25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Toplumsal Duyarlılık... Her insan duyarlıdır. Her insan için duyarlılığın sınırları vardır. Kimisi sadece ‘kendisi için’ duyarlıdır. Kendi rahatı, kendi çıkarı, kendi durumu, kendi geleceği. Duyarlılığının yüzölçümü budur. Kimisinin duyarlılığı ailesi ile sınırlıdır. Ailesi, yakın akrabaları duyarlılık alanı içindedir. Kimisinin duyarlılık sınırları, taşıdığı kimlikler kadardır. Ama kimi insanlar için duyarlılık bütün insanlar içindir, bütün dünya içindir. İşte bu insanlar, ‘evrensel uygarlık duyarlılığı’ olarak tanımlanacak bir duyarlılık sahibidirler. Engin genişlikte evrensel, bütün insanlığı kapsayan, tarih derinliğinde duyarlılık. Toplumsal duyarlılık bu ölçülerde olduğu zaman bir ‘aydın duyarlılığı’ olur. İLHAN SELÇUK kültürünün ‘toplumsal duyarlılığı’ budur. Tarihte Sokrat’ların, Jefferson’ların, Voltaire’lerin, Goethe’lerin, Stefan Zweig’ların temsil ettiği ‘toplumsal duyarlılık’ budur. Bizim kültürümüzde de Nâzım Hikmet’lerin, Yaşar Kemal’lerin, Aziz Nesin’lerin, Oktay Akbal’ların, Doğan Kuban’ların, Ataol Behramoğlu’ların (ve elbette daha pek çok aydın düşünürün, daha pek çok insanımızın) temsil ettiği ‘toplumsal duyarlılık’. İlhan Selçuk, bu insanlık kültürünün seçkin bir temsilcisidir. Günümüz küresel tüketim kültürünün en çok aşındırdığı da bu ‘toplumsal duyarlılık’tır. Amerikalı sosyoloji profesörleri Richard Sennett ile George Ritzer’in dikkat çektiği ‘Karakter Aşınması’ da budur, toplumsal duyarlılığın yok oluşudur. Günümüzde çocuklarımızın ve gençlerimizin içine sürüklendiği ‘bencil zevkçilik, bencil çıkarcılık’ en çok ‘toplumsal duyarlılığı’ yok ediyor. ‘Toplumsal duyarlılık’, bu sürüklenişe tepki olarak dinlerin, milliyetlerin, etnik kökenlerin alanına taşınıyor, ki bu da aydınlanma felsefesinin adım adım gerileyişidir. Aydınlanma felsefesinin laik dünyası, küreselleşmenin saldırısı karşısında kendini koruyamıyor. Bütün dünyadaki kültürel değişime baktığımız zaman gördüğümüz tablo şudur: Bireyler, kendi çıkar alanlarına hapsedilerek özgürleştiğine inandırılıyor. Toplumlar inanç alanlarına sürüklenerek demokratlaşma yanılgısına taşınıyor. Bu yanılsama içinde dünyanın içine sokulduğu eşitsizlik, kaynakların tüketilişi, değerlerin yok edilişi gözlerden uzak tutuluyor. Toplumların yönetimi bütünüyle şirket çıkarlarına, şirket koruyucusu iktidarlara, dünya ölçeğinde kapalı kapılar arkasındaki pazarlıklara terk ediliyor. Medya, halkı uyutma, toplumu yönlendirme görevini her gün artan araçlarıyla üstleniyor. Yazılı basın, görsel basın, internet her gün biraz daha fazla reklam yoluyla satın alınmış bir ortam olarak paranın hizmetine konuluyor. İşte böyle bir sürüklenişte, ‘toplumsal duyarlılık’ ne pahasına olursa olsun, sahip çıkılması gereken bir büyük değer oluyor. İLHAN SELÇUK kültürünün yaşatılması gereken nedenlerden birisi bu. Hepimiz bu evrensel kültürün yaşatılmasını, geliştirilmesini istiyoruz. Yaptığımız her şey bu bilinçten kaynaklanıyor. İşte, sevgili kardeşim Mustafa Balbay da bu kültürün temsilcisi olmanın sıkıntılarını çekiyor. Mustafa Balbay neden hapishanede? Kendi çıkarı için bir şey istediği için mi? Hayır. Kendi hesabına dalavereler çevirdiği için mi? Hayır. Mustafa Balbay, gazeteci olarak görevini yaptığı için hapishanede yatıyor. Mustafa Balbay nasıl gazetecilik yaptı da böyle oldu? Mustafa Balbay, ‘toplumsal sorumluluk sahibi’ olduğu için suçlandı. Daha iyi bir Türkiye için gazetecilik yaptı. Daha iyi bir dünya için gazetecilik yaptı. Bir insan haksız olarak da yargılanabilir. Ama onu tutuklayarak cezasını önceden verirseniz bu büyük bir haksızlık olur. Bu haksızlık 12 Eylül faşizminde bizim üç yılımızın hapiste geçmesine malolmuştur. Tutuklu olarak geçen, hükümsüz yatırılan üç yıl. Fazlası da var. Ali Sirmen de iyi bilir. Şimdi, bu ‘toplumsal duyarlılık’ değerini bütün toplumumuza öğretmeliyiz. Hepimiz birbirimizden sorumluyuz. Hapiste haksız yere yatanlar oldukça hiçbirimiz özgür olamayız. Mustafa Balbay’ın 50. yaşını kutluyorum. Elbette çıkacak. Elbette yazacak. Daha iyi bir dünya. Daha adaletli bir dünya. Hepimiz için... erdalatak@gmail.com SİVAS / ERZİNCAN (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçda- roğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn kendisine “Me- mur Kemal Efendi” diye seslendiğine dikkat çekerek Erzincan’dan yanõt verdi: “Sözde beni ve memurları hakir görecek. Recep Bey’i memurlara havale ediyo- rum. Ama Recep Bey’e şunu söylüyorum; 27.5 yıl kendi ülkeme, devle- time onurumla hizmet ettim. Boğazımdan aşa- ğı haram lokma inme- di. Ama şunu söyleye- yim; ben memur Ke- mal’im, ben işçi Ke- mal’im, ben çiftçi Kemal’im, ben emekli Kemal’im, ben Erzincanlıların, halkın Kemal’iyim. Al- lah’a çok şükür, kimse bize ‘kalpazan Kemal’ demiyor, ‘ihaleye fesat ka- rõştõran Kemal’ demiyor. Biz, alnımız ak, yüreğimiz temiz hal- kın karşısına çıkıyoruz. Recep Bey gi- bi değiliz. Şimdi bir tane Başbakan var; Recep Bey, memuru hakir görüyor, işçiyi, çiftçiyi, emekliyi hakir görüyor.” Kõlõçdaroğlu’nun ilk durağõ Sivas’tõ. Ko- nakladõğõ Sivas Büyük Otel’deki kahvaltõlõ ba- sõn toplantõsõnda gazetecilerle bir araya geldi. Kõlõçdaroğlu, bir süre önce Başbakan Yar- dõmcõsõ Bülent Arınç’a suikast yapõlacağõ id- dialarõyla ülkenin meşgul edildiğini, kozmik odaya kadar girildiğini anõmsatarak “Halkın gündemini meşgul eden bu olayın her- hangi bir sonuca varmamasını” eleştirdi. CHP lideri, “AKP kriz yaratıyor. O krizin arkasına geniş kitleleri sürüklüyor. Kendi medyasıyla hep beraber bunu yapıyor. Ondan sonra geriye dönüyor. O krizden besleniyor. Adalet ve Kalkınma Partisi krizden beslenen bir parti. Zaten Türki- ye’nin karşılaştığı sorun da bu” dedi. Erdoğan’õn, Deniz Baykal’õn istifa sürecine ilişkin açõklamalarõnõn anõmsatõlmasõ üzerine Kõ- lõçdaroğlu şunlarõ söyledi: “Sayın Başbakan, partimizin iç işlerine mü- dahale ederek ‘Acaba içlerinde bir çatõşma or- tamõ yaratabilir miyim? Ülkede kriz yaratõyo- rum, acaba CHP’de de bir kriz yaratabilir mi- yim’ gibi ucuz bir politikanın içine girmiş du- rumda. Aslında bir başbakana yakışacak bir şey değil. CHP kurultayla birlikte yenilen- me sürecine girdi. Bu dönemde toplumun tüm kesimlerinin partiye yönelik ilgisi de art- tı. Sayın Başbakan hazmedemiyor. Kurul- tayla beraber temiz siyaset, düzgün siyaset, halka hesap veren siyaset egemen olmaya baş- ladı. Bunların üçü Sayın Başbakan’da yok. Zemin kayıyor. Sayın Başbakan gidecek.” Daha sonra Sivas’õn Zara ilçesinde binler- ce kişiye hitap eden Kõlõçdaroğlu, Erdo- ğan’õn önceki gün Isparta’daki mitinginde söy- lediği “Bilmediğin aşı yeme, davul gibi şi- şersin” sözlerine şöyle yanõt verdi: “Allah’a çok şükür, çiğ yemedik ki karnı- mız şişsin. Ama senin aklın fikrin yemekte. Nerede bir şey olsa, yemek... Fındık diyorum, fındık yemekten bahsediyor, kayısı diyo- rum, yemekten bahsediyor. Yiye yiye doy- madın mı? Allah gözünü doyursun. Bırak, bi- raz da millet doysun. Fakir fukara edebiya- tı yapanlar, Allah, peygamber diyerek din sö- mürüsü yapanlar, hepsi han hamam sahibi oldu. Bunlar bölücüdür. Ülkeyi böldüler, kar- deşi kardeşe düşman yaptılar. Ama biz bö- lünmeyeceğiz. Tek yürek olacağız. Diri, iri olacağız, onurlu Türkiye’yi ayağa kaldıra- cağız.” Erdoğan’õn, “Ben kimseye hesap vermem” dediğini ifade eden Kõlõçdaroğlu, “Sen kimsin ki millete hesap vermeyeceksin? Ben, sana he- sap soracağım Recep Bey. Nereye kaçarsan kaç” dedi. Ardõndan Zara Belediyesi’ni ziyaret eden Kõlõçdaroğlu, Hafik ve İmranlõ ilçelerin- de de yurttaşlara seslendi, esnafõ ziyaret etti. Daha sonra Erzincan’a geçen Kõlõçdaroğ- lu, Cumhuriyet Meydanõ’nda düzenlenen mitingde konuştu. Kõlõçdaroğ- lu, AKP’yi “Adaletten Ka- çanlar Partisi” olarak nite- ledi. Miting alanõnda açõ- lan “Recep Bey, adale- tini bozduğun kan- tar, gün gelir seni de tartar” dövizini okuyan Kõlõçda- roğlu, “Onu orada tartacağız” dedi. AFYONKARAHİSAR/İZMİR (Cumhuriyet) - Başbakan Tayyip Er- doğan, CHP Genel Başkanõ Kemal Kı- lıçdaroğlu’nun AKP’nin din istismarõ yaptõğõ yönündeki açõklamalarõna “CHP’nin genel başkanı, bizim din- darlığımızı da, imanımızı da, ahlakımızı da ölçecek kalibrede değildir. Önce haddini bil yahu” diye karşõlõk verdi. YARSAV’õ hedef almayõ sürdüren Er- doğan, “Yargının içinde dernek kurulur mu? YARSAV, bir boşluktan yararla- narak bunu kurdu. Ki bunu da bizim ilk fırsatta halletmemiz lazım” dedi. Afyonkarahisar’da düzenlenen miting- de partililere seslenen Erdoğan, son dö- nemde artan terör saldõrõlarõnõn, provo- kasyonlarõn tesadüf olmadõğõnõ ifade ede- rek “Türkiye ne zaman atılıma geçtiy- se, terör örgütü eylemlerini arttırdı. Ekonomi ne zaman şaha kalktıysa, bu- nu geri döndürmek için kirli se- naryolar yazıldı. Bugün de aynısını yapıyor” dedi. Erdoğan, Kõlõçdaroğ- lu’nun genel müdürlük yaptõğõ dönemde, SSK’nin 8-9 yõl hep zarar ettiğini ileri sürerek “Ne yaptın sen orada? Kimleri ora- lara doldurdun? İhale yolsuzlukları ne ol- du? Bunların neti- cesinde SSK hep zarar etti. Doldur- dukları insanların şimdi emeklilikleri ge- liyor diye bunlar rahatsız oluyor” dedi. Erdoğan, aynõ mevzuatla yargõya eleman almak istediklerini, ancak Danõştay’õn, mülakatõn kameraya alõnmasõ şartõ getir- diğini anlatarak “Daha önce kamerayla mı yapıyordunuz mülakatları? Dünya- nın neresinde var böyle bir şey? Ama bunlar kameralı odalara alışmışlar. Kamera şakalarını iyi bilirler. Gizli kameraları iyi bilirler” dedi. Erdoğan, de- ğişikliğe karşõ çõkanlarõn, “Artık iste- dikleri gibi yargıda at oynatamayacak olmaktan” rahatsõzlõk duyduğunu sa- vundu. Muhalefetin “AKP’nin yargıya atama yapacağı” yönündeki eleştirileri- ne karşõlõk da Erdoğan, “Güvenmiyor mu- sun, ilk derece mahkemelerindeki yar- gıya? HSYK’yi seçecekler. Tezgâhla ülkeyi yönetmek istiyorlar” diye konuştu. Yine YARSAV hedefte YARSAV’õ hedef almayõ sürdüren Er- doğan şöyle devam etti: “İşte söyledim ya, CHP, MHP, BDP. Yanlarında kim var? YARSAV. Böyle şey olur mu? Yargının içinde dernek kurulur mu? Biz bunu 12 Eylül öncesinde gördük. Emniyet teş- kilatının içinde maalesef sendikalar oluştu, dernekler oluştu, bizim güven- lik teşkilatımız birbirine düştü. Aynı şe- kilde Milli Eğitim’de dernekler oluştu, Milli Eğitim camiası birbirine düştü. Bu- ralarda bu tür kuruluşlar olmaz. Ama YARSAV, bir boşluktan yararlanarak bunu kurdu. Ki bunu da bizim ilk fır- satta halletmemiz lazım. Bir defa ke- sinlikle yargıda bu tür dernekler olamaz, olmamalı. AB diyormuş. AB’nin dedi- ği her şeyi kalkıp uygulamanın içine al- ma mecburiyeti var mı, yok mu, CHP’li- ler onu iyi bilirler. Çok çirkin iftiralar atıyorlar. AK Parti, bu anayasa deği- şikliği ile kendisini kurtaracakmış. Ya- lan bu, iftira bu. Dert başka. Yargı ar- tık birilerinin arka bahçesi olmaya- cak, bunların kaygıları bu. Bunlar mahkeme koridorlarında dolaşarak ar- tık yargıyı etkileyemeyecekler, ‘Erge- nekon’ avukatlığına soyunamayacak- lar. Birtakım kararlara etki edeme- yecek, lobi oluşturamayacaklar.” Erdoğan, CHP liderinin önceki gün Yozgat’taki konuşmasõnda kendisine yönelik eleştirilerine de şöyle tepki gös- terdi: “Geçen yerel seçimlerden önce CHP, bir çarşaf açılımı başlatmıştı. Çarşafı satamadılar, çarşafa dolandılar. Şimdi ticareti daha ileri boyuta taşıdı- lar. Genelgeyle, partililere ramazanda içki içmeyi yasakladılar. Hemen arala- rında kavga başladı. ‘Bizim içkimize ne karõşõyorsunuz’ Tabii, mum yatsıya ka- dar yanarmış. Çıktı geçenlerde ‘başör- tü sorununu ben hallederim’ dedi. Sayın Kılıçdaroğlu, kendine gel kendine. ” İzmir’de düşük katılım Erdoğan, İzmir mitinginde oldukça cõlõz bir kalabalõğa seslendi. Gündoğdu Meydanõ’nda gerçekleştirilen mitinge katõlanlarõn büyük çoğunluğunun kent dõ- şõndan getirilenler olduğu görüldü. Erdoğan, CHP lideriyle aralarõndaki “beyaz kefen” polemiğine ilişkin Der- sim olaylarõnõ gündeme getirdi. Der- sim’de 50 bine yakõn insanõn öldüğünün söylendiğini, olaylarõn İsmet İnönü’nün kararõyla geliştiğini dile getirerek “Baş- bakanlara beyaz kefeni biçen CHP’nin zihniyetidir. O kefenin varsa sana kalsın. Bana kefeni giydirecek kar- deşlerim var” diye konuştu. Kõlõçda- roğlu’na söylediği “Memur Kemal” sözünün bu kesimden kendisine gelecek oylarõ olumsuz etkileyeceğinin farkõna va- ran Erdoğan, “Kendini devletin onur- lu memurları yerine koyma. Onlarla asla seni bir tutmam” dedi. CHP, MHP ve BDP’yi tüm Türkiye’nin partisi ola- mamakla suçlayan Erdoğan, “İzmir’e ra- hatlıkla gelebilenler, Hakkâri’ye aynı rahatlıkla gidebiliyor mu” diye sordu. YARSAV: Kokuşmuş yemeği õsõtmaya başladõ ANKARA (ANKA) - YARSAV Başkanõ Emi- ne Ülker Tarhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Afyonkarahisar’da partisinin mi- tinginde yaptõğõ konuşmada “Yargıda dernek- leşme mi olurmuş? Bunu da ilk fırsatta hal- ledeceğiz” şeklindeki sözlerine sert tepki gösterdi. Tarhan, Erdoğan’õn sözleriyle YARSAV’õ “doğ- rudan hedef aldığına” dikkat çekti. Tarhan, “Siyasal iktidar, bunu ilk kez dillen- dirmiyor. Bu iktidar, daha önce de gerek dava yoluyla, gerekse de yasa çıkarmak suretiyle YARSAV’ı kapatmayı denedi. Aynı darbeciler gibi, kurucularını veto etti. Bütün bu girişimle- ri yoğun çabalarımız sonucunda başarısız oldu. Biz bu zorlu yollardan geçerek bugünlere geldik; şimdi Başbakan bu kokuşmuş yemeği yeniden ısıtmaya başladı” dedi. Başbakan Erdoğan’õn sözlerinin “örgütlenme öz- gürlüğüne bakışını” ortaya koyduğunu anlatan Tar- han, “Başbakan, demokrasinin değil başka bir anlayışın hizmetkârı olduğunu gösteriyor. Biz bu anlayış sahiplerinin demokrasi derken aslında neyi kastettiklerini biliyoruz ve söylevlerinin ters- ten okunması gerektiğini söylüyoruz” diye ko- nuştu. Tarhan, şöyle devam etti: “Kendisine muhalif ses çıkaranların hakkın- dan gelmek konusunda haklı bir şöhrete sahip Başbakan, işine gelmeyen şeyler söyleyen ve bu konuda hayli mesafe alan YARSAV’ı hedefine almış görünüyor. Başbakan’a soruyoruz; YARSAV bu anaya- sa değişikliklerinin tek tek, madde madde neden reddedilmesi gerektiğini kendisine açılan her platformda açıklıyor. Sizin de istediğiniz bu de- ğil miydi? Yoksa bunu da mı tersten okumak ge- rekliydi? Biz yapmak istediğinizin farkındayız, bu farkındalık sizi rahatsız mı etti? Ülkemizin demokratları neredeler? Bekle- yip göreceğiz. Bütün ilgililere sesleniyoruz: YARSAV, sesi- nin kısılmasına, yok edilmesine yönelik her tür saldırıya karşı da mücadele etmekte kararlıdır.” ‘Zemin kayıyor Başbakan gidecek’ ‘GÜLSUYU RECEP BEY’E YAKIŞTI’ Ö nceki gün Erdoğan’õn ziyareti önce- sinde Isparta’da sokaklarõn gülsu- yuyla yõkandõğõna dikkat çekerek “Is- parta’da ne yapmõşlar? Gülsuyuyla yõkamõş- lar. Artõk o, gülsuyuyla banyo yaptõ. Havuzlu villasõna alsõn gülsuyunu, banyo yapsõn. Çün- kü, Recep Bey’e bu yakõşõr” ifadelerini kullandõ. AKP iktidarõnda eski Genelkurmay Başkanõ Or- general Yaşar Büyükanõt’a, Üstün Hizmet Madalyasõ verilmesini eleştiren Kõlõçdaroğlu, “Muhtõrayõ veren adama, dünyanõn hangi de- mokrasisinde Üstün Hizmet Madalyasõ verilir? Yiğit adamsan, çõk açõkla” dedi. ‘ODALAR NEDEN SESSİZ KALIYOR’ S ivil toplum örgütlerini dolaştõğõnõ anõmsatan Erdoğan, “Sendikalar, çok garibime gidiyor, destekleyen- ler var, desteklemeyenler var. Ama hâlâ kanaatini açõklamayanlar var. 12 Eylül Anayasasõ’na hep karşõ olduğunu söyle- yen bazõ odalar, hatta kaymak takõm, bun- lar şimdi sessiz kalõyor. Bizim yanõmõza geldiklerinde farklõ konuşuyorlar. Ama kalkõp da bu süreci desteklediklerini açõklayamõyorlar. Niye? Bugünlerde or- taya çõkmayacaksõnõz da ne zaman orta- ya çõkacaksõnõz?” diye konuştu. Katõlõm sürüyor İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Baş- kanlõğõna Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinin ardõndan üye katõlõmlarõnõn hõzlandõğõ CHP’ye dün yaklaşõk 700 genç üye oldu. Katõlõm töre- ninde konuşan CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Aydõn mitinginde söylediği “Biz kefenimizi giy- dik de yola çıktık” sözlerini eleştirerek “Bedel ödeyenler üzerinden rant elde etmeye çalışı- yor. Biz idama karşıyız Recep Bey, ama biz sa- na Türkiye’yi idam ettirmeyeceğiz” dedi. Beşiktaş’taki Mustafa Kemal Kültür Merke- zi’nde (MKM) dün düzenlenen katõlõm törenine İstanbul Milletvekili Sacit Yıldız, CHP Parti Mec- lisi Üyeleri Azmi Yıldız, Didem Engin, Hikmet Çelik, Korkmaz Karaca ve CHP İstanbul İl Baş- kanõ Berhan Şimşek’in yanõ sõra çok sayõda par- tili katõldõ. Toplantõda konuşan CHP İstanbul İl Başkanõ Şimşek, CHP’nin İstanbul örgütünün ken- tin tüm bölgelerinde çalõşacağõnõ söyledi. Başbakan Erdoğan, Afyonkarahisar’da ‘Bunu ilk fõrsatta halletmemiz lazõm’ dedi Hedef yine YARSAV CHP’YE 700 GENÇ ÜYE OLDU Emine Ülker Tarhan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear