17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 13 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada diyeceklere RTE’nin, demokrasiyi istediği anda inebileceği bir tramvaya benzeten, amacına ulaşmak için papaz kıyafetleri bile giyebileceğini açıklayan söylemleri ve benzeri açıklamaları yeterli birer örnek. Bugüne kadar yaşanan sağlıklı bir demokrasiye adım atmaktan giderek uzaklaşan uygulamaları göz önünde bulundurulursa, elbette, rejimi yozlaştıracak, siyasal amaç ve ihtiraslarını tatmin edecek... ...“Her şey beklenir RTE’den...” ??? Geçen gün AKP grubunda gündem yaratmaktan uzak bir açıklama yaptı. Partiler arası uzlaşma komisyonu mart ayı sonuna kadar bir metin üzerinde uzlaşmaya varamazsa; yeni anayasa konusundaki ortak çabaları çöp sepetine atacağını ve... ...AKP’nin başkanlık sistemi içeren anayasa taslağını Meclis’e sunacaklarını açıkladı. Ne var ki bu açıklamanın çeşitli olumsuz olasılıkları akla getiren püf noktası; şayet “Meclis’te gereken çoğunluğu sağlayacak olursa, AKP anayasasını referanduma götüreceklerini” ifade eden cümle. AKP, Meclis’te 325 milletvekili ile temsil ediliyor. AKP Anayasası diye nitelediği anayasayı Meclis’ten geçirebilmek için en az 330 oy gerekiyor. RTE elindeki bütün siyasal olanakları kullanarak yeterli ve gerekli 330 oyu sağlayacak olanakların, olasılıkların bugünden peşine düştü. ??? Şu gerçeğin altını çizelim: Sözünü ettiği anayasa; AKP’nin değil, “kendi anayasası!”... Çankaya’yı çantada keklik görüyor ya; yukarı çıktığında, yasama, yürütme, yargı erklerinin üzerinde bir konuma gelmesini öngören ve vatana millete hayırlara vesile olacağı edebiyatı yaparak kamuoyuna yutturmaya çalıştığı... ...“kendi siyasal ihtirası doğrultusundaki anayasayı” Meclis’ten geçirmek için akla gelen, gelmeyecek siyasal ve siyaset dışı her türlü olanağı kullanacak. Geçmişte milletvekili transferleri, adı geçen vekile maddi olanaklar vaadiyle veya ilk seçimde adaylık garantisi gibi koşullarla gerçekleşiyordu ama; RTE, kamuoyunda tarifsiz tepkilere neden olan bu dönemin kapandığını biliyor. Bu nedenle öncelikle siyasal olanakları kullanmaya hazırlanıyor. ??? Son günlerdeki açıklamalarıyla siyasal yelpazenin tümünün onayladığı bir süreç başlattı. İmralı’daki “sayın cani” ile görüşmelerin başladığını açıkladı. Ancak İmralı ile görüşmelerle teröre çare bulunabileceğini öne süren Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi RTE’nin bu hamlesine olağanüstü destek verdi. BDP ile RTE arasında yakınlaşma, yalnız demeçlerle değil, alınan kimi haberlere göre başka yollardan da geliştiriliyor. Örneğin, bilge sıfatına layık görülen derin Kürtçülerden Ahmet Türk’ün bir konuşmasında, terör görüşmeleri yapıyor, bir yandan Kürtlerin başına bomba yağdırıyor içeriğindeki sözlerine RTE fena halde bozuldu. Ahmet Bey’e İmralı yolları kapandığına işaret haberler yoğunlaştı. Dün gazetelere birden Ahmet Bey’e yine İmralı vizesi verileceği haberleri düştü. Acaba ne olmuştu da Ahmet Türk, RTE’nin affına mazhar olmuştu derken; aaa, meğer Kürt bilgesi ile kudretli başbakan arasında telefon muhabbeti gerçekleşmiş; herhalde Türk’ün yanlış anlaşıldığını söylemesi üzerine aradaki buzlar eriyivermişti. Meclis’te Kürtler aleyhine tek sözcük söyleyene kürsüden ağır hakaretler yağdıran Sırrı Sakık’ın da; dayısı ölen RTE’ye başsağlığı dilemek için telefon açtığı haberi, iki parti arasındaki yakınlaşmaya bir başka örnek olay. ??? Bu gelişmeler; RTE’nin kendi anayasasını Meclis’ten geçirmeyi öngören olası siyasal manevralarının temel taşları mı sorusunu akla getiriyor. RTE, 330’u sağlamak için 5 milletvekilinin oyuna gereksiniyor. Örneğin, 330’a ulaşabilmeyi içeren çok olasılıklar arasındaki şu olasılık pekâlâ gerçekleşebilir. RTE, kendi anayasasına CHP’nin de MHP’nin de karşı çıkacağını biliyor. BDP de başkanlık sistemine karşı çıkıyor ama; Kürtlerin öncelikli davası, yıllardır elde etmeye çabaladıkları kimi demokratik haklara ulaşabilmek! RTE, BDP’ye kimi dayatmalarını yaşama geçirecek yasal olanaklar sağlayabilir. AKP, kendi anayasasında Kürtlere aykırı gelmeyen düzeltmeler de yapabilir. Bu olanakların gerçekleşmesinden sonra; grubunu serbest bırakan BDP’den beşaltı milletvekili, RTE anayasasının Meclis’ten geçmesine olumlu oy verebilir. Böylece RTE anayasasına referandum yolu açılmış demektir. ??? Temel soru şu: RTE’nin amacı terörü ve Kürt sorununu çözmek mi? Yoksa terörü sonlandırmak, Kürt sorununa çare olanakları aramak gerekçesiyle kendi anayasasını parlamentodan geçirmek mi amacı? Her şey beklenir RTE’den: Kendi anayasal amaçlarını gerçekleştirmek için siyasal olanakları, çözüm bekleyen ulusal sorunları kullanmadığı, kullanmayacağına kim güvence verebilir? ‘Başbuğ’a terörist ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Balyoz ve askeri casusluk davalarında komutanların tutuklu yargılanmasını eleştirerek “Bu bizi dilhun eden bir konu. Yahu Genelkurmay Başkanı’nı niye içeri alıyorsun arkadaş” dedi. Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Askeri davalarda yüksek rütbeli komutanların tutuklanmasını da eleştiren Erdoğan, “Tutuksuz yargılama meselesi, burada çok hassas davranmaları lazım. Tutuklama bizim için son seçenek olmalı. Hemen böyle geleni alayım, atayım içeri olmaz! Bu adam terörist, tamam, eyvallah tutukla. Öyle bir şey oluyor ki, teröristi bile bir kapıdan alıp diğer kapıdan bırakıyorsun. Bu bizi dilhun eden bir konu. Yahu Genelkurmay Başkanı’nı niye içeri alıyorsun arkadaş. Tutuksuz yargıla. Yap bunu o zaman bitir işi. Şahsen üzgünüm” dedi. Komutanların tutuklu yargılanmasını eleştiren Başbakan Erdoğan, ‘Yahu Genelkurmay Başkanı’nı niye içeri alıyorsun arkadaş’ dedi GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ? Baştarafı 1. Sayfada “Anahtarımı kaybettim de...” Nerede kaybetmiştiniz? “Samanlıkta...” Niye yolun ortasında arıyorsunuz? “Burası daha aydınlık da ondan...” Türkiye’nin sorunlarını CHP üzerinden tartışmak Nasreddin Hoca’nın bu fıkrasına benziyor. CHP’nin ömrünü doldurduğunu, bittiğini, 193040’lı yıllarda kaldığını, Türkiye’nin sorunlarına çare bulamayacağını, iktidara gelmesinin olanaksız olduğunu, hükümetin hiçbir icraatını engelleyemeyeceğini, bu bağlamda muhalefet görevini dahi yapamadığını söyleyenler, CHP’ye yönelik en küçük tartışmada şunları sıralıyorlar: İşte CHP kafası. CHP çözüme yine engel. Bu CHP’yle her şey çok zor. CHP yine kendini kurşunladı. Açılıma CHP darbesi: ??? Konunun bu yanına ilişkin söylenecek çok şey var ama, çelişkiyi anımsatıp devam edelim. Türkiye’de iktidarı destekleme yöntemlerinden biri şu: Muhalefeti eleştiri ötesinde yıpratmak, iktidarın seçeneksizliğini pekiştirmek. Hükümetin ve medyasının bu konudaki başarısını kutlamak gerek. Akla gelengelmeyen her türlü yöntemi kullanıyorlar. CHP’nin eleştirilmesi elbette doğaldır ama ağırlıklı olarak yapılan eleştiri değil, saldırı. Türkiye’nin başta iç barış olmak üzere en önemli sorunlarının CHP üzerinden tartışılmasının bir nedeni de şu: CHP’yi sosyal laboratuvar olarak kullanıp, iktidarın atacağı bir adımın siyasette ve toplumda ne tür dalgalanmalara neden olacağını ölçmek. Bu ölçülerden çıkan sonuca göre, iktidar atacağı adımdan vazgeçebiliyor ya da yön değişikliği yapıyor. Hatta şöyle bir anlayış da hâkim: Önce CHP’yi çözelim, sonra sorunları çözeriz! Ancak ocak ayının son haftasındaki tartışmada şöyle bir tablo ortaya çıktı: Siyaset ve medya CHP’yi bölme haberlerinde bölündü! Kimi yayın organlarına göre “yenilikçiler” hazırlıklarını tamamlamış, “ulusalcıları” tasfiye ediyordu. Kimine göre de tersi söz konusuydu. Her haberin seçenekli senaryoları bile vardı. En çok Yeni Şafak’taki haberleri okurken gözlerim yaşardı. CHP’nin kurtulması, krizden çıkması için yapılması gerekenleri ayrıntılarıyla sıralıyorlardı. ??? Sosyal demokrat partiler dünyada geleneksel olarak “kanatlıdır”. Kimi ülkelerde “sol kanat”, “sağ kanat” olarak adlandırılır. CHP’nin de içinde değişik düşüncelerin olması, hatta bunların bir “kanat” eğilimine ulaşması olağandır. Kanat benzetmesinden devam edersek, tek kanatlı kuş, uçmaz. Kanatlar arasında ortak paydaların olması, kanatların ana gövdeye bağlı hareket etmesi gerekir. 7 Aralık’ta Silivri’ye 16 CHP milletvekili arkadaş ziyaretimize geldi. Aralarında güncel tartışmaların farklı taraflarında olanlar da vardı. Bir saatlik görüşmede hep birlikte her şeyi konuşabileceğimizi hissettim. İktidar hedefine yönelip iyi bir gelecek kurabileceğimizi hissettim. Yazı aramızda, bu mücadelenin bir ucundan tutabileceğim günleri sabırsızlıkla bekliyorum. Her türlü saldırıya, bu saldırılar karşısındaki dalgalanmalara karşın, iktidarın başlıca seçeneği CHP’dir. Artık seçimler dönemine girdik. AKP yerel seçimleri Eskişehir ve Antalya belediyelerine yönelik operasyonlarla başlattı. CHP’nin önünde bütün bu saldırıları göğüslemek, ilk kurultayının Sivas Kongresi olduğunu unutmadan çağın bütün değerlerini içine katmak, bünyesini bu zeminde netleştirmek, iktidar hedefine yönelmektir. Artık ana muhalefet kabuğunu çatlatmalıyız. Tek yol iktidar. Ötesi bize dar. diyeni tarih affetmez’ ‘İmralı beklentilere cevap veren adım atıyor’ Erdoğan, bölücü terör örgütünün 4 boyutu olduğunu, bu boyutların İmralı, Kandil, Avrupa ve parlamento uzantısı olduğunu belirtti. Bu boyutlarla farklı farklı görüşüldüğünde kendilerine hepsinin “İmralı ne derse biz onu yaparız” dediğini bildiren Erdoğan şöyle devam etti: “Bunda eğer samimiyseler şu anda İmralı, beklentilerimize cevap verecek noktaya doğru bir defa adımlarını atıyor. Nedir o? Bizim şu anda gördüğümüz şey, o da silahların bırakılmasından yana bir tavrın içerisine girmiş. Çünkü bakıyor ki, bu işin artık çıkışı bu.” Erdoğan, uzun tutukluluk sorununun milletvekilleri için de geçerli olduğunu dile getirirken ifadelerinin tutukluların geneli için olduğunun da altını çizdi. Tutuklu komutanların bulunmasının kendisini üzdüğünü belirten Erdoğan, “Başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere diğer generallerimiz hiçbirisine kalkıp da bir alışılmış anlamda ‘terör örgütü mensubu’ demek çok ciddi bir yanlıştır ve bu affedilemez” dedi. Er doğan, “Bir defa TSK bir örgüttür ama terör örgütü değildir. Bu çok ciddi bir yanlış. Mesela orada emekli olan komutanlarımız var. Bu noktadaki yaklaşım tarzı çok yanlış” ifadeleriyle tutuklu komutanlara yönelik yargılamayı eleştirdi. Erdoğan CHP’li belediyelere yönelik son günlerde yapılan operasyonlara ilişkin olarak ise AKP belediyelere daha çok soruşturma izni verdiklerini ileri sürdü. BAŞSAVCI ÇOLAKKADI ‘Soruşturma avukatlığa ilişkin değil’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yönetici ve üyelerine yapılan operasyona ilişkin tepkiler üzerine açıklama yaptı. Medyada ve özellikler yurtdışında soruşturmaya ilişkin bazı yanlış anlaşılmalar olduğunu söyleyen Çolakkadı, “İstanbul Barosu’na kayıtlı 25 bin civarında avukat bulunmakta olup, sadece az sayıda avukat hakkında soruşturma yapılmıştır. Soruşturma hiçbir şekilde avukatlık mesleğiyle ilgili değildir. Bütün işlemler yasalar çerçevesinde yürütülmüştür” dedi. Savcılığın, önceki yıllarda Belçika ve Hollanda adli makamlarından DHKPC örgütüyle ilgili çok sayıda bilgi ve belge elde ettiğini ifade eden Çolakkadı, bu şekilde soruşturma yapılan bazı avukatların DHKPC örgütüne verdikleri özgeçmiş raporlarının elde edildiğini söyledi. Çolakkadı, gözaltına alınan avukatlara arama ve gözaltı sırasında kötü muamele yapıldığı iddialarına ilişkin de soruşturma başlatıldığını belirtti. CHP’de emeği geçenlere plaket CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği gecede daha önceki dönemlerde partiye emeği geçenlere plaket verdi. Törende konuşan Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekillerinin kısır tartışmalardan vazgeçmesini belirterek, “Birbirlerinin açığını kollamak için fırsat arayan kişi asla CHP’li değildir. Hepimize düşen sorumluluklar var. Lüksümüz yok, ona göre hareket edeceğiz” dedi. İsrail’in Suriye’yi vurmasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Aradan üç gün geçti, hükümetin görüşü belli mi? Bir şey söyledi mi? Daha düne kadar One Minute’le siyaset yaptın, şimdi birileri sana ‘sus’ mu dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bu noktada olamaz” diye konuştu. Gecenin sonunda Kılıçdaroğlu, daha önceki dönemlerde partiye emeği geçen ve aralarında Nurettin Sözen, Ahmet İsvan, Altan Öymen, Gürbüz Çapan, Gürsel Tekin, Akif Hamzaçebi, Selami Öztürk ve Ateş Ünal Erzen’in de bulunduğu birçok CHP’liye hizmet plaketi verdi. (Fotoğraflar: KAYHAN AYHAN) Anayasa Komisyonu ‘yürütme’ bölümünü daha sonra görüşecek ‘Başkanlık’ krizi ertelendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda AKP’nin “başkanlık sistemi” önerisi nedeniyle kilitlenen görüşmeler, “yürütme” bölümünün atlanması formülüyle şimdilik aşıldı. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, “yürütme bölümünde” AKP’nin başkanlık sistemi önerisi ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çalışmalar için “mart ayı sonuna kadar süre” resti çekmesi nedeniyle yaşanan krizde Çiçek bir kez daha devreye girdi. Başkanlık sistemiyle ilgili CHP’nin “müzakere edilmemiş notu” düşülmesindeki ısrarı ve “uzlaşılan maddenin rengiyle” ilgili çıkan tartışmalar nedeniyle çıkan krize Çiçek, “erteleme” formülünü getirdi. Bu çerçevede, AKP’nin başkanlık sistemi önerisinin yer aldığı “yürütme” bölümünün atlanması kararlaştırıldı. Anayasanın ‘idare ve kamu hizmetleri’ bölümünün ardından “yürütme” bölümüne yeniden dönülmesi planlanıyor. Komisyonda ayrıca, 3 partinin üzerinde mutabık kaldığı metnin “uzlaşılmış” sayılması benimsendi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, komisyon çalışmalarının mart sonuna kadar bitmesini istediklerini belirterek “Bitmezse, AKP hazırladığı anayasa değişiklik teklifini TBMM’ye sunabilir” dedi. Elitaş, referandum sayısı olan 330’u bulmak için nasıl bir yol düşün ‘CHP’den de oy gelir’ düklerinin sorulması üzerine CHP’nin kendi vekillerine engel olmaması durumunda ana muhalefetten de oy geleceğini savundu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu ise yeni anayasa için 1.5 yılın dolduğunu belirterek, ilerleme sağlanamaması durumunda kendi metinlerini sunacaklarını kaydetti. Kuzu “Sunduğumuz modeli revize ederek daha böyle derli toplu getirebiliriz veya Genel Kurul’da muhalefet de buna destek olur diye belki bir yarı başkanlık modeli. Hani ötekine göre ‘hiç yoktan, ne yapalım cinsinden’ getirebiliriz. Çünkü aksi halde 2014 yılında Cumhurbaşkanını halk seçtiğinde sorun yaşanacak” dedi. Kentsel dönüşüm protestosu ? İstanbul Haber Servisi “Aksaray Çevre Düzenlemesi Projesi” kapsamında ev ve işyerlerinin yıkılacağını iddia eden yurttaşlar, İBB önünde protesto gösterisi yaparak kararın gözden geçirilmesini istedi. Sarıyer Armutlu’da ise kentsel dönüşüm projesi kapsamında evleri yıkılacak olan yurttaşlar, Barbaros Bulvarı’nı trafiğe kapatarak çevre ve şehircilik il müdürlüğü önünde eylem yaptı. Emniyet müdürü intihar etti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir Emniyet Müdürlüğü Araştırma Planlama Koordinasyon biriminde görevli 1. Sınıf Emniyet Müdürü Murat Öğütverici, dün sabah Karşıyaka’daki evinde intihar etti. 55 yaşındaki Öğütverici’nin, sabah namazını kıldıktan sonra, çenesinin altına yastık koyduğu ve beylik tabancasıyla ateş edip canına kıydığı belirtildi. Öğütverici’nin, intiharından kimsenin sorumlu olmadığını yazdığı bir not bıraktığı bildirildi. Geçen 24 Kasım’da da Tunceli’nin Hozat İlçesi Emniyet Amiri Çağlar San, tabancasıyla başına ateş ederek intihar etmişti. Konya trenleri artık içkisiz Haber Merkezi TCDD’nin Konya seferlerinde içki satışı durduruldu. Beşler Şirketler Grubu tarafından işletilen Ray Restaurant, Konya seferlerinde alkol satışını kaldırdı. Şirket gerekçe olarak “talep olmayışını” gösterdi. Şirket 2006 yılından beri TCDD’nin yemekli vagon işletmeciliğini yapıyor. Şirket yetkilileri, bunun genel bir uygulama olmadığını sadece Konya seferleri için geçerli olduğunu belirtti. TCDD yetkilileri ise içki satışının durdurulmasıyla ilgili kendilerinin bilgi sahibi olmadığını ifade ederken şirkete de böyle bir talimat verilmediğini söyledi. TCDD’nin yemekli hiçbir hattında içki satışına ilişkin bir “yasak kararı” alınmadığını vurgulayan yetkililer, bazı restoranların özel bir şirket tarafından işletildiğini belirtti. Gazetemizin dünkü sayısının 8. sayfasında “AKP’li Şahin polise isyan etti” başlıklı haberde “AKP Gaziantep milletvekili Ali Şahin” yerine “AKP MilMehmet letvekili Mehmet Ali Şahin” Ali Şahin yazılmıştır. Yine aynı sayfada “Protokole Tamince ayarı” başlıklı haberde de “67 dönümlük” arazi “67 bin dönümlük” arazi olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Düzeltme ? Haber Merkezi Tuzla’da sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen babaanne ile torunu, yaşamını yitirdi. Karbonmonoksit sızıntısının evdeki kömür sobasının borularından birinin yerinden çıkması nedeniyle gerçekleştiği öğrenildi. Malatya’da da sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen genç kadın öldü, eşi hastaneye kaldırıldı. Diyarbakır’da ise sobadan sızan gazdan biri çocuk 2 kişi yaşamını yitirdi. Karbonmonoksite beş can
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear