23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ 6 HABERLER CHP’li Umut Oran’ın Gaziantep raporunda ilginç tespitler yer alıyor El Kaide yararlanıyor AYLIK YETERSİZ BULUNDU AYŞE SAYIN Orhan Pamuk ve Tayyip Erdoğan Aralarında belki ikisinin de oldukça uzun boylu oluşları dışında hiçbir benzerlik bulunmaması gereken bu iki kişi arasında ne gibi bir benzerlik olabilir ki, adları bir arada zihnimi günlerdir kurcalayıp duruyor?.. Tayyip Erdoğan adının zihnimizden uzun bir süre çıkmayacağı, silinip gitmeyeceği anlaşılır bir şey. Uzun bir süre derken, iktidarının gelecekteki süresinin uzun olacağını kastetmiyorum. Bunu bilemem… Fakat onların seveceği bir deyimle söyleyeyim, Allah yazdıysa bozsun!.. Orhan Pamuk’a gelince, Nobelli ilk yazarımızın adı elbette hep anımsanacak. Örneğin, Nobel Edebiyat Ödülü’nün ilk sahibi Sully Prudhomme, az sonrakilerden Thedor Mommsen, Bjonstjerne Bjornson, Jose Echegqaray vb. yazarlar gibi, yapıtları bugün pek güncel olmayan, adları ancak uzmanlarca bilinen Nobel ödüllü yazarlar gibi, bizim Nobelli ilk yazarımızın adı da listelerde yer alacak, yapıtları inceleme konusu olmaya devam edecek. Verildiği 1901’den günümüze Nobelli yazarlar listesine bakıldığında, adları sadece geniş okur kitlelerince değil en seçkin edebiyat severlerce de bilinmeyenlerin sayısının bilinenlerden kat kat fazla olduğu görülecektir. Fakat konumuz şu anda bu değil… Orhan Pamuk’u Tayyip Erdoğan’la birlikte anımsayışımın bunlarla ilgisi yok.. Asıl neden, Orhan Pamuk’un da, epey zamandır, yapıtlarıyla olmasa bile demeçleriyle, Tayyip Erdoğan gibi, kendini unutturmamayı, hep güncel kalmayı başarması olmalı… Son günlerde bazı yabancı dergi ve gazetelere verdiğini bizim basındaki alıntılardan öğrendiğim demeçlerinden söz ediyorum. ??? Orhan Pamuk ve Tayyip Erdoğan benim bakımımdan şöyle bir benzerliğe sahipler: Her ikisinden de yazılarımda söz etmemeye neredeyse yeminliydim. Hele Orhan Pamuk konusunda kesin kararlıydım… Ne mümkün!.. Örneğin, 21 Ağustos tarihli Yurt gazetesindeki fotoğrafını görüp “Independent” gazetesine verdiği röportajın özet çevirisine göz gezdirdiğinizde… kendinizi tutmanız olanaksız… Çıplak ve köhne bir divana, magazin basını ünlülerinin pozlarına özenircesine yarı uzanmış Nobelli yazarımız, Türkiye’nin AB projesinin ortadan kalkmasının kendisini rahatlattığını belirterek “Türkiye’nin sesi ya da temsilcisi olmak içimdeki çocuğu öldürüyor” diye sürdürüyor sözlerini. Cümlenin bütünü, çeviriden alıntıyla, aynen şöyle: “Türkiye’nin sesi ya da temsilcisi olmak neşe dolu ve masum bir durum değil. Bu beni utangaç biri yapıyor. İçimdeki çocuğu öldürüyor.” 19 Ağustos tarihli Aydınlık gazetesindeki bir haberden ve Hayati Asılyazıcı’nın köşe yazısından öğrendiğime göre de Almanya’nın haftalık “Die Zeit” gazetesinin kendisiyle yaptığı söyleşide, kendisinin de içlerinden biri olduğunu söylediği “Türkiye burjuvazisi”ni, söyleşiyi yapan gazetecinin kurnazca ve cahilce deyimiyle “seküler Türk üst sınıfını” eleştiriyor. Yine çeviriden alıntılarla, “egoistliklerinden ve kendi vatandaşlarından nefret etmelerinden hiç haz etmediği” bu burjuvazi, “askeri müdahalelerin de Kürtlere yapılan baskıların da rahatsız etmediği laik Türk üst sınıfı, Türk kadınlarının birçoğuna, sadece başörtüsü taktıkları için tepeden bakmaktalar” ve bu tutumları Orhan Pamuk’a, “eskiden Güney Afrika’da beyazların siyahlara bakmalarını” anımsatıyor… ??? Ciddi bir sınıfsal, toplumsal irdelemeye dayanamayacak bu cümlelerin arasında, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ortadan kalkmakta ve parçalanıp yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmakta oluşunun kaygısını duyup yaşayan, kadınıyla erkeğiyle, milyonlarca orta sınıf insanımızın, işçinin, emekçinin izine rastlanmıyor. Eğitimde dayatılmış olan gerici saldırının ve bunun yaratacağı yıkıcı sonuçların sözü edilmiyor. Zaten söyleşiyi yapanlar da ona bu konularda sorular sormadıkları için, bu ülkede ve bu iktidar döneminde yaşanmakta olan polis zorbalığına, insanlık dışı hukuksuzluklara bir nebze bile olsun değinilmiyor. Kim bilir, Nobelli yazarımız belki de içindeki “neşe dolu ve masum çocuk” ölmesin diye özellikle uzak duruyor bu konulardan… Gerçek yaşamda gerçek çocuklar paramparça edilmekteyken… ??? Orhan Pamuk ve Tayyip Erdoğan, söylemleriyle de, söylediklerinin içerikleriyle de, değişmez ve kaskatı tutumlarıyla da birbirlerine yakışıyor… Yazıyı bu son cümleyle bitebilirdim… Ama bunu yapmaya yine de içim elvermiyor… Tayyip Erdoğan konusunda başkaca bir söz söylemeye gerek görmem. Fakat Orhan Pamuk’a, kendini yine de bir gözden geçirmesini tavsiye ediyor; yanı sıra da biraz akıl, biraz sağduyu, biraz dürüstlük, biraz yüreklilik ve az da olsa yurtseverlik bilinci diliyorum... Siyasiler acıları kullanıyor SEVİL ARINAN ANKARA Gaziantep’teki bombalı saldırının ardından terör olaylarında sakatlanan ve yaşamını yitiren sivillere bağlanacak aylıklar yetersiz bulundu. Siyasilerin terör mağdurlarının acılarını kullandığını söyleyen Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Taner Uran, “Aileler, İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açsınlar, mağdur olmasınlar. Çünkü 700 TL geçim sağlayacak rakam değildir, sadece idare ettirir” dedi. Terör mağdurlarına bağlanan maaşları değerlendirirken, ailelerin İçişleri Bakanlığı’na tazminat davası açma hakkı bulunduğunu söyleyen Uran, siyasilerin iç çekişmeleri nedeniyle terör acılarını kullanmaya çalıştığını kaydetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gaziantep’teki patlamanın ardından terör saldırılarında çalışma gücü kaybı üçüncü derece olarak tespit edilenlere 403.98 TL, ikinci dereceye 538.68 TL, birinci dereceye 701 TL aylık bağlanacağını açıklamıştı. Yaşamını yitiren hak sahiplerine de 701 TL maaş verilecek. ANKARA Gaziantep’te, bombalı saldırının ardından incelemelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, “El Kaide” uyarısında bulundu. CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil ile birlikte Gaziantep’teki patlamanın hemen ardından kente giderek incelemelerde bulunan Oran, olayla ilgili izlenimleri ve bilgileri rapor haline getirerek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na sundu. Raporda şu saptamalar yer alıyor: Hükümetin desteğinden El Kaide de yararlanıyor: En temel sorun, ge len sığınmacıların kimlikleri, geçmişleri, ne yaptıkları ve mensup oldukları yapılar ne yazık ki bilinmiyor. Büyük bir istihbarat ve kontrol zafiyeti var. Sınırlarımızdaki giriş çıkışın kontrolsüz olması nedeniyle sığınmacılar arasında Özgür Suriye Ordusu, PKK, Esad’ın El Muhaberat ajanları var. Öyle ilginç bir tablo ki Afganistan, Libya, Sudan, Pakistan ve Suriye’de savaş deneyimi olan El Kaide militanları da ülkemize sızmış durumda. Yani fiili durumda bu insanlara verilen askeri, lojistik, finansal destekten El Kaide gibi bir terör örgütü de yararlanıyor. Haraç alıp, imama baskı yapıyor lar: Hatay’a yerleştirilmiş olan özellikle El Kaide bağlantılı bazı sığınmacılar esnafı tehdit eder, hiçbir para ödemeden hizmet satın alır hale gelmiş durumda. Bu kişilerin esnaftan haraç aldığı, ideolojik olarak beğenmedikleri imamlara baskı yapmaya başladıkları, özellikle itidal telkin eden imamlara daha radikal söylemler için tehditlerde bulundukları ifade ediliyor. İstihbaratta güven bunalımı var: Gaziantep’te görünen tablonun 5 yüzü var. Bunlar, güvenlik boşluğu, istihbarat zafiyeti, koordinasyon eksikliği, organizasyon bozukluğu ve operasyon yetersizliğidir. Bütün bunlar hükümetin beceriksizliği, basiretsizliği ve kifayetsizliğini gösteriyor. MilletDevletin zirvesi niye vekilleri emniyet müdürleri ile sadece tabut başında kavga ediyor. Bu ortamda bilgi toplanıyor?: ‘Cenazede akışı yok, istihbarat zafiyeti ve kodevletin zirvesi buluştu’ ordinasyon eksikliği var. Organibaşlıkları güzel ama 14 zasyon bozuk, hükümet üyeleri Ağustos’ta AKP ve MHP doğru bilgi akışına sahip değil, bu TBMM’ye gelseydi belki durum devlet idaresini de etkilide bu 2021 Ağustos acıyor. TSK’den MİT’e, Emniyet’ten sını yaşamayacaktık. hükümet yetkililerine kadar herkes Devletin zirvesi niçin safelç olmuş durumda. dece cenazede, tabutun MİT, sohbet ettiklerini izlebaşında buluşsun? Someli: Milli İstihbarat Teşkilatı ve runu çözecek olan siyaEmniyet İstihbaratı saray kavgasetçilerin cenazede değil sının aktörü gibi birbiriyle kavga Meclis’te buluşması, naediyor, birbirlerine karşı bilgi/belaş önünde değil kürsüde ge topluyor, öğrencileri, gazetekonuşması lazım. Başcileri, Türk Silahlı Kuvvetleri perbakan Tayyip Erdoğan sonelini ve toplumsal muhalefeve MHP “Gündemi PKK ti izliyor, ancak esas görevini belirlemesin” söylemine yapmıyor. MİT ve Emniyet İstihsığınarak TBMM’den barat AKP’ye hizmet edeceğine, kaçtı. Başbakan da PKK AKP’nin Oslo’da sohbet ettiği gündemine teslim oldu, dostlarını izlese bu saldırı engelnihayet tatilini yarıda kelenebilirdi. Nisan ayında çalınan sip Gaziantep’e geldi. bir araç, 4 ay boyunca bulunamıEğer siz TBMM’yi kapalı yor, aracın takibi yok, bombanın tutarsanız, gündemi milnereden elde edildiği, düzeneğin letin iradesi değil, başnasıl kurulduğu, saldırının nasıl kası belirler. planlandığı bilinmiyor. VALİYE GÖRE SALDIRI AYDINLATILDI ABD’de 2 ay önce yapılan seminerde dikkat çeken öngörüler 1 tutuklama, 9 kişi sorguda BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP Gaziantep’te 4’ü çocuk 9 kişinin öldüğü, 66 kişinin yaralandığı saldırıyla ilgili gözaltına alınanAnıt yapılacak ların sayısı 13’e Gaziantep Üniyükselirken zanlıSaldırıyı Murat lardan 4’ü dün ad Filiz’in gerçekleş versitesi Rektörü liyeye sevk edildi. tirdiği açıklandı. Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un başkanM.Y, V.Y. ve K.S. savcılık sorgularının lığını yaptığı Kent Konseyi bir ardından serbest bırakılır deklarasyon yayımladı. Aile ken mahkemeye sevk edilen ve Sosyal Politikalar Bakanı çekici sürücüsü M.Ç. tu Fatma Şahin başta olmak tuklandı. Saldırının aydın üzere il yöneticileri, milletlatıldığını ileri süren Gazi vekilleri ve sivil toplum kuantep Valisi Erdal Ata, sal ruluşları temsilcilerinin imdırıyı Firaz kod adlı Murat zaladığı deklarasyonda, saldırı Filiz gerçekleştirdiğini açık kınandı. Saldırının yapıldığı ladı. Filiz’in fotoğrafını ba yerde Şehitkamil Belediyesi sına dağıtan Ata, zanlının tarafından katliamda yaşamıarandığını belirtti. Vali Ata nı yitirenler için bir anıt ya“Gaziantep bir huzur ken pılması gündeme geldi. tidir. Bugüne kadar dostça ve kardeşçe yaşadık. Birlik ve beraberliğimizi bozmaya asla kimsenin gücü yetmeyecektir” dedi. Savaş oyununda G.Antep senaryosu Haber Merkezi ABD’nin en önemli 3 düşünce kuruluşu 27 Haziran 2012 tarihinde liberallerin kalesi olarak bilinen Brookings’te bir araya gelerek Suriye kriziyle ilgili savaş oyunu oynadı. ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan’ı temsilen üç takım halinde yürütülen ve bir gün süren simülasyonda, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi bölgelerde bombalamalar olması da konuşuldu. Oyunun sonunda Türkiye, Suriye’yi kısmen işgal ediyor ve Esad rejimi düşüyor. Hürriyet gazetesinde yayımlanan habere göre düşünce kuruluşlarının Suriye’ye ilişkin senaryosu dikkate alındığında, son günlerde Türkiye’de yaşanan gelişmelerin iki ay önceden öngörüldüğü anlaşılıyor. Simülasyonda, Ağustos 2012’den Nisan 2013’e kadar bölgede yaşanacaklar tartışıldı. Haberde şöyle denildi: “Senaryoda önce Suriye’deki olaylarda ölenlerin sayısının artması meselesi gündeme geldi. Türkiye yine müdahaleden uzak durdu. Bu kez Suriye’den kaçan mültecilerin sayısı arttı. Bu da Türkiye’nin müdahalesine yetmedi. Senaryonun ilerleyen kısımlarında ne zaman ki Türkiye’de bombalama olayları başladı, tüm dengeler değişti. Ve sonunda Türkiye, Suriye’ye tek başına girmek zorunda kaldı. Böylece ABD ve Suudi Arabistan ekiplerinin istediği oldu, Türkiye Suriye’ye bir askeri müdahaleye başladı.” KEPENKLER KAPANDI Şemdinli’de önceki gece 30 kişilik terörist grup tarafından Kaymakamlık ve Emniyet Müdürlüğü ile 100 metre yakınındaki Jandarma Komutanlığı ve ilçe dışındaki Tugay Komutanlığı’na eş zamanlı saldırı düzenledi. 22.40’a kadar süren çatışmada 5 PKK’li öldürüldü. PKK’liler araçlarına silah yüklerken güvenlik kameralarına takıldı. İlçe merkezinde dün esnaf kepenkleri açmadı. Omurlu Taburu’na yine saldırı HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK, önceki gün bir askerin şehit olduğu, 5 askerin de yaralandığı Omurlu Sınır Jandarma Tabur Komutanlığı’na, dün saat 11.30 sıralarında yine saldırdı. PKK’lilerin roketatar, havan ve uzun namlulu silahlarla yaptığı saldırıya askerler anında karşılık verdi. Saldırının ardından hava destekli operasyon başlatıldı. ‘GÜVENLİK ZAFİYETİ YOK’ İçişleri Bakanlığı’nın, AKP Milletvekili Şamil Tayyar’ın Gaziantep’teki saldırıda güvenlik güçlerinin zafiyeti olduğu yönündeki iddialarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “güvenlik zafiyeti yok” denildi. Açıklamada, “Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın beyanlarına dayalı değerlendirmeler nedeniyle açıklama yapılması uygun görülmüştür. Menfur bombalama olayı öncesi istihbarat zaafının olduğuna ve istihbarat bilgilerinin kullanılmadığına ilişkin herhangi bir somut bilgi, belge ve olguya dayanamayan bu iddia, haber ve değerlendirmelerin gerçekle ilgisi yoktur. Güvenlik personelimizin çalışma azmi ve motivasyonunu bozma amacını da içerebilecek nitelikteki bu tür açıklama, haber ve yorumlar güvenlik güçlerimizin çalışma azim ve gayretini olumsuz etkileyemeyecektir” denildi. Öğretmene gözaltıda büyük kuşku Saldırıda, bomba yüklü otomobili çekiciye yüklettiren kişi olduğu iddiasıyla Mersin’de gözaltına alınan M.H’nin Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde bulunan Şair İbrahim Rafet İlköğretim Okulu’nda geçen yıldan beri müdür başyardımcısı olduğu öğrenildi. Eşi de Diyarbakır’da öğretmenlik yapan 3 çocuk babası M.H’nin gözaltına alınmasına meslektaşları ve kendisini tanıyanlar şaşırdı. Bayram tatili nedeniyle Mersin’e yakınlarıyla baramlaşmaya gideceğini söyleyeyen M.H’nin,daha sonra da üniversiteyi kazanan oğlunun kaydını yaptırmak için İstanbul’a gideceğini belirttiği öğrenildi. M.H’ye üyesi olduğu EğitimSen sahip çıktı. Bir sendika yetkilisi, “Biz hocamızı iyi tanırız. Kendisi işinde gücünde, dini bütün, iyi kalpli bir insandır. Böyle bir olaya karışacağına inanmıyoruz. Anlatılanlara göre Siverek çıkışında yol kenarında arıza yapan aracı görünce yardım etmek istemiş. Otomobil tamircisi olan tanıdığını aramış. Ona da iş çıksın istemiş. Tamirci gelip bakmış ancak otomobilin orada tamirinin mümkün olmadığını belirtmiş. Bunun üzerine çekici çağırılmış. Umarız failler bulunur ve hocamız bir an önce aramıza katılır” dedi. TARAF’TAN USLU YAZDI İkinci Oslo görüşmesi iddiası Haber Merkezi Taraf yazarı Emre Uslu, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın, terör örgütü PKK ile Oslo’da olduğu gibi 2. müzakere sürecinin başlaması için BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile Ankara’da gizli bir görüşme yaptığını iddia etti. Terör örgütünün artan saldırıları karşısında MİT’in PKK yöneticileriyle masaya oturtmak için hakem devlet (İngiltere kastediliyor) nezdinde girişimlerde bulunduğunu öne süren Uslu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son dönemde terör örgütü üyelerine yönelik nokta operasyonlara yönelmemesini de, “MİT’in hakem devlet nezdinde yaptığı girişimlerden umutlu olmasına bağlanıyor” diye yorumladı. Uslu,3 gün önce kaleme aldığı “PKK’nin yeni terör dalgası neden ve nasıl başladı” başlıklı köşe yazısında Atalay Demirtaş görüşmesine ilişkin iddiasını şöyle kaleme aldı: “Ulaştığım bilgilere göre PKK’nin terörü tırmandırması sürecinin arkasında spesifik bir girişim var. Bu girişim, Beşir Atalay’ın özel çabalarıyla başlatılıyor. İşte PKK’nin terörü tırmandırmasının ana nedeni de bu adımların arkasında yatan bir görüşmeydi. Kamuoyunun bilmediği bu görüşme, iddialara göre, Beşir Atalay ile BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş arasında mayıs ayının son haftasıyla haziran ayının ilk haftasına rastlayan bir dönemde gerçekleşmiş. Bu görüşmede ikinci müzakere sürecinin başlatılması için altyapı çalışması yapılmış. Bunun içinde KCK sanıklarının tedrici olarak salıverilmesini de öngören 3. yargı paketi konuşulmuş. BDP’nin daha çok inisiyatif alması beklentisi öne çıkınca PKK içinde gücü ele geçiren şahin kanadın hamlesi gelmiş.” 5 ilde çalıntı otomobil alarmı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır, Şanlıurfa, Hakkâri, Şırnak ve Batman’dan son 3 gün içinde 3 kamyon, 1 kamyonet ve 3 otomobilin çalındığı bildirilerek, güvenlik güçlerinin özellikle bu araçlara karşı duyarlı olmaları istendi. Bu çalıntı araçların görülmesi halinde müdahale edilmeden takip edilerek terörle mücadele ekiplerine haber verilmesi talimatı da verildi. Şırnak’tan çalınan kamyonun çekici ile çalındığı da vurgulanan çağrıda, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında nöbet tutan güvenlik güçlerinin daha dikkatli olmaları gerektiği kaydedildi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear