24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1. KOŞU: F: Gülayõn Kõzõ (8), P: Kimera (9), PP: Beşte Beş (1), S: Bolkõr (2). 2. KOŞU: F: Black Eye Brow (4), P: Asikõr (5), PP: Mer- ve Gelin (3), S: Fairman (1). 3. KOŞU: F: Özgünşan (4), P: Prenses Göksu (10), PP: Gold Maria (8), S: Hünkarõn Oğlu (2). 4. KOŞU: F: Golden Compass (2), P: Çankaya (4), PP: Splint (3), S: Carlos Girl (1). 5. KOŞU: F: Green River (4), P: Gündüz Abi (8), PP: Dö- ker Oğlu (2), S: Zafer Yolu (10). 6. KOŞU: F: Hayabala (7), P: Wich Me Luck (10), PP: Crest (6), S: Arõcõ (5). 7. KOŞU: F: Genghis Khan (3), P: Bottlebeetle (2), PP: Snow Mountain (4), S: Abhazyalõ (1). 8. KOŞU: F: Only One (2), P: Kal- benim (1), PP: Şa- maş (9), S: Sun Of Sumbas (3). 9. KOŞU: F: Zi- ganakaya (1), P: Şankatan (7), PP: Hadron (10), S: Müjdathan (4). ALTILI GANYAN 2 4 7 3 2 1 4 8 10 1 7 3 2 6 9 10 1 10 4 5 2 CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada zeteler televizyon karşısındaki duruşlarını hâlâ sür- dürüyorlar. İddia edildiği gibi dijital teknolojinin hız- lı gelişimi gazeteciliği, gazeteleri öldüremedi. Konu üzerinde kafa yoranlar gazetelerin görünür gelecekte etkisinin kaybolmayacağı görüşünde bü- yük ölçüde birleşiyor. Girişte aktardığımız sözde olduğu gibi gazete- cilik sürekli yeni olanın, bilinmeyenin peşinde koş- maktır. Bilinenin de bütün boyutlarını en gerçek- çi biçimde topluma ulaştırmaktır. Gazetecilerin dilinde “haber atlatmak” en güzel kavramlardan biridir. Bir gazeteci özel ve büyük bir haber yakalamışsa, gazetesi de onu hak etti- ği şekilde kullanmışsa o gün yolda yürürken her- kesin kendisine baktığını düşünür. Özellikle An- kara gazeteciliğinde, o haber kimsenin göz ardı edemeyeceği önemdeyse ertesi gün öteki yayın organları da mecburen üzerine gitmek, işlemek zo- runda kalırlar. Özel haberi yapan gazeteci, mes- lektaşlarını deyim yerindeyse peşinden sürükle- miş olur. Bazen de ilk haberin sonrasındaki gelişmeler da- ha ciddi boyutlara ulaşır. İlk haberi yapan gaze- teci gelişmeleri izlemezse, atlattığı haberle ilgili ha- ber atlayabilir! Bu nedenle eski söyleyişle “fikri takip” yani ha- berin peşini bırakmamak ayrıca önemlidir. Kamuoyunda Ergenekon davası diye bilinen olayla ilgili olarak yukarıdaki anlatımı kullanmak bü- yük ölçüde olanaksız. Özellikle davayla ilgili hükmünü çoktan vermiş, bunu devlet-toplum her kesime kabul ettirmeye yeminli yayın organları için haberin tarifi de de- ğişmiş görünüyor. Daha önce defalarca yazılmış konular, defalar- ca kullanılmış fotoğraflar yepyeni bir haber gibi su- nuluyor. Öyle ki; bazen haberin girişindeki küçük oynamalar dışında önceki metin aynen kullanıla- biliyor. Üstelik haberdeki “gelişmeler”, sağduyulu he- men herkesin “bunda suç unsuru ne” diye sor- madan edemeyeceği konular. Onlarca örnekten birini paylaşmadan geçeme- yeceğim. İki kişi kendi aralarında konuşuyor. Balbay si- yasete atılsa başarır diyorlar. Ardından senaryo- lar kuruyorlar: - Yeni bir parti kursun. - BCP’ye girsin... - CHP’de hareket başlatsın... Konuşurlarken “biz de destekleriz” deyip baş- ka omuz verecekler de olduğunu söylüyorlar. Siyasete girme önerisi kimi konferanslarda doğrudan bir soru olarak bana gelirdi. Aynen şu karşılığı verirdim. “Bir ülkenin yönetiminde siyaset çok önemli bir kurumdur. Size önerim, mutlaka siyasete girin, il- gilenin. Ancak ben bu ülkenin iyi gazetecilere de ihtiyacı olduğunu düşüyorum.” Diyelim ki, siyasete sıcak baktım. Suç mu? Darbecilik mi? Tam tersi... Ama bu haberi gazetelerinde ve televizyonların- da öyle bir havada veriyorlar ki, sanki partiye de- ğil suç örgütüne gireceğim. Üstelik aynı haber te- lefon kayıtları medyanın eline geçtiği günlerde de verilmişti. Anlaşılan duruşma yaklaşırken tekrarın- da yarar görüldü. Bu tür acımasız infaz kokan yayınların, kendi- sini en hoşgörülü gazeteymiş gibi sunan yayın or- ganlarında çıkması ayrıca dikkat çekici. Televizyonda bir şarkı sürekli yinelenirse ne olur? Toplum onu mırıldanmaya başlar. Ergenekon’da da aynı şeyleri sürekli yineleyip bir ezber yer- leştirme haberciliği var. Bazen de bu haberleri “şok gelişme” diye ver- miyorlar mı! O noktada artık işi kara mizaha bırakıp sormak gerekiyor: Aziz Nesin ne desin? GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada larını, hükümetin ulusal yarar ve onurunu dikka- te almadan Ermenistan’a önemli ödünler verdiğini söyleyeceklerdi. Dışişleri Bakanı’nın parti ziyaretleri -daha önce varsayıldığı gibi- genel çizgileriyle aynen bu so- nucu verdi. Deniz Baykal; bakanın ziyaretinden sonra hü- kümetin 13 Ekim’de imzalamaya karar verdiği pro- tokole neden karşı çıktıklarını ve çıkılması gerek- tiğini kamuoyuna açıkladı. Protokolün içerdiği sakıncaları bir bir saydı Bakan Davutoğlu’na. İki protokolde tek bir konu somut biçimde yer alıyor: Sınırların açılması takvime bağlanıyor. Fakattt; diğer konularda güven verici bir yakla- şımı görüntüleyecek en ufak bir belirti yok. Soykırım iddiasına, tarih komisyonuna kimlerin katılacağına ve Karabağ’da Ermeni işgalinin kal- kacağına ilişkin tek bir cümle, bir dokundurma yer almıyor protokollerde. Bakan Davutoğlu muhalefetin (özellikle CHP’nin) Karabağ işgali sona ermeden kapıların açılması- na şiddetle karşı olduğunu biliyor elbette. Bu gediği kapatmak, CHP liderini kapıların açılmadığı takdirde protokolün imzalanmaması- nın gereğine olan inancının önünü kesmek için (her- halde Başbakanı ile birlikte) bir formül üretmiş: Ermenistan, işgal ettiği Azerbaycan (Karabağ) topraklarından çekilmediği sürece imzalanan pro- tokolün TBMM’nin onayına sunulmayacağını söy- lüyor. Protokollerde bu yaşamsal konuya en ufak bir değinme yok. Bakan, ana muhalefetin onayını almak için de “sözlü bir güvence” veriyor. Sözlü bir güvence? Ne kadar inandırıcı olabilir? Söz bu, uçar gider. Gün gelir, dış baskılar da- ha da yoğunlaşır. Ermenilerin Azerbaycan top- raklarından çekilmesi gerçekleşmeden… …bu hükümetin; uluslararası koşulların değiş- tiğini öne süren bir gerekçeyle Ermenilere kapıları ardına kadar açmayacağına, sözlü güvencesine inanılabilinir mi? Hükümet “sağlam güvenceler almadan” Er- menistan’ı rahatlatıyor. Erivan’ın soykırım iddia- larından vazgeçmeyeceğini biliyor. İşgalde de ayak sürme olanağını bahşediyor. Muhalefet partileri; hükümetin ABD ve AB kay- naklı dayatmalarla Ermenistan’a, üstelik karşılığını sağlama bağlamadan ödünler verdiğini pekâlâ bi- liyorlar. Nitekim Deniz Baykal, Bay Bakan’a “Çanka- ya’daki AKP’linin ABD Başkanı Obama’ya bir ta- ahhütte bulunup bulunmadığını” soruyor. Ne ki ya- nıt alamıyor. AKP iktidarının dış politikasının temel ilkesi bu vesile bir kez daha açığa çıkıyor ve gerçek sırıtı- yor: Yabancıların (ABD’nin, AB’nin) dayatmalarını, is- teklerini; bu hükümet, yıllardır Türkiye’nin yarar- ları imiş gibi gösteren ve savunan bir dış politika izliyor. Protokollerin bu politikanın ürünü olduğunun giz- lenecek yanı kalmadı. Saç düşer ve kel görünür ama... hükümetin (RTE’nin) “Aferin oğlum Ahmet, sen bu yolda de- vam et!” anlayışı da sürer gider... ankcum@cumhuriyet.com.tr İstanbul PB 26 Edirne PB 26 Kocaeli PB 27 Çanakkale PB 26 İzmir B 28 Manisa B 29 Aydın A 32 Denizli PB 29 Zonguldak B 24 Sinop B 24 Samsun Y 24 Trabzon Y 24 Giresun Y 25 Ankara PB 25 Eskişehir PB 24 Konya PB 22 Sıvas PB 21 Antalya A 31 Adana PB 33 Mersin PB 31 Diyarbakır B 31 Şanlıurfa PB 32 Mardin PB 28 Siirt B 30 Hakkâri Y 21 Van Y 20 Kars Y 17 Oslo PB 16 Helsinki PB 17 Stockholm PB 16 Londra B 18 Amsterdam PB 18 Brüksel PB 19 Paris PB 18 Bonn PB 23 Münih B 25 Berlin PB 21 Budapeşte Y 25 Madrid Y 20 Viyana Y 21 Belgrad Y 24 Sofya Y 25 Roma Y 27 Atina B 27 Zürih Y 19 Moskova Y 20 Aşkabat Y 30 Astana PB 15 Taşkent PB 31 Bakû Y 23 Bişkek PB 24 Tiflis Y 21 Kahire A 33 Şam PB 32 Ülkemizin kuzey ve do- ğusu parçalı ve çok bu- lutlu; Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karade- niz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Tokat çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağmurlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklı- ğında önemli bir deği- şiklik olmayacak. SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2009 PERŞEMBE 8 HABERLERİN DEVAMI Felaket sonrasõ önlemlerANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu, Trakya ve İstan- bul’u vuran sel felaketinin üze- rinden bir hafta geçtikten sonra, taşkõndan korunmak için alõnacak önlemleri açõkladõ. Eroğlu, 2010 yõlõnõ taşkõnla mücadele yõlõ ilan ettiklerini söyledi. Buna göre, taş- kõn yaşanan bölgelerde ağaçlan- dõrmaya önem verilecek, risk ha- ritalarõ güncellenecek ve dere ya- taklarõndaki yapõlar 1 ile 1.5 yõl içinde yõkõlacak. Eroğlu, dün Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nde dü- zenlediği basõn toplantõsõnda “2010 yılını taşkınla mücadele yılı ilan ettik” dedi. Yaşanan taşkõna karşõn tüm tedbirleri al- madõklarõnõ itiraf eden Eroğlu, ya- põlacaklarõ şöyle sõraladõ: “Taş- kınla mücadelenin en önemli yollarından biri ağaçlandırma. Bu konuda Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Mü- dürlüğü ile Orman Genel Mü- dürlüğü hızlı bir şekilde çalış- malara başlayacak. Ayrıca, de- relerdeki imar ve kadastro du- rumu gözden geçirilecek. Taş- kın risk haritaları güncellene- cek. Büyükşehir sınırları içinde dere ıslahı ve bakımı konula- rında su ve kanalizasyon işlet- meleri, diğer yerlerde beledi- yeler ve DSİ yetkilendirilecek. Bütün bölgelerde her bir dere için ayrı rapor hazırlanacak ve buralarla ilgili 6 ayda bir ra- por verilecek. Meteoroloji ve DSİ tarafından mevcut erken uyarı sistemleri geliştirilecek. İz- mir, Muğla, Antalya, Samsun, Trabzon ve Adana’ya 6 yeni ra- dar kurulacak. Türkiye’nin çe- şitli yerlerine 200 otomatik göz- lem istasyonu açılacak.” Eroğlu, Türkiye’nin tüm kent- lerinde dere yataklarõndaki yapõ- laşmalarõn DSİ yetkililerince kont- rol edileceğini, yeni yapõlaşma- larda da DSİ görüşü alõnacağõnõ belirten Eroğlu, “Dere yatakla- rını mutlaka güzel mesire alan- ları haline getirmeliyiz. Bunu yaptığımızda dereleri kurtarmış oluruz” dedi. Eroğlu, bölgede Mimar Sinan zamanõnda yapõlan 4 gözlü köp- rünün 2 gözünün kapatõlarak yük- sek yapõlaşmaya izin verildiğini söyledi. Eroğlu, “Geçmişte be- lediyenin yaptığı çok önemli bir hata var. Şu anki belediye- yi söylemiyorum. Bana göre, çok vahim bir hata. Mimar Si- nan akışı hesaplamış, o 4 göz koyduysa bizim köprüye 6 göz koymamız gerekirdi” dedi. DENİZ TATARER İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce (İBB) hazõrlanan ve İBB Başkanõ Kadir Topbaş tarafõndan onaylanan çok sayõda imar planõ tadilatõ, kentte yeni sel felaketlerine daveti- ye çõkarõyor. İSKİ’nin tüm itirazlarõna kar- şõn “dere yatakları ve su havzaları üze- rinde konut, iş merkezi, akaryakıt istas- yonu, eğitim ve toplu konut alanları” ya- põlmasõna izin veriyor. Dere yatağõna kaçak olarak inşa edilen çok sayõda yapõda yeni planlarla yasal hale getiriliyor. İBB Meclisi’nde 14 Eylül 2007’de görü- şülen Bahçelievler Yenibosna’da “akar- yakıt istasyonu” kurulmasõna ilişkin plan ta- dilatõ raporu sel felaketinin vurduğu İkitel- li Basõn Ekspres Yolu üzerindeki “kaçak” benzin istasyonunun yasallaştõrõldõğõnõ ortaya koydu. Raporda, “Alüvyon ve yerleşime ön- lemli alanlar” olduğu kaydedilen arazi, Ayamama Deresi yakõnõnda bulunuyor. İBB Şehir ve Planlama Müdürlüğü’nün itiraz et- tiği plan değişikliği raporunda, “Yapılan imar planı tadilatı kaçak istasyonu ya- sallaştırılmaktadır. Ayrıca, arazinin akar- yakıt istasyonu kurulması için uygun ol- madığı görülmüştür” uyarõsõ ise dikkate alõnmadõ. 12 Haziran 2009’da AKP’li üyelerin oy çok- luğuyla onaylanan Ayamama Deresi üzerin- deki 43 bin 600 metrekarelik araziye ilişkin plan tadilatõ raporuyla 1981’den bu yana “Bo- tanik Bahçesi” olan araziye 4 katlõ ticaret ve turizm merkezi yapõlmasõna izin verdi. İmar hakkõ Basõn Ekspres Yolu’na doğru genişle- tilen araziye ilişkin raporda, İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün,“... ‘sõvõ- laşma riski’ olan bölge ve yapay dolguya bağlı mühendislik problemleri yaşanabilir” uyarõlarõ ise dikkate alõnmadõ. Arsanõn Aya- mama Deresi’nin 240 hektarlõk su toplama havzasõ içinde olduğuna dikkat çeken İSKİ yetkilileri ise, “... dere taşkını sınırları be- lirleninceye kadar derenin sağından ve so- lundan 25’er metre genişliğinde bant oluş- turulmalıdır” uyarõlarõ ise yaşanacak sel fe- laketini önceden bildirir nitelikte. Tamamõ Ömerli ve Elmalõ Su Havzasõ üzerinde bulunan Sarõgazi ilçesi de benzer bir sel riskiyle karşõ karşõya. İBB İmar ve Ba- yõndõrlõk Komisyonu’nca hazõrlanan ve 16 Ocak 2009 tarihli plan tadilatõ raporunda, İS- Kİ’nin bölgedeki kaçak yapõlarõn yõkõlmasõ ve ruhsatlandõrõlan inşaatlarõn ruhsatlarõnõn iptal edilmesi istemiyle dava açtõğõ ve 1993’te onay- lõ Sarõgazi İslah İmar Planlarõ’nõ iptal ettirdi- ği belirtilmesine karşõn plan tadilatõyla böl- gedeki kaçak yapõlar yasallaştõrõldõ. KİPTAŞ KONUTLARI DERE YATAĞI ÜZERİNDE İNŞA EDİLİYOR Sultanbeyli Kuzeydoğu Bölgesi’ne ilişkin hazõrlanan 21 Kasõm 2008 tarihli plan tadi- latõ raporunda ise planlama yapõlan 545 hektarlõk alanõn 52 hektarõnõn ‘orman ve de- re havzasında’ kaldõğõna dikkat çekildi. Büyükçekmece Tepecik Türkoba Mahal- lesi’nde yapõlan Kiptaş Tepecik Konutlarõ’da İSKİ’nin tüm itirazlarõna karşõn dere yatağõ üzerinde inşa ediliyor. 11 Haziran 2009 ta- rihli Hadõmköy 1/1000 Ölçekli UİP’e göre Kiptaş’õn Hadõmköy’deki konutlarõ da Saz- lõdere ve Büyükçekmece su koruma alanõ üze- rinde bulunuyor. Sel felaketi sõrasõnda 11 kişinin mahsur kaldõğõ Çobançeşme Fidanlõğõ’na ilişkin 16 Temmuz 2009 tarihli imar planõ raporu da arazide 20 bin metrekarelik İstanbul Fidan ve Çiçek Borsasõ kurulmasõ yönünde ça- lõşmalarõn olduğunu ortaya çõkardõ. Rapo- ra göre, Fidan ve Çiçek Borsasõ yapõlacak arazinin plan sahasõnõn ortasõndan Ayama- ma Deresi geçiyor. Bakan Veysel Eroğlu 2010 yõlõnõ taşkõnla mücadele yõlõ ilan ettiklerini söyledi Topbaş İSKİ’yi dinlemedi İBB’nin itiraz edilen plan tadilatlarõ yeni felaketlere davetiye çõkarõyor Taşkın koruma seferberliğine ilişkin bütçenin ne kadar ol- duğunun sorulması üzerine Eroğlu, bu konuda hazırlıklar ya- pıldığını ve ilgili birimlerin bütçesinin 300-400 milyon TL olması durumunda daha hızlı çalışılacağını belirtti. Eroğlu, dere ya- taklarındaki bazı yapıların kaldırılmasının zaman alabileceği- ni söyledi. Tapulu olan yerlerde istimlak yapılması gerektiğini anımsatan Eroğlu, “Çalışmalar sürüyor. Öncelikli yerleri be- lirleyeceğiz. Acil olan bölgelerde dere yataklarındaki yapılar 1- 1.5 yılda yıkılabilir ama diğer yerler zaman alacaktır” dedi. ‘ Y I K I M L A R Z A M A N A L A C A K ’ Üniversiteye ek şans ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniver- sitelere “ek yerleştirme” takvimi belirlendi. 2009- ÖSS’ye giren adaylardan baraj puanlarõnõ aşan adaylar 5-9 Ekim günleri arasõnda ek yerleştirme için başvurabilecek. Tercih yapabilmek için hiçbir yükseköğretim programõna yerleştirilmemiş veya Açõköğretim Fakültesi’nin kontenjansõz program- larõna yerleştirilmiş olmak gerekiyor. Ek yerleştir- me kontenjanlarõnõn henüz netleşmediği ancak üniversitelerin ön lisans ve lisans programlarõnda 140 bini aşkõn boş kontenjan bulunduğu öğrenildi. TUYAB tecriti protesto etti İstanbul Haber Servisi - Tutuklu ve Hü- kümlü Yakõnlarõ Birliği (TUYAB), Bağõmsõz Devrimci Sõnõf Platformu (BDSP) üyesi tutuklu ve hükümlülerin karşõ karşõya kaldõğõ tecriti protesto etti. Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen grup adõna açõklama yapan Ayten Özdoğan, Anka- ra Sincan L Tipi Kapalõ Kadõn Hapishanesi’nde tutuklu bulunan BDSP’li Evrim Erdoğdu, Gülnur Ertaş ile Eda Ünalan’õn kaldõklarõ hücrede patla- yan kanalizasyon nedeniyle günlerce pislik içinde yaşamak zorunda bõrakõldõklarõnõ kaydetti. Arslan savcõlõğa ifade verdiİSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan, 2 milyar TL’lik uyuşturucu ope- rasyonu sonrasõnda uyuşturucu kaçakçõlarõ ile bağlantõlõ olduğu- na ilişkin iddialar nedeniyle dün sabah İstanbul’daki Beşiktaş Ad- liyesi’ne gelerek soruşturmayõ yürüten Savcõ Mehmet Berk’e ifade verdi. Daha sonra iddiala- ra yanõt veren Arslan, gerçekle- rin tersyüz edildiğini savundu. İç- işleri Bakanlõğõ, iddialarõ incele- mek üzere 2 mülkiye başmüfet- tişi görevlendirdi. İstanbul’da 200 milyon adet Captagon hapõnõn ele geçirildiği narkotik operasyonu kapsamõnda, aralarõnda uyuşturucuyla müca- deleyi sağlayan en üst birim Em- niyet Genel Müdürlüğü Kaçak- çõlõk ve Organize Suçlarla Mü- cadele Daire Başkanõ’nõn da bu- lunduğu üç emniyet müdürü hak- kõnda, çete üyesi olmak ve uyuş- turucu tacirlerine köstebeklik yapmak iddiasõyla soruşturma açõldõ. Sekiz yõldõr uyuşturucu ticare- ti yaptõğõ bilinen ancak ispatla- namayan Habib Kanat’õn, Em- niyet Genel Müdürlüğü içerisin- de bağlantõlarõnõn olduğu ve bu bağlantõlar sayesinde hakkõnda iş- lem yapõlamadõğõ, operasyonlar- dan önceden haberdar olduğu öne sürüldü. Bu iddialarõn ar- dõndan mercek altõna alõnan em- niyet müdürlerinin, Kanat’õn ulus- lararasõ uyuşturucu ticareti id- diasõyla Bulgaristan’dan Türk emniyetine gelen dosyayõ sumen altõ ettikleri, hatta sabõka kaydõ- nõ temizlemeye çalõştõklarõ iddia edildi. Kanat’õn emniyetteki en önem- li bağlantõsõnõn eski KOM Daire Başkanõ ve Emniyet Genel Mü- dür Yardõmcõsõ Emin Arslan ol- duğu iddia edildi. Ayrõca Ars- lan’õn, oğlu S. Arslan ile Kanat arasõnda, eski Narkotik bilirkişi- si Doç. Dr. Hüseyin Rıza Işık aracõlõğõyla ortaklõk kurduğu da öne sürüldü. Arslan, uyuşturucu çetesi ile ilişkisi olduğu iddialarõna, “Giz- lilik yasağı olmasına rağmen bütünün belirli parçaları ka- muoyu oluşturmak için kasıtlı lanse ediliyor” dedi. Arslan, ga- zetelerde yer alan iddialarõn asõl- sõz olduğunu belirterek, oğlu ile çete lideri olduğu belirtilen Ha- bib Kanat’õn kõzõnõn ortak bir şirket kurduğunu, oğlunun söz konusu şirkete yüzde 20 ortak ol- duğunu söyledi. Arslan, operas- yonda yakalanan Doç. Dr. Hü- seyin Rıza Işık ile kendisinin hiç- bir ilgisinin olmadõğõnõ belirtti. Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ’nõn uyuşturucu kaçakçõlarõyla bağlantõlõ olduğu iddiasõ Dere yatağına kaçak olarak inşa edilen çok sayıda yapı yeni planlarla yasal hale getiri- lerek yeni felaketlere davetiye çıkarılıyor. İSTANBUL’DA SELDE ÖLENLERİN SAYISI 29’A ÇIKTI İstanbul Haber Servisi - Çatalca’da sel sularõna kapõlan Gülseren Dursun’un ce- sedi dün bulundu. Dursun’un bulunmasõyla birlikte İstanbul’daki sel felaketinde ölen- lerin sayõsõ 29’a çõktõ. Selimpaşa’da sel sularõna kapõlarak kaybolan Dila Manav (3) ise halen bulunamadõ. İstanbul’daki selde hayatõnõ kaybeden ve yanlõş teşhis sonucu Gaziantep’teki Asri Mezarlõk’ta toprağa verilen Necati Topkaya’nõn cenazesi ailesi tarafõndan teslim alõnarak Kanarya Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Küçükçekmece’de yaşanan selde evleri zarar gören yurttaşlara para yardõmõ yapõldõ. Küçükçekmece Kaymakamõ Orhan Öztürk, ilçede 800 ev ve 305 işyerinin zarar gördüğünü belirte- rek, “Zarar gören konutlara 1000 TL’ye kadar para yardımı yapıyoruz” dedi. Diyalog toplantısı İstanbul’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Suriye ile Irak arasõnda diyalog kurulmasõna yönelik olarak bugün İstanbul’da Türkiye, Suriye, Irak ve Arap Birliği temsilcilerinin katõlõmõyla bir toplantõ yapõlacak. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn açõkla- masõna göre toplantõya Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, Irak Dõşişleri Bakanõ Hoşyar Zebari, Suriye Dõşişleri Bakanõ Velid Muallim ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa katõlacak. İran sınıra duvar örüyor HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - PKK’nin uzan- tõsõ olan PJAK’lõ teröristlerin sõnõrdan sõzmalarõnõ önlemek için her 2 kilometreye bir karakol kuran İran, sõnõrdan sõzmalara engel olmak ve kaçakçõ- larõ durdurabilmek için Türkiye ile olan sõnõrõnõn stratejik noktalarõna duvar örmeye başladõ. Sõnõr- da yaşayan yurttaşlar duvara tepki gösterirken, sõ- nõrdaki Onbaşõlar Köyü muhtarõ Perviz Beşer, du- var örmenin insanlõk ayõbõ olduğunu belirterek, “Biz sõnõrdaki insanlarla akrabayõz. Bu durumu bildikleri halde duvar örüyorlar” dedi. NATO’nun petrol hattı patladı Haber Merkezi - Bilecik merkeze bağlõ Ye- niköy yakõnlarõndan geçen NATO petrol boru hat- tõ patladõ. Merkeze bağlõ Yeniköy yakõnlarõndaki Bilecik-Söğüt karayolunun 50 metre altõndan ge- çen tali yoldan bir sõvõnõn fõşkõrdõğõnõ gören yurt- taşlar, olayõ jandarmaya bildirdi. Olay yerine ge- len jandarma ekipleri çevrede geniş güvenlik ön- lemi alõrken, merkezi Kocaeli’nde bulunan hattan petrol akõşõ durduruldu. Çevreye yayõlan petrolün üzeri daha sonra toprakla örtüldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear