25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B SELAM OLSUN ÜLKÜ TAMER O Şiirleri ‘Yaşıyorduk’ “Bu böyle. 19.. bilmem kaça kadar böyle sürüp gidecektir. Ve yine bir 19..’de kitap bastırmak, yazı yazmak takatinden mahrum, nalları dikeceksinizdir. Ve yine bir 19.. bilmem kaçta sizi kimseler hatırlamayacaktır. Yaşasın edebiyat!..” Sait Faik’in artık ezberlediğim bu unutulmaz cümlelerine bir başka alıntı ekleyeyim. Ömrünün sonuna kadar “kahrolası yazarlık mesleği”ni sürdürmeyi seçen Ezra Pound’dan: “Ey Tanrım, ey Venüs, ey Mercury, hırsızların koruyucusu, / Bir küçük tütüncü dükkânını ödünç ver bana, / ya da hangi mesleğe yazarsan yaz / İnsana her zaman beyninin gerektiği / bu kahrolası yazarlık mesleğinden başka.” Kitaplığındaki eski kitapları gözden geçirirken kendini hüzünlü bir hesaplaşmanın içinde bulduğundan söz ediyor Doğan Hızlan. “Yıllar önce elimden bırakamadığım bazı kitaplara bugün elim uzanmıyor. Bakışıyoruz, sanki edebi dostlukların son günü,” diyor. “Bir zamanlar ellerim defalarca o sayfalara dokunurdu, gözlerim o satırlardan başka hiçbir şeyi görmezdi. Gözümü kaldırınca da dünyaya, insanlara onun merceğinden bakardım.” Ben de öyle. O sıralarda Cahit Külebi, “İstanbul” şiirini yazıyordu: “Kamyonlar kavun taşır ve ben / Boyuna onu düşünürdüm...” Kumkapı’ya inen Soğanağa’da oturuyorduk. Sahil boyunca iplere dizilmiş çirozlar. Tanesi beş kuruş. Yüz metre yukarı çıkınca, havuzlu, ağaçlı Beyazıt Meydanı. Küllük’te nargile içenler. Biraz ötede Bulgar Sütçü’nün minicik dükkânından yayılan kaymak kokusu. Köşede Azak Sineması’nın afişi. Sanki kendisi kırk yerinden vurulmuş gibi, son cinayeti bağırarak koltuğundaki gazeteleri satan Arap müvezzi. Sarı tramvaya binince Beyoğlu. Cahit Külebi sürdürüyordu: “Niksar’da evimizdeyken / Küçük bir serçe kadar hürdüm...” Ayakkabılar boyalı, pantolonlar ütülü olacaktı Beyoğlu’nda. O günkü havana göre film seçerdin. Humphrey Bogart’la katil peşinde koşacaksan İpek, Errol Flynn’le yedi denizde kılıç sallayacaksan Lale, Margaret Lockwood’la hüzünlenmek istiyorsan Ar. Sonra mutlaka Butak Pastanesi. 35 kuruşa fıstıklı krem şokola. Vitrinler. Mayer Mağazası, Japon Mağazası, Karlman Pasajı. O arada bitmez tükenmez sıkıntılar... Sobanın kömürü bitti, gazeteler on kuruş oldu, param bir kilo elmaya daha yetecek mi, bir lira bulsam da şu kitabı alsam... “Yirmili yaşlarda biri bu şiiri okusa, ne kötü dese, yok canım o çok iyi bir şiirdi diyebilecek miyim? Şiiri mi savunacağım yoksa kendi zevkimi mi?” Doğan böyle yazıyor. Cahit Külebi ne diyordu: “Sonra âlem değişiverdi, / Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak...” Evet, “Mevsimler ne çabuk geçiverdi / Unutmak, unutmak, unutmak...” “Edebiyat tarihinin bazı sayfalarına gözünü diktiğini, yazar lahitleri önünde saygıyla eğilip geçtiğini” söylüyor Doğan. Varlık Yayınları’nda Sait Faik’in Şahmerdan’ı, Ziya Osman’ın Geçen Zaman’ı, Orhan Kemal’in Murtaza’sı, Yeditepe Yayınları’nda Melih Cevdet’in Telgrafhane’si, Oktay Rifat’ın Karga ile Tilki’si, Behçet Necatigil’in Evler’i çıkıyordu. Necati Cumalı’nın, Dağlarca’nın, Sabahattin Kudret’in o ay yayımlanan şiirlerini ertesi ay başına kadar konuşuyorduk. O şiirleri, o öyküleri yazıldıkları dönemde, bulunduğumuz ortamda “yaşıyorduk”. Sonradan antolojilerde görüp değerlendirmiyorduk. O şiirler o dönemlerde yazıldı, sevgili Doğan. O şiirler yazılmasaydı bugün edebiyatımız nerelerde olacaktı? “Klasikler” arasında yer almayacağını zaten bildiğin o alçakgönüllü dizeleri kafandan da, yüreğinden de silemezsin. Dev bir koronun oluşturduğu, içine temel atan şarkı bitmeyecek çünkü. Bazen en olmadık yerde onu mırıldandığını fark edeceksin. Daha önce de birlikte aynõ sahneyi paylaşan Djivan Gasparyan ve Yavuz Bingöl’ün 1 Eylül’de verecekleri konser gerekçe gösterilmeden iptal edildi. Ardõndan basõnda “Türkiye - Ermenistan ilişkilerinin sekteye uğramasõ” nedeniyle iptal edildiği haberleri yer aldõ. Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ, 1 Eylül’de Yavuz Bingöl ve Er- meni asõllõ müzisyen, duduk vir- tüözü Djivan Gasparyan’õn bir- likte vermesi planlanan konserin iptalinin ardõndan konserin “Tür- kiye - Ermenistan ilişkilerinin sekteye uğraması” nedeniyle iptal edildiği haberlerine karşõlõk yazõlõ bir açõklama yaptõ. Ajans, 6 Mart 2010 tarihinde et- kinliğin ajandalarõnda bulundu- ğunu ancak Gasparyan’õn kendi özel nedenleri sebebiyle konseri iptal ettiğini doğrulasa da konser projesinin yürütme kurulu tara- fõndan İstanbul 2010 AKB et- kinliği olarak karara bağlanma- dõğõnõ vurguladõ. Ajans’õn açõk- lamasõnda, “Bütçe İhale Ko- misyonumuzun değerlendir- mesine girmemiş bu konser projesinin, bahsi geçen 1 Eylül 2010 tarihine 14 gün kala red- dedildiği doğru değildir” de- nildi. Gasparyan’õn Türkiye’deki konserlerini organize eden Yıl- maz Köse ise ajans tarafõndan ya- põlan açõklamanõn eksik ve yan- lõş olduğunu belirterek ilk iptal edilen konserin aslõnda 20 Mart’ta yapõlacağõnõ fakat ajansõn 6 Mart diye açõklama yaptõğõnõ vurgula- dõ, Köse, “Konserin iptalinden sonra yürütme kurulu üyele- rinden Vecdi Sayar vasıtasıyla konserin 1 Eylül’de yapılması çağrısında bulunuldu ve gö- rüşmeye başladık. Ardından Harbiye Açıkhava Tiyatrosu bu iş için rezerve edildi. Bütçeyi ajansa sunduk. Bütçe kurulu 17 Ağustos’ta toplanacaktı, ama kurul bu konuyu görüşmediği için konser, 14 gün kala yapı- lamaz hale geldi” dedi. Konserin daha önce yürütme kurulundan geçtiği için tekrar girmesine gerek olmadõğõnõ vur- gulayan Köse, bütçeyi yürütme kurulundakilerle görüştüklerini dile getirdi. “Yürütme kuru- lundan geçmemiş bir proje için neden bizden bütçe isteniyor ve pazarlık yapılıyor, olmayan bir şey için neden konser mekânı rezerve ediyorlar?” şeklinde konuştu. Leyla Gencer Şan Yarõşmasõ’nõn birincisi Pretty Yende Aya İrini’de ‘Pretty’ bir gece Kültür Servisi - 6. Leyla Gencer Şan Ya- rõşmasõ’nõn önceki ak- şam Aya İrini Müze- si’nde gerçekleştiri- len final gecesinde Pretty Yende (sop- rano / Güney Afrika) birinci, Kartal Kara- gedik (bariton / Tür- kiye) ikinci, Anna Lapkovskaja (mez- zo-soprano / Alman- ya) ve Pervin Çakar (soprano / Türkiye) üçüncü oldu. Final ge- cesi, şef Gürer Aykal yönetimindeki Boru- san İstanbul Filarmo- ni Orkestrasõ’nõn ses- lendirdiği Giuseppe Verdi’nin “Kaderin Gücü” operasõ uver- türüyle başladõ. Daha sonra yarõşmacõlar fi- nal için kendi seçtik- leri aryalarõ, jüri ve izleyicinin karşõsõnda seslendirdiler. Fina- listlere şef Gürer Ay- kal yönetimindeki Bo- rusan İstanbul Filar- moni Orkestrasõ eşlik etti. İlk üçe giren ya- rõşmacõlar toplam 23.500 Avro’luk ödü- lün sahibi oldu. Parolario Festivali bu yõl Türkiye ve İskandinav ülkelerine odaklanõyor İtalya’da Türkiye ‘Zaman’ı ASLI KAYABAL VENEDİK - Como’da bu yõl 28 Ağustos-12 Eylül tarihlerinde dü- zenlenecek Parolario Festivali’nde Türkiye ve İskandinav ülkeleri odak noktasõ. Ana izleği “Zaman” olarak belirlenen festivale Türkiye’den ara- larõnda Murat Belge, Mehmed Murat Soner, Mario Levi, Ömer Madra, gazeteci Perihan Mağden, İpek ve Oral Çalışlar, Nejat Ulu- soy, sosyolog Doğu Ergil, edebiyat eleştirmeni Jale Parla’nõn da bu- lunduğu konuklar katõlacak. Piazza Cavour ve Astra Sinemasõ’ndaki etkinliklerde film gösterimleri, söy- leşi ve imza günleri düzenlenecek. Festival kapsamõnda yazar Serdar Özkan 30 Ağustos’ta, Mehmet Murat Soner ise 6 Eylül’de okurlarõ ile buluşacak. Semih Kaplanoğ- lu’nun “Yumurta” adlõ filmi ise 3 Eylül’de gösterilecek. Film gösteri- minin ardõndan Kaplanoğlu, oyun- cular Hale Soygazi ve Nejat Ulu- soy’un katõlacağõ toplantõda “Yu- murta” üzerine tartõşõlacak. 4 Eylül’de ise “Düşünce Özgür- lüğü ve Sansür Arasında Türk Mi- zahı” başlõklõ toplantõya ise Güner İçoğlu, Cengiz Çandar ve Oral Çalõşlar konuşmacõ olarak katõlacak. Aynõ akşam Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan’õn yönettiği “İki Dil Bir Bavul” adlõ film gösterilecek. İptal edilen Bingöl-Gasparyan konseri için 2010 AKB Ajansõ ‘onaylanmamõş proje’ diyor, Gasparyan’õn temsilcisi Köse itiraz ediyor Bukonserikimdüzenledi? İkiDilBirBavul Hekate’nin altın süslemesi Kültür Servisi - Muğla’nõn Yatağan ilçesindeki Lagina antik kentinde, yeraltõ tanrõçasõ Hekate’ye hediye edilen altõn süsleme bulundu. MÖ 4. yüzyõla ait olan süslemeye, Lagina Kazõ Başkanõ Prof. Dr. Ahmet Tõrpan, 40 öğrenci ve 20 işçinin kazõ çalõşmalarõ sonucunda ulaşõldõ. Bir ‘Nefes’ Pina Bausch Kültür Servisi - Modern dansõn ve dans tiyatrosunun önde gelen temsilcilerinden Alman koreograf Pina Bausch, ölümünden bir yõl sonra 3 Eylül’de Çõrağan Palace Kempinski Sanat Galerisi’ndeki fotoğraf sergisiyle anõlõyor. Bausch’un kurduğu Wuppertal Dans Tiyatrosu’nun gösterilerini yõllar boyu takip eden ve aynõ zamanda dans tiyatrosu uzmanõ olan fotoğraf sanatçõsõ Ursula Kaufmann’õn fotoğraflarõndan oluşan sergi, 5 Ekim’e kadar sürecek. İlk kez 1998’de “Cam Temizleyicisi” ile İstanbul Tiyatro Festivali’nin konuğu olan Bausch ve tiyatrosu, 2000 yõlõnda da “Masurca Fogo” ile 12. İstanbul Tiyatro Festivali’ne katõlmõş, ardõndan 2002’de festival için İstanbul’a özel “Nefes” gösterisini hazõrlamõştõ. Açıkhava’da ‘Yaz Oyunları’ Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarõ’nõn gelenekselleşen “Yaz Oyunları”, 13-19 Eylül tarihleri arasõnda Cemil Topuzlu Açõkhava Sahnesi’nde gerçekleşecek. Geçen yõllarda olduğu gibi bu yõl da yine sezon içinde beğeniyle izlenen müzikalleri seyirciyle buluşturan etkinlikte, Musahipzade Celâl’in yazdõğõ, Engin Alkan’õn yönettiği “İstanbul Efendisi” 14 Eylül’de, Aziz Nesin’in yazdõğõ, Kenan Işık’õn yönettiği “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” 16 Eylül’de, Can Doğan’õn yazõp yönettiği “Devr-i İstanbul” 18 Eylül’de ve Ekrem Reşit Rey’in yazdõğõ, Haldun Dormen’in yönettiği “Lüküs Hayat” adlõ oyun 19 Eylül’de saat 20.30’da sahnelenecek. “Devr-i İstanbul” adlõ gösteri ücretsiz olup gişelerden yer ayõrtõlarak izlenebilecek. İstanbul EfendisiBahar Ayini
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear