26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 27 EYLÜL 2009 / SAYI 1227 KULE CANBA SUNAY AKIN İncirlik'i inciye dönüştürmek... T ürkiye'de en çok konuşulan ve tartışılan havaalanı Adana'mn încirlik beldesinde buluııan Amerikan Üssü'ndedir. 1950'li yıllann başında kurulan havaalanı için dönemin siyasilerinin bir kısmı "üs" yerine "tesis" adını kullaıımışlardır. Birinci ve tkinci Körfez Savaşı sırasında Amerikan savaş uçaklannın bombalarla havalanıp boş döndükleri havaalanı sanat dünyamızda da çıkar karşımıza! tstiridyenin içine giren ve canını yakan kum taneciğini bir salgı üreterek inciye dönüştürmesi gibi, biz de, Amcrika savaş uçaklannın topraklarımıza konmasına neden olan Incirlik Havaalanı'na iki öyküyle yazımızda yer verelim: llk öykü, edebiyatımızın Toroslar kadar yiice ve güçlü kalemi Osman Şahin'e ait. Yazar, "Ustahmet Çeliği" adlı öyküsüne şöyle başlar: "lncirlik Üssü'nden kalkan tek kişilik F 84 tipi keşif uçağı, tepelerin sırtını yalayarak yukan Toroslara doğru uçtu. Gülek ağzmdan batıya kayarak Silifke üstünde göründü. Yer yer donuk mat yeşili, yer yer de çekirge kiri rengindeydi. Ürkünç karanlik ağzını açmış, havayı enıen clev bir kaya balığına benziyordu." Uçak, Türkçe'nin güçlü rüzgân Osman Şahin'in anlatımıyla öyküde iki sayfa uçar... Ne var ki, bir dağa çarparak çıkardığı patlama sesiyle "ağaç başlan kai" yüklerini" döker. Uçağın düştüğünü gören köylüler kaza yerine doğru koşarlar. Birkaç saat sonra da bir Amerikan helikopteri gelir. Olay yerindc inceleme yapan kurtarma ekibi pilotıuı cesedini aldıktan sonra Kalegediği'ndcn uzaklaşır. Kazanın olduğu Kalegediği adını, Bizans kralı Jüstinyen döneminde yapılan kalenin harabelerinden almaktadır. Kışın kurtlara ev sahipliği yapan uçağın enkazma bahar çiçekleriyle birlikte "Ustahmet" yanaşır... Demirci ustası olan Ahmet, çıraklanyla birlikte uçaktan arta kalan parçalan toplar ve köye götürür. Sonrasını Osman Şahin'den okuyoruz: "Gece gündüz yandı ocak, tüttü baca. Gece gündüz harlayan körüğün sesiyle inledi köy. Uçak parçalarının her biri basit, kullanışlı kara demir kıskaçlannın ağzında kıpkımıızı bir korda, ocaktan örse, örsten ocağa taşındı. Evrile çevrile dövüldü örsün üstünde." Daniel Defoe, ünlü roman kahramanı Robinson Crusoe'yu batığa daldırır ve ekini biçmek için bir kılıç bulmasını sağlar. lnsan öldünnek amacıyla yapılan kılıç, Robinson'un elinde bir üretim aracı olarak kullanılır. Osman Şahin, çocukluğuııun geçtiği Toros Dağlan'nda tanık olduğu uçak kazasından geriye kalan enkazm, köyün demirci ustası Ahmet'in atölyesinde dönüşümünü görür. Şahin, savaş uçağmdan arta kalan çeliğin, bir demirci tarafından işlenerek geldiği son yeri bakın nasıl anlatıyor: "Yoksul Toros köylüsünün bir çift öküzünün çektiği karasabanlann ucunda toprağı sürdü. Sürülen, kabartılan toprakta avuç avuç saçılan tohumun çimlenmesine katıldı." lncirlik'teki Amerikan askerlerinin çöpe atıklan şişeleri toplayan kimi Adanalılar, bunlan üç tekerlekli seyyar arabalara koyarak "Booooş... Booooş..." diye bağırarak sokaklarda satarlar... Bu bağınş adlannın kısa sürede "Boşboşçular"a çıkmasına neden olur. Zamanla seyyar arabalarda, İncirlik üssündeki Amerikalılann kullanmadıklan, elden çıkardıklan ayakkabı, elbise, radyo, oyuncak gibi eşyalar da görünmeye başlanır. tşler o kadar iyi gider ki, Boşboşçular seyyarlığı bırakırlar ve kentin bir köşesinde "Amerikan Pazarf'nı kurarlar:.. tşte, ikinci öykümüzün kahramanı, ilk gitannı 2. el eşya satan bu dükkânların binnden satm alır. Bu, lncirlik'teki bir askerin çelik dolabında sakladığı, barakalarda etrafına toplanan arkadaşlarına şarkılar söylediği, kırık, eski bir gitardır. Genç adam, gitarı evine getirir getirmez radyonun düğmesini "Radyo One" adlı kanala getirir... Bu kanal, İncirlik'tcki Amerikahlar için kurulmuşrur ve "yurttan sesler" tarzında yayın yapmaktadır. Müziğe sevdalı Adanalılar, Elvis Presley, Beatles gibi döneminin ünlü şarkıcılannı, gruplarını çatıya koydukları kaçak antenler sayesinde yıllardır dinlemektedirler!.. 16 yaşındaki delikanlı, radyonun başında, elinde ilk gitarıyla Carlos Santana'nın şarkısını ¥ + ' beklemektedir... O genç adamın adı Yaşar'dır... Şarkılannı büyük bir hayranhkla dinlediğimiz, edebiyat sevgisi ve birikimiyle öne çıkan Yaşar!.. Cemal Süreya'yı çok sever Yaşar... Öyle ki, bir klibinde şairin Can Yayınlan'ndan çıkan "Sevda Sözleri" adlı kitabına bile yer verir... Cemal Süreya'nın toplu şiirleri bir başka * yayınevine geçince, klibi izleyenleri yanlış yönlendirdiği hissine kapılır sanatçı... Ve, kitabın yeni baskısını, yeni kapağıyla başka bir klibinde gösterir!.. Yaşar'ın yolu gitanyla birlikte Fransa'nın Nice kentine düşer, 2001 yılında... Bir taksi tutan sanatçı şöförc Sen Paul de Vcnce'a gitmek istediğini söyleyince adam şaşırır! Yaşar'ın söylediği yer, başı karlı bir dağın eteğine kumlu küçük bir köydür. Yaşar, köyün mezarlığının kapısında indiğinde şöforün şaşkınlığı bir kat daha artar!.. Her halinden buralara ait olmadığı belli olan bu adam, ne aramaktadır bu köy mezarlığında?.. Aradığı mezarın ncrede olduğunu bilmemektedir sanatçı. Bu yüzden, sabırla, tek tek okur mezar taşlannı. Zaman ilerlemekte, gökyüzünün eli gardıroptaki siyah pelerine uzanmaktadır. Mezarlıkta, kan koca yanyana yatmaktadır. Yaşar, bir süre sessizce durıır başuçlarında. Sonra, kollannı iki yana açar ve sanki Adana'da yatmakta olan akrabalannın mezanndaymış gibi dualar okur. Sanatçı, mezarda yatanların Müslüman olmadıklannı gayct iyi bilmcktedir. Zaten, o" köy mezarhğına gömülü kendi inancından bir kişi bile yoktur... Nasıl olsun ki?.. Ülke Fransa... Yer, rüzgânn kar soğuğu taşıdığı bir dağ köyü... Birden, mezarda yatanlann Musevi olduğunu anımsar Yaşar!.. Musevilerin geleneğinde ziyaret ettikleri mezarda yatanlara saygı göstergesi olarak taş bırakma olduğunu bilmektedir. Taş aramaya koyulur... Ama yakınlarda bulamaz. Kararan hava arayışını zorlaştırsa da, sonunda bulur taşı... Ve, saygısını belirtmek için onca yolu geldiği adamın mezarının üstüne koyar... Mezar taşında "Chagall" yazmaktadır!.. • Pazar Çizer yazar çizer: Zafer Temoçin (zafertemocin@gmail.com) ii >'' ' j ı ıU r . : w' f ıı j i ' ' ' ' i' f . ı >"t )/i •: ı-,j.,.l'j 1 i >•!• , P > . n ; - . - . . - > t 'ya ilk kez geliyorsanız.sabah yatağınızdan ihtilal olduğunu sanarak uyanabilirsiniz... llçedeki askeri birlikler güne başlamışlardır... ?,?m r H°î î ay i vının ka P' sına Tatifegittiğibeldelerin boy ortalamasını 15cm. uzatan Aydın Gündüz dostumuzla karşılasınca dünyalar bizim oldu.. ^F^y,mst ^^iŞ&d^!^^SWS' - • Aydm ' b>2eFoça'nmekonomikyaşamıylailgiliçokişeyarayacakbilgiferverdi... ne renkli, ne eğlenceli bilgiler alacaktık... Amaaaaa... Kahveyi masrafa yazıp yayın yönetmenime fatura odetme düşüncesinin verdiğimutlulukla kahvehanenin yolunu tuttum. » ITPP Foça'yagelmişken, kafadan bihastalıkuydurupmanzarasıyla ünlü Devlet Hastanesi'ne de bi uğrayalım dedik... Cihan kızmasm ama, Foça'da güneşin bat/şınm da bi başka güzel olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz... Foça'lı balıkçıların ustalıklannı duyardık ama, burada gözlerimizle görme fırsatı elde ettik... S/ren Kayalıklan'ndayakaladıklan efsanevi denizkızı büyük bir ustalıkla sayfamızı kurtanverdi. |y(Ll6lAA|ZI ÜMUTAUV ÇİZ6R İ Eski Foça 'nm simgesi horozmuş... Yeni Foça nın sımgesi ise soyu tükenmekte olan Âkdeniz foku... Zaten Foça adı, fok balıgı demek olan "phokaı"den gelmeymiş... Peki, /a çağdas Foça nın simgesi? Oda 7 yıi önce buraya yerleşen Tank Dursun K. o/sagerek... . Tank Dursun F. (Foçanm Fsı) + • ... •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear