Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 2010 SALI
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Doğru İsim
İşi sürüncemede bırakmanın anlamı yok. Ko-
nu ilk gündeme düştüğünde, “Bu melanetten
hayırlı bir sonuç çıkmalı..” diye yazmıştım.
Baykal’a karşı siyasi çirkefliğin ve utanmazlı-
ğın hem de alabildiğine süreceği çok açık ve
kesin. Bu demektir ki, iktidar yanlıları, önümüz-
deki bir yıl içinde, gündemdeki acil konulardaki
başarısızlıklarını Baykal’la örtbas ve uçkur üze-
rinden siyasi kazanç elde edecek...
CHP, CHP’ye oy verecek seçmen kitlelerinin
beklentisi ve bu iktidarın ilk seçimlerde iktidar
olamaması konuları, Baykal’dan önemli.
CHP’nin salt üst yönetim kadrosu olarak de-
ğil, seçmen karşısında savunulacak program
olarak gençleşmesi gerek. Baykal’lı merkez,
Sav’lar, Öymen’ler, Özyürek’ler, savunma ve-
ya saldırı cephesini ağırlıklı olarak Cumhuriyet
ve ilkeleri gibi “üst yapı” kurumları üzerinde yo-
ğunlaştırmış durumda.
Türkiye nüfusunun ortalama eğitim yılı 5.5
yıldır! İktidarı, daha çok bu “5.5 yıllık ortala-
ma”nın belirlediğini düşünmeliyiz! Seçimlerde
ve siyasi tarafgirlikte, öncelikle Cumhuriyetin
kurucu ilkelerine duyarlı kesimin (eğitim ortala-
masını dikkate almadan), seçmenin yüzde ka-
çını oluşturduğu hesabını, CHP ve diğer muha-
lif partilerin oylarına bakarak yaklaşık kestirmek
mümkün.
Bunun üzerine, “Evet, bu Cumhuriyet ve ku-
rucu ilkeler önemli, ama ekonomik durum ile
din ve diğer kültürel durumlar da önemli..” di-
yen, arada gidip gelen önemli bir kesimi koy-
malıyız... Ve sadece içinde bulunduğu yaşam
koşullarını dikkate alarak davranan önemli bir
seçmen kitlesini de düşünmeliyiz..
Seçimlerde, iktidarın politikalarından ekono-
mik bakımdan son derece yıpranan tabanda-
ki insanla Kılıçdaroğlu iyi diyalog kurabilir.
Herkesin duyumsadığı ve dile getirdiği bu olgu-
yu CHP merkezi, il başkanları vb. görmüyor
mu?
Önder Sav, partinin derin tarihisel bilinci ile
konuştu; ülkenin acil meselesi olarak Baykal’ın
yeniden başkanlığa getirilmesini değil, iktidarın
değişmesini gördü.
60 milletvekili de cesur bir çıkışla, Kılıçda-
roğlu’nun arkasında durdu!
Bence kaderini Baykal’a bağlamış Özyü-
rek’ler artık geri çekilmelidir! Koltuk ikbali
değil, ülke ikbalidir söz konusu olan!
Ve CHP’nin yolunu açmayanlar yarın hiç de
onurla ve saygıyla anılmayacaklardır!
Baykal, umut vermemeli, istifam kesin deme-
li, CHP’nin karışıklığa sürüklenmesini ve iç kav-
galara düşmesini engellemeli! Şüphesiz, genel
başkanlarına derin saygıları var ancak Baykal
partideki bu derin değişiklik isteğine gözünü
kapatamaz, duyarsız kalamaz...
Baykal’dan beklenen böyle bir tarihi görevdir!
CHP’de yeni liderlik, politikalarda da önemli
değişiklik yapmalı.
Fethullah cemaatinden gelen “Baykal’ın ya-
kınlığı” açıklaması doğru mudur? CHP daha
önceki seçimlerde de sağdan adaylarla merkez
sağı partide toplayacağını ve iktidar olabilece-
ğini sanmıştı. Cemaat yakınlığı ise CHP’ye
sadece oy kaybettirir. Cemaat ağının ise daha
çok örülmesine hizmet eder. Cemaat, kazançlı
çıkmayacağı bir ilişkiye girmez.
CHP, cesurca sol politikalara yönelmeli. TE-
KEL işçilerinin yarattığı ve ortaya çıkardığı
atmosferi soluyacak bir liderlik gerekir
CHP’ye!
