23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2013 SALI 4 HABERLER Gezi olayları nedeniyle iç politikada zor günler geçiren Erdoğan’ın dış politika alanı da daraldı Gerçek Türkiye Hangisi? Bugün Caddebostan Kültür Merkezi (CKM) olan mahal arsa iken top sahası haline getirmiştik, aramızda maçlar yapardık. Bir gün maç sonrası giyinirken arkadaşlardan biri bir konuda görüşümü sordu. Söyledim. Zaten sen her zaman herkesin söylediğinin tersini söylersin, diye karşılık verdi. Doğrudan ona yanıt vermek yerine, orada bulunanlara teker teker görüşlerini sordum, tamamı benim gibi düşünüyordu. Dostuma döndüm, Ben herkesin söylediğinin tersini söylemiyorum, görüyorsun. Ama sen kendini herkes sanıyorsun, dedim. Dostumun şaşılası olmayan tavrını eskiler şöyle ifade etmişler: Kişiyi nasıl bilirsin? Kendin gibi. Her ne kadar insanın yargılarında yanılmasına yol açsa da kendini herkes sanmak yine de katlanılabilir bir davranıştır. Ama kendini herkes sanmaktan yola çıkıp da herkesin kendisi gibi davranmasını istemek dayatmacılığa varır ki, o hoş görülemez. Bütün bunları düşünmemin nedeni Gezi Parkı’ndaki göstericilerle dayanışmak üzere, ülkemize gelip Taksim’de polisin orantısız gücünün ve biber gazlarının hedefi haline gelen Claudia Roth’un, olayları değerlendirirken kullandığı şu sözler oldu: Gerçek Türkiye Gezi Parkı’ndakiler, gerçek Türkiye 81 ilde bizim değerlerimizi paylaşanlardır. HHH Claudia Roth, Türkiye’de insan hakları konusuna öncelik vermiş, bu yüzden ülkemizde kimi çevrelerin tepkisini, hatta öfkesini çekmiş bir kişidir. Ne yazık ki, aynı demokratik amaçlara yönelik olmamıza rağmen, bu kez Claudia Roth ile aynı görüşü paylaşamayacağım. Çünkü Roth’un gözleminde haklı olmasını temenni edenler bile Türkiye sokaklarındaki, Erdoğan’a destek mitinglerindeki kalabalığı görünce haklı olarak sorarlar: Peki, bunlar ne? Bunlar da Türkiye değil mi? Şurası gerçek ki, Türkiye’nin sokakları ve alanları bu sıralarda iki ayrı düşüncenin savunucularıyla doludur: Birisi çoğulcu, öbürü çoğunlukçu olanlar. Bunların her biri de bir diğeri kadar “gerçek Türkiye’dir”. Türkiye’nin sahiden demokrasi olmasını istiyorsak eğer, bu gerçeğin herkes tarafından kabul edilmesi, hatta, zor da olsa içe sindirilmesi gerekmektedir. Hiç kuşkusuz, bu iki gerçek Türkiye’nin arasında bir fark vardır. Özellikle Gezi Parkı’ndaki çekirdek kadro (olaya karışan kışkırtıcıları ve yıkıcıları kastetmiyorum) herkes ile birlikte yaşamayı içine sindiren ve tüm toplumun ve de iktidarın da sindirmesini isteyen kişilerden oluşurken onların karşıtları arasında, kendi gibi olmayanın katlinin vacip olduğunu düşünenler bulunmaktadır. HHH Ben de isterdim, hoşgörüde, çoğulcu düşünceyi içine sindirmede, farklılıklara tahammüllü olmada, hatta onları zenginlik olarak algılamada, yani Gezi gösterilerinin dünya görüşünde bütün Türkiye’nin birleşmesini. Ama bunu istemek başka, gerçek sanmak başka. Bunu gerçek sanmak, dileklerini gerçek sanmak demektir. Özlemim Roth’un söylemiyle bağdaşsa bile gözlemim bağdaşmıyor. Şu gerçeği görmek zorundayız: Daha bir süre biri çoğunlukçu, öbürü çoğulcu iki Türkiye yan yana var olacaktır. Ve bu Türkiye’lerin her ikisi de bir diğeri kadar gerçek Türkiye olacaktır. Bütün mesele, bu iki Türkiye’nin birbirlerine karşı saygı değilse bile tahammül çizgisi içinde yan yana yaşamayı becermeleridir. Burada, devletin görevi bu iki Türkiye’yi yan yana yaşatacak koşulları oluşturmak, birinin diğeri üzerine tahakkümünü engellemektir. Şu anda durum ne yazık ki, bu değildir ve çok büyük bir tehlike taşımaktadır. Tehlike bu iki Türkiye’nin yan yana olması değil, siyasi iktidarın ve onun başının, her ikisi de bir diğeri kadar gerçek olan bu iki Türkiye’nin bir arada yaşayacağı ortamı oluşturmak ve korumak üzerine üstüne düşeni yapmak yerine tersine kışkırtıcı bir tutumu benimsemesidir. Gazze seferi unutuldu BARKIN ŞIK ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, mayıs ayındaki ABD ziyareti öncesinde ertelenen ve haziran ayı içinde gerçekleştirileceği açıklanan “Gazze seferi” başka bahara kaldı. Filistinli kaynaklar, Erdoğan’ın Gazze’ye gelişine ilişkin bir takvim öngörülmediğini ifade etti. Kaynaklar, Başbakan’ın Gazze’ye gelişini Mısır ile koordine ederek yapabileceğini, ancak Batı Şeria’ya geçmek için mutlaka İsrail ile temas sağlanması gerektiğini kaydetti. Erdoğan, nisan ayında yaptığı açıklamada, mayıs ayı sonunda Gazze’ye gideceğini açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ziyarete karşı çıktı. Kerry, düzenlediği basın toplantısında, u ABD’de haziran ayı içinde Gazze’ye gideceğini açıklayan Erdoğan, bu amacını gerçekleştiremedi. Türkiye’deki muhalefet nedeniyle zor günler geçiren, yaptığı açıklamalar ve polis şiddetinden yana tavırlarıyla AB ile Türkiye arasında da gerilim yaratan Erdoğan’ın Gazze ziyaretinin İsrail tarafından da istenmediği ve bunun için ABD nezdinde yoğun çaba sarf ettiği de belirtiliyor. “Potansiyel Gazze ziyaretiyle ilgili olarak biz Başbakan Erdoğan’a, bunun ertelenmesinin daha iyi olacağını ve bazı nedenlerle bu ziyaretin şu anda gerçekleşmemesi gerektiğini düşündüğümüzü ifade ettik. Bu ziyaretin zamanlaması, yoluna sokmaya çalıştığımız barış süreci için kritik” dedi. Erdoğan, bu açıklama ya tepki göstererek, ziyaretin ertelenmesinin söz konusu olmadığını söyledi ve “Ben zaten ABD ziyaretinden sonra gideceğimi söyledim. Erteleme yok” diye konuştu. Mayıs ayının ortasında ABD’de Başkanı Barak Obama ile görüşen Erdoğan, Washington’da düzenlediği basın toplantısında, “Benim şu andaki planımda büyük ihtimalle haziran ayı içerisinde bir Gazze ziyaretimiz söz konusu. Ziyaret, sadece Gazze’ye olmayacak, aynı zamanda Batı Şeria’ya da bir ziyaret gerçekleşecek” diye konuştu. Erdoğan, haziran ayı ortasında son olarak Filistin Başbakanı İsmail Haniye ve Hamas siyasi lideri Halid Meşal ile görüştü. Ziyaretin gündem maddeleri arasında Erdoğan’ın aylar öncesinden duyurdu ğu Gazze ziyareti de bulunuyordu. Ancak bu görüşmeler sonrasında da ziyarete ilişkin herhangi bir takvim açıklanmadı. Filistinli kaynaklar, Erdoğan’ın Gazze’ye gelişine ilişkin bir takvim öngörülmediğini ifade etti. Kaynaklar, Başbakan’ın Gazze’ye gelişini Mısır ile koordine ederek yapabileceğini, ancak Batı Şeria’ya geçmek için mutlaka İsrail ile temas sağlanması gerektiğini kaydetti. Mavi Marmara krizi nedeniyle İsrail ile tazminat görüşmelerinde tam mutabakat sağlanmadan, Erdoğan’ın Gazze’ye gidişinin zor gözüktüğü belirtildi. Erdoğan’ın Gazze ziyaretini İsrail’in istemediği ve bunun için ABD nezdinde yoğun çaba sarf ettiği de belirtiliyor. Erdoğan’ın gitmek istediği Gazze Hamas’ın, Batı Şeria ise El Fetih’in kontrolünde bulunuyor. ERDOĞAN’A ÇÖZÜM RAPORU Bal’ın iyi senaryosu federasyon u AKP Kütahya Milletvekili İdris Bal, Erdoğan’a “iyi” ve “kötü” senaryolu çözüm süreci raporu hazırladı. Raporun iyi senaryosunda, PKK’nin ortadan kalkması ve Barzani yönetimi ile federasyon öngörülürken, kötü senaryoda, bölünme ve bölgede ABD İsrail müttefiki bir Kürdistan devleti kurulabileceği belirtiliyor. ERDEM GÜL ARINÇ: BAKANLIĞIN KARARI İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN BDP heyeti İmralı’ya yine Önder’siz gitti İstanbul Haber Servisi Çözüm süreci kapsamın da Abdullah Öcalan ile görüşme si beklenen yedinci BDP heyeti dün sabah İmralı’ya gitti. BDP heyetinde yinde BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan yer alırken, hükümetten “Gezi Parkı” vetosu yiyen İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder yer almadı. Bu duruma he yetteki diğer BDP’lilerin tep ki gösterdiği ve Demirtaş’ın görüşmeye gitmeme kararı aldığı belirtildi. Demirtaş’ın Adalet Bakanlığı yet kililerine, “Bizim İmralı’da yapacağımız görüşmede kimin yer alacağına bakanlığın karar vermesini kabul etmiyoruz” dediği ve bunun üzerine bakanlık yetkililerinin önceki gün İmralı’ya giderek, Öcalan ile görüştüğü ileri sürüldü. İmralı’dan dönen heyet, görüşmelerle ilgili bugün yazılı bir açıklama yapacaklarını belirtti. ‘Onların kabulleri’ Başbakan Yar dımcısı Bülent Arınç, İmralı heyetine Sırrı Süreyya Önder’in yine eklenmemesinin eleştirilere yol açtığının hatırlatılması üzerine, “Heyette Önder’in olup olmaması bir kısım kişiler tarafından eleştirilmiş olabilir, o onların kabulleridir. Bizim söyleyeceğimiz, Adalet Bakanlı ğımızın kararı bu şekilde olmuştur” yanıtını verdi. CHP’nin oyu yüzde 5 arttı Konsensus şirketinin yaptığı araştırmaya göre AKP oyları geriledi, Abdullah Gül, Köşk için Erdoğan’ın önüne geçti Haber Merkezi Son kamuoyu yoklamaları AKP’nin oy oranındaki gerilimeyi ortaya koyarken önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanlığı adayları arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adı ilk sıraya yerleşti. Konsensus şirketi tarafından yapılan haziran ayı anketine göre son seçimlerde yüzde 49 oy alan AKP’nin oyu yüzde 47.1’e gerilerken CHP’nin oy oranında yüzde 5’lik artış oldu. 1500 kişiyle yapılan anketin sonuçlarına göre CHP’nin oy oranı yüzde 30.9’a çıkarken MHP’nin yüzde 14.6, BDP yüzde 4.6 oldu. En çok beğenilen liderin Recep Tayyip Erdoğan olduğu ankette Mustafa Sarıgül, en çok beğenilen siyasetçiler sıralamasında yüzde 32.9 ile ikinci, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 27.1 ile üçüncü oldu. Ankette yerel seçim oranları ise yüzde olarak şöyle oldu: “AKP 48.9, CHP 31.6, MHP 13.5, BDP 4.6.” Ankette en dikkat çekici bölüm ise Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin oldu. “Cumhurbaşkanı kim olsun” sorusuna katılımcıların yüzde 34.4’ü Gül, 26.7’si Erdoğan, yüzde 16.6’sı da Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını verdi. “Türk solunun lideri kim olsun” sorusuna verilen yanıtın yüzdelik sıralaması ise şöyle oldu: “Mustafa Sarıgül 30.9, Kemal Kılıçdaroğlu 27.5, Deniz Baykal 4.2.” PARTİ YÖNETİMİ GEZİ EYLEMCİLERİNİ ANLAMAK VE SİYASETE KATMAK İÇİN ARAYIŞ İÇİNDE BAŞKANLIK İÇİN YARIŞ BAŞLADI TBMM’de ilk aday MHP’li Bal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanlık Divanı için partilerde adaylar netleşmeye başlarken, Meclis Başkanlığı için ilk aday MHP Konya Milletvekili Faruk Bal oldu. AKP, son anda çok olağanüstü bir sürpriz olmaması durumunda TBMM Başkanlığı’na Cemil Çiçek’le iki yıl daha devam edecek. AKP’nin taktiklerine göre Çiçek, partinin tek adayı olarak muhalefetin adaylarıyla yarışacak ancak parti içinde çok etkili olmayan bir isim daha “yedek” aday olarak çıkarılacak. TBMM başkanı, başkanvekilleri, katip üyeler ve idare amirlerinden oluşan başkanlık divanı ve siyasi partilerin grup başkanvekillerinin belirleneceği süreç dün itibarıyla resmen başladı. 28 Haziran günü gece yarısına kadar adayların başvuruda bulunacağı TBMM Başkanlığı için 2 Temmuz’da seçim yapılacak. CHP’den gençlik açılımı AYŞE SAYIN ANKARA CHP yönetimi, gerek Gezi eylemleri sürecinde gençlerin partiye mesafeli duruşu, gerekse Kürt sorunu çözüm süreci konusunda partinin tutumunu kamuoyuna daha iyi anlatma ve gençleri anlamak için “çift koldan” açılım başlattı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da geçen hafta bir dizi görüşme yaptı. Kılıçdaroğlu, geçen perşembe günü reklamcı Erkan Tapan’ın reklam ajansında kendilerini “Beyin Fırtınası Platformu” olarak nitelendiren bir grup gençle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’nun görüştüğü isimler arasında bazı köşe ya zarlarının, gazetecilerin çocuklarının da yer aldığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun aralarında eski Başbakan Adnan Menderes gibi idam edilen Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun torunu Fatin u Geçen hafta Kılıçdaroğlu ile bir araya gelen gençler CHP’nin “değişmesiyenileşmesi” ve daha solda siyaset yapması gerektiğini belirttiler. yenileşmesi” mesajlarını veren gençlerden bazıları, daha solda siyaset yapması gerektiği görüşüne yer verdi. Bazı genç işadamlarının da katıldığı toplantıda platform üyelerinin, CHP’nin Gezi eylem Rüştü Yener’in de katıldığı toplantıda Kılıçdaroğlu, partisinin Gezi eylemlerine bakışını anlatırken, bazı gençler CHP’nin kamuoyundaki algısı nedeniyle gençlerin partiye mesafeli durduğu görüşünü iletti. CHP’nin “değişmesi lerini “oya çevirme” hesabı yapmak yerine, öncelikle bu kesimleri anlayıp, ona göre politika oluşturması önerisinde bulundukları da öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nu “Beyin Fırtınası Platformu” üyeleriyle buluşturan CHP Genel Baş kan Yardımcısı Gürsel Tekin, kendilerinin sadece bu gruplarla değil, finans kesiminden bazı isimler ve sanatçıların da aralarında bulunduğu 56 farklı grupla bir araya geldiklerini ifade etti. Öte yandan Gezi eylemleri öncesinde Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme konusunda 17 maddelik “Demokrasi Manifestosu” açıklayan CHP yönetimi, partinin Kürt sorunu konusundaki görüşlerini doğrudan halka anlatmak ve bölge halkının CHP’den beklenti ve taleplerini dinlemek üzere 2 Temmuz’dan itibaren Doğu ve Güneydoğu’ya çıkarma yapmaya hazırlanıyor. ANKARA Hükümetle BDP ve PKK arasında atılacak adımlar konusundaki tartışmalar yoğunluk kazandığı çözüm süreci ile ilgili AKP Kütahya Milletvekili İdris Bal, “iyi” ve “kötü” iki senaryo ve sonuçlarını içeren bir rapor hazırlayarak Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sundu. İyi senaryoya göre müzakerenin başarılı olacağını ve terörün sona ereceğini, bu durumda “Barzani yönetimi ile federasyon ya da konfederasyona gidilebileceğini” belirten Bal, “Bağımsız Kürdistan kurulur” dediği “kötü senaryonun gerçekleşme şansının olduğunu” ifade etti. Bal’ın “Ümit ve Korku İkliminde İmralı Süreci: Barış mı, Kürdistan mı?” adını taşıyan raporunda “iyi senaryo” başlığı altında şu değerlendirmeler yer aldı: Kürt sorunu bitecek: Terör ve şiddet sona erecek, insanımız artık ölmeyecek, akan kan duracaktır. Terör ve şiddetin olmadığı bir ortamda, toplumsal, ekonomik, duygusal entegrasyon sağlanacak, ülkenin demokrasi çıtası birinci sınıf demokrasiler seviyesine yükselecek ve Kürt sorunu da bitecektir. Barzani ile federasyon: Gerek merkezi hükümetle, gerekse çevre ülkelerle sıkıntısı olan Barzani yönetimi ise kendisine en yakın ve güvenilir ortak olarak Türkiye’yi görmektedir ve görecektir. Bu durum ise Türkiye ile Barzani yönetimi arasındaki ilişkileri artıracak, belki de gelecekte Barzani yönetimi federasyon ya da konfederasyon şeklindeki bir formülle Türkiye ile aynı şemsiye altına girecektir. Musul tekrar alınabilecek: Türkiye kendi ülkesindeki Kürt sonunu yüzakı ile çözebilir, cazibe ve caydırıcılığı olan bir ülke olabilirse, diğer Kürtlerle sıcak ilişkiler kurabilecek, bölgede ve dünyada tüm Kürtlerin özendiği bir konumda olabilecek, Musul sorunu ile kendisinden koparılan bu büyük kütle tekrar anavatana entegre edilebilecektir. Sürecin başarısızlığa uğraması halinde yaşanacaklar da “kötü senaryo” başlığı altında şöyle anlatıldı: Kötü senaryo mümkün: Geçmişte olduğu gibi, yeni süreçte de terör örgütü kendi nihai hedefleri için yine hükümetin, partinin, aslında farklı kesimlerden çoğu kişinin iyi niyetini suiistimal edebilir. Bu ihtimal hiçbir zaman gözden uzak tutulmamalıdır. Çekilme stratejik hamle: Günümüzde Türkiye’de yeni bir barış süreci başlamış olup terör örgütünün silahlı güçlerinin ülke dışına çıkması öngörülmektedir. Bu durumun ise Suriye ayağını gerçekleştirmeye yönelik önemli bir hamle olma ihtimali çok yüksektir. Yani Kürdistan’ın üçüncü sütununu gerçekleştirebilmek, Suriye’de, alanda ihtiyaç duyulan silahlı güç, savaşçı ihtiyacını giderebilmek, Suriye’de de defacto Barzani yönetimi benzeri fiili bir devlet kurabilmek için örgüt ve paydaşları stratejik bir hamle yapmaktadır. PKK geri dönecek: Örgüt Suriye’de rolünü oynadıktan, Suriye ayağı güven altına alındıktan sonra Türkiye’ye geri dönecek ve şiddeti, terörü, daha güçlü bir dış kamuoyu desteği ile daha etkili bir şekilde sürdürecektir. Eğer gelişmeler aynen devam ederse, Kürdistan kurulacak, İsrail ve ABD’nin tabii müttefiki olacaktır. Öcalan her halükârda kazanacak: Örgüt ve Öcalan her halükârda başarılı olacak ve süreçten kazançlı çıkacaktır. Bölgede örgüte, BDP’ye, Öcalan’a karşı olan, tereddütle bakan, ortada olan kesimler adeta PKK’nin kucağına itilmekte, yalnız bırakılmakta, sanki onlara örgüt adres olarak gösterilmekte, liderin ve örgütün itibarı artırılarak bölgenin temsilcisi, savunucusu, Kürtler adına mücadele eden kahraman konumuna getirilmektedir. AKP iktidar olamayacak: AKP’nin ülke genelindeki saygınlığı, güvenilirliği, desteği büyük zarar görecek, takip eden seçimlerde tek bir parti iktidar olamayacak, bu da ülkenin istikrarını, gelişimini olumsuz yönde etkileyecektir. Siyasi anlamda yeni oluşumlar için uygun zemin hazırlanacaktır. namikzafer@yahoo.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear