Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
26 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
HAYAL ve GERÇEK
KÜRŞAT BAŞAR
Mahkemelerde Sürünmek
Bizde birine kızınca, “Seni mahkemelerde
süründürürüm” denir.
İnsanların haklarını aradığı, eğer haklıysa en
büyük güvencesi olarak görmesi gereken
mahkemeler, bizde “sürünülecek yer” sayılır.
Ama konuşmaya gelince herkes “Türkiye’nin
bir hukuk devleti olduğu”ndan söz eder.
Kendi kendinize sorun. Size göre birinin
mahkemeye gidip mahkûm olması her zaman
onun suçlu olduğunu gösterir mi?
Peki ya bir davadan beraat eden herkesin
gerçekten suçsuz olduğuna inanıyor musunuz?
Türkiye’de adalet de herkese göre farklı
algılanıyor.
İnsanlar müebbet hapis istemiyle
tutuklanıyor, hapse atılıyor, gazetelerde,
televizyonlarda suçlu ilan ediliyor, sonra serbest
bırakılıyor. Ama yine de birilerine göre suçlu
olmaya devam ediyor.
Ya da tam tersi, bir suçtan mahkûm oluyor
ama yine birilerine göre haksızlığa uğramış,
komploya kurban gitmiş oluyor.
Devletin en üst düzeyinde yargıya sürekli bir
eleştiri var.
Herkes hukuku başka türlü okuyor, başka
türlü yorumluyor.
Yargıçlar dinleniyor, savcılar görevden
alınıyor, başsavcılar tutuklanıyor. Belli ki şu an
görevdekiler fazla konuşmasa da yargıda büyük
bir savaş yaşanıyor.
Hükümet kendi cezalandırmak istediği
insanlarla ilgili davalarda yapılan hukuk
dışılıkları görmezden geliyor ama istemediği
kararlar çıktığı zaman yargıya söylemediğini
bırakmıyor.
Başbakan açıkça, “yargıya güvenmediği”ni
söylüyor.
Yargı reformu ve demokratikleşme sözü
dillerden düşmüyor ama “özel yetkili”
mahkemeler kaldırılmıyor.
Dava dosyalarının gizliliği tüm yasalara karşın
sağlanamıyor. Kişilik hakları ayaklar altında.
Bütün hukukçular, gözaltıların, tutuklamaların
yargı sürecinde çok nadir kullanılacak önlemler
olduğunu söyleyip durmasına karşın mahkeme
kararı bile olmadan bu işlemler
gerçekleştirilebiliyor.
Bazen tutuklamalar yapılmadan önce haber
oluyor!
Zamanı, yeri, kapsamı belirsiz dinlemeler
yapılması için mahkeme kararları verildiği
ortaya çıkıyor.
Böyle bir ülkede hangi mahkeme kararının
gerçekten bir anlamı kalır?
Bu ülkede, “mahkemelerde süründürme”
anlayışı ortadan kalkmadıkça, mahkemeler
gerçekten de insanların haklarını aradığı,
güçsüzün güçlüye, masumun suçluya karşı
sığındığı yer olmadıkça, tüm yurttaşlar makamı,
serveti, kökeni, rütbesi ne olursa olsun orada
eşit olduğunu bilmedikçe geri kalan hiçbir şeyi
konuşmanın anlamı kalmaz.
kursatbasar63@gmail.com
Türkiye’de zamanaşõmõna uğrayan Jetpa davasõnõn mağduru 21 Haziran’da başvurusunu yaptõ
Jet Fadõl AİHM’lik olduAYKUT KÜÇÜKKAYA
Yargõtay’õn kamuoyunda “Jet
Fadıl” olarak olarak bilinen Jetpa
Holding Yönetim Kurulu Başka-
nõ Fadıl Akgündüz’ün temyize
götürülen “nitelikli dolandırıcılık
suçunun zamanaşımı nedeniyle
ortadan kaldırılması” kararõnõ
onamasõ üzerine Jetpa mağduru
Avrupa İnsan Haklarõ Mahkeme-
si’ne (AİHM) başvurdu. Latif Yıl-
maz avukatõ Acun Papakçı ara-
cõlõğõyla yaptõğõ “21 Haziran
2010” tarihli başvurusunda, “Av-
rupa İnsan Hakları Sözleşmesi
(AİHS) madde 6 ile korunan
adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğinin” tespitini talep etti.
1962 Horasan doğumlu Al-
manya Bremen’de oturan Latif
Yõlmaz adlõ Jetpa mağdurunun
avukatõ Papakçõ başvuru dilekçe-
sinde Bakõrköy’de görülen ve za-
manaşõmõna uğrayan Jetpa dava-
sõnõn 8 yõllõk sürecini özetledi. Pa-
pakçõ şunlarõ kaydetti:
“Jetpa Holding Yönetim Ku-
rulu Başkanı Memet Fadıl Ak-
gündüz yurtdışında yaşayan bin-
lerce insandan kendi kontrolün-
de bulunan; Almanya’da Jetpa
International Marketing and
Trading GmbH (Jetpa GmbH),
İsviçre’de Jetpa International
Marketing and Trading AG (Jet-
pa AG) şirketlerini kurarak ve bu
şirketlerin adlarını kullanarak
para toplamıştır. Daha sonra bu
şirketlerin içi boşaltılarak iflas et-
tirilmişlerdir. Akgündüz hak-
kında nitelikli dolandırıcılık su-
çunu işlediği gerekçesi ile 2002 yı-
lında iddianame hazırlanarak
Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahke-
mesi’nde E. 2002/614 sayılı dava
açılmıştır. Yerel mahkeme yapı-
lan yargılama sonucunda, sanığın
yurtdışındaki şirketlerini para-
van olarak kullanıp Türkiye’de-
ki Jetpa Holding’e ve şahsi he-
saplarına para aktardığı gerek-
çesiyle nitelikli dolandırıcılık su-
çunu işlediğine karar vererek
hapis ve para cezasına hükmet-
miştir. Dosyanın Yargıtay nez-
dinde yapılan incelemesi ise ba-
zı müdahale talepleri hakkında
bir karar verilmediği gerekçe
gösterilerek yerel mahkemeye
geri gönderilmiştir. Bakırköy 8.
Ağır Ceza Mahkemesi Yargı-
tay’ın bozma kararına uymuş
ve dosyanın zamanaşımı nedeni
ile ortadan kaldırılmasına ka-
rar vermiştir. Yargılama uzatı-
larak dosyanın zamanaşımına
uğraması için bir bakıma ne ge-
rekiyorsa yapılmıştır.”
AİHM’in yerleşik kararlarõ uya-
rõnca adil yargõlama hakkõnõn sõ-
nõrõ kabul edilen 7 yõlõn çoktan
aşõldõğõna dikkati çeken Papak-
çõ’nõn başvurusunda, “Mahke-
menin AİHS’nin ihlal edildiği-
ne karar vermesi durumunda
Latif Yılmaz’ın doğan tüm mad-
di ve manevi zararlarının Tür-
kiye Cumhuriyeti devleti tara-
fından ödenmesine karar ver-
mesini talep ediyoruz” denildi.
‘İFLAS EDEN ŞİRKETİ GENEL KURULA ÇAĞIRDI’
Hukukçu Papakçõ AİHM’ye
yaptõğõ başvuruda önemli bir
ayrõntõyõ aktardõ: “Almanya’da
kurulu Jetpa GmbH şirketi Jetpa
Holding’in ortağı olup; Frankfurt
am Main Asliye Mahkemesi’nin
72 HRB 44922 sayılı dosyası
üzerinden göndermiş olduğu
02.02.2008 tarihli yazısında
belirtildiği üzere FGG
(Çekişmesiz Yargı İşleri Kanunu)
141/a maddesi uyarınca bu
şirketin ticaret sicilinden kaydı
silinmiştir. (EK6) Jetpa AG
hakkında da 2001 yılında
Liechtenstein’da iflas davası
açılmış ve şirketin malvarlığının
olmadığına 2007 yılında karar
verilerek kaydı ticaret sicilinden
silinmiştir. (EK7) Bu şirketlerin
olmadığına ve kullanılmaları
suretiyle nitelikli dolandırıcılık
faaliyetlerinin devam ettirildiğine
temyiz dilekçemizde ve beyan
dilekçemizde yer verilmiş
olmasına rağmen dava
zamanaşımı nedeniyle ortadan
kaldırılmıştır. Akgündüz’ün, tek
yetkili olarak yönettiği Jetpa
GmbH ve Jetpa AG şirketlerinin
iflas ettiğini bilmemesi mümkün
değildir. Buna rağmen Akgündüz
tarafından her iki şirkete de
Jetpa Holding’in 31.07.2009
tarihli genel kurullarına
katılmaları için davet mektubu
gönderilmiştir. Dolayısıyla varlığı
o tarihte son bulmuş olan bir
kişiye mektup gönderilmiş ve
sanki iflasa dair bu konudan hiç
haberdar değilmiş gibi genel
kurul toplantıları yapılmıştır.
Her iki toplantıya ve ardında
gizlenen amaca Türk
mahkemeleri bilerek kayıtsız
kalmıştır.”
HİLAL KÖSE
İstanbul 9. Ağõr Ceza Mahkemesi yargõcõ Yıl-
maz Alp, Balyoz soruşturmasõnda verdiği tahli-
ye kararõnõn arkasõnda olduğunu belirterek, “Tu-
tuklama kararları gerekçeli olmak zorunda.
Tutuklama bir tedbirdir. Benim hukuk görü-
şüm o yönde. Birilerinin tahliye edilmiş olma-
sı o kişilerin ceza almayacağı anlamına gelmi-
yor. Mahkemeler cezaları infazla görevli ku-
rumlar değildir. Cezaları infaz edecek merci-
ler kolluk kuvvetleri ve cumhuriyet savcılıkla-
rıdır” diye konuştu.
Alp, bazõ gazetelerde “yasadışı örgüt üyesi
olduğu” yönünde “molotofçu hâkim,
DHKP/C’li hâkim” başlõğõyla verilen haberlere
ilişkin açõklama yaptõ. Alp, 1991’de katõlmadõğõ
bir öğrenci eylemi nedeniyle orada bulunduğu
için gözaltõna alõndõğõnõ, 7 günlük gözaltõndan
sonra Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nca serbest bõrakõldõğõnõ belirtti. Mahkemeye
dahi sevk edilmediğini söyleyen Alp, CMUK’nin
163. maddesi gereğince verilen 26 Şubat 1991 ta-
rihli takipsizlik kararõnõ gazetecilere okudu. Ka-
rarda, “Yılmaz Alp’in yasadışı illegal örgütlerle
ilgisi tespit edilememiş, o tarihe kadar da ka-
yıtlara geçirilmiş herhangi bir eylemi de gö-
rülmemiştir” dendiğine dikkat çekti.
Emniyet hakkında suç duyurusu
Hakkõndaki bilgi formunun emniyet müdürlü-
ğünde yasaya aykõrõ olarak tutulduğunu kayde-
den Alp, ilgililer hakkõnda Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunduğunu
kaydetti. Hakkõndaki haberlere ilişkin de suç du-
yurusunda bulunacağõnõ ifade eden Alp, “Sonu-
na kadar hukuki haklarımı takip edeceğim.
Ben hukukçuyum, hâkimim. Kendi haklarımı
koruyamazsam benden hiç kimse başkaları-
nın haklarını korumamı bekleyemez” dedi.
Alp, DHKP/C davasõnda beraat istemesinin de
basõna konu olduğuna değinerek, dosyanõn Yar-
gõtay’da temyiz aşamasõnda olduğunu belirtti.
Balyoz tahliyelerinde usule uymadõğõ yönün-
deki iddialara da yanõt veren Alp, Adalet Komis-
yonu Başkanlõğõ’nõn yazõsõna göre, bir yargõcõn
nöbeti içinde gelen taleplere, nöbet süresi bitse
dahi o yargõcõn bakacağõnõ kaydetti. Emekli Al-
bay Ali Rıza Sözen’in tahliye talebinin kendi
nöbetine denk geldiğini ifade eden Alp, “Daha
önce heyetlerin tahliye taleplerini reddetmesi
beni bağlayan bir husus değildir. Çünkü ben
yaptığım görevle bağımsızım. Kanunlar doğ-
rultusunda bu kararımı verdim. Vicdani an-
lamda herhangi bir rahatsızlığım da yok” de-
di. Alp, bir soru üzerine “Bu kararla okların
bana döneceğini elbette düşündüm” dedi.
Mahkeme ceza infaz etmez
AİHM’in, tutuklamalardan dolayõ Türkiye’yi
birçok tazminata mahkûm ettiğini ifade eden
Alp, “Tutuklama kararları gerekçeli olmak
zorunda. Ben kararımda AİHM Ilijkov kara-
rını örnek verdim” diye konuştu. Balyoz şüphe-
lilerin 1 Nisan’da tahliye edildikten sonra üç beş
gün içerisinde valizleriyle gelip teslim olduklarõ-
na dikkat çeken Alp, “Bu kaçma şüphelerinin
olmadığının göstergesiydi. Tamamen serbest
bırakmayı uygun bulmadım. Yurtdışına çıkış
yasağı tedbirini uyguladım” dedi.
YARGIÇ ALP İDDİALARI YANITLADI
‘Tutuklama
kararlarõ
gerekçeli
olmalõ’
Yağışlı hava sürecek
Meteoroloji yetkilileri Karadeniz bölgesinde etkili yağõşlar beklendiğini ifade
ederken, serin hava ve yağmurun salõ gününe dek etkili olacağõnõ belirtti
İSTANBUL - KOCAELİ (Cumhuriyet)
- Yurt genelinde etkili olan yağõşlarõn hafta ba-
şõna kadar etkili olacağõ bildirildi. Bugün Mar-
mara’nõn doğusu, İç Ege, Göller Yöresi, Do-
ğu Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu
ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri sağanak ve
gök gürültülü sağanak, diğer bölgeler ise az
bulutlu olacak. Yağõşlarõn, Sinop, Kastamo-
nu, Çorum, Amasya, Samsun, Ordu, Tokat,
Giresun, Trabzon, Rize, Artvin ve Yozgat çev-
relerinde ise kuvvetli olmasõ bekleniyor. İs-
tanbul’da da hafta başõndan bu yana etkisini
sürdüren serin hava ve yağmur, salõ gününe
kadar etkisini sürdürecek.
Hafta başõndan bu yana İstanbul’da etkili
olan sağanak nedeniyle kent genelinde hava
sõcaklõklarõ mevsim normallerinin altõnda
seyrediyor. Dün aralõklarla süren yağõşlar
nedeniyle kentte ölçülen en düşük sõcaklõk 17
dereceye kadar indi. Devlet Meteoroloji İşleri
Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre İstan-
bul’da bugün gök gürültülü sağanak beklen-
tisi var. Kentte görülecek en düşük sõcaklõk 19
en yüksek sõcaklõğõn ise 26 derece olmasõ bek-
leniyor. Yarõn da gök gürültülü sağanağõn gö-
rüleceği İstanbul’da sõcaklõk değerlerinde
önemli bir değişiklik olmayacak. Kõzõlay, İs-
tanbul’da geçen çarşamba günü etkili olan sa-
ğanak sonrasõ su baskõnlarõnõn yaşandõğõ
Tuzla’da mağdur yurttaşlara yardõm için böl-
geye araç ve personel sevk etti. Tespitlerin ar-
dõndan bölgeye battaniye, yatak, kampet ve
mobil yemek servisi gönderildi.
Selde kaybolan ceset bulundu
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde meydana ge-
len sel felaketinde kaybolan Esin Do-
ğan’õn cesedi Darõca’da denizde bulundu.
Darõca Yalõ Mahallesi’nde kõyõdan yakla-
şõk 200 metre açõkta denizde ceset gören ba-
lõkçõlar, polis ekiplerine haber verdi.
Olay yerine giden polis ekipleri ile sa-
hil güvenlik ekipleri, cesedi denizden çõ-
kardõ. Çayõrova İlçe Emniyet Müdürlüğü
ekiplerinin yaptõklarõ incelemede cesedin,
önceki selde kaybolan Doğan’a ait oldu-
ğunu belirledi.
Doğan’õn cesedi, otopsi yapõlmak üze-
re Darõca Farabi Devlet Hastanesi’ne kal-
dõrõldõ. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitü-
sü Merkez Yerleşkesi’nden geçen Sazlõk
Deresi’nin denize döküldüğü alanda, Öz-
gür Doğan’õn cesedi bulunmuş, eşi Esin
Doğan ise kaybolmuştu.
YÖK Yürütme Kurulu
üyesi Prof. Dr. Muhit-
tin Şimşek Gebze Yük-
sek Teknoloji Enstitü-
sünü ziyaret etti. Sel fe-
laketinde kaybolan Do-
ğan’ın (küçük fotoğraf)
cesedi Darıca’da deniz-
de bulundu.
Uyuşmazlõğõn giderilmesi için dosya Yargõtay Ceza Genel Kurulu’na gönderildi
Cihaner ve Çiçek’in davasõ birleşti
HİLAL KÖSE
Erzincan Cumhuriyet Başsav-
cõsõ İlhan Cihaner’in davasõ, Al-
bay Dursun Çiçek’in “İrticayla
Mücadele Eylem Planı” dava-
sõ ile birleştirildi. İstanbul 13.
Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ
Köksal Şengün karara muhale-
fet etti. Yargõtay 11. Ceza Dairesi
ile İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi arasõndaki uyuşmazlõğõn
giderilmesi için dosyanõn Yargõ-
tay Ceza Genel Kurulu’na gön-
derilmesine karar verildi.
Şengün’ün muhalefetine kar-
şõn, üye yargõçlar Sedat Sami
Haşıloğlu ve Hasan Hüseyin
Özese’nin oyuyla alõnan kararda,
Cihaner dosyasõ ile Dursun Çi-
çek’in yargõlandõğõ davanõn, Er-
zurum 2. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nce 10 Mayõs 2010’da birleş-
tirildiği anõmsatõldõ. Yargõtay 11.
Ceza Dairesi’nin de söz konusu
dosyayõ Cihaner’in “görevi kö-
tüye kullanma” suçundan yar-
gõlandõğõ dava ile birleştirmesi
üzerine uyuşmazlõk oluştuğu be-
lirtildi. Erzurum’daki davada
başsavcõ haricinde 13 sanõğõn
olduğu, bu sanõklarõn Yargõtay 11.
Ceza Dairesi’nde görülen da-
vayla bir ilgilerinin bulunmadõ-
ğõ belirtilen kararda, dairenin
kararõnõn mahkemelerinin yar-
gõlama yetkisine müdahale anla-
mõna gelebileceği savunuldu.
Daire’nin birleştirme kararõnõ
aslõ elde olmayan onaysõz foto-
kopi belgeler üzerinden verdiği
ifade edilerek, hukuki güvenirli-
ği olmayan bir evrak üzerinde in-
celeme yapõlarak tahliye kararõ ve-
rilmesinin hukuka aykõrõ olduğu
öne sürüldü. Yargõtay’õn temyiz
mercii olarak yerel mahkemele-
rin üst mahkemesi olduğu ifade
edilen kararda, “Yargılama yet-
kisinin kullanılmasına ilişkin,
yerel mahkemeye talimat ver-
me hak ve yetkisinin bulun-
madığı” ifadesi yer aldõ.
MAHMUT LICALI
ANKARA - Türkiye’de YouTube sansürü 5
Mayõs 2008 tarihinden bu yana devam eder-
ken, Telekomünikasyon İletişim Başkanlõ-
ğõ’nõn (TİB) IP temelli yasaklama kararõ alma-
sõ sansürü daha da etkin hale getirdi. İnternet
Teknolojileri Derneği (İNETD) Başkanõ ve
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Mustafa Akgül, matbaadaki direnişe benzer
bir direnişin bugün Türkiye’de internete yöne-
lik yapõldõğõnõ belirtti.
Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldırım’õn açõkla-
malarõna tepki gösteren Doç. Dr. Akgül, Yõldõ-
rõm’õn bilinçli olarak kamuo-
yunu yanõlttõğõnõ kaydetti.
Ankara 1. Sulh Ceza Mah-
kemesi’nin YouTube yasa-
ğõyla ilgili aldõğõ tedbir ka-
rarõnõn uluslararasõ hukuku
tersyüz etmeye çalõştõğõnõ
ifade eden Akgül “Bizim
mahkemelerimizin yetki-
si Türkiye ile sınırlıdır. Halbuki mahke-
memiz dolaylı olarak yetkilerinin bütün
dünyada geçerli olduğunu söylüyor. Türki-
ye’de kaldırılan içeriğin bütün dünyada
kalkmasını talep ediyor” dedi. Ulaştõrma
Bakanõ Yõldõrõm’õn yasağõ ulusal önlem ve
mücadele olarak tanõmlamasõnõ eleştiren Ak-
gül, şunlarõ dile getirdi: “Türkiye matbaada-
ki direnişe benzer bir direnişi yapıyor. İn-
terneti ve internetin temsil ettiği bilişimi al-
gılayamadığı için tepki veriyor. Şunu açık
yüreklilikle kabul edelim: İnternet yasakla-
rı muasır medeniyeti yakalamak, AB üyesi
olmak, ilk 10’a girmek isteyen bir ülke için
bir ayıptır, utanç kaynağıdır.”
Bankadan 50 bin lira çaldılar
İstanbul Haber Servisi - Türkiye İş Banka-
sõ’nõn Telsiz Mahallesi 72. Sokak’taki Zeytinbur-
nu Şubesi’ne başlarõnda kasklarla ve yüzleri mas-
keyle kapatõlmõş şekilde giren iki kişi silah tehdi-
diyle güvenlik görevlisini etkisiz hale getirdi. Da-
ha sonra veznedeki görevlilerden yaklaşõk 50 bin
lira alan soyguncular, geldikleri motosiklete bine-
rek kayõplara karõştõ. Polis, kaçan soyguncularõ
yakalayabilmek için bir helikopterin de destek
verdiği operasyon başlattõ. Yaklaşõk 3 ay önce de
Fatih’te motosikletli 2 kişi 15 bin TL’yi çalmõştõ.
TİB’in yasağõna
tepki artõyor
‘MATBAA DİRENİŞİNİN BENZERİ’
ŞENGÜN:
USULE VE
YASAYA
UYGUN
DEĞİL
Karara muhalefet eden mahkeme başkanõ Köksal Şengün, Erzurum’da
yargõlama başlamadan önce Yargõtay 11. Ceza Dairesi’nin dosyayõ incele-
mek amacõyla istemesine karşõn Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin
birleştirme kararõ verdiğine dikkat çekti. Şengün, itirazlara rağmen Yargõ-
tay’a gönderilmeyen ve Diyarbakõr ile Erzurum arasõnda gidip gelen dos-
yanõn daha sonra İstanbul’a gönderildiğini hatõrlattõ. Mahkemenin birleştir-
me kararõnõn usul ve yasaya uygun bulunmadõğõnõ belirten Şengün, “Bu şe-
kilde verilecek birleştirme kararından mahkemelerin keyfi olarak dos-
yaları ellerinden çıkarmak, en azından zaman kazanmak ve o dosya
sanıklarının mağduriyetlerine sebep olabilecek ve giderek keyfiliğe yol
açacak bir uygulama olarak değerlendirilmektedir” dedi.