25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kürt Sorunu ve Sevr Sendromu “Kürt sorununun” bu şekilde adlandırılmasından da, açık biçimde tartışılmasından da herhangi bir rahatsızlık duymadığımı, tam tersine, sorunun çözümünün önkoşulunun bütün ihtimallerin açıklıkla tartışılması olduğunu bu sütunda birçok kez yazdığım için okurlarım gayet iyi bilirler. Ancak eğer her konuyu açık açık konuşacaksak, hiçbir şeyi kıvırmadan, hiçbir şeyin ardına gizlenmeden yapılması gerektiğini de görmezden gelmeyelim. Böyle olunca, şu ya da bu tarafı kızdırmaktan korkmadan her şeyi tartışabilmeliyiz. Mesela, PKK’nin eylemsizlik kararının açıklandığı şu ortamda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendi hapishanesinde bulunan, terörist Abdullah Öcalan’ın örgütü PKK’yi İmralı’dan beri yönetmesini engelleyemeden, sade vatandaştan, o örgüte karşı mücadele edip şehit olmasını nasıl isteyebileceği konusunun tartışılmasını önermem, o yandan da, bu yandan da kimseyi kızdırmamalıdır. Aynı şekilde PKK’nin eylemsizlik kararı konusunda, DTP’nin eski başkanı ve Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün söylediklerini de ciddiye alıp, özgürce tartışalım. Ama konuşurken, açık ve doğru olalım. Ahmet Türk eylemsizlik kararıyla ilgili olarak konuşurken “Kürt sorununun artık çözüm sürecine girdiğini” söylüyor ve uluslararası bir gücün arabuluculuk rolünü üstlenmesinin de sorunun çözümünde önemli bir faktör olacağını vurguladıktan sonra, adres olarak da Afganistan ve Irak’ta iç çatışmalar dolayısıyla devreye girmiş olan BM’yi gösteriyor. Yani Ahmet Türk, Türkiye’nin kendi iç sorunu olan Kürt sorununu enternasyonalleştirmesini istiyor. Şimdi haklı olarak sorabilirsiniz: - Ahmet Türk Türkiye’yi Afganistan mı sanıyor, yoksa budala yerine mi koyuyor? Ama bu soruyu sormadan önce acele etmemenizi tavsiye ederim. Çünkü Türkiye’nin Afganistan örneğinden yola çıkarak, Kürt sorununu enternasyonalleştirmesini öneren ilk ve tek kişi Sayın Türk değil. Birkaç hafta önce, yine Afganistan’dan yola çıkarak, Afganistan’da görev yapan, NATO’nun Kandil’e de gelmesini öneren, bizzat Başbakan Erdoğan olmuştu ve tehlikeli, aymazlık dolu öneri bu sütunda eleştirilmişti. Onun için A. Türk’ü eleştirirken dikkatli olmalıyız, ama kendisine hemen önerisinin gerçekleri yansıtmadığını, TC açısından kabul edilebilir olmadığını belirtmeliyiz. Türkiye Afganistan veya Irak durumunda bir ülke midir ki, kendi iç sorununu, kendi egemen iradesiyle enternasyonalleştirsin ve bu arada bu davranışıyla BM’nin terörist ilan ettiği PKK’yi Türkiye ile eşit şekilde müzakere edecek, bir kuruluş şeklinde kabul etmesini sağlasın? Kim bunu yapmaya niyet ve cüret edebilir ki? Sorunun enternasyonalleştirilmesi Sevr sırasında sağlanmıştır. Şimdi yine mi aynı talep? Bu arada dünkü gazetelerde, Sümela Manastırı’nda 88 yıl aradan sonra, pazar günü yapılan ilk ayinin haberleri yer aldı gazetelerde. Son derecede sevindirici olan bu sonucun sağlanmasında emeği olan herkesi, bu meyanda Ertuğrul Özkök’ü de içtenlikle kutlarız. Bu tür etkinliklerin yasaklanmalarının Türkiye’ye bir şey kazandırmayacağını açıkça görmemiz ve bunları aşmamızın zamanı gelmiştir artık. Ama başka bir gerçek daha var; hem dünkü Cumhuriyet’te hem de Hürriyet’te pazar günkü ayin için Sümela’ya gelen Yunanlıların bazılarının Karadeniz Bölgesi’ni Pontus devleti olarak gösteren tişörtler giydiklerini belirten haberler vardı. Bilindiği gibi Pontus devleti talebi en son Sevr’de dile gelmişti. Evet ayine izin verelim, yasakları kaldıralım. Ama uyumayıp, tehlikeleri de görelim. Eğer, doksan yıl aradan sonra, Sevr’de dile gitirilen talepler ikide bir ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuyorsa, “Nedir bu Sevr sendromu kardeşim?” diye aptalca sorular sormayalım. Çünkü Sevr talepleri hâlâ çeşitli vesilelerle önümüze kondukça, Sevr’i unutmamak da farz olmaktadır. asirmen@cumhuriyet.com.tr Bakan Çelik, Hacõbektaş’ta Alevilerin sorunlarõnõn yakõnda çözüleceğini savunurken yuhalandõ Hükümete protestoSELAHATTİN ŞAHİN HACIBEKTAŞ - Hacõ Bektaşõ Veli’yi anma törenlerinin açõlõşõna hükümet protestolarõ damgasõnõ vur- du. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet tören alanõnda coşku ile karşõlanõrken hükümeti tem- silen alana giden bakanlar protesto edildi. Devlet Bakanõ Faruk Çelik, Alevilerin sorunlarõnõn yakõnda çö- züleceğini savunurken yuhalandõ. Bunun üzerine Kõlõçdaroğlu, vatan- daşlarõ sakinleştirmeye çalõşõrken “Kimseyi incitmemeye, kırmama- ya özen göstermeliyiz. Biz sevgi in- sanı olmak zorundayız” dedi. Nevşehir’in Hacõbektaş ilçesinde düzenlenen 47. Ulusal 21. Uluslararasõ Hacõ Bektaş-õ Veli anma törenlerine ilk olarak CHP Genel Başkanõ Kemal Kõ- lõçdaroğlu, beraberinde CHP sözcüsü ve Genel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı Süha Okay, Genel Sekreter Önder Sav ve CHP MYK üyesi Süheyl Ba- tum ile birlikte geldi. Kõlõçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyeti tören ala- nõnda coşku ile karşõlandõ. Yurttaşla- rõn “Başbakan Kemal”, “Halkçı Kemal” sloganlarõyla karşõlanan Kõ- lõçdaroğlu’nun ardõndan alana giren Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay ile Devlet Bakanõ Faruk Çelik ise alandakiler tarafõndan protesto edilerek yuhalandõ. İki bakanõn ar- dõndan gelen Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldırım da aynõ tepki ile karşõlaştõ. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç de sevgi gösterileri ve alkõşlar- la karşõlandõ. Törene DSP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Hasan Macit ve Ge- nel Sekreter Hasan Erçelebi ile eski Genel Başkan Zeki Sezer de katõldõ. Törenin başlangõcõnda Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül’ün, gönderdiği kutlama telgrafõnõn okunmasõ sõra- sõnda õslõklamalar ve yuh sesleri duyuldu. 9. Cumhurbaşkanõ Süley- man Demirel ve 10. Cumhurbaş- kanõ Ahmet Necdet Sezer ile KKTC Cumhurbaşkanõ Derviş Eroğlu’nun telgrafõnõn okunmasõ sõrasõnda alkõşlar yükseldi. Hacõbektaş Belediye Başkanõ Ali Rı- za Selmanpakoğlu ise, “Gecikmiş adalet, insan psikolojisi üzerinde bü- yük tahribatlar yapar. Hacı Bektaş Veli, ‘Düşmanõnõzõn dahi insan oldu- ğunu unutmayõn’ demekte. Hacı Bek- taş, bize buğdayla samanı birbirin- den ayıran rüzgâr olmayı öğret- miştir. Yargıdaki gecikme nede- niyle özgürlükleri kısıtlanan insan- ların davalarını bir an önce bitir- mek, ülke barışına katkı sağlaya- caktır” diye konuştu. Törende konuşan Kõlõçdaroğlu ise Hacõ Bektaş Veli’nin belediye binasõna asõlan kucağõnda aslan ve ceylanõn ol- duğu resme dikkat çekerek aslanõn gücü, ceylanõn da sevgiyi ve hoş- görüyü simgelediğini ifade etti. Kõ- lõçdaroğlu, şunlarõ söyledi: “Biz sevgi insanı olmak zorundayız. Düşüncelerini beğenmediğimiz insanlara saygı göstermeliyiz. O nedenledir ki tüm düşüncelere saygı göstermek, hoşgörüyle kar- şılamak, ona kendi düşünceleri- mizi de özgürce dile getirmeliyiz.” ‘Son noktaya gelindi’ Devlet Bakanõ Çelik, konuşma yap- tõğõ sõrada ise sõk sõk protesto sesleri yükseldi. Bunun üzerine Çelik, “Bu- raya Hacı Bektaş’ı anmak için gel- dik. Burası siyaset yapılacak yer de- ğil. Sizin genel başkanınız da bu du- rumdan rahatsız oluyor” diye tepki gösterdi. Alevilerin sorunlarõnõn çö- zümünde son noktaya gelindiğini sa- vunan Çelik, “Cemevlerinin statüsü çözülecektir. Ayırım yapmadan, sorunları hep birlikte çözeceğiz. Bu konuda son noktaya gelindi” dedi. CHP lideri Kõlõçdaroğlu ve beraberindeki heyet tören alanõnda coşku ile karşõlanõrken hükümeti temsilen alana giden bakanlar protesto edildi. Bakanlarõ protesto eden yurttaşlarõ sakinleştiren Kõlõçdaroğlu, “Biz sevgi insanõ olmak zorundayõz. Düşüncelerini beğenmediğimiz insanlara saygõ göstermeliyiz” dedi. BDP referandum boykotundan vazgeçecekleri iddialarõna yanõt verdi ‘Ateşkes değerlendirilmeli’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - BDP’den, 12 Eylül’de yapõla- cak anayasa değişikliği referandu- munda “sandığa gitmeyerek boy- kot kararlarından vazgeçecekle- ri” iddialarõna, “Boykottan vaz- geçmemiz için hükümetten hiçbir emare olmadı” yanõtõ geldi. BDP Tunceli Milletvekili Şerafet- tin Halis, Meclis’te düzenlediği basõn toplantõsõnda, iktidar partisiyle ana mu- halefet partisi liderlerinin referandum için çõktõklarõ meydanlarda “atışma- cı âşıklar” gibi birbirlerine laf yetiş- tirdiklerini söyledi. Halis, Başbakan Erdoğan’õn Dersim katliamõna yöne- lik sözlerini ise şöyle değerlendirdi: “Sayın Erdoğan, ‘O zamanõn cumhurbaşkanõ İsmet İnönü’nün emriyle Dersim bombalandõ, bel- gelerle konuşuyorum’ diyor. Baş- bakan o zamanın cumhurbaşka- nının Atatürk olduğunu bilmiyor mu? Dersim 1937-38 yıkımında Cumhurbaşkanı Atatürk’tü. Baş- bakanlar sırasıyla İsmet İnönü ve Celal Bayar’dı. Sayın Kılıçdaroğ- lu da ‘Ben o zaman daha doğma- mõştõm’ sözleriyle Dersim katlia- mını meşru gören zihniyetini bir daha açığa vuruyor. Sayın Baş- bakan, dün Dersim’de yaşananlar bugün sizin AKP iktidarınızda da yaşanıyor. Bir başbakanın ‘Dersim’i CHP bombaladõ’ demesi, devlet adına tarihi bir katliamın itirafı ve kabulüdür. Ancak Baş- bakan samimi değildir.” ‘Boykota katılım yüksek’ Referandum sonuçlarõna ilişkin ga- zetecilerin sorusu üzerine Halis, bir tahmin yapmanõn zor olduğunu belir- terek “Bölgemizde boykotun ciddi bir orana varacağına inanıyoruz. Çünkü, boykotun gerekçelerini hal- kın anlayabileceği bir şekilde anla- tıyoruz. ” diye konuştu. Halis, bir baş- ka soru üzerine de “Bugüne kadar çe- şitli alanlarda, mitinglerde boykot çalışmalarımızı devam ettirdik ve et- tiriyoruz. Bugüne kadar bizim boy- kottan vazgeçip, ‘evet’ ya da ‘hayõr’ noktasında bir karar vermemiz için devletten, hükümetten hiçbir ema- re olmadı” diye konuştu. PKK’nin eylemsizlik kararõna devletin vereceği yanõtõn referan- duma ilişkin boykot kararlarõnõ et- kileyip etkilemeyeceğine yönelik bir soruya ise Halis, “Hayır, biz re- ferandumda boykot kararını bir çatışma veya çatışmasızlığa göre almadık. Ateşkes konusundaki gelişmeler çerçevesinde bir deği- şikliğin olacağını kimse bekleme- melidir. Bu ateşkesin de devlet ve hükümet tarafından değerlendi- rilmesi gerekiyor. Bu fırsat kaçı- rılmamalıdır diye düşünüyoruz.” Boykottan vazgeçmeleri için bir neden olmadõğõnõ belirten BDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, “Biz referandumda boykot kararõnõ bir çatõşma veya çatõşmasõzlõğa göre almadõk. Bu ateşkesin de devlet ve hükümet tarafõndan değerlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu. HSYK 1274 ATAMAYI YAPTI Atamalar için kritik süreç başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK), adli yargõya mensup 1274 hâkim ve savcõnõn atamasõyla ilgili kararnameyi tamamladõ. Ku- rulda özellikle İstanbul’daki özel yetkili sav- cõlar ile Ankara başsavcõsõnõn atanmasõ konu- sunda tartõşmalar yaşandõğõ öğrenildi. HSYK Başkanõ Kadir Özbek, unvansõz 1274 hâkim ve savcõnõn atamalarõna ilişkin açõklamayõ HSYK’nin internet sitesinde ya- yõmlayacaklarõnõ belirtti. Bir gazetecinin “Ka- rarname bir bütün olarak çıkacak demişti- niz, neden kısmen çıktı” yönündeki sorusuna Özbek, “Kararnamede asıl olan bütün ola- rak çıkması, ancak tamamlanan kısımların bulunduğumuz mevsim ve uzun süreden beri bekleniyor olması nedeniyle arkadaş- larımıza yönelik mağduriyete sebebiyet ve- rilmemesi amacıyla tamamlanan kısımları yayımlamayı uygun gördük. Yarından (bu- gün) itibaren de kalan kısmı görüşeceğiz” diye konuştu. Özbek, unvanlõ hâkim ve savcõ- larõn atamasõna ilişkin anlaşmazlõk olup olma- dõğõnõn sorulmasõ üzerine, “Asıl olan anlaş- mazlık olmamasıydı. Olmamasına da gay- ret ediyoruz” yanõtõnõ verdi. Böyle bir anlaş- mazlõğõn olup olmadõğõ sorusuna ise Özbek, bir anlaşmazlõğõn olmadõğõnõ ifade etti. Öz- bek, devam eden bir çalõşma olmasõ nedeniyle içeriğie ilişkin bilgi veremeyeceğini ifade etti. Hacı Bektaşı Veli anma törenlerine katılan Devlet Bakanı Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Günay ve Ulaştırma Bakanı Yıldırım’ı protesto eden yurttaşları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sakinleştirdi. (Fotoğraf: AA) ? Hacıbektaş’tan izlenimler CHP liderine sevgi gösterisi MİYASE İLKNUR HACIBEKTAŞ - 47. Ha- cõbektaş törenlerine, AKP’li bakanlarõ protesto ve CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç- daroğlu’na yönelik sevgi gösterileri damgasõnõ vurdu. Deniz Baykal’õn 7 yõl süre- since katõlmadõğõ ve genel baş- kan katõlmadõğõ için CHP mil- letvekillerinin de gelmeye çe- kindiği Hacõbektaş anma tö- renlerine bu yõl CHP Genel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğ- lu’nun katõlmasõyla küskünlük sona erdi. 7 yõldan beri CHP otobüsünü özlemle bekleyen on binlerce Alevi, meydana tüm toplantõlarõnda olduğu gi- bi tam zamanõnda gelen Ke- mal Kõlõçdaroğlu’nu görünce adeta kendinden geçti. “Baş- bakan Kemal” sloganlarõyla karşõlanan Kõlõçdaroğlu, zama- nõnda gelmenin cezasõnõ da çekti. Yaklaşõk bir saat bakan- larõn gelmesini ve doğal olarak törenlerin başlamasõnõ bekle- mek zorunda kaldõ. Bayrakları kim verdi? Devlet Bakanõ Faruk Çelik, Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay ve Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldırım mey- dana girerken õslõklar ve yuh sesleri yükseldi. Bu duruma üzülen Kõlõçdaroğlu ayağa kal- karak “Ne olur yapmayın, çok ayıp” diyerek protestocu- larõ susturmaya çalõştõ. Faruk Çelik’in konuşmasõ sõrasõnda da protestolar dinme- yince Kõlõçdaroğlu, ilçe başka- nõ ve il yöneticilerini yanõna çağõrdõ. “Bu protestocular bi- zim partiden mi yoksa” diye sordu. Parti yöneticilerinin “Hayır efendim bizimle ilgisi yok” demesi üzerine Kõlõçda- roğlu, bu kez “O zaman CHP bayraklarını kim verdi bun- lara” diye çõkõştõ. Kültür Bakanõ Günay’õn Devlet Bakanõ Çelik’e kürsüye çõkmadan önce taktikler verdi- ği dikkat çekti. Çelik konuş- masõ sõrasõnda protestoculara, “Biz buraya siyaset için gel- medik. Sizin bu tavrınızdan genel başkanınız Kılıçdaroğ- lu rahatsız oldu. Dinleyin de öyle tepki gösterin bari. Din- lemeden tepki göstermek doğru değil” diye seslendi. Alkış rekoru kırdı Kõlõçdaroğlu ise siyasi me- sajlar içermeyen konuşmasõn- da, Hacõbektaş’õn hümanizma- sõndan ve aydõnlanmacõ dü- şüncesinden örnekler verirken protestoculara hitaben de, “Farklı düşünceler zengin- liktir. Farklı düşüncelere saygı göstermek ve hoş gör- mek Hacıbektaş felsefesinin bir gereğidir” dedi. Kõlõçda- roğlu kürsüye çağrõlõrken bir rekoru da kõrdõ. Bugüne kadar o kürsüye çõkan hiçbir konuş- macõ ve lider bu kadar alkõş ve tezahürat eşliğinde konuşma- mõştõ. Bir tek yõllar önce töre- ne katõlan dönemin Cumhur- başkanõ Ahmet Necdet Sezer buna yakõn bir ilgi görmüştü. Ahmet Necdet Sezer bu yõl da gönderdiği mesaj nedeniyle coşkuyla alkõşlandõ. Barış ödülü Şener’e Bu yõlki Hacõbektaş Dost- luk ve Barõş Ödülü Cemal Şener’e verildi. Şener ödülü- nü aldõktan sonra yaptõğõ ko- nuşmada, “Bu ödülün bu yıl bana verilmesini çok an- lamlı buluyorum. Zira İlhan ve Turan Selçuk’un ebedi is- tirahatgâhı olarak Hacıbek- taş’ı seçtiği bu yılda bu ödülün bana verilmesi çok anlamlıdır” dedi. ANTALYA’DA GARİP UYGULAMA İlan dağıtan CHP’li kadınlar gözaltında ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Antalya’nõn Gürsu Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Bulvarõ üzerinde bulunan bir site bahçesinde iki kadõnõn üzerinde ‘Hayır’ yazõlõ el ilanõ dağõttõğõ ihbarõnõ alan polis hemen olay yerine gitti. El ilanõ taşõ- yan kadõnlar ifadeleri alõnmak üzere Fatih Polis Merkez Amirliği’ne götürülürken, savcõlõk tali- matõyla gözaltõna alõnmalarõ istendi. Önce doktor kontrolünden geçirilen kadõnlardan Ayşe Kaba- sakal’õn CHP Konyaaltõ İlçe Kadõn Kollarõ Baş- kanõ, Yüksel Doy’un ise yönetim kurulu üyesi olduğu ortaya çõktõ. Olayõn ardõndan polis mer- kezine giden CHP İl Başkanõ Özer Ülken, “Ke- sinlikle yasadışı bir ilan asma, yapıştırma söz konusu değil. Parti üyesi arkadaşlarımız bir site içerisinde polis tarafından gözaltına alınıp karakola getirilmişler. El ilanları ise il teşkila- tımız tarafından bastırılan, üzerinde ‘12 Ey- lül’ü yaşatan AKP’ye hayõr, Referanduma Hayõr’ yazılı ilanlarla birlikte hem de bir site bahçe- sinde gözaltına alınmışlardır. Bu bir siyasi baskıdır. Şu an arkadaşlarımız karakolda ve gözaltında” diye konuştu. Gözaltõndaki CHP’li kadõnlar, dün geceyi nezarette geçirirken, bugün Antalya Adliyesi’ne çõkarõlacaklarõ belirtildi. Zonguldak Kapalı Cezaevi’nde gasp hü- kümlüsü olarak yatan Kudret K. (15) ceza- evinin basketbol potasına asılı halde ölü bu- lundu. İntihar ettiği iddia edilen Kudret K’nin annesi Yeter K, cezaevinde görüştü- ğünde oğlunun gardiyanlardan şikâyet etti- ğini ileri sürdü. Yeter K. “Çocuğumu dövü- yormuş. ‘Benim yaşımı büyüt, başka koğuşa aldır beni’ dedi. Sorumlulardan şikâyetçiyim, hakkımızı arayacağız” diye konuştu. Olayın duyulmasının ardından, Kudret K’nin ya- kınlarının da aralarında bulunduğu bir grup yurttaş, kentin en işlek caddesini trafiğe ka- patarak valiliğe yürüdü. Polisin, adliyeye yürümesini de engellediği grup, ölen mah- kûmun yakınlarından 3 kişinin Vali Erdal Ata ile görüşmesine izin verilince dağıldı. Zon- guldak Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Öz- bakır, Kudret K’nin koğuşta birlikte kaldı- ğı 6 çocuk mahkûmdan 2’sinin uzaktan ak- rabası olduğunu belirterek, “Çocuğu sabah bahçede potaya asılı olarak kendileri bulmuş. Hatta kendisi ip aldırmış kantinden. Olay ti- pik bir intihar vakasıdır” dedi. Cezaevinde kuşkulu ölüm Fotoğraf:AA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear