25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2013 PAZARTESİ 10 EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Faturalardan şikâyetçiyiz SEKTÖRDEN l LG’den G Pad 8.3, Cuma günü 29 inç’lik ultra geniş ekrana sahip hepsibirarada PC modellerini duyuran LG, dün de yeni tableti LG G Pad 8.3’ü tüketicilerin beğenisine sundu. IFA 2013 fuarında görücüye çıkacak ürün, şirketin 8 inç ekran büyüklüğüne sahip ilk tablet modeli olacak. Full HD çözünürlükte ekrana sahip tablette 1.7 GHz saat hızında çalışan dört çekirdekli Snapdragon 600 işlemci ve 2 GB bellek yer alıyor. lWarframe PS4’te Sony’nin yeni nesil konsolu PlayStation 4’ün çıkış oyunlarına bir yenisi daha eklendi. Digital Extreme, PC’den tanıdığımız TPS türündeki Warframe’in PS4’ün çıkış oyunu olacağını açıkladı. F2P olarak oynanan oyunun PC’de milyonlarca oyuncusu bulunuyor. l Nokia Lumia 925, Turkcell’le Türkiye’de, Turkcell, Nokia’nın ince tasarımı ve alüminyum gövdesi ve kusursuz kamerasıyla dikkat çeken yeni gözdesi Lumia 925’in her ihtiyaca uygun farklı seçeneklerle satışına bugün başlıyor. 24 ay boyunca tarifeye ek ayda 52 TL’den başlayan fiyatlarla sunulan Nokia Lumia 925’in tavsiye edilen peşin satış fiyatı ise 1.399 TL TL. Siyah ve beyaz Nokia 925’e ek olarak gri renk seçeneğinin sadece Turkcell’lilere özel olarak sunulduğu Nokia Lumia 925, Çift Taşıyıcı (Dual Carrier) desteği sayesinde Turkcell’lilere mobil internetin keyfini iki kat hızlı yaşatıyor. Yüksek faturalar yurttaşı bezdirdi. BTK’ye yapılan cep telefonu faturaları ile ilgili şikâyetler rekor kırdı Türkiye mobil konuşmada Avrupa’da lider olurken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun hazırladığı bilişim sektöründe 2013 yılı 2. çeyrek rakamlarına göre toplam şikâyetler sektör bazında incelendiğinde yaklaşık yüzde 51’i cep telefonu hizmetleriyle ilgili oldu. Yurttaşlar 2013’ün ilkyarısında bilişim ve teknolojik ürünlerinin kullanımında en fazla yüksek faturalardan şikâyetçi oldu. 1 Ağustos ile 15 Ağustos 2013 tarihleri arasında cep telefonu faturaları ile ilgili yapılan şikâyetlerin toplam şikâyetler içindeki payı yüzde 41 oldu. İnternet servis sağlayıcılığı faturaları ile ilgili şikâyet yüzde 20.27 olurken aynı dönemde kablolu TV faturalarıyla ilgili yapılan şikâyetler ise yüzde 20.85’i buldu. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hazırlanan, bilişim sektöründe 2013 yılı 2. çeyrek rakamlarına göre toplam şikâyetler sektör bazında incelendiğinde yaklaşık yüzde 51’i cep telefonu hizmetleriyle ilgili oldu. milyar dakika olduğunu dile getiren Yıldırım, kısa mesaj (SMS) sayısının ise birinci çeyreğe göre yüzde 2 azalarak 44.09 milyar adet olduğunu belirtti. BTK’nin açıkladığı verilere göre mobil abone sayısı bir önceki dönemde 67.9 milyon iken, bu dönem 68.02 milyona ulaştı. Mobil internet kullanan abone sayısı da 10.6 milyondan 12.4 milyona yükseldi. 2013’ün 2. çeyreğinde Türkiye 323 dakika ortalama aylık mobil kullanım süresiyle Avrupa’da gelişmiş ülkeler arasında en fazla mobil telefon görüşmesi yapan ülke oldu. 2013 ikinci çeyrekte toplam mobil trafik miktarı 47.8 milyar dakika olurken sabit trafik miktarı ise 4.4 milyar dakika olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki üç aylık döneme göre mobil arama trafik miktarı yaklaşık yüzde 11.4 oranında artarken sabit arama trafik miktarı ise yaklaşık yüzde 0.5 oranında artmıştır. Trafiğin büyük bir kısmını (yüzde 87.2) mobilden mobile giden trafik oluşturuyor. Cihat Hukukuna Doğru! Türkiye’nin dış politikasının her yönüyle nasıl bir çöküntüye sürüklenmekte olduğu her gün yeniden kanıtlanıyor. Gelinen noktada AKP hükümeti Türkiye sorunlarını unutturuyor; ülkenin siyasal gündemi tümüyle Suriye ve Mısır ikilisinin karmakarışık ilmiklerine gömülüyor. HHH Başbakan Mısır ve Suriye’de ülke içi iktidar savaşında çok keskin bir biçimde taraf oluyor; sonuçta Türkiye, bu ülkelerin halklarının bir bölümüyle dost, diğer bölümüyle düşman oluyor. Çok önemli bir nokta daha var: İki ülkede de Türkiye’nin on binleri günlerce sokağa dökecek ölçüde kendinden geçercesine desteklediği örgütlerin niteliği konusunda bu ülkenin kamuoyu tamamıyla bilgisizdir. Mısır’da Müslüman Kardeşler, darbeden sonra demokrasiyi küfür sayacak biçimde radikalleşiyor; Suriye’de Esad’ı devirmek isteyenlerin en köktenci destekçisinin El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi olduğu biliniyor. Türkiye’nin dış politikada siyasal İslamın bu en radikal iki örgütüyle özdeşleşmesinin, bu ülkenin geleceğinde, içeride ve dışarıda nasıl zararlar vereceği çok açıktır. En az bunun kadar olumsuz olan, bu konunun kamuoyunda yeterince tartışılmamasıdır. Bunun nedeni bu ülkenin demokrasi eksiği; özellikle de basınyayının AKP uygulamalarıyla getirildiği körleşme sürecidir. HHH Yine de gelişmiş demokrasilerin basınyayın organları kimi gerçekleri yayımlıyor. New York Times’ın 23 Ağustos’ta yayımladığı çok önemli bir görüşme, komşu ülkelerde olan biteni bile Atlantik ötesinden almayı gelenek haline getirmiş olan ana akım yerli basında, izleyebildiğim kadarıyla, yayımlanacak değerde görülmedi. Olay şu: Suriye’de Türkiye’nin desteklediği Esad karşıtı güçlerin elinde geçen aralık ayından bu yana tutsak kaldıktan sonra geçenlerde kaçmayı başaran ABD’li fotoğrafçı Matthew Schrier’in başına gelenler, Türkiye’nin nasıl bir örgüte ve düşünceye destek verdiğini gözler önüne seriyor. Ağır işkencelerden geçirilen Schrier’i sorgulayan mücahit Abdullah, çok kararlı ve kesin sözcüklerle ona: “Sizin ülkenizde şöyle denir: Suçluluğunuz kanıtlanıncaya kadar siz suçsuzsunuz! Bizde ise bunun tam tersi geçerlidir: Siz suçsuzluğunuzu kanıtlayınca kadar suçlusunuz!” diyor. Çağdaş ceza hukukunun suçluluğu kanıtlanıncaya kadar herkes suçsuzdur diyen bu asırlık ve tartışılmaz en temel ilkesi, Suriye halkına hak ve özgürlük getirmek üzere yola çıkan ve Türkiye’nin sonuna kadar destekledikleri tarafından tümüyle tersine çevriliyor. Tutukladığınız kişiye suçlu olmadığınızı kanıtlamak zorundasınız denilerek, aslında bir en temel insan hakkı ve ceza hukukunu hukuk yapan ilke ayaklar altına alınıyor! HHH Türkiye’de görülen Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda Suriye muhaliflerinin hukuk anlayışına benzer kimi örneklerin yaşandığı, bazı sanıklara suçsuz olduğunu sen kanıtla anlayışıyla davranıldığı, süreci yakından izleyen uzman hukukçuların vurguladığı bir gerçektir. Bu noktada, AKP’nin oluşturduğu hukuk anlayışının, özünde Suriye muhaliflerinin hukuka yanlış bakışıyla ne kadar çakıştığı açıklık kazanıyor! Türkiye konuşmada lider oldu Şikâyetlerin yüzde 30.88’i internet ile ilgili olurken yüzde 11.36’sı uydu platformu, yüzde 6.08’i sabit telefon ve yüzde 0.52’si kablolu TV ile ilgili oldu. 01.08.2012 ile 15.08.2013 tarihleri arasında BTK’ye giden 61 bin 839 şikâyetin giderken bu şikâyetlerin 58 bin 370 tanesi cevaplanırken 133 tanesi kurum içinde başka birimlere yönlendirildi. Şikâyetlerin 876 tanesi işleme konulmuş fakat sonuçlanmazken 2 bin 60 şikâyet de BTK tarafından reddedildi. Toplam mobil trafik hacminin yılın 2. çeyreğinde bir önceki döneme göre yüzde 11.3 artış göstererek 47.76 Twitter kullanıcısı daha hoşgörülü Yaşar Üniversitesi akademisyenleri, sosyal medya kullanıcılarının Twitter ve YouTube’da ürettiği ve yorumlarıyla yaygınlaştırdığı “nefret söylemi”ni araştırdı. 1 milyon kişi tarafından izlenen onlarca video, yüzlerce kişi tarafından yapılan yorumlar incelenerek yapılan araştırmaya göre, Twitter kullanıcıları YouTube kullanıcılarına göre daha hoşgörülü ve daha objektif bir duruş sergilerken, erkek kullanıcılar kadın kullanıcılara göre daha çok “nefret odaklı söylemlerde” bulunuyor. Araştırmaya göre sosyal medyanın günümüzde adeta stres atma platformu olarak kullanılıyor. YouTube kullanıcıları, yaptıkları yorumlarda genellikle takma isimlerle, daha çok nefret içerikli söylemlerde bulunuyor. Araştırmaya göre YouTube’da 1 milyon kişinin izlediği çeşitli videolara yapılan yorumların yüzde 42’si negatif söylem içeriyor, bunların da yüzde 91.6’sında ise nefret söylemi var. Twitter’da ise bu oran çok daha düşük, aynı konularda yapılan 1065 yorumun yalnızca yüzde 7.5’i negatif söylem içeriyor. Tatil rotasına Piri Reis II Dünyanın ilk Android cihazı olan Piri Reis’i üreterek navigasyon cihazları sektörüne yeni bir soluk getiren Next&Nextstar, şimdi de Piri Reis serisinin yeni modeli Piri Reis II ile kullanıcılarını buluşturuyor. Sonbahar tatilinizin en güzel rotalarını belirlemeniz için Next&NextStar tam size göre. Pratik ve keyifli bir yaşam tarzı sunan Next&Nextstar, geliştirdiği Piri Reis II Android Navigasyon cihazını arabada navigasyon cihazı, işyerinde tablet bilgisayar, evinizde ise oyun konsolu olarak kullanabiliyorsunuz. Trafik yoğunluğuna araç takip desteği FiloTürk, Türkiye’nin trafik yoğunluk haritasını online olarak kullanıcılarının hizmetine sunuyor. 81 ilin online trafik bilgisinin FiloTürk Araç Takip Sistemleri’ne entegre edilmesiyle elde edilen harita sayesinde şirketler araçlarını mevcut trafik üzerinde izleyebiliyor ve saha operasyonunu trafik bilgisine göre düzenleyerek zamandan, işgücünden ve akaryakıttan tasarruf ediyor. FiloTürk tarafından sunulan sistem, Türkiye’nin ilk Araç Takip Sistemi ile OnLine Trafik Entegrasyonu olma özelliğini taşıyor. Osmanlı orduları Viyana’yı kuşattığı sırada, kilisenin büyükleri, kentin kadınlarına bekâret kemeri takmayı tartışıyorlarmış. Biri geçenlerde “kızlarla erkeklerin aynı merdiveni kullanmalarından rahatsız olduğunu” söylüyordu, ondan önce de biri “hamile kadınların sokaklarda dolaşmasından”… Şeytan da kadınların elbiselerine takmış kafayı; hep çıkarmak istermiş. Belli ki başımızda çok büyük sorunlar var. Yoksa iktidar partisinin genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Gezi eylemleri müebbetlik suç kapsamında” der miydi? Belli ki hükümet kendi geleceğinden kaygılı. Vatandaşların önemli bir kısmı da geleceklerinden... Dışişleri Bakanı da illa Suriye’yi işgal edecek... İnsanın aklına Red Kit’in “Hâkim Ben” macerasındaki, her seferinde söze “asalım” diye başlayan savcı (aynı zamanda kasabanın ölü kaldırıcısı) geliyor. Bu resme biraz geri çekilip baktığımızda, bölgedeki savaşlar, isyanlar, darbeler. Biraz daha uzaktan bakarsak, küresel ekonomik kriz, gerileyen hegemonyacı güç... Nihayet iyice uzaktan, örneğin uzaydan bakacak olsak mavisi solmaya başlayan bir gezegen... Bu sonuncusu çok yararlı bir perspektif sunuyor. Çünkü diğer sorunların çözülebilmesi için mavi gezegenin yaşamı destekleyecek durumda kalması gerekiyor. İşte bu noktada karşımıza “önemlinin anlamına” ilişkin zorlu bir soru çıkıyor. atmış bu dünya, bitmiş bu dünya Orhan Gencebay, ciddi teolojik, siyasi sorunları çağrıştıran şarkısında, “Batsın bu dünya, B bitsin bu dünya” diyordu. Geçenlerde birisi elime, al tatilde okursun diyerek “10 Milyar” başlıklı bir kitap sıkıştırdı. Uçakta okurken o şarkıyı anımsadım: Gerçekten “bitmiş bu dünya”... Abartıyor muyum? Gelin küresel kültür endüstrisinin “geleceği” hayal eden “Kurgu BilimFantezi” ürünlerine bakalım. Yalnızca “gişe filmlerine” yoğunlaşarak yapılan hızlı bir taramayla, 20102013 arasında uygarlığın yok oluşunu hayal eden 20’den fazla film bulmak olanaklı. Bu filmlerde, din temalı olan az sayıda örneği (Knowing, Book of Eli, belki Prometeus vb.) bir kenara bırakırsak, karşımıza iki ana tema çıkıyor: Doğadan, insandan kaynaklanan nedenler (Melancholia, Contagion, In Time, 4:44 Last Day on Earth,) ve uzaylılar. Diğerlerinden çok daha yaygın olan uzaylılar teması da iki alt “janr”a ayrılıyor. Teknolojik olarak çok ileri, sömürgeci, hatta soykırımcı uzaylılar karşısında insanlığın hiçbir kazanma şansı yoktur (Skyline, Oblivion, Close encounters of the 4th kind, Dark Skyies vb.) Bu “janr” içinde “4. Kind, Prometeus, Dark Skies,” insanlığın yaratılışını da uzaylılara bağlar: Yaratanlar, mühendisler, şimdi geri gelmiş. Proje başarısız olmuş, yıkıp yeniden yapacaklar. Ama yapabilecek bir şey de yok. İkincisi, insanlığın ilk karşılaşması yenilgiyle sonuçlanmakla birlikte, hayatta kalanların, “uzaylı em Önemlinin Anlamı! “Kapitalist gerçekçilik” içinde kâr, haz yapma, bugüne odaklanma eğilimi ile, sorunu çözmekten çok “öbür dünyaya” giderek kurtulma önerisini birleştiren dinci yaklaşımlar çıkıyor. Siyasal İslam da bu zeminde güçlenmedi mi? Bir yol daha var. “10 Milyar” başlıklı kitaptaki, “nüfus artışı, atmosferde CO2 oranı, küresel ısınma, deniz sularının ısınması, canlı türlerinin, ormanların yok olma hızı, içme suyu kullanımı, deniz canlılarının tüketimi, kitlesel taşımacılık, büyük su baskınları, büyük yangınlar”la ilgili krizin derinliğini gösteren grafiklere bakınca iki şey dikkatimizi çekiyor. Birincisi, bu grafikler yüzyıllar boyu belli belirsiz bir artış sergilerken 19. yüzyılla birlikte hızla yükselmeye başlıyorlar. İkincisi biraz daha yakından bakınca, peryalizme” karşı halk savaşlarını bu yükselişin 1970’lerden sonra anımsatan bir yöntemle bir gün baş döndürücü bir hıza ulaştığı gezegenlerini geri alma umuduyla görülüyor. savaşmaya başlamaları (Batte of Kısacası, sanayi kapitalizmiyLos Angeles, Host vb.) le birlikte gezegenin geleceğini 0 milyar’ İnsanlığın, uzaylılar karşısında tehdit eden gelişmeler başlıyor, Karşımızda iki yol var. Biri kozafer kazandığı çok az sayıda örlay, ama umutsuzluğa yol açıyor. giderek hızlanıyor. Bu hızlanneğin ise komedi “janr”ına ait olma, kapitalizmin yapısal krizi ması da (Indepenence day1996; İkincisi biraz karmaşık, uzun ama ve “küreselleşme” döneminde bir umuda açılıyor. Birincisi, “10 Attack on the Block, The Watch, Milyar” (Dünya nüfusu yakında on baş döndürücü bir hıza ulaşıyor. The World’s End) düşündürücü. İnsanlık bu durumun ayırdında, milyara çıkacak) başlıklı kitapta “Bunlar kültür endüstrisinin bu da yukarıda değindiğim “bu iş olduğu gibi nüfus artışı sorununürünleri, fazla anlam yüklemek bitti” ruh haline yol açıyor. dan geçiyor: Gezegenin kaynak doğru olmaz” denebilir. Ancak, Bu durumdan, “asrı saadet” özlarını, ekosistemini hızla bozubu endüstri egemen ideolojinin lemiyle geriye doğru bir çıkış yok. yoruz, nüfusumuz hızla artıyor. olduğu kadar “zamanın ruhunun”, hatta uygarlığın kendini düşünme The Economist’in vurguladığı gibi Tek yol ileriye doğru: Süreçleri, biçimlerinin yaratılmasında büyük “herkes bu çelişkiden yararlanarak kapitalizmin ekonomik önceliklerinden kurtaracak biçimde kâr yapmak istiyor, ama sorumrol oynar. Esas amaçsa para luluk almak isteyen yok!” Öyleyse siyasallaştırmaktan, kapitalizmi kazanmak, kâr yapmaktır. Bu aşmaya çalışmaktan geçiyor. yüzden, bu mallar (estetik ürünler) çözüm de yok, Dan Brown’ın Bugün, tüm yerel sorunların cazi“Inferno” kitabındaki senaryoyu üretilmeden bu malları almaya besine karşın “önemlinin anlamı” hazır bir alıcı kitlesi de şekillenmiş saymazsak... Bu durumda karşıolmalıdır. Bu filmler “kapitalist mıza, sorunu daha da ağırlaştıran, burada yatıyor. gerçekçiliğin” insanda yarattığı umutsuzluğu yansıtır ve sömürürken yeniden üreten ürünlerdir. Son yıllarda çoğalan “Vampir”, “Zombi” fantezilerini de ekleyebiliriz bu listeye. Yerim kalmadı, ama kısaca bunların canlı olmayan, ama ölü de olmayan, canlıları tüketerek varlıklarını sürdüren canavarlarla ilgili olduğunu anımsayabiliriz. Derin bir kriz yaşayan kapitalizm, özellikle finans sermayesi gibi... Kısacası bugün dünya halklarının, kapitalist uygarlığın doğum yeri, merkezi Batı’da egemen ruh hali, “Batmış bu dünya”, “Bir çıkış yok” biçimindedir. İnsanın sosyal bilincini sosyal varlığı belirlediğine göre, bu umutsuzluğun kaynağını da toplumsal varlığın egemen biçiminde aramak gerekiyor. Turquality’e yeni marka Elvan Gıda Ekonomi Servisi Candy Industry’nin hazırladığı Dünyanın En İyi Şekerleme Firmaları’nın sıralandığı “Global 100” listesine girmeye hak kazanan Elvan Gıda, Turquality Marka Desteği kapsamına alındı. 2023 yılı ihracat ciro hedefi 1 milyar dolar olan Elvan Grubu, 130 ülkeye ihracat yapıyor. Turquality’den yapılan açıklamaya göre, temeli 1952 yılında bir şekerci dükkânıyla atılan ve 130 ülkeye ihracat yapan Elvan Gıda, Ekonomi Bakanlığı ve Ernst & Young (EY) Danışmanlık firmasının ön incelemesi sonucunda Turquality Marka Desteği kapsamına alındı. Yurtiçinde 5, yurtdışındaysa 3 fabrikasıyla faaliyetlerini sürdüren El van Grubu, yaklaşık 150 milyon dolarlık ihracat yaparken 2 bin kişiye istihdam sağlıyor. Cirosunun yüzde 90’ını ihracattan sağlayan Elvan Grubu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Değerlendirme ve Denetim Komisyonu’nun 27 Eylül 2012 tarihli toplantısında alınan bir kararla ArGe Merkezi Belgesi almıştı. ‘1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear