Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
söylememeyi yeğlediği, kafasının arkasında
sakladığı kimi görüşler olduğunu sürekli
vurguladık.
Son bir iki gündür yaptığı açıklamalar gizlediği
kimi ilkeleri dışavuruyor.
Önce ilim dünyasına katkıda bulunan, bir devrim
niteliğindeki yeni görüşünden söz açalım.
Sigara ile mücadele ödülü alırken içkiye, alkole
dair şunları söylüyor: “Bu alkol meyvelerden filan
elde edilmiyor mu? Üzümde de var mı? Var. Diğer
meyvelerde belli oranda da var. Onları ye.”
Onları ye ve alkol almışçasına keyiflen. Sarhoş
ol, karını bir güzel döv, kulağını ısır, sonra bıçakla!
Ama sıcak başına vurdu diyemiyorum.
Korkarım. O bir Başbakan.
Gazetelerden haberi okuyunca eşimi aradım.
Bol miktar üzüm al, dedim. “Bu gece felekten bir
gece çalmak istiyorum.”
Eşim telefonu yüzüme kapattı.
Oysa eşim kızar, sinirlenirse söylediklerime;
“Bak” diyecektim: “Haddini bil. Başbakan açıkladı.
Üzümle sarhoş olma keyfime karşı çıkamazsın”.
Ben eşimi tanırım. Bizdeki Emine Kaplan imzalı
haberi okumuştur. Bana açılımı anlattığı toplantıda
kadınların RTE’nin yüzüne söylediklerini
yineleyecek:
Başbakan’la hedeflerimiz aynı mı? Kadın-erkek
eşitliğini savunuyoruz. Kadın kuruluşları kadın-
erkek eşitliği üzerine çözüm üretiyor. Ama Bay
RTE’den bunu duymuyoruz. Durmadan kadının
fırsat eşitliğinden söz ediyor. Kadınları sadece
“annelik” özelliği nedeniyle anıyor..
Kadınların çıkışlarına RTE sinirlenmedi.
Üstelik sakladığı görüşleri açıklama fırsatını
yakaladığı için sevinmiş olmalı.
Toplantıdaki bir cümlesi öyle bir cümleydi ki,
gerçek RTE’yi ortaya çıkarıyor.
Bay Başbakan; “Bir kere ben kadın-erkek
eşitliğine inanmıyorum” diyor.
Neden eşit değillermiş? Aslında her alanda eşit
olamayacaklarını düşünüyor ama orada, kadınlar
huzurunda gerçek görüşünü örterek söylemeyi
yeğliyor: “Farklı doğarlar, farklı görevleri vardır.”
Böylece üstü kapalı biçimde kadını çocuk
üreten bir araç, daha başka bir deyişle evde seks
aracı gibi gördüğünü açıklıyor.
Çağdaşlığa koşan bir ülkenin başbakanı. İslam
dininden kaynaklanan bir görüşle kadın-erkek
eşitliğini vücut yapılarındaki farklılığa bağlıyor.
Kadının düşünen, yaratan, yöneten her insan gibi
erkekle eşit olduğunu kabul etmeyen bir zihniyetin
sahibi olduğunu kanıtlıyor...
Kadının başını türbanla örten, toplantılarda, kent
parklarında haremlik ve selamlık düzeni
uygulayan, eşlerini sosyal, toplumsal
devinimlerden uzak tutan bir kafadan, kadını
erkekle eşit gören, kadın erkek eşitliğini bir hak
olarak tanıyan çağdaş bir anlayış zaten
beklenmezdi.
Kadın kuruluşları AKP iktidara geldiğinden beri
kadın haklarını, kadın-erkek eşitliğini sağlamaya
savaş veriyorlar..
Ama hâlâ kadın haklarına ilişkin gelişmeler
yetersiz. Kadınların işgücü piyasasına katılımları
yetersiz. Cinsiyet temelinde ayrımcılık devam
ediyor. Avrupa Sosyal Şartı’nın ilgili maddeleri
Türkiye Cumhuriyeti’nde onaylanmış değil.
Bir süre önce İslam dünyasına “kadın reformu”
yapmaları çağrısında bulunan Başbakan; “Çağdaş
Türk Kadınını” yeniden tanımladı.
İslam Konferansı Örgütü’ne yaptığı öneride:
“Çağdaş Türk Kadını” yerine “Müslüman Türk
kadını” tanımını kullandı.
Bu ifade kadına bakışını açıklamıyor mu?
RTE’yi tanımaya yeterli değil mi?
SAYFA 21 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Temmuz
Oslo Y 24
Helsinki Y 22
StockholmPB 28
Londra Y 20
AmsterdamPB 23
Brüksel PB 24
Paris PB 24
Bonn PB 29
Münih PB 33
Berlin PB 29
Budapeşte Y 27
Madrid B 31
Viyana PB 31
Belgrad Y 27
Sofya Y 26
Roma Y 28
Atina B 29
Zürih PB 29
Moskova B 30
Aşkabat A 29
Taşkent Y 26
Bakû B 33
Bişkek Y 25
Tiflis Y 33
Kahire B 34
Şam B 34
İstanbul Y 30
Edirne Y 31
Kocaeli Y 30
Çanakkale PB 31
İzmir B 34
Manisa B 36
Denizli B 35
Zonguldak Y 26
Sinop PB 29
Samsun PB 29
Trabzon Y 28
Giresun Y 28
Ankara PB 33
Eskişehir PB 29
Konya B 33
Sivas B 29
Antalya B 35
Adana B 35
Mersin B 33
Diyarbakır B 41
Şanlıurfa B 42
Mardin B 36
Siirt B 39
Hakkâri PB 35
Van PB 28
Kars Y 27
Ülkemizin kuzey
kesimleri parçalı
ve çok bulutlu,
Marmara, Batı Ka-
r a d e n i z , D o ğ u
Anadolu’nun ku-
zeyi, Doğu Kara-
deniz ve ile Anka-
ra ve Çankırı çev-
releri sağanak ve
gök gürültülü sa-
ğanak yağışlı ge-
çecek. Yağışların,
Rize ve Hopa çev-
relerinde kuvvetli
olması bekleniyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu’nun Kazakistan’da
yapılan AGİT toplantısı sırasında
bir araya geldiği Almanya
Dışişleri Bakanı Guido
Westerwelle’den PKK ile
mücadelede daha etkin işbirliği
isterken, Hamas’la bağlantılı
olduğu gerekçesiyle ‘Uluslarası
İnsani Yardım Örgütü’nün (IHH)
Almanya’da yasaklanması
kararına yönelik eleştirileri
üzerinde durulması gereken bir
konu.
Geziye beraberinde
götürdüğü meslektaşlarımızın
haberlerine göre, Davutoğlu
“Gazze’ye yardım yaptığı için
IHH’yi yasaklayan Almanya’nın
PKK’ye yardım yapan kuruluşlar
konusundaki sessizliğini
anlamak mümkün değil. IHH
konusunda bir mahkeme kararı
da yok. PKK konusunda sessiz
kalınmasını anlamak mümkün
değildir. İnfialimizi Almanya
Dışişleri Bakanı’na ilettim”
ifadelerini kullanıyor. Bildiğimiz
kadarıyla Davutoğlu,
Almanya’nın IHH ve PKK’ye
yönelik tutumlarına ilişkin
karşılaştırmasını ve tepkisini
Westerwelle’den önce
İstanbul’da görüştüğü AB
Dışişleri Yüksek Temsilcisi
Catherine Ashton’a da
iletmişti.
Dışişleri Bakanı’nın Avrupa
ülkelerini PKK ile mücadelede
gösterdikleri zaafiyet
konusunda sıkıştırmasına bir
itirazımız yok. Biz de değişik
ortamlarda bir araya geldiğimiz
Avrupalı gazeteci ve
diplomatlara Türk toplumunda
bu konudaki hassasiyeti
anlatmaya çalışıyoruz. Ancak
Davutoğlu’nun bunu yaparken
Avrupa ülkelerindeki İslami
kuruluşların ‘bağış’ adı altında
topladıkları paralara ilişkin illegal
bağlantıların sorgulandığı
kararları tartışmaya açmasının
doğru bir tavır olmadığı
kanaatindeyiz.
Davutoğlu, Almanya’daki IHH
kararının “Gazze’ye yardım
yaptıkları” gerekçesiyle alındığını
belirtiyor. Orada açıkça
söylemese de Davutoğlu’nun
Almanya’nın bu kararı “İsrail’e
yaranmak” için aldığını
düşünüyor olması da çok
muhtemel. Ancak Almanya’nın
IHH’yi yasaklayan kararını şu
unsurlarla birlikte
değerlendirmekte yarar var:
1. AKP hükümeti öyle
görmese bile Almanya diğer AB
ülkeleri gibi Hamas’ı ‘terör
örgütü’ olarak kabul ediyor.
Baskınlar sonrasında yapılan
resmi açıklamada da IHH
tarafından toplanan yardımların
Hamas ile ilişkili derneklere
gönderildiği ve bu nedenle
yardımların şiddet ve terör
yanlısı Hamas’a bilinçli destek
anlamı taşıdığı vurgulanıyor.
Almanya bunu anayasası ve
yasalarına aykırı buluyor.
2. Almanya’nın IHH’nin
faaliyetlerini mercek altına
alması son gelişmeler ve Mavi
Marmara baskınından çok
öncesine dayanıyor.
3. IHH’ye getirilen yasakla
eşzamanlı bir biçimde
Türkiye’de İslami hareketin
çekirdiği sayılan Milli Görüş
Teşkilatı’nın Almanya’daki
uzantılarına da baskınlar
düzenleniyor.
Mavi Marmara baskını
sonrasında tüm dünyada gözler
filoyu organize eden
Türkiye’deki IHH teşkilatına ve
onun iç ve dış bağlantılarına
çevrilmiş durumda. ‘Türk İHH’si
ile Türk hükümeti arasında
organik bağ olup olmadığı
Atlantik’in iki yakasında da
sorgulanıyor. Bu nedenledir ki
hem Türkiye hem de “Türk
İHH”si Almanya’da geçen hafta
yasaklanan IHH ile aralarında
legal bir bağ olmadığını ısrarla
savunuyor. Hal böyleyken
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun,
duyanlarda ‘kendi tabanına
selam verdiği’ izlenimi
uyandırabilecek bu tür çıkışları,
Hamas’ı terör örgütü listelerinde
bulunduran Avrupalı
müttefiklerimizde tereddüt
yaratabilir. Bu tereddüt de, PKK
ile mücadelede beklediğimiz
adımların atılmasını
kolaylaştırmaz, zorlaştırır.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
Davutoğlu’nun IHH Selamı
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
ÖZDEN BİLGİN KARARI
AİHM’de
Türkiye
‘sabõkalõ’
11 yõl tutuklu kalan Bilgin’le ilgili
AİHM 2007’de verdiği kararda,
Türkiye’nin AİHS’nin “özgürlük ve
güvenlik hakkõ”nõ düzenleyen
maddesini ihlal ettiğine hükmetmişti.
ALİCAN ULUDAĞ
ANKARA - Yargõtay 4. Ceza Dairesi’nin,
9 hâkimi Mehmet Haberal’a tazminat öde-
meye mahkûm etmesiyle ilgili gerekçeli ka-
rarõnda ‘Tutukluluğun devamına ilişkin
karar ile davacının yaşam hakkının tehli-
keye düşürüldüğü’ belirtilirek, ‘Kaçma ve-
ya delillerin karartılması ihtimalinden söz
edilmesi, inandırıcı bulunmamaktadır’
denildi. Kararõn gerekçesinde atõf yapõlan
“Özden Bilgin/Türkiye” davasõnõ Türkiye
kaybetmişti. AİHM, toplam 11 yõl tutuklu
kalan Özden Bilgin’in başvurusu üzerine,
Türkiye’nin Avrupa İnsan Haklarõ Sözleş-
mesi’nin (AİHS) herkesin makul süre içinde
yargõlanma hakkõnõ düzenleyen 5. maddesini
ihlal ettiğine karar vermişti. Özden Bilgin,
17 Eylül 1993’te yasadõşõ silahlõ örgüte üye
olduğu şüphesiyle gözaltõna alõnmõştõ. Dava
kapsamõnda toplam 11 yõl tutuklu kalan Bil-
gin, makul tutukluluk süresinin aşõldõğõ id-
diasõyla konuyu AİHM’ye taşõmõştõ.
AİHM de 14 Haziran 2007 tarihinde ver-
diği kararda, Türkiye’nin AİHS’nin “özgür-
lük ve güvenlik hakkı”nõ düzenleyen 5.
maddesinin 3. paragrafõnõ ihlal ettiğine hük-
metmişti. Ankara, oybirliğiyle Bilgin’e dö-
nemin parasõyla toplam 10 bin Avro tazmi-
nat ödemeye mahkûm edilmişti.
AİHS’nin 5. maddesinin 3. paragrafõnda,
“Bu maddenin 1.c fıkrasında öngörülen
koşullar uyarınca yakalanan veya tutuklu
durumda bulunan herkes hemen bir yar-
gıç veya adli görev yapmaya yasayla yet-
kili kılınmış diğer bir görevli önüne çıka-
rılır; kendisinin makul bir süre içinde
yargılanmaya veya adli kovuşturma sıra-
sında serbest bırakılmaya hakkı vardır.
Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bu-
lunmasını sağlayacak bir teminata bağla-
nabilir” ifadesi yer alõyor.
‘Suçun niteliği ve delillerin
durumu’ basmakalıp
AİHM, davanõn esasõna geçerken, özetle
şu görüşleri kaydetmişti:
? Mahkeme, belli bir davada şüphelinin
yargõlama süresince tutukluluk halinin ma-
kul bir süreyi aşmamasõnõ sağlamanõn ulusal
yargõnõn görevi olduğunu hatõrlatõr. Bu
amaçla masumiyet karinesi ilkesine bağlõ
kalarak, kişisel özgürlüğe saygõ kuralõna uy-
mamayõ haklõ çõkaran gerçek bir kamu yara-
rõ gereğinin mevcudiyetini destekleyen veya
çürüten delilleri incelemeli ve bunlarõ, ser-
best bõrakõlma başvurularõna ilişkin kararla-
rõnda ortaya koymalõdõrlar. Söz konusu ka-
rarlarda belirtilen nedenler ve itirazlarõnda
başvuranlar tarafõndan ortaya konan saptan-
mõş gerçekler temel alõndõğõnda AİHM,
AİHS’nin 5. maddenin 3. paragrafõnõn ihlal
edilip edilmemiş olduğu hususunda bir kara-
ra varmalõdõr.
? (Özden Bilgin’in) toplam tutukluluk sü-
resi yaklaşõk 11 yõldõr. Süre boyunca, her
duruşmanõn sonunda birinci derece mahke-
mesi kendi gerek görmesi veya başvuranõn
talebi üzerine başvuranõn devam eden tutuk-
luluk halini değerlendirmiştir. Ancak dava
dosyasõ içeriğinden mahkemenin başvuranõn
tutukluluk halinin devamõna “suçun niteliği
ve delillerin durumu” gibi değişmeyen,
basmakalõp ifadelerle karar vermiş olduğu
görülmektedir.
? Sonuç olarak genellikle “delillerin du-
rumu” ifadesi, suça işaret eden ciddi gös-
tergelerin varlõğõ ve devamõyla ilgili bir et-
ken olabilmesine rağmen, bu ifade söz ko-
nusu davada, başvuranõn şikâyetçi olduğu
tutukluluk süresini yalnõz başõna haklõ çõ-
karamamaktadõr. Yukarõdaki değerlendir-
meler, başvuranõn tutukluluğu için sunulan
gerekçelerin onu yaklaşõk 11 yõl tutuklu
bulundurmak için “yeterli” ve “yerinde”
olmadõğõna karar vermesi için mahkemece
yeterlidir. Buna göre AİHS’nin 5. madde-
nin 3. paragrafõ ihlal edilmiştir.
Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’ten Avrupa Birliği’ne sert Kõbrõs mesajõ:
FIRAT KOZOK
LEFKOŞA - CHP Genel
Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu
ile birlikte Kõbrõs Barõş Hare-
kâtõ’nõn 36’ncõ yõldönümü tö-
renlerine katõlan Başbakan Yar-
dõmcõsõ Cemil Çiçek Avrupa
Birliği’ne sert mesajlar yolla-
dõ. Çiçek, “Ya Kıbrıs ya AB
diyorlarsa, Türkiye’nin her
zaman tercihi Kıbrıs’tır, Kıb-
rıs olacaktır” dedi.
Çiçek özel uçakla, CHP Ge-
nel Başkanõ Kõlõçdaroğlu da
THY’nin tarifeli uçağõyla 20
Temmuz Barõş ve Özgürlük
Bayramõ’nõn 36. yõldönümü
kutlama törenlerine katõlmak
üzere KKTC’ye geldi. KKTC,
aynõ zamanda Kõlõçdaroğlu’nun
ilk yurtdõşõ gezisi oldu.
KKTC’de yaşayan, ellerinde
Türkiye, KKTC ve CHP bay-
raklarõ taşõyan bir grup Türk va-
tandaşõ, Kõlõçdaroğlu’na ha-
vaalanõ çõkõşõnda sevgi göste-
risinde bulundu. Gruptakiler
“Başbakan Kemal” diye slo-
gan atarken bazõ kadõnlar da zõl-
gõt çekti. Kõlõçdaroğlu, havaa-
lanõnda yaptõğõ açõklamada,
Kõbrõs Türkü’nün geçmişte ya-
şadõklarõnõ ve bugünkü mutlu
günlerini paylaşmak için
KKTC’de olduğunu söyledi.
Bu arada az sayõda Kõbrõs Türk
Hava Yollarõ (KTHY) çalõşanõ
da “Göklerdeki bayrağımızı
indirmeyin” yazõlõ pankart
açarak Kõlõçdaroğlu’ndan des-
tek istedi.
20 Temmuz Barõş ve Özgür-
lük Bayramõ nedeniyle yapõlan
törende konuşan Cemil Çiçek,
KKTC’nin tüm kurum ve ku-
ruluşlarõyla örnek bir demokrasi
sergilediğini söyledi. Kõbrõs so-
rununun çözümü konusunda
Türkiye’nin de KKTC’nin de
elinden gelen çabayõ ortaya
koyduğunu anlatan Çiçek, bu-
na karşõn Rum tarafõnõn duyar-
sõz davrandõğõnõ söyledi. Çiçek,
“Ya Kıbrıs ya AB diyorlarsa,
Türkiye’yi böyle bir çıkmaz
içine sokmaya çalışıyorlarsa
bilsinler ki Türkiye’nin ve
her Türk hükümetinin her
zaman tercihi Kıbrıs’tır, Kıb-
rıs olacaktır. Başta Rum ta-
rafı bütün dünya şunu bilsin,
bu yıl sonuna kadar bir çö-
züm olmazsa herkes kendi
yolunda gitmeye devam ede-
cektir” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanõ Der-
viş Eroğlu da 20 Temmuz Ba-
rõş Harekâtõ’nõn hem Kõbrõslõ
Türkler hem de Türkiye için
önemli bir dönüm noktasõ ol-
duğunu söyledi.
Eroğlu, “Her şeyden önce
Kıbrıs Rum tarafı şunu an-
lamak zorundadır; Kıbrıs so-
rununun bazı unsurları kap-
samlı çözüm müzakerelerin-
den soyutlanarak ve diğer
unsurlardan koparılarak tek
bir halkın lehine olacak şe-
kilde ele alınamaz. Ayrıca
bu ve benzeri konularda Kıb-
rıs Rum tarafının muhatabı
Türkiye değil biziz. Rum ta-
rafı sorunun çözülmesini is-
tiyorsa, Kıbrıs Türk tarafının
iradesini dikkate almayı ve
bizleri de muhatap almayı
öğrenmelidir” diye konuştu.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Yöntem Araştõrma’nõn
“Hükümetin Ortadoğu Politikası” ile il-
gili anketine göre AKP’ye oy vereceklerin
yüzde 8’inin hükümetin Ortadoğu politi-
kasõnõ yanlõş bulduğu, hükümet politikasõ-
nõ “ne doğru, ne yanlış buluyorum” di-
yen yüzde 36 AKP seçmeni ile beraber,
AKP’lilerin yarõya yakõnõnõn bu politika-
larõ onaylamadõğõ ortaya çõktõ.
Yöntem Araştõrma anketinin bazõ bulgu-
larõ şöyle:
? AKP’liler kendilerini daha çok hem
milliyetçi, hem de demok-rat muhafazakâr-
lõğa yakõn görürken; CHP’liler kendini sos-
yal demokratlõğa, MHP’liler ise milliyetçi
muhafazakârlõğa yakõn görmektedirler.
? Milliyetçi muhafazakârlarõn yüzde
26’sõ ile muhafazakâr de-mokratlarõn yüz-
de 18’i hükümetin Ortadoğu politikasõnõ
doğru bulmazken liberal demok-ratlarõn
yüzde 33’ü, sosyal demokratlarõn yüzde
58’i ve sosyalistlerin yüzde 59’u ise yanlõş
buluyor.
? Ankete göre, AKP’ye oy vereceklerin
yüzde 55’i, MHP’ye oy vereceklerin yüzde
16’sõ ve CHP’ye oy vereceklerin ise yüzde
8’i hükümet politikasõnõ doğru buluyor.
Buna karşõn AKP’ye oy vereceklerin yüzde
8’i, MHP’ye oy vereceklerin yüzde 57’si
ve CHP’ye oy vereceklerin yüzde 67’si ise
bu politikalarõ doğru bulmuyor.
AKP’ye ‘Ortadoğu’ şoku
AKP seçmeninin yarõya yakõnõnõn hükümetin politikalarõnõ onaylamadõğõ ortaya çõktõ
ADA’DA YOĞUN PROGRAM - Kutlama etkinliklerinin ardından Türkiye’nin Lefkoşa Büyük-
elçiliği’ni ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Başbakan İrsen Küçük ve Cum-
hurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından kabul edildi. Ardından KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denk-
taş ile görüşen Kılıçdaroğlu, akşamki resepsiyona katıldıktan sonra Türkiye’ye döndü. (Fotoğraf: AA)
Sahte danışman krizi
İstanbul’dan Kılıçdaroğ-
lu’nun bineceği uçakta kendisi-
ne VIP bilet alan bir kişi, uçak
Ercan Havaalanı’na indikten
sonra CHP heyetiyle birlikte
VIP salonuna girdi ve kendini
buradaki görevlilere CHP’nin
Kıbrıs danışmanı olarak tanıt-
tı. Girdiği ortamlarda gazeteci-
danışman rolleri oynayan kişi,
daha sonra Kılıçdaroğlu’nun
koruma müdürü Erdoğan
Gül’ün dikkatini çekti. Yapılan
araştırmayla şüphelinin ne ga-
zeteci ne de danışman olduğu
öğrenildi ve Kılıçdaroğlu’nun
otelinden uzaklaştırıldı.
‘Ecevit isminden uzak dursunlar’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rahşan
Ecevit, DSP’nin Bülent Ecevit’in dedesine ait
evin müze yapõlmasõ için Kültür Bakanlõğõ’na
başvuracağõnõ açõklamasõna tepki gösterdi.
Ecevit, “DSP’yi bugünkü dramatik noktaya
getiren, Ecevit’in hem manevi hem de maddi
mirasõnõ yüzleri kõzarmadan tüketenlerin onun
adõnõ anmaya haklarõ yoktur. Bu kişiler,
Ecevit’e olan borçlarõnõ eğer gerçekten ödemek
istiyorlarsa onun isminden uzak dursun” dedi.
‘Derin çatlaklara vesile olur’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SP Genel
Başkanõ Numan Kurtulmuş, gazetecilerin Er-
bakan ailesinin olağanüstü kongre taleplerini
hatõrlatmasõ üzerine “Bir olağanüstü kongre la-
fõnõn şu aşamada telaffuzu birtakõm derin çat-
laklara vesile olacaktõr” dedi. Kurtulmuş,
“Medyada Başbakan Erdoğan’õn köşke, sizin
de başbakanlõğa geçeceğiniz yönünde bir haber
çõktõ, nasõl değerlendiriyorsunuz” sorusunu da
“Tamamen bir spekülasyon” diye yanõtladõ.
Kızılay’dan ‘kan’ açıklaması
İstanbul Haber Servisi - Türk Kõzõlayõ yetki-
lileri, 19 Temmuz günü yayõmlanan “Hastane-
lerde Kan Sõkõntõsõ” başlõklõ habere ilişkin
açõklama yaptõ. Kõzõlay’õn yõlõn ilk 6 ayõnda
508 bin ünite kan bağõşõ aldõğõ belirtilerek, “İs-
tanbul’da protokol imzalanan hastanelerin kan
ihtiyacõnõn yüzde 72’sine Türk Kõzõlayõ tara-
fõndan cevap verilmiştir. Türk Kõzõlayõ İstan-
bul Bölgesi’nde 28 kan dağõtõm aracõ ile hasta-
nelere taleplerini ulaştõrmaktadõr. Kan buluna-
mamasõ durumu söz konusu değildir” denildi.
Kõbrõs’õ tercih ederiz