23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2013 SALI 6 HABERLER Başbakan’ın ‘Demokrasi testinden geçti’ dediği polis, otoparka sıkıştırdığı gençleri ölesiye dövdü Antalya’da da destan! TERÖR ÖRGÜTÜ SUÇLAMASI Tutuklama ve gözaltı dalgası İSTANBUL/ANKARA/ İZMİR (Cumhuriyet) Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların sökülerek yerine AVM yapılmak istenmesiyle başlayan, ardından polis şiddetine tepkilere dönüşen gösterilere katılanlara yönelik tutuklama ve gözaltılar dün de sürdü. İstanbul, Ankara ve İzmir’de gözaltına alınan binlerce kişiden 69’u “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Başkent Ankara’da 31 Mayıs’tan bu yana yapılan Gezi Parkı eylemlerinde yaklaşık bin kişi gözaltına alınırken, 23 kişi tutuklandı. Kızılay Meydanı, Kuğulu Park, Tunalı Hilmi, Kennedy, Dikmen caddelerinde yoğunlaşan eylemlere yönelik polisin müdahalesi sert oldu. Gösterilerde ve sonrasında gerçekleşen ev baskınlarında gözaltına alınanlardan 23 kişi, örgüt üyeliğinin de arasında bulunduğu 14 ayrı suçtan tutuklandı. İstanbul’da da önceki gün gözaltına alınan 27 kişi dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne çıkarıldı. İzinsiz gösteri yaptıkları iddiasıyla soruşturulan 27 kişiden 9’u üzerlerinde baret, toz maskesi, güneş gözlüğü bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemede yargıç karşısına çıkan 9 kişi serbest bırakıldı. 11 Haziran’dan bu yana gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltına alınan toplam 33 kişi ise tutuklandı. Gezi Parkı direnişi nedeniyle gözaltına alınan gruplardan, ilk tutuklama kararı Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) MYK üyesi Ulaş Bayraktaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 4 SDP’li hakkında verildi. Daha sonra Çarşı Grubu üyelerinden Halil İbrahim Erol ve İbrahim Halilullah Turan tutuklandı. Tutuklananlar arasında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İstanbul İl Başkanı Çiçek Otlu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ataşehir Şube Yöneticisi Ali Karaçay da bulunuyor. Tutuklamalara gerekçe olarak “terör örgütü üyeliği” gösterildi. İzmir’de de dün ikinci dalga gözaltı operasyonu gerçekleştirildi. 12 kişi daha “halkı kışkırttıkları” gerekçesiyle dün gözaltına alındı. Daha önce 13 kişi tutuklanmıştı. ANTALYA (Cumhuriyet) bir tereddütümüz yok. Antalya’da 2 Haziran’da GeOrantısız güç kulanan zi Parkı protestoları sırasında ve bu şekilde tespit ediotoparka sığınan 3 genç, otolen arkadaşlarla ilgili parkta 17 polis tarafından ölkanunun gereğini yadüresiye dövüldü. ÇHD, olayparız” dedi. la ilgili suç duyurusunda buluşkenceyi nurken, İçişleri Bakanlığı incesavundu leme başlattı. Antalya İl Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam Antalya İl Emniyet ise “Polis haklı olarak müdaMüdürü Mustafa Sağhale ediyor. Bu konuda tolelam ise Twitter hesabınranslı olamayız” dedi dan yaptığı açıklamada, Antalya’da 2 Haziran’da Cum“Gecenin saat 04.35 huriyet Meydanı’ndaki Gezi Parsıralarında Antalya kı protestolarına katılan gençValiliği’ne bir saldılerden üçü, çevik kuvvet müdarı oluyor. Polis haklı halesi sonrası belediyeye ait bir olarak müdahale ediotoparka sığındı. Ancak polis yor. Bilahare oradan gençleri orada da buldu. 17 pokaçan kişiler otoparka lis, gençleri gözaltına almadan Antalya’daki polis şiddetini gözler önüne seren görüntüler büyük tepki gidiyor. Otoparktaki ve hiçbir işlem uygulamadan topladı. Görüntülerde 3 genç, 17 polisin öldüresiye dayağına maruz kalıyor. malum konuyu da bu feci şekilde dövdü. Çağdaş Hunevi başka konulara lanmış, korku içerisindeler ve lı. Kanun bu suçu işkence olakukçular Derneği (ÇHD) üyeda mutlaka gereken si avukatlar mağdurların beyan bir anda içeri 17 polis girerek rak tanımlamaktadır” dedi. işlemler neyse yapılıyor. Bu ları üzerine belediyeye başvura doğrudan elindeki cop ve sokonuda toleranslı olamayız. nceleme başlatıldı rak görüntüleri istedi. Belediye palarla ağır derecede işkence Devlet kurumlarına amansızİçişleri Bakanı Muammer Gü ca saldıran kesimlerin olumden alınan görüntüler ise polis yapmaktadırlar. Bu işkence 1 şiddetini tüm açıklığıyla gözler dakika sürmüş ve gençleri tek ler, olayla ilgili inceleme baş suzluklarını örtmek istercesiönüne serdi. Olayla ilgili suç du meleyip yerlerde süründür lattıklarını, polis müfettişlerini ne polisin fevri bir kısım yanyurusunda bulunduklarını belir müşler. Bu açıkça suçtur, hu görevlendirdiklerini belirterek, lışını gündeme getirip diğer ten ÇHD Genel Başkanı Munip kuksuzluktur. Antalya Cum “Emniyet genel müdürümüze kesimleri mevzu bahis etmeErmiş, “Gençler ağır derecede huriyet Başsavcısı ve İl Emni talimat verdim, derhal oraya mek ne derece doğrudur. Kaldarp ve şiddete maruz kalmış yet Müdürü 17 polisi saklama polis müfettişlerini gönderiyo dı ki polisle ilgili her yanlışa, lardır. 2’si erkek 3 genç oto malı, bu polisler hakkında ce ruz, gerekli incelemeyi yaptı hataya işlem yapıyoruz” ifaparkta duvar kenarında sak za soruşturulması başlatılma racağız. Bu konuda bizim hiç delerini kullandı. Gençlik, RTE’ye Panzehirdir Atatürk ve dönemine düşmanlık insana neler yaptırır! Son örnek Bayrak olayı... Kazlıçeşme mitinginde, bizim bayrağımızın ölçüsü, rengi bellidir. Herkes bu bayrağı evine assın dedi... Tabii bu konuyu gündeme getirmesinin nedeni, üzerinde Atatürk resmi de olan bayraklardı... Atatürk’lü bayrakların dalga dalga büyük bir deniz gibi her yeri kaplamasından rahatsız Beyefendi... Seziyor ki, Atatürk’lü bayrak demek, bana protesto demek... Kazlıçeşme’ye toplanarak getirilen kitlelere, o bayrakları kullanmayın, evlerinize resmi bayrağı asın... diyor. Size ne, isteyen Atatürk’lü bayrak isteyen Atatürk’süz bayrak taşır, asar... kapar koşar... Bunu da mı size soracaklar... Hayır, kastı var, milleti ikiye bölüyor: Atatürk’lü bayraklar taşıyan bizden değil. Bu bayrakları asmayın... İki bayrağı çatıştırıyor, yani milleti çatıştırıyor... Büyükada’da bu konuşmadan sonra bazı evlerde Erdoğan’ın önerdiği bayraklar, bazı evlerde ise Atatürk’lü bayraklar... Böylece kim ne neyi savunuyor anlıyorsun... “Düşman kim, dost kim...” Tabii bu arada, RTE’den bihaber resmi bayrak asanlar da güme gitme tehlikesiyle karşı karşıya... Evlerde genellikle bulunan, örneğin bizdeki düz bayrak! Erzurum konuşmasında da, “Ama ‘üç hilali de açarız’ derseniz o da Osmanlı’nındır, onunla da gurur duyarız” dedi. Kimse kendisine bugünkü bayrağımızın Osmanlı’nın son döneminde kullanılmaya başlandığını söylememiş. Erzurum’un katkısını bildiğinden, Kazım Karabekir’i anarak, Kurtuluş Savaşı’nı da sahiplenmiş. Esas temsilcisi CHP değil kendileriymiş... Tabii, Polise talimatı ben verdim, dediğini de not düşelim... Dün de emir verip halkın üzerine saldırttığı polislerine “kahramanlık destanı yazdınız” dedi. Düşman, kendisini desteklemeyenler... RTE, polisin elini tutmuyor, tam tersine arkanızda ben varım yürüyün diyor... Antalya’da otoparkta gençleri linç etmeye kalkan polislerin arkasındaki esas kişinin de RTE olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor... Bir not da benden: Erdoğan, mitinglerinde aslında kamu düzenini bizzat bozan Başbakan rolünü oynuyor... Bütün bunlar bir muktedirin sonrası dönemdeki karnesini oluşturuyor... HHH Bugünkü yazımda gelmek istediğim tartışmalı bir konu var: RTE Türkiye’yi bir “medeniyetler çatışması” içine mi sürüklüyor? “Medeniyetler Çatışması”, biliyorsunuz, ünlü Amerikalı siyabet bilimci Huntington’un tezidir. Tez, dünyada ana çatışmanın Batı Hıristiyan medeniyeti ile Doğu’nun ağırlıklı olarak İslam medeniyeti arasında geçeceğini (hatta geçmesi gerektiğini) önerir! Erdoğan’ın politikaları, toplumu yeniden ve otoriter bir modelde biçimlendirme faaliyetleri, toplumu çatıştırmacı kişiliği ve düşüncesi, benzer veya benzemez, ama bana medeniyetler çatışması tezini anımsattı. RTE’nin topluma dayattığı çatışmanın ana noktaları, ülkenin dinci yapılanması uğraşıdır. RTE’nin başlıca siyaseti din söylemine dayanıyor. Örneğin diyor ki: “Erzurum’da yer Allahuekber’dir. Erzurum’da gök Allahuekber’dir. Erzurum’da dağ Allahuekber’dir. Bu Allahuekber’i hiç kimse sarsamaz...” Tabii bu salt bir örnek... Mitingleri genellikle bu karakterdedir. Siyasette başlıca silahı din... Milleti inananlarinanmayanlar, biz inananlarız, onlar inanmazlar kampı biçiminde bir politika, adeta savaş politikasını kışkırtır... Burada laikliğin aşındırılarak mümkün olduğunda işe yaramaz hale getirilmesi isteği ve faaliyeti var. Bunu ne kadar başarırsa, toplum o kadar dinci söylemin prangasına vurulacak. Zaten alkol yasaları, eğitimin dinci içeriğinin giderek artması, imam hatip okullarının yıldızını parlatma çalışmaları, Diyanet’in tamamen bir fetva ve toplumu dincileştirme kurumu olarak devreye sokulması vb. bunların hepsi bu politikanın parçaları. HHH Yeni Osmanlılık da, bütünü tamamlayıcıdır. Otoriter, diktatoryal kişilik ve bu pozisyona anayasalyasal bir altyapı kazandırma girişimleri de, adı konmamış bir padişahi makamınkişiliğin toplumda inşa edilmesidir. Siyasi anlamda, ülkenin aştığı ortaçağ toplumu yaratma isteği... Bu politikanın temel dayanağı da, toplumda var olan ve yaşayan ortaçağ artığı her şeydir... bunları sayalım mı? Bütün bunlar, Türkiye Cumhuriyeti’yle hesaplaşmadır, güncel anlamı da, toplum içinde bir medeniyetler çatışmasını kışkırtmaktır... Ama bu boşuna bir çabadır. Toplumu iktidardayken çatıştırabilir ama geri götürmeyi gerçekleştiremez... Gezi Parkı’nın ortaya çıkarttığı gençlik, bunun hem kanıtı hem de teminatıdır. Hey, Türkiye’nin yarınını bu gençlik kuracak!.. İ İ Erdoğan’ın polise yönelik şiddet görüntülerini açıklayacaklarını söylediği gün, Antalya’daki eylemlerde 15 polisin 3 gence yönelik orantısız saldırı görüntüleri ortaya çıktı. Belediye otoparkında polisler tarafından öldüresiye dövülen gençlerin durumu, Erdoğan’la birlikte mezuniyet törenine katılan İçişleri Bakanı Muammer Güler’e soruldu. Ba Başbakan’ın görmediği görüntülere müfettiş kan Güler, törenden ayrılırken gazetecilerin soruları üzerine şunları kaydetti: “Ben izlemedim ama bugün haberim oldu. Emniyet Genel Müdürümüze tali mat verdim, derhal oraya polis müfettişlerini gönderiyoruz, gerekli incelemeyi yaptıracağız. Bu konuda bizim hiçbir tereddüdümüz yok. Orantısız güç kulanan ve bu şekilde tespit edilen arkadaşlarla ilgili kanunun gereğini yaparız. Polisin içinde bu şekilde yanlışları olanlar da olabilir ama bütün bunları teşkilata mal etmemek gerektiğini özellikle ifade etmek isterim.” Başbakan memnun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı eylemlerinde polisin “demokrasi testinden başarıyla geçtiğini” savundu. Erdoğan, “Polisimiz bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilemeyecek tavırlar karşısında kahramanlık destanı yazmıştır. Böylesine uzun soluklu bir mücadeleyi 48 saat aç susuz kalarak sürdürebilmek sadece bizim polisimizin başarabileceği bir şeydir” dedi. Erdoğan polise yönelik şiddet görüntülerini önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını söyledi. Erdoğan, Polis Akademisi Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, Gezi Parkı odaklı eylemlerin polise karşı “sistemli bir kampanyaya dönüştürülmek istendiğini” savundu. Ulusal ve uluslararası medya ile bazı parlamentoların polisi hedef aldığını ileri süren Erdoğan, “gösterilerin hiçbir aşamasında polisin demokrasinin dışına çıkacak, hukuku çiğneyecek, özgürlükleri kısıtlayacak bir tavrın içinde olmadığını” savundu. Polisin, amirlerinden aldığı emirle kendilerine tanınan yetki çerçevesinde, hukuk ve meşruiyet içinde kalarak görevini başarıyla yerine getirdiğini dile getiren Erdoğan, “Daha önce de ifade ettiğim gibi polisimiz çok önemli, çok zorlu bir demokrasi testinden başarıyla geçmiştir” dedi. Başbakan Erdoğan, polisin, bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilmeyecek saldırılara, tahriklere hukuk dışına kesinlikle çıkmadan karşı koyduğunu ve “adeta kahramanlık destanı yazdığını” söylerken, şöyle konuştu: “Böylesine uzun soluklu bir mücadeleyi vakarını, disiplinini bozmadan, 48 saat adeta aç susuz kalarak sürdürebilmek, açık söylüyorum, sadece bizim polisimizin başarabileceği bir Karanfile bile tahammülü olmayan polisin kahramanlık destanı yazdığını söyledi Erdoğan’ın söylemlerine Bakanlar Kurulu’ndan ‘destek’ Polisin eline taş gelmiş, silahı ateş almış... Sarısülük... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Ethem Sarısülük’ün ölümüne yol açan polis memurunun serbest bırakılması konusunda “Tutuksuz yargılanması yargı sürecinde aklandığı anlamına gelmez. Eğer yargı sürecinde olayın bilerek ve kasten gerçekleştiği ortaya çıkarsa ona göre karar verilecektir” dedi. Bakanlar Kurulu’nun ardından açıklamalarda bulunan Arınç, bir gazetecinin Kızılay’da başından vurularak öldürülen Ethem Sarısülük’ü vuran polis hakkında tutuksuz yargılama kararı verildiğini anımsatması üzerine şunları söyledi: “Bir polis memurunun tabancasından çıkan kurşunla ölmüş olabileceği konusunda yargıda bir gelişme olmuştur. Niçin tutuksuz yargılanmasına karar verilmiştirin izahı, toplanan delillerle ve olayı kaydetmiş olan kameralarla belki şu şekilde olabilir. Kalkanı göstericiler tarafından alınmış, vücuduna 33 adet taş isabet etmiş. Havaya 2 el ateş etmiş, üçüncü el sırasında da eline isabet eden taştan dolayı silahın Yargı sürecinde olayın kasten gerçekleştiği ortaya çıkarsa ona göre karar verilecektir.” düşmesiyle böyle bir olayın meydana gelebileceği mahkemede bir kanaat olarak yer almış. Elvan ve Korkmaz direniyor İSTANBUL/ESKİŞEHİR Okmeydanı’nda polisin attığı gaz bambası kapsülü ile başından yaralanan ve beyin kanaması geçiren 14 yaşındaki Berkin Elvan ile Eskişehir’de, Gezi Parkı protestoları sırasında eli sopalı bir grubun saldırısı sonucu beyin kanaması geçiren üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın sağlık durumları ciddiyetini koruyor. 8. sınıf öğrencisi olan Berkin Elvan, iki kez beyin ameliyatı oldu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yoğun bakım servisinde 23 gündür tedavisi süren Ali İsmail Korkmaz’dan gelecek iyi haber bekleniyor. Eskişehir polisi, Ali İsmail Korkmaz’ın saldırıya uğradığı bölgedeki tüm kamera kayıtlarını izleyerek zanlıları tespit etti. Polis zanlıları yakalamak için çalışma başlattı. ‘Sosyal medya için ek ceza yok’ Arınç, eylemlerde önemli rol oynayan sosyal medya konusunda hükümetin bir çalışma yapıp yapmadığı sorusu üzerine de “Yeni bir mevzuat eklemek niyetinde değiliz, yeni bir suç ihdas edecek bir çalışma içinde de değiliz” derken, yapılacak çalışmanın suç işleyen kişinin tespitine yönelik olacağını söyledi. iştir. Özgürlükleri bu kadar genişleten, demokrasinin standartlarını yükselten, bu kadar reform yapan bir hükümetin başbakanı olarak şunu bütün kalbimle bütün samimiyetimle ifade ediyorum; biz ‘İşkenceye sıfır tolerans’ diyen bir hükümetiz. Biz polisimizin olaylara müdahale, gözaltı, sorgulama kurallarını değiştiren, demokratikleştiren bir hükümetiz. Polisimiz hata yaptığında bunu açık yüreklilikle söyler, gereğini de yaparız. Ancak hiç kimsenin, kim olursa olsun, ister milletvekili ister birileri bizim polisimize küfretmeye, “hakaret etmeye hakkı yoktur.” Konuşmasının devamında “polis üzerinden ülkeye operasyon yapılmasına da müsaade etmeyeceklerini” vurgulayan Erdo ğan, “Polisimize hakaret edenler Yunanistan’ı, Almanya’yı, İngiltere’yi, Fransa’yı görmüyor mu? Bizim polisimizin yapmadıkları orada çok çok aşırı derecede fazlasıyla yapılıyor. Bizim polisimiz kurşun yiyor, bunun karşılığında su sıkıyor, biber gazı sıkıyor. AB müktesebatına bakarlarsa orada bunun polisin en doğal hakkı olduğunu görürler. Bize AB Parlamentosu ders verirken önce müktesebatın içeriğini okusun” değerlendirmesinde bulundu. Bugünkü eylemlerde eleştirilen polisin aynı eylemler karşısında geçmişte farklı bir tutum izlediğini anlatan Erdoğan, “10 yıl önce bu boyutta gösteriler, saldırılar karşısında polisin nasıl tepki vereceğini milletimizin takdirine ve tahayyülüne bıra kıyorum” dedi. Olaylarda polisin kendisini “ispat ettiğini” de söyleyen Erdoğan, “Haftalardır farklı yöntemlerle, araçlarla polisin göstericilere şiddet uyguladığı iddia ediliyor. Göstericiler, masum, sakin, çevre gönüllüsü, ağaç sevdalısı, çiçek, böcek, karanfil çocuklar olarak gösterilirken, polisimiz şiddet yanlısı gösterilmek istendi. Oysa tablo bunun tam tersiydi” diye konuştu. ‘Görüntüleri paylaşacağız’ Olaylarda bir polisin şehit olduğunu, 2 polisin silahla ağır yaralandığını ifade eden Erdoğan, eylemlerde polise nasıl şiddet uygulandığına ilişkin görüntüleri de kamuoyu ile paylaşacaklarını da sözlerine ekledi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Milli Merkez Oluşumu’nun Kurucu Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Gezi Parkı direnişçilerine destek vererek “AKP, bir halk hareketini siyasi bir oluşum gibi karşılarında gördü ve en büyük hatayı yaptı. Devlet polise acımasız güç kullanması için baskı yapıyor. O baskıyı yapan yetkililere sesleniyorum. Yassıada mahkemesi zabıtlarını okuyup ibret alsınlar. Yarın onları kurtarmak bizim görevimiz olacaktır” dedi. Milli Anayasa Forumu Ankara’nın ardından İzmir’de de toplandı. Balçova’da önceki gün gerçekleştirilen kurultayın açılışında konuşan Cindoruk, Meclis’in yargının vesayeti altına girdiğini belirterek “8 milletvekilini Meclis kürsüsünde yemin ettirmeye muktedir olmayan bir parlamento, danışma meclisi olmaktan öteye gidemez” dedi. Cindoruk: Yassıada zabıtlarından ibret alsınlar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear