25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
BASKI değil, basınç. Her basınç baskı biçimini almaz. Yani, açıktan açığa, kafa göz yararak, kurumları yıkarak, sistemleri dağıtarak gelmez baskılar her zaman. Ama her rejim, her zaman belli belirsiz iç ve dış basınçlar altındadır. Biri, iç basınçtır. Eskinin yeni, gerinin ileri, çağdışının çağdaş üzerindeki basıncıdır bu. Her toplumda vardır ve siyaset alanında, sağın sola, tutuculuğun devrimciliğe direnişi demektir. Şiddetli, yumuşak, açık ya da sinsi olabilir, ama hep vardır. Basınçlar, siyasal parti biçimine de bürünür. Kemalist devrim bunu yaşadı... Hatta, ara sıra yanıltıcı adlarla: Terakkiperver Cumhuriyetçilik, Serbestlik, Demokratlık olarak. Vaktiyle Nizam, Selamet, Refah kavramları kullanıldı, şimdi Kalkınma ve Adalet var. Bu iç basıncın temel niteliği yerli oluşudur; yani ülkenin ve toplumun içinden çıkar. Bugün olduğu gibi iki ana dala bölünmesi de doğaldır: Ulusal çıkarları ve ulusal sanayi politikalarını vurgulayan Milli Görüşçülük ile küreselliğe, Avrupalılığa özenen, kapitalizmin yerli düzenini kurmaya çalışan Özalcılar ve şimdikiler gibi. Her iki dalın mayasında dinin aynı amaçlarla kullanılması yatar. Cumhuriyet, kendi devrimci değerlerini bunlara karşı korumakla uğraşır, bu uğraşla yaşar, bununla bilenir. Dış basınç, yeryüzüne hükmeden büyük sermayenin, büyük devletlerin, büyük akımların ve çıkarların basıncıdır. Bunlara karşı direnişin, başkaldırışın ürünü olan ve büyük özverilerle kurulan Cumhuriyet, başından beri hep bu basınçla karşı karşıya kalmıştır. İki gün sonra yıldönümünü kutlayacağımız Büyük Zafer’den sonra Lozan’da bile, bu basıncı üzerimizde hissetmişizdir. İsyanların, dıştan teşvik edilen bölücülüğün, evrensel boyutlu dinciliğe heveslendirişlerin gerisinde yine bu dış basınç vardır. Şimdiki dış basınç, şaşırtıcı biçimde çok uzaklardaki bir yabancı olayın, Amerika Birleşik Devletleri’ni derinden sarsan “11 Eylül” yıkılışının yarattığı “İslam terörü” korkusundan doğdu. ABD, İslam dünyasını bu terörden uzak tutacak bir çare arayışında. Pennsylvania’daki Gülen modeli, bir çeşit “çağdaş halifelik” yaratma girişimi olarak, Yakın Doğu’da, Orta Asya’da ve Afrika’da denenebilecek bir formül biçiminde düşünülmüş olamaz mı? Bu arayışın bizi ilgilendiren yanı, Türkiye’nin elverişli bir alan olarak seçilmiş olması ve iç basınçla dış basıncın “ılımlı İslam” düşüncesi yoluyla, uzaktan uzağa, ayrıca bir eşgüdüm mekanizması kurmaya bile hacet bırakmaksızın kendiliğinden yan yana gelmesi ve birbirini pekiştirmesidir. Hanefi Avcı’nın açıklamaları, bu son derece ilginç iç ve dış uyumun koskoca Cumhuriyeti ne hale soktuğunu açıkça göstererek dış basıncın yapımcılarını sevindirmiştir herhalde. Ama, onların sevinci, kendi açımızdan, korkunç tehlike çanlarının çalması olarak, bizim uyanışımız olmalıdır. mumtazsoysal@gmail.com CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL İç ve Dış Basınçlar PENCERE Aklını Peynir Ekmekle Yiyenlerin Dünyası... Herkes beklentide.. Herkes kuşkulu.. Herkes kaygılı.. Herkes şaşkın.. Herkes “Bu kez nereden vuracak” diye korkuyla bekliyor; ne yapacağını bilemiyor. Nerede oluyor bunlar?.. Anadolu’da depremden korkan halk mı şaşkın?.. Hayır... Kaygılı, kuşkulu olanlar, “Üçüncü Dünya”nın bir uzak bölgesindeki yoksul halk da değil... Dünyayı yönettiklerini sanan egemenler de ne halt edeceklerini bilemiyorlar... Gözler “indeks”lerde.. Dow Jones indeksinde.. İMKB indeksinde.. Tüm dünya borsalarının indekslerinde yanıp sönen rakamlarla şaşılaşanlar, “var olmak ya da olmamak” üzerine bir kaygıyla büyüyen gözbebeklerinde bilinmezliğin korkusunu taşıyorlar... Her kafadan bir ses çıkıyor: - Kendinize gelin.. - Serinkanlı olun.. - Hükümetler önlem alsın.. - Korkmayın.. Kimisi de küreselleşen bunalımın nedenlerine ilişkin saçmasapan açıklamalar yapıyor; tutarsız laflar, piyasanın her şeyi düzenleyip her sorunu çözeceği söylencesini savunanların gırtlağında düğümleniyor. Ortaklaşa öneri: - Hükümetler önlem alsınlar!.. - Devlet Baba neredesin?.. - Gel bizi kurtar!.. Ya Dünya Bankası?.. Ya IMF?.. Güneydoğu Asya’da serbest pazar kuramına öylesine bağlanmış ülkeler var ki çocuklarını bile serbest seks piyasasında pazarlıyorlar... Batı’nın “genelevi”ne dönüşen bu toplumlar, şimdi saçlarını başlarını yoluyorlar. Bizde ekonominin çarı ne demişti: “- Sosyal devlet ölmüştür..” Piyasa mitolojisi, ortalığı kırıp geçirdikten sonra dökülüyor; IMF’nin bir dediğini iki etmeyen ülkeler şimdi bar bar bağırıyorlar. Herkes beklentide.. Herkes kuşkulu.. Herkes kaygılı.. Herkes şaşkın.. Herkes “Bu kez nereden vuracak” diye korkuyla bekliyor, ne yapacağını bilemiyor. İnsanlık 21’inci yüzyıla girerken, dünyayı avucunda tutan kapitalist egemenlerin kılavuzluğunda ilkel bir topluluğa dönüştü. Nereden nasıl vuracağı bilinmeyen bir canavarın söylencesinde aklımızı yitirmiş gibiyiz. (3 Eylül 1998 tarihli yazısıdır) T oplum, sõnõrlarõ bel- li bir doğal çevrede ortak amaçlar ve çõkarlar için bir araya ge- len, birbiriyle kurumlaş- mõş ilişki, işbirliği ve da- yanõşma içinde olan bi- reylerin oluşturduğu bir bütündür. Başta kendi kendini korumak ve ya- şamõnõ sürdürmek olmak üzere, birçok temel çõkar- larõnõ gerçekleştirmek için birlikte çalõşan, işbirliği yapan insanlardan oluşan, genellikle bir ortak kültü- rü bulunan, çok ya da az ölçüde kurumlaşmõş bir karmaşõk ilişkiler bütü- nüdür toplum. Toplumu oluşturan in- sanlarõn her biri olan birey ise doğuştan bencil yani bireycidir. Bireylerin yararlarõnõ toplumsal ya- rarlardan daha üstün veya daha önemli sayan öğreti, tutum ve politikalar ise bi- reycilik olarak tanõmlanõr. Olanaksõz olmakla bir- likte tek başõna yaşayan bir insanõn yaşamõnõ sür- dürebilmesi ve mutlu ola- bilmesi için bireysel çõ- karlarõ kuşkusuz çok önemlidir. Bireysel ve Toplumsal Çõkarlarõmõz Çatõşõyorsa... Prof. Dr. K. Erçin KASAPOĞLU Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkası 8. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear