Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Sakın Bırakmayın
Bu Mustafa’yı
Gazetecilik yaptığı ve zamanın üst
komutanlarıyla görüştüğü için Silivri’de mukim
Mustafa Balbay kardeşim gazeteci arkadaşlarına
bir mektup yolladı. Tuncay Özkan’la birlikte
yazdıkları mektupta “Hukukta esas, suçsuzluğu
hükmen kesinleşinceye dek herkesin masum
olduğudur. Oysa biz suçsuzluğumuzu
kanıtlamaya çalışıyoruz” diyor benim değerli
arkadaşım.
Hiç olur mu Mustafa.
Seni bırakırlarsa, zaten sıkıştırılmış, neredeyse
kıpırdayacak yeri kalmamış, “mazlum”,
“mağdur” yürütme, yürüyemez hale gelmez mi?
Seni bırakırlarsa yargı, yürütmeyi kuşatmış
olmaz mı?
Seni bırakırlarsa, sivil vesayet yara almaz mı?
Ben şimdi seni bırakayım da artık, devletimizin
büyüklerine sesleneyim, memleket aşkına bunu
yapayım. Dağlarına bir türlü bahar gelemeyen
yurdumun, 5.9’luk depremde 51 kurban veren
ülkemin egemenlerine bir çift laf edeyim. Sen de
orada acele etme, daha zamanı var, zemini var,
hele bir kanıtla suçsuzluğunu, nasılsa bir çaresi
bulunur.
Şimdi kapat kulaklarını.
Ey benim devletli büyüklerim, yaşı benden
küçük bakanlarım, hâkimlerim, savcılarım, siz siz
olun bu Mustafa’yı sakın ola dışarı salmayın.
Gezmeyi çok sever, yedi düveli dolaştı, kitaplar
yazdı, bir o kadar daha yazar. Kaçar maçar,
sonra sorumlu olursunuz. Sakın ola sözlerine
kanıp tutuksuz yargılamaya kalkışmayın, kalemi
kuvvetlidir, kara kalemle yazar delilleri melilleri
karartır.
Siz bu Mustafa’yı bilmezsiniz, serbest kalırsa
gene gazetecilik yapar, başka işi yoktur, kitaba,
kurala, başbakana, patrona uymaz, zamanın
gereğini anlamaz, ruhunu bilmez. Gidip dağda
terör elebaşılarıyla röportaj yapacağına deprem
köylerini falan dolaşır bu Mustafa. Yanıp yakılıp
Kandil’e gitse, çanak soru bilmez, mahkemede
pekiştirdiği çapraz sorgu yöntemini kullanır ki, bu
da açılım zamanlarına uymaz, işe yaramaz.
O sebepten, siz siz olun bu Mustafa’yı dışarı
salmayın.
Dışarı çıkarsa ben biliyorum bu Mustafa’nın ne
yapacağını. Sivil-asker dinlemeyip, devletin
derini sığı demeyip ahret sualleri
soracağından adım gibi eminim. Susurluk’tan
girip Ergenekon’dan çıkacağını, Mumcu’dan
başlayıp Hrant’a uzanacağını, hepsini hepsini
derinlemesine soracağını biliyorum. Sıvas’ta olup
biteni unutmaz, bütün bu cinayetlerde nasıl bir
karartma yapıldığını, bugün kimlerin korunup
kollandığını, toz duman, sis pus içinde kimlerin
temize çıkarılmak istendiğini sorar bu Mustafa.
Kimlerin darbe kışkırtıcılığı yaptığını da sorar,
adım gibi biliyorum. Her gün askere çakan,
hakaretin bini bir para manşetlerle askeri çileden
çıkarmaya çalışanların arkasındakileri de
unutmaz, benden söylemesi. Şu sıralarda iyi
giden cemaat siyaset denklemini evvel eski
kurcalayıp duran İlhan Selçuk’un, İbrahim
Yıldız’ın, Cumhuriyet’in, başta Hikmet
Çetinkaya’nın, Aykut Küçükkaya’nın, İlhan
Taşcı’nın öteki arkadaşlarının değirmenine su
taşır bu Mustafa dışarı çıkarsa.
Siz bu Mustafa’yı bilmez, tanımazsınız, iki üç
generalle konuştu diye, konuştuklarını yazdı
yazmadı diye bir kere yakasını tutmayı başardınız,
artık bırakmayın; bırakırsanız yolsuzluktu, şuydu
buydu, evdi, apartmandı, gemiydi gene yazar bu
Mustafa. Hazır elinize geçmiş, tutun tutabildiğiniz
kadar.
Yalnız benim aklıma bir takılan var. Şimdi her
şey iyi güzel de, bu devran Sultan Süleyman’a
kalmamış bilirsiniz, bugünün yarını da var, onu da
bilirsiniz. Biraz diyorum, ihtiyatlı davransanız,
rezervli hareket etseniz, miktarı küçük tutsanız,
açılımı ihtiyatlı yapsanız, kapanırken çağa dikkat
etseniz, büyük devletlerin, emperyalistlerin her
sözüne kanmasanız, onların politikalarının esasta
değişmediğini, stratejide usta, taktikte kıvrak
olduklarını unutmasanız, yarın sizi bir çırpıda
silkeleyebileceklerini akılda tutsanız, sizin AB’ci
olmadığınızı bilip de bilmezden geldiklerini,
gönlünüzün Arap Yarımadası’nın şeyhlerinde,
sultanlarında olduğunu çoktan anladıklarını
tahmin etseniz olmaz mı?
Her neyse konumuz o değil. Konumuz Mustafa.
Dediğim gibi, sözlerimi unutmayın, oyuna
gelmeyin; “Bu da çıksın, yeteri kadar yatırdık,
bir kişiden ne olur, dışarıda bunlardan çok”
demeyin.
İyisi mi, salıvermeyin siz bu Mustafa’yı.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Avukat Turgut Kazan, başsavcõ vekili Taner Aksakal’õn açõkça ayrõmcõlõk yaptõğõnõ ileri sürdü
Savcõya suç duyurusuİLHAN TAŞCI
ANKARA - Erzincan Cumhuri-
yet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in
avukatõ Turgut Kazan, 14 şüphe-
lisi, ekinde 14 klasörü ve 12 gizli ta-
nõğõ bulunan dosyayõ 3 gün içinde
inceleyip 61 sayfalõk iddianame
hazõrladõğõ ve iddianamede “Al-
evilerle ilgili inanılmaz bir de-
ğerlendirmeye imza atarak, açık-
ça ayrımcılık yaptığı” suçlamasõyla
başsavcõvekili Taner Aksakal hak-
kõnda suç duyurusunda bulundu.
Kazan, yetkileri kaldõrõlan savcõ
Osman Şanal’õn da soruşturulma-
sõ için izin verilmesini istedi.
Kazan, suç duyurusu dilekçesini
Adalet Bakanlõğõ’na iletti. Dilekçe-
sinde, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’nun (HSYK) savcõ Osman
Şanal’õn özel yetkisini kaldõrdõğõnõ
anõmsatan Kazan, şunlarõ kaydetti:
“O gün saat 16.15 sularında, yet-
kisi alınan Osman Şanal’ın çuval-
ları karıştırdığını gördüğümüz için,
saat 16.13’te kuşkumuzu dile geti-
rip tedbir istedik. Dilekçemizi mah-
keme kalemine verdik. Henüz teb-
ligat yapılmadığı belirtilerek bu
isteğimiz reddedildi. Ve aslında
saat 19.00’da verilen kararın altı-
na, saat 17.00 notu düşüldü. Bu not
gerçeğe aykırı olmakla birlikte, en
azından o saatte durumun öğre-
nilmiş ve tebligatın yapılmış ol-
ması gerekirdi. Üstelik, biz yetkisiz
savcının çuvalları karıştırmaya de-
vam ettiğini gördüğümüz için, sa-
at 18.39’da bir dilekçe daha verip
muvafakatimiz olmadığını bildir-
dik. Dilekçemize alındı şerhi ko-
nulmasına rağmen, yine gereği ya-
pılmadı. Ve sonuçta, yetkisi alınmış
savcı tarafından dosyamız kaçırı-
lırcasına İstanbul’a yollandı. Kabul
edilmelidir ki, HSYK’nin açık ihlal
ve yetki aşımı gerekçesiyle verdiği
karar karşısında, Osman Şanal’ın
henüz tebligat yapılmamıştır ge-
rekçesiyle 63 sahifelik yetkisizlik ka-
rarı yazması ve dosyayı kaçırırca-
sına İstanbul’a yollaması tam bir
keyfiliktir. Şanal’ın başvurduğu
bu yol, hukukla ve savcılıkla bağ-
daşmayan, militanca bir yakla-
şımdır.” Kazan, bu gerekçelerle Os-
man Şanal’õn soruşturulmasõ için izin
verilmesi gerektiğini vurguladõ.
Mahkemeden de kaçırdılar
Kazan, Aksakal hakkõnda ilginç
bir iddiada bulundu. Dilekçede, “Ak-
sakal’ın ise, dosya döndükten son-
ra, çuvallar açılıp sayısız belge tas-
nif edilmeden ve CD’leri kopya-
lanma işlemi henüz bitmeden, ade-
ta yeni bir tahliye isteğini 1 Mart
günü görevi devralacak yargıçtan
kaçırırcasına, 14 şüphelisi, ekinde
14 klasörü ve 12 gizli tanığı bulunan
dosyayı üç gün içinde ‘inceleyip’ 61
sahifelik iddianameyi hazırlaya-
bilmesi, olacak şey değildir.” de-
ğerlendirmesi yapõldõ. Kazan, bu ne-
denle Aksakal hakkõnda soruşturma
izni verilmesini istedi. İddianamenin
46. sayfasõndan şu alõntõ yapõldõ:
“CD içerisindeki ‘3. Ordu Ko-
mutanõ Org. Saldıray Berk ile ilgili
değerlendirme.docx’ isimli dosyada
aynen; ‘Erzincan ve civarõndaki
Alevi köyleri özel olarak ilgilen-
mekte, bu köylerin ihtiyaçlarõnõn gi-
derilmesi için ordunun imkânlarõnõ
kullanmaktadõr”.
Kazan böyle bir değerlendirmenin
yalnõz yasa ve hukuka aykõrõ olma-
yõp çağdõşõ da olacağõna dikkat çe-
kerek “Çünkü, tam bir ayrımcı-
lıktır ve Türk Ceza Yasası kapsa-
mında suçtur” dedi.
Cihaner’in avukatõ Kazan, başsavcõ vekili Taner Aksakal
hakkõnda suç duyurusunda bulunurken yetkileri kaldõrõlan savcõ
Osman Şanal’õn da soruşturulmasõ için izin verilmesini istedi.
Turgut Kazan.
2. Ergenekon davasõnda savunma yapan Özcan, 12 Eylül döneminde işkenceye maruz kaldõğõnõ anlattõ
‘Benden darbeci olmaz’
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda yar-
gõlanan tutuklu sanõk İbrahim Öz-
can, 12 Eylül döneminde işkence-
ye maruz kaldõğõnõ anlatarak, “Hiç-
bir işkencecinin yargılandığını
görmedim. 12 Eylül’ün paletle-
riyle üzerinden geçtiği ben, şimdi
darbecilikle suçlanıyorum. Ben-
den darbeci olmaz” dedi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi tarafõndan Silivri Cezaevi bi-
tişiğindeki duruşma salonunda gö-
rülen davanõn 44. duruşmasõnda
Başkan Köksal Şengün, tutuklu
sanõk Özcan’õ, savunmasõna devam
etmesi için sanõk kürsüsüne çağõrdõ.
İddianamede Ergenekon örgütünün
Kuvayõ Milliye 1919 Derneği’nde-
ki yapõlanmasõ içerisinde bulundu-
ğu, cebir ve şiddet kullanarak yü-
rütme organõnõ ortadan kaldõrmaya
teşebbüs etmekle suçlanan Özcan
1977’de adam yaralama suçuyla
cezaevine girdiği ve 15 yõl yattõğõ-
nõ anlattõ. O dönem gözaltõnda iş-
kence gördüğünü söyleyen Özcan,
“İşkence insanların hafızasında
uzun süre izler bırakır. Anlatması
bile zor. Anlatırken insan o süre-
ci yeniden yaşıyor. Dün (önceki
gün) buradan koğuşa gittiğimde
sabah 6’ya kadar uyumadım. Fa-
laka, elektrik, manyeto, askı ha-
fızamda tek tek canlandı. Darbe
oldu, bunları yaşadık. Şimdi ikin-
ci bir darbeyle mi karşı karşıya-
yız? Darbeler halka karşı yapılır,
mağdur olan halktır” dedi.
Sinop Cezaevi’nde de yattõğõnõ
ifade eden Özcan şunlarõ anlattõ:
“Cezaevi şimdi müze olmuş. Bin
kişiyi alacak kadar zindanları var-
dır. ‘İp’ denilen hücreler vardır o
zindanlarda. Mahkûm halatlarla
aşağıya bırakılır, deniz kabardığı
zaman dalga ızgaralardan içeri
dolar. Böyle bir süreci yaşamış bir
insan olarak benden nasıl darbe-
ci olur? Benim darbeci olmam
mümkün değil.”
İşkenceciler yargılanmadı
12 Eylül darbesinin başõndaki
Kenan Evren’i mahkemeye verdi-
ği için hayatõnõn sürgüne döndüğü-
nü anlatan Özcan, “Sağdan soldan
48 kişi asıldı, 16 yaşındaki genç-
lerin yaşı büyütülüp asıldı. Bin-
lerce insan işkenceden geçirildi.
Cezaevlerinde çok ölüme şahi-
dim ben. Giresun’da cezaevinde
hücremde farelerle yemeğimi pay-
laşmak zorunda kaldım. Ben ne
yaptım da darbecilikle suçlanı-
yorum” diye sordu. “Ben 12 Ey-
lül’den sonra hiçbir işkencecinin
yargılandığını duymadım” diyen
Özcan, “Erbakan, Demirel, Evren
çeke çeke ölecekler. Hiçbiri kolay
ölmüyor, hâlâ da çekiyorlar. Maz-
lumların ahı tutar” diye konuştu.
Özcan “darbe” yapmaya teşebbüs
etmek suçlamasõnõ şu sözlerle red-
detti: “12 Eylül’ün paletleriyle
üzerinden geçtiği ben, şimdi dar-
becilikle suçlanıyorum. İnsanın
doğasına aykırı. Yafta hazır: Dar-
beci, Ergenekoncu. Darbe palet-
leriyle halkın üzerinden geçer.
Ekonomiyi elinde tutanlara zarar
gelmez. Onlar servetlerine servet
katar. Şimdiki iktidar da kendi
sermaye sınıfını yaratıyor. Ama bu
süreç sadece 2 sene sürer.”
Davanõn iddianamesini heyete gös-
teren Özcan şöyle devam etti: “Bu
iddianame pimi çekilmiş el bom-
bası. Bakalım kimin üzerinde pat-
layacak. Burada ben ‘Cemaatlere
sõzmak’ ile suçlanıyorum. Cema-
atler devlet kurumu mu? İsmail
Ağa cemaati lideri, ‘Recep Tayyip
Erdoğan bizi korumak mecburiye-
tinde’ demiş. Bu gerekçe Türkiye
Cumhuriyeti’nde yazılmaz,
İran’da, Pakistan’da, Afganis-
tan’da yazılır.”
Yakında kira da isterler
İbrahim Özcan, savunmasõ sõra-
sõnda Silivri Cezaevi’nin koşulla-
rõndan yakõnarak şunlarõ anlattõ:
“Musluklar bozuk, duvarlar dö-
külüyor. Yağmur yağdığında ko-
ridorlar suyla doluyor... Hasta ol-
mamak için musluğu, pencere
camlarını biz değiştiriyoruz, sili-
konluyoruz. Elektrik parasını da
biz ödüyoruz. Yakında kira da is-
terler bizden. 21. yüzyıla geldik,
yaşadığımız şartlara bakın. Plas-
tik tabak, kaşık kullanılıyor. Kan-
ser olacağız.” Mahkeme heyeti du-
ruşmayõ bugüne erteledi.
Tutuklu sanõk İbrahim Özcan, “12 Eylül’ün paletleriyle
üzerinden geçtiği ben, şimdi darbecilikle suçlanõyorum. İnsanõn
doğasõna aykõrõ” dedi. Ergenekon davasõ iddianamesini
mahkeme heyetine gösteren Özcan “Bu iddianame pimi çekilmiş
el bombasõ. Bakalõm kimin üzerinde patlayacak” diye konuştu.
Pastaneye ‘Ergenekon’ baskõnõ
ERZİNCAN (Cumhuriyet) - Ergenekon soruştur-
masõ kapsamõnda tutuklu bulunan Erzincan Cumhuri-
yet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’e yakõn olduğu ileri sü-
rülen Hüseyin Erdoğan’õn sahibi olduğu Paradise Pas-
tanesi’ne polis ekipleri tarafõndan baskõn düzenlendi. Ya-
põlan aramanõn ardõndan pastane sahibinin oğlu Ab-
dullah Erdoğan ve iki kişi gözaltõna alõndõ.
Erzincan Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şu-
be Müdürlüğü ekipleri, saat 14.45’te Ordu Caddesi üze-
rinde bulunan Hüseyin Erdoğan’a ait Paradise Pas-
tanesi’ne geldi. Pastanede siparişlerin alõndõğõ bilgi-
sayarlar, işyerinde bulunan CD’ler, evrak ve dokümana
polis tarafõndan el konuldu.
‘Munzur’un ifadelerinde geçiyordu
Terörle Mücadele Şubesi polislerinin 2 saat süreyle
yaptõğõ arama, kamerayla kayõt altõna alõndõ. Bilgisa-
yarlar, CD’ler ve el konulan evrakõ çuvallara dolduran
polisler, pastane sahibi Hüseyin Erdoğan’õn oğlu Ab-
dullah Erdoğan ve pastane çalõşanõ olduğu öğrenilen iki
kişiyi gözaltõna aldõ. Paradise Pastanesi’nin ismi davanõn
gizli tanõğõ ‘Munzur’un ifadelerinde geçiyordu. Erzu-
rum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcõlõğõ’nca hazõrlanan
Erzincan Ergenekon örgütlenmesi iddianamesinde,
CHP milletvekili Ahmet Ersin’e gizli tanõk ‘Munzur’un,
HSYK tarafõndan yetkileri alõnan savcõ Osman Şanal’õn
tehdit ederek ifade aldõğõnõ söylediği iddialarõ gazete-
lerde yer almõştõ. İfadesinde bir arkadaşõyla gittiği pas-
tanede işyeri sahibi Abdullah Erdoğan’õn oğlu Erdal Er-
doğan ile buluştuğunu anlatan gizli tanõk, Erdoğan’õn
kendisini jandarma binasõna götürerek Cihaner’in avu-
katlarõyla görüştürdüğünü kaydetmişti. Gizli tanõk da-
ha sonra avukatlarla beraber gittiği adliyede verdiği ifa-
dede, savcõlar Osman Şanal ve Bayram Bozkurt’tan
şikâyetçi olmadõğõnõ söylediğini ancak kendisine oku-
tulmadan ifade imzalatõldõğõnõ öne sürmüştü.
Tutuklu bulunan
Erzincan Cumhu-
riyet Başsavcısı
İlhan Cihaner’e
yakın olduğu ileri
sürülen pastane
sahibi Hüseyin
Erdoğan’ın oğlu
Abdullah Erdo-
ğan ve iki kişi
gözaltına alındı.
Pastanede bulu-
nan bilgisayar,
CD, evrak ve do-
kümanlara polis
tarafından el ko-
nuldu. (AA)
3 kişiye
gözaltı
CHP’Lİ ATİLLA KART’TAN ÖNERGE
Balbay ve Özkan sorusu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kon-
ya Milletvekili Atilla Kart, Adalet Bakanõ Sa-
dullah Ergin’in yanõtlamasõ istemiyle verdiği so-
ru önergesinde “Mustafa Balbay’ın tutuklulu-
ğunun sürdürülmesi hangi yasal gerekçeyle
açıklanabilir? Aynı durum Tuncay Özkan için
de söz konusudur” dedi.
Kart, soru önergesinde şu görüşlere yer verdi:
“Kuvvet komutanlarının ikinci kez çağırılıp sor-
gulamalarının ardından serbest bırakılmasından
sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili yap-
tığı açıklamada ‘kaçmayacaklarõ anlaşõldõğõ için ser-
best bõraktõk...’ demiştir. Oysa benzeri süreç Mus-
tafa Balbay olayında da yaşanmıştır. Balbay’ın
şiddete başvurması ya da silahlı olması söz konusu
değildir.Delillerin karartılması, yurtdışına kaç-
ma durumu da söz konusu olmadığına göre, Bal-
bay’ın tutukluluğunun sürdürülmesi hangi yasal
veya takdiri gerekçeyle açıklanabilir? Aynı du-
rum Tuncay Özkan için de söz konusudur.”
ALEVİ DERNEKLERİ TEPKİLİ
‘Maksatlı bir tutum var’
MERSİN (Cumhuriyet) -
Mersin’deki Alevi örgütleri, Er-
zincan iddianamesinde savcõla-
rõn Alevi köylerine okul yapõl-
masõnõn suç olarak göstermesi-
ni protesto etti.
Alevi Kültür Dernekleri Mersin
Şube Başkanõ Hüseyin Özveren,
Toroslar Şube Başkanõ Hüseyin
Değerli, Mezitli Şube Başkanõ
Ferdi Koç ve Hacõ Bektaşi Veli
Anadolu Kültür Vakfõ Mersin
Şube Başkanõ Necdet Yıldırım,
Erzincan iddianamesiyle ilgili or-
tak bir açõklama yaptõlar. Açõkla-
mayõ okuyan Yõldõrõm, özel yet-
kili bazõ savcõlarõn Alevi kimlik-
li kamu görevlilerine karşõ mak-
satlõ tutum içine girdiklerini be-
lirtti. Bunun son örneğinin 3. Or-
du Komutanõ Orgeneral Saldıray
Berk hakkõndaki suçlamalar ol-
duğunu ifade eden Yõldõrõm,
“Özel yetkili savcının, bir Al-
evi köyüne okul yaptıran Or-
general Berk hakkında suçla-
malarda bulunması, adalet me-
kanizmasını kuşatmış militan
tutum ve amacın nerelere kadar
uzandığını en vahim şekilde or-
taya koymaktadır. Bu savcıların
insanların etnik ve inanç kim-
liklerini neden merak ettikleri-
ni merak etmekteyiz” dedi.
‘Soruşturma açılsın’
Yõldõrõm, iddianameyi hazõr-
layan savcõlar hakkõnda Adalet
Bakanlõğõ’nca soruşturma açõl-
masõnõ beklediklerini vurguladõ.Mustafa Balbay.
‘Çetin Doğan’õn
sağlõğõ bozuldu’
İstanbul Haber Servisi - “Balyoz Güvenlik
Harekât Planı” soruşturmasõnda tutuklanan
eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral Çetin
Doğan’õn sağlõk durumunun kötüleştiği, tansi-
yonunun 20’ye yükseldiği belirtildi. Doğan’õn
avukatõ Celal Ülgen, bugün yeni bir tahliye ta-
lebinde bulunacaklarõnõ söyledi. Ülgen “Düşü-
nün 70 yaşında, olağan yaşamaya alışmış, din-
gin bir dönem geçirmesi gereken bir kişi
dört duvar arasına konuluyor. Bu stres ve ya-
şam biçimindeki ani değişiklik insan sağlığı-
nı olağanüstü biçimde etkileyebilir” dedi.
‘HSYK iddiaları araştırsın’
Doğan’õn avukatõ Celal Ülgen, Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu’ndan (HSYK) Adalet
Bakanlõğõ müsteşarõ ile başsavcõ vekilinin gö-
rüşmesinde, Balyoz operasyonunda tutuklama-
larõ gerçekleştiren hâkimin de bulunduğu yö-
nündeki iddialarõ araştõrmasõnõ istedi.