25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2013 PERŞEMBE 18 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Altını çizerek söylüyorum, Meclis’in iradesini Meclis dışındaki güç odaklarına teslim etmeyeceğiz, dedi... Meclis dışındaki güçleri başladı sıralamaya: Medya, baskı grupları, sermaye, çeteler, mafyatik örgütler, karanlık suç örgütleri… Bu listede Gülen cemaati yok! Gülen cemaatinin adını vererek suçlayacak açık seçik tek bir cümle söyleyemiyor. Söyleyemez... Kardeşlik müminler arasında olurmuş ama RTE ile Gülen arasındaki kardeşlik; dershane krizi patlamadan, aralarındaki güç kavgası açığa çıkmadan önceydi... Bir zamanlar, pek uzak değil üç beş yıl önce; gazetelerde cemaatin Emniyet’i, bürokrasiyi, yargıyı ele geçirdiğini açıklayan ve tabii hükümet tarafından sır gibi gizlenen ve yalanlanan bilgiler bugün artık ayrıntılarıyla işportaya düştü... RTE ve hükümeti Gülen cemaatinin devletin derinliklerinde eli kolu olduğu haberlerini artık yalanlamıyor. Hatta bu içerikteki haberleri teşvik eden bir tavır içinde. Nedeni de basit. Gülen cemaatine saldırılarını mazur ve makul göstermek! HHH Bugün Meclis’in üzerine çevrilen, başta sermaye ve medyanın kışkırtmaları, kurşun gibi ağırmış. Böyle diyor. Oysa kurumlardan bireylere kadar her alanda baskı ve korku rejimi kuran bu hükümet sayesinde “ülkede hava kurşun gibi ağır!”... Gülen ve cemaatini ezip geçemeyeceğini görünce sinirleri tel tel gerildi RTE’nin. Açıkça Gülen ve cemaatine yüklenemiyor Medya diyor, sermaye diyor, gizli, karanlık örgütler, çeteler diyor. Kıvranıyor, sözü döndürüp dolaştırıyor ama bir türlü Gülen ve cemaat diyemiyor... Aslında hedefindeki din kardeşi Gülen ve cemaatin adını veremiyor. Eeee, kolay değil. Tabii işine geldiğince çekip çıkardığı, geçmişle ilgili siyasal olaylarla yüklendiği laikliği savunan ana muhalefet değil, karşısındaki cephe. Din kardeşi! Cemaat! Geçmişte gizliden izlediği, fişlediği cemaati, hasım bir cephe gibi açıktan eleştireceği, sömüreceği ve tabii kamuoyu önünde haksız çıkaracak olaylar bulamıyor. Var olan olaylara, örneğin cemaatin Emniyet’e, yargıya, bürokrasiye sızıp ele geçirmesine karşın hiçbir karşı önlem almadım nasıl desin? Aynı tezgâhın müşterileri bunlar. AKP’nin de cemaatin de varlık kaynağı din! HHH “Medya Meclis’in yerine geçemez” diyor. Bu cümleden kaldırın medyayı, yerine cemaat sözcüğünü koyun; RTE’nin asıl kimi suçlamak istediği ortaya çıkar. Cemaatin Emniyet’i, yargıyı, bürokrasiyi nasıl ele geçirdiğinin hesabını vermeli RTE. Cemaatin 11 yılda maddimanevi alanlarda onca gelişip semirmesi RTE hükümetleri sayesinde. Yurtdışında bağlantılar, yurt içinde ve dışında okullar, üniversiteler, dershaneler ve medya... Cemaatin 11 yılda eriştiği zenginliğin kısa özeti HHH Çıkıyor grupta kürsüye; devletin okullarında çocukların gereken eğitimi alarak üniversiteye hazırlandıklarını ama dershanelerinin varlığını korumaya çalışanların bu gerçeği yalanlayarak okullarda yeterli eğitimin verilmediğini savunduklarını söylüyor. Okullarda eğitim yeterli mi değil mi sorusunu, BM’ye bağlı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin gerçekleştirdiği Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Proğramı (PISA) eğitim araştırması önceki gün Paris’te yanıtladı. Araştırma RTE’nin eğitimle ilgili iddialarını yalanlıyor. 510 bin öğrenci arasında yapılan araştırmaya göre 65 ülke arasında Türkiye ortaöğretim kalitesinde 44’üncü! HHH Yalancının mumu yatsıya kadar yanar demişler ama bu atasözünü RTE’ye bağlamak olanaksız. OECD’nin açıkladığı sonuç bizimkini hiç ama hiç ırgalamaz. Bu sonuç; pek çok alanda olduğu gibi, eğitim alanında da Müslüman Türkiye’nin başarılarını kıskanan gâvurun yeni bir yalanı der ve geçer! Hatay’da 10 gözaltı Aralarında Antakya Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Merkezi üyeleri ile gazetecilerin de bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı SAVAŞ KÜRKLÜ / AKIN BODUR ADANA/ İSKENDERUN Hatay’ın İskenderun, Antakya ve Samandağ ilçelerinde aralarında Antakya Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Merkezi (EHDAV) üyeleri ile gazetecilerin de bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı. Operasyonla ilgili gizlilik kararı alındığı için resmi bir açıklama yapılmazken 10 kişinin THKPAcilciler örgütü lideri Mihraç Ural ile bağlantıları oldukları iddiasıyla gözaltına alındığı belirtildi. Adana Terörle Mücadele Savcılığı’nın talimatı üzerine Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı sivil polisler Hatay’ın İskenderun, Antakya ve Samandağ ilçelerinde önceki gün sabah 05.00 sıralarında değişik adreslere eşzamanlı baskın düzenleyerek İskenderun’da çeşitli gazetelerde köşe yazarı olarak çalışan Nesrin Rihani, Ferit Meynioğlu, Mehmet Gözel, Fikret Aslan, Umut Aslan, Hafız Kelahmetoğlu, Gülnaz Muhammed, Celal Nihadioğlu, Ferhat Kahle oğulları ve adı belirlenemeyen bir kişiyi gözaltına aldı. Operasyonla ilgili gizlilik kararı alındığı için resmi bir açıklama yapılmazken avukatlar 10 kişinin 12 Eylül 1980 darbesinin ardından çöken THKPAcilciler örgütü lideri Mihraç Ural ile bağlantıları oldukları iddiasıyla gözaltına alındıklarını belirtti. ‘Gerekçe göstermeden evimizi aradılar’ Gözaltına alınanların ifadelerinin ardından Adana’ya sevk edileceği bildirildi. İskenderunlu gazeteci Nesrin Rihani’nin Eşzamanlı baskın yapıldı kızı Zeynep Rihani, baskın sırasında Facebook’tan “Az önce evimiz Adana Başsavcılığı’ndan izinli belgeyle polisler tarafından arandı, gerekçe belirtilmeksizin. Muhtemel annemin ÖSO karşıtlığı, direnişe desteği, Suriyeli oluşu, gerçekleri köşe yazısına taşıması buna etken oldu” yazdı. EHDAV Başkanı Ali Yeral, “Gözaltına alınanların, Adana’dan özel mahkemeyle terör suçundan ve gizlilik kararıyla yargılanacakları bildirildi. Arkadaşlarımız serbest kalana kadar olayı anbean çok yakından takip etmekteyiz” dedi. ‘Sabırsızlıkla Meclis’e Bekliyoruz’ Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay ile ilgili kararı Washington’daki CHP heyetine, ziyaretlerinin son gününde sabah 08.00 civarında (Türkiye saati ile 15.00’te) ulaştı. Haber Kılıçdaroğlu’nun medyadan sorumlu danışmanı da olan İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın tarafından Kılıçdaroğlu’na iletildiğinde Anayasa Mahkemesi heyeti henüz toplantı halindeydi. CHP lideri yaklaşık bir saat sonra Amerikan Türk Konseyi’nde (ATC) bir konuşma yapacaktı. Haberin doğruluğu teyit edilince Kılıçdaroğlu, henüz karar kamuoyuna dahi duyurulmamışken gezisini takip eden gazetecilere memnuniyetini şöyle aktardı: “Alınan karar çok önemli. Umarım Anayasa Mahkemesi aynı duyarlılıkla devam eder. Yargının, bu kararının gereğini yerine getirmesini sabırsızlıkla bekliyoruz. Tutuklu tüm milletvekillerinin parlamentoda ve görevlerinin başında olmaları gerekiyor. Meclis’e gelip yemin ederek görevlerine başlamaları bizim için büyük mutluluk olacak.” Kılıçdaroğlu ATC toplantısında da bir soru üzerine şunları söyledi: “Balbay bir gazeteci. Partimizden milletvekili oldu. Şu anda hapiste. Parlamentoya gelip yemin etmedi. Türkiye’de uzun tutukluluk süreleri, Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi ve HSYK Başkanı tarafından eleştirilen bir konuydu. Ancak bugüne kadar bir çözüm bulunamamıştı. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin kararı umarım Sayın Balbay’ın özgürlüğüne kavuşmasına önemli katkı yapmış olacak.” ATC Başkanı James Holmes’ın soruyu soran gazeteciyi “kırmızılı kadın” diye nitelemesi üzerine de Kılıçdaroğlu, “ ‘Kırmızılı kadın’ sözünün bizim belleğimizde çok ayrı bir önemi var. Gezi Parkı olaylarında kırmızılı kadın, duruşu ile biber gazı yerken fotoğraflanmıştı. Ona da buradan saygılarımı yolluyorum” dedi. CHP liderinin Balbay ve Gezi Direnişi ile ilgili bu sözleri katılanlar tarafından coşkulu biçimde alkışlandı. Kılıçdaroğlu, dört gün boyunca ABD yönetimi, Kongre’nin hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kanadı, Musevi toplumunun çatı örgütleri, Amerikan basınının etkili gazeteleri ve dört önemli düşünce kuruluşunun yanı sıra ABD’de yaşayan Türk toplumunun Gülen cemaati dahil tüm tarafları ile görüşmeler yaptı. Kılçdaroğlu’na gösterilen yakın ilgiyi, Kongre’deki temaslarda yakından gördük. Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilerin lideri olan Kongre’nin üçüncü önemli ismi Eric Cantor CHP lideri ile özel olarak buluştu. Görüşmeye programda olmamasına karşın Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ed Royce’un da gelmesi dikkat çekti. ABD’deki siyasi yelpazenin aktörlerini Kılıçdaroğlu’nu dinlemeye iten nedenler neler? Sorunun yanıtını CHP liderini kapalı kapılar ardında Amerikan yönetiminin kritik isimleri ve Washington’daki Türkiye uzmanları ile bir araya getiren, Obama yönetimine yakınlığıyla bilinen Amerikan İlerlemesi Merkezi’nin (Center For American Progress – CAP) Türkiye Programı Direktörü Michael Werz’den aldık. Werz’e göre AKP hükümetlerinin üç konuda izlediği politikalar ABD yönetiminde hayal kırıklığı yaratmış durumda. Bunlar sırasıyla; l ABD’nin müttefiki İsrail’e karşı takındığı tutum, l Mısır’la ilişkilerde giderek daha da kötüleşen kriz, l Suriye’deki İslamcılara sağlanan yardımla ilgili soru işaretleri. Werz’e göre, “AKP’nin bu üç konuda ABD’de yarattığı ‘hüsran’, aynı zamanda CHP’nin önünde kendi duruşunu anlatmak için bir fırsat yaratmış durumda.” Amerikalı Türkiye uzmanının CHP liderinin Washington’da karşılanışına ilişkin değerlendirmesi ise şöyle: “Kılıçdaroğlu ve CHP heyetinin yaptığı üst düzey temaslar ve gördüğü sıcak kabul, Washington’da Türkiye’nin iç dinamikleri hakkında, farklı görüşleri de içerecek şekilde tüm resmi görme arayışı olduğunun en somut kanıtıdır.” Werz’e göre CHP’nin Washington ziyareti iki sonucu ortaya koyuyor: Birincisi “Washington CHP hakkında daha fazla bilmek ve öğrenmek istiyor”. İkincisi ise “Kılıçdaroğlu da CHP’nin içinden geçmekte olduğu değişim ve dönüşümü ve içeride verdiği mücadeleyi göstermek istiyor.” SADULLAH ERGİN TEMİZLİĞİ Mİ? CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl, baskınlara hiçbir gerekçe gösterilmemesinin kaygı verici olduğunu vurgulayarak “Bu insanlar ne ile suçlanıyor, hangi gerekçeler ile gözaltına alınıyor, bu insanlar yürütülmekte olan bir soruşturmaya mı eklemlenmek isteniyor, henüz bilinmiyor? Öyle görülüyor ki; AKP hükümeti 30 Mart yerel seçimleri öncesi bir temizlik harekâtı yürütmekte. AKP’nin Hatay Büyükşehir Belediye başkan adayı olan Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in kente gelmesinden önce bir temizlik harekâtı, bir alan açma operasyonu için düğmeye basılmış görünüyor” dedi. Balbay ve Gezi’ye alkış Erdoğan’ın kızı ve oğlunun da bulunduğu vakfın tasarısı TBMM’de Ailesi üniversite kuruyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ve oğlu Bilal Erdoğan ile bazı akrabalarının üyeleri arasında yer aldığı Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) tarafından İstanbul’da İbni Haldun Üniversitesi’nin kurulmasına ilişkin yasa tasarısı TBMM’ye sunuldu. Tasarıya göre İstanbul’a İbni Haldun adıyla kurulacak üniversitede eğitim bilimleri, iletişim, insan ve toplum biEsra Albayrak limleri, siyasal bilgiler fakültelerinin yanı sıra sosyal bilimler ile eğitim bilimleri enstitüleri bulunacak. İbniHaldun Üniversitesi’ni kuracak TÜRGEV’in Bilal Erdoğan yönetim kurulunda Başkan Yardımcısı olarak Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan bulunuyor. Vakfın genel kurul üyeleri şöyle: Esra Albayrak (Erdoğan’ın kızı), Serhat Albayrak (Erdoğan’ın damadının ağabeyi), Reyhan Uzuner (Bilal Erdoğan’ın kayınvalidesi), Ziya İlgen (Erdoğan’ın eniştesi), Şule Albayrak (Esra Albayrak’ın eltisi), Ahmet Ergün (Erdoğan’ın yakın arkadaşı), Bülent Turan, Mustafa Ataş ve Doğan Kubat (AKP İstanbul Milletvekilleri), Hasan Can (AKP Ümraniye Belediye Başkanı), Mevlüt Uysal (AKP Başakşehir Belediye Başkanı), Mustafa Demir (AKP Fatih Belediye Başkanı), Yasemin Solmaz (İşadamı Remzi Gür’ün kızı), Zeynep Eker Ayhan (Tarım Bakanı Mehdi Eker’in kızı). Kongre’de büyük ilgi ‘Erdoğan hüsranı’ birleştirdi ‘AB ile vizede mutabık kaldık’ Dış Haberler Servisi Brüksel’de temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB ile Türkiye arasında vize serbestliği diyaloğu görüşmelerinin başlamasına ve geri kabul anlaşmasının imzalanmasına karar verildiğini bildirdi. Davutoğlu, AB Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström ve genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Türkiye ve AB’nin uzun çabalarından sonra vize serbestliği diyaloğu görüşmelerinin başlaması ve geri kabul anlaşmasının imzalanması konusunda mutabık kaldık” dedi. Davutoğlu, 16 Aralık’ta vize serbestliği sürecinin Ankara’da resmen başlayacağını ve geri kabul anlaşmasının imzalanacağını söyledi. AltınovA’DA 9 kişi yAkılArAk ölDÜrÜlMÜştÜ Washington’daki ‘arayışın’ kanıtı 3 asker ve 1 polis yargı önünde KIRIKKALE (Cumhuriyet) Muş’un Korkut ilçesine bağlı Altınova beldesinde yaşayan Öğüt ailesine ait evin 1993’te yakılarak 9 kişinin öldürülmesiyle ilgili 3 asker ve 1 polisin “Kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” ten yargılmanmasına dün başlandı. Ailenin yakınlarının Muş Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru üzerine başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, dönemin Hasköy Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı B.K., Üsteğmen H.A., Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş T.N. ve İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdür Vekili Ş.U. hakkında “Kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek”ten TCK’nin 82/1c ve 38/1. maddeleri gereğince 9 kez ağırlaştırılmış müebbet istenmişti. Güvenlik nedeniyle Kırıkkale’ye alınan davaya devam edildi. Duruşmaya 7 çocuğu ve eşiyle birlikte öldürüldüğü iddia edilen Mehmet Nasır Öğüt’ün ağabeyi Mehmet Eşref Öğüt ve hayatta kalan tek kızı Aysel Öğüt, ile yakınları katıldı. Aysel Öğüt, olay günü yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hâkim olamadı. Öğüt, suçluların yargılanmasını talep edip, adalete güveninin tam olduğunu söyledi. CHP’deki dönüşümü anlattı l Şahin: Karar siyasi CHP’li başkana şok ceza! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP’li Menemen İlçe Belediyesi’nde Başkan Tahir Şahin’in makam şoförünün de karıştığı soygunun ardından gerçekleşen yargılamada Başkan Şahin’e, “görevi kötüye kullanmaktan” 6 ay 7 gün hapis cezası verildi. Başkan Şahin, “Verilen karar siyasidir” dedi. Menemen Belediyesi’ne geçen ocak ayında gelen çalışanlar, belediyenin tüm gelirlerinin toplandığı çelik kasanın, oksijen kaynağıyla parçalanıp açıldığını ve 295 bin liranın çalındığını belirledi. Çalışma başlatan polis, CHP’li Belediye Başkanı Tahir Şahin’in 3 yıldır makam şoförlüğünü yapan A.A. ile 6 kişiyi yakaladı. Gözaltına alınan şoför A.A’nın, suçunu itiraf ederken çalınan para da bir evin bahçesinde toprağa gömülü olarak bulundu. Soruşturmanın tamamlanmasıyla zanlılardan A.A.’nın da aralarında olduğu 5 kişi tutuklandı. Menemen 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce kusurlu bulunan Başkan Şahin’e “görevi kötüye kullanmaktan” 6 ay 7 gün hapis cezası çıktı. Başkan Şahin’in avukatlarının karara itiraz edeceği öğrenildi. Başkan Şahin yaptığı açıklamada, “Çıkan bu sonuç başkanlığımı ve adaylığımı etkileyecek bir durum değil. Asıl sorumlular beraat ediyor, biz ise ceza alıyoruz” dedi. 18 aylık bebeğin ölümüne soruşturma yok! Başına gaz bombası isabet etti, can verdi, soruşturma kaymakam engeline takıldı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Şırnak’ın Cizre ilçesinde 9 Ekim 2009’da bir gösteri sırasında, annesinin kucağındayken başına isabet eden gaz bombası nedeniyle ölen 18 aylık Mehmet Uytun için yürütülen soruşturma, kaymakam engeline takıldı. Cizre Kaymakamlığı, suçlamada yeterli delil bulunmadığı ve işleme gerek olmadığı gerekçesiyle, soruşturulması istenen askeri personel için soruşturma izni vermedi. Avukat Rahşan Bataray Saman, davayı AİHM’ye taşıyacaklarını belirtti. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Tıp raporu ve tanık ifadelerine dayanarak, gaz bombasını attığı öne sürülen H.A. adlı asker hakkında Cizre Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni istedi. Ancak Cizre Kaymakamlığı “H.A. hakkında üzerine atılı ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ iddiasıyla ilgili suçlamada yeterli delil bulunmadığı ve işleme gerek olmadığı” gerekçesiyle talebi reddetti. Cumhuriyet Başsavcılığı da, Cizre Kaymakamlığı’nın bu kararını gerekçe göstererek asker H.A.’ya ilişkin soruşturmayı, “Şikâyet edilen hakkında ceza soruşturması yürütmenin yasa gereği mümkün olmadığı anlaşılmakla, şikâyet edilen hakkında inceleme yapılmasına yer olmadığına” karar vererek soruşturmayı kapattı. İHD Diyarbakır Şubesi üyesi avukat Saman, verilen kararla iç hukuktan bir şey beklemenin zaman kaybından başka bir şey olmayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, yaptığı tüm görüşmelerde istisnasız “Gezi Parkı protestoları”na bakışını öğrenmek isteyen sorularla karşılaştı. Bunun nedenini kendisini toplantılarda dinleyen bir başka Amerikalı uzman şöyle tarif etti: “Erdoğan ve AKP konusunda Washington yönetiminin aklında kırılma yaratan konu tartışmasız Gezi protestolarıdır. O günden itibaren sadece iç politika değil Erdoğan’ın başta İsrail olmak üzere dış politikadaki çıkışları insanların gözüne batar oldu. Aslında Erdoğan İsrail konusunda ‘one minute’ krizinden bu yana 4 yıldır aynı şeyi söylüyor. Ama Obama ile ‘Arap Baharı’ sayesinde sağladığı siyasi diyaloğu koruduğu için hasar görmüyordu. Ancak Gezi bu diyaloğu kopardı. Artık Obama’nın desteğini tamamen yitirmiş durumda.” Nitekim Kılıçdaroğlu’na Kongre’de de kısa süre önce ABD’yi ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Gezi olaylarından gurur duyduğuna” ilişkin sözleri hatırlatıldı. CHP lideri, “Gezi olayları keşke Ahmet Davutoğlu’nun burada konuştuğu gibi olsaydı. O zaman 6 kişi ölmez, 10 kişi kör kalmaz, on binlerce kişi yaralanmaz, yüz binlerce kişi soruşturmaya uğramaz, yüzlerce kişi tutuklanmazdı” diyerek iktidarın “orantısız şiddet” uygulamasını hatırlattı. Kırılma noktası Gezi Keşke konuştuğu gibi olsa... ATATÜRK AKLINIZDA KALSIN YETER! Kılıçdaroğlu, “ABD’den ayrılırken CHP ile ilgili umutlanılmasını istediğiniz üç mesaj nedir” sorusuna da şöyle yanıt verdi: 1. Biz Türkiye’nin çağdaş yüzüyüz. 2. Türkiye’de başta basın olmak üzere daha fazla özgürlük istiyoruz. 3. CHP’nin dış politikası yönünü Batı’ya çevirmiş bir politikadır. Bu konuda Atatürk’ün şu sözünü aklınızda tutun yeter: Yurtta barış, dünyada barış.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear