25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 28 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Bu Ne Paketi? Anayasa paketinin 12 Eylül rejiminin getirdiği antidemokratik yasaları değiştireceği ve böylece askeri vesayet döneminin sona ereceği konusunda farklı kesimlerden hemfikir olanlar var. Doğrusu, 30 yıl öncesiyle hesaplaşma konusunun gelip de anayasa paketinin oylanmasındaki ana eksen olması biraz komik geliyor bana. Birincisi askerlerin silahlarını kuşanıp yönetimi ele geçirmeye kalkışmasını herhangi bir yasa engelleyemez. İkincisi eğer Türkiye’de bugüne kadar bir askeri vesayet varsa bunun hesabını askerlerle birlikte yönetimdekilere de sormak gerekir. Bana göre bu paketin gerçekten ciddi bir anayasa değişikliği olması için daha önce de yazdım, dokunulmazlıkların kaldırılması maddesinin konulması gerekirdi. Eğer söz konusu olan ve en çok tartışılan Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin yapısının değiştirilmesi maddeleriyse orada da beni ikna edecek tek şey Adalet Bakanı’nın yani hükümetin etkisinin azaltılması olurdu. Bunun yanında, bir anayasa değişikliği daha kapsamlı olmalıydı ve bu ülkede farklı görüşleri temsil eden en azından Meclis’teki partilerin ortak oyuyla kabul edilmeliydi. Kaldı ki ben bu anayasa değişikliğiyle askerlerin darbe yapmasının önüne nasıl geçildiğini de anlayabilmiş değilim. Sonuç olarak bugün iktidarda AKP var. Yarın diyelim başka hatta çok marjinal bir parti seçimleri kazandı. O zaman aynı yetkiler o partinin ve kadrolarının eline geçecek. Bir sivil iktidarın hukuk üzerinde etkili olduğu inancı dünyadaki en tehlikeli şeydir. Eğer böyle bir inanış giderek yaygınlaşır ve örnekleri çoğalırsa, istediği tüm yasaları kendi kadrolarıyla Meclis’ten geçiren, istediği tüm kararları alabilen, yerel yönetimlere kadar tek bir kişinin sözüyle yönetilen bir ülkede, bu kadroların yaptıklarını denetleyebilecek bir yargı da olmazsa herkesin bu kadrolara dahil olmaktan ya da iyi bir Başbakan gelmesi için dua etmekten başka yapacak şeyi kalmaz. Denetim mekanizmalarının olmadığı ve tamponların ortadan kalktığı bir rejim askeri bir müdahale olasılığını azaltır mı, çoğaltır mı bence bunu düşünmek gerekir. Askeri vesayetin kalkması güzel. Peki, sivillerin yani bugüne kadar Türkiye’de terörden yolsuzluklara, hak ihlallerinden geleceğimizi ipotek altına alan anlaşmalara kadar pek çok konuda inanılmaz hataları olan politikacıların, yöneticilerin, sivil bürokratların hiç hesap verme durumu yok mu? Öyle görünüyor ki yoktu ve bundan sonra da olmayacak. kursatbasar63@gmail.com HSYK Başkanvekili, kurulu kötüleyen söylemlerin yoğunlaştõğõnõ belirterek AKP’nin tavrõna isyan etti ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, son birkaç gündür kurulu kötülemeye yönelik söylemlerin yoğunlaştõğõnõ belirterek, “Sayın bakanların hukukla ilgisi olsun ol- masın her biri bir yerde HSYK’yi yıldırmaya çalışıyorlar. Halkı al- datmaya kalkıyorlar. Bizi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar” dedi. Özbek, CNNTÜRK’te katõldõğõ programda, 2010 Yõlõ Hâkim ve Savcõ Atama Yaz Kararnamesi’nin görüşüldüğü sõrada kurul toplantõ- sõnõ terk ederek, kurulun çalõşma- larõnõ engellediği gerekçesiyle Ada- let Bakanõ Sadullah Ergin hak- kõnda, Yargõtay 1. Başkanlar Ku- rulu’na suç duyurusunda bulunul- duğunu açõkladõ. “Üzerimizde yo- ğun bir kampanya var. Bizim şahsımızda yargıya, HSYK’ye yönelik kampanya var” diyen Özbek, kendilerini korumaya çalõ- şõp, bir şeyler söylemeye çalõştõklarõ zaman, sürekli olarak “siyaset ya- pıyorlar ” denildiğini anõmsattõ. Kendilerinin “statüko koruma gibi” bir amaçlarõnõn olamayaca- ğõnõ belirten Özbek, “Belli süre- lerle HSYK’de görev yapıyo- ruz. 2 Aralık’ta benim burada- ki görev sürem doluyor. Yargı- tay’daki daireme döneceğim. Halen kitaplığım ve odam beni bekliyor. Oradaki odamın bü- yüklüğü İmarlı’daki odadan da- ha küçük. Bir penceresi var. Pencerenin 3 metre ilerisinde gökyüzünü bana göstermeyen tuğla renginde duvar var. Yar- gıtay’daki diğer arkadaşların odalarından çok mu iyi? Yargı- tay’ın çalışma koşullarını söyle- mek istiyoruz” diye konuştu. Anayasa paketi konusunda ha- zõrladõklarõ kitapçõkla ilgili bir soru üzerine Özbek, “Doğrudan doğruya HSYK’ye yönelik bir anayasa değişikliği söz konusu. Bununla ilgili bir çalışma yap- tık. Bu kitabın ana iskeleti, bi- zim daha önce Ağustos 2009’da Yargı Reformu Strateji Tasla- ğı’yla ilgili görüş ve önerileri- miz. Her ne kadar bakanlık yargıyı muhatap alıp anayasa değişikliğiyle ilgili bizimle gö- rüşmedi. Bizi işin içine katma- dı. Ama biz üzerimize düşeni yapmaya çalıştık. Burada çok önemli sayılabilecek önerileri- mizi dile getirdik. Bu kitabın is- keletini de bu öneriler teşkil et- mektedir” yanõtõnõ verdi. Kitapçõkta millet iradesine gü- venilmediği şeklinde ifadelerin yer aldõğõ iddialarõyla ilgili olarak Öz- bek, “Ben Türk milletime güve- niyorum. Yargı da Türk milleti- ne güveniyor. Çünkü gücünü oradan alıyor. Buradaki belirti- len ifade, bakanlığın zaman za- man işine geldiği zamanlarda ile- ri sürdüğü, kullanmaya çalıştığı Venedik Komisyonu’nun rapo- rundan alındı” dedi. Bunun HSYK’yi kötülemeye yö- nelik söylemlerden bir tanesi oldu- ğunu kaydeden Özbek, şunlarõ söy- ledi: “Birkaç günden beridir bun- lar çok fazla yoğunlaştı. Sayın ba- kanların hukukla ilgisi olsun ol- masın her biri bir yerde HSYK’yi yıldırmaya çalışıyorlar. Halkı al- datmaya kalkıyorlar. Çünkü söy- lediklerinin yarısına kendileri de inanmıyor, yanlış beyanlarda bu- lunuyorlar. Bundan çok incini- yoruz. Yargı bunu hak etmedi. Bir hükümet düşünün kendi yar- gısıyla bu kadar kavga ediyorsa bunun arkasında çok önemli şey- ler vardır.” ‘Bu yargı milletin yargısı’ YAŞ sürecinde 102 askeri per- sonel hakkõnda İstanbul mahke- melerinin verdiği farklõ kararlarla ilgili bir soru üzerine, Özbek, “De- niz dalgası gibi. Oradaki uygu- lama bizi de rahatsız ediyor. Normal sayılabilir mi? Bakan izah etsin, müsteşar izah etsin” karşõlõğõnõ verdi. Özbek, sözlerini “Çok iyi niyetli ifade ediyorum. Bu yargı, milletin yargısı. Bizi or- tadan kaldırmaya çalışıyorlar. Biz mesleğe başladığımızdan be- ri yargının bağımsızlığı için de- ğişik mekânlarda çaba sarf et- meye başladık. Bu da onun bir devamı. Ama en büyük tehlike şu an” diyerek tamamladõ. HUKUKÇULAR, DEĞİŞİKLİKLE ÜYE SAYISI ARTTIRILAN ANAYASA MAHKEMESİ’NİN TEK BİR SİYASAL PARTİNİN İRADESİNE BIRAKILDIĞINI SÖYLEDİ: ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Hukukçular, “Truva Atı” olarak nitelendirdikleri anayasa paketiyle, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tüm üyelerinin seçiminin, “bir tek siyasal partinin iradesine” bõrakõldõğõnõ kaydetti. “Ana muhalefet mahkemesi oldu” denilen AYM’nin değişiklikle, fiilen ve hukuken “AKP Mahkemesi” niteliğine bürüneceği belirtildi. 12 Eylül’de referanduma sunulacak olan paketin tartõşõlan önemli mad- delerinden birisini, Anayasa Mahke- mesi’nin yapõsõnõn değiştirilmesi oluş- turuyor. Şu an 11 asõl ve dört yedek üyeden kurulan AYM’nin üye sayõsõ 17’ye çõkarõlõyor. Bu kapsamda, TBMM 3, Cumhurbaşkanõ ise 14 üyeyi çeşitli kurumlarõn gösterdiği adaylar arasõndan seçiyor. Değişiklikle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel baş- vuru hakkõ da getiriliyor. Buna karşõn, başvurular için “olağan kanun yol- larının tüketilmiş olması” şartõ ge- tiriliyor. Hukukçular ise değişikliği şöyle değerlendirdi: Eski Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri Bülent Serim: Çağdaş de- mokratik ülkelerin hiçbirinde, AYM’nin tüm üyelerinin seçimi, “bir tek siyasal partinin iradesine” bõ- rakõlmamõştõr. Yapõlan değişiklikle, “Ana muhalefet mahkemesi” oldu denilen AYM, fiilen ve hukuken “AKP Mahkemesi” niteliğine bürü- necektir. Avrupa organlarõ, parla- m e n t o l a r õ n AYM’ye üye seç- memesi gerekti- ğini; yasama ve yürütmenin yar- gõya karõşmama- sõ gerektiğini; ile- ri demokrasilerde sistem gereği ya- sama organõnca seçim yapõlõrsa, bunun da uzman- laşma ile, muhalefetin de katõlmasõ sağlanarak, nitelikli çoğunlukla ya- põlmasõ gerektiğini söylemektedir. Bunun için Avrupa ülkelerinde par- lamentolar Anayasa Mahkemesi’ne 2/3 çoğunlukla seçim yapmaktadõrlar. Oysa, yapõlan değişiklikte, AKP’nin tek başõna seçim yapmasõnõ sağlaya- cak bir yöntem getirilmektedir. 17 üye- nin 7’si sivil ve askeri yüksek yargõçtõr. Geri kalan 10 üye, 4’ü Cumhurbaşkanõ tarafõndan doğrudan olmak üzere ya- sama ve yürütme tarafõndan atan- maktadõr. Yani yasama ve yürütme, yani AKP, yani Başbakan ve Cum- hurbaşkanõ AYM’ye egemen olmak- tadõrlar. Aday seçimlerinin kurumlarca yapõlacak olmasõ sonuca etkili değil- dir. Çünkü yandaş duruma getirilmiş olan bu kurumlarõn yapacaklarõ se- çimler, siyasal iktidarõn isterleri doğ- rultusunda sonuçlanacaktõr. Ayrõca 3 adayõn birinin isteklere uy- gun olmasõ, o adayõn AYM üyeliğine atanmasõ için yeterli olacaktõr. Yüksek yargõnõn AYM’deki temsil sayõsõ 9’dan 7’ye düşürülmektedir. Buna karşõlõk, Sayõştay, YÖK ve avukatlar gibi, yüksek yargõyla ilişkisi ikincil de- recede olan ku- rumlarõn temsil sayõsõnõn atanma- sõ anlamlõdõr. Anayasa hu- kukçusu Müm- taz Soysal: Bir kere böyle bir de- ğişiklik ihtiyacõ- nõn hissedilmiş olmasõ, Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü üye sayõ- sõndan pek memnun olunmadõğõnõ gösteriyor. Aslõnda mahkemenin son verdiği paketle ilgili karar bilinseydi böyle bir değişikliğe gidilmezdi. Çünkü son kararda belli oldu ki Cumhurbaşkanõ’nõn atadõğõ üyeler şimdiye kadar olandan farklõ bir ço- ğunluk oluşturdu. Anayasa Mahke- mesi’nin kararlarõnda zaten istenen de- ğişiklik bir ölçüde sağlanmõş oldu. Ama bununla da yetinilmeyerek daha da ileriye gidiliyor. Cumhurbaşka- nõ’na bu konuda daha fazla olanak ta- nõnõyor. Meclis’e de üç üye seçme hak- kõ veriliyor. Üyelerden ikisi Sayõştay tarafõn- dan gösterilen adaylar tarafõndan se- çiliyor. Sayõştay’da da Meclis’in ço- ğunluğuna hâkim olan bir hava esiyor. Bu bakõmdan Anayasa Mahkemesi hem Cumhurbaşkanõ hem de TBMM eliyle iktidara yakõn kararlar çõkarõla- cak hale dönüştürülüyor. Zaten ağõr bir iş yükü altõnda bulu- nan mahkeme, bireysel başvuruyla müthiş bir yük altõna giriyor. Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan: Anayasa Mahkemesi ile HSYK’nin yapõsõ- nõ değiştiren mad- deler 12 Eylül’ü aratacak. 13 Ey- lül’de olacak yapõ büyük rahatsõzlõğa neden olacak. Da- ha siyasallaşan bir yapõ getirilecek. Bu, tamamen alala- de hazõrlattõrõlmõş, hukuk tekniği açõ- sõndan son derece zayõf, çelişkilerle do- lu bir düzenleme. Bu anayasa değişikliği aslõnda bak- tõğõnõz zaman AKP’nin iktidara geldiği günden beri yaptõğõ uygulamalarõnõn Türk halkõ tarafõndan test edilip edil- mediğinin oylamasõdõr. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Da- nõştay Başkanõ Mus- tafa Birden, Danõş- tay’õn verdiği kararlara, başta Adalet Bakanõ Sadullah Ergin olmak üzere devlet adõna yet- ki kullanan kişilerin saygõ göstermesi ge- rektiğini kaydetti. Yar- gõ kararlarõnõn yakõn bir zamanda yapõlacak olan referandum sonu- cunu etkilemeye yöne- lik bir malzeme olarak kullanõlmasõnõn doğru olmadõğõnõ belirten Bir- den, Danõştay’õn siyasi tartõşma ve çekişmele- rin içine çekilmeye ça- lõşõldõğõna dikkat çekti. Birden, yaptõğõ yazõ- lõ açõklamada, katõldõğõ bir tel- evizyon kanalõnda Danõştay ka- rarlarõnõ eleştiren Adalet Bakanõ Ergin’e tepki gösterdi. “Yüzyı- lı aşan onurlu bir geçmişe sa- hip Danıştay’ın, Cumhuriyet ve hukuk devletinin temel gü- vencelerinden birisi olduğu- nun unutulmaması gerektiğini” ifade eden Birden, Danõştay’a yö- nelik eleştiri ve değerlendirme- lerde, yargõ yerini ve onun men- suplarõnõ zan altõnda bõrakõcõ açõklamalardan özenle kaçõnõl- masõnõ istedi. Birden, “Anayasal bir kurum ve yüksek bir mah- keme olan Danıştay, siyasi tar- tışma ve çekişmelerin içine çe- kilmeye çalışılmamalıdır. Da- nıştayın, anayasal gö- rev ve yetkileri çer- çevesinde verdiği ka- rarlarına, başta Sa- yın Adalet Bakanı ol- mak üzere devlet adı- na yetki kullanan ki- şilerce saygı gösteril- melidir” dedi. Danõştay kararlarõ- nõn basõn ve yayõn or- ganlarõnda, yüzeysel bilgilere dayalõ olarak tartõşõlmasõ, eleştiri sõ- nõrlarõ aşõlarak suçlama getirilmesi ve yargõ kararlarõnõn yakõn bir zamanda yapõlacak olan referandum so- nucunu etkilemeye yö- nelik bir malzeme ola- rak kullanõlmasõnõn doğru olmadõğõnõ vur- gulayan Birden, son zamanlarda iyice sõklaşan açõklama ve be- yanlarõn, Danõştay olarak yargõ bağõmsõzlõğõnõn korunmasõ, yar- gõ kararlarõna saygõ gösterilme- si konusundaki öneri ve beklen- tilerinin göz ardõ edildiğini, hat- ta önemsenmediğini bir daha gösterdiğini belirtti. Adalet Bakanlõğõ da yaptõğõ yazõlõ açõk- lamada Danõştay’a yanõt verdi. Açõklama- da, şunlar kaydedildi: “Nasıl ki, yasama ve yürütme kendisine yöneltilen tenkit ve eleştirileri olgunlukla karşılayıp, de- mokrasinin bir gereği olarak kabul edi- yor ise yargı da kararlarına karşı yönel- tilen eleştirileri aynı olgunlukla karşıla- yıp, bunu özeleştiri için bir fırsat olarak değerlendirmeli, evrensel ve ideal huku- ka ulaşmada bir araç olarak kullanma- lıdır. Aksi düşünce, hâkimleri kutsamak ve yargı kararlarını da dogma olarak kabul etmektir. Bunun sonucu da, yar- gıçlar devletidir (jüristokrasi). Yargıya duyulan güvenin ve gösterilen saygının, dolayısıyla yargı erkinin zarar görme- mesi için herkesten önce yargı kurumla- rı ile mensuplarının yargılama süreci ve sonrasında daha dikkatli ve özenli dav- ranmaları, kamu vicdanındaki adalet duygusunu zedeleyici, tarafsızlığı gölge- leyici karar ve uygulamalardan da titiz- likle kaçınmaları gerekmektedir.” Özbek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin’in Ergenekon so- ruşturmasõnõ yürüten savcõlarla ilgili ola- rak yaptõğõ suç duyurusunu anõmsatarak şunlarõ söyledi: “İstanbul Başsavcı- sı’nın, savcı bir arkadaşla ilgili olarak, benim talimatlarıma uymuyor diye Ce- za İşleri Genel Mküdürlüğü suç duyu- rusunda bulunduysa, yani o işin başın- daki adam, yani başsavcı, böyle bir ev- rak gönderdiyse ve bunun gereği Ada- let Bakanlığı’nın emirlerine uymamak diye, Hâkimler Kanunu’na göre kına- ma cezasıyla karşılığı gösterilen bir ey- lemden bahsediliyorsa, bunun gereği- nin yapılması gerekmez miydi? Biz ku- rul olarak karar aldık, Sayın Bakan’a dedik ki şöyle şöyle şeyler var. Bunla- rın değerlendirilmesi gerekir, bunları değerlendirin. Eğer gerek varsa işlem yapın bize de sonuçlarını bildirin. Bu arada şunu da söyledik. Soruşturmayı yapan arkadaşlarımızla ilgili birtakım dilekçeler var, ciddi boyutta. Bunları değerlendirin, inceleme yaptırın, ama bize bir soruşturma getirin. Bu karara bağlandı. Artık orada bir kurulun ka- rarı var. Sayın Bakan bunlarla ilgili bi- ze en ufak bir bilgi vermedi. Bunu de- falarca gündeme getirdiğimiz halde bu konuda sessiz kalıyor.” ‘Bakan sessiz kalıyor’ DANIŞTAY BAŞKANI MUSTAFA BİRDEN: KARARLARA SAYGI DUYULSUN Danıştay’a anında yanıt Adalet Bakanı Sadullah Ergin BÜLENT SERİM HSYK Başkanvekili Özbek AKP’nin tutumuna isyan etti. (AA) İstanbul Haber Servisi - Sol, anayasa değişik- liklerine “hayır” demek için meydanlara iniyor. TKP, EMEP, ÖDP ve Halkevleri İstanbul, Ankara ve İzmir’de kitlesel mitingler düzenleyerek anaya- sa referandumuna “hayır” diyecek. Mitinglere Türk-İş ve DİSK de destek verecek. İstanbul’da yarõn düzenlenecek “Eşit, özgür bir ülke için 12 Eylül Anayasası’na da AKP Anayasası’na da hayır” mitingi Kadõköy İskele Meydanõ’nda saat 17.00’de başlayacak. TKP, EMEP, ÖDP ve Halkevleri’nden yapõlan açõklamada anayasa paketinin Türkiye’nin sorun- larõna, yurttaşlarõn temel hak ve özgürlük taleple- rine yanõt vermediği belirtildi. Anayasa değişikliği ile Türkiye’nin geleceğinin karartõlacağõ belirtilen açõklamada, geçmiş hükümetler döneminde yapõ- lan birçok değişikliğin 12 Eylül Anayasasõ’na halkçõ ve demokratik içerik kazandõramadõğõ vur- gulandõ. AKP’nin, sendikalar, meslek örgütlerini, muhalefet güçlerini yok sayarak yaptõğõ değişik- likleri “12 Eylül ile hesaplaşma” olarak sunmaya çalõştõğõ kaydedilen açõklamada “Anayasa deği- şiklik paketi 12 Eylül düzeninin yenilenerek sürmesini sağlamaktır. Bizler AKP’nin anaya- sa değişiklik paketine hayır diyoruz” denildi. Sol, ‘hayır’ demek için meydanlara iniyor AKP’nin mahkemesi olacak MÜMTAZ SOYSAL HAMDİ Y. AKTAN CHP İstanbul İl Başkanı Ber- han Şimşek ve beraberindeki heyet DİSK Baş- kanı Süleyman Çelebi ve sendika yönetimini DİSK Genel Merke- zi’nde ziyaret et- ti. Çelebi, 12 Ey- lül’deki referan- duma ilişkin ça- lışmaların adil bir şekilde yürü- tülmediğini belir- terek, “Başba- kan, ‘Taraf ol- mayan, bertaraf olur’ diyerek ku- rumları tehdit ediyor. Devletin kaynakları vali ve kaymakamlar eliyle iktidar partisi lehine kullanılıyor. 13 Ey- lül’de Türkiye’nin karanlığa gömülmemesi için duyarlı halk bu oyunu bozacaktır” dedi. Çelebi, 31 Ağustos’ta Taksim Meydanı’nda sendikalar, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve sanatçıla- rın katılımıyla “Hayır” broşürü dağıtacaklarını söyledi. CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek de “26 soru sorup, 1 cevap istenen başka bir ana- yasa değişikliği yok. Kimsenin düşüncelerini dik- kate almayacaksın, sonra da çıkıp bunun adına ‘özgürlük’ diyeksin. Bu monarşik sisteme geçişin hazırlıkları” diye konuştu. (ALİ AÇAR) CHP’den DİSK’e ziyaret ‘Yõldõrmaya çalõşõyorlar’ ‘OKTAY, BAZI HAKİMLER İÇİN ARACI OLDU’ Özbek, Eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay’õn, HSYK’ye müda- hale ettiği iddialarõnõn sorulmasõ üzerine “Bu tür haberler Ok- tay ile ilgili yasal işlem yapıldıktan sonra ortaya çıktı. Ok- tay’ı çalıştığım dönemde Adalet Bakanı olduğu için tanırım, uzun süreden beri görüşemiyordum. İki hâkim arkadaşımız, Oktay ve ben yemek yedik. Gelen arkadaşlarımız İstanbul 10 ve 14. ağır ceza mahkemesi başkanları. Birtakım sıkıntılı- ları olduğunu söylediler. Adeta ‘bizi buradan kurtar, çalõşacak durum kalmadõ’ dediler. Bu taleplerin gelmesi doğal ancak bu tür birisinin aracılık etmesi doğal değil” dedi. Özbek, “Sevdi- ğiniz, saydığınız bir Bakan’ın referansını göz ardı edemezsi- niz. Ancak o dönem işlem yapmadık. Bu kararnamede bu arkadaşlarımız alınsın diye önerdim. Köksal Şengün’ün be- nimle görüşmek istediğini de Seyfi Bey iletti. Köksal Bey de geldi, Yargıtay üyeliği istedi. Uygun olmayacağını, davaya müdahale anlamı taşıyacağını söyledim” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear