26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İÇTEN ve dıştan olur olmaz ve- silelerle eleştirdiğimiz devletimiz bazen dünyaya parmak ısırtacak uygarca işler yapabiliyor. Altmış bir yıl önce, çok parti- li döneme geçişten sonraki CHP iktidarı sırasında 5245 sayılı ya- sanın çıkarılışı bunlardan biri. Hukuk, “Yasalar genel olur, ki- şiler için yasa çıkarılmaz” diye dursun, şu yasanın adına bakın: “İdil Biret ve Suna Kan’ın Ya- bancı Memleketlerde Müzik Tah- siline Gönderilmelerine Dair Ka- nun.” Üstelik, bununla da yeti- nilmemiş, 1956’da Demokrat Parti iktidarı da, bu kez hukukun genellik kuralına uygun olarak, “Güzel Sanatlarda Fevkalâde İstidat Gösteren Çocukların Dev- let Tarafından Yetiştirilmesi Hak- kında Kanun”u yayımlamıştır. Kötü mü etmişler? Fırsat bulursanız, bugün de bizlerle olan İdil’le Suna’yı ya da onlar gibi yetişmiş olanları yine dinleyin ve özde bir “çağdaş ya- şam projesi” olan Mustafa Ke- mal Cumhuriyetinin, yalnız biz- ler için değil, bütün insanlık için nasıl bir nimet olduğunu bir kez daha düşünün. Herkesin evladı, genellikle ilköğretim okulunun dör- düncü sınıfında aritmetikten “orta” alıncaya kadar “harika ço- cuk”tur ve ana baba sevgisinin bu konuda abartmalarına kim- se itiraz etmez... Ama sonrası önemli ve ciddi- dir. Yetenek, hangi alanda olur- sa olsun, gerçekten “harika” ise, doğanın bu armağanını bütün toplum adına sahiplenmek dev- letin ödevi olmalı. Sanatta bunu somut olarak ispatlayan Cum- huriyetimizle övünebiliriz ama, son yıllarda bu ödevin savsak- lanması da aynı ölçüde üzücü. Bereket, bu boşluğu dolduran Doğuş Grubu’nunki gibi özel ça- balar var. Ulusal ve uluslarara- sı festivallerde boy gösteren çocuklardan kurulu bir senfoni orkestrasının yaratılmış olması da dünyada benzeri az bir “ha- rika” sayılmaz mı? Bu konunun şöyle bir bityeniği de var: Müzik dışındaki gü- zel sanatlarda “harika”lık her zaman sürekli değil; hele elden tutulup özen gösterilmezse “sı- radanlık” dönemi çabuk gelebi- liyor. Ama müzikte pek öyle değil; belki de müzisyenlerin “kulak” dedikleri bir yaratılış ye- teneği sayesinde harikalık sü- rebilmekte. Biliyor musunuz ki, Mer- sin’den çıkıp o orkestraya bir sü- re “konzertmeister”lik yapan Hasan Gökçe Yorgun, “on beş yaşını bitirdiği için” oradan “emekliye ayrılmış” ve bileğinin hakkını veren bir sınav sonu- cunda Viyana Devlet Konser- vatuvarı’na girmeyi başarmış. Sı- radan bir kemanla. Elbet bir Stradivari keman ve- rilemezdi kendisine ama, hiç de- ğilse başka iyi markalardan biri- ni de mi yakıştıramazdık eline? CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada eşi Michelle ile karşılayışını... iki liderin eşleri yan yana geldiklerinde Bayan RTE’nin Bayan Oba- ma’nın ancak göğüs hizasına gelen boy farkını... Türkiye Başbakanı’nın eşinin türbanlı başıyla giy- silerindeki alaturkalığı sanki izleyicinin gözüne sok- mak istercesine defalarca gösterdi. Nihayet adam TC Başbakanı; medya RTE’nin BM’deki çeşitli konulardaki görüşlerini içeren konuşmalarına geniş yer verdi. Fakat yazılı ve sözlü medyamız; RTE’nin Kıbrıs konusundaki kısa, ama dikkat çekici sözlerinden hiç söz etmedi. Hükümet gözden çıkardı Kıbrıs’ı; ama medya... üstelik ulusallığına toz kondurmayan medya... ulu- sal bir sorunu kamuoyuna duyurmaya değer görmemesi hazin bir davranış değil mi? Kıbrıs konusuna değinen Başbakan, BM’de il- ginç bir açıklama yaptı, dedi ki: “BM’nin devreye girmesiyle 2010’da yeni bir referandum yapılır ve şayet Rumlar, bu referandumda da olumsuz oy kul- lanırlarsa KKTC’nin uluslararasında bağımsız dev- let olarak tanınması zorunlu hale gelir.” Tarafların uzlaşmaz tavrını referanduma götür- mek olanaksız olduğuna... RTE’nin iki tarafın uz- laşacağı bir metinle gidileceğine de açıklık getir- mediği, Rumların da sıcak bakmadığı olası refe- randum nasıl gerçekleşecek? Rumların ret ettiği Annan Planı referandumuna benzer bir referandumdan söz ediyorsa eğer; ne ki o referandumda bir metin, Annan Planı oylan- dı. RTE’nin olası referandumda şayet Rumlar yine olumsuz davranış gösterirse, KKTC’nin bağımsız devlet olarak tanınmasının kaçınılmaz olacağını içe- ren sözlerine gelince: Bu olguyu hem Rum tarafına hem de soruna doğrudan bağlantılı devletlere bir dayatma, bir teh- dit olarak kullanıyorsa... bu yoldan olumlu sonuç almasının şansı yok demektir. Zira ABD başta, Avrupa Birliği’nin KKTC’nin ba- ğımsız bir devlet olarak tanınmasına karşı oldu- ğunu bilmeyen kalmadı. Oysa, Ankara’nın bu yıl sonuna kadar mutlaka bir sonuç alınmasını öne süren dayatmalarına Rum yönetimi Türkiye’yi doğrudan etkileyecek karşı çı- kışlar yapıyor. Türkiye’nin dayatmaları devam eder, uzlaşma sağlanmazsa Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin Türki- ye’nin AB üyeliğini önleyeceğini açıklıyor. Üstelik ikili görüşmelerde çeşitli temel konularda MA Talat’ın verdiği ödünleri de yeterli görmüyor. Örneğin Rumlar; Türkiye’nin garantörlüğünün devamına karşı çıkıyor, Türk askerinin Ada’dan ta- mamen ayrılmasını istiyor. İki toplumlu bir devlet görüşümüzden de kop- tuk. Tabii Ankara’dan aldığı talimatla MA Talat; Rumlara önemli bir ödün verdi: Ada’ya Rum egemenliğini sağlayacak “tek dev- let, tek halk, tek egemenlik” koşulunu kabul etti. Bununla yetinmedi; Türk tarafının seçeceği cumhurbaşkanlarında Rumların söz sahibi olma- larına evet dedi. Rumların birkaç konudaki direnmelerine Türk ta- rafı (Ankara) onay verirse... anlaşmayla ortaya çı- kan metin elbette referanduma götürülebilir ve: Bu durumda KKTC’nin artık beş paralık değe- ri kalmaz... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de ki- mi azınlık hakları olan bir toplum konumuna ge- lir. RTE, açılım konusundaki değerlendirmesini zaten gözden çıkardığı Kıbrıs konusunda da uy- gulamaya alacağa benziyor. Önce kendisi hazmetti (sindirdi) ve şimdi Türk kamuoyuna hazmettire hazmettire Kuzey Kıbrıs’ı elden çıkarmaya hazırlanıyor. SAYFA 26 EYLÜL 2009 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 25 Edirne PB 27 Kocaeli PB 25 Çanakkale PB 25 İzmir PB 27 Manisa PB 29 Aydın PB 32 Denizli PB 30 Zonguldak PB 22 Sinop B 23 Samsun Y 25 Trabzon Y 24 Giresun Y 25 Ankara PB 26 Eskişehir Y 24 Konya PB 23 Sıvas PB 22 Antalya B 32 Adana B 31 Mersin B 32 Diyarbakır B 30 Şanlıurfa B 31 Mardin B 28 Siirt B 29 Hakkâri B 19 Van B 21 Kars PB 17 Oslo B 19 Helsinki B 16 Stockholm B 20 Londra B 21 Amsterdam B 20 Brüksel B 19 Paris B 21 Bonn B 19 Münih B 20 Berlin B 22 Budapeşte B 25 Madrid PB 29 Viyana B 21 Belgrad B 24 Sofya PB 24 Roma PB 26 Atina Y 26 Zürih Y 22 Moskova Y 14 Aşkabat A 25 Astana PB 22 Taşkent B 28 Bakû Y 23 Bişkek PB 19 Tiflis PB 27 Kahire B 31 Şam A 33 Ülkemizin kuzey ve iç kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Ka- radeniz kıyıları ile öğ- lenden sonra Bolu, Eskişehir, Kütahya ile akşam saatlerinde Samsun, Sinop, ve Ordu çevreleri sağa- nak ve gök gürültülü sağanak, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Keman İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafõndan gerçekleştirilen Türki- ye’nin en büyük uyuşturucu operasyonuna adõ karõştõğõ ileri sürülen ve nöbetçi mahkeme tarafõndan serbest bõrakõlan Emniyet Genel Müdür yardõmcõsõ Emin Arslan’õn da arala- rõnda bulunduğu 3 emniyet müdürü tutuklan- dõ. Soruşturmayõ yürüten savcõ Mehmet Berk’in, üç emniyet müdürünün tutuklanma- sõ talebiyle yaptõğõ itirazõ değerlendiren İstan- bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti tutukla- ma kararõ vermişti. Haklarõnda tutuklama kararõ verilen Emni- yet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan, emniyet müdürleri Murat Nemutlu ve Mus- tafa Ayar dün saat 13.30 sõralarõnda Narko- tik Şube ekipleri nezaretinde soruşturmanõn yürütüldüğü Beşiktaş’taki İstanbul Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’na geldi. Özel bir minibüsle adliyeye gelen emniyet müdürleri, hâkim ve savcõlarõn kullandõğõ kapõdan giriş yaptõ. Nö- betçi 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne çõkarõlan 3 emniyet müdürü, örgüte yardõm ettiği ge- rekçesiyle tutuklanarak Paşakapõsõ Ceza- evi’ne gönderildi. Üç emniyet müdürü adli tabiplikte sağlõk kontrolünden de geçirildi. Gizli kamerayla çekim Sağlõk kontrolü için sõra bekleyen Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan’õn pu- ro içtiği gözlendi. Öte yandan öğle saatlerin- de tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardõm- cõsõ Emin Arslan’õ adliyede gizli kameraya çeken bir kişi, polis tarafõndan fark edilip gözaltõna alõndõ. İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele şube operasyonunda yakalanan “baron” lakaplõ Habib Kanat’õn bugüne kadar yakalanama- masõnda emniyet içindeki bağlantõlarõnõn et- kili olduğu öne sürülmüştü. İşadamõ Habib Kanat’õn emniyetteki en büyük bağlantõsõnõn ise Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan olduğu öne sürülüyordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõş- işleri Bakanlõğõ, sanatçõ Zülfü Livaneli’nin UNESCO Genel Direktörlüğü görevi için adaylõk girişimi ya da başvurusu olmadõğõ- nõ açõkladõ. Livaneli ise kendi adaylõğõ ko- nusunda bazõ büyük ülkelerin, çok büyük ku- ruluşlarõ ve UNESCO’nun içinden Türk hükümetine başvuru yapõldõğõnõ kaydetti. Dõşişişleri Bakanlõğõ’ndan dün yapõlan ya- zõlõ açõklamada, Livaneli’nin adaylõk ko- nusunda bakanlõğa ulaşmõş herhangi bir başvurusunun bulunmadõğõ belirtilerek, Li- vaneli’nin adaylõğõ konusunda UNESCO teş- kilatõna başvuruda bulunulduğuna ilişkin bir bilginin de mevcut olmadõğõ ve bu konuda herhangi bir ülke veya çevreden Dõşişleri Ba- kanlõğõ’na resmi bir başvurunun da gelme- diği bildirildi. Basõnda yer alan haberler üze- rine Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğ- lu’nun ağustos ayõ içinde Livaneli’yi tele- fonla arayarak, UNESCO Genel Direktör se- çimleri süreci hakkõnda bilgi verdiğinin anõmsatõldõğõ açõklamada, şunlar kaydedil- di: “Sayın Livaneli’nin verdiği bazı bil- gilerin temelsiz ve mesnetsiz olması da ay- rıca üzüntüyle karşılanmıştır.” LİVANELİ: İNATTAN KAYBEDİLDİ Livaneli, bizzat Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile konuşulduğunu ancak adaylõğõ ko- nusunda “hayır” yanõtõ alõndõğõnõ belirterek, “Bu cevaplar üstüne benim gidip ‘Beni aday yapõn’ deme durumum yoktu. Kişi- ler aday olmaz, hükümetler aday göste- rir. Kendim aday olabilseydim, zaten gider aday olur ve seçilirdim” dedi. Hü- kümetin yanlõş bir karar verdiğini belirten Livaneli, “Dediler ki ‘Araplar aday çõkarõ- yor. İslam Konferansõ’yla ilişkiliyiz, söz ver- miş durumdayõz.’ Ancak ‘kitap yakarõm’ di- yen bir insan UNESCO Genel Direktörü zaten olamazdı, bunu anlamadılar” dedi. Livaneli, şunlarõ dile getirdi: “Elbette yapılan her şeyin bir bedeli olu- yor. Bu ne ölçüde bir bedeldir bilemem ama Türkiye Cumhuriyeti kültürün en zirvesindeki makamı kaybetti. Ve biraz inattan kaybetti. Şunu söylüyorlarsa: ‘Gelseydi Ankara’ya bizi ikna etseydi, ko- nuşsaydõ...’ ‘Hayõr’ dediler, ben biliyorum. Cumhurbaşkanlığı danışmanları bana telefon açtı. ABD’liler aradı, ‘Buraya ge- liyorsunuz, ne kadar seviniyoruz’ dediler. Ama hava değiştikten sonra bütün iliş- kileri kestiler.” UNESCO tartışması büyüyor Dõşişleri Bakanlõğõ ‘başvuru yapmadõ’ açõklamasõnda bulunurken Livaneli, adaylõğõ konusunda Davutoğlu ve Gül ile konuşulduğunu, ‘hayõr’ yanõtõ alõndõğõnõ söyledi SAHTE ÇÜRÜK RAPORU OPERASYONU Askerisavcıiçin tutuklamaistemi İstanbul Haber Servisi- “Sahte olarak askerliğe elverişsiz raporu hazırladıkları” iddiasõyla 14 kişinin gözaltõna alõndõğõ ope- rasyon kapsamõnda karargâh evleri soruştur- masõnõ yürüten hava savcõ Albay Ahmet Z. Üçok tutuklanmasõ istemiyle nöbetçi mah- kemeye sevk edildi. Üçok, sahte çürük rapo- ru aldõğõ gerekçesi ile yargõlanan eski DTP Genel Başkanõ Nurettin Demirtaş’õn dava- sõnda da görev yapmõştõ. İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şu- be Müdürlüğü ekiplerince, “askerlik yap- mak istemeyen kişilere sahte çürük rapo- ru düzenledikleri” öne sürülen bir suç ör- gütüne yönelik çalõşma düzenledi. Bu çalõş- ma kapsamõnda 30 farklõ adrese düzenlenen operasyonda 14 kişi gözaltõna alõndõ. Arala- rõnda bir emekli binbaşõ, 2 astsubay, 3 hayat kadõnõ, Hasdal Asker Alma Bölümü’nde gö- revli 2 memurun da bulunduğu 14 kişinin “sahte çürük raporu hazırlamak”, “rüş- vet almak”, “haksız kazanç sağlamak” id- dialarõ ile gözaltõna alõndõğõ iddia edildi. 14 şüpheli Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguya alõndõ. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda orta- ya çõkan karargâh evleri soruşturmasõnõ yü- rüten Kayseri Hava Kuvvetleri Komutanlõ- ğõ’na bağlõ, Kara Kuvvetleri Adli Müşaviri Albay Ahmet Zeki Üçok da dün İstanbul Merkez Komutanlõğõ’ndan gelen sivil gi- yimli askerler gözetiminde Beşiktaş’taki İs- tanbul Adliyesi’ne getirildi. Albay Üçok’un, İstanbul ve Ankara emniyet müdürlükleri organize şube müdürlüklerince yürütülen soruşturma kapsamõnda, İstanbul Cumhuri- yet Savcõsõ Hikmet Usta tarafõndan ifadesi- ne başvurulduğu öğrenildi. “Askeri işlem- lerde usulsüzlük” iddiasõyla ifadesinin alõn- dõğõ ileri sürülen Üçok, tutuklanmasõ iste- miyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. mumtazsoysal@gmail.com Arslan cezaevinde Emniyet Genel Müdür Yardımcısı TGC ile Güneydoğu Gazeteciler Ce- miyeti (GGC) birlikteliğinde, 53. Yerel Medya Eğitim Semineri Diyarbakır’da gerçekleştirildi. Konrad-Adenauer- Stiftung Vakfı ile Büyükşehir Belediye- si’nin de destek verdiği seminerde, ka- tılımcı gazetecilere “Gazetecilikte Yeni Açılımlar”, Medya ve Hukuk”, Med- ya’da Dil Hataları”, “Yerel Medyada Planlama ve Görsellik”, “Demokrasi- lerde Yerel Basının Rolü”, “Merkezin Uzağında Haberci Olmak”, “Basın İlan Kurumu ve Resmi İlanlar”, “Medya- Siyaset İlişkileri”, “Gazetecilikte Etik Değerlerin Önemi” konularında bilgi verildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, yetkililerin ba- sın özgürlüğünün geliştirileceğine yö- nelik açıklamalar yaptığını ancak veri- len sözlerin tutulmadığını vurguladı. ‘Verilen sözler tutulmadı’ Prenses Zeynep alev alev MARMARİS (Cumhuriyet)- Marmaris’in Yalacõboğaz bölgesinde, Karadeniz Yatçõlõk şirketine ait olduğu belirlenen 50 metre uzun- luğundaki “Prenses Zeynep” adlõ yelkenli lüks yatta dün öğle saatlerinde yangõn çõktõ. Alev topuna dönen yatõ söndürmek için orman yan- gõn söndürme helikopterleri havadan ve sahil güvenlik botu da denizden su sõktõ. Yangõn çõ- kan yatõn, Cennet Adasõ’ndaki ormanlõk alana yaklaşõk 50 metre, bölgedeki bir marinaya ise yaklaşõk 200 metre uzaklõkta olmasõ endişe ya- rattõ. Söndürme çalõşmalarõna karşõn, tekne kurtarõlamadõ. Elektrik kontağõndan çõktõğõ sa- nõlan yangõnla ilgili soruşturma başlatõldõ. Beyazevler’de ceza yağdı MUĞLA (Cumhuriyet) - Bodrum’da iki yõl önce jandarmanõn gerçekleştirdiği operasyo- nun ardõndan, Bodrum, Yalõkavak ve Konacõk belediyeleri çalõşanlarõna imar düzenlemeleri için rüşvet vermeye çalõşanlarla ilgili Muğla 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde açõlan “Beya- zevler davasõ” sonuçlandõ. Yargõlananlardan 8’i rüşvet almaktan, 4’ü rüşvete aracõlõktan, 9’u rüşvet vermekten 1 yõl ile 3 yõl arasõnda değişen hapis cezalarõna çarptõrõldõ. (MEHMETEMİNBERBER) (Fotoğraf:AA) TUNCAY ÖZKAN’IN TELEVİZYONU ‘Kanal Biz’ kapandõ İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so- ruşturmasõ kapsamõnda halen tutuklu bulunan gazeteci Tuncay Özkan’õn sa- hibi olduğu “Kanal Biz” televizyonu yayõn hayatõna son verdi. “Kanal Biz” televizyonu Tuncay Özkan’õn cezaevi- ne girmesi ile sõkõntõlõ günler geçirir- ken, Digitürk’ten de para ödeyemediği için geçtiğimiz günlerde ayrõlmõştõ. Ka- nalõn sadece uydu yayõnõ kalan televiz- yonda dün de tüm çalõşanlara televizyo- nun artõk kapandõğõ iletildi. Gözyaşlarıyla ayrıldılar 20 çalõşandan sadece 3’ü dõşõnda di- ğerlerine artõk gelmemeleri söylendi. Bunun üzerine çalõşanlar binayõ göz- yaşlarõ içinde terk etti. Ankara temsilcisi İsmail Dükel, tele- vizyonun bundan sonra vizyonu ve fonksiyonunu yerine getiremeyeceğini ve haberlerin yayõnlanamayacağõnõ, kendisinin de diğer arkadaşlarõyla bir- likte iş aramaya başladõğõnõ söyledi. Ergenekon davasõnda savcõnõn talebi mahkeme tarafõndan kabul edildi Darbe savlarõ TSK’ye sorulacak HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda cumhuriyet savcõlarõ iddianame- yi okumayõ sürdürüyor. İstan- bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi ta- rafõndan Silivri Cezaevi Kam- pusu’nda görülen dünkü duruş- maya aralarõnda gazetemiz An- kara temsilcisi Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan’õn da bulunduğu 46 tutuklu sanõk ka- tõldõ. Tutuklu sanõk Tuncay Öz- kan, avukatõ Celal Ülger’e Tür- kiye Barolar Birliği Başkanlõ- ğõ’na ve diğer barolara gönde- rilmek üzere dilekçe teslim etti. Mahkeme heyeti saat 14.30 sõralarõnda iddianamenin okun- masõna ara vererek talepleri aldõ. İşçi Partili Emcet Olcaytu söz alarak 20 Temmuz’dan bu yana iddianamenin okunmasõnõn bit- mediğine dikkat çekti. ‘Talepler kısa sürecek’ Olcaytu, iddianamenin bir an önce okunmasõnõn tamamlan- masõ için taleplerini 25 dakika- da bitireceklerini söyledi. Gaze- temiz Ankara Temsilcisi Musta- fa Balbay ve Tuncay Özkan’õn avukatõ Celal Ülger de Olcay- tu’yu desteklediklerini ifade et- tiler. Duruşmada iddia makamõ ta- leplere ilişkin görüşlerini açõkla- dõ. Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, Tuncay Özkan’õn talebinin kabul edilerek Genelkurmay Başkanlõ- ğõ’na 2000-2009 yõllarõ arasõnda TSK’de bir darbe girişimi olup ol- madõğõnõn sorulmasõ, olmuşsa il- gili belgelerin istenilmesi yö- nünde mütalaada bulundu. Sav- cõ Pekgüzel, günlükleri 2. iddia- namede delil olarak yer alan es- ki Deniz Kuvvetleri Komutanõ Özden Örnek’in hukuki duru- munun İstanbul Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’ndan sorulmasõnõ da is- tedi. Mahkeme heyeti, 2000-2009 yõllarõ arasõnda TSK içerisinde as- keri darbeye teşebbüsü ve örgüt- lenme konusunda inceleme, so- ruşturma yapõlõp yapõlmadõğõnõn tespiti ve varsa istihbari bilgi da- hil belgelerin TSK’den gönderil- mesini talep etti. Heyet ayrõca Sa- rõkõz, Ayõşõğõ, Eldiven ve Yaka- moz adlõ darbe senaryolarõyla il- gili varsa bilgi ve belgelerin gön- derilmesini istedi. Genelkurmay Başkanlõğõ, MİT ve Hava Kuv- vetleri Komutanlõğõ’ndan varsa karargâh evleriyle ilgili dokü- manlarõ da isteyen heyet ayrõca tu- tuksuz yargõlanan emekli Orge- neral Hurşit Tolon’un da telefon görüşmelerinin kaydõnõ talep et- ti. İkinci Ergenekon davasõnõn duruşmasõ 12 Ekim’e ertelendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear