Catalog

SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2012 SALI 12 hakkında “Allah’tan soyadı ‘Şükür’ bir de soyadı ‘Şükür’ olmasaydı kim bilir ne olurdu” diye sordu. 22 Şubat’ta TBMM Başkanı AKP’li Cemil Çiçek’in yeni açıklaması “Ahlaki değil, TBMM’den ne yazılı ne de sözlü izin aldı” biçiminde oldu. Şükür’ün yanıtı ise şöyleydi: “Beyefendi uygun gördüğüne göre yanlış bir şey yok!” Çünkü “Beyefendi” TBMM’nin de üstündeydi! 23 Şubat’ta kendisini eleştiren CHP’li Muharrem İnce’yi “Konuşma, dava açarım!” diye tehdit etti. İnce “Vız gelir tırıs gider. Meclis’e gel de yanıt ver!” sözleriyle meydan okudu. Şükür, TBMM’nin meydanı olan kürsüye bu nedenle bile olsa çıkamadı! 25 Şubat’ta Hürriyet’te Yılmaz Özdil, Şükür’ün TBMM’de “sıfır” etkinliği ile alay etti. 26 Şubat’ta Sözcü’de Emin Çölaşan bu konuya 3. kez yer vererek “Meclis çatısı altında Türk milletini çok iyi temsil ediyor. Milletin vekili kimliği ile kendi parasal çıkarlarının değil, ülke çıkarlarının peşinde koşturuyor!” sözleri ile dalgasını geçti. Şükür ilk ve son kez çıktığı TBMM’de “(…) toplumun huzuru ve refahı (için) büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” demişti. Muhtarın bile sadaka gönderme gereğini duyduğu Şükür’ün, “toplumun gönencini sağlamaya” önce kendinden başladığı anlaşılıyor. Yağmur yağdı çok şükür, gibilerden yaşamını sürdüren hazrete Akdeniz Üniversitesi’nde mi olur, Hacettepe Üniversitesi’nde mi olur, yakında bir yüz nakli ameliyatı yapıldığını duyarsak hiç şaşırmayalım… DIŞ HABERLER [email protected] ABD askeri Kürecik’te ABD Avrupa Ordusu Komutanı Orgeneral Hertling, ‘Askerlerimiz Türkiye’deki radar tesislerinde’ dedi Dış Haberler Servisi ABD Avrupa Ordusu ve Yedinci Ordu Komutanı Korgeneral Mark Hertling, füze savunma sistemi çerçevesinde Türkiye’de bulunan radar savunma üssüne asker yerleştirmeye başladıklarını açıkladı. Hertling, Karadağ’ın başkenti Podgorica’da bulunan askeri üste Amerikan Associated Press ajansına verdiği röportajda, “Askerlerimiz, Türkiye’nin güneyinde bulunan radar tesislerinde” dedi. Böylece ilk kez bir üst düzey ABD’li yetkili İran ile Türkiye arasında gerginliğe yol açan NATO füze kalkanı radarının, birkaç haftadır faal durumda olduğunu doğrulamış oldu. Hertling, “Sadece karada bulunan hava savunma birimleriyle ilgili konuşabilirim. Ancak size şunu söyleyeyim: ABD Donanması ve Hava Kuvvetleri ile sürekli koordinasyon halindeyiz ve bence füze savunması konusunda doğru yolda ilerliyoruz. Ordu açısından konuşursak planladığımız gibi ileriyoruz” diye konuştu. Malatya’nın Kürecik ilçesinde bulunan radar üssü, önümüzdeki 10 yılda Avrupa’nın çeşitli noktalarına yerleştirilecek diğer kara ve deniz radarlarından oluşacak füze savunma sisteminin temel unsuru. Türkiye’deki radarın yanı sıra Romanya ve Polonya’da durdurucu füzeler, İspanya’nın Rota şehrinde ise savunma kapasitesine sahip dört balistik füze bulunuyor. Operasyonun merkezi ise Almanya. Yarabbi Şükür… KP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün bir TV kanalının spor programında yorumculuğu, TBMM’yi karıştırdı, 6 Ocak’ta basınımızın başköşesine oturdu. Tartışmaların odağını milletin vekilinin ek iş yapmasının “ahlaki” olup olmadığı oluşturdu. Ünlü futbolcu Şükür, bunda “ahlak dışı bir durum görmediğini” söyledi. “Ahlak polisince” basılmadığı için Şükür’ün dediği doğruydu! Aynı gün, AKP milletvekili, anayasa profesörü Burhan Kuzu’dan “Vekillikle bağdaşmayan iş yapmak milletvekilliğini düşürür” tepkisi geldi. Dinsel dünyanın da adamı Şükür, Başbakan’dan icazetli olduğundan dem vurarak “vicdanının rahat” olduğunu söyledi. CHP’liler TBMM Başkanlığı’na başvurdu. Basın, ofsayta düşen Şükür’ü şut yağmuruna tutmaya, yorumculuktan para almasa bile, bunun yasalara aykırılığını yazmaya başladı. Dini bütün Müslüman Şükür, TBMM’deki açık oylamaların ve komisyon toplantılarının yüzde 75’ine katılmamıştı. Hiç soru önergesi vermemişti. 11 bin liralık milletvekilliği aylığı yetmemiş olacak ki yorumculuktan 150200 bin lira gibi bir para almaktaydı. Başbakan Yardımcısı, AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç 18 Şubat’ta, “Ben olsaydım Hakan gibi yapmazdım!” uyarısında bulundu. 20 Şubat’ta Tunceli Pülümür İlçesi Kırkmeşe Köyü Muhtarı Hıdır Eren, 380 liralık aylığından ayırdığı 70 lirayı “gözü doysun” diye gönderdiği Şükür A WİKİLEAKS BELGELERİ ‘İsrail, İran’ın tesislerini yok etti’ Dış Haberler Servisi WikiLeaks’in yayımladığı bir gizli belgede, İsrail’in İran’ın toprak üzerinde bulunan bütün nükleer üslerini yok ettiği ve dünyanın bundan habersiz olduğu öne sürüldü. WikiLeaks, uluslararası hacker grubu Anonymous’un ele geçirdiği 5.5 milyon epostayı dün yayımlamaya başladı. Amerikan düşünce kuruluşu Stratfor’a ait olduğu iddia edilen bir epostada, İsrailli ajanların Kürt gruplar yardımıyla İran’ın nükleer tesislerini imha ettiği belirtiliyor. Stratfor’un Kasım 2011 tarihli bir epostasında, Amerikan düşünce kuruluşunda çalışan bir yetkili, Tahran’da İran’ın bir füze üssünde meydana gelen patlamayla ilgili ne düşündüğünü bir kaynağa soruyor. Kaynağın cevabı ise şöyle: “Bunun bir dikkat dağıtma taktiği olduğunu düşünüyorum. İsrail, İran’daki bütün nükleer tesislerini haftalar önce imha etti.” Salih dönemi resmen bitti Yemen’de 33 yıllık Ali Abdullah Salih iktidarı resmen bitti. Başkanlık sarayında yapılan devir teslim töreninde Salih, 21 Şubat’ta gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin galibi Abdurabbu Mansur Hadi’ye koltuğunu devretti. AA ajansının haberinde Salih’e en yakın kişilerin iddialarına göre Salih’in bir iki gün içerisinde Etiyopya’ya sığınabileceği kaydedildi. Başkent Sana’da dün bir grup Salih muhalifi eski devlet başkanının yargı önüne çıkması talebiyle gösteri düzenledi. (Fotoğraf: AP) AVRUPA BİRLİĞİ ‘Suriye Ankara’yı kullanıyor’ Dış Haberler Servisi İngiliz Times gazetesi Suriye’nin, Türkiye’yi, kendisine yönelik yaptırımlardan kurtulmak ve silah sanayii için materyal ile ekipman elde etmek için kullandığını iddia etti. Gazete haberini, istihbarat kaynaklarına dayandırdı. Gazetenin dünkü sayısında Richard Beeston ve Charles Bremner imzasıyla yayımlanan haberde Suriye’nin İran ve Çin’den silah aldığı hatırlatılarak Suriye’nin “bir başka yerden” Türkiye üzerinden silah malzemeleri sağladığı ileri sürüldü. Ortadoğulu bir istihbarat kaynağının, “Türk hükümetinin bu ticareti özendirdiğini düşünmüyoruz. Ancak bazı yetkililer durumdan haberdar” dediği de kaydedilen haberde üç Türk şirketinin Suriye yönetimine bağlı, zırhlı araç ve cephane yapan bir araştırma enstitüsüne (SSRC) ekipman sattığı da ileri sürüldü. Haberde iddiaları reddeden söz konusu şirketlerden ikisinin SSRC’ye füze yapımında kullanılacak materyal sağladığı, üçüncü şirketin de füze yapımında kullanılma ihtimali olan Çin yapımı gereçleri SSRC’ye ilettiği vurgulandı. Times’ın haberinde SSCR tarafından Suriye ordusu için üretilen silahların Lübnan’da Hizbullah mensuplarının eline geçtiği belirtilerek TÜBİTAK’ın da SSRC’ye araştırma Şam’a yeni yaptırımlar Haber Merkezi AB dışişleri bakanları, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a istifa çağrısı yaparak, Şam yönetimine yaptırımları ağırlaştırdı. Dışişleri bakanlarının kararlarında, Suriye’de sivilleri hedef alan saldırıların AB’yi dehşete düşürdüğü belirtilerek, halka şiddet politikasının sorumlularından hesap sorulacağı vurgulandı. AB, 7 bakana daha vize yasağı getirerek mal varlıklarını dondurdu. Ayrıca Suriye Merkez Bankası’nın AB’deki aktiflerini dondurma, kamu kuruluşlarıyla altın, kıymetli maden ve elmas ticaretini durdurma ve Suriyeli havayolu şirketlerinin kargo uçuşlarını yasaklama kararı alındı. ‘Türklerin tek gözü açık’ larında yardım ettiğine dikkat çekildi. Gazeteye bilgi veren söz konusu kaynağın, AB’nin yaptırımlarından ötürü ekipman alımında zor durumda kalan Suriye için Türkiye’nin önemli olduğunu vurguladığı belirtilerek “Türkler bu ticarete gözlerini kapamışlardı, ama şimdi en azından tek gözleri açık” dediğini kaydetti. Adı verilmeyen bir Türk Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün iddiaları “saçma” olarak nitelendirdiğinin de belirtildiği haberde, geçen ay Suriye’ye füze yapımında kullanılacak malzeme götüren bir İran gemisinin Türk yetkililerce alıkonulduğu da hatırlatıldı. Haklı Bir Ödül! ehbi Koç Vakfı’nın” bu yılki ödülü, yüzde yüz doğru kişiye vermesini kutluyorum. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden (SBF) değerli hocam Prof. Dr. Nermin Abadan Unat (91) ödüle layık görüldü. Nermin Hanım, 14 yaşında hiç Türkçe bilmeden başvurduğu Budapeşte’deki Türk Elçiliği’nin verdiği geçici pasaportla İstanbul’a geldikten sonra İzmir Kız Lisesi’nde “parasız yatılı öğrenci” olarak okudu. Ulus gazetesinde çalıştıktan sonra bursla ABD’ye gitti. İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu, Ankara Hukuk’ta doktora yaptı. ‘İddialar saçma’ “V 1953’te SBF’ye asistan oldu. Türkiye’nin ilk siyaset bilimcisi olarak derslerime girdiğinde doçentti. Türkçeye “kamuoyu” ve “halkla ilişkiler” sözcüklerini kazandırmakla kalmadı, Türkiye’de ilk “kamuoyu araştırmasını” düzenlediğinde öğrencisi olarak ben de görev yaptım. 1959’da SBF’nin 100. kuruluş yıldönümü etkinliklerini düzenlemede büyük başarı sağladı. Kontenjan senatörlüğü, Avrupa Konseyi üyeliği yaptı. Öğrencilerini Avrupa mayasını Atatürk hamuru ile yoğurarak yetiştirdi. Değerli hocam, iyi ki varsınız… “4+4+4” Kesintili Eğitim Tuzağı! “1997” yılından bu yana “15” yıldır uygulanan; “8 Yıllık Kesintisiz Eğitim” “AKP” iktidarınca kesilip kesilip “parçalanıyor”! “Zorunlu Örgün Eğitim” bundan böyle, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in hazırladığı bir “Tuzak” düzenlemeyle “Dört Yıl”a iniyor! Bu düzenleme özellikle “kız” çocuklarının eğitimine/öğretimine bir “darbe”dir! Bu düzenleme “Çocuk İşçi”ye “Çocuk Gelin”lere “Çocuk Anne”lere davetiyedir! “4+4+4”lü “Kesintili Eğitim”; toplumumuzun bu yaralarını daha da “kanatacaktır”! Başta “TBMM” olmak üzere ülkenin hiçbir kurumu bu “tuzağa” düşmemelidir! Müzelerin Tezgâhı… bilgisine sunmuş, bu sorunu sürdüreceğimizi yazmıştık. Resmi Gazete’de 19 Ocak’ta Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yayımlanan yönetmelik, Anadolu’nun tarihsel, kültürel, dinsel mirasının “peşkeş çekilmesinin” yolunu açmıştı! Bir hanım okurumuz Bodrum’da bir toplantıya katılmıştı. Konuşmacılardan biri Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı imiş… Konuşma sonrasında okurum da “Eski eser ‘satışına’ izin veren bu yönetmeliğin anayasaya aykırılığına ilişkin basındaki yazıları değerlendirmesini” istemiş. “Yetkili” diyemeyeceğim bu “görevlinin” yanıtı, “Gazetelerin yanıltıcı, yanlış haberleri bunlar, doğru değil…” olmuş. Bu görevliye 24 Şubat tarihli yazımızla, anayasanın 63. uma günü, Kültür ve Turizm C Bakanlığı’nın işlediği “anayasa suçunu” okurlarımızın maddesini ve özellikle Nev York’ta “Karun Hazinesi” ile Boston’da “Elmalı Definesi” davalarında milyonlarca dolarlara mal olan uluslararası bilirkişi raporlarını okumasını öneririm. Eminim, bu raporlardan bile haberi yoktur! ??? Bu “satış kararının” Türkiye’den kaçak mal alan ülkelerde bazı çevrelerin zil çalıp göbek atmasına yol açtığına ilişkin bir haberi, bir başka hanım okurum Almanya’daki kızından şöyle aktardı: “(…) Kızım Almanya’nın Ruhr bölgesinde Essen’de okumakta. Son görüşmemizde ‘Kültür Radyo’ adlı ciddi bir kanalın her yayınında şu haberi yinelediğini söyledi: ‘Türk Hükümeti, müzelerin depolarındaki eserleri satışa çıkarıyor’ (…)” Basınımızda pek dikkati çekmeyen yönetmeliğin bir Alman radyosunda başköşeye oturması neyin işareti? Bu konuyu sürdüreceğim. İNGİLİZCE Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, Düzeltme: 21 Şubat Salı günü bu köşede İstanbul’da 2020 Olimpiyat Oyunları hakkında “Kişi başına 35 bin dolarlık ulusal gelire sahip İtalya çekilirken, 13 bin dolarlık gelirle bu adaylığa başvurmak ‘ayranı yok içmeye tahterevalliyle gider…’ olmuyor mu?” demiştik. Dikkatli okurum emekli öğretmen Nejat Akin, haklı olarak “tahterevalli” sözcüğünün “tahtırevan” olması gerektiğini anımsattı. Doğrudur. “Tahterevalli” ise parklarda çocukların iki ucuna oturup birbirlerini aşağı yukarı kaldırdıkları bir araçtır… ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH Gramer ve kişiye özel konuşma dersleri Kadıköy / İstanbul TEL: 0532 701 80 41 (0216) 418 94 51 KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ (KAD) C MY B C MY B İş İngilizcesi (Business English), İngilizce iş görüşmelerine (Interviews) hazırlık