Milyonlarca genç işsizin hepsini örgütleye-
cek bir cesur program ortaya koyabilecek ve
çağın teknolojilerini de kullanarak gençleri ikti-
dar için seferber edebilecek bir liderlik aranıyor!
İktidarın ezdiği bütün kesimleri, iktidarın ya-
rattığı bütün kaygıları CHP’ye kanalize edecek
bir liderlik...
Kılıçdaroğlu buna önderlik edebilir!
Bu tek kişilik, tek liderlik işi değildir, bir
orkestra şefi altında, ortak bir liderlik ve or-
tak bir beyin işidir!..
CHP, Türkiye ile birlikte, tarhi bir dönemece
girdi..
obursali@cumhuriyet.com.tr
Baykal’la da yarõşõrõm
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Farkında mısınız, PKK yurtiçinde ve
özellikle İran kırsalında sıkıştıkça hem
Abdullah Öcalan’ın hem de BDP’lilerin
tavrı sertleşiyor. Kürt hareketine
giderek şahin politikalar hâkim oluyor.
BDP’lilerin kimi açıklamaları ise PKK’nin
tepkilerini bile geride bırakıyor.
Cumartesi günü Diyarbakır’da,
operasyonların durdurulması istemiyle
düzenlenen mitingde BDP Bitlis
Milletvekili Nezir Karabaş konuştu.
Karabaş, “Eğer bu politikayı
sürdürürseniz, Kürt halkı yaşamı
cehenneme çevirecek”diyebildi!.
BDP Diyarbakır İl Başkanı Nijad
Yaruk de, “Kürtler artık eski Kürtler
değil. Diz çöktürmeye çalıştığınız bu
halkın önünde diz çökeceğiniz günler çok
yakındır” şeklinde çok kışkırtıcı bir cümle
kullandı!
BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak ise
pazar günü Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki
“canlı kalkan” eylemine giderken dehşet
verici bir açıklama yaptı. Kışanak, “86
yılda 29 isyanın çıkışına neden oldunuz.
Gelin 30. isyanı çıkaralım” demişti!..
Bu sert açıklamaların kökeninde yurtiçi
ve yurtdışında PKK’ye yönelik
yoğunlaştırılan abluka var. Türk Silahlı
Kuvvetleri PKK’yi etkisizleştirmek için
son on yılın en büyük yığınağını yapıyor.
İran ise on gündür PKK’nin bu
ülkedeki uzantısı PJAK’a karşı büyük
operasyonlar yürütüyor. İran geçen hafta
4 örgüt üyesini astı. 2007’den bu yana
idam edilen PJAK’lıların sayısı 7’ye
ulaştı. 8 PJAK’lı ise idam edilmeyi
bekliyor. Ülkenin çeşitli bölgelerindeki
operasyonlarda ise çok sayıda PJAK
üyesi öldürüldü.
İşte bu iki yönlü kıskaç PKK ve
uzantılarını ciddi biçimde rahatsız ediyor.
Aslında BDP’lilerin şahinleşmesi salt
bu operasyonlardan kaynaklanmadı.
Öcalan’ın geçen çarşamba günü
avukatlarına söylediği şu sözler de
onların tepkisini tetiklemişti:
“Ben 31 Mayıs’a kadar bekleyeceğim.
Bu zamana kadar olumlu bir gelişme
olmazsa artık hiçbir şeye
karışmayacağım. Kim, ne yapacaksa,
kendi kararıdır. Orta yoğunluktaki bir
savaştan söz ediliyor. Böyle bir savaş
gelişirse bu sadece öyle dağla da olmaz,
şehirlerde de bunun etkisi çok büyük
olur.”
BDP’liler iç siyasetteki tepkilerini
Öcalan’ın İmralı’daki açıklamalarıyla
şekillendiriyor. Dağda mevzi kaybeden
PKK ise kent merkezlerinde siper
kazmak istiyor!..
Aylardır dile getirdiğim tehlike ne
yazık ki gerçeğe dönüşüyor; önce
Öcalan sonra BDP’lilerin açıklamaları
şehirdeki PKK’nin yarattığı tehdidin
dağdakini ona katladığını gösteriyor!..
31 Mayıs’ta Ne Olacak?..
PKK’nin 1984 - 1990
arasındaki köy katliamları
toplumun büyük tepkisini
çekmişti. Abdullah
Öcalan’a “bebek katili”
damgası kundaktaki
bebeklerin öldürüldüğü bu
ürkütücü sürecin hemen
ardından verilmişti...
PKK ise bunu hep
reddetti... Hatta katliamlar
“kontrgerilla” iddiasıyla
devletin üzerine yıkıldı!..
Oysa Öcalan 1999
yılında yakalandıktan
sonra kendisini sorgulayan
lara, sivillere yönelik
eylemlerin büyük
bölümünün örgüt
tarafından yapıldığını itiraf
etmişti...
Öcalan geçen
çarşamba günü sivillere
yönelik katliamları
yeniden gündeme
getirdi. Üstelik bunu
PKK’nin “başkaldırı”ya
hazırlandığını açıkladıktan
hemen sonra yaptı!..
Öcalan, PKK’nin Eruh
ve Şemdinli baskınlarını
gerçekleştirdiği 15
Ağustos 1984’teki ilk
eylemine de militanları
kendisinin hazırladığını
itiraf etti! Bakın PKK lideri
geçen çarşamba günü
avukatlarına neler söyledi:
“Bazen bir korucu için
on tane çocuk öldürdüler.
Ben başta böyle olayları
gerçekleştirdiklerine
inanmıyordum. Ancak
sonra anladım ki,
militanların bir kısmı farklı
ilişkiler gerçekleştirmişler,
çete anlayışını
geliştirmişler, devletin bazı
unsurlarıyla ortak şeyler
yapmışlar. Ben kesinlikle
bunlara bu konuda talimat
vermedim, bunların
yaptıklarını tasvip de
etmedim.”
Öcalan yıllar sonra
sivil katliamını niçin
gündeme getirdi?..
Bunun iki yanıtı var...
Öcalan bu açıklamalarla
hem “bundan sonrasına
karışmam” dedi hem de
örgüt içindeki
“kontrolsüz” gruplara
vurgu yaptı!..
Fazla söze gerek var
mı?..
İtirafın Ardında Ne Var?..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı
CHP’lileri şok etti. Yaşanan hızlı
gelişmelerin hemen ardından konuştuğum
bir milletvekili bu durumu “deprem
yaşıyoruz” diye nitelendirdi...
Bu depremin artçı sarsıntıları da kendini
hissettirmek için çok beklemedi!.. Son bir
hafta içinde iki kez “aday olmayacağım”
diye açıklama yapan Kılıçdaroğlu’nun
yalnız olmadığı da çok kısa sürede
anlaşıldı.
Yıllardır Deniz Baykal’ın en
yakınında durmuş olan Önder Sav,
Hakkı Süha Okay ve Kemal Anadol
ile çok sayıda milletvekilinin
Kılıçdaroğlu’na destek verdiklerini
açıklaması ise parti yönetiminde
sarsıntıya yol açtı!.
Kimi çevreler bu kadar ani gelişen
bir dönüşümün Baykal’a rağmen
olamayacağında ısrar etti. Dün
televizyonlarda konuşan CHP
milletvekilleri ise, “Kılıçdaroğlu’nun
adaylığı Baykal’a rağmen mi” sorusuna
yanıt vermekten kaçındı!..
Peki, Deniz Baykal dün yaşanan tabloyu
istedi mi acaba?.. Daha açıkça sormak
gerekirse, Baykal’ın Kılıçdaroğlu ile
görüşmesinin ardından “partiyi ikna et”
şeklindeki önerisi olumlu biçimde yaşam
mı buldu?..
Dünkü ani gelişmeler bu soruya hayır
yanıtını veriyor!
CHP MYK’nin dün Baykal’ı yeniden
adaylığa davet etmesi ve Önder Sav’ı
istifaya çağırması, CHP kurultayının hiç
de sorunsuz geçmeyeceğini gösteriyor.
Üstelik Genel Başkan Yardımcısı
Yılmaz Ateş’in MYK toplantısı sonrası, “iç
komplo boşa çıkarılacaktır” şeklindeki
sözleri de CHP’yi zor bir kurultayın
beklediğini ortaya koyuyor.
CHP’de iki aday mı yarışacak yoksa
son sözü Baykal mı söyleyecek?.. Tüm bu
soruların yanıtı, hem bugün Ankara’da
toplanacak 81 il başkanında hem de
sessizliğini koruyan Baykal’da!..
Siyasette 24 saatin çok uzun bir süre
olduğunu bilenler, dün yaşananlar
karşısında sevinmek için de, üzülmek için
de çok erken olduğuna dikkat çekiyorlar!..
CHP’de Kritik Gün!..
Gazetemizin Ankara Bürosu’nu ziyaret eden CHP genel başkan adayõ Kemal Kõlõçdaroğlu:
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP genel baş-
kan adayõ ve İstanbul mil-
letvekili Kemal Kılıçda-
roğlu, bu aşamadan sonra
genel başkan adaylõğõndan
hiçbir şekilde vazgeçmesi-
nin söz konusu olmadõğõnõ,
Deniz Baykal’õn aday ol-
masõ durumunda da çekil-
meyeceğini ve yarõşacağõnõ
söyledi. Kõlõçdaroğlu, ken-
disiyle ilgili “emanetçi mi
olacak” kuşkularõyla ilgili
de “Emanetçilik doğamda
yok. Böyle bir şey kurul-
taya haksızlık olur” dedi.
Tek hedefinin yüzde 40 oy-
la partiyi iktidara taşõmak ol-
duğunu belirten Kõlõçda-
roğlu, “Ve kurultaydan
sonra Ankara’da kalış sü-
resi çok az olacak. Ana-
dolu’da gezeceğiz” dedi.
Kemal Kõlõçdaroğlu, dün
adaylõk açõklamasõnõn ar-
dõndan gazetemizi ziyaret et-
ti. Gazetemizin Ankara
Temsilcisi Utku Çakırö-
zer, yazarõmõz Işık Kansu
ve muhabirlerle sohbet eden
Kõlõçdaroğlu, önemli açõk-
lamalarda bulundu. Kõlõç-
daroğlu’nun sorularõmõza
verdiği yanõtlar şöyle:
Deniz Baykal’la görüş-
meden bu yana ne değişti?
? KILIÇDAROĞLU:
Aslõnda o kadar çok şey
değişti ki! Ben Deniz Bey’le
görüşme sürecinde herkesin
üzerinde uzlaşabileceği or-
tak bir aday aranõyordu. Bu-
günkü gelişmeler ortak ada-
yõn ortaya çõktõğõnõ gösteri-
yor. Bugün il başkanlarõ
toplantõsõ var, oradan da
önemli destek bekliyorum.
En azõndan büyük kentler-
den, İstanbul da dahil...
Siz seçilirseniz Baykal’ın
onursal genel başkan ol-
masına ne dersiniz?
? O sõfatõ verecek organ
bunu seve seve verir. Yeter
ki Deniz Bey kabul etsin.
Zaten gönlümüzdeki genel
başkan Deniz Bey’dir. Çok
uzun süre hizmetleri var. O
hizmetleri, birikimi göz ar-
dõ etmemiz doğru da değil.
Pazarlık yapılmadı
Anahtar liste noktasına
geldiniz mi? Yönetim na-
sıl şekillenecek?
? Yok yok ortada ne bir
pazarlõk var ne bir liste var.
Şu anda bizim öncelikli he-
defimiz, CHP kurultayõnõ
sağlõklõ bir şekilde gerçek-
leştirmek ve iktidara yürü-
yen yolu açmaktõr.
Adaylık teklifi Genel
Sekreter Sav’dan mı geldi?
? Doğrusunu isterseniz
adaylõk teklifi büyük ölçüde
halktan, partililerden geldi.
Daha sonra Önder Beyle
yaptõğõmõz görüşmelerde bu
kendiliğinden ortaya çõkan,
özellikle gelip sen aday ol
dediği bir şey değil. Kendi-
liğinden ortaya çõkan bir
süreç. Bütün o haberler an-
ketler üzerimde de ciddi bir
baskõ oluşturdu. Gelen ma-
iller var. Senin sorumlulu-
ğun var diye, bütün bunlar
ister istemez bir yük oluyor.
‘Emanetçilik
doğamda yok’
Emanetçi olur musu-
nuz?
? Emanetçilik benim do-
ğamda yok. Kurultay se-
çerse sizi, siz kurultay de-
legelerinin beklentileri çer-
çevesinde bir politika oluş-
turmak zorundasõnõz. İktidar
politikasõ oluşturacaksõnõz.
Eğer siz emanetçi kimliği-
nizle ortaya çõkarsanõz, böy-
le bir kimlik varsa o zaman
siz kurultaya haksõzlõk yap-
mõş olursunuz.
“Deniz Baykal aday ola-
rak yarışa girse de ada-
yım” dediniz değil mi?
? Elbette CHP çok büyük
bir parti, çok aday çõkabilir.
Bütün adaylara da saygõ
göstereceğiz. Demokratik
bir yarõş olacak, o yarõş çer-
çevesinde gidecektir.
Yani gerekirse Bay-
kal’la yarışırsınız?
? Niye olmasõn. Sonuçta
adayõz. Adaylõk süreci içe-
risinde delegelerin verdiği
oylara saygõ duyacağõz. Bu
bir yarõştõr. Bir galibi bir
kaybedeni
oluyor.
Saygõ gös-
termek zo-
rundayõz.
Halkla iç içe olacağımİlk eleştirilerde ‘selden
kütük kapmaya çalıştığı-
nız’ söyleniyor.
? Ben hem delegelerin
hem halkõn beklentilerine
uygun bir politikayõ dik-
katle uygulamaya çalõştõm.
Görüşmem gereken hemen
herkesle görüştüm. Bek-
lentiler vardõ, eğer siz za-
manõnda sorumluluğunu-
zun gereğini yerine getirmez-
seniz, o zaman kamuoyunda
daha sert eleştiriler alõyorsunuz
ve eleştiriler, sizi haksõz konuma
sokuyor. Bu eleştiriler yarõn öbür
gün farklõ bir çerçeveye oturabi-
lir. “Niçin beklemedi, niçin erken
aday oldu” diye bir eleştiri gele-
bilir. Bu eleştiriler normal. Her eleş-
tiriye biz saygõ göstereceğiz, ama bi-
zim yol haritamõza da birilerinin
saygõ göstermesi lazõm.
Milletvekilleriyle ne kadar gö-
rüşebildiniz?
? Milletvekillerinin bana daha ön-
ceden gelip niye adaylõğõnõ açõkla-
mõyorsun diye serzenişleri vardõ.
Adaylõğõmõ açõklayana kadar hiçbir
yerde açõklamadõm. İlk kez basõn
toplantõsõnda açõkladõm adaylõğõmõ.
Anadoluyu gezeceğiz
Seçilirseniz önceliğiniz ne ola-
cak AKP hükümetine karşı nasıl
bir mücadele yürüteceksiniz?
? Partinin tek başõna iktidar ol-
masõ için ne gerekiyorsa o yapõla-
cak. Temel hedef partinin tek başõna
iktidar olmasõdõr. Ve kurultaydan
sonra Ankara’da kalõş süresi çok az
olacak. Anadolu’da gezeceğiz.
Halkla daha fazla iç içe olacağõz. İş-
sizliği ve yoksulluğu çözmek için
elimizden gelen mücadeleyi, yok-
sulluğun sömürü alanõ haline gel-
diğini, çözümlerimizi de ortaya
koyarak halka anlatacağõz. Ben ilk
seçimde yüzde 40’õ hedefliyorum.
Yani halkõn içinde yaşadõğõ sorun-
larõ ve çözümlerle beraber halka an-
latõrsanõz destek alõrsõnõz. Toplumun
her kesiminin destek vermeye ha-
zõr. Yeter ki sizin çözümlerinizle
halkõ ikna etme becerinizi gösterin.
Nasıl bir teşkilat yapılanması
düşünüyorsunuz?
? Parti içiyle çok fazla uğraşma-
yõ şimdilik hiç düşünmüyorum.
Tek ve öncelikli hedef partiyi ikti-
dara taşõmak. Bunu yaparsanõz di-
ğerleri kendiliğinden gelir. Siz eğer
sağlõklõ politikalar oluşturur ve bu-
nu halka anlatõr ve halkõ ikna eder-
seniz halk size mutlaka gerekli
desteği verir.
Gandi’ye benzetilmek güzel
Size “Gandi Kemal” denmesi-
ni nasıl değerlendiriyorsunuz?
? Tabii Gandi önemli siyasal bir
lider. Şiddete başvurmaksõzõn ken-
di ülkesinin bağõmsõzlõğõnõ sağlayan
dünyadaki tek lider. Buna benze-
tilmek olağanüstü güzel bir şey.
Partiden kopan çok isim vardı.
Bir çağrınız olacak mı?
? Hiç kimsenin CHP’den kopma
lüksü yoktur. Hatta sadece partili de-
ğil, her yurtseverin CHP çatõsõ al-
tõnda ve CHP ile beraber halkõ ku-
caklamanõn yolunu aramasõ lazõm.
Küslük şöyle oldu böyle oldu değil.
Hepimizin ortak çalõşmasõ lazõm.
CHP’nin Silivri soruşturması
konusunda belli bir çizgisi vardı,
genel başkan seçilirseniz bu de-
vam edecek mi?
? Hukuk, kamu vicdanõnõ rahat-
sõz eden ölçüde uygulanõyorsa hu-
kuk değildir. İnsanlar yõllarca içe-
ride yatõyor ve hangi gerekçeden
yattõğõnõ bile bilmiyorsa, orada hu-
kuk devleti varlõğõndan söz edile-
mez. Hukukun baskõ aracõ olarak
kullanõldõğõ süreci görmeye başla-
dõk. Yargõ üzerinde baskõ kurul-
maya başlandõ. Anayasa değişik-
likleri bu baskõlara güvence getir-
mek için getirilen değişkilikler.
Fotoğraflar:NECATİSAVAŞ
CHP genel başkanlığına aday olduğunu açıklayan Kemal Kılıç-
daroğlu, düzenlediği basın toplantısının ardından Cumhuriyet’i
ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Ankara temsilcimiz Utku Çakırözer,
yazarımız Işık Kansu ve muhabirlerimizin sorularını yanıtladı.
HALK SİVİL DARBEYE ‘HAYIR’ DİYECEK
Referandum sürecinde Baykal’ın katkısı olur mu?
? Tabi referandum sürecinde ortak bütün partililerin bü-
tün CHP’lilerin halka AKP’nin dayattõğõ sivil darbe proje-
sini çok iyi anlatmalarõ lazõm. Bizim halka şunu söyleme-
miz lazõm: CHP iktidarõnda insan hak ve özgürlüklerinin
genişletildiği, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu güçler
ayrõlõğõ ilkesinin AB standartlarõna çõkarõldõğõ, medyanõn
özgürleştirildiği ve baskõdan arõndõrõldõğõ bir anayasa de-
ğişikliği göreceksiniz. Hiçbir eleştiriden korkmadan,
medyanõn özgürce görüşlerini ifade edebildiği.. Tabi Ata-
türk’ün vasiyetine uygun olarak Türk Dil Kurumu ve
Türk Tarih Kurumu’nun eski konumuna getirilmesi, 12
Eylül’ün izlerini sileceğiz diyorlar ama Atatürk’ün vasi-
yeti hala daha çözülmedi, konulan ambargo hala ayakta.
Referandumda nasıl bir sonuç öngörüyorsunuz?
? Halkõn bu dayatma anayasa değişikliklerine karşõ çõka-
cağõnõ sanõyorum. İyi anlatlõrsa... 12 Eylül bir retti, askeri
darbeydi, şimdi halk sivil darbeye de “hayır” diyecek.
YOLSUZLUĞUN HESABINI SORACAĞIZ
İktidara gelirseniz, yolsuzluklar için ne yapacaksınız?
? Tüm yolsuzluk yapanlardan hesabõnõ soracağõz. Biz
sormazsak halk bize sorar bu hesabõ. Halkõn yoksullaştõğõ
AKP’nin varsõllaştõğõ süreci yaşadõk. O konuda devletin
bütün kurumlarõ objektif olarak harakete geçecek. Bir si-
yasi kin ya da husumet duygusuyla değil, hukuk kuralla-
rõna uygun olarak olayõn sorgulamasõ yapõlõr. Sonra gere-
kirse Yüce Divan’a giderler.
Hükümetin Kürt açılımına siz nasıl bakıyorsunuz?
? Yaptõğõ açõlõmõ bilmiyoruz ki... Kürt açõlõmõndan neyi
kastettiğini ben şu ana kadar öğrenmiş değilim. Ama biz
olayõn sosyo ekonomik ve kültürel temellerinin beraber
ele alõnmasõndan yanayõz. Zaten feodalite büyük ölçüde
kõrõlmõş ama, o kõrõlganlõk sürecinin artmasõ sanayileşme
devrimiyle olacaktõr. Bu yapõldõğõ zaman kültürel haklarõ
veriyorsunuz zaten, ama bölgeyi kalkõndõrmadan bölgede
herkesin bir şekilde bir yerde çalõşõp evine ekmek götüre-
ceği bir tabloyu yakalamadan siz sorunu çözemezsiniz.