29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 HAZİRAN 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 hepsi hava” derseniz halk size bunun yanıtını seçimlerde verir. HHH Ortada sansürlenen, gazlanan, bombalanan, kafası parçalanan gazeteciler, gençler, işçi, memur, esnaf var hastanelerde yatan. Ankara’da iki, İstanbul’da bir ağır yaralı var... Erdoğan’ın toplumu uzlaştırıcı, eşitlikçi bir davranış sergilemesi gerekir... Başbakan bunu yapmıyor, yatışmış bir yangının küllerine yurtdışına giderken benzin döküyor; on binlerin, yüz binlerin alanları doldurmasını hiç ama hiç önemsemeyip kestirmeden gidiyor: “Bu eylemlerin arkasında aşırı uçlar ve CHP zihniyeti var!” Taksim’deki çevre eylemi birden halk hareketine döndü... Özel yaşama yasaklar getirilmesi! Baskı! Şiddet! Korku! Bir toplumda herkesin inançları farklıdır, yaşamları da... Demokratik toplumlarda istediği gibi yaşayabilir insanlar! Devleti yönetenler yaşam alanlarına engel koyamaz. Bu coğrafyada yaşayan tüm insanlar zorunlu mudur Erdoğan’ın “kırmızı çizgisi” içinde kalmaya? Taksim’de insanlar ekmeğini, suyunu, limonunu paylaştı... Direndi! Ders alacak olanlar ise olup bitenlere kendi pencerelerinden bakıp, demokrasiye inancı olmadıklarını yaptıkları açıklamalarıyla sergiledi. Çünkü onlara göre demokrasi ve özgürlük tramvaya binip son durakta inmekti. HHH Sansüre boyun eğmeyen, dik duran arkadaşlarımı kutluyorum... Onlar görevlerini yaptılar! Muhabirler gerçekleri göstermeye çalışırlarken, şiddete uğradılar, yuhalandılar. Onlar basın emekçileriydi, yuhalanması gerekenler Taksim’e zaten gidemediler... Eylem insan yaşamının ruhunda vardır! İktidar koltuğuna oturanlar demokrasileri gelişmemiş ülkelerde bunu göremezler. Çünkü demokrasi bilinci gelişmemiştir! Kasabalılık ruhunu hem sol hem sağ partilerde görebilirsiniz. Her eyleme bir kılıf bulurlar: “Aşırı uçlar!” Kolaycılık! Halk sizi devirecek Anonymous’tan uyarı REUTERS Yangına Körükle Gidilmez Taksim Gezi Parkı’nda bir avuç çevreci, sanatçı, aydının başlattığı eylem tüm Türkiye’ye nasıl yayıldı? Başbakan Erdoğan, dün Cezayir, Fas, Tunus gezisi öncesi Ankara Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında eylemi şöyle değerlendirdi: “Tencere tava, hepsi hava!” Başbakan, eylemlerin arkasında aşırı uçların ve CHP zihniyetinin bulunduğunu söyledi... Başbakan’ı dinlerken gerçekten çok şaşırdım... Elbet kitlesel eylemlerde, marjinal topluluklar ve ajan provokatörler en önde bulunup topluluğu kışkırtırlar. Bu dünyanın tüm kitlesel eylemlerinde görülür. Bu bilinir, devletin güvenlik güçleri ona göre önlem alır. Başbakan’ın danışmanları demek ki bu eylemden ders çıkaramamış... Belki çıkarmışlar ama Başbakan’a söylemekten çekinmişler. HHH Olayı aşırı uçlara ve CHP’ye yüklemek doğru bir mantık değildir. Eğer CHP yüz binleri ayağa kaldırmasını becerebilse tek başına iktidar olur! CHP’nin böyle bir gücü olduğunu söylemek gülünç! Eyleme katılanların, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerimizde gece evlerinin pencerelerinden tencere, tava çalanların sıradan yurttaşlar ve gençler olduğunu bugün herkes biliyor. AKP iktidarı ise görmezden geliyor, daha açıkçası elmayla armudu karıştırıyor. Halk çoluk çocuk gecenin bir saatinde İstanbul’un her yerinde niye yürüsün? Taksim’i, Ankara ve İzmir Gündoğdu’yu, Adana’yı, Antalya’yı kuşatan bir zihniyet, TOMA, tazyikli su, biber gazı, gaz bombasıyla kaç kişiyi yaraladı? Bu öfke, kin, nefret, intikam duygusunu polise kimler aşıladı? Siyasal iktidarın önce bu soruya yanıt vermesi gerekiyor. Böylesine kitlesel bir eyleme şaşı bakıp “Tencere tava, l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünyaca ünlü küresel hacker grubu Anonymous, Taksim Gezi Parkı olaylarına ilişkin bir video yayımladı. Grup, 1 milyon 150 bin takipçisi bulunan Twitter hesabından yayımladığı videoda, “Merhaba Türkiye hükümeti, 4 gündür dehşet içerisinde diktatörce davranan hükümete karşı barış içerisinde gösteri yapan kardeşlerimizin şiddet gördüğünü, dövüldüğünü, üstlerine tazyikli su sıkıldığını, gaz bombası atıldığını izliyoruz” denildi ve direnişçilere destek mesajı verildi. Daha öncesinde Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) da sistemini çökerten hacker grubu, dün yayımladığı videoda şu mesajlar verildi: “Direnişin ana merkezi olan Taksim Meydanı Gezi Parkı’ndan, Türkiye’deki her şehre kadar insanlar ayaklandı. Yüz binlerce kişi, polisin bitmek bilmeyen saldırılarına rağmen 4 gün dür sokakları işgal etmiş durumda. Binlercesi gözaltına alındı. Türkiye’nin sözde modern ve demokratik bir ülke olması gerekiyor. Ama Türk hükümeti, Çin ve İran’daki dar görüşlü diktatörler gibi davranıyor. Anonymous bu davranıştan fazlasıyla rahatsız. Dünya çapında örgütlenerek Türkiye hükümetini dize getireceğiz. Türk hükümetine ait bütün internet sitelerine ve iletişim aracına saldıracağız. Sosyal medyayı ve diğer medya araçlarını sansürleyerek insanların, kendinize karşı olan bilgileri edinmesini engellediniz. Şimdi Anonymous sizi kapatacak. Kendi halkınız sizi devirecek. Kendiniz için düşünün. Otoriteyi sorgulayın.” Anonymous, Cumhurbaşkanlığı resmi sitesi “tccb.gov.tr” de dahil “resmigazete.gov.tr, istanbul.gov.tr, iem.gov.tr, dsi.gov.tr, akparti.org.tr, ankara.bel.tr, mobese.iem.gov.tr” sitelerini hack’ledi. Erdoğan’ın tavrını akıl tutulması olarak değerlendiren sosyolog Saktanber, Gezi Parkı için ‘Bardağı taşıran son damla’ dedi Tarih yazdılar BÜYÜK MESAJ “İktidara çok büyük bir mesaj var burada” diyen Saktanber, “Özellikle de gençler, sorunları demokratikleşmeyle çözeceksin, hayat hakkıma, şehir hakkıma bu kadar set çekip beni her gün, her durumda azarlayıp bana kendi değerlerini empoze edip benim değerlerime bunu yapamazsın demiş oldu. Bunu da bugüne kadar apolitik olmakla suçlanan gençler yaptı” dedi. Kılıçdaroğlu Gül’e Bakanlar Kurulu yetkisini anımsattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı eylemlerinin ülke geneline yayılması ve polisin sert müdahalesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den dün akşam saatlerinde randevu talep etti. Gül de bekletmeksizin randevuya yanıt vererek, Kılıçdaroğlu’nu saat 18.00’de kabul etti. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu, olayların bu noktaya gelmesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kullandığı kutuplaştırıcı dilin ve polisin biber gazlı saldırılarını sürdürmesinin yattığı görüşünü iletti. Kılıçdaroğlu, eylemcilerin belli bir parti ya da örgüt tarafından bir araya getirilmediğine ve tamamen “halk hareketi” olduğuna dikkat çekti. Bu tür toplumsal olaylar karşısında Cumhurbaşkanı’nın “anayasal yetkileri”ni kullanabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, Bakanlar Kurulu’nu toplama yetkisini kastederek, Gül’den devreye girmesini istediği bildirildi. Gül’ün ise yaşanan olaylardan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, ana muhalefet partisi olarak CHP’nin de olaylarda hassas olması ve sağduyulu hareket etmesini istediği ifade edildi. Gül, yaşanan olaylarla ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalara işaret ederek, toplumu “gerginleştiren, kutuplaştıran” açıklamalardan rahatsızlığını da bu açıklamalarla ortaya koyduğunu ifade etti. Gül’ün, Bakanlar Kurulu toplama konusunda somut bir yanıt vermemekle birlikte, Cumhurbaşkanı olarak üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini belirtmekle yetindiği kaydedildi. Kılıçdaroğlu, görüşmenin ardından Erdoğan’ın “Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50’si var” sözlerinin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları söyledi: “Eğer siz ‘Toplumun yüzde 50’si de benim kontrolümün altında, ben onları istediğim an sahaya sürerim, ellerinde sopalarla bir meydan savaşı çıkar ortaya’ diye tehdit ediyorsanız bunun adı, böyle bir söylemin adı demokrasi değildir. Bu ancak diktatörlerin söyleyeceği, kullanacağı bir dildir.” Bir kez daha sağduyu çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, eylemlerin şiddete dönüşmemesini ve eylemcilerin de kamu mallarına zarar vermemesini istedi. EMİNE KAPLAN ANKARA ODTÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Saktanber, Gezi Parkı eylemlerinin “hükümetin seyredilecek diziden sürülecek ruja, kaç çocuk yapılacağından ne içip yenileceğine ilişkin dayatmalarına” karşı gençlerin yaşam tarzı ve şehir hakkına sahip çıkma hareketi olduğunu belirtti. Gezi Parkı’nın bir eşik ve bardağı taşıran son damla olduğunu kaydeden Saktanber, gençlerin hükümete “beni aşağılayarak, azarlayarak, iteleyerek kendi değerlerini empoze edemezsin” mesajı verdiğini söyledi. İktidarın körlük içinde olduğunu, toplumu iyi okuyamadığını kaydeden Saktanber, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tavrını “akıl tutulması hali” olarak nitelendirdi. Saktanber, Cumhuriyet’e Gezi Parkı’yla başlayan, tüm dünya ve ülke geneline yayılan eylemlerle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı: 4 Sivil hareket Tarihe geçecek bir sivil toplum hareketi. Son derece kendiliğinden gelişmiş olmakla birlikte bu hareketin önemli bir arka planı var. Bu protestoları gerçekleştirenler Başbakan’ın söylediği gibi ne kaymak tabaka ne de çapulçular olarak değerlendirilebilir. Temel olarak 2035 yaş arası genç insanların mobilize etmiş olduğu tamamen sivil bir kentli halk hareketi bu. 4 Şehrine sahip çık Dünyadaki sosyoloji literatüründe “şehir hakkı (right to the city)” diye geçen yaşadığın kent üzerinde hak sahibi olma, kentsel yaşam alanını eşit bir biçimde paylaşabilme ve farklılıklarla var olabilme. Burada gördüğümüz de insanların, kentli insanların yaşam tarzlarına sahip çıkma, bunun güvencesini sağlama amacıyla başlayan bir hareket. En temelinde demokrasi talebi yatıyor. 4 İktidar körlüğü Olayların bu kadar kötü yönetilmesinde bariz bir iktidar yorgunluğu gözlemlemek mümkün. Bu aynı zamanda bir iktidar körlüğü de getiriyor. 4 Gezi Parkı eşik oldu Gezi Parkı meselesi bir eşik oldu. Başbakan, Uludere’yi kürtajla eşleştirdi, kadınlar dışında ses çıkaran olmadı. Reyhanlı’da onlarca insanımız öldü, büyük gösteriler olmadı. Çok çeşitli yaşam tarzı müdahalelerine karşı sokaklara dökülünmedi ama sonunda bu bir eşik oldu. İktidar, “demokrasinin sınırlarını ben çizerim, sizlere ileri demokrasi diye sunduğum budur, benim demokrasiyi kabul edeceksiniz” diyor. İnsanlar da buna “hayır” diyorlar. Ege Bölgesi akillerinden araştırmacı Tarhan Erdem, Erdoğan’ı sert eleştirdi Kriz masası AYŞE SAYIN ‘Yüzde 50 koz olamaz’ FIRAT KOZOK Yoğun gözaltılar nedeniyle kriz masası oluşturan CHP, özeleştiri yaptı: Muhalefetin yapamadığını halk yaptı. ANKARA Gezi Parkı protestosuyla başlayıp tüm ülkeye yayılan ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a “tepki”ye dönüşen eylemlerle ilgili CHP yönetimi “kriz masası” oluştururken, meydanlardan CHP’ye dönük gelen tepkiler ve AKP yönetiminin partiyi hedef alan açıklamaları nedeniyle “özeleştiri” yaptı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ’nun başkanlığında toplanan MYK’de, “Bu CHP’nin ya da herhangi bir partinin örgütlediği eylem değil, halk hareketidir. Siyasi partilerin yapamadığını halk yapmıştır” değerlendirmesi yapıldı. Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında önceki gün olağanüstü toplanan dar kapsamlı MYK’de, eylemlerde yaralananlar ve gözaltına alınanlara avukat, sağlık hizmeti ve diğer lojistik yardımların sağlanması konusunda “krizi masası” oluşturulması benimsendi. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e bilgi veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, milletvekillerine bölgelerindeki olaylarla ve gözaltındakilerle yakından ilgilenmeleri talimatı verildiğini belirterek bu kapsamda bin dolayında avukatla temas sağlandığını ifade etti. Ayrıca, eylemlerle ilgili tavır koyup açıklama yapan sanatçılarla da temasa geçildiğini belirten Tekin, sanatçı Yavuz Bingöl’ün de aralarında bulunduğu sanatçı inisiyatifinin “sanatçı” kökenli “akil adamlarla” temasa geçip Başbakan Erdoğan’la görüşüp yaşananları aktarması ve polis müdahalesine son verilmesi talebini iletmelerinin kararlaştırıldığını anlattı. Bu kapsamda sanatçı inisiyatifinin, akil insanlar heyetinde yer alan Yılmaz Erdoğan, Kadir İnanır ve Hülya Koçyiğit’in, Erdoğan’la görüşmesini talep edecekleri öğrenildi. Eylemcilerin CHP’ye yönelik “tepkilerinin” de değerlendirildiği toplantıda, Kılıçdaroğlu ve kurmayları, “Bu herhangi bir siyasi partinin eylemi değildir, millet, halk hareketidir. Bu eylemden çıkan sonuçları sadece iktidar partisi değil, biz de üzerimize alınmalıyız. Millet, ‘Biz size irade verdik ama siz sahip çıkmadınız, şimdi biz kullanıyoruz’ demiştir” değerlendirmesi yapıldı. CHP yönetimi, Gezi Parkı eylemlerini Meclis gündemine taşıma kararı da aldı. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM Başkanlığı’na verdiği araştırma önergesinde “Türkiye’de anayasal güvence altına alınmış olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılamadığı, basına açık ve örtülü sansür uygulandığını” ifade etti. ‘Siyaset de dersini aldı’ CHP Gezi’yi Meclis’e taşıyor ANKARA Ege Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti üyesi, araştırmacı Tarhan Erdem, Gezi Parkı eylemleri konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tutumunu sert bir dille eleştirdi. Erdem, “Başbakan, hayatımızı tanzim etmek istiyor, belli bir şekle getirmek istiyor. Burada bir iddiası var, kendi açısından haklı olabilir. Ancak aldığı yüzde 50 oyu bir koz olarak kullanması doğru değil. Hemen arkasından ‘Meydanları milyonlarla doldurabiliriz’ diyor. Ne kadar yanlış, ne kadar feci. Bu milletin bugünkü iktidarla meselesi vardı, o meselenin bütünü hakkında karar verdi ve onu söylüyor” dedi. Başbakan’ın Türkiye’nin gündemine oturan bir konuyu yalnızca “Gezi Parkı’na sıkıştırmak istediğini” belirten Erdem, “Mesele 12 ağaç ya da Gezi Parkı değil, Taksim Projesi’nden ibaret de değil. Bunlar bir vesile oldu” dedi. Sokaklara taşan eylemlerin birçok farklı kaynağı olduğuna işaret eden Erdem, bunlardan birinin de alkol düzenlemesi olduğunu vurgularken sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yıl ön ceki içki satışı yönetmeliği yetmedi, bir de kanun çıkarıldı. Bu kanunun teklifini kim yaptı? Hükümet ise sonradan duymuş gibi davrandı. Oysa öyle değil, hükümetin desteklediği, güç verdiği bir tasarı oldu. Kanun çıktıktan sonraki gün Başbakan ‘Evlerinde içsinler’ dedi. Yani benim nerede, ne içeceğimden sana ne? Mesele buradan geliyor.” Başbakan’ın toplumda biriken tepkiyi görmediğini vurgulayan Erdem, “Bu milletin bugünkü iktidarla bir meselesi vardı, o meselenin bütünü hakkında karar verdi ve onu söylüyor. Başbakan milletin neye direndiğini görmüyor” derken sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyor ki ‘Burada 12 tane ağaç var, ben milyon tane 10 yaş üstü ağaç diktim’. Buna teşekkür ederiz, bu ayrı bir şey. Ama senin yaptığını kaldırmaz bu. Sen benim özgürlüğümü bir tane adamı hapisten çıkararak veremezsin. Bana özgürlük vermen lazım. Başbakan ilk gün Cumhurbaşkanı’nın söylediğini söyleseydi insanları düşündürtecekti, bu kadar büyümeyecekti.” İktidarla meseleydi...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear