29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 31 MAYIS 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Yeni Dünya Vatandaşlarõ: ‘İnsansõ Robotlar’ Robot sözcüğünü günümüze aktaran, Çekoslovak yazar Karel Çapek (1890 - 1938) olmuş. Çapek, RUR (Rossum’un Akõllõ Robotlarõ) oyununda kullandõğõ, Çekçede “işçi” anlamõna gelen “robot” sözcüğünü dünyaya tanõtmõş. Çapek bu oyununda, sanayi devriminin getirdiği, sömürü düzeninin acõmasõzlõğõnõ dile getirmiş. İşçilerin yerine çalõştõrmak için, insan benzeri mekanik “insansı robotlar” üretilir. İnsana benzeyen, verilen buyruklarõ koşulsuz yerine getiren, “robot” adõ verilen bu yapay insanlar aracõlõğõyla Çapek, sanayi devriminin acõmasõzlõğõnõ dünyaya anlatmak istemiş. Ayrõca, Çapek’in bu oyunu, Isaac Asimov ve Arthur C. Clake gibi ünlü bilimkurgu yazarlarõna da esin kaynağõ olmuş. 18 ve 19. yüzyõllarda başlayan “Sanayi Devrimi”, Avrupa’da yeni buluşlarla kendisini göstermiş. Her yeni buluş sanayi kesiminde üretime “makine gücü” olarak yansõmõş. Bu da, insan gücüne duyulan gereksinimi büyük ölçüde azaltmõş. İnsan emeğinin yerini, önce buhar gücüyle, sonra da “petrol” ürünlerin kullanõlmasõyla elde edilen makine gücünün almasõ sonucu, işsizler hõzla çoğalmaya başlamõş. Fazla güç kullanmayõ gerektirmeyen, kullanõmõ kolay sanayi makinelerinde, erkek gücünü, “her zaman ve her yerde” en ucuz işgücü olarak kullanõlmaya çalõşõlan “kadın ve çocuklar” doldurmuş. Kadõn ve çocuklardan oluşan yeni “işçi ordusu” Avrupa ülkelerinin sermaye birikimine büyük katkõ sağlamõş. İş ve sanayi makineleri her geçen gün giderek gelişmiş ve günümüzde her alanda, insan gücünün yerini almõştõr. Tarõmda “kara saban” yerini traktöre, “orak ve tırpan” yerini “biçerdövere” bõrakmõştõr. Hõzlõ nüfus artõşõnõn yanõnda, elektronik teknolojisi ile donatõlmõş sanayi robotlarõnõn, ağõr, tehlikeli işlerle, el becerisi ve deneyim gerektiren işlerde kullanõlmasõ, işsizliğin kapõlarõnõ açmõş. Günümüzde, “taşıma, paketleme, delme, kesme, yapıştırma, kalite kontrol, ölçüm, test işlemleri, yükleme ve boşaltma” gibi birçok iş alanõ insan gücünün elinden alõnmõştõr. Robotlarõn “otomotiv, beyaz eşya, kimya, cam, mobilya, gıda, elektronik, metal, seramik, kâğıt” gibi birçok sanayi kesiminde kullanõlmasõyla seri üretim yapõlmaya başlanmõş ve “sanayi robotları” nüfus artõşõyla el ele vererek, “işsizler ordusunu” oluşturmuştur. Japonya’da, “insansı robot” üretimine geçilmesi için çalõşmalara başlandõğõ bilinmektedir. Haberlere göre, Japonya’da geliştirilen “insansı robotlar”, koşabiliyor, zõplayabiliyor, düşüp yeniden kalkabiliyor. Uzun yõllardõr, “insansı robotlara” yapõlan büyük yatõrõmlar sonuç vermeye başlamõş. “Japonya’nın, Batılı ülkelerin oyun olarak gördüğü ve ciddiye almadığı robot teknolojisinde uzun süredir, bilim ve teknik alanındaki sınırları aşmış durumda” olduğu haberler arasõndadõr. ABD Discovery mekiğiyle uzaya göndereceği Robonot2 adõnõ verdiği “insansı robotu” dünyada ve uzayda insanlarla yan yana güvenli bir şekilde çalõşabilecek ve aynen insan gibi alet kullanabilecek şekilde tasarlanmõş, ayrõca Robonot2’nin eğitimine de başlanmõş. Doğup büyüdüğü, “iki ayağı üstünde” durabilmek için milyon yõllar bekleyip, primat (maymun) iken “insan” olan “insanoğlu”, daha adam olamadan “yaşadığı gezegeni” yaşanmaz duruma getirip, yeni bir dünya arayõp bulmak için uzaya “insansı bir robot” göndermeye kararlõ. Dubai Anlaşması Yüce Divan’a CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara gelir gelmez hesabını soracakları ve Yüce Divan’a taşıyacakları ilk AKP uygulamasının, Dubai Anlaşması olacağını açıkladı. AKP’nin 2003 Eylül ayında Dubai’de ABD ile imzaladığı ve kamuoyundan gizli tutulmak istenen Kuzey Irak’a girmeme koşullu 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasını, Türk ve dünya kamuoyuna açıklama onuru bize düşmüştü. Konuya ilişkin hazırladığımız özel haberimiz 26 Eylül 2003 tarihli Cumhuriyet’in manşetinden “Türkiye Kuzey Irak’a girerse ABD ile yaptığı kredi anlaşması askıya alınacak” üst başlığı ve “8.5 milyar doların gizlenen faturası” ana başlığı ile yayımlanmıştı. Recep Tayyip Erdoğan ile anlaşmaya imza basmış olan dönemin Devlet Bakanı Ali Babacan başta olmak üzere hükümet yetkilileri haberi tümüyle yalanlamaya kalkmışlardı. Yalanlama çabası tutmamıştı, çünkü her şey belgeliydi. Önce anlaşmanın Cumhuriyet tarafından açıklanan içeriğini kabul etmek zorunda kalmışlardı. Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta yaptığı açıklamanın ardından, Babacan’ın imzaladığı “gizli” Dubai anlaşmasının ilgili maddelerini arşivimizden çıkardık, İngilizce metni ve Türkçe çevirisini yeniden gözden geçirdik. Anlaşmanın “Aktarım önşartları” başlıklı 5. maddenin “e” fıkrasını bir kez daha okuduk: “Türkiye’nin Irak’a özgürlük harekâtında; Irak’a insani yardım da dahil olmak üzere ABD hükümeti ile işbirliği yapmadığına, Irak’ın yeniden inşası ve istikrarının sağlanmasında ABD hükümetinin öncülüğündeki çabaları desteklemediğine dair ibarelerin bulunması ya da tek taraflı olarak Irak’a asker göndermesi durumunda, ABD hükümeti, söz konusu bildirim tarihinden geçerli olmak üzere, geçerlilik süresinin askıya alındığını Hazine’ye bildirecektir.” Anlaşmanın bu hükmünden anlaşılacağı üzere, Recep Tayyip Erdoğan ile Ali Babacan, 2003’te, Dubai’de, o günkü algılamalarla Türkiye’nin “kırmızı çizgileri”ni ABD’ye parayla satmaya kalkışmışlardı. Anlaşmanın başka örtük maddeleri de vardı. Örneğin, kredi aktarımı için önkoşullardan biri “kamu sektöründe şeffaflık ve etkinliğin arttırılması”ydı. Kamu yönetimi reformu yapılması yani. Bir diğer maddedeki önkoşul da, “kamu teşebbüslerinin özelleştirilmesinde ilerleme sağlanması”ydı. Örneğin,TEKEL’in özelleştirilerek, Amerikan sigara tekellerine satılması yani... Anlaşma, Cumhuriyet’te haber olarak yayımlandıktan sonra kamuoyunda büyük tepki gördü. CHP konuyu Meclis’e taşıdı, anlaşma iptal edildi. Ama öngördüğü önkoşullar zaman içinde AKP iktidarı tarafından teker teker yürürlüğe konuldu: Türkiye, terör saldırılarını önlemek amacıyla kendi iradesiyle hareket edip Kuzey Irak’a (ABD izin vermezse) giremedi. Dahası kafamıza çuval geçirildi. Kamu sektöründe şeffaflık ve etkinliğin arttırılması gerekçesiyle Gelirler Genel Müdürlüğü, uluslararası güçlerin iradesine teslim olmuş Gelirler İdaresi Başkanlığı’na dönüştürüldü. TEKEL özelleştirildi, tütün ve sigara piyasası ABD tekellerinin eline geçti! CHP lideri Kılıçdaroğlu, çok yerinde bir seçim yapmıştır. Dubai Anlaşması baştan aşağıya Yüce Divan’lıktır. Söz versin! Bir grup CHP’li genç “www.yenichp.com” adresinde bir site kurmuşlar. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sesleniyorlar: “Sivil diktatörlüğün hayatı kuşatmaya başladığı şu günlerde, CHP bu kuşatmayı kırabilecek tek güçtür. Bu savaşta onu güçlü kılacak tek silah liderinin yol göstericiliği ve kutsanmış özellikleri değildir. Partinin özgür bireylerinin uğruna savaştığı değerlere olan sarsılmaz inancıdır. Bu nedenlerle yeni genel başkan... Solu ve Kemalizmi temel referans alacağına; partiyi özgür düşünce ile büyüteceğine; partiyi halka açacağına; gençleşmeyi ve ilerici yenileşmeyi savunacağına; demokratik bir tüzük için çalışacağına; üyelik haklarını koruyacağına; ‘tek adam’ egemenliğine izin vermeyeceğine, başarının da başarısızlığın da sorumluluğunu göğüslemekten kaçınmayacağına, iktidar olmak için çalışacağına söz vermeli.” ÇGD’nin “Söz Ustalarda” adıyla sürdürdüğü meslek büyüklerimizle söyleşilerin geçen haftaki konuğu Selçuk Altan’dı. Altan, gazeteciliğe nasıl başladığını anlattı: “Ben gazeteciliğe 1955’te 3 ay bir staj yaparak başladım, diyemiyorum. Çünkü, o staj çok kısa sürdü. Ulus gazetesine girmiştim. O yıl sınıfta kaldığım için babam bana ‘Ya gazeteci olursun ya da adam’ dedi. Babamı kıramazdım. Stajı bıraktım. Notlarım düzelince babama bir anlamda yalvardım. ‘Baba, bak sınıfı geçiyorum. Bırak gazeteci olayım.’ İzin çıktı.” Selçuk Altan, sürgünler, mücadeleler, siyasi gerekçelerle işten atılmalarla geçen ömrü boyunca hem gazeteci, hem de adam olunabileceğini kanıtladı. Ne mutlu ona. Ve ne mutlu bize ki, örnek alacağımız böyle bir ustamız var... Silivri’deki bildik davanın 2. iddianamesinin 3. bölümünde “Örgütün İşlediği Suçlar” başlığı altında “Cumhuriyet Çalışma Grubu Faaliyetleri”ne alınan belgelerden bir örnek: “Atatürk slayt gösterisi çalışmasının amacının M. Kemal Atatürk’ün yaşamından kesitler sunan fotoğraflar ile onun yaşamı boyunca Türk toplumunda yarattığı değişimi, çağdaşlaşmayı ve gelişimi anlatmak olduğu belirtilmiştir.” Türkiye “yeniden inşa” ediliyor ya, Atatürk’ü anlatmak suç! Söz ustalarda Suç PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Artık Eylem Zamanı Cumhuriyet Halk Partisi’nde karar organlarında görev yapacak kişiler belli oldu. Çoğu bu görevlerinde yeni, siyasette yıpranmamış ve insana güven veren adlar. Parti içinde ve partiye ilişkin tartışmalar - Gürsel Tekin’in İstanbul İl Başkanlığı dışında- sona erdiği, sular durulduğuna göre toplumun CHP’ye sıcak bakan kesimi gibi CHP’yi yeniden bir iktidar seçeneği olarak görmek isteyen geniş bir kitle artık eylem zamanının geldiğini düşünüyor. CHP’nin “Çağdaş Türkiye İçin Değişim” başlığı altında 2008 yılında kabul edilen programı ülke sorunlarının tümünü irdeleyen ve çözüm yolları öneren 350 sayfalık ayrıntılı bir metindir. Bilindiği gibi sol partilerin temel ilkelerini içeren ve uzun erimli amaçlarını belirleyen parti programlarının hedef kitlesi parti üyeleridir. Bir üyenin partisi ile arasındaki “aidiyet bağı” bu programı okuyup içselleştirmesi, ilke ve amaçlarıyla özdeşleşmesiyle oluşur. Ülkemizde geçerli bir uygulama olmamakla birlikte köklü sol partilerde üye yazılımları üye adayının parti programına ilişkin parti içi temel eğitimde gösterdiği başarıya göre gerçekleşir. Üyelerin siyasal/ideolojik kişilikleri parti içi eğitimin sürekliliğine bağlı olarak pekişir. Üyeyi sağ rüzgâr ve akımlardan koruyacak olan, eğitim sürecinde edineceği kuramsal donanıma ve bu donanıma koşut olarak pratikte kazanacağı deneyimlerine bağlı olarak gelişen sol bilincidir. Sokaktaki yurttaşlardan 350 sayfalık kapsamlı bir programı edinip okumaları beklenemez, beklenmemelidir. Bu nedenledir ki dünyada sağ iktidarların soldaki seçeneği olan siyasal partiler toplumla doğrudan paylaşacakları “merkezi eylem programları” oluşturur. Eylem programları herkesin kolayca okuyup anlayacağı bir dille kaleme alınır ve önlü arkalı tek yaprağı geçmez. Okuyan, tek yaprağa sığdırılabilme becerisi gösterilmiş bu eylem programında toplumu ve kendini ilgilendiren başlıca sorunları somut çözüm önerileriyle birlikte maddeler biçiminde sıralanmış olarak bir bakışta görebilmelidir. “Merkezi eylem programı”, il örgütleri tarafından hazırlanacak “bölgesel eylem programları” ve ilçe örgütleri tarafından hazırlanacak “yerel eylem programları”na zemin oluşturur. Toplumu ilgilendiren, bireylerin canını yakan somut sorunlardır. Somut sorunlar ise somut çözümler gerektirir. AKP, Kürt sorunu ve demokratikleşme gibi ülkenin can alıcı sorunlarında tökezlemiştir. Bu, CHP için önemli bir şanstır. Elinde CHP Doğu ve Güneydoğu Raporu (1999), Demokratikleşme Raporu İnsan Hakları ve Hukuk Devleti (2001) gibi güncelliği koruyan, AKP’nin söylemlerinin çok daha ötesinde çözüm önerileri içeren komisyon raporları bulunmaktadır. CHP “sümen altında” unuttuğu bu raporları yeniden gün ışığına çıkartarak toplumla paylaşmalıdır. Kürt sorununu ancak sol bir parti çözebilir; CHP solculaştığı ölçüde bu sorunun çözümüne yaklaşacaktır. Bu bağlamda eski tutucu tutumundan vazgeçerek, kapılarını sosyalistlere açmalıdır. Sol kanat her sosyal demokrat parti için itici güçtür. Üniversitelerde başörtüsü sorunu yıllar içinde kangrenleşmiş bir yaradır. Demokratikleşmenin bir parçası olan bu sorunu çözecek olan yine CHP’dir. Parti meclisi bu konuyu enine boyuna tartışmalı, belli kesimlerin göstereceği tepkileri de göze alarak AKP’nin altından kalkamadığı ve kalkamayacağı bu sorunu olumlu bir çözüme ulaştırmalıdır. Evet, CHP’de tartışma dönemi sona ermiştir, artık eylem zamanıdır. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr HARBİ SEMİH POROY OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc@yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir tür bü- yük bõçak. 2/ Birleşik bir şe- yi oluşturan yalõnç şeyler- den her biri... Buhar banyo- su. 3/ Bir res- mi sulandõrõl- mõş renklerle boyama ya da gölgeleme bi- çimi... Bir çeşit açõlõr kapanõr perde. 4/ Dağ geçidi... Tantal elementinin simgesi. 5/ Bir görevin yürü- tülebilmesi için mer- kez olarak seçilen yer... Yüzyõl. 6/ Do- ğu... Anadolu halk- larõnõn en eski ana tanrõçasõ. 7/ İlave... Hayvanlara vurulan damga... Kurnaz ve cin fikirli kimse. 8/ Yalancõ, hileci. 9/ Bir nota... “Lopa” da denilen bir balõk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şişmanken zayõflamak. 2/ Kõrkpõnar güreşle- rini düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad... Ça- tõ, dam. 3/ Bulgaristan’õn para birimi... Lantan ele- mentinin simgesi. 4/ El ya da yüz hareketleriy- le gösterme. 5/ Sahip... Ocak, soba gibi õsõnma ara- cõ. 6/ “Sürme” de denilen ve tanelerin içini ku- rum karasõ bir tozla dolduran ekin hastalõğõ... Bir işaret sõfatõ. 7/ Elli şiniklik tahõl ölçeği... Argo- da bir içimlik afyona verilen ad. 8/ Bir elektro- liz aygõtõndaki artõ kutup... Necati Cumalı’nõn, sinemaya da aktarõlmõş bir oyunu. 9/ Türk mü- ziğinde bir makam. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A K R E D İ T İ F B R O Ş M E T A D O K E P R İ K A K T R A K L İ M A L İ L A A R S A E V K Ü R S Ü A D A U R D U O Ğ A N R E A S Ü R A N S 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear