17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 ŞUBAT 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Cari açığın kalıcı çözümü kendi teknolojimizi geliştirmek İnovasyon ve teknoloji transferinin uluslararası rekabetteki önemini vurgulayan Güler Sabancı, nano teknoloji merkezi gibi iyi tasarlanmış kurumları ve bilim dünyasıyla şirketleri buluşturacak teknoloji transfer ofisini örnek gösterdi. Ekonomi Servisi Cari açığın Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, inovasyon ve teknoloji transferinin uluslararası rekabet gücünün arttırılması açısından taşıdığı öneme vurgu yaparak “Orta ve uzun vadede cari açık meselesinde kalıcı çözüm buradan gelecek” dedi. Sabancı Üniversitesi (SÜ) ile şirketlerinin bu yönde ortak çalışmalar yaptığını ve yeni ürünler geliştirdiklerini belirten Sabancı özetle şunları söyledi: seviyesi yüksek merkezler kurmalı. ? Örneğin tüm ABD’de savunma alanında sadece 5, kanser ve tıpta 12, malzeme ve benzeri alanlarda 8, toplasan 2025 nano teknoloji merkezi var. Herkes o laboratuvarları, o makineleri kullanıyor. Örneğin bizde bir mikroskop var, 5 milyon Avro. ? SÜ Nano Teknoloji Enstitüsü’ne 52 milyon lira harcadık. Yakında 70 milyona çıkacak. Enstitüde nano boyut mühendisliği, yapısal malzemeler, gıda, güvenlik, çevre ve tabii ki nano tıp uygulamaları yürütülüyor. Bu çalışmalar herkese açık. ? Bu merkeze yatırdığımız paradan daha fazla emeği bunu nasıl daha akıllı işletiriz konusuna ayırdık. Sanayi üniversite ilişkisinin etkin götürülememesinin nedeni budur. Sanayici üniversiteye geldi nereye gidecek? Öğretim üyeleri araştırmalarını kime verecekler? İşte Teknoloji Transfer Ofisi bu işlevi görmeyi amaçlıyor. Bunu bir yerden kanalize edecek, Türkiye için iyi bir adım olacak. Değer yaratan özgün buluşlar ? Şirketlerimiz de buralarla çalışıyor; Kordsa ve Sasa’daki ArGe çalışmaları SÜ Nano Teknoloji Merkezi, Temsa’daki arkadaşlarımız Çukurova Üniversitesi ile işbirliği içinde. Örneğin Kordsa, lastik güçlendirici olarak kord bezi üretir. Burada naylon ve polyester kullanılır. Naylon 66’da dünya pazar payımız yüzde 30, polyesterde yüzde 10 civarında. Monolyx diye yeni bir ürün geliştirdik, patenti aldık. Lastikte çeliğin yerini alacak. Paslanmayan, çelikten güçlü ve esnek bir malzeme. Bu lastikler ağır yük kamyonlarında kullanılıyor. Dünyanın üç büyük lastik üreticisi müşterimiz de kullanmaya başladı. Diğerlerine yaygınlaşıyor. Bunlar Kordsa’ya çok önemli pazarlar getirebilir. Bunun gibi birkaç ürün daha var. Yakıcı Gündem Suriye Dedikodu meraklılarının çocuktan haber alma çabaları gibi, yıllardır doğrudan izleyemediğim dünya medyası haberlerinden satır arası bilgi veren yayın saatlerini kaçırmamaya çalışırım. Ne zamandır Suriye üzerinden Ortadoğu, İslam dünyası içindeki iç savaşların içine, en azından başta ABD emperyal çıkarların kollanmasında jandarmalık görevine çekilmeye çalışıldığımızın sayısız kanıtı olabilecek haberlerle yüreğim ağzımda. Başbakan Erdoğan’ın 2. ameliyatı yüzünden evinde dinlenmesinin üzerine Ankara’da katıldığı ilk MGK toplantısının gündemi; SuriyeIrak, bahara girerken PKK terörüne ilişkin son gelişmeler, eğitim sistemini tepetaklak edecek ataklar.. birbirinden yakıcı... Üstelik hepsi için izlenecek stratejilerde, demokratik düzenin olmazsa olmazları, Meclis’in, muhalefet partilerinin, kamuoyunun, güçler ayrılığında etkili rol oynayacak kurumların toplumsal desteğinin, iradelerinin aranması söz konusu değil. Kurulda alınacak karar açıklamalarından da kaygılarımıza yanıt olacak bilgi edinemeyeceğimize göre, yine satır aralarından anlam çıkarma noktasında kalacağız. Kimi kararların bilgisinden önce uygulaması sonuçları ile yüz yüze kalacağız. Suriye’de ne kadar anlamlı olduğu üzerinde fikrimizin bile olamadığı referandum oylaması için başkente girmelerine izin verilen gazetecilerimize, elbette Esad yönetiminin politik, propaganda çerçevesinde yapılan açıklamalarından sorgulamaya açık bilgilere göre Erdoğan iktidarı, Suriye muhalefetini oluşturmada dünya ölçeğinde başrollerde. Resmen bildiğimiz Suriye muhalefetinin insani kaygılar çerçevesinde desteklenmesi, Esad yönetiminin uyarılması, pazarlıklar, arabuluculuklarda öncülük, yaşam tehdidi altında kaçanlara insani sığınma koşullarının yaratılmasında etkin rol oynayan kampların açılması, durmadan genişletilmesi ile sınırlı değil. Doğrudan ABD, Batı medyasında yer alan ayrıntılara göre, Irak bataklığı deneyimi sonrası bölgede doğrudan iç savaşların içinde askeri gücü ile var olmaktan vazgeçmiş, başarısız sonuçlar nedeniyle strateji değiştirerek kenara çekilmiş, ABD eksenli askerisiyasiekonomik gücün jandarmalığı, öncü görevleri bir bir Türkiye’ye yükleniyor. ??? Haber ve yorumlar, Erdoğan hükümetlerinin bu görevleri ne kadarı ile gönüllü üstlendiği, ne kadarında Türkiye çıkarları açısından ayak sürüdüğünün ayrıntılarında ancak çelişiyor. İktidar ittifaklarının, desteğinin sürdürülmesi, yeni Osmanlıcılık projeleri, stratejik rol model ülke olma uğruna.. ırklar, mezhepler eksenli İslam dünyası iç savaşlarında, Ortadoğu’daki güç dengeleri savaşlarında nerelere kadar bulaşık olduğumuza ilişkin de bizim doğru dürüst bilebildiklerimiz çok az. Bulaşıklık çok ileri boyutlarda.. Örneğin dünkü haberlerin satır aralarında, Libya, Mısır, Filistin iç savaşlarında üslendiğimiz, çok tehlikeli arabuluculuk rollerine bir yenisinin haberi, Suriye yönetimi ile Müslüman Kardeşler örgütü için yapıldığı iddia edilen pazarlıkların olumsuz sonuçları üzerinden bilgileri vardı. Libya’daki kanlı aşiret savaşlarının sonunda, Kaddafi’nin düşürülmesi, İslam dinine aykırı linç edilmesinde, NATO içinde de olsa öncü rol verilmiş Türkiye’nin, hangi boyutlarda kirli iktidar savaşlarına bulaştırıldığının olumsuz ilk satır araları bilgilerini, Türkiye’deki turistik otellerde tedavi için barındırılan savaş tetikçilerinin saldırgan eylemlerinden ancak öğreniyoruz. “Nasıl bir yükümlülük bu” sorusuna yanıt arayamadan, Libya’da bugünün yönetiminin başındaki kişi resmi konuk olarak Kaddafi’nin uçağı ile Türkiye’ye geliyor. “Niçin” sorusunu soramadan, ABD, Batı kaynaklı insan hakları örgütlerinin resmi raporlarında yer alan, Libya’daki bugünkü iktidarın ağır insan hakları ihlalleri, cezaevlerindeki eski yönetimi aratmaz işkenceler, ölümlerin bilgileri ile, doğrudan siyasal sorumluluk, suç ortaklığı üstlenmiş oluyoruz. Libya uzak, üstlendiğimiz kirli roller çok da suçüstü görülmez. Suriye öyle mi? Suriye’de yaşanan olumsuzluklar günübirlik sonuçları ile bize bulaşıyor. Dünün son haberi Hamas’ın, Müslüman Kardeşler ile anlaştığı söylenerek Şam’dan çekildiğini ilan etmesi, bizim için sonuçları ile nasıl bir anlam ifade ediyor? Geçen hafta bir Hint gazetesinden aktarılan haber ve yorumdaki “Suriye’de müdahalenin başrolü Türkiye’nin” haberi nasıl bir ciddiyet içeriyor? Batı medyasının tümünde altı çizilen ABD’nin bölgede doğrudan taraf olmak yerine bölge ülkeleri, Türkiye’ye rol verme, buna bağlı, bununla koşullu olarak Erdoğan iktidarlarını destekleme çerçevesi ülkemizi nereye doğru sürüklüyor? MGK’nin dünkü toplantısında sayısız soruya yanıt olabilecek ayrıntıların ülkemiz çıkarları ekseninde görüşüldüğünü beklemek, inanmak en doğal hakkımız.. Besbelli 28 Şubat’ın rövanşı olarak gündeme gelmiş, eğitim sistemimizi tepetaklak edecek yeni yönetmeliğin MGK gündemine alınmış olmasının anlamı önemli. Rota nereye? Bugün bizi çok kaygılandırması gereken yaşamsal sayısız soruya rahat nefes alabilecek yanıt verebiliyor muyuz? ‘İsraftan kaçınmalıyız’ ? Şimdi ArGe’ye iyi teşvik var. Her üniversite de kendi nano merkezini yapmak istiyor. Yapmasınlar demiyoruz. Ancak Türkiye daha çok katma değerli teknolojik ürünlere giderken kaynak israfından kaçınmalı. Daha etkin ve mükemmellik G20’de uzlaşma başka bahara Ekonomi Servisi Meksika’da süren G20 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının toplantısı, ana gündem maddesi olan Avrupa borç krizinin yayılmasını önlemek için atılacak adımlar konusunda bir uzlaşmaya varılamadan sona erdi. Avrupa’daki borç krizinin yayılmasını engellemek için Avrupa ülkelerine yapılan daha güçlü bir güvenlik duvarı oluşturulması ve kurtarma fonlarının yükseltilmesi yönündeki çağrılara Almanya’dan itiraz geldi. Almanya’nın IMF fonlarının arttırılması talebine başta ABD olmak üzere G20 ülkelerinin çoğunluğu karşı çıktı. Öncelikle Avrupa ülkelerinin kurtarma fonlarına olan desteğinin büyüklüğünü görmek isteyen G20 ülkeleri, sonuç bildirisinde, “Bu, bizim IMF’ye kaynak aktarma konusundaki düşüncelerimiz için esas girdiyi sağlayacak” dedi. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, toplantının ardından yaptığı açıklamada, “Avrupalı politika yapıcılar, önlerindeki zorlukların büyüklüğünü anlıyorlar ve atılacak ek adımları önümüzdeki haftalarda gözden geçirecekler” dedi. AB liderleri, bu hafta Brüksel’de yapılacak zirvede, 500 milyar Avro’luk Avrupa İstikrar Mekanizması’nı arttırmayı tartışacak. Çiftçi örnek oldu Vodafone Üst Yöneticisi Colao, Türkiye’deki Çiftçi Kulübü’nün 600 bin kullanıcıya ulaştığını, uygulamanın önce Afrika’da, sonra da dünyada kullanılacağını söyledi. ŞEHRİBAN KIRAÇ BARSELONA Mobil ödemeye Türkiye’den başlayan Vodafone’nun Türkiye’de hayata geçirilen Çiftçi Kulübü, Afrika’da da uygulanacak. Vodafone sistemi dünyada uygulayarak 2020’ye kadar 140 milyar dolar tasarruf sağlamayı hedefliyor. GSM Birliği (GSMA) tarafından bu yıl 25’incisi düzenlenen dünyanın en büyük mobil iletişim ve teknoloji fuarı Mobile World Congress (Mobil Dünya Kongresi) Barselona’da açıldı. Kongrenin açılışında konuşan Vodafone Üst Yöneticisi (CEO) Vittorio Colao, mobil teknolojilerin tarım alanında kullanımını yaygınlaştırmak için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın işbirliği ile hayata geçirilen Vodafone Çiftçi Kulübü’nü dünyaya örnek gösterdi. 2020’de mobil teknolojilerle birbirine bağlı çalışacak makine sayısının 2.3 milyar adede ulaşmasının beklendiğine değinen Colao, “Bağımlılık oranlarına bakarsanız, diş fırçanızı, hatta seksi bırakabilirsiniz, ama akıllı telefonunuzu bırakamazsınız” dedi. Mobil teknolojilerin verimliliği arttırmadaki önemine değinen Colao, “Türkiye’de Çiftçi Kulübü programımız 600 bin çiftçiye hizmet veriyor. Bununla uygun tarifelerin yanı sıra ürünleriyle ilgili bilgi ve haberleri de takip edebiliyor. Hatta ödemelerini mahsullerini alınca yapabiliyor” diye konuştu. Mobil ödeme ve paylaşım amacıyla kullanılan NFC (Yakın Alan İletişimi) özelliğini de mobil ödeme hizmetlerinde kullanmaya başlayacaklarını söyleyen Colao, VISA ile ortak sunacakGeçen yıl Vodafone Grubu bünyesinde Küresel İnovasyon ları bu hizmetin Merkezi olarak atanan Oksijen ArGe 12 ayda 360 proje İngiltere, İspangeliştirdi. Oksijen ArGe, geliştirdiği üç projeyi de ilk kez ya, Almanya, Mobil Dünya Kongresi’nde dünyaya duyurdu. Vodafone Hollanda ve Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Öğüt ve Türkiye’de bu Vittorio Oksijen ArGe Genel Müdürü Arda Özgün’ün verdiği bilgilere hizmetin 2012 Colao göre Türkiye’de üretilen teknolojiyi artık ihraç ediliyor. Oksijen içinde devreye giArGe’de 254 Türk mühendis yüzlerce ürün ve çözüm için yıllık receğini belirtti. ortalama 4 milyon satır kod yazıyor. Gökhan Öğüt Oksijen ArGe’nin 3 projesi Komşu, takasa yatırımcı bekliyor Ekonomi Servisi Yunanistan, borç yükünü önemli ölçüde azaltmayı amaçlayan tahvil takasına katılmaları için yatırımcılara 8 Mart’a kadar süre tanıdı. Teklifin yer aldığı resmi belgede, ihtiyaç duyulması halinde bu sürenin uzatılabileceği ifade edildi. Yunanistan daha önce işlemin 12 Mart’a kadar tamamlanmasını istediğini açıklamıştı. Atina’nın özel kreditörlerle cuma günü başlattığı borç takası, Yunanistan’a sağlanan 130 milyar Avro’luk ikinci yardım paketinin de bir parçası. Alman parlamentosu dün Yunanistan’a verilmesi kararlaştırılan ikinci Ekonomide ve piyasalarda bazı önemli rakamlar bize ne gibi mesajlar verdi, ona bir bakalım. Boyner YKM’yi satın aldı Boyner Mağazacılık, Yeni Karamürsel Mağazaları’nın yüzde 63 hissesini 190 milyon TL’ye satın aldı. Şirketin bu durumda toplam değeri 300 milyon TL olarak hesaplanabilir. Boyner’in 68 mağazası ve 2860 çalışanı bulunmaktadır. 2011 yılında 132 bin metrekare net satış alanı ile 660 milyon TL ciroya ulaşmıştır. YKM’nin 2011 cirosu 110 bin m2 net satış alanı ile 455 milyon TL olmuştur. Boyner’in bu satın alma ile konsolide cirosunu 1 milyar TL’nin üzerine çıkarması bekleniyor. Borç stokumuz 514.8 milyar TL Hazine 31 Ocak 2012 tarihi itibarıyla borç stokumuzu 514.8 milyar TL olarak açıkladı. Bilindiği gibi bir ülkenin borç stoku deyince o ülkenin herhangi bir dönemindeki iç ve dış borçlarının toplamı anlaşılmaktadır. Borç yükü ise borç stokunun GSYH’ye oranını ifade eder. Borç stoku hesaplarına sadece anapara yükümlülükleri girmekte ve faizler yer almamaktadır. 1950’lere kadar Düyunu Umumiye borçlarını ödeyen ülkemizde dış borçlara karşı bir hassasiyet oluşmuştur. Dış borçtan bağımlı ekonominin bağımsızlığımızı yok edeceğinden endişe duyarız. Ancak genel olarak ekonomistler, Türkiye’nin borç yükü oranının Maastricht kriterleri içindeki yüzde 60 oranının altında olduğunu belirterek korkmamamızı tavsiye etmektedirler. Kapasite kullanım oranı düştü Şubat ayı imalat sanayii kapasite oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0.1 puan, ocak ayına göre 1.8 puan azalarak yüzde 72.9 oldu. Mevsimsel etkilerden arındırılmış oran ise yüzde 75.8 olarak açıklandı. Banka kredileri 700 milyar TL’ye yaklaştı Bankacılık sektörünün verdiği kredi toplamı 2011 yılına göre yüzde 25 artarak 700 milyar TL’ye yaklaştı. The Boston Consulting (BCG) “Bankacılıkta Operasyonel Mükem kurtarma paketini oyladı. Almanya’dan sonra Hollanda ve Finlandiya’nın da yardım paketini oylaması gerekiyor. Tüm bu gelişmelerin yanında, ücret kesintileri, işsizlik, yüksek vergiler nedeniyle sosyal patlamanın eşiğine gelen Yunanistan’da eylemlerin ardı arkası kesilmiyor. Ülkenin güneybatısındaki Patras kentinde düzenlenen karnaval, Almanya Başbakanı Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Yunan parlamentosundaki isimlere karşı protesto gösterilerine sahne oldu. Merkel’in Nazi subayı şeklindeki kuklasının yakılması dikkat çekti. ile bazı mesajlar verdi Bir haftalık repo faizi yüzde 5.75, borçlanma faiz oranı yüzde 5 olarak sabit kaldı. Borç verme faiz oranı yüzde 12.5’ten yüzde 11.5’e çekildi. Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo yoluyla tanınan borçlanma olanağı faiz oranı yüzde 12’den yüzde 11’e düşürüldü. Merkez Bankası çekirdek enflasyonunda aşağıya doğru bir eğilim beklediğinden bu faiz indirimlerini gerçekleştirmiş durumda. Ancak para politikasında temkinli duruş devam edecek. İç ve dış talebinin dengelenmekte olduğu, yurtiçi nihai talep düşürken net ihracatın büyümeye katkısının arttığı vurgulandı. Merkez Bankası yıl sonu TÜFE beklentisini yüzde 7.17’den yüzde 7.26’ya, GSYH artış beklentisini yüzde 3.4’ten yüzde 3.5’e arttırdı. Bankanın cari açık beklentisi 62 milyar dolardan 62.72 milyar dolara, dolar/TL kuru beklentisi ise 1.8035’den 1.7863’e indi. Türkiye ile Çin arasında ticari işbirliği daha da gelişecek Çin’le 6 tane önemli anlaşma imzalandı. Türk Telekom ile Çin Kalkınma Bankası arasında kredi anlaşması ve TL ve Yuan cinsi 3 milyar TL’lik 3 yıl süreli swap anlaşması önemli iki anlaşma. Çin’le nükleer enerji konusunda işbirliğine gidilecek. Çin 2001’den beri Türkiye’de 10 milyar doları aşan müteahhitlik sözleşmeleri imzalamış durumda. Şu anda Çin ile dış ticaretimiz 24 milyar doları buluyor. 2015 yılı dış ticaret hacmi hedefi ise 50 milyar dolar. Çinlilerin çekik gözlü oluşlarının nedeni biliyor musunuz? Göz kapaklarının ikinci kıvrımı gözün üstüne geldiğinden çekik gözlüdürler. Bunun da sebebi, atalarının buzul çağında Kuzey Kutbu’nda yaşamaları sonucu yoğun kardan korunmak üzere bu göz kapaklarının kar gözlüğü olarak gelişmesi olarak gösterilmektedir. Hatırlatalım! Kredi kartı yıllık aidatların geri alınması için Tüketici Hakları Derneği’ne başvurmakta yarar var. Ekonomi Piyasalarında Ne Var Ne Yok? mellik” adlı araştırmasında, Türkiye’de bankaların bireysel kredi ürünlerinde çeşitlilik, hizmet kalitesi ve yenilikçilik bakımından dünyanın birçok ülkesinden ileride olduğu belirtildi ve 20082009 krizinin atlatılmasında bankacılık sektörünün güçlü özkaynak yapısının önemli etken olduğu öngörüldü. 2011 yılı başından itibaren faiz marjlarındaki daralma, bankaların operasyonel modelleri üzerinde çalışmaya devam etmelerini gerekli kılmış durumda. Merkez Bankası faiz kararları Dünya Bankası’ndan Çin’e reform uyarısı Ekonomi Servisi Dünya Bankası, önümüzdeki yıllarda ekonomik büyümesinin yarı yarıya düşmesi beklenen Çin’in önemli bir dönüm noktasına geldiğini ve reformlara ihtiyaç duyduğunu belirtti. “Çin’in uzun vadeli ekonomik gelişimi” konulu yeni bir Dünya Bankası raporunun sunumunda konuşan Başkan Robert Zoellick, Çin’in ekonomik modelinin sürdürülebilir olmadığını ifade etti. Rapor, son yıllarda çift haneli büyüme oranları yakalayan Çin’in ekonomik büyümesinin, 2020 yılına kadar yüzde beşe kadar yavaşlayabileceği uyarısında bulunuyor. Raporun öneriler bölümünde, Çin pazarında egemen güç olan devlet tarafından işletilen kamu şirketlerinin rolünün azaltılması gerektiği belirtiliyor. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear