24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 9 AĞUSTOS 2009 / SAYI 1220 KULE ^ T A CANBAZJJI SUNAY AKIN Adnan Menderes: İdam sehpasındaki kaleci... Y uri Gagarin'in, uzaya çıktığı 12 nisan 1961 günü, bir adam, kansına yazdığı mektuptaki sözcükleri saymaktadır... Elli sözcük, evet, mektupta sadece clli sözcük kullanmasına izin vardır!.. Şözcükleri sayar... Elliyi biraz geçmiştir!.. O kadannın kontrol edenler tarafından görmemezlikten gelindiğini bildiği nıektııp şöyledir: "Berinim: Dün mektup alamadım; bir gün bile mektupsuz kalmak ne kadar mahzıın ediyor; hasretim ne derecelerde.. Mektuplanndan başka neyim, senden, sizden başka kimim var ki.. Yüksel gcldikten sonra mektup alnıadım senden, yalnız tel almıştım. Yüksel nasıl, beraber nasılsınız, öğrcnnıck istiyorum, mektuplannı aynca bunun için dc pek sabırsızlıkla yazdığı nıcktuplardaki sözcüklcri sayan adamın adı! Mcndcres'in idam edildiği 17 Eylül 1951 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri, astronot John Glenn'i, uzaya göndermeye hazırlanmaktadır. Ay'a adım atma yarı$ı Ruslar ve Amerikalılar arasında hız kazanırken, Türkiye'de, Başbakan'ınayağının altmdan taburc çekilecektir... Ve nc gariptir ki, Adnan Menderes, cellat ipi boynuna gcçinneden önce, ayağından asılmıştır! Dcmokrat Parti Sakarya Milletvekili Rifat Kadızade, Adnan Menderes'in enkazın içinde baş aşağı asılı kaldığını görünce yanına koşar hcnıen... Kadızade, Başbakan'ın sıkışan ayağını kurtardıktan sonra, Şefik Fenmen'in bekliyorum; inşallah bugün alınm. Yüksel de yazsın. Zihnim duracak kadar her an sizinlc, seninle meşgul; hepinizi binlerce öperim yavrum Berinim." Berin Hanım, kocasmın mektııplanndaki anlatımı beğenınemektedir. Her gün aldığı mektuplan okıırken, yazılar yazmış, kalcmi güçlü olan annesi Raziye Hanım'ı anarak, oğluna şunlan söyler: "Ah! Annenı olacaktı ki! O kim bilir neler yerleştirirdi bu mektuplara, üstü açık, üstü örtülü..." Duyguların, acılann, özlemlerin anlatınıının elli sözcükle sınırlandınldığı mektuplar, içinde sadece yatağın olduğıı bir odada yazılmaktadır. Oda bir hapishaneye, hapishane de bir adaya tutsaktır... Adnan Menderes'tir, Yassıada'da de yardımıyla, uçaktan kopan ve ters dönen kuyruk kısmından dışan çıkanr. Düşen, Türk Havayollan'na ait, Viscount tipi "Sev" adh uçaktır. Başbakan ve heyeti, 17 Şubat 1959'da, bağımsız Kıbrıs devletini kuracak olan antlaşmayı imzalamak için Londra'ya gitmek üzerc îstanbul'dan havalanırlar. Yolculuğun daha başında Londra'da havanın kapalı olduğu haberi gelir. Paris'e inmek planlanır ama Londra'nm 40 kilometre güneyindeki Gatvvick Havaalanı'nm inişe elverişli olduğu öğrenilir. Kaptan Münir Özbek bunun üzerine uçağın burnunu Londra'ya çevirir... Akşam 19.00'da, Sev uçağı, saklambaç oyununda gizlendiği pencere tülüne dolanan bir çocuk gibi sisten kurtulmak, havaalanına inmck için alçalmaktadır... Yolcular, çam ağaçlanna çok yakın olduklannı anladıklannda, her şcy için çok geçtir... Şefik Fermıen, kaza anını yıllar sonra şöyle anlatacaktır: "Kemerlerimiz takılmışü. Dışanda hava alacakaranlıktı. Uçak havada devamlı dönüşler yapıyor, fakat inişc geçemiyordu. Etrafimızı kalın, koyu gri renkte bir sis tabakası sannıştı. Sonunda inişe geçtiğimiz anlaşılıyordu. Uçakta scssiz bir beklcyiş vardı. Bir anda büyük bir gürültüylc kendimi uçağın enkazı altında yerde buldum. Etrafimda küçük alevler yanıyordu. Önümde Melih Esenbel'in bir gündüz ışığma doğru süzüldüğünü gördünı ve ona yardını etmeye koyuldum. Kısa sürede kendimizi dışan atnıayı başardık." Uçağın enkazına ilk ulaşan, kaza yerine yakın bir çifllikte oturan Bailey ailesi olur. Elizabeth Bailey'in eski bir hemşire olması hayattaki yolcular için ikinci bir şans olsa da, ambulanslar olay yerine iki saat sonra gelebilecektir. Bailey ailesinin altı yaşmdaki kızlan Margareth yaşadıklannı hiç unutamaz: "Önce uzaktan bir ses duyduk, sonra bir sürtme sesi ve patlama... Hepimiz pencerelere koştuk. Sisten hiçbir şey göremiyorduk, ama çok büyük bir terslik olduğunun farkındaydık. Babam bir balta alıp anneme 'Hadi gidiyoruz' dedi. Arabaya bindiler ve kaza yerine gittiler. Annem arabayla biraz uzakta bckledi, babam uçağın yanına gitti. Yardım etmeye çalışıyordu. O sırada orada bekleyen annenı ormanın içinde bir adamla karşılaştı. Şok halindeki bu adam Adnan Menderes'ti. Annem onu hemen arabaya alıp eve ğötürdü, pansımıan yaptı. Yaraları temizledi, ambülans çağırdı. Menderes şok halinde olduğu için konuşamıyordu." Margareth, yıllar sonra bir Türk doktorla evlenecek ve Adnan Mcndcres'in gençliğinde Altay Spor'un kaleciliğini yaptığı Izmir'e yerleşecektir. Futbol kalesi de üç direkle kurulur, idam sehpası da... Kaybedilen bir maçın suçlusu bellidir: Kaleci... Hakem bitiş düdüğünü çalınca, tribündeki bakışlar daha ceza alarundan dışan çıkmadan idam ederler, sırtında " 1 " numaralı formayı taşıyan oyuncuyu... Nc trajedidir ki, Adnan Menderes, " 1 " numaralı adam olarak, hayatında bir kalecinin de, bir siyasetçinin de cn kötü ve en hüzünlü anlannı yaşamıştır. • Mağara Adami / TAYYAR ÖZKAN (www.tayyarozkan.com) r Dünyayı tüketiyoruz... ZEREN KOÇAK "The Story of Stuff" ya da Türkçe adıyla "Şeylerin Hikâyesi". Ismi kulağa biraz garip gelen bu kısa çevre filmi, gerçektcn de "şeylerin", yani kullandığımız her şeyin hikâyesi. Mevcut üretim ve tüketim döngüsünün çcvrcye ve sosyal hayata maliyetini anlatan bu 20 dakikalık fılm şu anda 200 ülkeden yaklaşık 6.5 milyon kişiye ulaştı. Film bir ekip işi ancak fıkir sahibi ve yaratıcısı Annie Leonard. 20 yıl boyunca 40 ülkedeki 200 fabrikayı gezcrek çevre, sağhk ve insan hakları konusunda araştınnalar yaptı. Bu araştınnalar sırasında hem aşın hem de yetersiz tüketim yapılan bölgeleri gördü. Onu harekete geçircn dc bu oldu. Endüstriyel ve ekonomik sistemlerimizi; ekolojik dengeyi ve sosyal cşitliği küçümsemeyen, tersine onlara hizmet eden bir halc gctinnek için çalışmayı kendine görev edindi. Satm ahndıktan sadece altı ay sonra çöpe atılacak kadar dayanıksız üretilen eşyalar, sosyal hayata bir düzcn getinnek için kurulan devletlerin gittikçe büyüyen şirkctlerin sözüne amade olması, sağlığa zararları anlatılamayacak kadar büyük fakat yine de kullanımından vazgeçilmeyen toksik maddeler, yok edilen doğa kaynaklar, öldürülen hayvanlar, kendi topraklanna zarar gelmesin diye fakir ülkelcri sömüren emperyalist anlayış, medya destekli oluşturulan vahşi tüketim bilinçsizliği ve tüm bunlann mağduru insanlar... Kısacası "Şeylerin Hikâyesi", farkında olmasak da hepimizin tam ortasında olduğu kaçınılmaz yok oluş döngüsünü anlatıyor. Kendi ülkesi Amerika'ya da ağır eleştiriler getiren Leonard, Amerika'daki bazı kuruluşlar tarafından "anti-Amerikan" ve "anti-tüketimci" olınakla suçlaruyor. Hatta bazı okullarda filmin gösterimi bile yasaklanmış. "Şeylerin Hikâyesi'nin özünde anti-tüketimcilik yok" diyor Leonard, "sadece bizim yaptığımız Annie Leonard'ın (solda) kısa filmi "Şeylerin Hikâyesi" tüketim toplumunun dünyanın sonunu nasıl getirdiğini anlatıyor.... boyutlardaki tüketime karşı. Tabii ki ihtiyacımız olan şeyleri yapmalıyız, bu çok normal. Ama şu an dünyadaki tüketimi ne insanlar nc dc dünya kaldırabilir. Ve zanıan hızla akmaya devam ediyor. Bu yüzden geleceğimizden ödünç aldığımız şeyleri geri koymak için bu sistemin yerine başka bir sistem geliştirmemiz gcrckiyor." Bu konuda hepimiz az ya da çok bir şeyler biliyoruz, düşünüyoruz. Son zamanlardaki bilinçlendimıe çabaları büyük kitlclere ulaştı. Bu film, biraz da bildiklerimizi daha sağlam bir bilgi zeminine oturtarak önümüze sunuyor. Evet, tehlikenin farkındayız; sistem böyle devam cdemez. Peki, bu büyük sistemi değiştirmek için bireysel olarak ne yapabiliriz ki? Yanıt Leonard'dan: "Bunun, çok büyük bir sistemin içindeki çok büyük bir sorun olduğu ve tek başımıza bir şeyler yapmaya çalışmamızın işe yaramayacağı doğru. Işte tam da bu yüzden birlikte çalışmalıyız. Geri dönüşüm yapmak tabii ki işe yarayacak; ama muhtemelen dünyayı kurtarmaya yetmeyecek. Yaşadığımız toplumda, okulumuzda, mahallemizde ve hatta politik sistemlerimizde bile bir araya gelmeliyiz. Kendimizi tüketici olarak öyle bir benimsemişiz ki, dünyayı alışveriş yaparak kurtarabileceğimizi sanıyoruz. Ama bu olmayacak. Gerçekten kendimize ve yaşadığımız topluma bir çeki düzen vermeliyiz. Bu somnlar ancak böyle aşılabilir." Şu an "Şeylerin Hikâyesi" fılmini kitap haline getirmekle uğraşan film ekibinin birkaç kısa filmi daha yolda. Filmi izlemek ve diğer gelişmeleri takip etmek için www.storyofstuff.com adresini ziyaret edebilirsiniz. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear