Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Nedir olay:
Son iddianamede Ergenekon davalarına temel olan
kimi bilgileri devletin istihbarat örgütü MİT; (2007’de
soruşturmalar başlamadan önce) Başbakanlık’a ve
Genelkurmay Başkanlığı’na küçük bir kitapçıkta
derleyerek duyurdu.
Davaya bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 23 Ara-
lık 2008’de gönderdiği belgede MİT; Ergenekon hak-
kında 2003 ve 2006’da Genelkurmay Başkanlığı’na
iki kez bu kitapçıkları gönderdiğini bildirdi.
Bu, kurum ifadesi.
Fakat o tarihlerde Genelkurmay Başkanı olan
emekli Orgeneral Hilmi Özkök, İzmir’de savcı Ze-
keriya Öz’e verdiği ve son iddianamede tam metni
yayımlanan ifadesinde, MİT’ten Ergenekon’la ilgili böy-
le kitapçıklar almadığını açıkladı.
MİT diyor ki Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ü
iki kez bilgilendirdik.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök diyor ki; ha-
yır bana böyle bilgiler, belgeler ulaşmadı.
Bu açıklamalara bakarak bir değerlendirme yap-
mak gerekirse:
Bir yanda devletin sözüne inanılır bir kurumu var.
Diğer yanda yine devletin önemli bir kurumunun ba-
şında dört yıl görev yapan, sözüne inanılması gere-
ken bir emekli asker!
Hangisine inanacaksınız?
İster istemez kimi sorularla mantıksal yorumlar gün-
deme giriyor.
MİT, yargıya neden yalan beyanda bulunsun?
Özkök acaba hangi nedenlerle savcıya MİT’ten böy-
lesi kitapçıklar gelmediğini söyledi?
Yoksa elinde bir kurmay mantığıyla söylemini
destekleyecek öğeler mi var?
Özkök, kanıtı olmayan bir olasılığa göre MİT’ten ge-
len Ergenekon ile bağlantılı kitapçıkları gördü, belki
okudu ama.. bunlar Genelkurmay’da resmen kayıt-
lara geçmedi.
Durumu yorumlamak gerekirse; demek ki kitapçıklar
gönderildi, alındı ama Genelkurmay’ın resmi kayıt-
larında yok!
Emekli orgeneralden resmi kayıtlarda olmayan
önemli bir belgeyi var diye göstermesi beklenemez
değil mi?
Ne var ki, emekli orgeneral, AKP döneminin Ge-
nelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün 3. iddianamedeki
kimi ifadelerinde -örneğin yazılı basında manşetle-
re geçen- kimi yönler göze batıyor.
Örneğin AKP iktidarına ılımlı, kimi zaman olumlu ba-
kan Akşam gazetesinin 6 Ağustos 2009 tarihli man-
şeti:
“Özkök’ün darbe ifadesi 3. iddianamede
(Büyük puntolarla) Kaygıları Erdoğan’a ilettim.”
Bir dönemdeki kimi komutanlarla ilgili “kaygıları”,
Genelkurmay Başkanı Özkök, yasal olarak sorumlu
olduğu Başbakan RTE’ye bildirdiğini açıklıyor.
Öyle bir dönem ki -o sırada TBMM Başkanı olan-
Bülent Arınç bile darbe hazırlıklarından haberi var;
nitekim Özkök’ün ifadesini değerlendirirken gazete-
ciye:
“Bu (komutanların yaptığı) toplantılardan, bu dü-
şüncelerden benim de şahsen haberim vardı” diyor
ve ekliyor: “Duyduklarımızı Başbakan’la görüştüğü-
müzü biliyorum.”
Devleti elinde tutan AKP iktidarının gerek kimi kay-
naklardan ama doğrudan Genelkurmay Başka-
nı’ndan aldığı bilgilere göre hükümet “kaygıları” bi-
liyor.
Bu noktada akla kimi sorular geliyor:
Genelkurmay Başkanı “kaygıları” aktardıktan son-
ra Başbakan RTE’nin tavrı ne oldu?
Özkök’le “kaygılar” karşısında alacakları ve izle-
yecekleri siyasal, askersel açıdan saptadıkları poli-
tika nedir?
“Şiir gibi ilişkiler içinde olduğu” söylenen Genel-
kurmay Başkanı ile Başbakan “kaygıların” gelişme-
sini beklemeye mi karar verdiler?
Yoksa RTE’nin dallı budaklı Ergenekon soruştur-
masını üstlenecek yürekli “bir savcı araması” döne-
mine mi girildi?
Bu nedenle Özkök’ün Genelkurmay’da soruştur-
ma açmamasına mı karar verildi?
Özkök açıklamıyor; sadece “Şüyuû vukuundan be-
terdir” demekle yetiniyor.
Savcı Öz ise Özkök’e soruyor, soruyor.
Lâkin “Kaygıları Başbakan’a ilettim” diyen Özkök’e,
açıklamalarının sürgiti mantıksal bir soru; “RTE’nin ver-
diği yanıt nedir ve neye karar verdiniz” diye bir soru,
yöneltmiyor.
Bu ve benzeri bir yığın soru yanıt bekliyor.
SAYFA 9 AĞUSTOS 2009 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
Bireylerin toplumsal baskı karşı-
sındaki tepkileri değişiktir:
Kimi direnir…
Kimi kabul eder…
Kimi içine kapanır, kendini so-
yutlar…
Kimi dışa açılır, mücadele eder…
Biliyorum ki bu satırları okuyan
sizler baskıya direnen, mücadele
eden bireylersiniz.
Rotterdamlı Erasmus…
Desiderius Erasmus, bir din
adamı, bir düşünür, bir yazar…
1469’da doğmuş, 1536’da öl-
müş…
Deliliğe Övgü, döneminin ege-
men düşünce biçimi olarak Hıristi-
yanlığı, egemenleri eleştirdiği bir ki-
tap…
Dostu ünlü İngiliz din adamı, hu-
kukçu, düşünür Thomas More’a
adanmış…
Erasmus, kitabını More’u eğ-
lendirmek için bir haftada yazdığı-
nı belirtiyor.
Bu arada Thomas More’un ün-
lü “Ütopya” adlı kitabın yazarı ol-
duğunu ve VIII. Henry’nin karısını
boşayıp, genç Ann Boleyn ile ev-
lenmesi sırasında çıkan kilise sa-
vaşlarında Vatikan’ın yanında dur-
duğu için idam edildiğini de anım-
satalım.
Erasmus kitabında, “Deliliğe” bir
kişilik verir ve onu konuşturur.
Aslında Hıristiyan bağnazlığını
ve kralların baskısını eleştirmekte-
dir “Delilik”.
Yaklaşık beş yüz yıl önce bakın
“Delilik” neler diyor yöneticiler için:
“Ülkesinin dümenine geçen in-
sanın, kişisel işlerini bir yana bırakıp
halkın işlerine bakması ve sadece
halkının refahını düşünmesi gerekir;
gerek kendi koyduğu gerekse uy-
guladığı yasalardan bir gıdım sap-
mamak, üst ya da alt kademedeki
her memurun dürüstlüğüne şahsen
kefil olmak zorundadır.
Bütün gözler onun üstüne çev-
rilecektir, bu yüzden ya uğurlu bir
yıldız gibi lekesiz bir ahlak sahibi
olacak ve insanlığı büyük kurtulu-
şa kavuşturacaktır ya da ölümcül
bir kuyrukluyıldız gibi en büyük be-
laları sürüyüp beraberinde geti-
recektir.”
Ne dersiniz, bizim bugünkü yö-
neticilerimiz “uğurlu bir yıldız” gibi
sorunlarımızı mı çözüyor, yoksa
“uğursuz bir kuyrukluyıldız” gibi en
büyük belaları sürüyüp beraberle-
rinde mi getiriyor?
Çiğdem Dürüşken’in Türkçe-
siyle Kabalcı Yayınevi tarafından
yayımlanan kitaptan aldığım yu-
kardaki bölüm, bizim bugünkü yö-
neticilerin beş yüz yıl önceki söz-
lerden bile pek nasiplenmediğini
gösteriyor galiba…
Erasmus’un dalkavuklar için söy-
lediği şu sözler ise beş yüz yıl ge-
riden sanki günümüzdeki yandaş
medya mensuplarını anlatıyor:
“Peki ya o saray avenelerine ne
demeliyim? Çoğu sadece yaltakçı,
köle tabiatlı, ahmak ve değersiz
yaratık olduğu halde her şeyin ön sı-
rasında yer almaya bayılır…
Krala efendimiz diye hitap ede-
bildikleri, onu üç beş kelimeyle na-
sıl selamlayabileceklerini öğrene-
bildikleri, yüce ekselansları, lordu-
muz ve majesteleri gibi nezaket
ifadelerini yerli yerinde kullanmayı bi-
lebildikleri için, kendilerini dünyanın
en şanslı insanları sayarlar.
Utanç duygularından mükemmel
derecede soyundukları için güle
oynaya yaltaklanabilirler.”
Nasıl, Erasmus bizim bazı köşe
yazarlarımızı tam tarif etmiş değil mi!
Sevgili okurlarım, gelecek hafta,
“Eğer” şiirinin çevirisini, sizlerden
gelen eleştiri ve önerilerle zengin-
leştirilmiş, geliştirilmiş biçimiyle ye-
niden yayımlayacağım.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Deliliğe Övgü
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
Hastanede yangın
korku yarattı
İstanbul Haber Servisi - Fatih
Çapa’daki Özel Çapa Hastanesi’nde
henüz belirlenemeyen bir nedenle
yangõn çõktõ. Hastanenin yoğun ba-
kõm servisinin bulunduğu 2’inci kat-
ta çõkan yangõn, itfaiye ekiplerince
kõsa sürede söndürüldü. İkinci katta-
ki ve birinci kattaki yoğun bakõm
hastalarõ tahliye edilirken can kaybõ
yaşanmadõ. Hastane Müdürü Halil
İbrahim Avcõ yaptõğõ açõklamada,
yangõnõn bir hasta yakõnõnõn içtiği si-
garanõn izmaritini asansör boşluğuna
atmasõ sonucu başladõğõnõ düşündük-
lerini söyledi.
Yaralılar Türkiye’de
tedavi ettirilecek
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakanlõk Türkiye Acil Du-
rum Yönetimi Genel Müdürlüğü,
Türkmenlerin yoğun olarak yaşadõğõ
Irak’õn Şerihan köyünde önceki gün
meydana gelen bombalõ saldõrõya
ilişkin açõklama yaptõ. 37 kişinin ha-
yatõnõ kaybettiği, 276 kişinin de ya-
ralandõğõ anõmsatõlan açõklamada,
yaralananlardan bir kõsmõnõn tedavi-
sinin Türkiye’de yapõlmasõ için Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ’nõn tahsis etti-
ği bir uçağõn bugün Musul’a gidece-
ği bildirildi. Ayrõca Kõzõlay tarafõn-
dan hazõrlanan 200 koli kuru gõda
malzemesinin de aynõ uçakla Mu-
sul’a gönderileceği kaydedildi.
Yollar kan gölüne döndü
Yurt Haberleri Servisi - Yurt
genelinde meydana gelen trafik ka-
zalarõnda 8 kişi öldü, 26 kişi yara-
landõ. Erzurum Şenkaya’da, Deniz
Ceylan’õn kullandõğõ otomobil, Halil
İbrahim Bayrak yönetimindeki kam-
yonla çarpõştõ. Ceylan ile yanõndaki
4 kişi öldü. Şanlõurfa’dan Bolu’ya
giden fõndõk işçilerini taşõyan İzzet
Demir’in kullandõğõ minibüs, TEM
Otoyolu gişelerine 4 kilometre kala
lastiği patlayarak bariyerlere çarptõ,
15 kişi yaralandõ. Giresun, Eskişe-
hir, Antalya Çankõrõ ve Konya’da
meydana gelen kazalarda da 3 kişi
öldü, 11 kişi yaralandõ.
10 helikopter ambulans
ANKARA (AA) - Hava ambulans
filosunu genişletme çalõşmalarõnõ sür-
düren Sağlõk Bakanlõğõ’nca Çanakka-
le, Bursa, Afyonkarahisar, Konya,
Adana, Samsun, Trabzon ve Van’da
da helikopter ambulanslarõyla hizmet
verilecek. 1 Eylül’e kadar gelmesi
planlanan 10 yeni helikopter ambu-
lansla birlikte Sağlõk Bakanlõğõ’nõn
hava ambulansõ sayõsõ 17’ye çõkacak.
Yasadışı sınır geçişleri
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Güvenlik güçlerince önceki
gün 102 kaçak yakalandõ. Genelkur-
may Başkanlõğõ’nõn internet sitesinde
yer alan duyuruya göre, yapõlan
kontrollerde 37 Filistin, 36 Afganis-
tan, 8 Pakistan, 5 Myanmar ve 3 İran
uyruklu toplam 89 kaçak gözaltõna
alõndõ. Irak sõnõrõnda Irak’tan Türki-
ye’ye yasadõşõ geçen 2 Irak uyruklu
kaçak ve bu kaçaklarla bağlantõlõ 3
Türk vatandaşõ, Suriye sõnõrõnda Su-
riye’den Türkiye’ye yasadõşõ geçen 1
Sudan uyruklu kaçak ile 4 Türk va-
tandaşõ ele geçirildi. Yunanistan sõnõ-
rõnda Türkiye’den bu ülkeye geçme-
ye çalõşan 1 Irak uyruklu kaçak ile
İran sõnõrõnda, Türkiye’ye yasadõşõ
geçen 2 Türk vatandaşõ da güvenlik
güçlerince yakalandõ.
3 çocuk gölette boğuldu
MERSİN (Cumhuriyet) - Mer-
sin’in Silifke ilçesinde 2’si kardeş 3
çocuk gölette boğuldu. Arkum bel-
desinde, annesiyle tarlada çalõşmaya
giden Hamit Topbaş (5), tarlanõn
kenarõndaki sulama göletine düştü.
Çocuğun cesedi bir süre sonra gölet-
te bulundu. Çaltõbozkõr köyünde ise
Medine Şahin (15) ile Cennet (9) ve
Sebahat Deke (7) kardeşlerle yakõn-
lardaki gölete girdi. Sabahat De-
ke’nin çõrpõndõğõnõ gören ablasõ
Cennet, kardeşini kurtarmak için
gölete girdi. İki kardeş de boğuldu.
/IŞIL ÖZGENTÜRK
Bu çok dini bütün geçinen ikti-
darõn dağdaki henüz elleri bir kadõn
omzunu okşamadan silah tutan
gencecik Kürt çocuklarõnõ ya da
elinde tüfek titreyerek dağlarda
PKK gözleyen erleri düşündüğünü
mü söylüyorsunuz, onlarõn acõlarõ-
nõ, onlarõn anne babalarõnõ düşün-
düğünü mü söylüyorsunuz, ne ka-
dar merhametsiz olduklarõnõ gör-
müyor musunuz?
Ve ne kadar korktuklarõnõ da,
evet ölüme yaklaşan gencecik bir kõ-
zõn gözlerinden korkuyorlar.
Ve devlet şefkatini değil, gücünü
gösteriyor. Güler Zere’yi ölüme
göndererek kurda kuşa, Türk -
Kürt, genç - yaşlõ bütün vatandaş-
larõna gücünü gösteriyor. “Ben ba-
ğışlamam” diyor, “ben bu düze-
ni değiştirmek isteyeni ezip ge-
çerim” diyor.
“Ben umudu sevmem” diyor.
Doğrudur, çünkü umudun yok ol-
duğu topraklarda insanlarõ yönet-
mek kolaydõr, kardeşi kardeşe dü-
şürmek kolaydõr. Oğullarõ babala-
rõna karşõ kõşkõrtmak kolaydõr.
Çünkü umut yok olduğunda, öğ-
retilmiş bir çaresizlik toplumun
bütün katmanlarõna yayõlõr ve sari
bir hastalõk gibi önüne ne çõkarsa si-
lip süpürür, geriye devlet ve ikti-
darlarõn gücüne tapan, õşõğõ gör-
düklerinde kuytu karanlõklara giz-
lenen insan müsveddeleri ortalõğõ
kaplar.
Evet, Güler Zere’nin ölüme yak-
laşõrken bile umutla parõldayan göz-
lerinden korkuyorlar, bu merha-
metsiz inadõn nedeni bu!
Ama bilmiyorlar ki korkunun
ecele hiçbir faydasõ yok. Gün gelir
devran değişir ve merhamet tõpkõ
hukuk gibi herkese lazõm olur. Bü-
yük acõlarõn ardõndan demokrasiye
geçen İspanya, Arjantin, Şili gibi ül-
kelerde hukuk kadar merhamet de
topluma yol gösterdi, oralarda an-
neler çocuklarõnõ öldüren iktidar sa-
hiplerini ve onlarõn emirlerini ka-
yõtsõz şartsõz yerine getirenleri mer-
hametleri nedeniyle bağõşladõlar.
Bir zamanlar bu ülkede sõk sõk
söylenen bir söz vardõ: “Ben başı-
mı yastığa koyduğumda vicdanım
rahat bir uykuya dalmak iste-
rim.” Bugünlerde kaç kişi acaba
yastõğa başõnõ koyduğunda rahat bir
uykuya geçebiliyor, merak ediyo-
rum; çünkü o an var ya, vicdanõn en
uyanõk olduğu andõr ve insanoğlu-
nu vicdan kadar acõmasõzca eleşti-
ren hiçbir kurum yoktur.
isilozgenturk@gmail.com
İstanbul PB 30
Edirne PB 32
Kocaeli PB 29
Çanakkale PB 31
İzmir A 33
Manisa A 34
Aydın A 36
Denizli A 34
Zonguldak PB 24
Sinop Y 26
Samsun Y 25
Trabzon Y 25
Giresun Y 24
Ankara PB 29
Eskişehir PB 28
Konya PB 27
Sıvas B 26
Antalya PB 32
Adana Y 35
Mersin Y 33
Diyarbakır B 36
Şanlıurfa A 38
Mardin B 34
Siirt B 34
Hakkâri PB 25
Van Y 25
Kars Y 23
Oslo B 21
Helsinki B 20
Stockholm B 26
Londra B 21
Amsterdam PB 21
Brüksel PB 24
Paris Y 24
Bonn Y 27
Münih Y 30
Berlin PB 29
Budapeşte PB 29
Madrid Y 34
Viyana PB 24
Belgrad Y 27
Sofya Y 27
Roma PB 28
Atina PB 31
Zürih Y 25
Moskova B 18
Aşkabat A 39
Astana PB 26
Taşkent A 41
Bakû Y 25
Bişkek A 34
Tiflis Y 30
Kahire A 33
Şam A 33
Ülkemizin kuzey ve do-
ğu kesimleri parçalı ve
çok bulutlu, Orta Kara-
deniz kıyıları, Doğu Ka-
radeniz, Doğu Anado-
lu’nun kuzeydoğusu ile
Van, Muş, Hatay çev-
releri sağanak ve gök
gürültülü sağanak yağ-
murlu, diğer yerler az
bulutlu ve açık geçecek.
Baştarafı Arka Sayfada
Ey Merhamet...
AÇIKLAMA
Adalet Bakanlõğõ, gazetemiz yazarõ Cüneyt Ar-
cayürek’in dünkü yazõsõnda yer alan Silivri Ceza-
evi’ndeki elektrik kesintileriyle ilgili sorularõna yö-
nelik açõklama yaptõ. Açõklamada şöyle denildi:
“Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampusu
içinde yer alan 3 ve 4 No’lu L Tipi Cezaevle-
rinde 28 Temmuz 2009 Salı günü akşamı saat
19.00 sıralarında çıkan trafo yangını nedeniy-
le bir elektrik arızası meydana gelmiştir. Ba-
kanlığımızın talimatıyla cezaevi trafolarını
kuran şirket yetkilileri çağrılarak elektrik arı-
zasının giderilmesi için derhal harekete geçil-
miştir. Bu arada elektrik ihtiyacının giderilmesi
için 29 Temmuz Çarşamba günü öğle saatle-
rinde jeneratörler devreye sokularak cezaev-
lerine elektrik verilmeye başlanmıştır. Ancak
jeneratörün motorlarının 8 saat çalıştıktan son-
ra 1 saat dinlendirilmesi gerektiğinden akşam
üzeri hava kararmadan 17.00-18.00, sabaha
karşı 03.00-04.00 ve gündüz 12.00-13.00 saat-
leri arasında olmak üzere günde toplam 3 sa-
at elektrik verilememiştir. 5 Ağustos Çarşam-
ba günü trafolardaki arıza giderilerek akşam
19.00’dan itibaren şehir şebekesinden yeniden
elektrik verilmeye başlanmıştır. Jeneratörler-
den elektrik verilmesi sırasında hükümlü ve tu-
tukluların televizyon izlemesine sınırlama ge-
tirilmesi gibi bir durum söz konusu değildir.”
Balbay’ın doğum
günü kutlandı
Ankara Cumhuriyet Okurları (CU-
MOK), Ergenekon davası kapsamında
tutuklu bulunan Ankara temsilcimiz
Mustafa Balbay’ın 49. yaşını pasta ke-
serek kutladı. Okurlarımız Balbay’ın
doğum günü için Ankara temsilciliği-
mizde bir araya geldiler. Kutlamaya,
Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı
Eser Atak, ADD Genel Sekreteri Suay
Karaman, gazetemiz yazarı Ali Abalı,
emekli Tümgeneral Osman Özbek, An-
kara CUMOK Dönem Sözcüsü Haluk
Yalvaç, Tevfik Kızgınkaya, gazetemiz ça-
lışanları ve çok sayıda okurumuz katıl-
dı. Gazetemizi telefonla arayan, faks çe-
ken ve mail yollayan çok sayıda okuru-
muz da Balbay’ın doğum gününü kutladı.
ARINÇ’TAN KÜRT AÇILIMI MESAJI
‘Yol haritasõnda
sona gelindi’
ANKARA-BURSA (Cum-
huriyet) - Devlet Bakanõ ve
Başbakan Yardõmcõsõ Bülent
Arınç, Kürt açõlõmõ konusun-
da hazõrlanan yol haritasõnõn so-
na yaklaştõğõ mesajõ verdi. AKP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Ab-
dulkadir Aksu, CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal’õn, DTP
heyetinin Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile görüş-
mesinin ardõndan yaptõğõ, “Gö-
rüşme İmralı ile yapılmış sa-
yılır” yönündeki açõklamasõna
sert tepki gösterdi. Aksu, “Bay-
kal, ‘sizin aslõnda dağdakiler-
den bir farkõnõz yok’ diyerek
parlamenterleri dağa çık-
maya özendiriyor” dedi.
Bursa Polisevi’nde, “De-
mokratik açõlõm” konusunda
sorularõ yanõtlayan Arõnç, hü-
kümet olarak çok ciddi bir ça-
lõşmanõn içinde olduklarõnõ be-
lirterek, “Bu konuyu netleş-
tirmek ve bir yol haritasını
açıklamak üzere son hazır-
lıklarımızı yapıyoruz” dedi.
AKP Genel Başkan Yar-
dõmcõsõ Abdulkadir Aksu da
yaptõğõ yazõlõ açõklamada,
Baykal’a tepki gösterdi. Top-
lumu geren, “hassasiyetleri
kaşıyan” ve “buram buram
siyasi taktik kokan” açõkla-
malarõ sorumlu siyasetle bağ-
daştõramadõklarõnõ ifade eden
Aksu şunlarõ söyledi: “Biz
dağdakileri nasıl indiririz
diye düşünürken Sayın Bay-
kal ‘sizin aslõnda dağdakiler-
den bir farkõnõz yok’ diyerek
parlamenterleri dağa çık-
maya özendiriyor. Peki par-
lamenterlerle de konuşma-
yacaksak kimle konuşacağız,
Baykal bu konuda bir fikir
veriyor mu? Bu iş önce araş-
tırmalar yapıp, raporlar ya-
yımlayıp sonra o raporları
ortadan kaldırmaya, sumen
altı etmeye, internetteki res-
mi sitenizden çekmeye ben-
zemez ki?”
CHP ELEŞTİRİLERİNİ SÜRDÜRDÜ
Kürt açõlõmõ ve
DTP’ye tepki
Haber Merkezi- Hükümetin
“Kürt açılımına” yönelik eleş-
tirilerini sürdüren CHP’den,
AKP ve DTP’ye yönelik tepki
geldi. CHP Grup Başkanvekili
Kemal Anadol, “PKK’yi dağ-
dan aşağı indirip bir parti ha-
line mi getirecekler bilelim. Biz
ona göre düşüncelerimizi söy-
leyelim” dedi. “Kürt açılımı,
açılım değil saçılımdır” dedi.
DTP Genel Başkanõ Ahmet
Türk’ün CHP lideri Deniz Bay-
kal’a yönelik eleştirilerini ya-
nõtlayan CHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş,
Türk’den “terörü benimseme-
diğini” açõklamasõnõ istedi.
Zonguldak Belediye Başkanõ
İsmail Eşref’i makamõnda zi-
yaret ederek gazetecilerin soru-
larõnõ yanõtlayan Anadol, “Hü-
kümetin Kürt açılımıyla ilgi-
li düşünceleriniz nelerdir” so-
rusuna, “Saçmalıkla karşı kar-
şıyayız. ‘Kürt açõlõmõ ne’ diye
sorduğumuzda ne olduğunu
söylemiyorlar. Açılım mı sa-
çılım mı belli değil. Ondan
sonra ‘muhalefet takoz koyu-
yor’ deniliyor. Yapılan bir iş,
somut öneriler olur CHP ve di-
ğer partiler görüşlerini söy-
lerler. Türk milletinin kabul
etmeyeceği, birtakım dış da-
yatmalarla önerilerde bulu-
nacaklar herhalde ki halkın
tepkisinden korkarak muha-
lefeti buna ortak etmeye çalı-
şıyorlar. CHP bu oyuna gel-
meyecektir” dedi.
‘Önce terörü kabul et’
CHP lideri Baykal’õn “Kürt
açılımı” konusundaki tepkileri-
ni, “Eski Baykal’ı özlüyorum,
katkı yapmasını bekliyoruz”
sözleriyle eleştiren DTP Genel
Başkanõ Türk’ü yanõtlayan
CHP’li Ateş de, “Ayrandan, ra-
kıdan önce, de ki ‘bu da terör
kardeşim, benimsemiyoruz’, gel
ondan sonra rakı da içelim ay-
ran da içelim” dedi.