Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK 2010 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Sokaklara Çıkmak!..
Sokağa çıkmaya çok alışkın bir toplum değiliz.
Sokak şenliklerimiz yoktur.
Ev mahremiyeti kültürümüzün temelidir.
Kapımızın dışı bizim değildir.
Onun için de sokağı önemsemeyiz.
Sokaklara dökülmek artık başka çare
kalmadığını anlatır.
Sokak, kitlelerin sorunlarını açıklama yolu
olduğu zaman durup düşünmek gerekir.
Ama iktidar durmuyor.
İktidar umursamıyor.
İktidar aldırmıyor.
O zaman bir kez daha durup düşünmek
gerekiyor?
İktidar neden hiçbir şeye aldırmıyor?
TEKEL işçileri günlerdir sokaklarda.
Memurlar ülke çapında iş bırakarak tepkilerini
gösterdiler.
Eczacılar sokağa çıktı.
Doktorlar sokakta yürüyorlar.
İlgi çekici yan, bu kitlesel tepkilerin
kendiliğinden olma niteliğidir.
Bu protestolarda örgütsel zorlamaların olmadığı
görülüyor.
Demek ki kitleler artık sokağa dökülmekten
başka umut taşımıyorlar.
Parlamentonun çözüm üretemediği kanısı çok
önemlidir.
İktidarın ‘çatışma siyaseti’ uygulaması önemli
sonuçlar doğuracak bir yol izliyor.
Üniversitelerle çatışma.
Yargı kurumlarıyla çatışma.
Sendikalarla çatışma.
Meslek kuruluşlarıyla çatışma.
TSK ile üstü örtülü gerginlik.
İktidar, kendisini tam olarak izlemeyen her
kurumla çatışıyor.
İktidarın istediği ‘tam itaattir’.
Muhalefet halkın tepkisini temsil edebilecek
gücü gösteremiyor.
Muhalefet parlamentodaki konuşmalarla
yetiniyor.
Burada son derece önemli bir ‘kaynayan kazan’
sendromu yaşanıyor.
Sayın Başbakan Adnan Menderes’ten, Turgut
Özal’dan söz ediyor.
Aynı suçlamaların onlara da yapıldığını söylüyor.
Acaba aynı sert ton, aynı sindirme stratejisi mi
izleniyor?
Bu sorunun yanıtı ülkenin geleceğini
etkileyecektir.
Elbette öfke de bir politikadır.
Sert davranışlar, şiddet de bir stratejidir.
‘Çatışma siyaseti’ kişisel tercihler midir, karar
verilmiş bir strateji mi?
Zorlamak, gerginlik yaratmak.
Bıktırmak, yıldırmak, sindirmek, korkutmak?
Denenmiş yöntemlerdir bunlar.
Bir süre çevre sessizleşir.
Bir süre ses soluk kesilir.
Bir süre hareketler yavaşlar.
Tam da istenen oldu sayılır.
Böylesi daha iyi gibi görünür.
Ama ‘çatışma siyaseti’ taraflar yaratmaya
başlamıştır.
Ve sabırlar tükenmektedir.
Toplulukların davranışları böyle gelişir.
Sonra birden sokaklar hareketlenir.
Kitleler sokaklara çıkar.
Sokaklar hakkını arama yerleri olur.
Kırsal kesimde aşiretler.
Kentlerde tarikatlar, cemaatler.
Bizim toplumumuzun güç alanları bu sosyal
dokudadır.
Bu yapıdaki topluluklar ‘itaat toplumu’nu
oluşturur.
Aşiretlerle tarikatlarda ağalar ile şeyhler
toplulukları kontrol altında tutarlar.
Ama bu yapısıyla toplum ‘demokratik’ olmaz,
olamaz.
Ve sokaklar artık bir şey anlatmaya başladığı
zaman, memuruyla, işçisiyle, eczacısıyla,
doktoruyla, hastasıyla, sağlamıyla halk sokaklara
çıktığı zaman, belki de demokrasi için umut
doğuyor demektir.
Türkiye değişiyor mu?
‘Çatışma siyaseti’ oluşturulmak istenen kabuğu
çatlatıyor mu?
Önümüzdeki günler gösterecek.
erdalatak@gmail.com
‘Demokratik açõlõm’õn tartõşõldõğõ günlerde hazõrlanan imar tasarõsõnda meslek odalarõ ‘etkisiz’leştiriliyor
‘İmar darbesi’ geliyorOKTAY EKİNCİ
Ülke gündemi “demokratik açılım” ve
“darbe kuşkuları”na kilitlenirken imar hu-
kukumuzdaki “darbe” hazõrlõğõ son aşamaya
getirildi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Ku-
rulu’nun imar yağmasõna karşõ çõkan meslek oda-
larõnõ “siyaset yapmak”la eleştiren raporu,
mürekkebi kurumadan yeni düzenlemelere ilham
kaynağõ oldu. Aynõ raporun “tavsiyeleri”ne uy-
gun yasa değişikliği tasarõsõ geçen günlerde
TBMM Meclis komisyonlarõna gönderildi bile...
İşte yapõlmak istenen değişiklikler:
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca hazõr-
lanan “İmar Yasasında Değişiklik” tasarõsõn-
da ilk müdahale yasanõn “planlama disiplini”ni
öngören 3. maddesine yapõlõyor. Herhangi bir ala-
nõn plana aykõrõ kullanõlamayacağõnõ öngören fõk-
raya “bakanlığın resen müdahalesi” ekleniyor.
Aynõ maddeye özellikle meslek odalarõnõn yi-
ne bakanlõkça “denetlenmesi”nin getirilmesi
ise “demokratik kurumların etkisizleştiril-
mesi” niyetini açõğa çõkarõyor. Tasarõdaki “ba-
kanlık, meslek odalarının her türlü iş ve iş-
lemlerini yönlendirir ve denetler..” hükmü,
TMMOB ve odalarõn adeta “bakanlığa bağlı
genel müdürlük” konumuna getirilmesi anla-
mõnõ taşõyor...
Çıkar amaçlı düzenleme
Tasarõnõn çevre ve kültür değerlerine yöne-
lik “imar darbesi” ise yasadaki “istisna”larda
yapõlan değişiklik...
Yürürlükteki İmar Kanunu’nun 4. maddesinde
“Boğaziçi Yasası”, “Kültür ve Tabiat Var-
lıklarını Koruma Yasası”, “Çevre Yasası” gi-
bi tarihi ve doğal alanlarõn korunmasõyla ilgi-
li yasalarõn “önceliği” vurgulanõrken tasarõda
aynõ kural kaldõrõlarak bu gibi “özel kanunla-
rın bu kanuna aykırı olan hükümleri uygu-
lanamaz” hükmü yer alõyor. Böylece çevrenin
ve kültürel-doğal zenginliklerin güvenceleri olan
diğer yasalar tümüyle “etkisiz”leştiriliyor...
Tasarõda, son yõllarda giderek artan, kimi ka-
mu kurumlarõnõn “çıkar amaçlı imar düzen-
lemeleri”ne de “koruyucu” hükümler var. Ya-
sanõn 7. maddesindeki “harita ve planların ya-
pım ve onama yetkisi” konusunda “belediyeler
ve valilikler” hükmü kaldõrõlarak “ilgili ida-
reler” tanõmõ getiriliyor. Böylece “Özelleştir-
me İdaresi”, “TOKİ” gibi kuruluşlara tanõnan
“pazarlamaya dönük planlama” yetkileri
imar yasasõnda da güvenceye alõnõyor.
İmar Yasasõ’nõn “kamu yapıları”yla ilgili 26.
maddesinde öngörülen değişiklik de depreme da-
yanõklõlõklarõ tartõşma konusu olan bu yapõlarõn
denetiminde “ticari” kuruluşlarõ devreye soku-
yor. Yeni düzenlemede “yeterli teknik per-
soneli bulunmayan kamu kurum ve kuru-
luşları”, yeterli elemanõ olan diğer kamu ku-
rumlarõndan ya da kamu yararõna çalõşan mes-
lek odalarõndan destek almak yerine “yapı de-
netim şirketleri”ne yönlendiriliyor. Ayrõca “de-
netim hizmetlerine yardımcı olmak için ku-
rulan ve bakanlıktan belge alan mimarlık,
mühendislik ve müşavirlik kuruluşları” ta-
nõmõyla da yine meslek odalarõna “rakip” kõ-
lõnacak yeni ticari kuruluşlar tanõmlanõyor...
Bilimsel denetim devre dışı kalıyor
İmar Yasasõ’ndaki değişiklik tasarõsõnda
öngörülen bütün bu “darbeci” hükümler,
“plan tadilatlarının zorlaşması”, “planla-
rın itirazların sonuçlanmasının ardından
kesinleşmesi” gibi bazõ “olumlu” denilebi-
lecek yeniliklerin de kamu ve toplum yararõ-
na uygulanmasõnõ engelleyecek nitelikte...
Çünkü “bilimsel ve demokratik denetim” tü-
müyle devreden çõkarõlõrken ülkenin ve kent-
lerin imarõnda bütün yetkiler egemen “siya-
si erk”lere bağlanõyor.
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türkiye ile İsrail ara-
sõnda yaşanan alçak koltuk krizinin
hemen sonrasõnda Ankara’ya gelen
İsrail Savunma Bakanõ Ehud Ba-
rak, Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ
Danny Ayalon’un neden olduğu
skandala ilişkin Türkiye’nin gönlünü
almaya çalõştõ. Ayalon’un alçak
koltuğa oturtarak mesaj vermeye ça-
lõştõğõ Türkiye’nin Tel Aviv Bü-
yükelçisi Oğuz Çelikkol’a özel il-
gi gösteren Barak, “Türk Büyük-
elçisi’ne yönelik tavrı onaylamı-
yorum” dedi. Barak, Çelikkol ile
hatõra fotoğrafõ da çektirdi.
Barak devletin zirvesinden ran-
devu alamazken daha önce iki gün
olarak programlanan Türkiye ziya-
retini yaşanan kriz sonrasõnda bir gü-
ne indirdi. Sabah saatlerinde gelen
Barak’õ havaalanõnda Ankara Vali
Yardõmcõsõ, İsrail’in Ankara Bü-
yükelçisi ve Savunma Bakanlõğõ
adõna bir tuğgeneral karşõladõ.
İlk olarak Anõtkabir’i ziyaret eden
Barak, Anõtkabir Özel Defteri’ne
“Savaşta ve barışta bir kahraman
olan Kemal Atatürk’e büyük tak-
dir ve hayranlık duygularımla
buradayım” yazdõ.
Barak ilk olarak Dõşişleri Bakanõ
Ahmet Davutoğlu ile bir araya
geldi. 3 saat 20 dakika süren kritik
görüşmeye, iki bakanõn yanõ sõra
Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi
Çelikkol ile İsrail’in Ankara Bü-
yükelçisi Gaby Levy de katõldõ. Gö-
rüşmeye, Ayalon’un alçak koltuk
skandalõ ile patlak veren ve son ola-
rak da Çelikkol’u sõnõr dõşõ etme teh-
didi ile sürdürdüğü Türkiye aleyh-
tarõ tutumu damgasõnõ vurdu. Da-
vutoğlu, Türkiye’nin duyduğu ra-
hatsõzlõğõ bütün açõklõğõ ile Ba-
rak’õn dikkatine sundu.
Türkiye ile ilişkilere büyük önem
verdiklerini vurgulayan Barak da,
“Türk Büyükelçisi’ne yönelik bu
tavrı onaylamıyorum” diyerek
yapõlan hatayõ gidermeye çalõştõ.
Bu krizin dõşõnda Davutoğlu iki-
li ve bölgesel konularõ da gündeme
taşõdõ. İsrail’in Gazze’ye yönelik ab-
lukasõnõ kaldõrmasõ için somut adõm
atmasõnõ isteyen Davutoğlu, Anka-
ra’nõn bu konudaki görüş ve bek-
lentilerini aktardõ.
Barak, Milli Savunma Bakanõ
Vecdi Gönül ile de bir araya geldi.
Görüşme yaklaşõk 1 saat sürdü. İki
bakan görüşmenin ardõndan ortak
basõn toplantõsõ düzenledi. Barak, bir
gazetecinin, “Ayalon’un devam
eden açıklamalarıyla ilgili değer-
lendirmesini” sormasõ üzerine “Dış-
işleri Bakan Yardımcısı zannedi-
yorum özürlerini iletmişti. İnanı-
yorum ki bir hata oldu” dedi.
‘10 insansız uçak geliyor’
Gönül ise iki ülke arasõnda ilişki-
lerin iyi seviyede devam ettiğini be-
lirterek “M-60 tank modernizas-
yonu kapsamında kalan 14 tank
2010 yılının Şubat ayı sonuna ka-
dar tamamlanacaktır” dedi. Gö-
nül, “İnsan Hava Aracı Proje-
si”yle ilgili olarak da mart ayõnda 6,
haziranda ise 4 uçağõn teslimatõnõn
gerçekleşeceği bilgisini verdi.
‘Memura
grev’
çıkmazı
EMİNE KAPLAN
ANKARA - AKP hükümetinin
önümüzdeki günlerde TBMM
gündemine getirmeyi planladõğõ
mini anayasa paketinde, memurla-
ra toplusözleşmeli grev hakkõna
ilişkin bir düzenlemenin de yer
alacağõ belirtiliyor. Ancak konu-
nun nasõl düzenleneceği konusun-
da sõkõntõ yaşanõyor. AKP yöneti-
cileri, güvenlik ve itfaiye gibi
alanlarda memurlara grev hakkõ
verilmesinin sakõncalõ olacağõnõ,
diğer alanlarda ise grev hakkõ ile
birlikte kamuya lokavt hakkõ veril-
mesinin gerektiğini kaydettiler.
Türkiye’de memur sayõsõnõn çok
fazla olmasõ nedeniyle hangi işkol-
larõna grev hakkõ verileceği, hangi-
lerine verilmeyeceği tartõşõlõyor.
AKP’nin halkoylamasõnõn 120
günden 45 güne indirilmesine
ilişkin yasa önerisinin
TBMM’den geçirilmesinin ardõn-
dan gündeme getirmeyi planladõ-
ğõ mini anayasa paketinde, me-
murlara toplusözleşmeli grev
hakkõ verilmesine ilişkin düzenle-
meye de yer verilmesi bekleniyor.
Ancak AKP yöneticileri, bu ko-
nuda bir düzenleme yapmanõn sõ-
kõntõlõ olduğunu dile getiriyor.
AKP kulislerinde, konuyla ilgili
olarak yapõlan değerlendirmeler
şöyle:
Memura grev, kamuya lo-
kavt hakkı: Anayasada memur-
lara grev hakkõ verilmesine iliş-
kin bir düzenlemeye gidilirse iş-
veren konumundaki kamu ku-
rumlarõna da lokavt hakkõ veril-
mesi gündeme gelecek. Ancak
anayasa ve yasalarda memurlarõn
iş güvencesi bulunuyor ve me-
murluktan çõkarõlmasõ belli kriter-
lere bağlanõyor. AKP yöneticileri,
grev hakkõyla birlikte kamu ku-
rumlarõna lokavt yetkisi verilme-
sinin gündeme geleceğini belirte-
rek, “Türkiye’deki sistem biraz
karışık. Bu konuda dengeli bir
düzenleme yapılmalı. Ancak
bunun yapılması da zor görü-
nüyor” görüşünü dile getirdiler.
Bazı memurlara grev hak-
kı: AKP hükümeti, memur statü-
sündeki çalõşanlarõn belli kesim-
lerle sõnõrlandõrõlmasõ, bunun dõ-
şõndaki kollarda çalõşanlarõn “söz-
leşmeli” statüsünde çalõştõrõlmasõ-
na ilişkin bir yasa taslağõ çalõşma-
sõ yapõlmõştõ. Ancak bu taslak,
uzun süre tartõşõlmasõna karşõn ya-
şama geçirilemedi. Bir anayasa
değişikliği yapõlmasõ durumunda
kamu personel rejimi taslağõnda
öngörülen sistemin anayasaya ta-
şõnabileceği, grev hakkõ verilme-
yecek güvenlik görevlileri gibi
mesleklerin sağlam iş güvencesi
ve özlük haklarõnõn verilmesi,
sözleşmeli statüde çalõşacak kişi-
lere de grev hakkõ verilebileceği
kaydediliyor.
AMACI ‘TEHDİTMİŞ’
Ankara’ya gelen İsrail Savunma Bakanõ, skandala ilişkin gönül almaya çalõştõ
Barak: Tavrı onaylamıyorum
Karşõlõklõ õlõmlõ mesajlar
Başbakan Erdoğan, gerilimi daha ileriye götürmek istemediklerini söyledi. İsrail
Dõşişleri Bakanõ, Büyükelçi Çelikkol’a yönelik tavrõn hata olduğunu kabul etti
Haber Merkezi - Başbakan Tayyip Erdo-
ğan, İsrail’le yaşanan gerilimle ilgili olarak
“Biz bu olayı daha fazla ileriye taşımayı dü-
şünmüyoruz” dedi. İsrail Dõşişleri Bakanõ
Avigdor Lieberman da, İsrail Büyükelçisi
Oğuz Çelikkol’un alçak koltuğa oturtulmasõnõ
“hata” olarak değerlendirerek, “Umarım iliş-
kileri eski haline getirebiliriz” diye konuştu.
Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti ön-
cesi Esenboğa Havaalanõ’nda açõklamalarda
bulundu. Türkiye ile İsrail arasõnda yaşanan
krize değinen Erdoğan, “Bir koalisyon hükü-
metinin içindeki sıkıntıyı dile getirmemiz la-
zım. Ehud Barak koalisyonun ikinci büyük
ortağı. Diğeri de bakan yardımcısı ve haddi
aştığı ortada. Bugün Ehud Barak’ın burada
yaptığı açıklama önemli olandır” dedi.
Öte yandan İsrailli Bakan Lieberman, Norveç
Dõşişleri Bakanõ Jonas Gahr Stoere’yle yaptõ-
ğõ görüşmenin ardõndan ilk kez ‘net’ konuştu.
Lieberman, Tel Aviv’in İsrail karşõtõ yorumlarõ
ve Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki görüntüleri
protesto etmesinin “özünde meşru” bir hareket
olduğunu ancak büyükelçi Çelikkol’un, aşağõ-
lanmasõnõn “hata” olduğunu söyledi. Lieber-
man, “Kimseyle kavga etmek istemiyoruz.
Umarım Türkler İsrail ve Yahudilere saygılı
davranır. Tarih başka türlü bir davranışa
izin veremeyeceğimizi göstermiştir” dedi.
‘Tehdit mesajı yollamak istedim’
İsrail Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ Danny
Ayalon ise bir televizyon kanalõnda verdiği rö-
portajda, Türk televizyonlarõnda oynayan dizi-
lerde İsrail’i eleştiren bölümleri kastederek
“Eğer İsrail’e bir saldırı olursa, büyükelçiyi
sınır dışı etmek dahil tüm ihtimaller göz
önünde bulundurulur. Kimseyle münakaşa-
ya girmek istemiyoruz ama boş boş oturma-
yız” dedi. Ayalon, amacõnõn Çelikkol’u aşağõ-
lamak olmadõğõnõ, Türkiye’ye “tehdit mesajı
yollamak” olduğunu ifade etti.
Doktorlara
tercih zorlamasõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükü-
meti yeni bir anayasa değişikliği paketi üzerin-
de çalõşõrken, referandum süresini 120 günden
45 güne indiren yasa önerisi bu hafta TBMM
Anayasa Komisyonu’nda görüşülecek.
TBMM Genel Kurulu, haftaya görüşmeleri
yarõm kalan üniversite ve sağlõk çalõşanlarõnõn
tam gün çalõşmasõnõ öngören yasa tasarõsõ ile
başlayacak. Tasarõnõn bu hafta Meclis’ten ge-
çirilmesi planlanõyor. Sağlõk meslek örgütleri-
nin protesto ettiği düzenleme yasalaşõrsa, üni-
versite hastaneleri ile devlet hastanelerinde ça-
lõşan hekimler tam gün çalõşmak zorunda kala-
cak. Hekimlerden, üniversite veya muayeneha-
neleri arasõnda seçim yapmalarõ istenecek.
Tam Gün Yasa Tasarõsõ’nõn yasalaşmasõnõn
ardõndan “Kamu Düzeni ve Güvenliği Müs-
teşarlığı” kurulmasõna ilişkin yasa tasarõsõnõn
görüşmelerine başlanacak. Terörle mücadelede
kurumlar arasõnda koordinasyonu sağlamak
üzere kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlõğõ
kurulmasõnõ düzenleyen tasarõya göre, müste-
şarlõğõn, güvenlikle ilgili operasyonel bir gör-
evi olmayacak. Müsteşarlõk bünyesinde istih-
barat değerlendirme merkezi oluşturulacak.
Gizlilik içeren işler için bütçesine, örtülü öde-
nek konulacak. Meclis’te, TOKİ’ye devredilen
arazi ve arsalarõn, arazi vergisinden muaf ol-
masõnõ öngören yasa tasarõsõ görüşülecek.
TAM GÜN TASARISI MECLİS’TE
FIRAT KOZOK
ANKARA - Milli Eğitim Ba-
kanlõğõ’nõn Ders Kitaplarõ ve Eğitim
Araçlarõ Yönetmeliği’nde yaptõğõ
değişikliklerle yayõnevinden ba-
ğõmsõz kitap yazan bir öğretmen, ki-
tabõnõn okullarda okutulmasõ için ba-
kanlõğa başvuramayacak. Bir kita-
bõn incelenmesi için bakanlõğa or-
talama 6-7 bin TL verilecek.
Yeni yönetmeliğin “Öğrencilere
aldırılamayacak kitaplar” baş-
lõklõ 41. maddesinde yer alan “Mil-
li Eğitim Bakanlığı tarafından
belirlenmeyen ders kitapları ile
okutulacak diğer eğitim araçları
öğrencilere aldırılamaz” hükmü
nedeniyle okullara girecek her tür-
lü yardõmcõ ders kitabõ ve okuma ki-
tabõ ile internet destekli yardõmcõ pa-
ketlerin onaydan geçmesi gerekecek.
Halihazõrda bakanlõk onayõ olmak-
sõzõn okullara giren bu tür paketler
öğrencilere tavsiye edilemeyecek.
Değişiklik ile bağõmsõz kitap yazan
bir öğretmen, kitabõnõn okullarda
okutulmasõ için bakanlõğa başvura-
mayacak. Yalnõzca yayõnevleri ki-
taplarõnõ bakanlõğa sunabilecek.
MEB’İN YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ
Bayõndõrlõk ve İskân Bakanlõğõ’nca hazõrlanan “İmar Yasasõnda
Değişiklik” tasarõsõnda ilk müdahale, yasanõn “planlama disiplini”ni öngören
3. maddesine yapõlõyor. Herhangi bir alanõn plana aykõrõ kullanõlamayacağõnõ
öngören fõkraya “bakanlõğõn resen müdahalesi” ekleniyor.
Görüşme sonrasında Barak, Büyükelçi Çelikkol’a özel ilgi gösterdi. (AA)
Ders kitaplarında
yayınevi tekeli
İstanbul Haber Servisi - CHP İs-
tanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin,
AKP’nin “İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti” çalõşmalarõnõ eleş-
tirerek, “İstanbul, Londra ve Pa-
ris’le karşılaştırılıyor. Ama bu ül-
kelerin hiçbirinde selden insanlar
ölmüyor. İstanbul’da kaçak ya-
pılaşma yüzde 65’ken, bu kent-
lerde kaçak yapılaşma sıfır” dedi.
Tekin, partisinin Kadõköy Bele-
diyesi Evlendirme Dairesi’nde dü-
zenlenen 33. Olağan İlçe Kongre-
si’ne katõldõ. Tekin, İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti’ne ilişkin
eleştirilerde bulunarak, İstanbul’un
Atina, Londra ve Paris’le kõyaslan-
masõ gerektiğini, ancak bu ülkeler-
de hiç kimsenin selden ölmediğini,
kentlerin tamamõnda kaçak yapõ-
laşmanõn sõfõr olduğunu, İstanbul’da
ise İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õn
deyimiyle kaçak yapõlaşmanõn yüz-
de 65 olduğunu vurguladõ.
Kongreye, CHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Bihlun Tamaylıgil, İs-
tanbul Milletvekili Algan Haca-
loğlu, Genel Sayman Mustafa Öz-
yürek, Milletvekili Nur Serter ve
çok sayõda partili katõldõ.
CHP KADIKÖY OLAĞAN KONGRESİ
‘Avrupa kentinde
kaçak yapı olmaz’