24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kültür Bakanı Zorda Kültür (ve Turizm) Bakanı Ertuğrul Günay’ın zor günler geçirdiğini tahmin ediyorum. Zorlukları kuşkusuz ki bugünlere özgü değil. Kendini topluma sosyalist-sol kimliğiyle tanıt- mış ve kabul ettirmiş, CHP’de genel sekreterliğe kadar yükselmiş, daha da öte bu partinin genel başkanlığına talip olmuş bir kişinin bugün AKP gi- bi bir partinin bakanlıklarından birinin koltuğun- da oturuyor olması her zaman rastlanabilen bir dö- nüşüm örneği olmasa gerek. Bu gibi dönüşümler kolay gerçekleşmez. Sancılı süreçlerden geçerek ortaya çıkar. Bu nedenle, söz konusu olguların değerlendi- rilmesinde de kolaycı olmamak gerektiğini dü- şünüyorum. Bu konuda yazmak isteyişimin nedeni geçtiği- miz hafta Vatan Pazar ekinde kendisiyle yapılan bir görüşmede söylediği bazı sözler oldu. Bu görüşme sırasında söylediklerinin kimileri- ne, özellikle İstanbul üstüne olanlara ben de ka- tılıyorum. Bunlar “ideolojik” bir niteliği olmayan, hangi gö- rüşte olursa olsun akıl ve sağduyu sahibi herke- sin olumlayacağı saptamalardır. Buna karşılık, ideolojik yönü olan sözleri bana temelsiz ve dayanaksız göründü. Daha doğrusu, Ertuğrul Günay’daki dönüşümün ipuçlarını bu alanda söylediklerinde bulabilece- ğimizi düşünüyorum. Bunlar ne ölçüde onun AKP’li olduktan sonra- ki düşünceleri, ne ölçüde onu AKP’li olmaya yö- nelten düşünce eğilimleridir, ayrıca irdelenmeye değer... Kendisiyle görüşmeyi yapan Elif Ergu’nun “AKP’nin bazı sol kavramlara sahip çıktığını söy- leyebilir miyiz?” sorusuna yanıtında Ertuğrul Gü- nay, bu partinin, “muhafazakâr orta kesimi, cami cemaati denilen kitleleri, AB ve insan hakları, öz- gürlükler gibi kavramlarla tanıştırdı”ğını söylüyor. Söz konusu toplulukları bu kavramlarla tanış- tıran Erdoğan, “etnik milliyetçiliği reddediyoruz, özgürlük, insan hakları,6 ” dediğinde “bu yeni çağ- daş kavramlarla tanışan kitleler” onu alkışlıyormuş. Sol bir geçmişi ve hiç kuşkusuz bu alanda cid- di birikimleri olan (olması gereken) bir kişi bu söz- leri inanarak söyleyebilir mi? Erdoğan “camiler kışlamız” dediğinde de, bu kit- lelerden aynı alkışı fazlasıyla almadı mı, almıyor mu? Aynı kitle, “özgürlük, insan hakları... vb” gibi (ya- nıtında tersini söylemediğine göre sola özgü ol- dukları Ertuğrul Günay’ca da kabul edilen) çağ- daş kavramlarla, bunların tam zıddı, (en az etnik milliyetçilik kadar tehlikeli ve çağdışı), sağcı, tu- tucu, saldırgan-dinci kavramları bir arada nasıl al- kışlayabiliyor? Bunda bir çelişki yok mu? Yoksa çelişki Ertuğrul Günay’ın zihninde ve ki- şiliğinde mi? Çünkü Erdoğan ve benzerleri, bildikleri yolda ka- rarlı adımlarla ilerlemekteler. Ertuğrul Günay henüz yirmili yaşlarındayken, CHP’nin açtığı bir yarışmada “Devlet Partisinden Halk Partisine” başlıklı bir yazıyla birinci olmuş. Demek ki daha o yıllarda, zihninde “halkçı bir sol” kavramı var ve bu önemlidir. Fakat yanlışlık, (parayı düşürdüğü yerde değil başka yerde arayan Nasreddin Hoca fıkrasını anımsatırcasına) bu halkçılığı solda aramayı bırakıp sağda aramaya girişmek olmalı. Daha da kötüsü, böyle bir yanlışlık bir kere ya- pıldı mı arkası çorap söküğü gibi gelmekte ge- cikmiyor. Vatan’daki söyleşide (“diyalektik” kavramından söz edecek kadar) soldan haberli bir aydının, bu kavramları sağa monte etme çabasını üzüntüyle gözlemliyoruz. Üzüntüyle... Çünkü 1995 Ağustosu’nda (arala- rında benim de bulunduğum) bir aydınlar toplu- luğunun kuşatma altındaki Bosna’ya gitmesini ör- gütleyen Ertuğrul Günay’ın hümanizmine ve enerjisine tanık olmuştum. Böyle bir kişinin yitirilmiş olması sol adına bir ka- yıptır. Ben benzer değerlendirmeleri çok yıllar önce İs- met Özel için de yapmış, aynı üzüntüyü belirt- miştim. Solda aradığını bulamayan kişinin (eğer solcu olması bir yanlışlık değil idiyse) onu sağda bulması olanaksızdır. Bir zamanlar solda liderliğe soyunan Ertuğrul Günay, günün birinde gerek duyarsa, bunu şim- diki örgütünün içinde de yapabilecek mi?.. Yoksa başbakanın kişiliğinde özlediği mutlak li- deri, liderliği buldu mu? Zihninden bu ve benzer soruların geçtiği olmuyor mu? İç dünyasında sıkıntılar yaşadığından kuşku duy- madığım günümüz Kültür ve Turizm bakanımıza yine de eski bir arkadaş olarak öğüdüm, bulun- duğu konumda hiç değilse “teknisyen” olarak kal- makla yetinmesi, soldan alınmış kavramları (bu kez sağın ideologluğuna özenerek) sağa mal etmek- le kalmayıp onları “beyaz Türkler” gibi yakışıksız sözler eşliğinde solu incitmek için kullanmaktan vazgeçmesidir. ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Eğitim-İş’in hazõrladõğõ rapora göre Türkiye, bütçesinden eğitime ayõrdõğõ payla OECD ülkeleri içinde 30. sõrada Eğitimde tablo içler acõsõAHMET ŞEFİK TRABZON - Eğitim öğretim ku- rumlarõnda 2009-2010 dönemi baş- larken Eğitim-İş Sendikasõ’nca ha- zõrlanan rapor, eğitimin içler acõsõ du- rumunu gözler önüne serdi. Rapor, eğitim sisteminin AKP iktidarõ dö- neminde getirildiği vahim durumun fotoğrafõnõ çekti. Yaklaşõk 16 milyon öğrenci ile 700 bine yakõn öğretmenin perşem- be günü ders başõ yaptõğõnõn belir- tildiği raporda öncelikle eğitime ay- rõlan bütçenin yetersizliği ele alõndõ. Milli Eğitim Bakanlõğõ’na 2009 yõlõ için ayrõlan bütçenin 27.9 milyar TL. bunun da genel bütçe içindeki pa- yõnõn yüzde 10.82 olduğuna dikkat çekilen raporda, “Üstelik bu raka- mın da yüzde 66’sı 18.4 milyar TL’si personel giderlerine ayrıl- mıştır. Bu oran, eğitimin temel gereksinimlerini karşılamaktan çok uzaktır. Türkiye, 30 OECD ül- kesi içinde eğitime en az pay ayı- ran ülke konumundadır” denildi. Raporda, öğrenci sayõsõ artmasõna karşõn okul, derslik ve öğretmen açõ- ğõnõn büyüdüğü de vurgulandõ. Halen öğretmensiz okullar, okulsuz köyler bulunduğu belirtilirken raporda “Nor- mal eğitim düzenine geçmek, sınıf mevcutlarının 30 kişilik olarak dü- zenlenmesini sağlayabilmek için daha 150 bin öğretmene gereksinim bulunmaktadır. Buna karşılık 240 bin öğretmen adayı ise atanmayı beklemektedir” ifadelerine yer ve- rildi. Binlerce öğretmen adayõ kadro beklerken “sözleşmeli öğretmen- lik” uygulamasõyla karşõ karşõya bõ- rakõlarak köleci zihniyetin yaşama ge- çirildiği vurgulandõ. Okullara da yeterince ödenek ay- rõlmamasõ nedeniyle eğitim harca- malarõn büyük bölümünün çeşitli ad- lar altõnda veliler alõndõğõna dikkat çekilen raporda şu tespitlerde bulu- nuldu: “Temizlik parası, yakıt parası, fo- tokopi parası ve benzeri adlar al- tında okul yönetimleri tarafından öğrencilerden para toplanmaktadır. Eğitim giderlerinin yüzde 40’ı ve- liler tarafından karşılanmaktadır. Eğitime bütçe ayrılmaması sonucu, eğitim kurumları birer ‘ticarethane’, okul müdürleri ‘tüccar’, öğret- menler ‘tahsildar’, öğrenci ve veli- si ‘müşteri’ durumuna düşürül- müştür. Okullarda en az hizmetli sayısı ile bütün hizmetler yerine ge- tirilmeye çalışılmaktadır. Büyük bir kısmında ise hizmetli istihdam edilmemektedir. AKP iktidarının amacı her yerde olduğu gibi okul- lardaki temizlik hizmetlerini de özelleştirmek için altyapı oluştur- maktır.” Raporda ücretsiz dağõtõlan ders ki- taplarõyla ilgili olarak da “Ancak ücretsiz dağıtılan kitaplar yeni sı- nav sistemi ile örtüşmemektedir. Öğrenciler bunun yerine sınava hazırlık amacıyla hazırlanmış olan yardımcı ders kitapları ve test ki- tapçıklarını tercih etmeye zorlan- maktadırlar” denildi. ‘Sistem medreseleştirildi’ Raporda bu rakamlarõn yanõ sõra yönetimde gerici ve liyakatsõz kad- rolaşma, bilimsellikten uzak müfre- datlar, bölgeler arasõ dengesizlikler gibi nedenlerle eğitim sisteminin if- las ettiği, eğitimin AKP zihniyeti ta- rafõndan tarikat ve cemaatlerin insa- fõna terk edilerek adeta medreseleş- tirildiğinin altõ çizildi. TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL BAŞKANI HANEFİ BOSTAN: ÖĞRENCİLERİN UMUDU YOK İstanbul Haber Servisi - Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanõ Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, 2009-2010 eğitim- öğretim yõlõnõn sorunlarla başladõğõnõ, bunun nedenini eğitime yeterli ödenek ayrõlmamasõ olarak değerlendirdi. Bostan, yaptõklarõ bir ankete göre de Türkiye’nin en büyük sorunlarõ arasõnda “işsizliğin” yer aldõğõna dikkat çekti. Bostan, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, okullarõn fiziki mekânlar açõsõndan yetersiz olduğunu, derslik ve öğretmen açõğõnõn giderilmediğini, her okulda yeterli araç gereç donanõmõnõn bulunmadõğõnõ, laboratuvarlar, bilgisayarlar, spor salonlarõnõn öğrencilere cevap vermediğini ve okullaşma oranlarõnõn hâlâ yüzde 100’e ulaşmadõğõnõ söyledi. Bütçeden Milli Eğitim Bakanlõğõ’na (MEB) ayrõlan payõn, eğitimin temel ihtiyaçlarõnõ karşõlamaktan uzak olduğunu vurgulayan Bostan, “2009 bütçesinde, milli gelirden eğitime ayrılan pay yüzde 2.5’e düşürülmüştür. Türkiye, 30 OECD ülkesi içinde eğitime en az pay ayıran ülke konumundadır” dedi. Türk Eğitim-Sen olarak Marmara, Gazi, Dokuz Eylül, Karadeniz Teknik, Atatürk ve Gaziantep üniversitelerinde, toplam 953 üniversite öğrencisi üzerinde yaptõklarõ anketi de anõmsatan Bostan, “Öğrencilere ‘Türkiye’nin en büyük sorunu nedir’ sorusunu yönelttiğimizde en büyük sorunun yüzde 33 ile işsizlik, yüzde 25.1 ile ekonomik kriz, yüzde 15 ile terör, yüzde 13.3 ile siyasal gerginlikler, yüzde 8.6 ile demokrasi sorunu, yüzde 1 ile AB ile ilişkiler sorununun takip ettiği görüldü. Gençlerin 50’sinden fazlasının da gelecekten umudu yok” dedi. MERSİN / VAN (Cumhuriyet) - Mersin ve Van’da ‘Anadilde eğitim hakkı’ için düzenlenen eylemlerde çocuklar ön plana çıktı. Mersin’deki eylemde çok sayıda üniformalı öğrenci, üzerinde Kürtçe olarak “Anadilde eğitim istiyorum”, “Kürtçe benim anadilim” “Kadın, yaşam, anadil” yazılı dövizler taşıdı. Bir kız öğrencinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt açılımının eleştiril- diği, okullarda Kürtçe eğitim verilmesinin istendi- ği Kürtçe metnin okuması sırasında öğrenciler sık sık “Biji Öcalan” şeklinde slogan attı. Van’da da Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (Kur- di-Der) Van Şube Başkanı Levent Ürün, Eğitim- Sen Van Şube Başkanı Lezgin Botan ile bazı der- nek üyeleri Hacıbekir Mahallesi’ndeki Dumlupı- nar İlköğretim Okulu’nun önünde toplandı. Bura- daki eylemde konuşan Ürün, “Andımız”da geçen “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” ile “Ne mutlu Türküm diyene” cümlelerinin değiştirilme- sini istedi. (Fotoğraf: ABİDİN YAĞMUR) Anadil eyleminde öğrenciler öndeydi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, bü- yük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği doğrultusunda, Dolmabahçe Sa- rayõ’nda, 26 Eylül 1932 yõlõnda toplanan Birinci Türk Dil Kurultayõ’nõn 77. yõl- dönümü bugün başkentte gerçekleştiri- lecek bir dizi etkinlikle kutlanacak. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nce düzenlenen “77. Dil Bayramı”nõn başlõ- ğõnõ, bir yõl önce yaşamõnõ yitiren şair Fazıl Hüsnü Dağ- larca’nõn “Dil yurttaşlı- ğı/Yurttaşlıktan büyüktür” dizeleri oluşturuyor. Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki et- kinlik, saat 17.00’de, Çanka- ya Belediye Başkanõ Bülent Tanık, Dil Derneği Başkanõ Sevgi Özel ve Dil İm Dergisi yönetmeni Yasemin Külte’nin konuşmalarõyla başlayacak. Dil Derneği’nin Ömer Asım Aksoy ve Kerim Afşar anõsõna her yõl gerçek- leştirdiği ödül törenleri yapõlacak. “Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü”ne bu yõl Hoimar V. Ditfurth’un yapõtõnõ Almancadan Türkçeye “Biz Bu Evre- nin Çocukları” adõyla çeviren Veysel Atayman değer görülmüştü. “Dil Der- neği Kerim Afşar Ödülü”nün seçici ku- rulu ise bu yõl ödüle değer yapõt bula- madõ. Dil Derneği’nce gerçekleştirilecek “77. Dil Bayramı” kutlamalarõnda ay- rõca CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol’a, tiyatro oyuncusu Rüştü Asyalı’ya, gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Erdal Atabek’e, Ankara temsilcimiz Mustafa Bal- bay’a, Milliyet Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Sedat Ergin ile gazetenin Ankara temsilcisi Fikret Bila’ya, Haber Türk Gaze- tesi yazarõ Bekir Coşkun’a, Türk Halk Müziği sanatçõ- sõ Tolga Çandar’a, Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kana- doğlu’na, emekli Anayasa Mahkemesi Başkanõ Yekta Güngör Özden’e, ya- zarlar Konur Ertop, Mahir Ünlü ile Nuri Poyrazoğlu’na, sinema ve tiyatro oyuncusu Gülsen Tuncer’e ve yazar- şair Orhan Velidedeoğlu’na da onur ödülleri sunulacak. MUSTAFA BALBAY VE ERDAL ATABEK’E ONUR ÖDÜLÜ FATİH CAMİSİ’NDE CHP’YE HAKARET İDDİASI 77. Dil Bayramı kutlanıyor İTÜ’de yeni eğitim yılı başladı İstanbul Haber Servisi - İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) 2009-2010 eğitim öğretim yõlõ dün törenle başladõ. İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’ndeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen açõlõş töreninde konuşan rektör Prof. Dr. Muhammed Şahin, üniversitelerin siyasete duyarsõz kalmasõnõn doğru olmadõğõ gibi, doğrudan gündemin içinde yer almasõnõn da doğru olmadõğõnõ düşündüğünü söyledi. Şahin, “Artõk ülkemizde kendi kendine yetebilen üniversitelere idari ve mali özerklik yolu açõlmalõdõr” diye konuştu. Açõlõş konuşmasõnõn ardõndan en yüksek ÖSS puanõyla İTÜ’ye giren öğrencilere ödülleri verildi. Birinci Türk Dil Ku- rultayı’nın yıl- dönümünde bugün başkent- te etkinlikler düzenlenecek. Mütfü vekiline inceleme İstanbul Haber Servisi - İstanbul Müftülüğü, CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin’in, Fatih Camisi’nde bayram namazõnõ kõldõran Fatih Müf- tü vekili Mehmet Taşkıran’õn cami- de yaptõğõ konuşmada CHP aleyhine hakarete varan ifadeler kullandõğõ id- diasõ üzerine Taşkõran hakkõnda ince- leme başlattõ. İstanbul Müftülüğü tarafõndan dün CHP İstanbul İl Başkanlõğõ’na gön- derilen İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı imzalõ yazõda “Cum- huriyet gazetesinde yayımlanan ‘CHP, müftü vekili için inceleme is- tedi’ başlıklı haber kupürüne ilişkin, ilgili görevli hakkında idari incele- me başlatılmış olup, sonucu hak- kında ayrıca başkanlığınıza bilgi verilecektir” denildi. ‘Siyaset camiye taşındı’ CHP İstanbul İl Başkanõ Tekin, 23 Eylül’de İstanbul İl Başkanlõğõ’nda düzenlediği basõn toplantõsõnda, Taş- kõran’õn, siyaseti halkõn ibadet yeri olan camiye taşõdõğõnõ söylemişti. Baş- ka kaynaklar ise Taşkõran’õn konuş- masõnda “hilafeti elimizden aldılar” sözünü kullandõğõnõ öne sürmüştü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear