25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2010 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Gerçeği Görmek Gerek asirmen@cumhuriyet.com.tr AKP’li bazõ milletvekilleri, her kesimle kavgalõ bir görüntü sergilenmesinin yanlõş olduğunu belirtti EMİNE KAPLAN ANKARA - AKP yöneticilerinin milletvekilleriyle gruplar halinde yaptõğõ toplantõnõn üçüncüsünde, hükümetin bazõ kesimlerle kavga- lõ bir görüntü sergilemesi eleştiril- di. Bazõ milletvekilleri, seçime 1.5 yõl kaldõğõnõ anõmsatarak TEKEL işçilerinden eczacõlara kadar bazõ kesimlerle kavga eden bir hükümet tablosunun oluştuğunu vurgulaya- rak bunun yanlõşlõğõna işaret ettiler. Kürt açõlõmõna yönelik eleştiriler sü- rerken “Habur’da yaşanan gö- rüntüler çok büyük bir hataydı. Bu da iyi giden açılım sürecini olumsuz etkiledi. Hükümet zaten demokratikleşme için gerekli adımları atıyordu, buna ‘açõlõm’ adı verilmesi de doğru olmadı” görüşü dile getirildi. AKP yöneticilerinin, milletve- killeriyle gruplar halinde yaptõğõ toplantõlar sürüyor. AKP yönetici- leri, Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in de katõldõğõ ve önceki gün gerçekleştirilen 3. toplantõda, Kürt açõlõmõ süreci, hükümetin son dö- nemde işçi ve sağlõk sektörüne ilişkin politikalarõ, anayasa deği- şikliği değerlendirildi. Milletve- killerinin ağõrlõklõ bölümü açõlõm süreciyle ilgili görüş ve önerileri- ni dile getirdi. Bazõ milletvekille- ri, açõlõmda sonuna kadar gidilme- sini, bunun Türkiye açõsõndan bü- yük önemi olduğunu vurguladõ. Bazõ milletvekilleri ise demokra- tikleşme yönünde adõmlar atõlma- sõ gerektiğine, ancak süreç içinde büyük hatalar yapõldõğõna dikkat çektiler. Toplantõda, “Habur’da yaşanan görüntüler çok büyük hataydı. Bu da iyi giden süreci olumsuz etkiledi. Bundan sonra atılacak adımlarda daha dik- katli olunmalı, özenli davranıl- malıdır” dedi. Bir milletvekili, sürecin “açı- lım” adõyla lanse edilmesini eleş- tirirken “Hükümet zaten demo- kratikleşme için gerekli adımla- rı atıyordu. Şimdiye kadar birçok düzenleme yapıldı. TRT 6 açıldı, farklı dil ve lehçelerde kurs açıl- masının önündeki yasaklar kal- dırıldı. Cezaevlerinde mahkûm- ların yakınlarıyla kendi anadil- lerinde konuşma imkânı getiril- di. Bunlar zaten yapılıyordu. Birden ‘demokratik açõlõm’ de- nildi. Bu da toplumda ve muha- lefette bir tepki yarattı. Açılım denmeden de bunlar yapılabi- lirdi, buna bir ad konması yan- lış oldu” görüşünü dile getirdi. ‘Herkesle kavga edilmemeli’ Bazõ milletvekilleri, hükümetin son dönemde birçok kesimle kav- galõ bir görüntü sergilemesini eleş- tirdi. Bir milletvekili, TEKEL iş- çilerinin eylemini gündeme geti- rerek “Bunlar da bizim vatan- daşımız. Bir mağduriyet varsa çözüm bulunmalı. Abdi İpekçi Parkı’ndaki görüntüler hiç hoş olmadı. Ne işçinin dediği olsun ne de hükümetin dediği, bir orta yol bulunsun” dedi. Bir başka millet- vekili de, hükümetin son dönemde TEKEL işçilerinden eczacõlara ve sağlõk çalõşanlarõna kadar pek çok kesimle kavga ettiğini belirterek “Şurada seçime 1.5 yıl kaldı. Ama bakıyorsunuz pek çok ke- simle inatlaşma içindeyiz ve kav- ga ediyoruz, bu doğru bir yak- laşım değil. Sorunlar varsa uz- laşmacı bir yaklaşım içinde çö- zülmeli” dedi. Bazõ milletvekille- ri de, küresel krize karşõ alõnan ön- lemlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bir milletvekili, alõnan ön- lemler sonucunda esnaf ve sanayi kesiminin biraz rahatlatõldõğõnõ, ancak şu anda bir tõkanma yaşan- dõğõnõ belirterek “2001 yılında ya- şanan krizin ardından İstanbul açılımıyla bazı tedbirler alındı. Biz hükümete geldikten sonra da Anadolu açılımı yaptık. Ama şu anda da ekonomi alanında bir açılıma ihtiyaç var” dedi. Başka bir milletvekili ise, IMF ile anlaş- ma yapõlmasõ durumunda gelecek kaynağõn bir kõsmõnõn krizden et- kilenen esnaf ve sanayiciler için kullanõlmasõnõ önerdi. EFFAT Başkanı Buruno Vannoni: Hepimiz Türk’üz, hepimiz TEKEL işçisiyiz Avrupa’dan destek geldi Haber Merkezi - TEKEL iş- çilerinin bugün 32. gününe gi- ren mücadelelerine Türkiye’nin yanõ sõra pek çok ülkeden de destek yağõyor. Avrupa’dan iş- çi sendikalarõnõ temsilen Türki- ye’ye gelen Avrupa Gõda Sen- dikasõ Birliği (EFFAT) Genel Başkanõ Bruno Vannoni, TE- KEL işçilerinin yanõnda olduk- larõnõ belirterek “Milliyetimiz ne olursa olsun hepimiz Türk’üz, hepimiz TEKEL iş- çisiyiz” dedi. Direnişte olan TEKEL işçisine destek vermek için çok sayõda işçi, aydõn, ya- zar, gazeteci, sivil toplum örgü- tü temsilcisi bugün İstan- bul’dan Ankara’ya gidecek. Avrupa’dan işçi sendikalarõ- nõ temsilen Türkiye’ye gelen heyet, dün Türk-İş Genel Mer- kezi önünde TEKEL işçileri- nin bugün 32. gününe giren eylemine destek ziyaretinde bulundu. EFFAT Genel Baş- kanõ Vannoni, sorunlarõna çö- züm bulununcaya kadar TE- KEL işçileriyle birlikte ola- caklarõnõ vurgulayarak “Milli- yetimiz ne olursa olsun hepi- miz Türk’üz, hepimiz TE- KEL işçisiyiz. Baskıları kını- yoruz. EFFAT Başkanı ola- rak Başbakanınıza bizimle görüşmesi için mektup gön- deriyoruz ve bu problemin ayın sonuna kadar çözülme- sini talep ediyoruz” dedi. Destek çığ gibi İSTANBUL: Çok sayõda ya- zar, aydõn, demokratik kitle ör- gütü ve siyasi parti temsilcisi ile emekçiler, 32 gündür dire- nişteki TEKEL işçilerine des- tek verdi. Bir grup TEKEL iş- çisi de bugün saat 08.30’da Kartal Cevizli’deki TEKEL bi- nasõ önünden, Ankara’ya oto- büslerle hareket edecek ve so- nuçlanõncaya dek Ankara’da kalacak. Hareket öncesi dün aralarõnda Kartal Belediye Baş- kanõ Dr. Altınok Öz, gazeteci- yazarlar Rıza Zelyut, Arslan Bulut, Can Ataklı, Banu Avar, CHP, ADD, TGB, İKKB üyeleri, akademisyenler ile çok sayõda TEKEL işçisinin bulun- duğu grup, Kartal Cevizli’de TEKEL binasõ önünde bir ara- ya geldi. İZMİR: Türk-İş İzmir 3. Bölge Temsilciliği’ni ziyaret eden İzmir İl Genel Meclisi Başkanõ Serdar Değirmenci, TEKEL işçilerinin haklõ eylem- lerinde yanlarõnda olduklarõnõ vurguladõ. SAMSUN: TKP Samsun İl Örgütü de TEKEL işçileriyle dayanõşma kampanyasõ başlattõ. TKP, işçilere başta battaniye olmak üzere tabure, giyecek, yiyecek, her tür katkõ yapõlmasõ çağrõsõnda bulundu. Haber Merkezi - İngiltere Par- lamentosu, terör örgütü lideri Ab- dullah Öcalan’n serbest bõrakõl- masõnõn da tartõşõldõğõ bir oturuma ev sahipliği yaptõ. Muhafazakâr Parti Londra Milletvekili Andrew Pelling, hükümetin cevaplamasõ üzere yönelttiği soruda Öcalan’õn serbest bõrakõlmasõ için Türki- ye’ye baskõ yapõlmasõnõ istedi. Westminster Palace’da, İşçi Par- tisi ve Muhafazakâr Parti’den bir- kaç milletvekili, İngiliz vatandaş- larõ ve AB’den sorumlu Devlet Ba- kanõ Chris Bryant’õn katõldõğõ “Kürdistan” başlõklõ bir oturum gerçekleştirildi. Bakan Bryant, oturumda Muhafazakâr Partili mil- letvekili Andrew Pelling ile İşçi Partisi Sheffield milletvekili Meg Munn’un Kürtlerle ilgili sorularõnõ yanõtladõ. Toplantõda yaptõğõ ko- nuşmada DTP’nin Anayasa Mah- kemesi tarafõndan kapatõldõğõnõ hatõrlatan milletvekili Pelling, Öca- lan’õn “kötü hücre koşullarına rağmen” Kürtleri anayasal yola teşvik ettiğini, bunun da cesaret ve- rici bir gelişme olduğunu kaydet- ti. Kürtlere yönelik baskõlarõn de- vam ettiği iddia eden Pelling, Bryant’a “Sayın Bakan, Öca- lan’ın serbest bırakılması ko- nusunda Türkiye’yi itmenin Kürtlerin sorununun terör değil anayasa temelli çözülmesine ne gibi yararları olabileceğini dü- şünüyorsunuz” diye sordu. Soruyu yanõtlayan Bryant ise, “Öcalan’ın serbest bırakılması meselesi Türkiyeli yöneticilerin karar vereceği bir konudur” ya- nõtõ verdi. Bryant, Öcalan’õn ce- zaevi koşullarõ hakkõnda da “Tür- kiye’de genel olarak cezaevleri koşullarının ideal olmadığı açık” yorumunda bulundu. Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini be- lirten Bryant, “Fakat, Türki- ye’nin insan hakları ve hukuk sisteminde düzenlemeleri tam olarak yapmadan AB’ye gire- meyeceği de kesindir. Kürt me- selesi, Türkiye’nin AB’ye girmesi konusunda Kıbrıs meselesinden de önce gelen bir sorun” dediği öne sürüldü. Hükümete ‘kavga’ eleştirisi AKP yöneticilerinin milletvekilleriyle gruplar halinde yaptõğõ toplantõnõn üçüncüsünde, hükümetin politikalarõna eleştiri geldi. Bazõ milletvekilleri, seçime 1.5 yõl kaldõğõnõ, ancak hükümetin TEKEL işçilerinden eczacõlara kadar bir sürü kesimle kavgalõ bir görüntü sergilediğini belirterek bunun doğru bir politika olmadõğõnõ vurguladõlar. Açõlõm sürecinin de eleştirildiği toplantõda, Habur’daki görüntüler ‘büyük hata’ olarak nitelendirilirken sürecin ‘açõlõm’ adõyla yapõlmasõnõn da yanlõş olduğu kaydedildi. SANIKLARIN 4’Ü KORUCU Bozkuşcinayetine 6 müebbet DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’õn Dicle ilçesinde 10 yõl önce bir kişiyi öldüren 4’ü köy korucusu 6 sanõk müebbet hapse mahkûm oldu. 10 yõl önce arazi anlaşmazlõğõ nedeniyle Salih Bozkuş’un öldürülmesiyle ilgili davaya Diyarbakõr 3. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya olaya karõştõklarõ gerekçesiyle yargõlanan köy korucularõ Kadir, Ömer, Abdulaziz ve Zülfi Akelma ile Zeki Solmaz ve Mehmet Baytimur katõldõ. Dosyayla ilgili incelemesini tamamlayan mahkeme heyeti korucularõn “kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandõrõlmalarõna karar verdi. Ortak hareket ederek “ortada hiçbir geçerli neden yokken bir kişiyi öldürecek kişilik yapısında” olduklarõ ve pişmanlõk duymadõklarõ gerekçesiyle sanõklara ceza indirimi uygulanmadõ. Yıllardır tekrarladığım bir soruyu İsraillilerin de kendi kendilerine sorma zamanının geldiğini gösteren çok tipik bir olaydır, Tel Aviv Büyükelçimiz ile İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon arasında geçenler. Gerçekten de yıllardır düşünmüşümdür, Naziler döneminde milyonlarca Yahudinin çaresiz ve edilgen biçimde boğazlanmış olmalarının yarattığı travma, kurbanlardan sonra gelen kuşaklarda çok garip komplekslere neden olmuştur da, İsrail o yüzden mi, tepkilerinde ölçüsüz olup gereksiz sertlikler gösteriyor, diye. Danny Ayalon sokaktaki herhangi biri değil, Dışişleri Bakan Yardımcılığı’na kadar ulaşmış bir kişi. Son olayın Ayalon’un kişisel bozukluğunun ürünü olması, bu devlette mekanizmaların böylesine şaşkınlıkların en yüksek makamlara gelmesini engelleyecek denetim düzeneklerinden yoksun olduğunu gösterir en azından. Ama bana kalırsa, son olay İsrail’de görülen tuhaf bir kompleksin ürünü olan ölçüsüz toplumsal tepki bozukluğunun yeni bir örneğidir. İsrail bunu düzeltemezse çok daha güç durumlara düşer, tıpkı Ayalon’un son afra tafrası ile hem kendini, hem bakanlığını, hem de devletini acınacak kadar gülünç duruma düşürmüş olması gibi... Olayın daha fazla üzerinde durup, yorumlanacak bir yanı yok. Bu arada, bu olayın bizim de bazı gerçekleri görmemizi engellememesi yerinde olur. Türkiye, İsrail’in Filistin’deki saldırgan, ölçüsüz güç kullanan ve bir halkı hiçe sayan politikasını eleştirmekte haklıdır. Bu tavrından dolayı kimse Erdoğan’ı suçlayamaz. Ancak Türkiye Başbakanı olan kişinin, cezbeye kapılarak, Hazreti Süleyman Adaleti’nin tek dağıtıcısı olarak, İsrail’e haddini bildirecek, onu hizaya getirecek, etkin politikasıyla tek başına doğru yola sevk edecek bir ahir zaman Ortadoğu kahramanı pozuna bürünmesi de, böyle bir politika güttüğü görünümünü vermesi de doğru değildir. Türkiye’nin dış politikada kararlılıkla üzerine gidilmesinde, ve bu yolla çözülmesinde ulusal çıkarı olan sorunların ön sırasında gelmiyor, Filistinlilerin durumu. Kıbrıs sorununda gösterilmeyen kararlılığın Filistin için gösterilmesini anlamlandırmak da doğrusu güçtür. Ayrıca Tayyip Erdoğan’ın Filistin sorununa yaklaşımının ne kadar yerinde olduğu, kamuoyunu doğru yönlendirip yönlendirmediği de çok tartışma götürür bir konudur. Herhalde, Filistin’e giden yardım konusunda, son zamanlarda, Mısır’a gösterilen yersiz tepki bu yanlış yönlenmenin, soruna yalnız şiddet yanlısı Hamas’ın gözlüğüyle bakmanın sonucudur. İsrail’in yanlışı Ortadoğu ve Filistin konusunda ,Hamasçı Tayyip Bey politikasının yanlışını görmemize engel olmamalıdır... Ve Nâzım Caddebostan’da... Bugün dünyaca ünlü büyük şairimiz Nâzım Hikmet’in 108. doğum yıldönümü. Nâzım bugün birçok yerde çeşitli etkinliklerle anılacak. Yine bugün, geçen ay yitirdiğimiz Yıldız Sertel’in gayretleriyle yapılan bir proje yaşama geçecek. Yıldız Hanım “dâhi şairim, çocukluk aşkım, büyük dostum” dediği gurbet günleri yoldaşının bir heykelini, Caddebostan Kültür Merkezi’ne diktirmek üzere harekete geçmiş, fakat girişiminin gerçekleşmesini görme fırsatını bulamadan ölmüştü. Heykel sanatçısı Ferit Özşen tarafından beyaz mermer üzerine bronzdan yapılacak heykelin açılış töreni bugün saat 19.00’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) olacak. Aynı gün saat 21.00’den itibaren, Cem TV’de Süheyl Batum Hoca ile birlikte yaptığımız ve bu hafta TEKEL işçileri konusunu işleyeceğimiz programda bulunacağımdan, açılışa katılamıyorum. Ama önümüzdeki günlerde oraya gideceğim, hem Nâzım’ı göreceğim, hem de Yıldız Hanım’ı anacağım. Yıldız Sertel’in ve Nâzım’ın okurlarının katkısıyla yapılan heykelin açılış töreninde bulunarak, Nâzım’ı da Yıldız Hanım’ı da yalnız bırakmayınız lütfen. Unutmayalım, değerlerimiz onlara sahip çıktığımız ölçüde bizimdirler... BAKAN ERGİN’E TEPKİ Tarhan: Gözdağı veriyorlar MAYINA BASAN GENÇ Bakanlık mahkûm oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YAR- SAV) Başkanõ Emine Ülker Tarhan ve yönetim kurulu üyeleri YARSAV Genel Merkezi’nde basõn toplantõsõ dü- zenledi. Tarhan, Adalet Bakanlõğõ mü- fettişlerinin Sincan Adliyesi’ndeki ara- malarõnõ “rutin” bir işlem olarak değer- lendiren Adalet Bakanõ Sadullah Er- gin’e sert tepki gösterdi. Müfettişlerinin Sincan Adliyesi’ndeki aramalarõnõn ne- denini “bütün yargı camiasına gözdağı vermek” olarak yorumlayan Tarhan, Bakan Ergin’e “YARSAV kurucu baş- kanı hakkındaki dosyaya üstelik TİB başvurusu sonucunda alelacele müfet- tiş gönderilmesi, nasıl rutin bir uygu- lamadır? YARSAV kurucu başkanı hakkındaki dosya ile TİB arasında ne gibi bir ilgi ve bağlantı vardır? Bu uy- gulamalar, özelde Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ile YARSAV ku- rucu başkanını, genelde ise tüm yar- gıç ve savcıları hedef alan bir baskı(n) mıdır?” eleştirisinde bulundu. Tarhan, “Bu uygulamayla, örneğine rastlan- mayan ‘adliye baskõnlarõ’ yolu ile yar- gıçlar üzerinden yargıya baskının ye- ni bir versiyonu ortaya konulmuştur” dedi. Tarhan, haklarõnda dinlenme karar- larõ verildiği kuşkusu bulunan yargõç ve cumhuriyet savcõlarõna “haklarını ara- ma” çağrõsõnõ da yineledi. TARTIŞMALI TAKVİME TOPLATMA KARARI DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) - Siirt Belediyesi’nce Kürtçe, Türkçe ve Arapça dillerinde bastı- rılan takvim, “yasadışı örgütlerin renklerini taşıdığı” gerekçesiyle Si- irt Sulh Ceza Mahkemesi kararı ile toplatıldı. Siirt Belediyesi’nin 3 dil- de bastırdığı takvimin 2. ve 5. say- fasında yer alan miting fotoğrafla- rındaki renklerin “yasadışı örgüt- lerin renklerini taşıdığı” belirtildi. Siyasi yasaklı bağımsız Belediye Başkanı Selim Sadak, amaçlarının halka hizmet olduğunu belirterek, “İlk defa 3 dilde bir takvim çıkar- dık. Bundan da rahatsız oluyorlar” dedi. Toplatma kararının hukuki olmadığını vurgulayan Sadak, “Kürtlerin renklerine, diline, kül- türüne tahammül etmeyeceksin ve açılım diyeceksin” diye konuştu. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su) - Bingöl’ün Genç ilçesine bağlõ Yaz- konağõ köyünde dolaşõrken mayõn patla- masõ sonucu gözünü ve kolunu kaybe- den Sabri İşlek’e İçişleri Bakanlõğõ “Orası terör bölgesi, dolaşmasaydı” yanõtõ verdi. Mahkeme devleti 77 bin TL tazminat ödemeye mahkûm etti. Sabri İşlek, Yazkonağõ köyünün boş- altõlmasõ üzerine ailesiyle birlikte Diyar- bakõr’a göç etti. OHAL’in kaldõrõlmasõ ardõndan İşlek ailesi köylerine döndü. 8 Ağustos 2004’te köyünde dolaşmaya çõ- kan İşlek karakolun önünden geçerken mayõna bastõ. Olay tarihinde 16 yaşõnda olan İşlek’in ailesi, İçişleri Bakanlõğõ aleyhine tazminat davasõ açtõ. İçişleri Bakanlõğõ savunmasõnda, bölgenin sivil- ler açõsõndan güvenli bir yer olmadõğõnõ bildiği halde İşlek’in bölgede dolaştõğõnõ belirterek tazminat istemine karşõ çõktõ. Jandarmanõn patlamada kusuru bulun- madõğõnõ iddia eden Bakanlõk, davanõn reddini talep etti. Mahkeme kararõnda Türkiye’nin taraf olduğu Ottowa Sözleş- mesi’ni anõmsattõ. Kararda, “Bu sözleş- mede, ‘Özellikle çocuklardan oluşan si- viller, anti personel mayõnlarõn acõ kur- banõ olmaktadõr’ deniliyor. Anayasamı- zın 125. maddesine göre kusurlu idare zararı ödemekle yükümlüdür” denildi. Mahkeme, bakanlõğõn toplam 77 bin lira tazminat ödemesine karar verdi. İngiliz Parlametosu’nda ‘Öcalan’a özgürlük’ istediler İstanbul Haber Servisi - Bele- diye-İş Sendikasõ’na bağlõ itfaiye iş- çileri ve özel güvenlik görevlileri- nin örgütlendiği Özel Hizmet Ça- lõşanlarõ Sendikasõ (Öziş-Sen) yö- netim kurulu üyeleri CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin’i ziyaret etti. Tekin, kuracaklarõ “işçi büro- ları” ile emekçilerin sorunlarõnõ izleyeceklerini belirterek, “Bu da CHP’nin işçi açılımı” dedi. CHP İstanbul İl Başkanõ Tekin, Belediye-İş Sendikasõ 5 No’lu Şube Başkanõ Nihat Altaş ve Öziş-Sen Başkanõ Sedat Sevinç’in de aralarõnda bulunduğu temsilci- lerle yaptõğõ görüşmede, işçilerin taleplerinin haklõ olduğuna dikkat çekti. Tekin, “İşçi kardeşlerimi- zin bu mücadelesinde, hak ara- ma eylemlerinde CHP olarak biz her zaman yanlarında olacağız. Çalışanların sorunlarının takip edilmesi amacıyla ‘işçi bürolarõ’ kuracağız” dedi. Altaş da ey- lemdeki itfaiye işçilerine verdik- leri destekten dolayõ Tekin’e te- şekkür etti. Altaş, “Biz 2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti’nde mücadelemize demokratik ku- rallar içinde devam edeceğiz” dedi. Sevinç de yeni kurulan bir sendika olduklarõnõ belirterek, ör- gütlenmede zorluklar çektiklerini ve işverenin sendikalõ çalõşanlara baskõ yaptõğõnõ açõkladõ. CHP işçi bürosu kuruyor MİLLETVEKİLİ PELLING: TÜRKİYE’YE BASKI YAPILSIN TEKEL’in Kartal Cevizli’deki binasının önüne gelen çok sayıda yazar, aydın, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi TEKEL emekçilerinin 32 gündür süren eylemine destek verdi. (SİBEL BAHÇETEPE)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear