan dairelerde hâkimiyet kurmak istiyor. Cemaati Hizaya Getirmek... Fuat Avni sosyal medya fenomeni... Ciddi sayıda izleyicisi var. Ne yazdıysa bugüne dek doğru çıktı... Kimdir, ne iş yapar, bilgileri kimden ya da kimlerden alır, bilinmiyor... Yine turnayı gözünden vurdu, geçen hafta perşembe günü yazdı, önceki gün Fethullah Gülen cemaatine operasyon yapıldı... Polis ağırlıklı, aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, altı gazeteci emniyet müdürlüğüne götürüldü... Yapılan operasyon salt “basın özgürlüğü”nü içermiyor, başka ayakları da var. Basın yok demiyorum o da var, ama aslında cemaat medyasına gözdağı verip şöyle denilmek isteniyor: “RTE’yi yok saymayın, sizi ezip geçer, gelin bir an önce aklınızı başınıza alın, uslu uslu oturun, eğer bunlara uymazsanız sizi çökertiriz.” İki yıl önceye değin Fethullah Gülen / Recep Tayyip Erdoğan ikilisinin arasından su sızmıyordu. 20082009’da hukuksuz, kanıtsız, sahte veriler, gizli tanıklar vardı... Gazeteciler, bilim insanları, muvazzaf ve emekli generaller, subaylar, Kürt siyasetçiler gözaltına alınmış, insanlar zindanlara atılmıştı... Bu operasyonları yapan polisler, özel yetkili savcılar, Silivri mahkemeleri henüz unutulmamıştı. Dünün polisleri kahraman, savcıları ve yargıçları efsane değil miydi? HHH Belleğimiz tarih olmalı, bilgiler unutulmamalı, pazar günü yaşananlara salt “basın özgürlüğü” kapsamında bakmamalıyız... Deniz Yarbay Ali Tatar’ı, Kuddusi Okkır’ı unutabilir miyiz! Yalçın Küçük’ü, Mustafa Balbay’ı, Hikmet Çiçek’i, Tuncay Özkan’ı, Doğan Yurdakul’u, Soner Yalçın’ı, Ahmet Şık’ı, Nedim Şener’i, MUHALEFETE GÖRE 1725 ARALIK’IN İNTİKAMI Bütçenin gündemi operasyon oldu ANKARA (Cumhuriyet Büro zetecilere darbe yapan AKP, onsu) Cemaate yönelik operasyon, ların birçoğunu yandaş konumuna TBMM’deki bütçe görüşmeleri getirince şimdi de bugünün muhanin de ana gündem maddesi oldu. lif basın organlarına, 1725 AraTBMM Genel Kurulu’nda, İçiş lık konusunu gündemde tutan yaleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlı zar çizerlere “Susun, susmazsağı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile nız daha önce yaptıklarımız gibi bağlı kuruluşların bütçeleri görü sizlere de operasyon yapar, ceşüldü. Görüşmelerde cemaate yö zaevine atarız. Ne zaman çıkanelik operasyon vekillerin temel cağınızı Allah bilir” babında opegündem maddesi oldu. Vekiller, rasyonlar yapmaktadır. Bu operasoperasyonla ilgili şu değerlendir yonlarla kendi yolsuzluklarını ve meleri yaptı. rüşvet operasyonlarını kamuoyunAli Serindağ (CHP Gazi dan, halktan gizlemeye ve halkın antep Milletvekili): Hükümet bilgi almasını engellemeye çalışmaktadırlar. Bu yasakçılık, 1725 Aralık hırsızlık, yolsuzhalkın bilgi almasını enluk operasyonlarından gelleme konusu zaten sonra yeni bir düşTBMM’deki bütçe AKP’nin fıtratında man oluşturdu. Sagörüşmelerinde vekiller vardır. yın CumhurbaşGülen cemaatine yönelik kanı elinde olLevent Tüduğunu söyledi operasyonu eleştirdi. CHP ve MHP’li zel (Bağımği bilgi ve bel vekiller operasyonu ‘hukuk darbesi’ sız İstanbul geleri cumhuriMilletvekive ‘yolsuzlukları örtme girişimi’ olarak li): yet savcılarına, AKP buraeleştirirken Levent Tüzel, “AKP da millete hesap ülkenin bekası açısından intikal millete hesap verecekken kendisi verecekler derettirmelidir. Yokhesap sorma peşinde” dedi. ken kendisi hesap sa ülkede yapılacak sorma peşinde. Çihukuka aykırı her dükolata kutuları, sıfırlazenlemenin gerekçesi olanamayan servetler yolsuzrak cemaati göstererek inandırıcı luklarını üstü örtülemeyecek. lığı olmayan bir iddia olarak kalaYusuf Halaçoğlu (MHP caktır bunlar. Grup Başkanvekili): 12 yılMehmet Erdoğan (MHP dır paralelci dediklerinizle birlikMuğla Milletvekili): 1725 teydiniz. Tüm birimlerin en üst Aralık operasyonlarının yıldönü seviyelerine siz getirdiniz onlamünde bir intikam operasyonu da rı. Şimdiki Cumhurbaşkanı o döha gerçekleşti. Çıkarılan yargı pa nemin Başbakanı olan kişi “Size ketleriyle ve gündemde olan iç gü üniversite açtık, okul açtık” devenlik paketiyle hukuka darbe ya mişti. İşbirlikçisiniz sizde. O zapıldı ve bu hukuk darbesine yeni man aynı suçtan siz de mustaripsileri de eklenmeye çalışılıyor. Geç niz. Onlara uygulanan soruşturma miş yıllarda başka gazetelere ve ga sizin içinde uygulanmalı. Mahmut Tanal, devlet memurluğuna istisnai kadrodan girenlerin başka bir kadroya atanamaması için yasa önerisi hazırladı suna atananlar bu görevleri süresince başka bir devlet memuru kadrosuna atanamaz ve asli memur yapılamaz” hükmünün eklenmesini istedi. Tanal, gerekçesinde de şu görüşlere yer verdi: “Açıktan istisnai memurluk kadrolarına atananların diğer memurluk kadrolarına, devlet memurluğuna alınma için açılmış bulunan sınava girmeden veya başarmadan naklen atanmaları durumu liyakat ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir.” Mahmut Tanal C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear