Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
1 HAZİRAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 15
CMYB
C M Y B
TBMM’ye sunulan birçok vergi kanununda
değişiklik yapan kanun tasarısıyla önemli
değişiklikler yapılıyor.
Bunlardan biri, ücretlilerin vergi tarifesinde
yapılmış; 76.250 TL ücret elde eden ücretli yüzde
35 vergi oranına henüz geçmemiş olmaktadır. Bu
tarife ücretliler ile diğer gelir elde edenler arasında
farklılaşmaya gidildiğini göstermektedir.
Öngörülen gelir vergisi tarifesi
8.800 TL’ye kadar yüze 15
22.000 TL’nin 8.800 TL’si için 1.320 TL, fazlası
yüzde 20
50.000 TL’nin 22.000 TL’si için 3.960 TL
(ücret gelirlerinde 76.250 TL’nin 22.000 TL’si
için 3.960 TL), fazlası yüzde 27
50.000 TL’den fazlasının 50.000 TL’si için
11.520 TL
(ücret gelirlerinde 76.250 TL’den fazlasının
76.250 TL’si için 18.607 TL), fazlası yüzde 35
Vergi incelemelerinde büyük yenilik
getiriliyor.
- İncelemeler defter ve
işlemlerin didik, didik edildiği
tam kapsamlı, belirli konunun
araştırılması kapsamında sınırlı olarak yapılacak.
- Mükellefler risk analizlerine dayalı olarak
inceleme için seçileceklerdir. Üç gruba ayrılacak
mükelleflerden birinci gruba girenler üç yılda bir,
ikinci gruba girenler altı yılda bir, üçüncü gruba
girenler dokuz yılda bir en az olmak üzere
inceleneceklerdir. Bu grupları Maliye Bakanlığı
tespit edecektir.
- Vergi inceleme elemanları mukteza, tebliğ,
sirküler gibi düzenlemeleri yasalara aykırı
bulurlarsa görüşlerini yazılı olarak Gelir İdaresi’ne
bildireceklerdir. Ancak bu duruma rağmen
raporlarını düzenlemelere uygun olarak yazmak
zorunda kalacaklardır. Yani “Ben tebliğ tanımam”
diyemeyeceklerdir.
- İnceleme süreleri sınırlandırılıyor. Tam
incelemeler 1 yılda, sınırlı incelemeler alt ayda
bitirilmek zorunda. Geçerli mazerete dayanılarak
inceleme ek süresi verilebilecek ve ancak bu süre
altı ayı geçemeyecektir. Burada yıllarca süren
vergi incelemeleri sonucunda gecikme faizi
nedeniyle vergi borçlarının çok büyük tutarlara
ulaşması ve uzun inceleme süresinin iş âlemini
olumsuz etkilemesi ile ilgili yıllardır yapılan
eleştiriler dikkate alınmış olmaktadır.
- Vergi inceleme raporları vergi inceleme
birimlerinde kıdemlilerden oluşan üç kişilik bir
heyet tarafında okunacak ve yasal düzenlemelere
aykırı olup olmadığına bakılacak. İnceleme
elemanı ile bu komisyon arasında uzlaşma
olamadığı takdirde “merkez rapor değerlendirme
komisyonu” bu incelemeyi yapacak. Hesap
uzmanları, gelirler kontrolörleri, vergi
denetmenlerinde fiilen uygulanan bu husus
maliye müfettiş raporlarını da kapsamak üzere
yasal hüküm haline getirilmek istenmektedir. Bu
durumda bir inceleme raporu yazan, ilk
değerlendiren, son
değerlendiren olmak üzere
üç aşamadan geçecektir.
Bu düzenleme ile ilgili
inceleme birimlerinden ciddi eleştiri gelmesi
mümkündür.
- Muktezalar da merkez değerlendirme
komisyonunda vergi inceleme elemanını
bağlayacak şekilde kabul edilebilecektir.
Vergi idaresinin yanılması halinde mükellef
cezalandırılmayacak
Çok önemli bir değişiklik olan bu hususla ilgili
tasarıda madde aynen şöyle:
“Yanılma ve görüş değişikliği:
MADDE 369 - Yetkili makamların mükellefin
kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları
veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir
içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası
kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili
makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik
yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi
halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel
tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren
geçerli olup geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu
kadar ki, bu hüküm yargı mercileri tarafından iptal
edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında
uygulanmaz.”
Elektronik tebliğ getiriliyor
Maliye artık tebliğlerini, tebliğe elverişli
elektronik posta adreslerine tebliğ edilebilecek
Takdir komisyonuna başvuru zamanaşımını
durduracak
Matrah takdiri için takdir komisyonuna başvuru
yapıldığında zamanaşımı süresi duracak ama bu
süre 1 yılı geçemeyecektir. Bunun gerekçesi 5
yıllık zamanaşımı süresi takdir komisyonlarındaki
gecikme nedeniyle tehlikeye girmektedir. Bu
önlenmek istenmiştir.
Yeminli mali müşavirler tasdik raporlarını
elektronik ortamda verebilecekler
Hangi raporlar ve mükelleflerin raporlarının
elektronik ortamda verileceğini, Maliye Bakanlığı
belirleyecektir.
Torba Vergi Yasası Tasarısının Getirdikleri
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Belkemiksiz...
İsrail’in evrensel hak ve hukuka apaçık aykırı,
insani yardım gemisine müdahalesinden sonra,
aklımızla yüreğimiz arasında gidip gelerek, bireysel
ve toplumsal panikatak yaşıyoruz.. Her kafadan
çıkan çok farkı sesler, olup bitenlere ilişkin
alacakaranlık bile değil, kapkaranlık bir dönemeç
noktasında olduğumuzun göstergesi. Bu kez
sorun bilgi kirliliğinin ötesinde, senaryoların
adreslerinin kördüğüm halini almış olması...
Yorumlamaya kalkışmak elbet haddim değil.
Nedense dünya güç odaklarının, siyasi merkezleri,
otorite sayılabilecek uluslararası yorumcularının,
İsrail’in operasyonunu “Aptalca, çok yönlü
uluslararası hukuka aykırı, sınırlarını yanlış
zorlamak..” olarak tanımlamış olmaları rahat bir
nefes almamıza yetmiyor.. Belki de sorgulamaya
bu noktadan başlamak, yeni dünya sömürü
düzeninde insan haklarının yaşamın her alanında
ayaklar altında, “gücü gücüne yetende” olmasıyla
öncelikle yüzleşmek gerek..
Bu noktada ABD, İngiltere, Fransa’dan gelen
İsrail eylemine yönelik kınamaların bir anlamı var
mı? Konunun BM’ye götürülmesi gerekli ve
anlamlı; ancak bir işe yarayacak mı? Uluslararası
hukukun ayaklar altına alınması, insan hakları
ihlalleri, her türünden savaş suçlarında, adı
geçenler başta güç odağı ülkelerin öylesine ağır
suçları, rolleri var ki.. BM’de öylesine kendi
çıkarlarına uygun, keyfi kararlar aldırıyorlar,
denetleyici olabilecek evrensel kurumu öylesine
işlevsiz hale getirdiler ki..
Tek cümle ile “Dünyamızda geçerli düzende,
evrensel insan hakları, hukuku, savaş kuralları,
suçlarının bile adları var, kendileri, işlerlikleri yok..”
Evrensel ilkeler, hukukun standartları, belkemiği,
omurgası kırık. Savaş ilkelerini bile ayaklar altına
alan baş suçlular, denetimde başrol oynayabilecek
güçteki ülkeler olunca, işte böyle ipin ucu kaçıyor..
Geldiğimiz noktada İsrail’in apaçık çok suçlu
iktidarını kınamanın, haksızlığını ortaya koyan
yaptırımcı kararlar bile almanın çok fazla anlamı
yok.. BM kararlarında beyirleyici ülkeler ABD,
İngiltere, Fransa, hatta Rusya, Çin ne kadarı ile
içtenler? “Şeytana kaç, tavşana tut” anlamında
kararlarla mı geçiştirecekler? Kapalı kapılar
arkasında İsrail iktidarına ne boyutlarda gerçek
destek veriyorlar? Bir an için İsrail’in büyük
haksızlığı, orantısız güç kullanması karşısında bu
olaya özgü, içtenliklerini varsaysak bile, kendi
sayısız suçları, sabıkaları nedeniyle ne kadar etkin
rol oynayabilecekler?
Gelişmelerin Ortadoğu ayağı, Ortadoğu oyunları
üzerinden değerlendirmesine, Türkiye’ye dönük
hesaplarına bakınca işler bütünü ile sarpa sarıyor..
Kendi adıma haftalardır, Türk hükümetinin İran
nükleer projesine ilişkin oynamaya çalıştığı rolün
ne kadarı ile ABD görevlendirmesi, en olumlu
sözcüklerle yönlendirmesi, ya da Erdoğan
hükümetinin kendini Ortadoğu’da bağımsız
politikalar ilan edecek güçte görmesi ile bağlantılı
olduğu sorularına yanıt almaya çalışıyor,
bulamıyordum.. Şimdi bizim geleceğimize dönük
çok daha boyutlu sonuçları olabilecek bir yeni
olayla yüz yüze kaldık.
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana ilk kez bir
başka ülkenin silahlı gücü eliyle, biline biline insani
yardım konvoyunda bulunan vatandaşlarımız
öldürülmüş oluyor. One minute şovundan bu yana
Erdoğan iktidarının, Ortadoğu’da kendi başına
İslam dünyası liderliğine yönelik bağımsız
politikalar yürütmekte olduğu senaryolarında
insani yardım konvoyunun yeni bir proje olduğu
söyleniyor. İç siyasette sıkışan, oy kaybetme
trendine girmiş, Erdoğan’ın seçime dönük bir atağı
varsayılıyor.. Ya da tam tersi, radikal İslami akımlar
eliyle Erdoğan hükümetinin sıkıştırıldığı yeni
projelerde İsrail-Kürt ittifakının öne çıktığı
savlanıyor..
Saat farkıyla PKK eksenli varsayılan askeri
birliğe ölümlü saldırı ile, Türkiye’den yola çıkmış
insani yardım gemisine yine ölümlü İsrail askeri
saldırısının olması rastlantı mı? Uluslararası
satranç oyununda, İsrail hükümeti kaynaklı “Beni
zayıf karnımdan vurursan, sen de zor durumda
kalırsın” anlamında Türk hükümetini hedef alan bir
tehdidi de içeriyor mu? Dünyayı uluslararası hak
hukuk ekseninden çok uzakta yöneten, kendi
çıkarlarına göre oyunun kurallarını sürekli
değiştiren süper güçler, bu son gerilim, satranç
oyununun nerelerindeler?
Gerçek şu ki, bilimsel teknolojik devrim çağında,
sözde küreselleşir, demokratikleşir, bireyin hak ve
özgürlükleri yolunda ilerlerken, dünyamız, insanlık,
milyarlarla dünyalı için, yüzyıllar gerisinde kalmış
sandığımız acımasız savaşlar, sömürü düzeni
geçerli. Çok uzun yüzyılların birikimi ile elde
edilmiş ne kadar evrensel hak, hukuk, ilke varsa
hepsi ayaklar altında.. Uygarlık çağı olarak
düşlediğimiz 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, yüzyıllar
gerisinin en ilkel çıkar, ırklar, dinler savaşlarını
yaşıyoruz.. Erdoğan hükümetinden ülkemizin
geçmişi, birikimlerine yaraşır bir çizgide, siyasi
iktidarının iç politikaya dönük hesaplarından
uzakta, yerini almasını beklemek, değilse hesap
sormak hakkımız...
soner@cumhuriyet.com.tr
Türk iş dünyasõ Gazze’ye giden gemilere saldõran İsrail ve İskenderun’daki saldõrõyõ şiddetle kõnadõ
İş dünyasõ sağduyu istedi
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Mustafa Koç:
Şõrnak, Siirt ve İskenderun’daki olaylarda hayatõnõ
kaybeden askerlerimize Allah’tan rahmet,
aileleri başta olmak üzere tüm Türkiye’ye
başsağlõğõ diliyorum. Antalya’dan Gazze’ye
gitmek üzere yola çõkan yardõm gemisine
yapõlan saldõrõyõ kõnõyorum. Çok sayõda can
kaybõ ve yaralõ olduğu haberini aldõk. Üzüntü
duyuyoruz. Soğukkanlõ olmalõyõz. Ülkeler
arasõnda zaman zaman gerginlikler olur, ambargo
olacağõnõ sanmõyorum.
İstanbul Ticaret Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Murat
Yalçıntaş: Bu saldõrõ, hiçbir şekilde kabul edilemez.
Uluslararasõ hukuka aykõrõlõğõnõn ötesinde,
insanlõğõn sõnõrlarõnõ zorlayan ve hiçbir
vicdanõn kabul edemeyeceği bu saldõrõyõ
nefretle kõnõyoruz. İsrail, kural ve insanlõk
tanõmaz tavõrlarõ ile bütün dünyanõn tepkisini
toplarken İsrailli yöneticiler artõk akõllarõnõ
başlarõna almak zorundadõr. Aksi takdirde, başta
Türkiye ile ilişkileri olmak üzere dünya ile ilişkilerinde
telafisi mümkün olamayacak bir yere varacaktõr.
Gereken cevap verilmeli
Sorumlular hesap versin
Gaziantep Sanayi Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Nejat
Koçer: Bir taraftan barõşõ isteyip, bir taraftan kardeşliği
isteyip ama diğer taraftan da bu tarz hareket
yapanlara karşõ da insanlarõn gereken cevabõ,
gereken dersi vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Tabii sağduyu içerisinde ve tabii ki Türkiye’nin
menfaatlerini düşünerek, Türkiye’nin bölgedeki
durumunu da düşünerek hareket etmekte fayda var.
Bu bizim hükümetimizin alacağõ bir karardõr. Buna
biz herhangi bir şekilde katkõda bulunamayõz. Burada bizim
söyleyeceğimiz, sağduyulu olmaktõr. Esas ana konu budur.
TÜSİAD Yönetim Kurulu: İskenderun’daki terörist saldõrõ
nedeniyle derin üzüntü duyuyoruz. Son günlerde giderek
yaygõnlõğõ ve sõklõğõ artan terör saldõrõlarõ nedeniyle kaygõ
duymaktayõz. Hepimizin içini yakan terör sorunu konusunda
somut ilerleme beklentimizi yinelemek isteriz.
Gazze halkõna insani yardõm amacõyla yola çõkan bir yardõm
konvoyuna İsrail ordusunun uluslararasõ sulardaki kanlõ askeri
müdahalesi, insanlõk tarihine, sivil bir inisiyatife karşõ
orantõsõz ve kontrolsüz askeri güç kullanõmõnõn en trajik
örneklerinden biri olarak kaydedilmiş bulunmaktadõr.
Yaşatõlan bu insanlõk trajedisini şiddetle kõnõyoruz. Birleşmiş
Milletler’i, evrensel insani değerler ve insan haklarõ
bağlamõndaki misyonlarõna uygun bir şekilde, konuyla ilgili
olarak ivedilikle tepki vermeye davet ederiz.
Barış girişimine darbe
Ankara Ticaret Odasõ Başkanõ Sinan Aygün: Çok zor
durumdaki Gazze halkõna insani yardõm ulaştõrmaya çalõşan
ve aralarõnda kadõn, çocuk ve yaşlõlarõn da bulunduğu
gemiye silahlõ saldõrõ düzenlemek insanlõk dõşõ bir
davranõştõr. İsrail’in barõşçõ girişimleri böylesine
sert müdahalelerle bastõrmasõ, Ortadoğu’daki barõş
girişimlerine yapõlmõş en büyük darbedir. İsrail
uluslararasõ sularda seyreden gemilere silahlõ
müdahalede bulunarak uluslararasõ hukuku
çiğnemiştir. Üstelik bu saldõrõyõ orantõsõz güç kullanarak,
savunmasõz sivillere karşõ düzenlemiştir.
Gazze’ye yardım götüren gemiye saldırısının ardından
tüm gözlerin üzerine çevrildiği İsrail’le Türkiye arasında
en önemli işbirliği alanını savunma sanayi oluşturuyor.
Türkiye, geçen yıl İsrail’e 1 milyar 528 milyon 370 bin
dolarlık ihracat gerçekleştirirken 1 milyar 70 milyon 128
bin dolarlık da ithalat yaptı. Saldırıyı şiddetli bir dille
kınayan iş dünyası “Burada bizim söyleyeceğimiz,
sağduyulu olmaktır” değerlendirmesini yaptı.
Tüketiciler Birliği ise yurttaşları, İsrail ürünlerini ve
hizmetlerini boykota davet etti.
İthalat artışı
ihracatı
ikiye katladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye’nin ihracatõ nisanda geçen yõ-
lõn aynõ ayõna göre yüzde 25.2 artarak
9 milyar 466 milyon dolar, ithalat ise
yüzde 47.4 artarak 14 milyar 922 mil-
yon dolar oldu. Aynõ dönemde dõş ti-
caret açõğõ yüzde 113.2’lik artõşla 5 mil-
yar 456 milyon dolara ulaştõ.
Türkiye İstatistik Kurumu, Dõş Ticaret
İstatistikleri Nisan 2010 verilerini açõk-
ladõ. Ocak-Nisan döneminde, ihracat
yüzde 11.3 artarak 35 milyar 663 mil-
yon dolara, ithalat yüzde 36.6 artarak 53
milyar 263 milyon dolara yükseldi.
Dõş ticaret açõğõ da yüzde 152.8 artõş-
la 17 milyar 600 milyon dolara çõktõ.
Nisanda yatõrõm mallarõ ithalatõ bir
milyar 578 milyon dolardan 2 milyar
108 milyon dolara, dört aylõk dönem-
de 5 milyar 943 milyon dolardan 7 mil-
yar 517 milyon dolara çõktõ. Hammad-
de ithalatõ nisanda yüzde 54.9 artõşla 6
milyar 982 milyon dolardan 10 milyar
817 milyon dolara, dört aylõk dönem-
de de yüzde 39,8 artõşla 27 milyar 575
milyon dolardan 38 milyar 548 milyon
dolara yükseldi.
Törende konuşmaların ardından Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ve Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Kü-
çükali kampanyayı başlatacak protokolü imzaladı. Mustafa Koç, projenin eşzamanlı olarak gerçekleşecek iki ayağının bulundu-
ğun belirterek, bir taraftan, tüm Koç Topluluğu şirketlerinin genel müdürlükleri ve tesislerindeki çalışanların, diğer taraftan da
81 ildeki “Ülkem İçin” elçileri olan bayiler öncülüğünde ve Kızılay’la işbirliği içinde kampanyalar düzenleyeceklerini dile getirdi.
İlkbağışınıyaptı - Mustafa Koç ve Ali Koç
ilk kan bağışını, kampanyanın tanıtıldığı basın
toplantısının hemen ardından yaptı. Kızılay
Başkanı Küçükali, Mustafa Koç’un elini tuttu.
Koç Holding’den ülkeye
Koç grubunun, geçmişten bu yana Türk Kızıla-
yı ile birlikte iyi işler yaptığını anlatan Küçüka-
li, “Biz 1862’de kurulduk. O yıllarda hastalar,
at arabalarıyla taşınıyordu. Rahmetli Vehbi
Koç, Türk Kızılayı’nın at arabasından tekerlek-
li motorlu ambulansa geçişi için projeler çizip
hediye etti” dedi. Küçükali, Vehbi Koç tarafın-
dan Türk Kızılayı için yaptırılan ilk motorlu
araç şeklindeki ambulansın orijinal çizimini
Mustafa Koç’a hediye etti. Küçükali ambulan-
sın hurdasını bulup çalışabilir hale getirdikle-
rini anlattı.
Ekonomi Servisi - Koç Holding, 2006 yõ-
lõnda başlattõğõ “Ülkem İçin” projesinin beşinci
yõlõnda, insan sağlõğõ için hayati önem taşõyan
kan bağõşõ konusuna dikkat çekerek, bu alan-
da toplumsal farkõndalõk yaratmayõ hedefliyor.
Sorumlu vatandaşlõk bilincini yaymayõ he-
defleyen “Ülkem İçin” projesinin 2010 yõlõ uy-
gulamasõ olarak “Ülkem İçin Kan Veriyorum
Kampanyası”nõ başlatan Koç Holding’in
tüm çalõşanlarõ ve bayileri bu yõl da projeye tam
destek verecek. İlk bağõşlar Mustafa V. Koç,
Ali Y. Koç ve Koç Holding yöneticileri ile ça-
lõşanlarõ tarafõndan yapõldõ.
“Ülkem İçin Kan Veriyorum” kampanyasõ
kapsamõnda, Türk Kõzõlayõ ile protokol imza-
landõ. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanõ
Mustafa Koç, 75 bin kişilik Koç ailesinin tüm
bireylerine sosyal sorumluluk bilincini aşõla-
mayõ hedefleyen “Ülkem İçin” projesinde kan
ihtiyacõna dikkati çektiklerini belirterek şun-
larõ söyledi:
“Ülkemizde, yıllık 1 milyon 800 bin üni-
te kana ihtiyaç duyuluyor ve bu sayı her ge-
çen gün artıyor. Gelişmiş ülkelerde nüfusun
yüzde 5’i gönüllü kan bağışında bulunurken
ülkemizde bu oran sadece yüzde 1.5 sevi-
yesinde kalıyor. Gelişmiş ülkelerde toplanan
kanın yüzde 82’si gönüllü kan bağışçıla-
rından sağlanarak tüm tarama testlerine ta-
bi tutulabilirken, ülkemizde bu oran gezi-
ci ekiplerin katkısı ile ancak yüzde 33’e ula-
şabilmektedir. Kan bağışının yaygınlaş-
ması ve düzenli kan bağışçısı sayısının art-
tırılması son derece önemli hale gelmiştir.”
Türk Kõzõlayõ Genel Başkanõ Tekin Küçü-
kali, Koç Holding’in Türkiye’de ciddi ve bü-
yük projelere imza attõğõnõ, bu projelerle de Tür-
kiye’deki açõklarõ kapatmaya çalõştõklarõnõ
söyledi. Küçükali, “Bilinmelidir ki, ülke-
mizdeki en büyük açıklık kan bağışıdır” de-
di. Küçükali, kan verme konusunda toplumda
yanlõş bir kanõ olduğuna da dikkati çekerek “Biz
kanı versek de vermesek de alyuvarlar
ölür ve dalak onları dışkı olarak dışarı atar.
Oysa kan verince ilik hemen yeniden üre-
tir” dedi.
Soğukkanlı olmalıyız
Hiçbir vicdan kabul etmez
kan verecek kampanya
Ekonomi Servisi - Microsoft ve Hew-
lett Packard (HP), 250 milyon dolarlõk ya-
tõrõmla mevcut bilişim teknolojileri var-
lõklarõnõ bir araya getirerek, altyapõdan uy-
gulamaya uzanan farklõ çözüm alternatif-
leriyle müşterilerine hizmet sunma kara-
rõ aldõ. Microsoft Türkiye Genel Müdürü
Tamer Özmen, paranõn başlangõçta ürün-
lerin daha iyi çalõşmasõ için ortak enteg-
rasyona harcanacağõnõ bildirdi. HP Türkiye
Genel Müdürü Serdar Urçar da, “Küresel
işbirliğinin, Türkiye’ye önemli etkisi ola-
cak. Birlikte odaklanacağımız konula-
rı bularak İstanbul ve Ankara’da iş or-
taklarına sanallaştırma eğitimleri veri-
liyor. Finansal hizmet çözümleriyle de
hizmet sağlayacağız” dedi.
Microsoft ve
HP’den 250 milyon
dolar yatırım
VEHBİ KOÇ’UN KIZILAY İÇİN ÇİZDİĞİ AMBULANS