Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
18 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
S Ü R E C E K
B
ombay’õn göbeğinde hâlâ akbabala-
rõn cesetleri parçalayõp yok ettiği
“sessizlik kuleleri” var.
“Sessizlik kuleleri” de ne, diyeceksiniz.
Zerdüştilerin ölülerini kuşlara yem ettiği
açõk hava mezarlarõna “sessizlik kuleleri”
deniyor.
Zerdüşti topluluklarõnõn bulunduğu başka
yerler, başka ülkelerde bu gelenek ortadan
kalkmõş.
“İnsanlar ve kültürler potası” Hindis-
tan’õn; “melez kenti” Bombay’da devam
ediyor.
İslamlaşma baskõsõyla 7. yüzyõlda İran’dan
Hindistan’a kaçan Zerdüştiler, önce burda
komşu Gujarat’a yerleşmişler…
“Şeker suda nasıl erirse, biz de sizin içi-
nizde öyle eririz!” diyerek Gujarat Sulta-
nõ’na ilk ağõzda “entegrasyon” vaadi ver-
mişler. Karşõlõğõnda “inançlarına ilişilme-
mesi” sözü almõşlar.
Böyle “sıkı bir alışverişle” bu toprakla-
rõ kendilerine vatan edinen Zerdüştilere, o
gün bugün “Parsi” deniyor.
Osmanlı’nın ‘millet’
geleneği gibi
“Parsi”ler; tüm diğer inanç gruplarõ gibi,
Hindistan’õn “kültürler potasında”- Os-
manlõ’nõn “millet sistemini” andõran- “ko-
loniler” ve ayrõ “getto”lar içinde yaşõyor.
Hindular, Müslümanlar, Parsiler, Sihler,
Jainler.. vs... Babil Kulesi gibi uzayõp giden
listeyi oluşturan bu farklõ gruplarõn hiçbiri-
si arasõnda, doğru dürüst bir geçişkenlik yok.
Hindistan’da “melting pot”tan; herkesin
böyle -kendi içinde ayrõ bir “kast” sistemi
gibi bağlõ olduğu inanç sistemi içinde kal-
masõ anlaşõlõyor.
Herkesten “daha eğitimli, daha uygar,
daha çağdaş, daha beyaz” -kõsaca “üstün”
ve de “aryan”(!) - olduklarõnõ düşünen
“Parsi”ler bu konuda; tüm gruplardan iddialõ
ve daha katõ.
Bombay’õ gezdiren rehberimiz Parsi ol-
duğundan, hasbelkader konunun uzmanõ
olduk.
Rehberliğimizi yapan Sooni bizi önce Par-
si cemaatinin yaşadõğõ bir “koloni” ye gö-
türdü.
“Koloni” dediğim yer, ortasõnda meydan
gibi bir parkõ bulunan; çepeçevre bu parka
bakan apartmanlardan oluşan bir site...
Girişte, “koloninin” erkekleri; kapõya
sandalyelerini atmõş, bir yandan aralarõnda
sohbet ediyor; bir yandan da göz ucuyla si-
teye girip çõkanõ kontrol ediyorlar.
Kentin gerisinden gerçekten de daha temiz,
düzenli ve bakõmlõ bir yer burasõ…
Yaşlõ bir kadõn etrafõ süpürüyor…
Site girişinin karşõsõna düşen, meydanõn di-
ğer ucunda da; içinde 24 saat hiç sönmeden
ateş yanan bir Zerdüşt tapõnağõ bulunuyor.
Ama biz “Parsi”; olmadõğõmõz için tapõ-
nağa giremiyoruz. Girmekten vazgeçtim.. ka-
famõzõ uzatõp kapõsõndan içeri bakamõyo-
ruz…
Rehber; kentin can damarõ sayõlan, bu-
lunduğumuz “Colaba” bölgesinin, tam
merkezindeki bu sitede oturan herkesin -is-
tisnasõz- “Parsi” olduğunu söylüyor.
‘Yabancıyla evlenen
cemaatten atılır!’
“Cemaat” dõşõndan evlenen, siteden atõ-
lõyor.
50 bin Parsinin yaşadõğõ Bombay’da böy-
le “43 Parsi kolonisi” olduğunu anlatan
Sooni; bu kolonilerin tümünde aynõ kural-
larõn geçerli olduğunu söylüyor.
Eh!
“Suda eriyen şeker” buysa, erimeyeni he-
sap edin.. diyeceğim, ama Parsiler, bu ka-
palõlõklarõna rağmen Hint toplumunda õsrarla
“başarılı entegrasyon” örneği olarak gö-
rülüyorlar.
Bu ilginç tezatõn açõklamasõ “başarı”.
Parsiler, Hindistan’õn “en başarlı” azõn-
lõğõ.
“Tata” gibi ülkenin en parlak sanayi
gruplarõ; “Readymoney” -“Hazırpara”(!)-
gibi isimlere sahip zengin aileler; Zubin
Mehta gibi dünya çapõnda müzisyenler
hep Parsi.
Aydõnlar arasõnda keza, çok sayõda sanatçõ,
yazar-çizer, gazeteci; Hindistan’õn bağõm-
sõzlõk mücadelesinde öne çõkmõş Parsiler var.
Bu özelliklerinin yanõnda Parsiler, “kü-
tüphane”, “okul”, “sanat galerileri” gibi
kültür kurumlarõnõ fonlamaya; “sağlık mer-
kezi”, “hastane” gibi yerlere cömert bağõşlar
yapmaya da meraklõlar.
Hal böyle olunca; bu “hoşluklar” karşõ-
lõğõnda, “Eh! Bırakın da ibadethaneleri-
miz, sessizlik kulelerimiz bize kalsın..” ya-
põyorlar.
‘Malabar Hill’in akbabaları…
Parsi rehberle, sonunda “sessizlik kule-
lerine” de gittik.
Gittik.. gitmesine de “tapınak” misali.. içi-
ne giremedik.
“Kulelere” de, tapõnaklarda olduğu gibi
yanlõz Zerdüştiler adõm atabiliyormuş.
Dünyada halen kullanõlmakta olan Hin-
distan’daki bu biricik “sessiz kule”; (Cola-
ba bölgesinin devamõ) en şõk semt “Mala-
bar Hill” de.
Geçen yüzyõl başlarõndan kalma “art-nou-
veau” apartmanlar; Bollywood aktörleri, sa-
nayiciler, köklü ailelerin yaşadõğõ.. parklar
içinde malikhânelerle çevrili semtin orta-
sõnda; “cangıl” denebilecek çok yüksek
ağaçlarõn olduğu sõk bir ormanlõk arazi var.
Kentin etkili ve güçlü Parsi azõnlõğõ, ölü-
lerini getirip; bu cangõlõn içinde bulunan “ses-
siz kulelere” bõrakõyor.
Sõk ormanlar; ölülere üşüşen.. tüyler ür-
pertici akbaba manzaralarõnõ kapatõyormuş.
Malabar Hill’in, civardaki milyar dolar-
lõk apartman katlarõndan; sõrlarõnõ vermeyen
bu tropik ağaçlar görülüyor sadece.
Sooni’nin anlattõklarõna göre; “kadavra-
ları yok etmenin” en mantõklõ ve ekolojik
yolu buymuş.
İnançlarõ dolayõsõyla hava/su/toprak/ateş..
“dünyayı kirletmek istemeyen” Zerdüşti-
ler; çevreye zarar vermemek adõna bu yön-
temi tercih ediyor; akbabalar; iki saatte ce-
setlerin yanlõz kemiklerini bõrakõyormuş.
Zerdüştler, böylelikle ne tek tanrõlõ dinlerin
mensuplarõ gibi ölülerini gömerek “topra-
ğı”; ne Hindular gibi yakarak.. “ateşi”, “kir-
letmemiş” oluyor; giderayak çevreye de
böyle son bir katkõ yapõyorlarmõş…
Olay böyle anlatõlõyor!
Ama gelin görün ki…
Son zamanlarda ortaya can sõkõcõ bir
problem çõkmõş.
Globalleşme ile birlikte baş dödürücü
“boom” yaşayan Bombay’õn gökdelenleri
ve trafiğin yarattõğõ yoğun hava kirliliği yü-
zünden akbabalar; “Malabar Hill”den çe-
kilmişler.
Kalan tek tük “kuş” da; kanser vs. gibi
hastalõklar yüzünden, hastanelerde uzun
uzadõya kimyasal tedavi görmüş olan ce-
setlere artõk dokunmuyormuş.
Uzun lafõn kõsasõ, “iki saat” diye anlatõ-
lan “süreç”, uzadõkça uzuyormuş.
Parsiler şimdi “Ne yapsak” diye düşü-
nüyor... Özel akbaba bile yetiştirmeyi dü-
şünenler oluyormuş.
Bir yanda birbirleriyle yarõşan gökdelenler, lüks alõşveriş merkezleri, diğer yanda gecekondulardaki sefalet: Hindistan’õn vitrini
Küreselleşmenin kenti Bombay
Bombaylõ Parsiler, “geleneğe bağlı-
lık” adõna ne kadar akbaba yetiştirir-
se yetiştirsin; her gün trafiğe çõkan beş yü-
zü aşkõn yeni araba ve mantar gibi biten gök-
delenlerin yarattõklarõ şartlarda, artõk bu ilkel
âdetin yaşamasõ zor.
Bombay’õn gökdelenleri, tarihin garip cil-
vesi olarak, gene kentin ünlü Parsilerinden
olan Hurşit Framji Nariman’dan ismini
alan “Nariman Point” bölgesinde toplanõ-
yor.
Kavis şekli, geceleri gerdanlõğõ andõran õşõk-
larõ nedeniyle “Queen’s Necklace” -“Kra-
liçe Kolyesi”- lakabõyla anõlan; kordon böl-
gesi “Marine Drive”õn ucundaki yarõma-
danõn adõ “Nariman Point”.
“Nariman Point”, Bombay -pardon
“Mumbai”nin!- yeni finans ve iş merkezi
olarak biliniyor.
Yõlla ya da ayla değil; haftayla, nerdeyse
günle değişen Bombay’õn 90’lar ortasõnda adõ
bile değişmiş ve “Mumbai” olmuş.
Ama herkes tarafõndan bu yeni isim be-
nimsenmediğinden; kimi kente hâlâ Bombay,
kimi Mumbai diyor.
Ağõz alõşkanlõklarõyla yaşõyan, bellekteki
anõlarla özdeşleşen şehir; hâlâ… Bombay.
Ufuk çizgisine yön veren bu “yeni kent”
ise daha çok “Mumbai” ismiyle anõlõyor.
Özellikle 90’larda boy atan ve artõk şehrin
siluetini oluşturan “Nariman Point”; Bom-
bay yerine “Mumbai’nin Nariman Po-
int’i” diye takdim ediliyor.
Beş yõldõzlõ yeni oteller, lüks alõşveriş
merkezleri, ofisler, medya kuruluşlarõ, ha-
vayollarõ binalarõ, enformasyon teknolojisi şir-
ketleri ve teknoloji parklarõyla, araştõrma mer-
kezlerini barõndan “Nariman Point’in gök-
delenleri”; yalnõz Mumbai/Bombay değil..
dünyanõn en hõzlõ büyüyen ikinci ekonomi-
si Hindistan’õn vitrinine dönüşmüş durumda.
Hintliler, Şanghay’la yarõşan bu vitrine bü-
yük önem veriyorlar.
Şanghay’a gol atmak hesabõna; şimdi bu-
rada Asya’nõn en büyük gökdelenini dikmeyi
planlõyorlar.
Ama dõşõ kalaylõ, içi alaylõ.. veya.. dõşõ si-
zi; içi bizi yakar hesabõ...
Aydõnlarõn tüylerini diken diken eden bir
proje bu. Mevcut gökdelenlerin dahi -aynõ bi-
zim usul!- “altyapısı” yokken; bu “gösteriş
burnuna” bir de 100 küsur katlõk yeni bir vit-
rin eklemek, sõradan Bombaylõnõn hayatõnõ ka-
rartacak…
Işõl, õşõl.. gözalõcõ bu vitrin zaten başlangõçta
“kentsel dönüşüm projesi” adõ altõnda yü-
rütülen ve 350 bin kişinin evsiz kalmasõna yol
açan kitlesel bir gece kondu yõkõmõ sayesin-
de ortaya çõkmõş.
Evleri yõkõlan garibanlarõn bir kõsmõ,
“Slumdog Millionaire”de gördüğünüz ge-
cekondu mahallesi Dharavi’nin fakirleri.
Mumbai/Bombay’õn yarõsõ aslõnda gece-
konduda yaşõyor. Bir milyondan fazla Bom-
baylõnõn ikametgâhõ olan Dharavi gerçekte,
başlõbaşõna bir şehir.
“Asya’nın en büyük gecekondusu”
olarak bilinen Dharavi, “Slumdog Mil-
lionaire” 8 Oscar alõnca, Batõlõ turistlerin
kentte bir numaralõ ilgi alanõna dönüşmüş.
Öyle ki; “Reality Tours” adõ verilen tur-
lar; Batõlõlarõ, “air condition”lõ arabalar-
la otellerinden alõp öbek öbek artõk dün-
ya çapõnda üne kavuşan bu gecekondu ma-
hallesinde taşõyor.
Batõlõ için “egzotik Hindistan”õn par-
çasõ olan “Dharavi turlarının”; bizim için
haliyle hayret verici bir yanõ yok.
Sefaleti görmek için gerçekte Dharavi’ye
özel tur almaya da gerek kalmõyor. Fuka-
ralõk her yerde bir yandan diz boyu Bom-
bay’da.
Kentin seçkin mahallelerinin bulundu-
ğu “Coloba” dahil her gittiğiniz yerde; yol
boyu kaldõrõmlara mesken kuran, evlerin
dõş duvarlarõna çamaşõr asan; köprü-geçit
altlarõnda yatõp kalkan, günlük ihtiyaçla-
rõnõ icabõnda ağaç gövdeleri yanõnda gi-
deren insanlar her an, her yerde karşõnõza
çõkõyor.
“Dharavi”nin Batõlõlara ilginç gelen ya-
nõ; burada kendi içinde bir “cemaat ya-
şamının” olmasõ.
Dharavililer kendi aralarõnda modern de-
nebilecek bir kent düzeni kurmuşlar.
Cep telefonlarõ ve “internet cafe”lerin
bu gecekondu mahallesine girmesiyle;
burada yõllõk cirosu 665 milyon dolarõ bu-
lan bir “paralel ekonomi cenneti” ya-
ratmõşlar.
200 bin işçi istihdam eden “deri sana-
yisi” sadece burda yõlda 750 milyon do-
larlõk bir ihracat kaynağõ yaratõyor.
“Dharavi” de bir anlamda, global eko-
nominin parçasõna dönüşmüş.
Deri sanayisinin yanõ sõra tekstil; kumaş
işlemeciliği, çömlekçilik, atõklarõn geri dö-
nüşümü ya da yeniden değerlendirilmesi
gibi çeşitli alanlarda uzmanlaşan mahal-
lenin şimdi, “gökdelenlere yer açmak”
furyasõyla dozerlerle dümdüz edilmesi; bu-
radaki insanlarõn yalnõz evsiz kalmasõyla
değil, aynõ zamanda işsiz kalmasõyla da so-
nuçlanacak.
Nariman Point
Hindistan’õn
Şanghay’õ
Asya’nõn en büyük gecekondusu
Zerdüşt
tapınağı
Malabar
Hill’in
çocukları
Jain
tapınağı
Kaldırımlar-
da yaşayan
‘ötekiler’
Bombay
parkında
çocuklar
Yıl, ayla değil; haftayla, günle değişen
Bombay’ın adı bile değişmiş ve ‘Mumbai’
olmuş. Yeni ismi herkes benimsemediğinden;
kente kimi Bombay, kimi Mumbai diyor.
Anılarla özdeşleşen şehir, Bombay; ufuk
çizgisine yön veren ‘yeni kent’, genelde
‘Mumbai’ adıyla anılıyor.
En gösterişli gökdelenler gibi Asya’nın en büyük gecekondusu da Bombay’da. Gecekondu bölgesi Dha-
ravi, sekiz Oscar’lı ‘Slumdog Millionaire’ filmiyle üne kavuşunca; turistlerin ilgi alanına dönüşmüş.