Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir PB PB Manisa Denizli PB Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon Y Giresun Y B Ankara 27 32 29 28 30 32 30 23 23 24 20 23 25 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B Y B B B B PB PB PB PB PB PB Y 25 24 21 27 20 29 32 36 31 31 26 22 20 Oslo B Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin B Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 19 22 16 21 22 23 21 24 25 28 31 26 26 Belgrad Y 30 Y 26 Sofya Roma Y 24 Atina PB 27 Zürih Y 24 Moskova B 24 Aşkabat A 36 Taşkent Y 39 Baku A 29 Bişkek Y 30 Tiflis Y 25 Kahire A 35 Şam A 34 Ülkemizin geneli parçalı, yer yer çok bulutlu, Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun güneyi, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Muş, Bingöl, Tunceli, Afyonkarahisar, Isparta ve Mersin’in batı ilçeleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak, mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edecek. CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2011 PAZAR TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Haziran GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada olaylarını kullanıyor. İsmet İnönü üzerinden ana muhalefete saldırıyor... Bugüne dek sosyal ve ekonomik konularda ana muhalefette görmediği hamleleri Süleyman Demirel’in akıl hocalığına bağlıyor. İsmet İnönü bugün olduğu gibi, yaşamı boyunca da siyasal saldırılara hedef oldu. Şair Orhan Seyfi Orhon; CHP’ye iktidarı dönemlerinde övgüler dizdikten sonra, Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle İnönü’ye hicivlerle saldırmaya başlayan bir yazın adamı. Yazdığı şu hiciv günümüzdeki dönekliğe bir örnek: “Maksadın hizmetse şayet partiye / Arza hacet yoktur, ilan istemez / Ey paşam; Lütfen çekil, kâfi bize: / Gölge etme başka ihsan istemez.” Şair Necdet Atılgan, bu dizeleri hiciv yoluyla, şu dörtlükle yanıtladı: “Paşaya, partisine o kadar dil uzatma / İki gözden olursun ey Orhan Seyfi Orhon / Tazyik nedeniyle yırtılmamış olsaydı / Halk Partisi malıydı kıçındaki don.” İsmet İnönü bugünleri yaşasaydı, meydanı boş bulmuş, geçmişe doludizgin saldırıları kendine özgü mizah anlayışıyla kim bilir nasıl yanıtlar ve nasıl alaya alırdı? Şayet geçmişten ders alabilseydi Başbakan; İnönü’nün ağır siyasal koşullarda bile (örnek: Talat isyanını işittiği anda) sadece “maskaralardan” öteye ağızdan tek bir küfür sözcüğü çıkmadığını bir ders olarak algılar ve muhaliflerine ahlaksız sözcüğü ile başlayan bir dizi küfürlü cümlelerle saldırmazdı. Şu öykü, karşıtlarına küfürle saldıran günümüzdeki siyasetçilere belki ders olabilir, tabii olabilirse: Patavatsızlığı ile ünlü eski bir milletvekili bir gün İsmet Paşa’ya sordu: “Vallahi şaşıyorum Paşam, bu kulakla Lozan Konferansı’nı nasıl idare ettin?” İsmet İnönü, duraklamaksızın şu yanıtı verdi: “Düşmanlarımız o kadar terbiyeli insanlardı ki, bana sağırlığımı hissettirmediler.” Yarınlara kuşkuyla bakıldığı bugünlerde bir an olsun kaba, hırçın siyasetten kopmak istiyor insan. Hele her gün hiç ummadığı halde kimi kişilerden bir gün önceki sözünden dönenlerin alkışlandığına, siyasetin halka erdemi, yaşama sevincini aşılayacağı yerde karamsarlığı körüklediğine tanık oldukça… TV’leri kapamak, gazeteleri okumamak geliyor insanın içinden… Ne çare, bu ülke bizim. Siyasetçiler de... Pazar günleri izin günüm. Eşim ve denize hasret ben, pazarları Gölbaşı’nda dolaşıyoruz. Siyasetten, yaşamsal zorluklardan, kafamızı yoran, sinirlerimizi geren olaylardan uzak… bir kanepede… göçmen kuşların telaşını, martıların, kara mekelerin, yabani ördeklerin göle dalışını, havada daireler çizen güvercinleri izliyoruz. Siyasetin ağır havasının etkisinden hiç değilse bir gün olsun kurtulmak istiyorsanız, pazar günü geç saatlere kadar TV haberlerini izlemeyin! Gerçekleri, dünya ve ülke sorunlarını alaya alan mizah kitaplarını, dergileri okuyun. Rahatlayın. Örneğin memur iseniz yaşadığınız gerçeği gülerek anımsamanıza neden olabilir şu fıkra: ABD Başkanı, İngiltere ve Türkiye başbakanları bir araya gelmişler. Gazeteciler, önce ABD Başkanı’na “Ülkesinde bir memur ne kadar parayla geçinir” diye sormuş. İki bin dolar demiş. “Bin doları ile geçinirler, gerisini ne yaparlar bilmem!” Aynı soruya İngilizin yanıtı: “Ben memuruma 3 bin sterlin veririm. Geçinmesi için 2 bin sterlin kâfi. Gerisi beni ilgilendirmez.” Türk’e sıra gelmiş, soruyu şöyle yanıtlamış: “Türkiye’de bir memura en az 500 milyon gerekli. Ama ben 250 milyon veriyorum. Geri kalan 250 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler hiç bilemiyorum.” İlerigeri demokrasi söylemlerine de kafayı takmayın. Gerçeği fıkra özetliyor: Putin, Bush ve Özal bir araya gelmişler ve önce ikisi şeytana; “Ben ne zaman dünyaya hâkim olacağım?” diye sormuş. Bush, “250 yıl sonra…” Putin, “500 yıl sonra” yanıtını alınca başlamışlar ağlamaya. Sırası gelen Özal, şeytana, “Benim ülkeme demokrasi ne zaman gelecek?” diye sorunca, bu kez şeytan ağlamaya başlamış. Nedenini sormuşlar. “Bu Özal’ın sorduğunu ben hiç göremeyeceğim için” demiş! İyi pazarlar! AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli seçimler için “Son yılların en rahat seçimi. Rakiplerimizden ideolojik söylemlerle karşılaşmıyoruz artık” yorumunu yapıyor. Gerçekten de 12 Haziran seçimlerinin en dikkat çekici yanı, bu kampanyada laiklik ve irtica tehlikesi gibi tartışmaların hiç yapılmayışıdır. Bunda Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP lideri seçilmesinin ardından özenle laiklik tartışmasını gündemden düşürmesi etkili oldu. CHP lideri, her konuda eleştirdiği AKP’ye laiklik ekseninde hiç eleştiri getirmedi. Hatta ağzından tek bir kez bile irtica ya da laiklik sözcüğü çıkmadı. Kılıçdaroğlu öncesindeki CHP, iktidar partisini laiklik karşıtı uygulamaları nedeniyle suçlarken başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’liler, “Bizim laiklikle ilgili sorunumuz yok. Bunu çıkaran CHP. Onlar sabah akşam ‘laiklik de laiklik’ demese ülkede gerilim olmaz” mealinde demeçler veriyorlardı. Kılıçdaroğlu artık bu alana girmeyerek Başbakan ve AKP’nin beklediği bu ortam için önemli bir fırsat yarattı. Ama durum acaba AKP’lilerin söylediği gibi mi oldu? Ülkemizde artık laiklik AKP’lilerin hep örnek gösterdikleri Batı ülkelerindeki gibi mi işliyor? Maalesef hayır. Tam tersine. Başbakan Erdoğan, siyasi kampanyasının neredeyse tümünü dini unsurlar üzerinden yürütmeyi tercih etti. Bunun ne ölçülere vardığını görmek için Erdoğan’ın kampanyasından sadece birkaç satır başı vermek yeterli: kıyor: “Cizre’de bizzat Kürtlerin çocuklarını sırf Müslüman olarak yetişmesinler diye diri diri yakmaya kalkıyorlar. Bu çocukların Müslüman olmasından korkuyorlar.” Görüldüğü gibi CHP, askerler, yargı ya da basın, kısacası kimse ‘laiklik’ uyarısı yapmasa dahi, Erdoğan’ın üslubu evrensel laiklik anlayışıyla bağdaşır gibi değil. Kimileri Başbakan’ın söylemlerinin sadece seçim kazanma amaçlı olduğu, 12 Haziran sonrasında yeni bir balkon konuşmasıyla ‘demokratik’ söyleme geri dönüleceği inancında. Dünyanın saygın basın organları ise bu görüşü paylaşmayarak art arda ‘otokrasi’ uyarıları yapıyor. Erdoğan’ın kullandığı üslup ve söylemler de bu eleştirileri tam anlamıyla haklı çıkaracak cinsten. Özellikle de din konusunda yukarıda sıraladığımız tavırları Erdoğan’ın “Kampanyadır, gelir geçer” noktasından çok ama çok uzak olduğunun en önemli kanıtı... Kimse ‘Laiklik’ Demeyince Erdoğan Değişti mi? CHP camileri ahır yaptı: Ana muhalefet partisini eleştirirken bu partinin eski Genel Başkanı İsmet İnönü’yü ve 6070 yıl önceki tek parti dönemi uygulamalarını hedef alan Başbakan sık sık CHP’yi ‘camileri ahır yapmakla’ itham etti. Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği: CHP liderinin inancını kampanyası boyunca siyasi malzeme olarak kullanmaktan hiç rahatsızlık duymadı. Mitinglerinde “Biliyorsunuz Kemal Kılıçdaroğlu Alevidir” sözlerinin ardından meydandan yükselen çirkin “Yuuuuhhh” tezahüratlarına izin verdi. CHP liderinin küfür olup olmadığı tartışılan sözlerini eleştirirken dahi sözlerine, “Kılıçdaroğlu’nun kendisi Alevi kültürünün bir mensubu ama Hacı Bektaş Veli’yi iyi anlamamış iyi öğrenmemiş” diye başladı. Sen misin ‘Allah’ diyen: Kılıçdaroğlu’nun halk ağzıyla kullandığı “Statükonun Allah’ı Ankara’da” benzetmesinin içinde ‘Allah’ ifadesinin yer almasını siyasi malzeme yaparak “Şahsımıza hakarete katlandık da ama bu saygısızlığa, bu hakarete, bu alçaklığa katlanmamız mümkün değil. Allah’a mekân tayin edemezsin” karşılığını verdi. Nur Serter ve başörtüsü: CHP milletvekili adaylarından Nur Serter’in 27 Mayıs’la ilgili sözlerini eleştirirken, “Bu bayanı tüm Türkiye tanır, başörtülü kız öğrenciler iyi tanır. Bu hanım üniversite rektör yardımcısıyken başörtülü kızlara ikna odalarında faşişt baskı uygulayan kadın” ifadelerini kullandı. BDP’nin dini Zerdüştlük: CHP gibi BDP’yi de dini motifleri kullanarak eleştirdi. Diyarbakır konuşmasındaki sözleri bunun son örneği: “Bunların derdi başka. Bunlar ‘Kürtlerin dini Zerdüştlüktür’ diyenler, ‘İslam kılıç zoruyla Kürtlere kabul ettirildi’ diyenler. Şimdi de camilere el attılar. Sivil cuma eylemleri yapıyorlar. Sivil cuma resmi cuma diye bir şey çıkardılar. Camilerde imamın arkasında namaz kılmıyorlar.” Müslüman yetişmesin diye yakıyorlar: Başbakan’ın PKK’nin Güneydoğu’daki terör eylemlerine tepkisi de yine din ekseninde ortaya çı GÜL’E MISIRLI KONUKLAR Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün Mısır’da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in istifası ile sonuçlanan halk hareketinde gençlik gruplarını örgütleyen ve onlara öncülük eden “25 Ocak Tahrir Gençlik Liderleri”ni Tarabya Köşkü’nün bahçesinde kabul etti. Gül, bazı Müslüman ülkelerde mücadelelerin devam ettiğini belirterek, “Bu ülkelerdeki yöneticilere otoriter yönetimlere İslam dünyasında yer olmadığını görmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim” dedi. Cumhuriyet Akdeniz Antalya Temsilcimiz Ahmet Oruçoğlu ve çalışkan ekibi, başarılı ‘Cumhuriyet Akdeniz’ ekimizin üçüncü yaşını muhteşem bir resepsiyonla kutladı. Resepsiyona katılmak için özel olarak Antalya’ya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, özellikle Güneydoğu’daki başarılı CHP mitinglerine işaret ederek “13 Haziran’da anketler tepetaklak olacak” dedi. ÇETİN DOĞAN’IN AVUKATI ÜLGEN: Hayali belgelerle hüküm kuruluyor İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında tutuklu emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın avukatı Celal Ülgen, yaptığı yazılı açıklamada, medyada, Balyoz davası ve soruşturmasıyla ilgili bilgi kirliliğinin en üst aşamaya ulaştığını ifade etti. Ergenekon sanığı Levent Göktaş’ın asla kabul etmediği imzasız word belgelerinin yeniden canlandırıldığını dile getiren Ülgen, “Gölcük Donanma Komutanlığı’nın çöplüğüne kimin tarafından koyulduğu belli olmayan, uydurma belgeler ve Eskişehir’de Emekli Albay Hakan Büyük’ün şaibeli ev aramasında ele geçtiği iddia edilen flaş bellekteki dijital dokümanlar gerçekmiş gibi kamuoyuna yansıtılıyor. Bu hayali belgeler üzerinden de mahkeme dışında yargılama yapılarak hüküm kuruluyor” dedi Ülgen, şöyle konuştu: “Bir dönem TSK bünyesinde olağan ve rejimi korumak adına yapılan çalışmalar özellikle irtica ile mücadele kapsamı içinde olanlar, köstebekler ve hainler tarafından bulunup sanki o dönemde AKP ile mücadele ediliyormuş gibi lanse ediliyor. Tarih ve mekân çelişkileri unutuluyor. Dönemin hukuku ve yasaları unutuluyor. Yazışmaların rutin ve resmi makamlar tarafından yapıldığı ise kamuoyundan gizlenerek darbe çalışması varmış gibi sunuluyor.” Levent Göktaş’ta bulunduğu ileri sürülen 52 No’lu DVD’nin içinden çıktığı öne sürülen belgelerle ilgili medyada yer alan bütün savların, bir oligarşik çetenin dijital belge teröründen başka bir şey olmadığını savunan Ülgen, “bu teröristlerin” bir elin dokunabileceği kadar yakında olduklarını iddia etti. Ülgen, “Kasetleri üretenlerle dijital belgeleri üreterek emniyete, savcılığa ihbarlarla servis edenler aynı ekiptir. Gücüm yettiğince bağırmak istiyorum. Kral çıplak” dedi. CHP, usulsüz dinlemelerin geçmişe dönük incelemelerinin yapılacağına dikkat çekti ‘Hesabını soracağız’ ‘Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı’ kurulacak. İnternet temel ihtiyaç olarak kabul edilecek. Üniversite öğrencileri ve engelliler internetten ücretsiz yararlandırılacak. ArGe yatırımları desteklenecek. Yazılım odaklı teknokentler kurulacak. Edevlet uygulamaları yurttaş odaklı bir anlayışla yeniden yapılandırılacak. Rekabet Kurulu ile BTK arasındaki yetki karmaşasına son verilecek. İletişimin yasadışı izlenmesi ve telefon dinlemeleri konusundaki ihlalleri incelemek üzere bağımsız bir üst kurul oluşturulacak. Telefon ve internet hizmeti üzerindeki vergi yükü azaltılacak. Bilgi Toplumu Raporu KIVANÇ EL ANKARA CHP, kişilerin yasadışı izlenmesi ve telefon dinlemeleri konusundaki ihlalleri incelemek üzere bir üst kurul kurulacağı sözünü verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı, “Usulsüz yapılan tüm dinlemelerin geçmişe dönük incelemesi yapılacak ve hesabı sorulacak” dedi. ‘CHP Bilgi Toplumu Raporu’ CHP Genel Başkan yardımcıları Sencer Ayata ve Emrehan Halıcı tarafından ‘CHP Bilgi Toplumu Raporu’ açıklandı. Raporda yer alan vaatlere göre, ‘Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı’ kurulacak, internet erişimi temel bir ihtiyaç olarak kabul edilecek, telefon ucuzlayacak. açıklandı. İnternetin her vatandaş için bir “hak” olduğunu vurgulayan Halıcı, sansürü kaldırma sözü verdi. Halıcı, “İnternet yasakları açık bir sansür ortamı ortaya çıkaracak. Bireylerin, kendilerini ve çocuklarını korumalarının farklı yöntemleri vardır. Yasaklama gerekmez” dedi. Halıcı, “Karanlıkta hiçbir şey bırakmayacağız. Her şey çok şeffaflaşacak. Bu konuda yanlış yapanların yaptıkları yanlarına kâr kalmayacak” dedi. Halıcı, geçmişe dönük incelemelerin de yapılacağını belirterek “usulsüzlüklerin hepsinin hesabını soracağız” değerlendirmesini yaptı. Kral çıplak Şık’ın tutukluluğunun devamına ilişkin beş karar da birbiriyle örtüşüyor Şık’ın tutuklanma kararına karşı yapılan itirazların reddedilme gerekçeleri “kaçma ihtimali, kuvvetli şüphe, adli kontrol tedbirlerinin yetersizliği” olarak açıklandı. İLHAN TAŞCI Kopyalayapıştır gerekçeler MİTİNGDE PROVOKASYON İDDİASI Sorgulananların 11’i tutuklandı İstanbul Haber Servisi Diyarbakır’da düzenlenecek MHP mitingini provoke edecekleri iddiasıyla gözaltına alınan ve önceki gün mahkemece sorgulanan 13 kişiden 11’i tutuklandı. Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen 13 kişinin sorgusu tamamlandı. Yaklaşık 4.5 saat süren sorgulamanın ardından eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Erdem Karakoç ve Yusuf Ziya Arpacık’ın, “örgüt yöneticisi olmak”, Orhun Daştan, Alişan Öztürk, Murat Ali Kılıçarslan, Erhan Kurumlu, Hakan Uğur, Murat Alperen, Arif Mergen, Gökhan Aygün ve Ümit İlkay Levent’in de “örgüt üyesi olmak”suçundan tutuklanmasına karar verildi. Tibet Yücetürk ve Levent Akça ise serbest bırakıldı. Adliyeye çıkarılan 17 kişiden, avukat Mehmet Taşdelen’in de aralarında bulunduğu 4’ü, savcılık sorgularının ardından serbest kalmıştı. MHP mitingini provoke edecekleri iddiasıyla gözaltına alınan 17 kişiye sorguları sırasında MHP’li yöneticilere ait kasetler ve Ergenekon soruşturmasıyla ilgili sorular yöneltildiği öğrenildi. Şüphelilere Ergenekon sanıklarından Veli Küçük ve Muzaffer Tekin ile irtibatlarının sorulduğu iddia edildi. İstanbul Haber Servisi Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun İstanbul 3. Bölge bağımsız milletvekili adayı Mustafa Avcı seçimlerden çekildiğini açıkladı. Mustafa Avcı, seçimlerde blokun aynı bölgeden gösterdiği diğer aday Levent Tüzel lehine çekildiğini açıkladı. SAKARYA (AA) Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Kent Meydanı’nda düzenlediği mitingde halka seslendi. Mitingdeki konuşmada, AKP ve CHP’yi eleştiren Kurtulmuş, “Yeni Türkiye kendi ayakları üzerinde duracaktır. Dışarıdaki filanca dergi, filanca araştırma merkezlerinin raporları, filanca çevrelerin ortaya koyduğu siyaset değil, Sakarya’da halk ne diyorsa o olacaktır” dedi. Mustafa Avcı çekildi ‘Halk ne diyorsa o olacak’ ANKARA Gazeteci Ahmet Şık’ın tutukluluğunun devamına ilişkin verilen kararların tamamının birbirinin aynısı olduğu ve neredeyse “kopyalayapıştır” yöntemiyle yazıldığı anlaşıldı. Şık’ın avukatları yarın tutukluluk hali incelenecek olması nedeniyle tutukluluk kararının kaldırılması istemli dilekçe verdiler. Şık hakkında verilen tutuklama ve buna karşı yapılan itirazların beş kez reddedilme gerekçesinin yalnızca “kaçma ihtimali, kuvvetli şüphe, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz görülmesi” gibi yasa maddesindeki hükümlerin sıralanmasıyla sınırlı kaldığına işaret edilen dilekçede, şu değerlendirme yapıldı: “Şüpheli hakkındaki ‘tutukluluk halinin devamına’ ait gerekçeler, kanun maddesinde yazılı olan ‘hallerin’ tekrarından ibarettir. Bu kararların tekrar tekrar yazılan gerekçeleri ise CMK’nin 100. maddesinde yazılı olan birbirinin aynı olan cümlelerin farklı yazılış biçimlerinden ibarettir. Sonraki kararlarda yer alan kaçma şüphesi ve/veya delillerin karartılması şüphesi gibi gerekçelerin hukuken açıklanması mümkün değildir.” Cumhuriyet Akdeniz 3 yaşında Gazetemizin Antalya bürosunun bölge eki olarak çıkardığı Cumhuriyet Akdeniz, üçüncü yılını Dedeman Otel’de düzenlenen kokteyl ile kutladı. Etkinliğe siyaset ve sanat dünyasından pek çok isim de katıldı. Cumhuriyet Vakfı adına gazetemizin imtiyaz sahibi Orhan Erinç, Genel Yayın Yönetmeni ve Yayın Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Yıldız, gazetemizin Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, Antalya Temsilcisi Ahmet Oruçoğlu, İzmir Büro Temsilcisi Serdar Kızık, gazetemiz yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ümit Zileli, Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Rutkay Aziz ile Tarık Akan’ın da katıldığı gecede Halk TV de canlı yayın yaptı. Antalya Temsilcimiz Ahmet Oruçoğlu’nun “teşekkür” konuşmasının ardından konuşan gazetemizin İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, “Çabamız Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak yaşamını sürdürmesinden yanadır. Bunu da sizlerin katkılarıyla başarmaya çalışıyoruz” dedi. C MY B C MY B