23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CüvenTuranla 'Dönüş' üzerine 'Dönüş kaçınılmaz' Guuc Tıırın 1960lı yılların hemen başında şiir yazmaya başlayan Cüven Turan'ın, yeni şiirlerinden oluşan kitabı Dönüş adını taşıyor. Aslında bir devam kitabı Dönüş. Bundan on üç yıl önce Gizli Alanlar aüıyla başladığı bir dizinin devamı. Hatta Gizli Alanlana başlayıp, IzSürmek, Cendere, Çıkı?\a devam eden "gizli alanlar" dizisi Dönüfle kapanıyor. • ErdemöZTOP *w yr eni kitabınızda %/ şürlerinizle okur• ğ la buluştunuz. JL Dönüş adını verdiğiniz bu kitap "GizliAlanhr" dizisinin sonuncusu sanırım? Önce isterseniz bize Gizli Alan| lar 'dan bahsedin... Gizli Alanlar \ yazmaya başladığımda, bunun bir iç yolculuk (benim ve benim kurduğum personaların) olduğuydu. Daha birinci kitabın başlarında da Ezra Pound'un başına gelenden ("ömür biter Cantos bitmez" halinden) ürktüğüm içinde beş kitap diye kurdum: Ana başlığı taşıyan ilk kitap, Iz Sürmek, Cendere, Çıkış ve Dönüş. Her kitap, ilk kitabın yapısını taşıyor ve her kitabın başlığı yolculuğun bir ayağını belirliyor. Hatta, daha ilk kitabı tamamlamadan, beşinci kitabın son şiirini de yazmıştım ve Dönüş'ün son şiiri işte o şiir. Ben şiir kitaplarımı bir yapı düşüncesi içinde yazıyorum, epeydir. Peki, Gizli Alanlar neden "Dö dönüç "Akdenlz havzasında $ilrlne hüzün bulaşmamış tek nımıyorum" diyor cüven Turan. ekitap okuyucu ile mobil ve modern bir okuma deneyimj lrown Dan The los... reeder nüş "le kapanıyor? Yolcu, yan yolda ölüp gitmezse, bütün yolculuklar, başlandığı noktaya döner... Hoş, Kavafis'in de işaret ettiği gibi hiçbir zaman "gidilmez" ya, hep "orada"yızdır ya, neyse. Şıınu da merak etmiyor değilim: Bu kadar türler arası sık metinler üretmenizin sırn nedir? Bir sırn yok. Daha ilk şiirlerimi yazarken, 1960 yılmda, dikkatle okuduğum, kendime örnek aldığım yazarlar yazarhk yaşamlarını örnek aldığım yazarlar her alanda yapıt veriyordu. Ayrıca, şiirde dizginleri ele almışsanız, ciddi bir okuma ve incelemeyle, öykü, ronıan, falan yazmak hiç zor değil. Ama türlerin hakkını vermeli, onları türlerinin geleneği içinde yaratmalısınız. Şair gibi değil. Uzun gibi de, parçalar halinde de okunan şiirler yazıyorsunuz. Dönüş deseniz de adına, bir yandan da çağrışımlar silsilesi bu kitap, ne dersiniz? Yazdığınız bir cümle ya da bir dize yahut bir kelime bile pek çok çağrışıma olanak tanıyor... Katıhr ımsmız belirlememe? Katılırım elbette. Böyle olmasaydı, o yalınlığı aşamazlar, hatta belki de basitlikte takılıp kalırlardı. Anlamı, mesajı boşlamadan, okura yorum olanağını böyle vermeye çalıştım. Bir dönüş söz konusuysa da, yönü belirsiz... "Hangi yöne gideceksin " sorusunu soran şair Güven Turan yanıtı ya da yönü biliyor mu? Zor bir soru... Ama yanıt vermeliyim: Bilmiyor. Arıyor. Ne var ki, dönüş de kaçınılmaz... "RENK BENİM ŞİİRİMDE BİR HAYLİ ÖNEMLİ YER TUTAR" Peki, özü itibanyla, ma\iye doğru nmdur arayış ya da dönüş? Renk benim şiirimde bir hayli önenıli yer tutar, fark etmişsinizdir. Simgesellikleri, doğailıklarından sonra gelir. 1963'de yazdığım bir şiirin başlığı "Karanlık Gezinti"ydi. tlk şiir kitabımın ilk şiiri. Mavi ile kara arasında gidip geliyor desem? Dönüş 'ün ana ekseninde gece ve gündüz üzerindeki metaforik çağrışımlar önenıli. Bunun sebebi ne? Gece ile gün hep karşıt gösterilir. Ben bu dizide, geceyle günün (mavinin ve karanın da diyebilir miyim) bir ve aynı olduğunu vurguluyorum. Bir işlevi daha var bu dizelerin: Bir kilit görevleri var: Açıp kapıyorlar bazı kapıları. Bir klişeden söz edilir, aşka dair. Size burada bir kez daha sorahm: Aşk küllenir mi, külyüreği örter miya da belleği örtmez mi? Aşk yanıp tükendiğinde ki yanıp tükenir, kül kalırsa ne âlâ! Genellikle o yangın zaten bir fırtınada patlak vermiştir, külü bile süpürüp götürebilir. Hayır, hiçbir şey belleği örtmez bence. Peki, ya "Aşkhüzünde midir?" şalr ta Bir Akdenizli olarak (Karadenizli olsam da fark etmez) hüzün olmazsa olmazdır şiirde ve yaşamımda. Severim hüznü, hüznümü. Evet, aşk hüzündedir. Hüzün yoksa, aşktan değil tutkudan söz ediyoruzdur. "Aşk yalnızlıktır" diyerek devam eden mısralarda, bir kabullenişi mi algılamak gerekir? Yalnızlık, tek tanımlı, tek örnekli bir duygu değil. Ben, aforizmalarımı topladığım Bakır Çalığı adlı kitabımda şöyle demiştim: "Gerçek mutluluk, iki kişinin bir kalabalıktan çıkıp baş başa kaldıklarında 'Oh! Yalnızız!' demesidir." Ayrıca ben yalnızlıktan başka "tek başınalık" diye bir duruma da inanınm. "ŞU AKDENİZ HAVZASINDA ŞİİRİNE HÜZÜN BULAŞMAMIŞ TEK ŞAİR TANIMIYORUM" Söz açılmışken, hüznü hüzünle yüzleştirmeyc çalışırsınız çoğu kez. Ama sonuç elde var büzne varır her bir dizede... Şairin kaçınılmaz çıkmazı mıdır hüzün, ne dersiniz? Genelleme yapmayı sevmem ama burada yapabilirim sanırım. Şu Akdeniz havzasında şiirine hüzün bulaşmamış tek şair tanımıyorum. En dalgacı, en şen şakrak bir şairin şiirinin bir yerinde ince bir lacivert hep yer alır. Bir başka şairin, "Hüzün ki en çok yakışandır bize," cümlesi de boşa söylenmemiştir öyleyse... Asla! Tüm bu konuşmalarımızla birlikte Dönüş'ün sonu susmaya varır. Buna ne diyeceksiniz son olarak? Dönüş susmaya vardı ama ben varamadım. Konuşmaya devam ediyorum. Hem de romanla. Üstelik roman da en gevezesidir bütün yazın türlerinin. 0reedcr «V* Gö^ yoımayan eink ckıan Mılyonldrca sayfa kapasitesi PDT, Woıd, Excel destcni Wılı Inteınel banlantısı ^40 gr. agıılık erdemoztop@gtnail.com www.reeder.com.tr Dönüş/ Güven Turan/ Yapı Kredi Yayınları/ 58 s. KİTAP SAYI 1083 SA YFA C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear