23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 ARALIK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 21 Fotoğraf: BERKAY ÖKTEM Doğu yakasında iki iyi adam Dave Kilminster ve Murray Hockridge’ten Kadıköy’de çok özel bir konser MURAT BEŞER Utanması Olmayanlar Arasında... Öğrenmeye çalışıyorum, isimleri aklımda tutmaya... İstihbarat, MİT, Emniyet? Polisin, askerin, jandarmanın, bakanlıkların, savcıların, yargıçların içine sızmalar... Hangisi cemaatten yanaydı, hangisi hükümetten?.. Kim, hangi yazar, hangi gazeteci Fethullah’ın adamı, hangisi Tayyip’in... Dudak bükmeyin, çok önemli bunlar... Hayati sorunlar bunlar. Türkiye nefesini tuttu, bununla ilgileniyor günlerdir. Hiç “günlerdir” olur mu, yıllardır! Evden ya da sokaktan alınıp götürülmeniz; bilgisayarınıza sahte belgeler yüklenmesi, yargı önüne çıkarılmanız, mahkum olup olmamanız, hapis yatıp yatmamanız, hapiste göreceğiniz muamele hep bunlara bağlı... Yoksa siz hâlâ hak ve hukuk devletinde yaşadığımızı mı sanıyorsunuz? Ahmet Şık ya da nicelerinin “suçlu” olduklarına bir an inandınız mı yoksa? Tam dershanelerin cemaate ait olduğunu, kavganın iktidardan daha çok pay almak, daha çok rant almak yüzünden çıktığını öğrenmeye başlamıştım ki, şimdilik kavgayı erteledik dediler; hele şu seçimler geçsin simsarlığa ve hesaplara sonra bakarız dediler... Bizde adı o muhteşem The Wall konserinden sonra duyulmaya başladı, Dave Kilminster’ın. Oysa Roger Waters’ın gitarcısı, Gezi Direnişi’nin başlamasına yaklaşık iki hafta kala yine aynı mekâna gelmiş, topu topu elli kişi tarafından izlenmişti. Oysa bu akşam takvim yaprağı son ayın üçünü gösterirken KadıköySahne’de birkaç yüz meraklı var. İki kişilik çok özel bir akustik performans bu, hatta dinleti bile denebilir. Dave’in yanında derin ve güçlü sesiyle, soul blues yanıklığında söyleyen şarkıcı Murray Hockridge var. İkilinin bir de albümü bulunuyor. Dave ise birden fazla meziyetin sahibi; çok iyi bir gitarcı olmasının yanı sıra saygın bir hoca, hatırı sayılır bir ses mühendisi ve gitar teknikleri üzerine eksikliğini kapamak için üzerine tabukalem oynatan bir araştırmacı. 1991’de re gibi tünediği perküsyonu çalıyor siGuitarist dergisince yılın yah gırtlaklı beyaz Murgitaristi seçilmiş. Aslen ray; Sirk Dünyası’nın u İki kişilik çok özel solak olan Dave, bir trafik Jack Palance’ından yabir akustik performans pılmış John Malkovich kazası nedeniyle gitarı sağ eline almış. Sayısız büyük kılığında. bu, hatta dinleti bile müzisyenin de favorisi. Radiohead, Led Zepdenebilir. Dave’in Gelin görün ki, altmışlı pelin, Bob Dylan ve Leyanında derin ve yıllardan fırlamış iki hiponard Cohen şarkıları; pi gibi görünüyor bizimhepsi ağır ve yaralayıcı güçlü sesiyle, soul kiler; buruşuk giysi, yırşeyler. İki kafadar şarkıblues yanıklığında tık blucinlerle oturmuş, ları orijinaline yakın çalsöyleyen şarkıcı Murray malarına rağmen çok şey Woodstock ruhu ile çalıHockridge var. yorlar. katıyor kendilerinden. Cesur bir başlangıç, ElLoser şarkıları alabilditon John’un muhteşem ğine temiz, hatta bazen şarkısı “Rocket Man”. “Losing My mutlu bir ruh haliyle çalıyorlar, tutkulu Religion”ın ortasında elindeki elektrik ve kırılgan bir edayla… gitarmışçasına solo yapıyor Dave. İki gitar, iki vokal büyük konser sa“Summertime” da basın davulun lonu soundundan ziyade pub müziği gibi tınlıyor, KadıköySahne’nin loş duvarları arasında. Dave “Comfortably Numb”ın o meşhur solosunda nota kaçırınca karşılıklı basıyorlar kahkahayı; salon da eşlik ediyor kendilerine. Curtis Mayfield klasiği “Move On Up”, The Police’in “Walking On The Moon”u ile potpori oluyor, ardından “Wish You Were Here” hep bir ağızdan söyleniyor. Kırk yıllık dost arkadaş gibiler seyirciyle, alabildiğine samimi ve sıcakkanlılar. Hoşgörü ve iyi niyet ağır basıyor bu akşam İstanbul’un Doğu yakasında, biteviye kavır şarkılardan oluşan bir repertuvar eşliğinde. Son notayla birlikte soluğu geceye başladığımız yerde, çapraz köşedeki Divane’de alıyoruz: “Bakar mısınız, dört ellilik lütfen!..” (muratbeser@muratbeser.com) Utanmayı da vicdanı da ertelediler... Şimdilik, daha çok kirli çamaşır ortaya dökülmesin diye kavgayı, krizi, simsarlığı ertelediler görünüyorlar. Ancak kesin olan bir şey varsa utanmayı ve vicdanı da erteledikleri. Cemaatle hükümet arasındaki kavga yüzünden insanlar hâlâ hapiste... Davaları etkileyecek belgeler ortalıkta ama mahkemeye ulaşamıyor bir türlü... Sahte belgelerle insanların içerde yıllarca hapse tıkıldığı, hapiste öldüğü ortada... Ama utanma da vicdan da ertelendiğine göre bildikleri gibi yola devam ediyorlar... Utanması olmayanlar sarmış dört bir yanımızı... Adalet Bakanı Sadullah Ergin de açıkladı ya: Çıplak aramanın “hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde” yapıldığını... Ve televizyon programında Türkiye’deki adaleti ve bakanını övenlerin de utanma duygusu ihlal olmuyor her nasılsa... İlker Başbuğ’un çağrısı, Hilmi Özkök’ün susuşu... Çağrıyı duymayan kulaklar ve susuşa gözünü yummuş olanlar: Onlar da utanmayı ve vicdanı ertelediler herhalde... Önceki akşam Celal Şengör TV ekranından “Üniversite yok, bilimsel çalışma kalmadı” diyordu. Duyan ya da utanan pek olmadı galiba... Bugün 5 Aralık. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği gün. Oysa: Hâlâ işgücüne katılamıyoruz, dört kadından üçü evde oturuyor. Erkeklerle eşit eğitim hakkına sahip olamıyoruz. Devlet çocuk yaşta evlilikleri engellemiyor. Tecavüzcüler serbest bırakılıyor, adeta ödüllendiriliyor. Kocaları, babaları, kardeşleri, sevgilileri tarafından öldürülen kadın sayısı azalmıyor, artıyor. Meclis’teki erkekler, milletvekili kadınlara hakaret ediyor, sindirmeye çalışıyor. Kadınlar Meclis’te yüzde 14.2 gibi utanç verici bir oranda temsil ediliyor. (KA.DER) Bundan böyle kadınların da erkeklerin de seçimi bu utancı giderici yolda olmalı. Hâlâ özeleştiri yapmamış “Yetmez ama evet”çiler, siz de artık bir karar verin: Fethullahçı mı olacaksınız Tayyipçi mi! İkisinden birine mahkum olmadığımıza inananların karşısına öyle dikilin bundan böyle... Ödül töreni ocak ayında Strasbourg’da düzenlenecek Baksı’ya Avrupa Konseyi’nden ödül Renklerin çağrışımı... ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Mostphotos, illüstratör Sadi Güran ile dijital sergi ‘7 Renk 7 İkon’ projesine imza atıyor portal olabileceğini gösterme amacıyla ortaya çıktı. Böyle bir projeyi, Türkiye’nin önde gelen illüstrasyon sanatçısı Sadi Güran ile yürütüyor olmak ayrıca mutluluk verici... Proje, müzik dünyasının ikonlaşmış efsaneleri ve kendilerine has tarzları ile farklı müzik renklerini temsil eden farklı renk altyapıları ile resmedilmiş illüstrasyonlardan oluşuyor. Siz bu projeye nasıl dahil oldunuz? Sadi Güran: Stok siteleri yeni medyada çok büyük yeri olan kaynaklar. Türkiye’den ve yurtdışından pek çok sanatçı tanıdığımız bundan bahsediyor neredeyse. Tam da bu noktada Mostphotos beni sitelerine davet etti ve ben de neden olmasın dedim. İlk projeniz ölümsüz sanatçılar üzerine olmuş. Bu fikir kimden çıktı? Sanatçılar nasıl seçildi? Neden bu sanatçılar? S. Güran: Fikir benden çıktı. Ekibin de hoşuna gitti. Stok olayında biraz da editöryal olarak kullanılabilecek bir seri yapmanın doğru olacağını düşündük. Bu portreler hem dergilerde, makalelerde kullanılabilecek hem de dekoratif olarak görmek istenebilecek isimlerin portreleri. İllüstratör olarak dergiler için yıllardır pek çok sanatçının portresini yaptım. Kişisel işlerimde ise genellikle portre yapmam. İlk kez kendi isteğimle, sevdiğim ve bir kısmı bugüne kadar pek çizmediğim isimleri yapmak istedim ve çok keyif aldım. Hiç Cher ya da Chet Baker çizmem istenmemişti mesela. Biraz içimde ukde kalan isimlerdi sanırım ve çizip rahatladım. Kültür Servisi Sanatçı ve akademisyen Hüsamettin Koçan’ın 2010 yılında Bayburt’ta kurduğu Baksı Müzesi, Avrupa Konseyi tarafından verilen 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü’ne değer görüldü. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Bilim, Kültür ve Eğitim Komitesi (EMYA), Paris’te yaptığı toplantıda, Baksı Müzesi’nin ödüle değer görülmesini “üst düzey sanat ve dizaynın Anadolu’nun kuzeyindeki gelişmemiş kırsal bölgelere taşınmasında oynadığı rolün” dikkate alınmasıyla gerekçelendirdi. Baksı Müzesi’ne ödül olarak bronzdan yapılma “Güzel Göğüslü Kadın Heykeli” ve bir de diploma verilecek. Ocak ayında Strasbourg’da düzenlenecek bir törenle takdim edilecek heykel bir yıl Baksı Müzesi’nde kalacak. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepenin üzerinde 2010 yılında kurulan Baksı Müzesi, çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına aynı çatı altında yer veriyor. Müze; 1500 metrekare sergileme salonu, konferans salonu, atölye, kütüphane, 30 kişilik konuk evinin bulunduğu toplam 30 bin metrekarelik alandan oluşuyor. İsveçli fotoğraf sanatçısı Arian Bahrami tarafından 2007 yılında kurulan Mostphotos, bir dijital imaj bankası. En büyük hedeflerinden biri, sanatsal değer taşıyan eserlerin sergileneceği ve bu u Sadi Güran eserleri sanatseveriçin Nina Simon lerle buluşturacaçok özel bir ğı bir platform olisim. Çizmeye mak. İlerleyen zamanlarda buna doyamayacağı benzer birçok farkbir güzelliğinin lı projeye imza ataolduğunu söyleyen cak Mostphotos, bu aralar illüstratör Güran, “Simone Sadi Güran’ın “7 dışında, Cher’i Renk 7 İkon” dijiçizerken ‘işte bu’ tal sergisine ev sahipliği yapıyor. “7 demiş olabilirim. Renk 7 İkon” adlı En zorlanmadan sergide, sanatçının çıkardığım portre renklerin çağrışıo oldu” diyor. mı ile oluşturduğu David Bowie, Nina Simone, Billie Holiday, Cher, Chet Baker, Michael Jackson ve Grace Jones gibi sanatçıların illüstrasyonları yer alıyor. Güran için Nina Simone çok özel bir isim. Çizmeye doyamayacağı bir güzelliğinin olduğunu söyleyen Güran, “Simone dışında, Cher’i çizerken ‘işte bu’ demiş olabilirim. En zorlanmadan çıkardığım portre o oldu” diyor. Türkiye temsilcisi Ceyhun Cengi ile Mostphotos’un Türkiye’ye geliş sürecini, Sadi Güran’la da “7 Renk 7 İkon” sergisini konuştuk. Mostphotos’un oluşum süreci nasıl başladı? Ceyhun Cengi: Arian Bahrami Mostphotos’u oluştururken diğer stok fotoğraflarına fotoğraflarını kabul ettirmenin zorluğunun farkındaydı ve Mostphotos’un fotoğrafçılar için daha demokratik bir stok sitesi olmasını is Kadınların seçimi tiyordu. Böylece her fotoğrafçı, yüklemek istediği fotoğrafı herhangi bir engele takılmadan yükleyebilecek ve dünyanın her bölgesinden lokal fotoğraflara erişim imkânı olacaktı. Mostphotos, 2013 yılı başlarında İsveç ve İskandinavya markeCher tinin dışına çıkarak, yeni yatırımcılarla büyüme yoluna girdi. Haziran başlarında girdiği Türkiye ise İskandinavya dışındaki ilk yabancı marketi oldu. “7 Renk 7 İkon” tam olarak neyi kapsıyor? Biraz bu projeden bahseder misiniz? C. Cengi: “7 Renk 7 İkon” projesi, hem Mostphotos’un yalnızca bir fotoğraf sitesi olmadığını, özgün illüstrasyonlar da içerdiğini vurgulamak, hem de Mostphotos’un sanatçıların işlerini sergileyerek satışa sunabilecekleri bir Nina Simone n Kültür Servisi Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin İstanbul Beyoğlu Galatasaray’daki binasında yenilenme çalışmaları sürerken sanata ara verilmiyor. İnşaat çalışmaları süren binadaki “Geçiş Projesi”nin dördüncü bölümü bugün saat 18.00’de Lucy Beech ve Edward Thomasson’ın “Pasif Agresif” isimli canlı performansıyla başlayacak. Bu performansta koreografinin sergilendiği alandaki sesler mikrofonlarla güçlü bir şekilde izleyicilerin bulunduğu alana veriliyor. Oyuncuların ve hareketlerinin sesleri harmanlanırken hareketlere uzak olan izleyici, seslere yakın oluyor. Pasif, agresif bir ses 7. ÇUKUROVA KİTAP FUARI 1419 OCAK TARİHLERİ ARASINDA Kültür Servisi Çukurova Kitap Fuarı 7. yılında Orhan Kemal’in 100. yaşını kutluyor. 1419 Ocak tarihleri arasında TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan fuarda edebiyatımızın en üretken yazarlarından biri olan Orhan Kemal, memleketi Adana’da çeşitli etkinliklerle anılacak. “Orhan Kemal 100. Yaşında Sempozyumu” kapsamında gerçekleştirilecek etkinlikler arasında 14 Ocak’ta “Or Orhan Kemal 100 Yaşında han Kemal’in Adana’sı”, 15 Ocak’ta “Edebiyattan Sinemaya Orhan Kemal”, “Orhan Kemal ve İzleri”, 17 Ocak’ta “Yaşamı ve Eserleri ile Orhan Kemal” yer alıyor. Ayrıca yazarın yaşamının, Adana’da geçirdiği yılların ve eserlerinden seçme metinlerin yer aldığı “Orhan Kemal 100 Yaşında” sergisi de fuar süresince kitapseverlerle buluşacak. Çukurova Kitap Fuarı’na yurtiçinden 200’ün üzerinde yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılacak. Girişin ücretsiz olduğu fuar, 1418 Ocak tarihleri arasında 10.0020.30 saatlerinde, kapanış günü 19 Ocak’ta ise 10.0019.00 saatlerinde ziyaret edilebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear