20 Haziran 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon PB Giresun PB B Ankara 33 39 37 35 38 39 39 31 28 29 28 29 34 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B A A A B B B B B B B 34 31 31 38 37 35 40 42 37 39 33 28 28 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn B Münih Y Berlin PB Budapeşte B Madrid B Viyana PB HABERLER 14 17 20 21 20 21 24 24 28 25 39 32 29 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam A B B A Y B A A B B B A A 38 35 31 35 25 19 33 33 31 32 32 37 39 Ülkemizde yağış beklenmiyor. Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı tüm yurtta artacak, mevsim normallerinin üzerinde seyredecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Ağustos Balyoz davası sanıkları adil savunma ve yargılanma haklarını istedi Kaos ve Sonuç ANA BABALAR için hiçbir konu çocuklarının sağlıklı ve iyi yetişiyor olmasını sağlamaktan daha önemli ve öncelikli olamaz. İşte tam da bu noktada, 75 milyonluk Türkiye halkının çocuklu aileleri 17 Eylül tarihini düşünerek o tarihte başlayacak büyük kaosun sonuçlarını şimdiden yaşamaya başlamışlardır. Hazırlıksızlık dizboyu. Kaosun birkaç nedeni birden var. İnsanları şaşkına çeviren de bu. Ama asıl şaşkına çevrilmiş olanlar, yaygın endişe havasını gidermek üzere televizyonlara çıkıp bir şeyler söylemekle görevlendirilen bakanlık görevlileri galiba. Onlar da, durup dururken ortaya atılan bu sözde “reform”un anlamını ve gerekçesini tam sezememiş olmalılar ki, ne diyeceklerini pek bilemiyorlar. Bakanla aileler arasına sıkışmış durumdalar. nandırıcı biçimde açıklanamayan sorunların başında okula başlama yaşının aşağı çekilişi geliyor. Kimse bunun hangi amaçla yapıldığını tam anlatamıyor. Gerçekten, 6066 ayını henüz doldurmuş çocukları okula başlatmanın hikmetini kavramak çok zor. Tıp biliminin o yaştaki çocukları “okul eğitimine hazır” saymadığına ilişkin ciddi iddialar var. İstanbul Tabip Odası çocuğun toplumsal, zihinsel, duygusal durumunun, dil ve hareket becerilerinin ancak 72 aydan, yani altıncı yaştan sonra tamamlanmış sayılabileceğini gösteren bilimsel testlerden söz ediyor. Bundan kalkarak, ancak yeni becerilmeye başlanan okulöncesi eğitimi “okul eğitimi” çerçevesine sokmanın yanlışlığı vurgulanmakta. Bunları ve ilgili mesleklerdeki uzmanların, eğitimcilerin, psikologların, psikiyatrların değerlendirmelerini öğrendikçe, bu sözde “reform”a niçin kalkışıldığını sormadan edemiyor insan. anıt açık galiba: Hedef, Sayın Başbakan’ın “dindar” dediği ve laiklikle pek bağdaşmayan büyük ve güçlü bir toplum yaratmaktır. Öyle bir toplum olmalı ki; her yönüyle ve bütün meslekleriyle yeryüzünde İslamın bayrağını Osmanlı’nın yükselttiği yüceliklerde dalgalandırsın. Belki, Dolmabahçe Sarayı’nı çok seven bir politikacıya o yapının görkeminden gelen bir esintidir bu. Ama, o zeki bir insan olarak bilir ki; öyle bir hedef, ancak hem inançlı hem sımsıkı sıkıştırılmış “dört artı dörtler”den oluşan ve çok erken başlatılması gereken uzun bir eğitimle olur. N’apalım, kabak beş yaşını yeni bitiren bebelerin başına patladı. ‘Savunma kısıtlanıyor’ HATİCE TUNCER İ Y Balyoz davasında emekli ve muvazzaf asker sanıklar “savunma ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini” dile getirdi. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi ve bilirkişi incelemesi istemlerinin kabul edilmediğini dikkat çeken sanıkların çoğunluğu “Bu koşullarda son savunmalarını yapamayacaklarını” söylediler. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi duruşma salonunda görülen davanın 101. duruşmasına avukatlar dün de girmedi. Başkan Ömer Diken, sanıkların son savunmalarının alınmasına devam edileceğini açıkladı. Emekli Korgeneral Doğan Temel, “Sözde bir darbe planının EkA görevlendirmede yetkili personel listesinde ismimin yazılı olması nedeniyle suçlanmaktayım” diye konuştu. Savcının mütalaasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in adının yer aldığı suçlamanın kaldırıldığına dikkat çeken Doğan Temel şunları anlattı: “İddianame ve mütalaa arasındaki benimle ilgili tek fark ‘Gen etüd’ adlı sözde çizelgede Tümgeneral Necdet Özel’in karşısına yazılan ‘mutlaka ikna edilmeli, Doğan Paşa takip’ suçlamasının, nedenini anlamadığım şekilde mütalaada kaldırılmış olmasıdır.” Tutuklu sanık Tümgeneral Salim Erkal Bektaş ve Tümgeneral Bekir Memiş Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini söylediler. Tutuklu sanık Emekli Albay Mehmet Yoleri ise dijital delillerde 1400 sahteciliğin tespit edildiğine dikkat çekti. Çeşitli hastalıkları nedeniyle verilen raporları mahkemeye gösteren Yoleri, “Kızımın nişanını 5 No’lu cezaevin ? Avukat Hakan Tunçkol, ‘Bu operasyonu, 11 Eylül saldırısını tasarlayanlar başlatmış ve delil CD’lerini de onlar koymuşlardır’ dedi. de kantinden aldığımız çikolata ile kutladık” dedi. 17 sanığın avukatı Hakan Tunçkol, “Balyoz sürecinin TSK’deki değerli subayların tasfiyesi ile sonuçlanacağını söylemiştik. Bu operasyonu, 11 Eylül saldırısını tasarlayanlar başlatmış ve delil CD’lerini de onlar koymuşlardır” dedi. Tuğamiral Fatih Ilgar, “Karar bellidir, hatta yazılmıştır. Yakında bize tebliğ edilecektir. Karar menfi çıkarsa meşru sayılmayacaktır. Türk hukuk dokusu bu kararı kabul etmeyecektir. Adil yargılandığıma inancım yoktur. Bu nedenle savunmamı yapmayacağım” diye açıklama yaptı. YAŞ’ta emekliye sevk edilen eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, mahkemenin tanık ve bilirkişi taleplerini reddettiğinin altını çizerek “Bu yargılama tarihte hak ettiği yeri bulacaktır” diye konuştu. Poyrazköy davasında da yargılanan tutuklu sanık emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü “Ara kararınızla beni mecbur ettiğiniz için avukatımın yokluğunda savunmamı yapıyorum” diyerek suçlamaları reddetti. Emekli Koramiral Lütfü Sancar, iddianamede ve mütalaada mevcut görevinin yanlış yazıldığını anlatarak “Bu, savunmanın dikkate alınmadığını, müta laanın özensiz hazırlandığını gösteriyor” diye konuştu. Sanıkların “açıklamalarının son savunma olarak değerlendirilmemesini” istemeleri üzerine Başkan Ömer Diken “Yani susma hakkınızı kullanıyorsunuz” diye konuştu. Tutuklu sanık emekli Tümamiral Özer Karabulut, 21 aydır devam eden mahkemede kendisini sadece 15 dakika savunduğunu, 20 aydır tutuklu olduğunu vurguladı. Tutuklu sanık emekli Tuğamiral Hüseyin Hoşgit, “Dava dosyası usul açısından mütalaa aşamasında değildir. Tüm dijital verilerin sahte olduğu ortaya çıkmasına rağmen tüm taleplerimiz reddedildi. Yargılamanın geldiği bu noktada mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini düşünüyorum” dedi. ‘Sırça Köşkte Oturan’ Gaziantep’te, çekici ile getirilip bırakılan bomba yüklü aracın patladığı yer, Suriye sınırındaki Suriye mülteci kampına kaç kilometre uzaklıkta? Geçen gün Murat Çelik, Vatan’daki köşesinde, bu kamptaki 70 bin kişi arasında hiç mi PKK militanı, El Muhaberat veya Mossad ya da Savak veyahut CIA ajanı yok, diye soruyordu. Son zamanlarda, PKK’nin artan saldırılarının ardında Suriye parmağı arayanlar çok. Ama acaba bunların kaçı, şu anda Suriye’deki asileri, ağır silah ve müsellam kişilerle desteklediğimizi aklına getiriyor? Siyasette sıkça kullanılan şöyle bir söz vardır: Sırça köşkte oturanlar, etrafa taş atmamalıdırlar. Türkiye bölgede emperyalizm taşeronluğu yaparken, karşısına aldığı güçlerin de kendisi hakkında pek iyi hesaplar peşinde olmayacaklarını düşünmemeli midir? Teker teker karşımıza aldığımız güçlerin, herbirinin PKK’ye şu ya da bu şekilde destek vermelerinde şaşacak ne var? Asıl aksi, şaşırtıcı olmaz mıydı? Kendi terör sorununu kendi parlamentosunda görüşmeden önce müttefiki ile görüşmeyi yeğleyen AKP iktidarı, hâlâ görmüyor mu ki, Suriye konusundaki planlarını gerçekleştirmek üzere kolları sıvadığı emperyalizmin tasarılarından biri de “bağımsız büyük Kürdistan”dır... Yüzyıllık geçmişli bu emelden emperyalizm ne vazgeçmiştir ne de vazgeçecektir. ??? Bugünlerde yanlışlar, yanlışları izliyor; herkes karşısındakinin yanlışını kendisine mazeret olarak alıyor. Esad’ın politikası yanlış, ama o yanlış Erdoğan’ın yanlışını haklı kılmıyor. BDP’nin PKK ile aynı kaynaktan geldiğini görmeyip, onu kınamasını istemek yanlış. Ama bu yanlış BDP’nin kaç şehidin katili terörist ile kucaklaşmasının yanlışını haklı göstermiyor. PKK’nin hâlâ güç kullanarak, bazı şeyler elde edeceğini düşünmesi yanlış. Kürt sorununun güç kullanarak çözüleceğini sanan PKK yanlış yapıyor. Ama bu yanlış, ona karşı güç kullanmak zorunda olan iktidarın da, salt bu yöntemlerle Kürt sorununu çözemeyeceği yanlışını haklı kılmıyor. Herkes konuşuyor. kınıyor, herkes birbirini suçluyor, herkes yanlışları dile getiriyor. Ama bütün bunlar, siyasi partilerin Kürt sorununun çözümü konusunda, somut politikalar üretmemesinin yanlışını ortadan kaldırmıyor. Güç kullanarak bir şeyler elde etmekten vazgeçmemiş olana, salt barışçı politikayla yanıt verilmesini istemek yanlış, böyle bir yanlış ile hiçbir doğru sonuca varılamaz. Ama salt güvenlikçi politikaya saplanıp kalmak da yanlış değil mi? Müzakere olanağı bulunduğu takdirde, çözüm seçeneklerinin olduğunun şimdiden kanıtlanması gerekmiyor mu? ??? BDP’lilerin, PKK’yi suçlamalarını istemek yanlıştır, ama onların PKK ile sarmaş dolaş olması da yanlıştır. PKK’nin, hâlâ güç kullanarak bazı şeyler elde edeceğini sanması yanlıştır. Hükümeti bu tavır karşısında güvenlikçi politikalar izlediği için suçlamak yanlıştır. Ama hükümetin yalnız bununla sınırlı kalıp, kapsamlı müzakere ve barış planı uygulamayı düşünmemesi de yanlıştır. Bölgede terörün baskısı dindirilmeden, müzakereler yoluyla barışçı bir çözüme erişilebileceğini düşünmek yanlıştır. Ama aynı zamanda Kürt sorununun çözümü için atılacak barışçı adımları rafa kaldırmak da yanlıştır. PKK terörü bahane edilerek, Kürt sorununun özünün görmezden gelinmesi yanlıştır. PKK ortadan kaldırılsa, bile sorunun özüne inilmediği zaman, her şeyin süreceğini görememek de yanlıştır. Çok yönlü güç bir sorunla karşı karşıyayız, çözümün tek yönlü politikalarda değil, çok yönlü elde edilmesinin güç olduğu da inkâr edilemez uzlaşmalardadır. Bu durumda kimse, kendi yanlışını karşısındakiyle doğrulayıp, haklı çıkarmaya çalışmamalıdır. Çünkü bir yanlış başka bir yanlışı haklı kılmıyor. ‘Susma hakkınız’ ‘Karar yazılmıştır’ AKP’li belediyede yolsuzluk CHP Beykoz İlçe Başkanı Hızır Yılmaz, İstanbul Milletvekili Müslim Sarı ve CHP’li meclis üyeleri, Beykoz Belediyesi’nde yolsuzluk iddialarına ilişkin dün belediye binası önünde basın açıklaması yaptı. Yılmaz, Beykoz Belediyesi’nde yaklaşık 200 bin liralık yolsuzluk yapıldığını öne sürerek, bir belediye çalışanının 2011 yılından itibaren İGDAŞ’a ödenmesi gereken paraları zimmetine geçirdiğini söyledi. Beykoz Belediyesi ise yaptığı yazılı açıklamada, F.H. isimli belediye çalışanı hakkında yasal işlemin sürdüğünü açıkladı. İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından 3.5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın da aralarında bulunduğu 65 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, son dönemde sanık ve avukatları ile savcıların taleplerini dün celse arasında karara bağlarken resen bazı kararlar da aldı. Tahliye taleplerini reddeden mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı’na yeniden yazı yazılarak eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’e 10 Temmuz 2003 ve 2006 tarihlerinde teslim edildiği belirtilen MİT şemasının istenilmesine karar verdi. BAKAN GÜNAY’DAN AÇIKLAMA ‘Halk tekbirlerle uğurlamak istiyor’ Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ın Uludure ilçesine bağlı Gülyazı köyüne giden askeri minibüsün devrilmesi sonucu şehit olan 10 güvenlik görevlisinden Jandarma Uzman Çavuş Osman Çelik’in geçen çarşamba günü Antalya’nın Finike ilçesine bağlı Yazır köyündeki cenazesinde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, askeri bandonun çaldığı cenaze marşının durdurulmasını istemişti. Basın organlarında çıkan haberler üzerine bir açıklama yapan Bakan Günay, “Protokol ağırlıklı törenlerde, kentlerde askeri bandonun Cenaze Marşı çalması doğal olabilir. Ancak burası küçük bir köy ve insanlar acılarını yaşamak, evlatlarını tekbirler, dualarla son yolculuğuna AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner çarpıcı açıklamalar yaptı ‘Seyahat özgürlüğümüz yok’ ERDEM GÜL ULUDERE KAYMAKAMINA SALDIRI DOSYASI ŞIRNAK’TA İLHAN TAŞCI uğurlamak istiyor. Buna saygı göstermek gerekiyor. Ben de insanların bu beklentisine cevap vererek gereğini yaptım ve bandonun marş çalmamasını istedim” diye konuştu. 10 güvenlik görevlisinin şehit düştüğü kaza sonrasında köylülerin askerlerin yardımına koştuğunu da anımsatan Günay, “Bölge halkı kaza sonrasında adeta yardım için seferber oldu. Bu acı olay sonrasında, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri sergilendi” dedi. ANKARA AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, PKK’nin son saldırılarının ardından iktidar milletvekillerinin bile Güneydoğu’ya korumasız gidemez hale geldiklerini ortaya koyan çarpıcı açıklamalar yaptı. Metiner, “Milletvekilleri olarak şu anda can güvenliğimiz, seyahat özgürlüğümüz yok. Seçim bölgelerimize korumasız gidemiyoruz” dedi. Metiner’in, “Seyahat özgürlüğümüz, can güvenliğimiz yok” açıklaması, Şemdinli’deki olaylar, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılması ve Gaziantep saldırısıyla tırmanan Güneydoğu’daki tablonun çok daha ciddi boyutlara geldiğini, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP ve MHP için söylediği “Sivas’ın ötesine gidemiyorlar” sözlerinin kendi partisinden milletvekilleri için de bir gerçeklik haline geldiğini ortaya koydu. Metiner, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Gelinen noktada artık bu ülkenin güneydoğusu için seyahat ANKARA Uludere Savcılığı, 34 yurttaşın yaşamını yitirdiği kıyımın ardından taziye ziyaretinde bulunan Uludere Kaymakamı Naif Yavuz’a yönelik saldırıyı gerçekleştiren köylülerle ilgili yürüttüğü soruşturma dosyasını, “adam öldürmeye tam teşebbüs” suçlamasıyla Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. 28 Aralık 2011 gecesi Irak’tan kaçak mal getirirken, havadan yapılan bombalı saldırı sonucu 34 köylü yaşamını yitirmişti. Askeri ve sivil yöneticilerin olayın ardından “toplumözgürlüğü ortadan kalkmış durumda. Ben bir milletvekili olarak seyahat özgürlüğüne sahip değilim. Bir milletvekili olarak güvenlik nedeniyle dilediğim her yere rahatlıkla, elimi kolumu sallaya sallaya gidemiyorum. Gerçek budur” dedi. Daha önce PKK’den ölüm tehditleri aldığını belirten Metiner, “Yani açık hedef konumundayım. Ancak can güvenliği ve seyahat özgürlüğü sorunu sadece bana özgü de sal infial” gerekçesiyle olay yerine gitmemesi tartışılırken, soruşturmayı yürüten Uludere savcılarının da olay yerinde helikopterle “kuş bakışı” keşif yaptıkları ortaya çıkmıştı. Yaşanan olayların ardından Gülyazı köyünde kurulan taziye çadırını ziyareti sırasında Uludere Kaymakamı Naif Yavuz da saldırıya uğramıştı. Gelişme üzerine Uludere Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma üzerine 8 kişi gözaltına alındı. Kaymakam Naif Yavuz’a yönelik saldırıyı “adam öldürmeye tam teşebbüs” olarak değerlendiren Uludere Savcılığı, dosyayı Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. kıntılı bir hal alıyor. Diyarbakır’a ancak bir kamyon dolusu korumayla gidebiliyoruz. PKK’nin tehditleri ve saldırıları nedeniyle güvenlik gerekçesiyle her an her yere gitme özgürlüğüne sahip olmadığımız gibi milletvekili olarak konuşma özgürlüğümüz de yok. Bu ülkenin ve bölgenin milletvekilleri gibi düşüncelerimizi seçmenlerimize açık açık ifade etmek için konuşmalar da yapamıyoruz” dedi. Diyarbakır’da traktörde infaz ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Yenişehir’de toprak tandır ocağı almaya gelen Abdurrahman Timuçin, bunu çocukları ve kız kardeşi ile birlikte traktöre yüklemeye başladı. Bu sırada bir otomobil traktörün arkasına yaklaşarak içerisinden inen bir kişi, tabanca ile Timuçin’e kurşun yağdırdı. Saldırgan aynı araçla kaçarken ağır yaralanan Timuçin kaldırıldığı hastanede kurtarılamadı. ğil. Bu artık genel bir durum. Kişisel olarak yalnızca ben değil bu tüm milletvekilleri için de geçerli. Ülkenin bir gerçeği. Milletvekillerinin can güvenliği ve seyahat özgürlüğü yok, medyanın da yok, başka meslek gruplarının da yok” diye konuştu. Metiner, Adıyaman’a korumasız gidemediğini, seçim bölgelerinde can güvenliklerinin olmadığını söyledi. Metiner, “Diyarbakır’a gitmemiz gerektiğinde durum daha da sı Kuran kursuna promosyon yarışı ? EDİRNE (Cumhuriyet) Keşan ilçesine bağlı Bahçeköy’de, Kuran kurslarına katılım olmadığı için muhtar Ali Ceylan, kursa gidenlere bisiklet hediye edileceğini açıkladı. Haziran ayında başlayan ve bir ay süren Kuran kursuna 20 çocuk katıldı. Programa katılan İBB’nin AKP’li Meclis Üyesi Sefer Kocabaş, kursu bitirenlere ayrıca 100’er lira para verdi. Muhtar Ceylan, gelecek yıl için de çocuklara dizüstü bilgisayar sözü verdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear