25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 17 AĞUSTOS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Camiden Öcalan yayını DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü PKK’nin ilk silahlõ saldõrõsõnõ gerçekleştirdiği 15 Ağustos’un yõldönümü nedeniyle bölgenin birçok kentinde gösteriler düzenlendi. Şõrnak’õn Uludere ilçesine bağlõ Şenoba beldesindeki bir cami hoparlöründen terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’õn yõllar önce 15 Ağustos ile ilgili yaptõğõ konuşma yayõmlandõ. Diyarbakõr’da kentin birçok noktasõnda korsan göstericiler, gecenin karanlõğõndan yararlanarak havai fişekler patlattõ. Çõkan olaylara polis panzerlerle müdahale etmeye çalõşõrken, göstericiler ara sokaklara dağõldõ. Adana’da ‘Hayır’ çıktı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana’nõn merkez Seyhan, Yüreğir, Karaisalõ, Sarõçam, Çukurova ile Ceyhan ilçelerinde Perfect PR araştõrma şirketince 2 bin 461 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapõlan araştõrma, referandumda Adana’dan ezici çoğunlukla “Hayõr” oyu çõkacağõnõ ortaya koydu. Araştõrmaya katõlanlarõn yüzde 51.65’i “Hayõr” oyu kullanõlacağõnõ belirtirken “Evet” oyu kullanacağõnõ bildirenlerin oranõ yüzde 29.62’de kaldõ. ‘Mr. Bağış özür dilesin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “Bu pakete ‘Hayõr’ diyenin ya aklõndan zoru vardõr ya da vatan sevgisiyle ilgili bir sõkõntõsõ vardõr” diyen Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağõş’õ milletten özür dilemeye çağõrdõ. İnce açõklamasõnda “Mr. Bağõş uzun yõllar Amerika’da yaşamõş ve orada tercüme bürosu ve evi bulunan bir bakandõr. Amerika’da tercüme bürosu olan birisinin hayõr oyu verecek yurttaşõmõzõn vatan sevgisini sorgulamasõ komiktir” dedi. İnönü’de ilginç uygulama MALATYA (AA) - İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, önceki yönetimin üniversite kütüphane binasõna yerleştirdiği “Atatürk Türkiye’dir, Türkiye Atatürk” yazõsõnõ kaldõrarak, yerine Atatürk’ün “Manevi mirasõm bilim ve akõldõr” ifadesinin yer aldõğõ yazõyõ astõ. Prof. Dr. Cemil Çelik, yaptõğõ açõklamada, üniversitelerin asli görevlerinin teknoloji üretmek olduğunu vurgulayarak, görevi bilim ve teknoloji üretmek olan bir kurumun üzerine bir yazõ yazõlacaksa bunun mutlaka bilim ve aklõ çağrõştõran bir ifade olmasõ gerektiğini dile getirdi. Kışkırtılan bir topluluğun Dörtyol’da, İnegöl’de neler yaptığına tanık olduk... Bu olaylara seyirci kalanlar olup bitenlerin farkında mı? Bir yanda kanla beslenen PKK terör örgütü, öte yanda “aymazlığın içinde hak ve özgürlük” diyen BDP’liler... Sabah akşam Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak için dört koldan saldırıya geçen yandaşlar. 2007 milletvekili seçimlerinden sonra Türkiye’deki gelişmeleri anımsamaya çalışıyorum. 2007 Nisan’ında Frankfurt savcılığı bir operasyon başlattı Almanya’da. Deniz Feneri yolsuzluğunu medyamız önce görmek istemedi. Milyonlarca Avro’yu tokatlayanlar yakalanmış, saf Müslümanları dolandıranlar saptanmış, önce gözaltılar, ardından tutuklamalar gerçekleşmemiş miydi? Tam bu sırada önce Ankara, ardından İstanbul ve İzmir’de Cumhuriyet mitingleri yapılmıştı. Bu ülkenin gerçek yurtseverleri, sözde değil özde Atatürkçüleri milyonların alanlara dolduğunu görünce, AKP iktidarının “gidici olduğu”na inanmışlardı. Bu arada bir de gördük ki Ergenekon operasyonu başladı... Birinci dalga, ardından öteki dalgalar... Ben Ergenekon operasyonunu önemsiyordum... Cumhuriyet’e atılan bombaların failleri ortaya çıkacak, Danıştay katliamının ardındaki güçler saptanacaktı. Çok sayıda faili meçhul cinayet vardı; aydınlatılacaktı. Yurtseverler, devrimciler, sosyalistler, sözde değil özde Atatürkçüler tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını istiyorlardı... Ne zaman ki Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner gözaltına alınıp tutuklandı, Ergenekon’da faili meçhul cinayetlerin (Gebze, İzmit-Sapanca üçgeninde) hesabı emekli paşaya sorulmadı, umutlarım kırıldı... Alparslan Arslan adı hemen bulundu... Kimdi bu genç adam, arkasındaki güçler ortaya çıkarılacak mıydı? Hrant Dink’i öldüren kişi, İstanbul’dan Trabzon’a dönerken niçin Samsun’da yakalanmıştı? Tetikçi Ogün Samast’ın bindiği otobüste polisler yok muydu? Trabzon’a değin izleyip orada Samast’ın kimlerle ilişki kurduğunu saptayamazlar mıydı? Neden yazıyorum bunları? Bülent Arınç’ın Hürriyet’te yayımlanan “Anayasaya evet” mektubuna karşı. Arınç, iyi bir konuşmacı, toplumu etkilemesini biliyor... Diyor ki: “Daha demokratik, daha saydam, daha özgür bir Türkiye için, evet oyu kullanacağım.” Bakın Ergenekon davası üçüncü yılını doldurdu... Duruşmalar sürüyor... Ortada yargının aydınlattığı bir olay yok henüz... Balyoz’da tutuklu sanık kalmadı... Tümü de tutuksuz yargılanacak... Hrant Dink cinayetinin öncesine baktığımızda, tüm Trabzon halkı neredeyse Hrant’ın öldürüleceğini bildiği halde, eli silahlı toy bir delikanlı tarafından güpegündüz vuruluyor, tetikçi kaçıyor, ardından yakalanıyor. Devletin istihbarat birimleri bu olayı önceden bildikleri halde Hrant neden korunmuyor, neden? Türkiye 12 Eylül’de anayasadaki bazı maddelerin değişmesi için halkoylamasına giderken Başbakan’ın ağzından halkı bilgilendiren bir şey duydunuz mu? Gerçekten halkımız, şu anayasa konusunda ne biliyor? Yapılan kamuoyu anketlerine bakılırsa, halkımızın yüzde 50’si “Türkiye’yi kim yönetiyor” sorusuna bile doğru yanıt veremiyor. Yüzde bilmem kaçı “asker” diyor hâlâ... Kimileri de “Cumhurbaşkanı” yanıtını veriyor... Anayasaya “hayır” diyenlere hemen “darbeci”, “hain” damgasını vuran yandaş medya bu buyruğu kimden alıyor? Adını “RTE” diye tescilleyen Başbakan Erdoğan’dan. Yaşamı boyunca askeri darbelere, sivil diktalara, darbesever ve diktaseverlere karşı savaşım verenler bunu hak etmiyor... Sizin gücünüz “org”lara yetmiyor; teğmenlere, yüzbaşılara, binbaşılara, eh biraz da albaylara yetiyor. Mustafa Balbay’ı, Tuncay Özkan’ı Silivri zindanında çürüterek mi Türkiye bir hukuk devleti olduğunu ya da temel hak ve özgürlükleri geliştirdiğini kanıtlayacak? İlhan Selçuk’un 2008’de sabaha karşı kapısını çalan düşünce, onu ölüm sürecine taşıdı... Ne bulunmuştu İlhan Selçuk’un evinde? Darbe planları mı, suikast krokileri mi, ne? İlhan Selçuk’u en ağır biçimde suçlayanlar, “Üç bombayı Cumhuriyet’e attıran oydu” diyen liberal, dinci, tarikatçı tosuncuklar, acaba toplumun yüzüne utanmadan, sıkılmadan nasıl bakıyorlar bugün? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kışkırtma... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Melih Gökçek’in sözleri Başbakan Erdoğan’õn ‘soy’ sözünün açõk hali mi? ERDEM GÜL ANKARA - Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn, “önemli olan boy değil, soy” sözleriyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef almasõ, Ankara Büyük- şehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in de “Annesi Erme- ni” ifadesini akõllara getirdi. Gökçek’in “Kılıçdaroğlu an- nesinin Ermeni olup olmadı- ğı sorulunca cevap vermekte kıvranıyor” sözlerinin ardõn- dan Erdoğan da “soy” vurgu- su yapõnca, “Kılıçdaroğlu’na yönelik Ermeni iması mı var?” sorusu ortaya atõldõ. CHP lideri Kõlõçdaroğlu da “Kafatasımı pergelle ölç” di- yerek “soy” sözünden etnik bir ima anladõğõnõ ifade etti. Başbakan Erdoğan, Kõlõçda- roğlu ile referandum atõşmala- rõ çerçevesinde önceki günkü Gaziantep mitinginde, boy po- lemiklerinden şikâyet ederek “Ben buradan muhaliflere sesleniyorum; önemli olan boy değil, önemli olan soy, soy...” diyerek yeni bir tartõş- maya kapõ araladõ. Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç tarafõndan başlatõlan boy polemiğinde Erdoğan daha ön- ce de rahatsõzlõğõnõ dile getirmiş, ancak “soy” tartõşmasõna gir- memişti. Erdoğan, “soy” diye- rek ne kastettiğine açõklõk ge- tirmedi. Ancak Kõlõçdaroğlu, “Recep Bey’e tavsiyem var. Devlet senin emrinde. Benim soyumu öğrenmek istiyorsan İstanbul Müftülüğü’ne baş- vurursun, orada Nakîbü’l Eş- râf’ların tuttuğu defterlere bakarsan benim soyumun ne olduğunu öğrenirsin. Ama çok merak ediyorsan, eğer sen insanların soyu ile uğra- şıyorsan eline bir tane pergel, cetvel al, gel benim kafatasımı ölç, burada da benim itirazım olmaz” diye yanõt vererek Er- doğan’õn “soy” sözüyle etnik bir imada bulunduğunu söyledi. Gökçek’in sözleri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in bir sü- redir Kõlõçdaroğlu’nun annesinin etnik kimliğiyle ilgili açõkla- malarõ referandum kampanya- sõnda etnik kimliklerin de kul- lanõldõğõ kuşkularõna neden ol- du. Gökçek, 3 gün üst üste fark- lõ farklõ televizyon kanallarõnda, “Kılıçdaroğlu’nun annesinin Ermeni olduğuna” ilişkin ifa- deler kullandõ. Ancak Gök- çek’in bu ifadeleri, “havuzlu villa” tartõşmalarõnõn gölgesi altõnda fazla büyümedi. Gökçek Kõlõçdaroğlu’nun annesinin et- nik kimliğiyle ilgili tam olarak şu ifadeleri kullandõ: “Annesinin ismi Yemuş Ha- nım ve Yemuş Hanım’ın Er- meni olduğu istikametinde soru soruyorlar. Kendisi de in- kâr etmiyor. Ama Yemuş Ha- nım’ın Ermeni olması her- hangi bir şekilde önemli değil. Ama bilenler biliyor ki, İs- tanbul’da Ermeni cemaatin- den seçim zamanı gelip yar- dımlar istiyor, bazı özel ko- nuşmalar yapıyor. Bunlar önemli değil. Şimdi Sayın Kı- lıçdaroğlu, aynı zamanda Alevi. Ben bunun üzerinde durmak istiyorum. Altını çi- zerek önce şunu söyleyeyim, kim Türkiye’de Alevi-Sünni ayrımı yapıyorsa, vatan hai- nidir. Sayın Kılıçdaroğlu, mi- tinglerini yaparken bütün şe- hirlerde Alevi vatandaşları- mızın yoğun olduğu yerlerde yapmaya dikkat ediyor. Ama buna rağmen kendisine Alevilik ve benzeri bir soru so- rulduğunda hemen kıyısın- dan dönüp, Alevilik unsurunu saklamaya çalışıyor. Bir in- sanın Alevi olması veya an- nesinin Ermeni olması önem- li değil. Bir insanın gerek et- nik, gerekse mezhepsel kimli- ğini gizlemesine gerek yok. Ancak kendisine annesinin Ermeni olup olmadığını sor- dukları zaman, mezhepsel ola- rak Alevi olup olmadıklarını sordukları zaman cevabı ver- memek için kıvranıyor. De- mokratik bir ülkedeyiz.” Benzer üslup kullanmıştı CHP Milletvekili Canan Arõt- man da 2008’de “Ermeniler- den Özür Diliyorum” kam- panyasõna destek verdiği için Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ü eleştirirken, Gökçek’e çok ben- zer bir üslup kullanmõştõ. Tekin ve Şimşek, Erdoğan’õn ‘soy polemiğine’ yanõt verdi ‘Soymayan başbakan istiyoruz’ İstanbul Haber Servisi - CHP MYK Üyesi Gürsel Te- kin, Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn CHP Genel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu’nun aile- sinin kökenlerine ilişkin söz- lerine tepki göstererek “İn- sanların soyu sopuyla uğraş- mayı bırakın. Soyla uğraşan değil, soymayan başbakan istiyoruz” dedi. CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan Şimşek de tepkisini “Siyasette bunun karşılığı Makyavelist anla- yıştır” şeklinde dile getirdi. Referandum çalõşmalarõna devam eden CHP MYK üyesi Tekin, Tuzla İlçe Örgütü’nde basõn açõklamasõ yaptõ. CHP Tuzla İlçe Başkanõ Cemil Ek- şi’nin de katõldõğõ toplantõda konuşan Tekin, Erdoğan’õn re- ferandum zamanõ yaklaştõkça si- nirlerinin bozulduğunu belir- terek, “Bu çağda bu kafaya şaşmamak elde değil. Kılıç- daroğlu’nun da bizim de geç- mişimizden utanacak duru- mumuz yok. Başbakan, ne- redeyse eline mezura alıp ka- fatasımızı ölçecek. Bu mu- dur Erdoğan’ın demokrasi anlayışı?” diye konuştu. ‘Makyavelist anlayış’ CHP İstanbul İl Başkanõ Şim- şek de Erdoğan’a tepki göster- di. Şimşek, şunlarõ söyledi: “Biz, o soy bu soy değil in- sanların gözyaşının akma- ması için siyaset yaparız. Baş- bakan Erdoğan’ın anlayışı ne solcu, ne sağcı, ne liberal ne de muhafazakâr bir anlayış- tır. Erdoğan’ın anlayışı uçu- rumu görünce kuş, suyu gö- rünce balık, dağı görünce ke- çi olma anlayışıdır. Siyasette bunun karşılığı Makyavelist anlayıştır.” Erdoğan’õn Der- sim çõkõşõndan sonra birileri “sen yanlış yaptın” dediği için soy tartõşmasõna girdiğini savu- nan Şimşek, “Bir insanın gö- zünün mavi, yeşil olması değil beni ilgilendiren o insanların gözyaşıdır” diye konuştu. CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ KEMAL ANADOL ‘Bilmiyorsa felaket, bilip de söylüyorsa rezalet’ İZMİR/ANKARA (Cumhuriyet) - CHP İzmir Milletvekili ve Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Başba- kan Tayyip Erdoğan’õn, “Dersim’i İsmet İnönü bombalattı” yönünde- ki sözlerinin büyük bir yalan olduğu- nu söyledi. Anadol, tarihte Dersim is- yanõ olarak bilinen olaylar sõrasõnda İs- met İnönü’nün, Erdoğan’õn iddia et- tiği gibi Cumhurbaşkanõ olmadõğõnõ, Başbakanlõk görevinden de kendi is- teğiyle izne ayrõldõğõnõ söyleyerek “Erdoğan bir ülke- nin başbakanı olarak bunları bilmiyorsa fe- laket bir durumla karşı karşıyayız. Bi- liyor da söylüyorsa rezaletle karşı karşı- yayız” dedi. Bomba- lamanõn Celal Bayar döneminde yapõldõğõna dikkat çeken CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, bir soru önergesiyle ko- nuyu TBMM’ye taşõdõ. CHP MYK üyesi Gürsel Tekin de “Başbakan ya tarih bilmiyor ya da bildikleri işi- ne gelmiyor” diye konuştu. Anadol, Türkiye’nin ciddi bir yol ay- rõmõnda olduğunu, referandumdan evet oyu çõkmasõ halinde, siyasi ikti- dara bağõmlõ bir yargõ yaratõlacağõnõ söyledi. Hayõr oyunun baskõn gelme- si durumunda, antidemokratik saldõ- rõnõn püskürtüleceğini söyleyen Ana- dol, “Erdoğan, iktidardan düştük- ten sonra gideceği yeri iyi biliyor. Oranın adı Yüce Divan’dır. Yüce Divan’ı oluşturan Anayasa Mah- kemesi üyelerini kendi yandaşla- rından oluşturmak istiyor. Tüm ça- bası bunun içindir. Şimdi kalktı Alevi yurttaşların referandumdaki tercihini evet yönünde değiştirmek için tarihi çarpıtmaya, yalanlar söy- lemeye başladı” diye konuştu. ‘CHP geçmişine sahip çıkar’ Anadol, Erdoğan’õn, yalanlarõna ya- nõt vermemeleri halinde, kendilerini, tarih önünde suçlu hissedeceklerini söyleyerek, “Dersim olayları 21 Mart 1937’de başladı. İs- met İnönü, o tarih- lerde, Başbakanlık görevinden kendi is- teğiyle 1.5 ay izin al- mıştı. Başbakanlık’a Bayar vekâlet edi- yordu. İdari ve siya- si sorumluluk Ba- yar’daydı. Hepimi- zin bildiği gibi 10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal vefat ediyor. 11 Kasım 1938’de de İnönü, Cum- hurbaşkanlığı’na seçiliyor. Erdo- ğan, İnönü’nün ne zaman cumhur- başkanı olduğunu bilmiyorsa, yani bunları cehaletinden söylüyorsa bü- yük bir felaketle karşı karşıyayız. Bir ülkenin başbakanı ülkesinin yakın tarihini bilmez mi? Eğer bi- liyor da söylüyorsa o zaman ciddi bir rezaletle” dedi. Anadol, CHP’nin geç- mişine sahip çõktõğõnõ, Erdoğan’õn ise Susurluk’a “faso fiso” diyen bir Baş- bakan’õn partisinden İstanbul’un be- lediye başkanlõğõnõ yaptõğõnõ anõmsattõ. Bombalamanõn Celal Bayar döneminde yapõldõğõna dikkat çeken CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, bir soru önergesiyle konuyu TBMM’ye taşõdõ. Erdoğan’õn, “Önemli olan boy değil, soy” sözleriyle Kõlõçdaroğlu’nu hedef almasõ, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Gökçek’in “Annesi Ermeni” ifadesini akõllara getirdi. ‘Soy’ Ermeni imasõ mõ? CHP MYK üyesi Tekin referandum çalışmalarına Tuzla’da de- vam ediyor. ‘ÖKM’ye dokunma!’ İstanbul Haber Servisi- Beyazõt’ta toplanan aralarõn- da bazõ sanatçõlarõn da bu- lunduğu yaklaşõk 200 kişilik öğrenci grubu dün İstanbul Üniversitesi (İÜ) Öğrenci Kültür Merkezi’nin (ÖKM) kapatõlarak Uzaktan Eğitim Fakültesi’ne dönüştürülmesi kararõnõ protesto etti. İÜ’nün Beyazõt’taki ana giriş kapõsõ önünde bir araya gelen öğrenciler, “ÖKM’ye dokunma sanatıma dokun- ma”, “Öğrenci Kültür Mer- kezi Kapatılamaz”, pan- kartlarõ ve “Kültür, sanat hakkımız engellenemez”, “ÖKM’ye dokunma gele- ceği karartma” sloganlarõy- la ÖKM’ye yürüdü. Burada grup adõna basõn açõklamasõ- nõ yapan Şafak Yayla, “Üni- versitemizde öğretim gö- revlilerine bile oda bulu- namazken geniş alanlara ihtiyaç duyan kulüpler na- sıl olacak da fakültelere yerleştirilecek” diye sordu. Tiyatro sanatçõsõ Mehmet Esatoğlu da çok zor dönem- lerden geçerek bugünlere gel- diklerini belirterek, “ÖKM gençleri burada dünya ti- yatro edebiyatının çok önemli eserlerini sahneye koydu. Şimdi önce düşü- nenleri yok etme politika- sını güdüyorlar. ÖKM ka- patılamaz diyoruz” dedi. CHP: IRKÇI, BDP: GERİCİ, MHP: KAFATASÇI Muhalefetten Erdoğan’a soy tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn CHP lideri Ke- mal Kılıçdaroğlu’na yönelik “boy değil, soy önemli” de- mesi, muhalefetin sert tepkisi- ne neden oldu. CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Haluk Koç, Erdoğan’õn sözlerini “gizli fa- şist, ırkçı eğilimlerinin dışa yansıması” olarak değerlen- dirdi. MHP, “Soy kütüğü yet- mez, kafatası ölçsün” derken, BDP, “Her kim soyunu, kim- liğini, diğerine üstünlük me- selesi olarak görüp sunmaya çalışıyorsa, gericidir, ırkçıdır, faşisttir” görüşünü bildirdi. Erdoğan’a yönelik muhale- fetten gelen tepkiler şöyle: CHP Genel Başkan Yar- dımcısı Haluk Koç : Baş- bakan sõkõştõğõnda siyaseti han- gi alanlara çekebileceğini ka- nõtlamõş oluyor. Bu; gizli faşist, õrkçõ eğilimlerinin dõşa yansõ- masõdõr. Her zaman söyledi- ğim gibi, sayõn Başbakan’õn kumaşõndan hiçbir zaman bir demokrat çõkmaz. Bunu, ka- yõtsõz şartsõz AKP’nin her de- diğini doğru kabul edip toplu- ma da doğruymuş gibi yansõt- maya çalõşan Türkiye’deki li- beral bazõ çevrelere de ithaf etmek istiyorum. Sayõn Başba- kan’dan demokrat değil olsa olsa sahte demokrat çõkar. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır: Başba- kan’a soy kütüğü yetmez, ka- fatasõnõ da ölçmeli. Başbakan bi- ze yönelik suçlamalarõndan do- layõ utanmalõdõr. İktidar parti- siyle, ana muhalefet partisi si- yaseti horoz dövüşüne dönüş- türdüler. İbretle izliyoruz. Her iki sayõn lideri de milleti saygõlõ olmaya davet ediyorum BDP Grup Başkanveki- li Bengi Yıldız: Bir taraftan Dersim’i CHP bombaladõ di- yeceksin, diğer yandan soya bakõlõr diyeceksin. Soyumuz, kimliğimizle övünebiliriz ama bir başkasõnõ aşağõlama vesile- si olarak görmemeliyiz. Her kim ki soyunu, kimliğini, diğe- rine üstünlük meselesi olarak görüp sunmaya çalõşõyorsa, ge- ricidir, õrkçõdõr, faşisttir. Her iki lideri de üsluplarõ konusunda dikkatli olmaya çağõrõyorum. Öğrencilerin eylemine 1980’li yıllarda ÖKM’de et- kinlikler yapan tiyatro sanatçıları da destek verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear