Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2010 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Kürt Sorunu ve
Sevr Sendromu
“Kürt sorununun” bu şekilde adlandırılmasından
da, açık biçimde tartışılmasından da herhangi bir
rahatsızlık duymadığımı, tam tersine, sorunun
çözümünün önkoşulunun bütün ihtimallerin
açıklıkla tartışılması olduğunu bu sütunda birçok
kez yazdığım için okurlarım gayet iyi bilirler.
Ancak eğer her konuyu açık açık konuşacaksak,
hiçbir şeyi kıvırmadan, hiçbir şeyin ardına
gizlenmeden yapılması gerektiğini de görmezden
gelmeyelim.
Böyle olunca, şu ya da bu tarafı kızdırmaktan
korkmadan her şeyi tartışabilmeliyiz.
Mesela, PKK’nin eylemsizlik kararının açıklandığı
şu ortamda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendi
hapishanesinde bulunan, terörist Abdullah
Öcalan’ın örgütü PKK’yi İmralı’dan beri
yönetmesini engelleyemeden, sade vatandaştan, o
örgüte karşı mücadele edip şehit olmasını nasıl
isteyebileceği konusunun tartışılmasını önermem,
o yandan da, bu yandan da kimseyi
kızdırmamalıdır.
Aynı şekilde PKK’nin eylemsizlik kararı
konusunda, DTP’nin eski başkanı ve Demokratik
Toplum Kongresi Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün
söylediklerini de ciddiye alıp, özgürce tartışalım.
Ama konuşurken, açık ve doğru olalım.
Ahmet Türk eylemsizlik kararıyla ilgili olarak
konuşurken “Kürt sorununun artık çözüm sürecine
girdiğini” söylüyor ve uluslararası bir gücün
arabuluculuk rolünü üstlenmesinin de sorunun
çözümünde önemli bir faktör olacağını
vurguladıktan sonra, adres olarak da Afganistan ve
Irak’ta iç çatışmalar dolayısıyla devreye girmiş olan
BM’yi gösteriyor.
Yani Ahmet Türk, Türkiye’nin kendi iç sorunu
olan Kürt sorununu enternasyonalleştirmesini
istiyor.
Şimdi haklı olarak sorabilirsiniz:
- Ahmet Türk Türkiye’yi Afganistan mı sanıyor,
yoksa budala yerine mi koyuyor?
Ama bu soruyu sormadan önce acele
etmemenizi tavsiye ederim.
Çünkü Türkiye’nin Afganistan örneğinden yola
çıkarak, Kürt sorununu enternasyonalleştirmesini
öneren ilk ve tek kişi Sayın Türk değil. Birkaç hafta
önce, yine Afganistan’dan yola çıkarak,
Afganistan’da görev yapan, NATO’nun Kandil’e de
gelmesini öneren, bizzat Başbakan Erdoğan
olmuştu ve tehlikeli, aymazlık dolu öneri bu
sütunda eleştirilmişti.
Onun için A. Türk’ü eleştirirken dikkatli olmalıyız,
ama kendisine hemen önerisinin gerçekleri
yansıtmadığını, TC açısından kabul edilebilir
olmadığını belirtmeliyiz.
Türkiye Afganistan veya Irak durumunda bir ülke
midir ki, kendi iç sorununu, kendi egemen
iradesiyle enternasyonalleştirsin ve bu arada bu
davranışıyla BM’nin terörist ilan ettiği PKK’yi
Türkiye ile eşit şekilde müzakere edecek, bir
kuruluş şeklinde kabul etmesini sağlasın? Kim
bunu yapmaya niyet ve cüret edebilir ki?
Sorunun enternasyonalleştirilmesi Sevr sırasında
sağlanmıştır. Şimdi yine mi aynı talep?
Bu arada dünkü gazetelerde, Sümela
Manastırı’nda 88 yıl aradan sonra, pazar günü
yapılan ilk ayinin haberleri yer aldı gazetelerde.
Son derecede sevindirici olan bu sonucun
sağlanmasında emeği olan herkesi, bu meyanda
Ertuğrul Özkök’ü de içtenlikle kutlarız.
Bu tür etkinliklerin yasaklanmalarının Türkiye’ye
bir şey kazandırmayacağını açıkça görmemiz ve
bunları aşmamızın zamanı gelmiştir artık.
Ama başka bir gerçek daha var; hem dünkü
Cumhuriyet’te hem de Hürriyet’te pazar günkü
ayin için Sümela’ya gelen Yunanlıların bazılarının
Karadeniz Bölgesi’ni Pontus devleti olarak
gösteren tişörtler giydiklerini belirten haberler
vardı. Bilindiği gibi Pontus devleti talebi en son
Sevr’de dile gelmişti.
Evet ayine izin verelim, yasakları kaldıralım. Ama
uyumayıp, tehlikeleri de görelim.
Eğer, doksan yıl aradan sonra, Sevr’de dile
gitirilen talepler ikide bir ısıtılıp ısıtılıp önümüze
konuyorsa, “Nedir bu Sevr sendromu kardeşim?”
diye aptalca sorular sormayalım.
Çünkü Sevr talepleri hâlâ çeşitli vesilelerle
önümüze kondukça, Sevr’i unutmamak da farz
olmaktadır.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Bakan Çelik, Hacõbektaş’ta Alevilerin sorunlarõnõn yakõnda çözüleceğini savunurken yuhalandõ
Hükümete protestoSELAHATTİN ŞAHİN
HACIBEKTAŞ - Hacõ Bektaşõ
Veli’yi anma törenlerinin açõlõşõna
hükümet protestolarõ damgasõnõ vur-
du. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu
ve beraberindeki heyet tören alanõnda
coşku ile karşõlanõrken hükümeti tem-
silen alana giden bakanlar protesto
edildi. Devlet Bakanõ Faruk Çelik,
Alevilerin sorunlarõnõn yakõnda çö-
züleceğini savunurken yuhalandõ.
Bunun üzerine Kõlõçdaroğlu, vatan-
daşlarõ sakinleştirmeye çalõşõrken
“Kimseyi incitmemeye, kırmama-
ya özen göstermeliyiz. Biz sevgi in-
sanı olmak zorundayız” dedi.
Nevşehir’in Hacõbektaş ilçesinde
düzenlenen 47. Ulusal 21. Uluslararasõ
Hacõ Bektaş-õ Veli anma törenlerine ilk
olarak CHP Genel Başkanõ Kemal Kõ-
lõçdaroğlu, beraberinde CHP sözcüsü
ve Genel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı
Süha Okay, Genel Sekreter Önder
Sav ve CHP MYK üyesi Süheyl Ba-
tum ile birlikte geldi. Kõlõçdaroğlu ve
beraberindeki CHP heyeti tören ala-
nõnda coşku ile karşõlandõ. Yurttaşla-
rõn “Başbakan Kemal”, “Halkçı
Kemal” sloganlarõyla karşõlanan Kõ-
lõçdaroğlu’nun ardõndan alana giren
Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul
Günay ile Devlet Bakanõ Faruk Çelik
ise alandakiler tarafõndan protesto
edilerek yuhalandõ. İki bakanõn ar-
dõndan gelen Ulaştõrma Bakanõ Binali
Yıldırım da aynõ tepki ile karşõlaştõ.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer
Genç de sevgi gösterileri ve alkõşlar-
la karşõlandõ. Törene DSP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Hasan Macit ve Ge-
nel Sekreter Hasan Erçelebi ile eski
Genel Başkan Zeki Sezer de katõldõ.
Törenin başlangõcõnda Cumhurbaş-
kanõ Abdullah Gül’ün, gönderdiği
kutlama telgrafõnõn okunmasõ sõra-
sõnda õslõklamalar ve yuh sesleri
duyuldu. 9. Cumhurbaşkanõ Süley-
man Demirel ve 10. Cumhurbaş-
kanõ Ahmet Necdet Sezer ile
KKTC Cumhurbaşkanõ Derviş
Eroğlu’nun telgrafõnõn okunmasõ
sõrasõnda alkõşlar yükseldi.
Hacõbektaş Belediye Başkanõ Ali Rı-
za Selmanpakoğlu ise, “Gecikmiş
adalet, insan psikolojisi üzerinde bü-
yük tahribatlar yapar. Hacı Bektaş
Veli, ‘Düşmanõnõzõn dahi insan oldu-
ğunu unutmayõn’ demekte. Hacı Bek-
taş, bize buğdayla samanı birbirin-
den ayıran rüzgâr olmayı öğret-
miştir. Yargıdaki gecikme nede-
niyle özgürlükleri kısıtlanan insan-
ların davalarını bir an önce bitir-
mek, ülke barışına katkı sağlaya-
caktır” diye konuştu.
Törende konuşan Kõlõçdaroğlu ise
Hacõ Bektaş Veli’nin belediye binasõna
asõlan kucağõnda aslan ve ceylanõn ol-
duğu resme dikkat çekerek aslanõn
gücü, ceylanõn da sevgiyi ve hoş-
görüyü simgelediğini ifade etti. Kõ-
lõçdaroğlu, şunlarõ söyledi: “Biz
sevgi insanı olmak zorundayız.
Düşüncelerini beğenmediğimiz
insanlara saygı göstermeliyiz. O
nedenledir ki tüm düşüncelere
saygı göstermek, hoşgörüyle kar-
şılamak, ona kendi düşünceleri-
mizi de özgürce dile getirmeliyiz.”
‘Son noktaya gelindi’
Devlet Bakanõ Çelik, konuşma yap-
tõğõ sõrada ise sõk sõk protesto sesleri
yükseldi. Bunun üzerine Çelik, “Bu-
raya Hacı Bektaş’ı anmak için gel-
dik. Burası siyaset yapılacak yer de-
ğil. Sizin genel başkanınız da bu du-
rumdan rahatsız oluyor” diye tepki
gösterdi. Alevilerin sorunlarõnõn çö-
zümünde son noktaya gelindiğini sa-
vunan Çelik, “Cemevlerinin statüsü
çözülecektir. Ayırım yapmadan,
sorunları hep birlikte çözeceğiz. Bu
konuda son noktaya gelindi” dedi.
CHP lideri Kõlõçdaroğlu ve beraberindeki heyet tören alanõnda
coşku ile karşõlanõrken hükümeti temsilen alana giden bakanlar
protesto edildi. Bakanlarõ protesto eden yurttaşlarõ sakinleştiren
Kõlõçdaroğlu, “Biz sevgi insanõ olmak zorundayõz. Düşüncelerini
beğenmediğimiz insanlara saygõ göstermeliyiz” dedi.
BDP referandum boykotundan vazgeçecekleri iddialarõna yanõt verdi
‘Ateşkes değerlendirilmeli’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - BDP’den, 12 Eylül’de yapõla-
cak anayasa değişikliği referandu-
munda “sandığa gitmeyerek boy-
kot kararlarından vazgeçecekle-
ri” iddialarõna, “Boykottan vaz-
geçmemiz için hükümetten hiçbir
emare olmadı” yanõtõ geldi.
BDP Tunceli Milletvekili Şerafet-
tin Halis, Meclis’te düzenlediği basõn
toplantõsõnda, iktidar partisiyle ana mu-
halefet partisi liderlerinin referandum
için çõktõklarõ meydanlarda “atışma-
cı âşıklar” gibi birbirlerine laf yetiş-
tirdiklerini söyledi. Halis, Başbakan
Erdoğan’õn Dersim katliamõna yöne-
lik sözlerini ise şöyle değerlendirdi:
“Sayın Erdoğan, ‘O zamanõn
cumhurbaşkanõ İsmet İnönü’nün
emriyle Dersim bombalandõ, bel-
gelerle konuşuyorum’ diyor. Baş-
bakan o zamanın cumhurbaşka-
nının Atatürk olduğunu bilmiyor
mu? Dersim 1937-38 yıkımında
Cumhurbaşkanı Atatürk’tü. Baş-
bakanlar sırasıyla İsmet İnönü ve
Celal Bayar’dı. Sayın Kılıçdaroğ-
lu da ‘Ben o zaman daha doğma-
mõştõm’ sözleriyle Dersim katlia-
mını meşru gören zihniyetini bir
daha açığa vuruyor. Sayın Baş-
bakan, dün Dersim’de yaşananlar
bugün sizin AKP iktidarınızda
da yaşanıyor. Bir başbakanın
‘Dersim’i CHP bombaladõ’ demesi,
devlet adına tarihi bir katliamın
itirafı ve kabulüdür. Ancak Baş-
bakan samimi değildir.”
‘Boykota katılım yüksek’
Referandum sonuçlarõna ilişkin ga-
zetecilerin sorusu üzerine Halis, bir
tahmin yapmanõn zor olduğunu belir-
terek “Bölgemizde boykotun ciddi
bir orana varacağına inanıyoruz.
Çünkü, boykotun gerekçelerini hal-
kın anlayabileceği bir şekilde anla-
tıyoruz. ” diye konuştu. Halis, bir baş-
ka soru üzerine de “Bugüne kadar çe-
şitli alanlarda, mitinglerde boykot
çalışmalarımızı devam ettirdik ve et-
tiriyoruz. Bugüne kadar bizim boy-
kottan vazgeçip, ‘evet’ ya da ‘hayõr’
noktasında bir karar vermemiz için
devletten, hükümetten hiçbir ema-
re olmadı” diye konuştu.
PKK’nin eylemsizlik kararõna
devletin vereceği yanõtõn referan-
duma ilişkin boykot kararlarõnõ et-
kileyip etkilemeyeceğine yönelik
bir soruya ise Halis, “Hayır, biz re-
ferandumda boykot kararını bir
çatışma veya çatışmasızlığa göre
almadık. Ateşkes konusundaki
gelişmeler çerçevesinde bir deği-
şikliğin olacağını kimse bekleme-
melidir. Bu ateşkesin de devlet ve
hükümet tarafından değerlendi-
rilmesi gerekiyor. Bu fırsat kaçı-
rılmamalıdır diye düşünüyoruz.”
Boykottan vazgeçmeleri için bir neden olmadõğõnõ
belirten BDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, “Biz
referandumda boykot kararõnõ bir çatõşma veya çatõşmasõzlõğa
göre almadõk. Bu ateşkesin de devlet ve hükümet tarafõndan
değerlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
HSYK 1274 ATAMAYI YAPTI
Atamalar için
kritik süreç başlıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK),
adli yargõya mensup 1274 hâkim ve savcõnõn
atamasõyla ilgili kararnameyi tamamladõ. Ku-
rulda özellikle İstanbul’daki özel yetkili sav-
cõlar ile Ankara başsavcõsõnõn atanmasõ konu-
sunda tartõşmalar yaşandõğõ öğrenildi.
HSYK Başkanõ Kadir Özbek, unvansõz
1274 hâkim ve savcõnõn atamalarõna ilişkin
açõklamayõ HSYK’nin internet sitesinde ya-
yõmlayacaklarõnõ belirtti. Bir gazetecinin “Ka-
rarname bir bütün olarak çıkacak demişti-
niz, neden kısmen çıktı” yönündeki sorusuna
Özbek, “Kararnamede asıl olan bütün ola-
rak çıkması, ancak tamamlanan kısımların
bulunduğumuz mevsim ve uzun süreden
beri bekleniyor olması nedeniyle arkadaş-
larımıza yönelik mağduriyete sebebiyet ve-
rilmemesi amacıyla tamamlanan kısımları
yayımlamayı uygun gördük. Yarından (bu-
gün) itibaren de kalan kısmı görüşeceğiz”
diye konuştu. Özbek, unvanlõ hâkim ve savcõ-
larõn atamasõna ilişkin anlaşmazlõk olup olma-
dõğõnõn sorulmasõ üzerine, “Asıl olan anlaş-
mazlık olmamasıydı. Olmamasına da gay-
ret ediyoruz” yanõtõnõ verdi. Böyle bir anlaş-
mazlõğõn olup olmadõğõ sorusuna ise Özbek,
bir anlaşmazlõğõn olmadõğõnõ ifade etti. Öz-
bek, devam eden bir çalõşma olmasõ nedeniyle
içeriğie ilişkin bilgi veremeyeceğini ifade etti.
Hacı Bektaşı Veli anma törenlerine katılan Devlet Bakanı Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Günay ve Ulaştırma
Bakanı Yıldırım’ı protesto eden yurttaşları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sakinleştirdi. (Fotoğraf: AA)
? Hacıbektaş’tan izlenimler
CHP liderine
sevgi gösterisi
MİYASE İLKNUR
HACIBEKTAŞ - 47. Ha-
cõbektaş törenlerine, AKP’li
bakanlarõ protesto ve CHP
Genel Başkanõ Kemal Kılıç-
daroğlu’na yönelik sevgi
gösterileri damgasõnõ vurdu.
Deniz Baykal’õn 7 yõl süre-
since katõlmadõğõ ve genel baş-
kan katõlmadõğõ için CHP mil-
letvekillerinin de gelmeye çe-
kindiği Hacõbektaş anma tö-
renlerine bu yõl CHP Genel
Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğ-
lu’nun katõlmasõyla küskünlük
sona erdi. 7 yõldan beri CHP
otobüsünü özlemle bekleyen
on binlerce Alevi, meydana
tüm toplantõlarõnda olduğu gi-
bi tam zamanõnda gelen Ke-
mal Kõlõçdaroğlu’nu görünce
adeta kendinden geçti. “Baş-
bakan Kemal” sloganlarõyla
karşõlanan Kõlõçdaroğlu, zama-
nõnda gelmenin cezasõnõ da
çekti. Yaklaşõk bir saat bakan-
larõn gelmesini ve doğal olarak
törenlerin başlamasõnõ bekle-
mek zorunda kaldõ.
Bayrakları kim verdi?
Devlet Bakanõ Faruk Çelik,
Kültür ve Turizm Bakanõ Er-
tuğrul Günay ve Ulaştõrma
Bakanõ Binali Yıldırım mey-
dana girerken õslõklar ve yuh
sesleri yükseldi. Bu duruma
üzülen Kõlõçdaroğlu ayağa kal-
karak “Ne olur yapmayın,
çok ayıp” diyerek protestocu-
larõ susturmaya çalõştõ.
Faruk Çelik’in konuşmasõ
sõrasõnda da protestolar dinme-
yince Kõlõçdaroğlu, ilçe başka-
nõ ve il yöneticilerini yanõna
çağõrdõ. “Bu protestocular bi-
zim partiden mi yoksa” diye
sordu. Parti yöneticilerinin
“Hayır efendim bizimle ilgisi
yok” demesi üzerine Kõlõçda-
roğlu, bu kez “O zaman CHP
bayraklarını kim verdi bun-
lara” diye çõkõştõ.
Kültür Bakanõ Günay’õn
Devlet Bakanõ Çelik’e kürsüye
çõkmadan önce taktikler verdi-
ği dikkat çekti. Çelik konuş-
masõ sõrasõnda protestoculara,
“Biz buraya siyaset için gel-
medik. Sizin bu tavrınızdan
genel başkanınız Kılıçdaroğ-
lu rahatsız oldu. Dinleyin de
öyle tepki gösterin bari. Din-
lemeden tepki göstermek
doğru değil” diye seslendi.
Alkış rekoru kırdı
Kõlõçdaroğlu ise siyasi me-
sajlar içermeyen konuşmasõn-
da, Hacõbektaş’õn hümanizma-
sõndan ve aydõnlanmacõ dü-
şüncesinden örnekler verirken
protestoculara hitaben de,
“Farklı düşünceler zengin-
liktir. Farklı düşüncelere
saygı göstermek ve hoş gör-
mek Hacıbektaş felsefesinin
bir gereğidir” dedi. Kõlõçda-
roğlu kürsüye çağrõlõrken bir
rekoru da kõrdõ. Bugüne kadar
o kürsüye çõkan hiçbir konuş-
macõ ve lider bu kadar alkõş ve
tezahürat eşliğinde konuşma-
mõştõ. Bir tek yõllar önce töre-
ne katõlan dönemin Cumhur-
başkanõ Ahmet Necdet Sezer
buna yakõn bir ilgi görmüştü.
Ahmet Necdet Sezer bu yõl da
gönderdiği mesaj nedeniyle
coşkuyla alkõşlandõ.
Barış ödülü Şener’e
Bu yõlki Hacõbektaş Dost-
luk ve Barõş Ödülü Cemal
Şener’e verildi. Şener ödülü-
nü aldõktan sonra yaptõğõ ko-
nuşmada, “Bu ödülün bu yıl
bana verilmesini çok an-
lamlı buluyorum. Zira İlhan
ve Turan Selçuk’un ebedi is-
tirahatgâhı olarak Hacıbek-
taş’ı seçtiği bu yılda bu
ödülün bana verilmesi çok
anlamlıdır” dedi.
ANTALYA’DA GARİP UYGULAMA
İlan dağıtan CHP’li
kadınlar gözaltında
ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Antalya’nõn
Gürsu Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Bulvarõ
üzerinde bulunan bir site bahçesinde iki kadõnõn
üzerinde ‘Hayır’ yazõlõ el ilanõ dağõttõğõ ihbarõnõ
alan polis hemen olay yerine gitti. El ilanõ taşõ-
yan kadõnlar ifadeleri alõnmak üzere Fatih Polis
Merkez Amirliği’ne götürülürken, savcõlõk tali-
matõyla gözaltõna alõnmalarõ istendi. Önce doktor
kontrolünden geçirilen kadõnlardan Ayşe Kaba-
sakal’õn CHP Konyaaltõ İlçe Kadõn Kollarõ Baş-
kanõ, Yüksel Doy’un ise yönetim kurulu üyesi
olduğu ortaya çõktõ. Olayõn ardõndan polis mer-
kezine giden CHP İl Başkanõ Özer Ülken, “Ke-
sinlikle yasadışı bir ilan asma, yapıştırma söz
konusu değil. Parti üyesi arkadaşlarımız bir
site içerisinde polis tarafından gözaltına alınıp
karakola getirilmişler. El ilanları ise il teşkila-
tımız tarafından bastırılan, üzerinde ‘12 Ey-
lül’ü yaşatan AKP’ye hayõr, Referanduma Hayõr’
yazılı ilanlarla birlikte hem de bir site bahçe-
sinde gözaltına alınmışlardır. Bu bir siyasi
baskıdır. Şu an arkadaşlarımız karakolda ve
gözaltında” diye konuştu. Gözaltõndaki CHP’li
kadõnlar, dün geceyi nezarette geçirirken, bugün
Antalya Adliyesi’ne çõkarõlacaklarõ belirtildi.
Zonguldak Kapalı Cezaevi’nde gasp hü-
kümlüsü olarak yatan Kudret K. (15) ceza-
evinin basketbol potasına asılı halde ölü bu-
lundu. İntihar ettiği iddia edilen Kudret
K’nin annesi Yeter K, cezaevinde görüştü-
ğünde oğlunun gardiyanlardan şikâyet etti-
ğini ileri sürdü. Yeter K. “Çocuğumu dövü-
yormuş. ‘Benim yaşımı büyüt, başka koğuşa
aldır beni’ dedi. Sorumlulardan şikâyetçiyim,
hakkımızı arayacağız” diye konuştu. Olayın
duyulmasının ardından, Kudret K’nin ya-
kınlarının da aralarında bulunduğu bir grup
yurttaş, kentin en işlek caddesini trafiğe ka-
patarak valiliğe yürüdü. Polisin, adliyeye
yürümesini de engellediği grup, ölen mah-
kûmun yakınlarından 3 kişinin Vali Erdal Ata
ile görüşmesine izin verilince dağıldı. Zon-
guldak Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Öz-
bakır, Kudret K’nin koğuşta birlikte kaldı-
ğı 6 çocuk mahkûmdan 2’sinin uzaktan ak-
rabası olduğunu belirterek, “Çocuğu sabah
bahçede potaya asılı olarak kendileri bulmuş.
Hatta kendisi ip aldırmış kantinden. Olay ti-
pik bir intihar vakasıdır” dedi.
Cezaevinde kuşkulu ölüm
Fotoğraf:AA