10 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 HAZİRAN 2011 PAZAR EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 Alkollü içeceklerdeki fahiş vergi oranları ve denetim yetersizliği skandala davetiye çıkarıyor Ölüm gümrükten girdi Tarım Bakanlığı’nın denetimlerden geçen ve Bodrum’da 3 Rus turistin hayatına mal olan sahte içki bir kez daha Türkiye’nin gündemine oturdu. Olayın turizm sezonunun açılışına rastlaması tatilcileri de endişelendiriyor. YÜKSEK VERGİ FAHİŞ FİYAT Petek Ataman: (Gıda Mühendisleri Odası Başkanı) Ürünler gümrük kapılarından ülkeye girmeden inceleniyor. Burada Tarım Bakanlığı’nın eksikleri var. Bakanlık gıda güvenliğini sağlamakla, TAPDK de etil ve metil alkolü ülkeye giriş veya üretiliş anından itibaren adım adım izlemekle yükümlü. Yüksek vergiler nedeniyle fahiş fiyatlarla tüketiciye ulaşıyor. Bizim ithal kontrol sisteminde ürünler gümrük kapısında yurtiçine girmeden denetleniyor. Yurtiçine girdikten sonra bunun taklidi yasal yollardan olmayanı da geliyor. Bunu izleyemiyorlar. Bu kadar az denetim elamanıyla bunun takibini yapmak da mümkün değil. Özellikle tatil bölgelerinde ürünü ucuza sunma yarışı var. Kamu otoritesinin tüketiciye talep ettiği ürünü güvenle sunma vazifesi var. Bunu sağlayacak piyasa düzenini oluşturmak zorunda. ŞEHRİBAN KIRAÇ Halkın Aydınlanması Karşıtlığı Türkiye’de ve benzer ülkelerde en güçlü eğilimlerden biri, halkın Aydınlanması karşıtlığı, daha açık bir deyişle halkın cahil bırakılmasıdır. Bu yargı belki abartılı hatta haksız görülebilir. Eğitimin ana gündem konusu olduğu, okumayazma oranının yükseltilmeye çalışıldığı, önemli boyutta eğitime kaynak ayrıldığı bir ülkede halkın aydınlanması karşıtlığının (‘obskuranizm’in) güçlü olduğu savunması inandırıcı da gelmeyebilir. Gerçekte eğitimle halka ne veriyoruz? Halkı Aydınlatıyor muyuz? Verilen eğitimin aydınlatma gibi bir içeriği, amacı var mı? Bu soruların yanıtını da aramamız gerekiyor. Türkiye’de halkın Aydınlanmamasından yararlanan, çıkar sağlayan geniş bir kesim var. Aydınlanma karşıtlığını yalnız belirli politikacılarla sınırlayamayız. İş âleminde, medyada, bürokraside, bazı sivil toplum örgütlerinde, tarikat ve cemaat önde gelenleri arasında hatta eğitim kurumlarında, dincilerin hemen tümünde halkın Aydınlanmasını istemeyen, karanlığı tercih eden ve bundan çıkar sağlayanlar gözlemleniyor. Biliyorlar ki insanımız aydınlandığında düzenleri, statüleri bozulacaktır. Yarasalar karanlığı sever, karanlıkta yaşarlar. Gün ışığında yarasaların kaybolduğu gibi halkın aydınlığında bu kişi ve gruplar da kaybolacaklardır. Halkın karanlıkta kalmasından yana olanlar için, “halk düşmanlığı” nitelemesi insafsızca ağır kaçar, ama bu kişiler için halkın Aydınlanması karşıtları, halkın karanlıkta kalması yandaşları, halk cehaleti isteklileri (obskurantist), toplum yarasaları sıfatları kullanılabilir. Halkın karanlıkta kalmasının iki etkili aracı medya ve ne yazık ki din. Yazılı ve görsel medyayı inceleyiniz. Halkın Aydınlanmasına dönük o kadar az yayın ve program var ki... Bilgiden; halkın düşünme, irdeleme yetisini geliştirmekten adeta kaçınılıyor. Şarlatanlık, belli çevrelerin sesyayarı olmak yeğleniyor. Türkiye’de düzgün kişilikli insanlar var, zaman zaman televizyon programlarında da görünüyorlar. Ancak yayında kaldıkları süre çok kısa ve süreksiz; medyada da dürüstlük, bilgili ve halktan yana olmak adeta eksiklik olarak değerlendiriliyor. Din halkın Aydınlanması için değil, tersine bir yönlendirme, karanlığa yönlendirme aracı olarak kullanılıyor. Dinci TV’lerin yayınlarını da sık olmasa da ara sıra izlediğimden kaçırmış olabilirim. Din, bu yayın organlarında siyasal amaçla genellikle laik Cumhuriyet karşıtlığına yöneltici bir araç olarak kullanılıyor. Dinin özü yerine daha çok oruç ve namaz uygulaması ile ilgili sorunlara yer veriliyor, bazı öyküler, sanki yaşanmış tarihi bir olay gibi aktarılıyor. AKP döneminde yandaş zengin etme ve yandaşların lüks tüketime yönelmeleri, bu bağlamda yeni bir sorun yaratmıştır. Lüks tüketim, marka otomobiller kullanmak Müslümanlıkla ne ölçüde bağdaşır? Son zamanlarda bu konulara bir de çokeşliliğe dini gerekçe aranması eklenmiştir. Belki ciddi konular konuşuluyor, tartışılıyor da olabilir; izlemeyi kaçırmışsam özür dilerim. Tanrı “Biz bu kitabı (Kuran’ı) okunsun, anlaşılsın diye gönderdik” buyurmuş. Kuran’ın okunması değil, anlaşılması ve bu konularda ayartıya (iğvaya) kapılınmaması önemlidir. Dincilerin ayartısına, iğvasına kapılmamak için de Kuran’ı okuyup anlamak zorunludur. Dinciler, Kuran’ın anlaşılmasını önlemek ya da yönlendirdikleri, yorumladıkları şekilde anlaşılmasını sağlamak için, ibadetin Arapça olmasında ısrarlıdır. Müslümanlık, haksızlığa, insan istismarına karşıdır. Dayanışmadan ve hakça bir düzenden yanadır. Gerçek Müslüman düzgün, dürüst, kendine güvenilir bir kişi olmalıdır. Bazı kişiler ne yazık ki Müslümanlık kisvesi altında kendi kirli işlerini mubah gösterecek dini yorumlara sığınmaktadır. Halkın aydınlığında, insanları yönlendirme, din istismarı, medya ile algılandırma, tersine seleksiyon, kötünün iyiyi engellemesi süreci sona erecektir. Halk, doğru ile sahteyi birbirinden ayıracaktır. Halkın Aydınlanması, düzenin yarar sağladığı çoğu kişinin, özür dilerim, tekerine çomak sokacağından, halkımızın Aydınlanması engellenmeye çalışılmakta; Aydınlanmadan yana olanlar çeşitli yöntemlerle “bertaraf” edilmektedir. Bodrum’da 3 Rus turistin sahte içkiden hayatını kaybetmesi ile gözler yine içki alanındaki denetimlere ve kayıt dışılığa çevrildi. Türkiye’de alkol üzerindeki vergilerin yüksekliği, ithalat izni olan Tarım Bakanlığı’nın yetersiz denetimleri, maalesef ölümleri de beraberinde getirdi. Uzmanlara göre fahiş orandaki ÖTV ile içki ithalatı izni veren ve şişelerin üzerine ‘Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın izni ile ithal edilmiştir’ sistemindeki zafiyetler yüzünden ülkeye sahte içki girişi oluyor. Bodrum’da yaşanan olayda ölümlere neden olduğu açıklanan Mister Burdon markalı viskinin ithalatına izin veren Tarım Bakanlığı, ölümlerden sonra da açıklama yaparak bu üründeki metil alkol oranının 3 kat çıktığını ve bunun tüketilmemesi gerektiğini açıkladı. Türkiye’de şu anda alkol ile ilgili 5 bin tane denetim elemanı, 50 bin tane kayıtlı işletme ve 500 bine yakın satış noktası var. Bunların içinde oteller, restoranlar bulunmuyor, sahte içkilerin girdiği noktalar ise buralar. Uzmanlara göre bu sayı ile denetim mümkün değil. YASAL BOŞLUKLAR VAR Ahmet Barut: (Türkiye TURİZMCİ Otelciler Federasyonu Başkanı) Bodrum’daki bu ve benzeri olaylar, çok iyi başlayan ve devam eden 2011 turizm sezonunda arzu etmediğimiz gelişmelere neden olabilir. Kaçak içki ENDİŞELİ üretimini teşvik eden en önemli etken alkollü içeceklerdeki ÖTV oranıdır. Bu nedenle seçimlerden sonra yeni kurulacak hükümetin öncelikli işlerinden biri alkollü içeceklerdeki ÖTV oranını düşürmek olmalıdır. Yeterli denetim yok Melahat Özkan: (Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği Genel Sekreteri) Bakanlık mal gümrüğe geldiğinde analizlerini yapıyor. Son olayda hiç bilinmeyen bir marka ülkeye giriyor. Tarım Bakanlığı’ndan kontrol belgesi alınmış ve ithalat izni verilmiş ürünler. Şirket vergisini de vermiş. Bakanlığın izniyle piyasada satılan bir ürünün sorumluluğunu ithalatçı firmaya yükleyemeyiz. Bodrum’daki içkiler Kıbrıs’tan geldi deniyor. O zaman Kıbrıs hükümetinin ve o ürünü üreten firmanın uyarılması gerekiyor. Tarım Bakanlığı’nın da denetim sistemini acilen gözden geçirme zorunluluğu var. Gümrük kontrolünde hiçbir şekilde gıda güvenliği sağlanmadığı ortaya çıkıyor. Burada can alıcı nokta metil alkol analiziyken bakanlık önemsiz noktalarla ilgilenmiş. Oysa distile içkilerde en önemli nokta metil alkol analizidir. Bu olayda ‘kapıda kontrol ettim metil alkol oranı da normaldi’ diyebilir miyiz diyemeyiz. Demek ki analiz edilmedi ya da bir iki şişenin yapıldı diğerleri yapılmadı. “Aklandık ama imajımız zedelendi” Bodrum’da üç Rus rehberinin zehirlenerek öldüğü teknede çeşitli marka votka, cin ve viskiyle bulunan “Rakı7”yi üreten Antalya Alkollü İçecek Sanayii ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Karaman, Türk Gıda Kodeksi değerlerine uygun olarak tamamen bilgisayar kontrollü üretim yaptıklarını söyleyerek, “Bu olaydan aklandık ancak marka imajımız zedelendi” dedi. Galip Yorgancıoğlu: (Mey İçki Üst Yöneticisi ve Geleneksel Alkol Üreticileri Derneği Başkanı) Türkiye’de hâlâ markaların bir kanun hükmünde kararname ile korunmaya çalışılması ve üstelik bu KHK’lerin de yaptırımların yeterli olmaması nedeniyle kayıtlı markaların korunması dahi çok kolay değil. Bize göre yasal boşluklar var ve bu konuda cezai yaptırımlar yeterli değil. Özellikle alkollü içkilerde sahte ve kayıt dışılığı önleyecek denetim eksikliği yanında, yasalarda da bu tür suçların cezalarının yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Sahte üretime ağır hapis cezaları maalesef verilmiyor. Para cezaları ile geçiştiriliyor bu da caydırıcı olmuyor. İçkilerde yüksek ÖTV ile oluşmuş olan bir fiyat aralığı var. Size sadece ÖTV fiyatına veya biraz üstüne ürün sunulduğu zaman, kesinlikle bunları almaktan imtina etmeniz gerekir. ‘TEKEL ÖZELLEŞTİRİLDİ, SAHTE İÇKİ ARTTI’ SEVİL ARINAN EĞLENCEYİ GAYRİMEŞRU SAYARSANIZ Tarkan Konar: (Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Başkanı) Eğlenceyi, yüksek vergi alınması gereken lüks hatta gayri meşru işler sınıfına sokup topluma böyle lanse ederseniz sektörde doğal olarak başta ekonomik nedenlerle kaçak yollara yönelir. Sonuçta ben merdiven altında alkol elde edip şişeleyebildiğim sürece kimse bunu tam olarak engelleyemez! Tek yol benim üretici veya servis eden olarak bu riski almamı ekonomik olarak gereksiz kılmaktır. ANKARA Sahte içki yapımının TEKEL özelleştirildikten sonra arttığına dikkat çeken turizmciler, “TEKEL dağıtıldı, sahte içki üretimi arttı. Fatura yine bize çıkacak” açıklamasını yaptı. Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı Seçim Aydın, Türkiye’de sahte içki kontrolsüzlüğü yaşandığını söyledi. Sahte içki faturasının turizm sek törüne kesildiğine dikkat çeken Aydın, “İçki en fazla turizm sektöründe kullanıldığı için bizimle bağlantı kuruluyor, rahatsızız. Denetim altına alınması gerekirken ithal içkilerin de kontrol kapsamına alınması lazım” dedi. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu yöneticilerinden İlknur Menlik de, sahte içki yapımı ve satışında denetim yapılmadığını kaydetti. Krize rağmen Türk’e mülk yok Ekonomi Servisi İflasın eşiğindeki Atina yönetimi, AB vatandaşı olmayan ülke vatandaşlarının Yunanistan’da mülk edinmelerini kolaylaştırdı. Ama karar Türklerin Yunan adalarında mülk satın alma engelini ortadan kaldırmıyor. Bu arada 110 milyar Avro’luk kredi anlaşmasına rağmen krizden çıkamayan Yunanistan, AB ülkeleri ile ikinci bir kredi için anlaştı. Yeni yasada Ege’deki Onikiadalar, Midilli, Sisam, Sakız ve Santorini gibi adaların yanı sıra Türklerin yoğunlukta yaşadığı Batı Trakya’daki kentler muaf tutuluyor. Bu bölgeler ‘sınır’ kabul ediliyor. Öte yandan, bir yandan da müzekarede olan ve 110 milyar Avro’luk kredi anlaşmasına rağmen krizden çıkamayan Yunanistan, AB ülkeleri ile ikinci bir kredi için anlaştı. Ayrıca Atina’nın 110 milyarlık kredinin 12 milyar Avro’luk 5. dilimini de temmuz başında alması kararlaştırıldı. TOBB’den Türkiye’ye İsrail örneği ELÇİN POYRAZLAR WASHİNGTON Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin yüksek teknolojiye ulaşabilmesi için “ABD’nin bir atlama noktası” olduğunu ve İsrailli şirketlerin de bu alanda ABD ile işbirliği yaptığını söyledi. ABD’nin İslam dünyasıyla ekonomik ilişkilerini geliştirmek için başlattığı “Yeni Başlangıç İçin Ortaklar (PNB)” zirvesine katılmak için Washington’a gelen Hisarcıklıoğlu, ABD’nin Türkiye’nin ekonomik ilişkilerinin en zayıf olduğu ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek “iki tarafta da müthiş bir bilgi noksanlığı var” diye konuştu. ABD pazarına girebilmenin yollarından birinin “yüksek teknoloji konumuna gelmek ve bunun için de girişimci risk sermayesi denilen mekanizmayı geliştirmek” olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, yüksek teknoloji konusunda işbirliğini geliştirme ve finansman kaynağı sağlamanın önemine değinerek “İsrail’in yüksek teknoloji şirketlerinin yukarı çıkmasının altında yatan neden bu; aynı işbirliği olmuş, biz de niye olmasın” dedi. Hisarcıklıoğlu ayrıca İsrail ile Türkiye arasındaki ticaretin son yılda yüzde 40 arttığını ama turizmde önemli bir düşüş yaşandığını da sözlerine ekledi. Rifat Hisarcıklıoğlu, Washington’daki temasları çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Jose Fernandez, John Lipsky, Philippe Le Houérou ve ABD Ticaret Odası ve Türk toplumu dernekleriyle bir araya geldi. Ardından New York’a geçen Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı açıklamalarda Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek “Bu ekonomik ilişkileri güçlendirmekten başka çaremiz yok. Buna mecburuz çünkü dünyanın en büyük pazarında biz yokuz” dedi. Kurumsal moda önem kazanıyor Washa markasıyla Reina’dan Cafe Crown’a, Les Ottomans’dan Sushico’ya, Ülker Grup’tan Kosifler Grup’a kadar Türkiye’nin önde gelen birçok firmasının çalışanlarını giydiren Washa Tasarım’ın kurucusu Selda Eruzun, her kurumun çalışanlarını kimliğine uygun giydirmesinin şirkete büyük artı değer yarattığını dile getiriyor. “Personelin kıyafeti kurumsal kimliğinizi yansıtır” diyen Eruzun, kurumları da insan gibi düşünüp verilecek mesajları giysilere aktardığını belirtiyor. EFT krizinde rahatlatan açıklama Önceki gün Merkez Bankası’nın sistemlerinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle Türkiye genelinde elektronik fon transferi (EFT) yapamayan ve panik yaşayan yurttaşlara Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Sertaç Özinal rahatlatan açıklamayı yaptı. Özinal, “Ödemesini zamanında yapanlar mağdur olmayacak” dedi. Merkez Bankası’nın sisteminin çökmesiyle Türk bankacılık sistemi genelinde gerçekleşen günlük ortalama 900 milyon TL para transferi trafiği dün aksamıştı. Fikrin yıldızı ODTÜ Ev avantaj 6 ay uzadı Türk Telekom, ‘Ev Avantaj’ tarifelerini kullanan Türk Telekom müşterileri için başlattığı ‘Ev Avantaj Her Yöne Bedava Konuşma Kampanyası’nı 31 Aralık 2011’e kadar uzattı. Vodafone’un üniversite öğrencilerine yönelik HTC iş ortaklığı ile düzenlediği ‘Vodafone Fikir Yıldızları Yarışması’nda ‘Vodafone Durum Bildirim’ fikri ile Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Yüz Otuz Sekiz grubu birinci oldu. Avea Jolly’de kazandırıyor Avea’nın sunduğu ‘Alışveriş Avealıya Güzel’ kampanyası kapsamında Avea aboneleri, Jolly Tur’dan aldıkları yurtiçi turlarında yüzde 30, kültür turlarında yüzde 20 indirim kazanırken, yurtdışı turlarında da 50 Avro’ya varan fiyat indiriminden faydalanacak. Bioxcin’e kalite ödülü Saç dökülmesine karşı etkin çözümler sunan BIOXCIN, bu yıl 3. kez düzenlenen Tüketici Akademisi Avrupa Birliği Kalite Ödülleri’nde ‘Tüketici Kalite Ödülü’ne layık görüldü. KİM, çalışanlarına işaret dili öğretiyor KİM Marketler Zinciri, Türkiye’de ilk defa uygulamaya soktuğu projeyle mağazalarında çalışan tüm personele işaret dili bilme zorunluluğu getiriyor. Şirket yıl sonuna kadar 1500 personeline işaret dili öğretecek. Yiğit Akü, elektrikli otolara yoğunlaştı Yiğit Akü, 1 milyon dolarlık yatırımla elektrikli araçlar için gerekli olan lityumiyon bataryaları üzerinde geliştirme çalışmaları yürütecek bir ArGe laboratuvarı kurdu. TTNET, sonuçları CHA’dan alacakmış TTNET, 2 Haziran 2011’de yapılan basın toplantısında açıkladığı “TTNET, Seçim Sonuçlarını Tivibu Web ve Tivibu Cep’ten Canlı Verecek!” bilginin eksik olduğunu açıkladı. Şirketten yapılan açıklamada, “Genel seçim sonuçlarını açıklama hakları Cihan Haber Ajansı’na (CHA) aittir. TTNET ise “Tivibu Seçim Online” programı boyunca CHA tarafından açıklanan seçim sonuçlarını yayınlayacak ve seçimle ilgili haber ve yorumları izleyicilere aktaracaktır” denildi. Tetra Pak hedef büyüttü Her yıl 55 Eyfel Kulesi ağırlığındaki ambalajı yeniden dönüştüren, son 5 yılda 340 rüzgâr gülü ağırlığında tasarruf sağlayan Tetra Pak, 2020 yılı sonuna kadar bu rakamı ikiye katlamayı hedefliyor. Kültür perakendeciliğinde mağaza sayısını 104’e çıkaran D&R yıl sonuna kadar 16 mağaza daha açmayı hedefliyor. C MY B C MY B D&R mağazaları 104’e ulaştı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear