17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.08 Güneş: 6.34 Öğle: 12.24 İkindi: 15.27 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.20 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 28 ŞUBAT 2012 Tıp dünyası çift kol ve bacak naklinin ardından yaşamını yitiren hastayı tartışıyor Şevket kobay mıydı? İstanbul Haber Servisi Ressam İsmet XBilen’in “Roma’nın Atları” adlı 52. kişisel sergisi, Beyazıt’da Şehzadebaşı’ndaki “Washington Sanat Galerisi”nde sanatseverlerle buluştu. Yaptığı çalışmalarla sanatı farklı bir bakış açısıyla yorumlayan XBilen, bu sergisinin temasının geçmiş zamanda motorlu taşıtların bulunmadığı Sultanahmet’te sur içi ve dışında dolaşan atların kulağa hoş gelen at nalları ve sesleri olduğunu belirtti. 20 eserin yer aldığı sergi 30 Mart’a kadar açık. ‘Roma’nın Atları’ SİNAN TARTANOĞLU Armani pembesi odanın kalbi Milano’da şov sırası Giorgio Armani’deydi. 20122013 sonbaharkış koleksiyonuyla podyumda esen modacı, yine kürk karşıtlarını kızdıracak. Parlak renkli kürklere ağırlık veren Armani, siyahtan da vaz geçmiyor. Dizüstü şortlar ve mafya filmlerinden fırlamış şapkalar göze çarpan ayrıntılar. (AP) ANKARA Hacettepe Hastanesi’nde yapılan çift kol ve çift bacak nakil ameliyatı başarısız oldu. Ameliyatın ardından geçen üç gün içinde organları alınan Şevket Çavdar dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Ameliyat sabahı doktorların yaptığı açıklamalar Şevket Çavdar için “kobay mıydı” sorusuna yanıt arayan bir etik tartışmayı da beraberinde getirdi. Doktorlar, ameliyat sabahında Çavdar’ın ameliyatında “kalp, kan ve dolaşım sistemi” sorunları yaşadıklarını belirtmişlerdi. Ekibinin başındaki Doç. Dr. Serdar Nasır, “Böyle bir ameliyatta hastanın hayatını tehlikeye sokar mıyız endişesi var. Bu korku nedeniyle, dünyada hem alt organların hem de üst organların nakili birlikte yapılamıyor. Biz, bu organlardan, birini, birkaçını belki de hepsini kaybedebiliriz. Başarılı olursa, biz dünyaya ‘Bakın hem bacakları hem kolları bir arada yapabilirsiniz, hastanın hayatını da tehlikeye sokmazsınız’ diyebileceğiz. 23 ay içinde sorun çı kar, bağışıklık sisteminin üzerindeki yükü azaltmak için organlardan birini ya da birkaçını çıkarmak zorunda kalırsak, o zaman da ‘Gerçekten de bacak nakli hastanın hayatını tehlikeye sokuyor’ diyeceğiz” demişti. Çavdar’ın ölümüne ilişkin açıklamada ise “Gelişen metabolik dengesizlik hastamızın yaşamını ciddi düzeyde etkileyecek duruma gelmiş, alınan tüm önlemler ve uygulanan yoğun tedavi yaklaşımlarına rağmen hastamız kaybedilmiştir” denildi. Bu açıklamaların ardından beklenen risklerin gerçekleşmesi ve organların tamamının alınmasının ardından hastanın yaşamını yitirmesi, “Şevket Çavdar kobay mıydı” ve “neden 4 organın birden nakledilmek istendiği” gibi pek çok soruya yanıt arayan bir tıbbi etik tartışmasını da beraberinde getirdi. Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, etik bir endişe ile konu üzerinde çalıştıklarını “raporları görmeden açıklama yapmanın doğru olmayacağını” söyledi. Yakınları ölüm haberiyle yıkıldı Kalp sorunu yaşadı acettepe Üniversitesi’nde H dünyada ilk kez yapılan çift kol ve bacak ameliyatı başarısız oldu. Nakil hastası Şevket Çavdar’ın önceki gün sol bacağı, dün ise diğer 3 organı alınmak zorunda kalındı. Şevket Çavdar’ın ağabeyi Hüseyin Çavdar, doktorların kendilerine, kardeşinin kalbinin yetersiz olduğunu ve çalışmadığını, yüksek tansiyon sorunu bulunduğunu belirterek hastanın yaşamını riske atmamak için uzuvları almak zorunda olduklarını dile getirdiklerini anlattı. Neden 4 organ? M Biraz beklenmeliydi Biyoetik Derneği Onur Kurulu ve Üniversitelerarası Kurul Etik Komisyonu üyesi Prof. Dr. Berna Arda ise şunları söyledi: “Başarılı işlerin, nasıl bir üslupla yapıldığını sorgulamak ve hasta haklarını da gözeterek gündeme getirmek gerekir. Bilimsel çalışmalar alçakgönüllü bir biçimde yürümelidir. Hangi çerçevede başarı olarak kabul edilebileceği ameliyat ekibi tarafından baştan düşünülmelidir. Bir miktar beklemekte hep yarar vardır. Bu biraz maraton koşusu gibidir. Rahim nakli mesela. Bebeğin canlı ve sağlıklı bir biçimde dünyaya gelmesini sağlıyorsa bir anlam ifade eder, yoksa bir anlamı yoktur. Hacettepe Üniversitesi’nde de herhalde bu iş etik açıdan denetlenmiştir, diye düşünüyorum.” NEVŞEHİR (Cumhuriyet) Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çift kol ve çift bacak nakli yapılan ancak yaşanan sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitiren Şevket Çavdar’ın Nevşehir’deki yakınları üzüntüye boğuldu. Çavdar’ın dayısı Ali Çavdar, yeğeninin büyük bir umut içerisinde Ankara’ya gittiğini belirterek, naklin başarısız olmasına çok üzüldüklerini söyledi. Çavdar’ın üvey kardeşi Fehmi Gündoğan da tüm doktorların elinden gelen gayreti gösterdiklerini belirterek “Nakilde görev yapan tüm doktorlara şükran borçluyuz. Allah onlardan razı olsun. Şevket gibi olanlar için önemli bir umut oldular” diye konuştu. Kalp rahatsızlığı bulunan anne Fatma Çavdar ise gazetecilere açıklama yapmak istemedi. Yeter, Şu Sosyal Medyayı Abartmayın! Şu sosyal medyanın abartılması işinden bıktım, neyse ki her şey kendi karşı tezini geliştirdiğinden dünyada sosyal medyada değil, hayatın içinde olma isteği gittikçe güçleniyor. İçe dönüklüğün, az arkadaşı olmanın, kitap okumanın erdemlerinden söz eden kitaplar yazılmaya başlandı. Ayrıca en ünlü kişiler bile internette kendilerini sildiriyorlar. Yeter, duygularımın ve yaptıklarımın çırılçıplak herkesin bilgisine sunulmasını istemiyorum! Ne yazık ki bizde her durum fazlasıyla abartıldığı için, bir sosyal medya hayranlığıdır gidiyor. Genel kanıya göre sosyal medyada yoksan yoksun, olanlara ne oluyor ki… “A şekerim sen de çok asosyal bir tipsin!” “Öyleyim var mı bir diyeceğiniz!” Bu arada da merak ediyorum; ellerinde sürekli cep telefonları, mesaj yazanlar sosyalleşmek adına sosyal medyadaki arkadaşlarına neler söylüyor? Takıldım ya, ben çekerim; uçaktayım, yanımdaki genç adam telefonuyla sürekli bir şeyler yazıyor, anonsa rağmen yazmaya devam ediyor, uyarıyorum. Uykudan uyanmış gibi yüzüme bakıyor ve cep telefonunu kapatıyor. Şeytan dürtüyor, sosyalleşmeye karar veriyorum, genç adamla sohbet etmeye başlıyorum. İşini soruyorum ve hiç çekinmeden neden yirmi dakika bekleyen bir uçağın içinde sürekli mesaj geçtiğini öğrenmek istiyorum. Bir hastası mı var, çok önemli bir toplantısı mı var? Hayır hiçbiri değil, arkadaşlarına uçağın içinde yirmi dakika beklediğini anlatıyor. Vay canına, işim bu ya, “Size çok mu sıkıntı bastı, bir destek mi almaya çalışıyorsunuz” diye soruyorum. “Hayır,” diyor “can sıkıntısı”. Yaşıma güveniyorum ya, devam ediyorum: “Bari sevgilinize bir şey yazsaydınız, bildiğiniz bir şiirden bir dize ya da onun şimdiye kadar duymadığı şirin bir sözcük.” Genç adam hayretle bana bakıyor, içinden “kadın biraz üşütmüş” diye geçirdiğine eminim, ama samimi “Ben şiir bilmem” diyor. Ben de artık susuyorum. Bir üniversitedeyim, yaklaşık altmış kişilik genç bir gruba konuşuyorum. Söze “Bugün kaç kişi gazete okudu?” diye başlıyorum, utana sıkıla üç el kalkıyor. “Yani hepinizin bilgisayarı var, oradan da mı okumadınız?” Derin bir suskunluk. “Peki” diyorum, “siz bu internette ne yapıyorsunuz?” Samimi biri ayağa kalkıyor; “Hocam” diyor, “bizde geyik muhabbetinden başka bir şey yok! “Ne yani,” diyorum, “ne zaman tuvalete gittiğinizi de mi yazıyorsunuz?” Kimsede ses yok. Atölye öğrencilerimden iyi para kazanan, cıvıl cıvıl bir genç kız, geniş bir masa toplantısında Yunanlı bir arkadaşıyla yaşadığı bir aşkı anlatıyor gözleri pırıl pırıl parlayarak. Neredeyse dört yıl süren bir ilişki bu. Hepimiz erkek tarafının doğum günlerini unutmamasını, pek bir güzel buluyoruz. Adamın gittiği her yerden kızı aramasını da. Bir ara biri akıl edip soruyor: “Bu adam devamlı Avrupa’nın çeşitli kentlerinde geziyor, sen burada çalışıyorsun, nasıl görüşüyorsunuz?” Aşkın kahramanı kızımız yanıt veriyor: “Bütün ilişkimiz sadece üç aydı, gerisi hep internetten.” Ben suskunum, birilerinin bir söz etmesini bekliyorum. Neyse ki birileri “Yazık” diyor, “bu da bir internet aşkı, yok gibi bir şey.” Ahmet yirmi beş yaşında, mühendis olacak. Bilgisayarın başında oturup her gün Türkiye gündemine dair düşündüklerini yazıyor. Yazdıkları doğru şeyler, mühendis olduğu için işe matematik açısından bakıyor ve şöyle diyor: “Bir ülkede vergi kaçıranlar bu kadar çoksa, iktidardan hesap soranların sayısı da o kadar azdır. Çünkü vergi kaçıranlar gizlice bilirler ki iktidarın ortaklarıdırlar.” Tümüyle katıldığım bir düşünce, ama Ahmet her gün bunları yazar, sokağa çıkmaz, sosyal medyası ona yetiyor. Bu örnekleri daha çoğaltabilirim, bazı köşe yazarlarının bu sosyal medya işini abarttığını da görüyorum, böylece derinlemesine değil, her alanda yüzeysel düşünen, vasat bir Türkiye yaratılıyor. Belki de istenen bu. Kardan duvar Bitlis’in Hizan ilçesinde kar kalınlığının yer yer 7 metreye ulaştığı bildirildi. (AA YUNUS OKUR ) Ne nükleer ne HES 2. Uluslararası Yüzde 100 Yenilenebilir Enerji Konferansı ve Sergisi haziranda İstanbul’da gerçekleştirilecek OZAN YAYMAN Felaket dönüyor Haber Merkezi Türkiye, Balkanlar’dan gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine girdi. Hava sıcaklığı bugün iç ve batı bölgelerde, 1 ve 2 Mart’ta ise bütün yurtta 810 derece azalacak. Bugün yağışın karla karışık yağmura, ardından da kara dönüşmesi beklenen İstanbul’da da Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), bu gece ile 1 Mart Perşembe öğle saatleri arasında etkili olacak kar nedeniyle alarma geçti. Meteoroloji, yurdun büyük bölümünde kar yağışı görüleceğini belirterek yurttaşları uyardı. İZMİR Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Bölümü Başkanı olan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’nin toplam elektriğinin sadece yüzde 2.5’ini rüzgârdan sağladığını; güneş, jeotermal, biyokütle gibi kaynaklardan ise bu anlamda hiç yararlanmadığını söyledi. Uyar, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını tam kapasiteyle kullanması durumunda, bu kapsamda dünyanın ilk beş ülke arasına girebileceğini belirterek gecikmeksizin yenilenebilir enerji bakanlığı kurulması gerektiğini vurguladı. Haziran ayında İstanbul’da 2. Uluslararası Yüzde 100 Yenilenebilir Enerji Konferansı ve Sergisi’nin, (IRENEC 2012) düzenleneceğini bildiren Prof. Dr. Uyar, “Toplantıda yenilenebilir enerji konusu tüm boyutlarıyla ele alınacak ve hayatın her alanında hayata geçirilme yolları tartışılacak” dedi. Türkiye’nin, enerjisini etkin kullanması ve yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesiyle ülke olarak özgürlüğünü kazanacağını vurgulayan Prof. Dr. Uyar “Özgürlüğümüzü kazanacağımız gibi petrol ve nükleer savaşlarda taraf olmak zorunda kalmayız” diye konuştu. ‘Çözümü 500 yıl ertelemiş oluruz’ ? Almanya’nın, 2050’de tüm enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedeflediğini belirten Prof. Dr. Uyar, “ABD, 2030’a dek yüzde 20 rüzgâr enerjisi kullanımı hedefi koydu. OECD ve Avrupa ülkeleri 2030’a kadar toplam 500 bin megavat rüzgâr santralı kuracak. Çin 2030’a kadar 500 bin megavat rüzgâr santralı kuracak. Türkiye de 2020’de yüzde yüz yenilenebilir enerji kullanımına geçebilir. Eğer bir yanlış yapıp ismi geçen ülkelerde terk edilen kömür ve nükleer santralları Türkiye’de kurarsak yüzde yüz yenilenebilir enerjiyi yani çözümü 500 yıl daha ertelemiş oluruz” dedi. 4 çocuktan 3’ü şiddet görüyor FİGEN ATALAY Çocukların yüzde 73.41’i son bir yılda ev içerisinde en az bir kez şiddet görmüş. Çocuklar, aile içinde ihmal edilmekten de yakınıyor. Genç Hayat Vakfı’nın koordinasyonu, Uluslararası Çocuk Merkezi ve Geleceğimizin Çocukları Vakfı’nın ortaklığıyla gerçekleştirilen “Çocuğa Karşı Aile İçi Şiddetin Önlenmesi” projesi çerçevesinde Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen panelde “Çocukların Ev İçinde Yaşadıkları Şiddet” başlıklı araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırmadan çıkan bazı sonuçlar şöyle: Araştırmaya göre çocukların yüzde 73.41’inin son bir yılda ev içerisinde “en az” bir şiddet yaşantısı var. Yüzde 67.9’unun en az bir kez ev içi duygusal şiddet yaşantıları var. Ev içinde en çok karşılaştıkları duygusal şiddet, “kendilerine yüksek sesle ve saldırganca bağırılması”. Yüzde 37’sinin en az bir kez ev içinde fiziksel şiddet yaşantıları var ve en çok karşılaştıkları fiziksel şiddet, “kulaklarının çekilmesi”. Çocukların yüzde 25.7’sinin en az bir kez ev içinde ihmal edilme yaşantıları var ve en çok karşılaştıkları ihmal, “ev içinde onunla ilgilenilmediğini hissetmeleri”. Çocukların yüzde 20.5’i en az bir kez ev içi şiddete tanıklık etmiş. En çok karşılaştıkları, “çocukların evde korkmalarına neden olacak şekilde birbirine bağıran ve birbiriyle tartışan yetişkinler görmeleri”. Yüzde 13.4’ünün en az bir kez ev içinde diğer çocuklardan kaynaklanan şiddet yaşantıları var. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear